Lise Türkçe Soruları

E) Bilimi ön planda tutması 6. Aşağıda bir il merkezine ait aylık ortalama yağış ve sıcaklık grafiği verilmiştir. Yağış (mm) 140 120 100- 80 60 40 20 Yağış mi Sıcaklık söylenebilir? A) Ankara B) Muğla Sıcaklık (C) 25 D) Gaziantep Eylül Ekim 20 Kasım Aralık Grafikteki bilgiler dikkate alındığında bu il merkezinin aşağıdakilerden hangisi olduğu C) Trabzon E Hakkâri 15 10 +5

13. I. Söz konusu bu bilim dalı, içinde arkeolojinin de yer al ğı bazı disiplinler için oldukça önem arz etmektedir. II. Kesin tarihleme yöntemleri olarak tanımlanan bu yön- temler; radyokarbon (C14), dendrokronoloji, varv yön- temi, amino asit resamizasyonu, obsidyen hidrasyonut olarak sıralanabilir. III. Kronoloji, en basit tanımıyla, "zaman bilimi" olarak açık- lanmakla birlikte, insanları ve yaşamı etkileyen olayların başlangıç ve bitiş tarihi ile arada geçen süreyi kapsa- maktadır. IV. Buna bağlı olarak kazı alanlarını tarihlendirmede kulla nılan pek çok yöntem bulunmaktadır. V. Çünkü geçmişteki yaşanmışlık sonucunda ortaya çıkan veriler ve bunların arasındaki senkronik bağlantılar ko nolojik sıra ile ortaya konmaktadır. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi sondan ikinci olur? A) I B) II C) III D) IV E) V 15. kaw kor lerc kul kul Bö en sü ma ris rü B as A E

4. (1) Öncelikle sanat ve zanaat arasındaki farkın ne olduğunun belirgin kılmak gerekiyor. (II) Bana göre zanaatta üretilmiş olan her bir ürünün belli bir fonksiyon için üretildiğini söylemek gerekir. (III) Bu fonksiyon da hiç şüphesiz somut ve maddi bir işleve karşılık gelir. (V) Hâlbuki sanat için böyle bir durum söz konusu değildir. (IV) Sanatta somut bir işlev söz konusu değildir, haz verme gibi bir estetik fonksiyon söz konusudur. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) I B) II C) III D) IV E) V

TYT/ 30. Candide hikâyesinde Voltaire; genç ve her şeyden habersiz Candide'e, Alman düşünürü Leibniz'in felsefesini temsil eden Pangloss ve sağduyunun temsilcisi olan filozof Martin'le birlikte bütün dünyayı dolaştirir. Almanya'dan Hollanda'ya, Italya'ya ve sonunda Türkiye'ye giden Candide, bu gezileri sırasında binbir felaketle karşılaşır. Almanya'da asker olur. Hollanda'da çok büyük aşağıla malara uğrar, öğretmeni Pangloss'u amansız bir hastalığa yakalanmış olarak bulur, Portekiz'de bir engizisyon mah- kemesinde acımasız bir cezaya çarptırılır, adam öldürür, Amerika'da yamyam yerliler tarafından yenilmek üzere iken son anda kurtulur, Fransa'da tuzağa düşer ve rını çaldırır, Italya'da taçlarını, tahtlarını yitirmiş altı kralın serüvenlerini dinler ve sonunda Türkiye'de yaşamın anla- minin ne demek olduğunu öğrenir. Başından geçen onca olaya rağmen filozof Pangloss'un dediklerine uyarak her şeyin "iyi" olduğuna inanır ve bu düşüncesinden ancak Türkiye'de vazgeçer. Ona yaşamın amacını, yaşamın anlamını Türkiye'de tanıdığı bir dervişin "Bahçemizi yetiş- tirelim." sözü öğretir. O zaman Candide, onca zamanını boşuna geçirdiğini anlar, binbir felaketten sonra bir araya toplanan hikâyenin kahramanlarına birer iş verir, hepsini bir uğraşa kavuşturur ve bahçesini yetiştirir. parala- 31. Bulut yağm Hava lar s parc lana Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Hikâye kahramanı Candide'in başına geleceklerden habersiz bir şekilde dünyayı dolaştığ B) Candide'in insan yaşamının asıl amacını Türkiye'de tanıdığı bir dervişin sözüyle öğrendiğr C) Kahraman Candide'in bir zaman sonra yanındaki filo- zof Martin'in düşüncelerinden vazgeçtiği D) Voltaire'in, Candide hikâyesinde kahramanın yanına bazı görüşleri temsil eden başka kişileri de eklediği may gök lac ve bo no b n E) Candide'in, birçok ülkede felakete uğramasına rağmen S her şeyin iyi olacağı düşüncesine bağlı kaldığı A R M A L

A pause break TYT Türkçe d sys 10. (1) Küçük balıkçı köyünün sakinleri, 18. yüzyılın sonlarına doğru köylerinin feci bir sona yaklaştığını fark ettiler. (II) Dev kumullar köylerine doğru yavaş yavaş ilerliyordu. (III) Köylüler, tahta bariyerler yaparak kumulların yönünü değiştirmeye çalıştılar fakat başarılı olamadılar ve kumullar 1797'de köyü tamamen kapladı. (IV) Azimli bir posta görevlisi olan Georg David Kuwert (Corc Deyvid Kavirt) ve babası Gottlieb (Gatlib), köylerini tekrar eski hâline kavuşturabilmek için 1825'te ağaçlandırma çalışmasına başladılar. (V) Daha sonraki dönemlerde de köylerini eski hâline kavuşturma idealini paylaşanlar tarafından bu çalışmalar devam ettirildi. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili sut aşağıdakilerin hangisi yanlıştır? stim sis lib sinsbon A) I. cümlede küçük balıkçı köyünün sakinlerinin öngörüsü dile getirilmiştir. 180 B) II. cümlede kademeli bir durumdan söz edilmiştir. siedms C) III. cümlede köylülerin başarısız bir girişimine değinilmiştir. sveca Jeegilid Jeclisit an home (8 D) IV. cümlede köyün geleceğini düşünerek hareket mee eden bir baba ve oğuldan söz edilmiştir. E. cümlede yürütülen çalışmaların zor bir yönünden bahsedilmiştir. lomst obnice 11. Sen büyüdüğün yakit alzedo, jedeyib. bus plo nolo (0

cevaplayınız. Orta Doğu başta olmak üzere pek çok ülkede tarımı yapılan si- yez, on bin yıllık uzun geçmişiyle, buğday türlerinin atası. Bugü- ne kadar korunan genetik yapısı, besin değeri, canlı ve cansız et- menlere karşı dayanıklılığı siyezi birçok ülkede araştırmanın odak noktası hâline getirdi. Ülkemizde ilk olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde tarımı yapıldığı tahmin edilen siyez, bugün düşük ve- rimli dağlık arazilerde yetiştirilerek o bölge insanının ihtiyacını kar- şılamaktadır. Siyez, morfolojik yapısı bakımından diğer buğday türlerinden farklıdır. Örneğin "kavuz" olarak adlandırılan en dış katmanının yapısı diğer buğday türlerine kıyasla daha dirençli ol- duğu için siyez, çevreden gelebilecek zararlara karşı daha daya- nıklıdır. Siyezin ayırt edici bir diğer özelliği de düşük glisemik in- deksidir. Karbonhidrat miktarı düşük olduğundan kandaki şeker oranını birden yükseltmez ve vücutta ani açlık hissinin oluşması- ni engeller. Sert iklim koşullarına dayanıklı olmasına rağmen ve- rim oranı günümüz buğdaylarından düşük olduğu için siyezin ti- cari açıdan geliştirilmesi gerekiyor. Islah edilmiş buğdayların ekim alanlarının artması, siyez ekim alanlarının azalmasına yol açıyor. 7.1* Bu parçadan "siyez buğdayı'yla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Günümüzde küçük alanlarda da olsa tarımı yapılmaktadır. B) Ticari açıdan verimsiz oluşu, ekiminin sınırlı kalmasına yol aç- mıştır. C) Günümüzde islah edilerek modern buğdaya dönüştürülmek- tedir D) Ülkemize özgü bir tür değildir. E) Buğday ailesinin en eski üyesi olan bu tahıl, genetik özellikle- rini korumaktadır. 4 AU D

ben aşağı atım a yeri g Kusurla an sizi -lup ne yete nir v 1 T. ili s V 5 B) II C) III 5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bozukluğu vardır? D) IV 1. Şeftali çekirdeğinin kab az ve kükürt oranı düşük, A) Eskimiş fikirler paslanmış çivilere benzer, söküp çok güçtür. B) Birisi tarafından delice sevilmek size güç verir, birisini delice sevmek ise cesaret. C) Kimse kimseyi unutmuyor ama asla karşı tarafın i hicimde hatırlamıyor Fosil yakıtlardan elde ettiğimiz ve yaygın olarak kullandığımız gaz, artık yalnızca güneş ışığı, karbondioksit ve su kullanan yapay yapraklar tarafından başarı ile üretilebilecek ve bu gelişmenin petrole alternatif olarak sürdürülebilir Sıvı yakıt kaynağını oluşturabileceği umuluyor. Güneş yakıtları için karbonsuz setler yeni kilometre taşımızı oluşturuyor. University of Cambridge'ten araştırmacılar da bu sistemlerin sentez gazı veya 'SynGas' adı verilen ve hem basit hem de sürdürülebilir şekilde üretilebilen gazı üretebildğini gösterdi. Fosil yakıtlar yerine, yeni yapay yaprak güneş ışığından besleniyor ve bulutlu veya kapalı günlerde bile çok yüksek bir verimlilik ile çalışabiliyor. Sentez gazı üreten mevcut endüstriyel sistemlerden farklı olarak, yeni yapay yapraklar atmosfere karbondioksit de eklemiyor. 39. Bu parçadan hareketle yapay yapraklar ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? II. Fırınlarda, seralarda, haman sistemlerinde, tavuk çiftliklerin alternatif bir enerji kaynağıdır. Bu iki cümlede ifade edilenlerin de birleştirilmiş hâli asa A) Fosil yakıt kullanmadan gaz üretebilmektedir. B) Petrole alternatif olabileceği düşünülmektedir. C) Hakkında çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. D) Güneşli günlerde daha çok enerji üretebilmektedir. E) Atmosfere olumsuz etkisi bulunmamaktadır. ğu ü farkl ışına hi he i bu IN

2. Aşağıda verilen dizelerin hangisinde "somut-tür-Özel" ad bir arada örneklen- dirilmiştir? Yalnızlığın sesinden bir resim yaptım Karanlık kalabalıklardan süzdüm ışığını B) Haliç'teyim, uzanıyorum Boyluca serinliklere, sensiz C) Anadolu baştan başa çiçek Çiçek kokularıyla dolu bir memleket D) Sen gelmezsen bu denizde Ne ateşler kalır, ne de oyunlar E) Ey geceyi renk alan yürek Bu ne sallanış, gözler daha açılmamış Palme Yayıncılık

n 3. 13. Göller ve köprüler o kadar çok ki zaman zaman gördükle- rimiz göl mü yoksa Baltık Denizi'nin uzantıları mı diye şüp- heye düşüyoruz. Bu cümledeki altı çizili sözcükte görülen ses olayı aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Onun bu şiiri, fırtına sonrası gevşemeye benzer bir di- renç çözülmesini yansıtıyor. B) Çaresizliğin sesini kimse duymaz, bunu yürekten bi- liyorum. C) Karbonhidrat ve yağ bakımından zengin yiyecekler de bağımlılık yaratıyor. D) Aldığı her kararı, hiç düşünmeden uygulamaya geçi- riyordu. E) Sözü söylerken on defa düşünmeyi, onu en güzel şe- kilde dile getirmeyi hep unutuyoruz.

verdiğine E) Konu seçimini gerçek yaşamın sıra dışı olayları arasından yaptığına 36. Dağın doruğunda tek başına canlı bir anıt gibi du- ran, güngörmüş devran sürmüş, neden sonra inzi- vaya çekilmiş ihtiyar alıcın gölgesinde manzarayı seyre dalarsınız. Önünüzde ufuklara kadar uzanan dalgalı arazide, mevsime ve vakte göre renkten ren- ge giren sırtların, bayırların, derelerin, vadilerin, bir- birine yaslanan tepelerin oluşumlarını hayal meyal görür gibi olursunuz. Üzerinde durduğunuz tepenin, ayağınızın altından kaymaya başladığını hisseder gi- bi bir hoş olursunuz. Düşünceniz genişler, kanatla- nır; ağır ağır, süzüle süzüle bütün gördüklerinizin üs- tünden uçarken onların dünyamızın oluşum aşama- larının tanıkları olarak anlattıklarını duyar gibi olursu- nuz. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Kişileştirme. B) Betimleme C) Uzun cümleler D) Benzetme E) Yansız söylem 3 YKS Deneme - 3B 3

TYT / TÜRKÇE 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Doğan Cüceloğlu; Türk insanının düşünce, duygu ve davra- nışlarını, öğrenme ve öğretme süreçlerini, bilimsel psikoloji kavramları içinde inceleyen kitaplar yazdı. İnsana ait birçok konuda saptaması vardır: ✓ ✓ ✓ A ✓ "Çocuklar gülsün diye!" yaşayalım. Çünkü insanın ana vatanı çocukluğudur. Çocuklar gülerse büyük- ler güler. Ölümün saati yok. Yanınızdaki kişiye değer verin; kırmayın. Belki de saatler sonra ona değil toprağı- na dokunacaksınız. Mükemmel değil merhametli çocuklar yetiştirin. Karıncaları incitmeyen, ağaç dallarını kırmayan, çiçekleri ezip geçmeyen, sevgiyi hissetmeyi ve his- settirmeyi bilen çocuklar. Insanın kaçamayacağı en büyük otorite kendi vic- danıdır. ✓ Niyetiniz, yaşamınızın pusulası olmalıdır. ✓ Unutma, ölüm en güçlü öğretmendir. İçindeki "insanı" sevmeden öğrenciyi geliştiremezsi- niz. Insan hayatının anlamını refahta, sosyal kimlikte bulamaz. Ancak içindeki niyetin saflığında bulabilir. bireyakau 11. 40. Bu parçadan hareketle, 1. A Köyden kente göçün ekonomik sonuçları üzerine incelemeler Öğrenmeyi öğrenme konusunda strateji geliştirme basamakları Deneme - 4 Il Ev ekonomisi alanında kadınların etkisini artıran faktörler A) Yalnız I ifadelerinden hangileri belirtilen saptamaları yapan kişinin çalışma alanına girer? B) Yalniz II D) I ve 11 C) Yalnız III EXI ye

20. Türklerin tarihinin dönüm noktalarından biri olan 1071'deki Malazgirt Savaşı'ndan bir yıl önce kaleme ||| || alınan Kutadou Bilig, sadece Türk Edebiyatı'nın de- TV ğil; dünya edebiyatının da önemli eserlerinden biridir. V Bu parçadaki numaralanmış bölümlerin hangi- sinde yazım yanlışı vardır? A) I. GDJIN. B) II. C) III. CD) IV. E) V. YKS Deneme -3B

un an m. a- a- ki. 7. di- i- li 23. Bugüne kadar bilimin ulaştığı hemen her kesinliğe bir ya da birden fazla varsayım öncülük etmiştir. Bu arada, doğal olarak pek çok varsayım, doğru olmadığının kanıtlanma- sıyla elenmiştir. Demek ki varsayım, neden-sonuç ilişki- leri kurabilmek için zorunlu bir zihinsel işlemdir ama doğru sonuçlara varabilmek için varsayımın, yalnızca bir araç olduğunu bir an bile unutmamak gerekmektedir. Zira sap- lantıya dönüşmüş varsayım, bir bağnazlık göstergesinden başka bir şey değildir. Ne yazık ki bilimin tarihinde böyle bağnazlıklara az da olsa rastlanılmıştır. Bu parçada varsayımlar ile ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir? A) Bilim insanlarının, oluştururken epey zahmetli bir sü- reç geçirdiğine BY Bilimsel kesinliklerde hep ilk adım olma rolünü üstlen- diğine Doğru sonuçlara ulaşmada amaç değil araç olduğuna D Bilim adına olması gereken bir zihinsel işlevlik özelli- ğine Bilimsel araştırmalarda bazılarının elenebilirliğine 24. İyi bir şiir okudum diyenlerin limanıdır Müştehir Karakaya. Rengârenk manzaralarla örülüdür misraları. Kâh gün- batımlarında dolaştırır muhayyilenizi kâh bir çoban çeş- mocinin kurnasında dinlendirir ruhunuzu Söyleyecekleri

a ; 6 16. Romantizmden sonra ortaya çıkan akımların tümü, kendilerini, yerleşik beğeniye karşı duran birer mu- halif olarak tanımlar. Bu cümledeki ögelerin doğru sıralanışı aşağıda- kilerden hangisinde verilmiştir? A) özne - belirtili nesne - dolaylı tümleç - yüklem B) zarf tümleci- nesne dolaylı-tümleç - yüklem C) Özne - belirtili nesne - zarf tümleci - yüklem Dozne - dolaylı tümleç - zarf tümleci - yüklem özne - belirtili nesne - dolaylı tümleç - zarf tüm- leci - yüklem 1. Oturum - Temel Yeterlilik Testi

15. İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık! fipi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, Birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine ATürküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık Saçına rüzgâr, sesine ışık düşürememek kimsenin. Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun Help Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur? JIGGY 10 A) Benzetme edati B) işim tamlaması C) Belgisiz zamir Türemiş isim E) Cekimli fiil okimiy

- XIII 3. 40 1. Sanayi Devrimi'yle makineli üretime geçen Avru- pa, ekonomik olarak her geçen gün biraz daha gelişirken Osmanlı Devleti elle üretime devam ettiği için her geçen gün ekonomik olarak biraz daha zayıflamıştır. II. Fabrika kurmak istediğinde makineleri ve o ma- kineleri kullanacak teknik elamanları dışarıdan getirtmiştir. Cevapli Test III. Ancak teknik elemanlar ülkelerine döndüklerinde makineler de susmuştur. IV. Osmanlı Devleti, 16. yüzyıldan itibaren bilimsel ve kültürel bakımdan bir hayli geri kalmış, Ba- tı'nın yaptığı gibi bilgi üretip bu bilgi ile teknolojik gelişimini sağlayamamış; makine yapıp fabrika kuramamıştır. Attite TV V. Çünkü makine kol gücünü yenmiş, elle üretilen Osmanlı malları makine ile üretilen Avrupa malla- rıyla rekabet edemez hâle gelmiştir. D) III ile V B) Vile III C) trile TV E) Vile V