Lise Türkçe Soruları

29. Kumral Ada Mavi Tuna romanı, aşk ve savaş olmak üzere iki ana izlek etrafında kurgulanır. Eserde insanın kendi- siyle mücadelesinin dış dünyadaki mücadelesinden daha zor olduğu, eleştirel ve yer yer ironik bir üslupla ele alı- nir. Toplumsal çatışmalar ve kutuplaşmalar, kişisel aynı zamanda toplumsal boyutta birçok probleme dönüşerek gerek toplumu gerekse bireyi çıkmaza sürüklemiştir. Bü- tün toplumsal iç savaşlar insan ruhunda çatışmalara, bö- lünmelere ve travmalara yol açar. Romanda özellikle güç- lü kişilikten yoksun bireylerin bu tür olumsuzlukları daha derinden yaşadığı görülür. Toplumsal çatışmalar, bireyi kendisine yabancılaştırdığı gibi insanları birlikten yoksun bırakarak onların zamanla içi boş kalabalıklara dönüşme- sine neden olur. Bu da toplum ve fert bağlamında birçok değer kayıplarıyla sonuçlanır. Eserde toplumsal çatışma- ların sebebini "insanların sorgulamadan yaptıkları eylem- lerde" gören yazar; iç dünyadaki savaşın çıkış yolu olarak aşkı, dışarıdaki savaştan kurtulmanın yolu olarak ise birlik olmayı görür. Bu parçada bahsedilen romandaki kişilerin "ruhsal ça- tışma, bölünme ve travma gibi olumsuz etkileri derinden yaşamaları"nın nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Toplumsal çatışmaların insan ruhuna yansımaları B) Birlik duygusunun giderek zayıflaması C) Toplumsal kutuplaşmanın etkisinin artması D) Bireylerin kişilik açısından gelişmemiş olması E) Kişilerin eylemlerinden sorumlu tutulmaması

30. • Mors kodu, radyo cihazları ile yayımlanmak isten- diğinde diğer iletişim araçlarından daha basit bir düzenek olması yeterli olduğundan amatör radyo meraklıları arasında kısa sürede popüler konulardan biri oldu. 2003 yılına kadar amatör radyo lisansı ala- bilmek için mors kodu bilme zorunluluğu vardı ama bu zorunluluk Uluslararası Telekomünikasyon Birliği tarafından kaldırıldı. • Havacılıkta pilotlar radyo navigasyon yardımları alırlar. Pilotların kullandığı istasyonların elverişli ol- duğundan emin olunması için mors kodu ile bir dizi tanımlama harfi iletilir. Deniz kuvvetleri ve havacılık alanı, üyelerine hâlâ mors kodu eğitimi vermektedir çünkü VOR ve NDB'ler gibi radyo navigasyon cihaz- ları hâlâ mors kodu ile tanımlanmaktadır. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Farklı alanlara ilişkin ortak bir paydanın olduğu B) Aynı sonucu pekiştirmek için farklı örnekler verildiği C) Birbirinden bağımsız konularda bilgilendirme yapıldığı D) Zıt görüşlerin aslında birbirini desteklediği E) Aynı durumun farklı üsluplarla değerlendirildiği

10. Sanatçının tiyatro ile ilişkisi 'Temaşa Haftaları' başlığı 1 ile yayımladığı tiyatro eleştirileriyle başlar. 'Hançer; Eski 11 Rüya' gibi oyunları ile Fransızcadan uyarladığı bazı oyun- || ları günümüzdeki adı Şehir Tiyatroları olan Darülbedayi' de oynanmıştır. Bu parçada numaralanmış noktalama işaretlerinden hangileri yanlış kullanılmıştır? A) I ve II B) III ve IV D) I, II ve IV IV C) I, II ve III E) I, II, III ve IV

28. (1) Sıvı yakıtların kullanıldığı roketlerde yakıt ve sivi oksijen, yanmanın gerçekleşeceği hazneye gönderilir. (II) Yanma sonucunda oluşan gazın roketten çıkarken sebep olduğu itme ise roketi ivmelendirir. (III) Katı yakıtlar ise -tarihleri sıvı yakıtlara göre daha eski olmasına rağmen- yakılmaları dolayısıyla roketin hızı istenildiği gibi kontrol edilemediği için problemlidir. (IV) Bu yakıt türü bir kez tepkimeye girmeye başladıktan sonra bir daha tepkimeyi durdurmak olanaksızdır. (V) Bu nedenle katı yakıtlar daha çok, roketin ihtiyacı olan ilk hızı sağladıktan sonra asıl roketten ayrılan destek roketlerinde kullanılır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden önce "Roketlerde yakıt olarak kullanılan maddeler katı ya da sıvı olabilir." cümlesinin getirilmesi uygundur? A) IV B) III C) I D) V E) I

31. 1. Farklı kültürlerde davranışlar farklı olabildiğinden kişilerin davranışları incelenirken geldikleri kültürün hesaba katılmasının altında hep bu görüş vardır. II. Sosyo-kültürel yaklaşım bu sebeple sosyal ve kül- türel faktörlerin insan davranışlarına olan etkisine yoğunlaşır. III. Psikolojide yaklaşımlar zihinsel süreçlerin yanında davranışların ele alınış şeklini etkiler. IV. Bunlardan sosyo-kültürel yaklaşım; genetik ve biyo- lojik faktörlerden çok, sosyo-kültürel durumların in- sanların tutum ve davranışlarının oluşmasında etkili olduğu düşüncesine dayanır. V. Bu yaklaşımların tamamı sadece sorulan soruları değil, bir araştırmada kullanılacak veri toplama yön- temlerini de etkiler. Numaralandırılmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulmak istense hangisi dışarıda kalır? A) V B) IV C) III D) II E) I

22. Günde iki kez diş fırçalamak, diş ipi ve ağız çalkalama suyu kullanmak dâhil akla gelen tüm önlemleri aldığımız- da bile dayanılmaz acılara sebep olabilen ve bizleri farklı diş tedavilerine yönlendiren diş çürüklerinden kurtulma- mız imkânsız gibi görünebilir. (1) Ancak çürüklerin başrol oyuncusu olan bakteri türüyle giriştiğimiz mücadele, yakın gelecekte diş çürüklerini tarihin tozlu sayfalarına gönde- rebilir. (II) Ağzımızda yaşayan bakteri türlerinden biri olan streptococcus mutansın yaşamsal faaliyetleri, diş çürükle- rinin başlıca sebebidir. (III) Diş plağında bulunan bu bak- teriler karbonhidratlı yiyeceklerdeki sükrozu dönüştürerek laktik asit üretir. (IV) Tükürüğümüzde bulunan bikarbonat, fosfat ve kalsiyum gibi bileşenler ağzımızda oluşan asit- lerin önemli bir kısmını hızlıca nötrlese de streptococcus mutans bakterileri etrafında asit birikmeye devam eder. (V) Diş fırçalarken ıskalanan asitli bir bölge, zamanla dişin dış katmanını aşındırarak çürüğe yol açar. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) I JELE B) II C) III D) IV E) V

27. Çocukken çok sevdiğim, eş anlamlı iki sözcük vardı: macera ve serüven. (1) Macera ya da serüven, hangisini kullanırsam kullanayım fark etmezdi benim için. (11) Zira o zamanki çocuksu dünyamın içinde macera yaşamanın ancak okumak yoluyla olacağını çok erken bir vakitte an- lamıştım. (III) Tuhaf, komik ve ilgi çekici arkadaşlarımla dünyanın her yerinde esrarlı yolculuklara katılıyordum. (IV) Nice çözülemez gizemi çözüyordum. (V) Bir de el- bette yetişkinlerin hiç bilmedikleri, varlığını zaten kabul etmeyecekleri alternatif büyülü dünyalarım vardı; hay- vanların konuştuğu, doğaüstü güçlerin hüküm sürdüğü ve iyiliğin her zaman galip geldiği dünyalar... Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi kendisinden önceki cümlenin gerekçesini açıklamak- tadır? A) I B) II C) III D) IV E) V

anlar", Peyami Safa'nın an demeyeceğim ama asında İstanbul'da ımdır bu çünkü savaşı savaşın toplumsal dü- esin değişimleri sergi- izca bir zaman gös- omani" ya da savaşı mayacağı açıktır. Bu geçen iki romanını, 1, topluma bakışları şi olgusunca belir- ğuşa tanıklık eden , Yaban, Ankara, üründen saymak e Kurtuluş Sava- na yayılmış vaz- Su hâlde "Sözde Savaşı'nı ya da bir sorunu yok- dir; sahne, sa- kımından öyle i romanda da erleştirebiliriz zülmeyi, çürü- al yaşamdaki Romancıya en hangisi sırasında İnsanlar" suz etki- r. vaşı ay- an" git urtu' ge- Onun ilk hikâyeleri klasik vaka hikâyeleri değil- dir. Bu hikâyelerin temalarını; yalnızlık, can sıkıntısı ve bunalım oluşturmakla beraber ana tema kadın- dır. "Tutkulu Perçem" deki hikâyeler değişken bir iç dünyanın dışa yansımaları olarak görülür. Soysal'ın ikinci kitabı "Tante Rosa" yapı ve kurgu bakımın- dan daha farklı bir eserdir. Kitap, klasik hikâye tar- zında yazılmıştır. "Tutkulu Perçem" de olduğu gibi bu eserin kahramanı da kadındır. Hikâyeler Tante Rosa'yla başlar, Tante Rosa'yla biter. Bu yönüyle hikâyeler kronolojiktir. Yazarın üçüncü hikâye kitabı "Barış Adlı Çocuk" ise "Tante Rosa" da olduğu gibi klasik vaka hikâyeleridir. Her tema bir olaya dayanır. Olaylar, belirli bir zaman ve mekânda cereyan eder. Hikâyelerin dördü biyografik özellik taşır. Çoğunluğu 12 Mart 1971'den sonra yazılan bu hikâyeler, yaza- rın dünya görüşündeki değişimin bir yansıması ola- rak görülebilir. Bu değişimin yönü "ben" den "biz" e "birey" den "toplum" a doğrudur. Parçada anlatılanlardan hareketle aşağıdakiler- den hangisi giriş cümlesi olabilir? A) Sevgi Soysal, üç hikâye kitabında da kadın kah- ramanlarını ön plana çıkarmıştır. B) Türk hikâyeciliğinde 1960'tan sonra büyük deği- B şim yaşanır. C) Sevgi Soysal, birçok farklı türde önemli eserler vermiştir. H "Tutkulu Perçem" adlı eser dil bakımından usta- ca ele alınmıştır. E) Sevgi Soysal'ın hikâyeleri genel özellikleriyle değerlendirildiğinde farklı bir yapıyla karşılaşılır. 16. Bizde is gelenec olarak -www AŞL irlerini kâyele müşte edebi çok he şan a yüz y Azeri tabal ceva "hall Anl dak A) BY

24. Ağaçtan yeşil, denizden mavi, çiçekten kırmızı ara- yan, bulunca da tezgâha koşan Anadolu insanı; öfkelerini, yenilgilerini, özlemlerini, ümitlerini, sevinçlerini kilimlerde dile getirir. Anadolu'da kilim, renk sofrasıdır; renge aç insanların sofrası... Ali, moru, akı, karası, sarısı durusu, nesi var, nesi yoksa cömertçe ortaya döker. Evini, çadırı- nı, bir bayram şenliğini, bir düğün alayını renklere yansıtır ve yaşadığı her yeri tablo gibi olan bu kilimlerle donatır çünkü bu, Anadolu insanının dünyasıdır. ==== Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıda- kilerden hangisi getirilemez? A) Kilim, Anadolu insanının her türlü özelliğini ifade ettiği motiflerin ve renklerin tezgâhta bir araya getirilmesidir. B) Göz alabildiğine bozlaşan topraklarda, yeşile, kırmı- ziya, maviye, turuncuya özlem duyan insanlar hıncını kilimlere döktüğü renklerden alır. C) Bir renk cümbüşünün içinde duygularını, düşüncelerini ifade etmek, tezgâh başında kilim dokuyanların sana- tıdır. D) Hayatta umduğunu bulan ya da bulamayan insanlar; umutlarını, duygularını kilime renk cümbüşü olarak dö- ker. E) İnsanların hayata bakış açılarını renk renk, motif motif işlediği kilim, dokuyanın iç dünyasını yansıtır.

Deneme Sınavı - 09 27. Disgrafi tamamen beyinle bağlantılı bir problemdir ve uzun süre fark edilmeyebilir. Birçok anne baba, çocu- ğu ilkokula gitmeye başladığında bu güçlüğü öğrenir. Bununla beraber her zaman erken tanı güçlükle müca- dele etmede etkin rol oynar. Başlangıçta genel olarak ilgi eksikliği, yazma ve okumayı kavramadaki zayıflıktan dolayı çocuğun tembel olduğu düşünülür. Çocuğunuzun kalemi doğru tutmak ve defter satırında harfleri satıra yazma gibi basit şeyleri yapmada zorlukları olabilir. Ço- cuğun kendisinin dahi okumakta zorlanacağı dağınık el yazısı vardır. Disgrafinin; şekilleri ayırt etmede ve harf- lerin arasına boşluk bırakmada zorluk yaşanması, ma- kas kullanma ve oyun oynarken direktifleri takip etmede zorlanılması, kendi el yazılarını okumakta güçlük çekil- mesi, gramerin ve noktalama işaretlerinin doğru kulla- nılamaması gibi sınıflandırılabilecek kategorileri vardır. Bu parçada disgrafiyle ilgili aşağıdakilerin hangisi- ne değinilmemiştir? A) Vücudun hangi bölümüyle ilgili olduğuna B) Kim tarafından teşhis edilebileceğine Teşhis öncesi nasıl yorumlanabileceğine D Hangi kategorilere ayrıldığına E Belirtilerinin neler olabileceğine etter pict

Gençlik dönemlerimizdeki üretme gücümüz zamanla yerini üretilene yöneltir. Bu nedenle gençlik yıllarını üretime ayırmak ve gerekli üretimi yapmak, rahat bir geleceğin ilk adımıdır. Bu ilk adımı zamanında atabi- lenler rahatken bu adımı geciktirenler, üretme süreci- nin sancısını etraflarına da yaşatırlar. Böylelikle rahat olacağı düşünülen orta ve ileri yaşlar tam tersi sıkıntılı bir dönem olur. 4. Bu parçada üzerinde durulan düşünce aşağıdaki- lerden hangisidir? A Zamanında yapılacak hamlelerle rahat bir yaşam oluşturulabilir. B) Geciken her türlü adım hedeflerinize ulaşmada si- kıntı yaratabilir. Gençlik döneminin doğru değerlendirilmesi yaşlılık döneminde meyvesini vermeyebilir. Birtakım yatırımlar karşılığını çeşitli dönemlerde bulabilir. Gençken atılacak adımlar sağlam olmalı ki pişman- lık yaşanmasın.

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? Thesi A) Pek çok şiir yazan şairler de kimi zaman niceliğin niteliği kovduğu kaygısına düşmez mi? es B) Gazetenin baş yazarı dün görevinden istifa edince yöneticilerdeki gelecek kaygısı da kendini belli etti. Her bir yazıyı tekrar tekrar okudum ve o yazılardaki düşüncelerin toplum tarafından fark edilmeyeceğine inandım. D) Her karara karşı olan bir üye gibi davranıyor ve hiç kimsenin düşüncesine saygı göstermiyordu. E) Yarınki söyleşiyi öğretmenevinde yapmak da büyük bir sıkıntı doğuracaktır ki bu problemi yaşamayı asla istemiyorum. UcDört Best Diğer sayfaya geçini.

23. Tartışmalarda öfkelendiğimiz an gerçek için değil, STIVEVIGHT kendi hesabımıza çalışmaya başlarız. Bu cümlede öfke duygusuyla ilgili aşağıdakiler- den hangisi vurgulanmıştır? Bireyselliği V B) Bencilliği C) Sanallığı D) Yansıtıcılığı E) Zarar verici olması

23. (1) Schopenhaure, "Daha çok yaşamak, daha çok acı de- mektir; yaşadıkça çekeceksin." demiş. (II) "iyi ya!" diye karşılık verecektir Nietzsche de ona. (III) "En derin deniz- lerden çıkmaz mı en büyük dağlar?" diye de soracaktır. (IV) Kara bulutların arasından güneşin daima doğacağını belirtecektir Nietzsche. (V) Ben bu konuda Nietzsche'ye katılanlardanım. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde "dolaylı anlatım" söz konusudur? A) I B) II C) III D) IV E) V

19. Bugünün edebiyatında yazarlar, artık yapıtlarını geniş bir kitleyi hatta neredeyse tüm dünyayı düşünerek oluştu- ruyorlar. Her ne kadar kendi ulusundan ve dilinden yola çıkmayan, başka dillerdeki başka okurlara yönelik yazı- yormuş izlenimi veren bazı yazarlar, yerel okurları zaman zaman rahatsız edip öfkelendirse de dünyanın gidişatı doğrultusunda pek çok kişinin dahil olduğu küresel bir ede- biyat çevresi olduğunu kabul etmek gerekir. İlk çalışması "Cosmopolitan Style" ile edebiyatta ulus sınırını aşan yeni bir akım olan modernizmi; Joseph Conrad, James Joyce, Virginia Woolf, Kazuo Ishiguro, Salman Rushdie ve W. G. Sebald üzerinden irdeleyen Amerikalı Akademisyen Re- becca L. Walkowitz, geçtiğimiz sene Columbia Üniversite- si tarafından yayımlanan "Bom Translated" adlı inceleme- sinde; bu mantıktaki yazarların, yapıtlarını çeviri mantığını akıllarında tutarak nasıl yazdıklarını gözler önüne seriyor ve dünya edebiyatı çağında, çağdaş romanın izini sürer- ken çeviri meselesini vurucu bir üslupla ele alıyor. Bu parçada aşağıdaki yargılardan hangisine değinil- memiştir? A) Bazı yazarların evrensel düzeyde okuyucuya ulaşabil- mek için yazdığına B) Söz konusu yazarların eserlerini çeviriye uygun bir dil- le yazmaya çalıştığına C) Bazı okuyucuların, ulusları dışındaki okuyucuları dü- şünerek yazan sanatçılara kızdığına D) Çeviri meselesini ele alan "Bom Translated" makalesi- nin, Walkowitz'in ikinci eseri olduğuna E) Amerikalı akademisyenin çağdaş romanın izini sürer- ken çeviri konusuna da değindiğine

18. (1) Derste tarif edilmez bir heyecanla sıranın bana gelme- sini bekliyordum. (II) O sırada hocamın bana doğru bir bakış attığını fark ettim. (III) Bir anda sınıftan kopan bir kahkaha ile irkildiğimi söylemeliyim. (IV) Yüzümü sunum için hazırlanmış sahneye çevirdiğimde ekrana yansımış olan görüntü beni dehşete düşürdü. (V) Bu andan itibaren hocam mı yoksa ben mi daha telaşlıydım, inanın bilemiyo- rum. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangilerinin yüklemi birleşik yapılıdır? A) I ve III B) I ve V D) I, II ve V C) II ve IV E) II, IV ve V