Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Lise Türkçe Soruları

TYT, AYT, YKS, LGS, KPSS, ALES hazırlık sürecinde dilediğin dersten soru çözüm desteği almak ister misin? Kunduz’a sorularını sor, alanında uzman eğitmenler cevaplasın.
4. Deneme
38. Andreyev'in Rusya'nın Rus-Japon Savaşı'ndan (1904)
ağır bir yenilgiyle çıkmasının ardından kaleme aldığı "Ki-
zıl Kahkaha", savaşın akıl almaz zulümleri üzerine yazıl-
mış en sarsıcı metinlerden biridir. Bir Rus subayının Man-
çurya'daki korkunç taarruz sırasında tuttuğu bölük pörçük
günlük, onun ölümünden sonra savaşa katılmayan kar-
deşi tarafından tamamlanır. Genç subay kendi ordusu-
nun mermilerine hedef olarak bacaklarını yitirmiştir. "Kızıl
Kahkaha" onun için yaralı, sakatlanmış, paramparça be-
denlerin; "kanla kızıllaşan toprakların" simgesidir: "Dünya
çıldırdığında böyle gülmeye başlar." Savaş alanındaki
vahşet, hem sonu gelmeyen yürüyüşün tükettiği askerleri
hem de bütün bu acılar karşısında büyük bir acze düşen
doktorları delirtmiştir. Subayın kardeşi savaşı dışarıdan
izlese de ölümü ve acıyı kanıksayıp duyarsızlaşmış, o
da tıpkı subay gibi akıl sağlığını yitirmiştir. Savaş öyle
akıl dışı bir hale gelmiştir ki oğlunun korkunç bir ölümle
can verdiğini gazetelerde okuyan bir ana, bir ay boyunca
ondan mektup alır. Ölülere ölülerden mektup gelir. Kızıl
Kahkaha, giderek toplu bir cinnete dönüşen savaşın yol
açtığı muazzam yıkımın, altüst ettiği hayatların, insanlık-
tan çıkıp deliliğe sığınanların trajik öyküsüdür.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylene-
mez?
A) Savaşın sarsıcı ve yok edici yönü tüm çıplaklığıyla
okuyucuya aktarılmaya çalışılmıştır.
B) Savaş alanındaki vahşetin insan psikolojisi üzerinde
yarattığı travmalara değinilmiştir.
C) Bu eserin gerçekçiliği kanla kızıllaşan toprakların sim-
gesi haline gelmiştir.
D) Trajik olayların tüm detaylarıyla edebiyata konu olabi-
leceğine değinilmiştir.
E) Yazar, savaştan Japonların ağır bir yenilgiyle çıkması-
nin ardından bu eseri kaleme almıştır.
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
4. Deneme 38. Andreyev'in Rusya'nın Rus-Japon Savaşı'ndan (1904) ağır bir yenilgiyle çıkmasının ardından kaleme aldığı "Ki- zıl Kahkaha", savaşın akıl almaz zulümleri üzerine yazıl- mış en sarsıcı metinlerden biridir. Bir Rus subayının Man- çurya'daki korkunç taarruz sırasında tuttuğu bölük pörçük günlük, onun ölümünden sonra savaşa katılmayan kar- deşi tarafından tamamlanır. Genç subay kendi ordusu- nun mermilerine hedef olarak bacaklarını yitirmiştir. "Kızıl Kahkaha" onun için yaralı, sakatlanmış, paramparça be- denlerin; "kanla kızıllaşan toprakların" simgesidir: "Dünya çıldırdığında böyle gülmeye başlar." Savaş alanındaki vahşet, hem sonu gelmeyen yürüyüşün tükettiği askerleri hem de bütün bu acılar karşısında büyük bir acze düşen doktorları delirtmiştir. Subayın kardeşi savaşı dışarıdan izlese de ölümü ve acıyı kanıksayıp duyarsızlaşmış, o da tıpkı subay gibi akıl sağlığını yitirmiştir. Savaş öyle akıl dışı bir hale gelmiştir ki oğlunun korkunç bir ölümle can verdiğini gazetelerde okuyan bir ana, bir ay boyunca ondan mektup alır. Ölülere ölülerden mektup gelir. Kızıl Kahkaha, giderek toplu bir cinnete dönüşen savaşın yol açtığı muazzam yıkımın, altüst ettiği hayatların, insanlık- tan çıkıp deliliğe sığınanların trajik öyküsüdür. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? A) Savaşın sarsıcı ve yok edici yönü tüm çıplaklığıyla okuyucuya aktarılmaya çalışılmıştır. B) Savaş alanındaki vahşetin insan psikolojisi üzerinde yarattığı travmalara değinilmiştir. C) Bu eserin gerçekçiliği kanla kızıllaşan toprakların sim- gesi haline gelmiştir. D) Trajik olayların tüm detaylarıyla edebiyata konu olabi- leceğine değinilmiştir. E) Yazar, savaştan Japonların ağır bir yenilgiyle çıkması- nin ardından bu eseri kaleme almıştır.
28. Gençlere "iyi bir yazar olmak" hakkında öğütler veren
eğitmen, aşağıdaki uyarılarından hangisinde "çevrele-
rinde olup bitenleri üstünkörü incelemek yerine özünü
kavramak için çabalamayı" önermektedir?
A) Yazar olmanın temeli yazmaktan ziyade çok okumak-
tan geçer. Yazarlık bir sürahi gibidir. Doldurmadan
boşaltacağınız hiçbir şey olmaz.
B) Bir konu hakkında yazılar yazarken hafızanızdaki bil-
gilerle yetinmeyin. Her zaman farklı bilgilerle yazını-
zın içeriğini zenginleştirin.
C) Bakmak ile görmek aynı şey değildir. Bir yazar çevre-
sinde olanları görmeli ve yaşanılan şeylerin farkında
olmalıdır.
D) Çevrenizde gördüğünüz insanlarla sürekli iletişim
hâlinde olun. Apartmanın kapıcısıyla, otobüs şofö-
rüyle, hastanedeki hastayla yani kısacası gün içinde
bulunduğunuz ortamlardaki insanlarla sürekli bir ileti-
şim içinde olunuz.
E) Gerçek anlamda yazmakta verim sağlamak istiyor-
sanız ilham perinizin gelmesini beklemeden sürekli
yazmaya çalışın. Yazmanın bir disiplin olduğunun
farkında olun.
12
Lise Türkçe
Cümlede Söz Konusu Olanlar
28. Gençlere "iyi bir yazar olmak" hakkında öğütler veren eğitmen, aşağıdaki uyarılarından hangisinde "çevrele- rinde olup bitenleri üstünkörü incelemek yerine özünü kavramak için çabalamayı" önermektedir? A) Yazar olmanın temeli yazmaktan ziyade çok okumak- tan geçer. Yazarlık bir sürahi gibidir. Doldurmadan boşaltacağınız hiçbir şey olmaz. B) Bir konu hakkında yazılar yazarken hafızanızdaki bil- gilerle yetinmeyin. Her zaman farklı bilgilerle yazını- zın içeriğini zenginleştirin. C) Bakmak ile görmek aynı şey değildir. Bir yazar çevre- sinde olanları görmeli ve yaşanılan şeylerin farkında olmalıdır. D) Çevrenizde gördüğünüz insanlarla sürekli iletişim hâlinde olun. Apartmanın kapıcısıyla, otobüs şofö- rüyle, hastanedeki hastayla yani kısacası gün içinde bulunduğunuz ortamlardaki insanlarla sürekli bir ileti- şim içinde olunuz. E) Gerçek anlamda yazmakta verim sağlamak istiyor- sanız ilham perinizin gelmesini beklemeden sürekli yazmaya çalışın. Yazmanın bir disiplin olduğunun farkında olun. 12
A
TYT/TÜRKÇE
A
20. Aziz Sancar Nobel'i aldıktan sonra ortaokul öğrencileri ile
yapılmış bir mülakattan bir kesit izledim. Öğrencilerin
çoğu "Aziz Sancar deyince aklınıza ne geliyor?" sorusuna
"Nobel ödüllü" ya da "şan, şöhret" gibi yanıtlar vermişler.
Bu, bir dereceye kadar çocuklar için olağan sayılır ama
bana aynı soru sorulursa yanıtım şu olur: "Hayatı boyun-
ca çok ama çok çalışmış ve buluşları ile insanlığa katkı
sağlamış bir vatanseverdir."
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ula-
şılabilir?
A) İnsanlar büyüdükçe dünyaya bakış açıları daha kısıtlı
ve yanlı olmaktadır.
B) Çocukların olaylara yaklaşımları büyüklere göre daha
umutlu ve sevgi doludur.
C) Büyükler çocukların hayal dünyalarında oluşturdukla-
ri kavramları küçümseyerek hata ederler.
D) Çocuklar başarının görünen sonuçlarına odaklanır-
ken büyükler başarıyı getiren sebepleri de görürler.
E) İnsanların yaşla gelen tecrübeleri olsa da en doğru
yorumları çocuk saflığıyla ortaya koyarlar.
21. Geçmişe
zenginlik
inşasınd
firavunla
Sümer
bir dağı
ve düny
bolize
çok di
yakınla
Bizans
çan ku
whyükse
nab demir
ması,
mele
sek
bölge
inşa
Bu p
den
A)
B)
C)
D)
Lise Türkçe
İyi Bir Anlatımda Bulunması Gereken Özellikler
A TYT/TÜRKÇE A 20. Aziz Sancar Nobel'i aldıktan sonra ortaokul öğrencileri ile yapılmış bir mülakattan bir kesit izledim. Öğrencilerin çoğu "Aziz Sancar deyince aklınıza ne geliyor?" sorusuna "Nobel ödüllü" ya da "şan, şöhret" gibi yanıtlar vermişler. Bu, bir dereceye kadar çocuklar için olağan sayılır ama bana aynı soru sorulursa yanıtım şu olur: "Hayatı boyun- ca çok ama çok çalışmış ve buluşları ile insanlığa katkı sağlamış bir vatanseverdir." Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ula- şılabilir? A) İnsanlar büyüdükçe dünyaya bakış açıları daha kısıtlı ve yanlı olmaktadır. B) Çocukların olaylara yaklaşımları büyüklere göre daha umutlu ve sevgi doludur. C) Büyükler çocukların hayal dünyalarında oluşturdukla- ri kavramları küçümseyerek hata ederler. D) Çocuklar başarının görünen sonuçlarına odaklanır- ken büyükler başarıyı getiren sebepleri de görürler. E) İnsanların yaşla gelen tecrübeleri olsa da en doğru yorumları çocuk saflığıyla ortaya koyarlar. 21. Geçmişe zenginlik inşasınd firavunla Sümer bir dağı ve düny bolize çok di yakınla Bizans çan ku whyükse nab demir ması, mele sek bölge inşa Bu p den A) B) C) D)
5. Türkiye'de 1980'lerde yaygınlaşan kuş gözlemci-
liği, buna gönül vermiş amatörlerce yürütülüyor.
Gönüllülük esasına dayanan ve amatörce yürü-
tülen bu çalışmalardan elde edilen bilgiler, doğa
bilimcilerin veri tabanları oluşturmalarına yardım
ediyor. 2000-2007 yılları arasında İstanbul'da
yapılan on iki binden fazla gözlem kaydının bu-
lunduğu veri tabanı, İstanbul'da gözlenen kuşlara
ilişkin raporun da bel kemiğini oluşturdu. Kentteki
kuşların dağılımını, mevsimsel hareketlerini, üre-
me alanlarını, göçmenlerin geliş-gidiş tarihlerini bu
raporda bulmak mümkün.
Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılaya-
bilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde
vardır?
A) Düzenli ve planlı çalışmayla elde edilecek ba-
şarı kalıcı olur.
B) Hayal kurmadan ilerlenemeyeceğini en iyi,
büyük buluşları tesadüfen bulanlar bilir.
C) Yolcuğun zahmetlerine katlanamayanlar, göre-
cekleri güzelliklerden vazgeçmeyi bilmelidir.
D) Bu işe ömrünü vermiş bir insanın uzun yıllar
alan çabasına ve emeğine saygı duymalısın.
E) Ben futbolu para kazanmak amacıyla değil yal-
nızca oyalanmak ve zevk için oynuyorum.
Lise Türkçe
Anlam İlişkisi Bakımından Sözcükler
5. Türkiye'de 1980'lerde yaygınlaşan kuş gözlemci- liği, buna gönül vermiş amatörlerce yürütülüyor. Gönüllülük esasına dayanan ve amatörce yürü- tülen bu çalışmalardan elde edilen bilgiler, doğa bilimcilerin veri tabanları oluşturmalarına yardım ediyor. 2000-2007 yılları arasında İstanbul'da yapılan on iki binden fazla gözlem kaydının bu- lunduğu veri tabanı, İstanbul'da gözlenen kuşlara ilişkin raporun da bel kemiğini oluşturdu. Kentteki kuşların dağılımını, mevsimsel hareketlerini, üre- me alanlarını, göçmenlerin geliş-gidiş tarihlerini bu raporda bulmak mümkün. Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılaya- bilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Düzenli ve planlı çalışmayla elde edilecek ba- şarı kalıcı olur. B) Hayal kurmadan ilerlenemeyeceğini en iyi, büyük buluşları tesadüfen bulanlar bilir. C) Yolcuğun zahmetlerine katlanamayanlar, göre- cekleri güzelliklerden vazgeçmeyi bilmelidir. D) Bu işe ömrünü vermiş bir insanın uzun yıllar alan çabasına ve emeğine saygı duymalısın. E) Ben futbolu para kazanmak amacıyla değil yal- nızca oyalanmak ve zevk için oynuyorum.
TYT-ÖZEL-5 HR
26. Mehmet Raşit Öğütçü veya kullandığı adıyla Orhan
Kemal; Türk romancısı, toplumcu gerçekçi ve oyun yaza-
ridir. 15 Eylül 1914'te Adana'nın Ceyhan ilçesinde dünya-
ya geldi. Babası, o sırada Çanakkale Cephesi'nde,
Dardanos'ta topçu teğmeni olan avukat Abdülkadir
Kemali Bey, annesi ise rüştiye mezunu, iki yıl kadar mem-
leketinde ilkokul öğretmenliği yapmış Adanalı Azime
Hanım'dır. Çocukluğunun ilk yılları Adana'da geçti.
I. Dünya Savaşı'ndan sonra Adana'nın Fransız işgaline
uğraması üzerine ailesi ile önce Niğde'ye, sonra Konya'ya
taşındı. Konya'da bulunduğu dönemde Kuvayımilliye
hareketine karşı Delibaş İsyanı'na tanıklık etti. Kuvayımil-
liye güçlerine katılmış olan babası; isyanın bastırılmasın-
dan sonra TBMM'ye Kastamonu milletvekili olarak girdi.
Abdülkadir Kemali Bey'in siyasal nedenlerle ailesini de
alarak Suriye'ye kaçması üzerine, ortaokulun son sınıfın-
da öğrenimini yarıda bıraktı. Adana'ya dönünce, pamuk
fabrikalarında işçilik, dokumacılık, memurluk yaptı.
İstanbul'a gelip yazarlığa başladı. 1970 yılında gittiği
Sofya'da beyin kanamasından öldü. Orhan Kemal, yetiş-
tiği ve yaşama savaşlarını yakından bilip paylaştığı çev-
relerin anlatıcısı oldu. Olaya ve malzemeye önem vere-
rek biçimi ve süslemeleri ikinci planda bıraktı. Yapıtların-
daki sürükleyicilik, doğallığa ve gerçeğe uygunluğa daya-
nır. Yayımlanmış on bir öykü kitabı, yirmi altı romanı, iki
oyunu, bir anı, bir inceleme kitabı vardır.
Bu parçadan hareketle Orhan Kemal hakkında aşağı-
dakilerden hangisi söylenemez?
A) Eğitimli ebeveynler tarafından yetiştirilmiştir.
B) Zorlu savaş yıllarına tanıklık etmiştir.
C) Genel olarak içinde yaşadığı toplumu ve tanıyıp bildi-
ği kesimlerin hayatlarını konu edinmiştir.
D) Sosyal statüsü ailesinin ve kendisinin başına gelen
olaylar sonucunda değişmiştir.
E) Eserlerinde muhtevanın ötesinde üslubu daha çok
önemsemiştir.
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
TYT-ÖZEL-5 HR 26. Mehmet Raşit Öğütçü veya kullandığı adıyla Orhan Kemal; Türk romancısı, toplumcu gerçekçi ve oyun yaza- ridir. 15 Eylül 1914'te Adana'nın Ceyhan ilçesinde dünya- ya geldi. Babası, o sırada Çanakkale Cephesi'nde, Dardanos'ta topçu teğmeni olan avukat Abdülkadir Kemali Bey, annesi ise rüştiye mezunu, iki yıl kadar mem- leketinde ilkokul öğretmenliği yapmış Adanalı Azime Hanım'dır. Çocukluğunun ilk yılları Adana'da geçti. I. Dünya Savaşı'ndan sonra Adana'nın Fransız işgaline uğraması üzerine ailesi ile önce Niğde'ye, sonra Konya'ya taşındı. Konya'da bulunduğu dönemde Kuvayımilliye hareketine karşı Delibaş İsyanı'na tanıklık etti. Kuvayımil- liye güçlerine katılmış olan babası; isyanın bastırılmasın- dan sonra TBMM'ye Kastamonu milletvekili olarak girdi. Abdülkadir Kemali Bey'in siyasal nedenlerle ailesini de alarak Suriye'ye kaçması üzerine, ortaokulun son sınıfın- da öğrenimini yarıda bıraktı. Adana'ya dönünce, pamuk fabrikalarında işçilik, dokumacılık, memurluk yaptı. İstanbul'a gelip yazarlığa başladı. 1970 yılında gittiği Sofya'da beyin kanamasından öldü. Orhan Kemal, yetiş- tiği ve yaşama savaşlarını yakından bilip paylaştığı çev- relerin anlatıcısı oldu. Olaya ve malzemeye önem vere- rek biçimi ve süslemeleri ikinci planda bıraktı. Yapıtların- daki sürükleyicilik, doğallığa ve gerçeğe uygunluğa daya- nır. Yayımlanmış on bir öykü kitabı, yirmi altı romanı, iki oyunu, bir anı, bir inceleme kitabı vardır. Bu parçadan hareketle Orhan Kemal hakkında aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) Eğitimli ebeveynler tarafından yetiştirilmiştir. B) Zorlu savaş yıllarına tanıklık etmiştir. C) Genel olarak içinde yaşadığı toplumu ve tanıyıp bildi- ği kesimlerin hayatlarını konu edinmiştir. D) Sosyal statüsü ailesinin ve kendisinin başına gelen olaylar sonucunda değişmiştir. E) Eserlerinde muhtevanın ötesinde üslubu daha çok önemsemiştir.
10.
I.
II.
III.
IV.
İç kuvvet
Epirojenez
Orojenez
Volkanizma
Deprem
Yer şekli
Akarsu taraçaları
Lav düzlükleri
Kıvrım dağları X
Çöküntü ovaları V
Yukarıda numaralarla gösterilen iç kuvvetlerden han-
gileri karşısındaki yer şeklinin oluşumunda etkilidir?
A) I ve II
BI ve IV
Il ve IV
C) II ve III
E) Il ve IV
B
L
S
Cr
A
M
A
L
Lise Türkçe
Anı Türü
10. I. II. III. IV. İç kuvvet Epirojenez Orojenez Volkanizma Deprem Yer şekli Akarsu taraçaları Lav düzlükleri Kıvrım dağları X Çöküntü ovaları V Yukarıda numaralarla gösterilen iç kuvvetlerden han- gileri karşısındaki yer şeklinin oluşumunda etkilidir? A) I ve II BI ve IV Il ve IV C) II ve III E) Il ve IV B L S Cr A M A L
13.
D) Yalnız IV
E) I ve V
Bugün Rize'nin en popüler merkezi durumunda olan Ayder,
Çamlıhemşin ilçesinin 19 km güneydoğusunda konumlanır.
1218 m rakıma sahip, Fırtına Deresi'nin sesi içinde metreler-
ce yüksekten akan Gürgendibi, Gelintülü Şelalesi'ne yürüyüş
11
mesafesinde ve diğer görülmeye değer pek çok yerin geçiş
noktası konumundadır. Kaçkar Dağları'na kuzey yönünden
yapılan tırmanışların başlangıç noktasıdır. Yaylada bunga-
lovdan tipik yayla evi konseptine, aile pansiyonundan otele
IV
pek çok konaklama seçeneği mevcuttur.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerin türü aşağıda-
kilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) Edat - flil-isim - sifat
B Zarf - edat - fiil - sıfat
C) Sifat-sifat-fiil - isim
D) Zarfisim - isim - sıfat
E) Edat - isim - sifat - isim
İ
G
i
15.
S
A
A
M
A
L
6
Lise Türkçe
İsim
13. D) Yalnız IV E) I ve V Bugün Rize'nin en popüler merkezi durumunda olan Ayder, Çamlıhemşin ilçesinin 19 km güneydoğusunda konumlanır. 1218 m rakıma sahip, Fırtına Deresi'nin sesi içinde metreler- ce yüksekten akan Gürgendibi, Gelintülü Şelalesi'ne yürüyüş 11 mesafesinde ve diğer görülmeye değer pek çok yerin geçiş noktası konumundadır. Kaçkar Dağları'na kuzey yönünden yapılan tırmanışların başlangıç noktasıdır. Yaylada bunga- lovdan tipik yayla evi konseptine, aile pansiyonundan otele IV pek çok konaklama seçeneği mevcuttur. Bu parçada numaralanmış sözcüklerin türü aşağıda- kilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir? A) Edat - flil-isim - sifat B Zarf - edat - fiil - sıfat C) Sifat-sifat-fiil - isim D) Zarfisim - isim - sıfat E) Edat - isim - sifat - isim İ G i 15. S A A M A L 6
min
m
la-
or,
-la
ģi
n
A
TYT - ÖZEL-5 HR
5. (1) Galago (Çalı bebeği), genellikle maki gibi küçük çalı-
ların üzerinde yaşar ve gündüzlerini uyumakla geçirir.
(II) Arkadaş canlısı olmakla beraber, pek de fazla kalaba-
lıktan hoşlanmaz. (III) Yavrular üçlü, dörtlü gruplar hâlinde
uyur ve bacaklarıyla birbirlerine sarılarak iri bir top mey-
dana getirirler. (IV) Bu uyku şekli yavruların kendilerini
güvende hissetmelerini sağlar. (V) Galago, güneşli saat-
lerde bir şey yüzünden rahatsız olmadıkça nadiren insan-
lara görünür; güneş batarken bu küçük hayvanlar canla-
nır ve aralıklı olarak bütün gece tekrarlayacakları doku-
naklı bir ses çıkarır.
Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde "gala-
golar" hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede yaşadıkları yer ve günlük rutinleri hakkın-
da bilgi verilmiştir.
B) II. cümlede kendi türüne yakınken farklı türlerin oluş-
turacağı kalabalığı sevmediğine değinilmiştir.
C) III. cümlede yavruların uyuma şekli betimlenmiştir.
D) IV. cümle, III. cümlede verilen yargının sonucunu bil-
dirmektedir.
E) V. cümlede galogoların ekstra bir durum olmadığı sü-
rece gece daha etkin olduğu dile getirilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
min m la- or, -la ģi n A TYT - ÖZEL-5 HR 5. (1) Galago (Çalı bebeği), genellikle maki gibi küçük çalı- ların üzerinde yaşar ve gündüzlerini uyumakla geçirir. (II) Arkadaş canlısı olmakla beraber, pek de fazla kalaba- lıktan hoşlanmaz. (III) Yavrular üçlü, dörtlü gruplar hâlinde uyur ve bacaklarıyla birbirlerine sarılarak iri bir top mey- dana getirirler. (IV) Bu uyku şekli yavruların kendilerini güvende hissetmelerini sağlar. (V) Galago, güneşli saat- lerde bir şey yüzünden rahatsız olmadıkça nadiren insan- lara görünür; güneş batarken bu küçük hayvanlar canla- nır ve aralıklı olarak bütün gece tekrarlayacakları doku- naklı bir ses çıkarır. Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde "gala- golar" hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede yaşadıkları yer ve günlük rutinleri hakkın- da bilgi verilmiştir. B) II. cümlede kendi türüne yakınken farklı türlerin oluş- turacağı kalabalığı sevmediğine değinilmiştir. C) III. cümlede yavruların uyuma şekli betimlenmiştir. D) IV. cümle, III. cümlede verilen yargının sonucunu bil- dirmektedir. E) V. cümlede galogoların ekstra bir durum olmadığı sü- rece gece daha etkin olduğu dile getirilmiştir.
Birl
30. Dede Korkut Hikâyeleri, 28 Kasım'da UNESCO Insanlığın So-
mut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ne kabul edildi. Dede
Korkut kitabı, Oğuz Türklerinin bugün Türkiye, Azerbaycan ve
Kazakistan'ı kapsayan geniş bir coğrafyada egemenlik kurduğu
dönemlerden kalma hikâyelerinin 15- 16. yüzyılda yazıya geçi-
rilmesiyle oluşmuş bir derlemedir. Eski Türk edebiyatı eserlerinin
en iyi örneklerinden biridir ve içindeki atasözü, deyim, ağıt ve
benzeri sözlü gelenek ürünlerinin yanı sıra eski Türk gelenekleri,
inanışları ve ritüelleri bakımından da zengin bir kaynaktır. Kitapta
on iki hikâye ve hikâyelere ilişkin on üç şarkı bulunmaktadır. Hikâ-
ye ve şarkıları bir arada bulundurmasının yanı sıra hikâyelerin şi-
irimsi bir şekilde anlatılması da eseri öne çıkaran özelliklerdendir.
Kahramanlıklar ve efsanevi unsurların karıştığı gündelik olayların
anlatıldığı hikâyelerde Dede Korkut bilge kişi olarak çıkıp kurguya
katkıda bulunur.
Bu parçadaki sözü edilen eserle ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisine değinilmemiştir?
A) Hikâyelerin hangi yüzyılda oluşturulduğuna
B) Sözlü kültürün ögelerini barındırdığına
CHikâyelerin anlatım tarzına
D Hikâyelerde nelerin anlatıldığına
E Uluslararası alanda tanındığına
31. Emu, Avustralya'nın en büyük kuşu ve Dromaius cinsinin mew
cut tek üyesidir. Aynı zamanda, ratite akrabasından sonra
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Birl 30. Dede Korkut Hikâyeleri, 28 Kasım'da UNESCO Insanlığın So- mut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ne kabul edildi. Dede Korkut kitabı, Oğuz Türklerinin bugün Türkiye, Azerbaycan ve Kazakistan'ı kapsayan geniş bir coğrafyada egemenlik kurduğu dönemlerden kalma hikâyelerinin 15- 16. yüzyılda yazıya geçi- rilmesiyle oluşmuş bir derlemedir. Eski Türk edebiyatı eserlerinin en iyi örneklerinden biridir ve içindeki atasözü, deyim, ağıt ve benzeri sözlü gelenek ürünlerinin yanı sıra eski Türk gelenekleri, inanışları ve ritüelleri bakımından da zengin bir kaynaktır. Kitapta on iki hikâye ve hikâyelere ilişkin on üç şarkı bulunmaktadır. Hikâ- ye ve şarkıları bir arada bulundurmasının yanı sıra hikâyelerin şi- irimsi bir şekilde anlatılması da eseri öne çıkaran özelliklerdendir. Kahramanlıklar ve efsanevi unsurların karıştığı gündelik olayların anlatıldığı hikâyelerde Dede Korkut bilge kişi olarak çıkıp kurguya katkıda bulunur. Bu parçadaki sözü edilen eserle ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir? A) Hikâyelerin hangi yüzyılda oluşturulduğuna B) Sözlü kültürün ögelerini barındırdığına CHikâyelerin anlatım tarzına D Hikâyelerde nelerin anlatıldığına E Uluslararası alanda tanındığına 31. Emu, Avustralya'nın en büyük kuşu ve Dromaius cinsinin mew cut tek üyesidir. Aynı zamanda, ratite akrabasından sonra
bağım
ni gör-
altın bir
mlerde,
medim.
yılara.
zkırda
imge-
de. Ne
denizin
ma bu,
ak ar-
u.
olarak
laşıla-
de ya-
vecan-
Y
yaşa- A
R
G
I
şadığı
dir.
mak-
Y
A
Y
I
N
E
V
i
DİKEY GEÇİŞ SINAVI 2016 SINAV SORULARI
40. Firuze taşı sulu bakır ve alüminyum
fosfat mineralidir. Açık yeşil, dağ yeşili
ve gök mavisi arasında bir renge sahip
olan bu taş opaktır, yani şeffaflıktan
uzaktır. Eğer firuzenin oluştuğu orta-
min çözeltisi bakır yönünden zengin
ise mavi, demir yönünden zengin ise
yeşil, çinko yönünden zengin ise sa-
rimtırak bir renk alır. İran coğrafyasın-
dan doğan firuze, Doğu Türkistan'dan
Kuzey Afrika'ya, Arabistan yarımada-
sından Rusya steplerine kadar geniş
bir sahaya yayılmıştır. Firuzenin kulla-
nıldığı en belirgin yer ise çinicilik ve se-
ramik işlemeciliğidir. Bu alanda artık fi-
ruze bir taş olarak değil, o taşı hatırla-
tan rengin ismi olarak kabul edilmekte
ve kullanılmaktadır.
Bu parçadan firuze taşıyla ilgili
olarak aşağıdakilerin hangisine ula-
şılamaz?
A) Cam gibi berrak ve geçirgen bir gö-
rünümünün olduğuna
B) Dünyanın farklı bölgelerinde yaygın
olarak kullanıldığına
C) Hem yeşili hem maviyi andıran bir
renge sahip olduğuna
D) Renginin bakır, demir veya çinko
yoğunluğuna göre değiştiğine
E) Bazı el sanatlarında bir renk adı
olarak da kullanıldığına
DİK
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
bağım ni gör- altın bir mlerde, medim. yılara. zkırda imge- de. Ne denizin ma bu, ak ar- u. olarak laşıla- de ya- vecan- Y yaşa- A R G I şadığı dir. mak- Y A Y I N E V i DİKEY GEÇİŞ SINAVI 2016 SINAV SORULARI 40. Firuze taşı sulu bakır ve alüminyum fosfat mineralidir. Açık yeşil, dağ yeşili ve gök mavisi arasında bir renge sahip olan bu taş opaktır, yani şeffaflıktan uzaktır. Eğer firuzenin oluştuğu orta- min çözeltisi bakır yönünden zengin ise mavi, demir yönünden zengin ise yeşil, çinko yönünden zengin ise sa- rimtırak bir renk alır. İran coğrafyasın- dan doğan firuze, Doğu Türkistan'dan Kuzey Afrika'ya, Arabistan yarımada- sından Rusya steplerine kadar geniş bir sahaya yayılmıştır. Firuzenin kulla- nıldığı en belirgin yer ise çinicilik ve se- ramik işlemeciliğidir. Bu alanda artık fi- ruze bir taş olarak değil, o taşı hatırla- tan rengin ismi olarak kabul edilmekte ve kullanılmaktadır. Bu parçadan firuze taşıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ula- şılamaz? A) Cam gibi berrak ve geçirgen bir gö- rünümünün olduğuna B) Dünyanın farklı bölgelerinde yaygın olarak kullanıldığına C) Hem yeşili hem maviyi andıran bir renge sahip olduğuna D) Renginin bakır, demir veya çinko yoğunluğuna göre değiştiğine E) Bazı el sanatlarında bir renk adı olarak da kullanıldığına DİK
dici,
öyle
aya
nlar
zim-
sak
ğini
ari-
gül-
cen
eri
atı
rin
ül-
bir
ül-
ZI
a-
e-
ni
1-
k
J
R
HR
19. Eski çağların Antik Yunan, Çin ve Mısırlı bilim insanları;
robotlarla ilgili mitlere sahipti. Fakat yapay zekâ diyebile-
ceğimiz gerçek atılımın bahsi, ilk defa 1956 yılında edildi.
İngiltere'de New Hampshire'da bulunan Dartmouth
College'da yapılan bir konferansta "yapay zekâ" terimi ilk
defa ortaya atıldı. Yapay zekânın üretiminde en etkin rolu
İngilizler ve Japonlar oynadı. 1980'lere kadar somut bir
gelişme olmayan yapay zekâ alanında Japon bilim insan-
larının çalışmalarına rakip olmak isteyen İngiliz bilim
insanları da atılım yaptı ve 1987 ila 1993 yılları arasında
önemli olmasa da bazı girişimler oldu. İlk önemli geliş-
meyse 1997 yılında IBM'in (International Business Mac-
hines) ürettiği Deep Blue adlı bilgisayar, dünyanın en
ünlü satranç ustası Garry Kasparov'u yenmesiyle gerçek-
leşti.
TYT OZEL-5
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
olarak söylenmiş olabilir?
A) Yapay zekâ insan hayatını nasıl etkileyecek?
B) Yapay zekâ terimi ilk defa kim tarafından ortaya atıl-
mıştır?
C) Yapay zekâ yatırımı yapan şirketlerin hedeflediği fay-
da nedir?
D) Yapay zekânın gelişim aşamalarından en önemlisi
hangisidir?
E) Yapay zekânın tarihsel gelişimi nasıl olmuştur?
2
Lise Türkçe
Paragrafta Yapı
dici, öyle aya nlar zim- sak ğini ari- gül- cen eri atı rin ül- bir ül- ZI a- e- ni 1- k J R HR 19. Eski çağların Antik Yunan, Çin ve Mısırlı bilim insanları; robotlarla ilgili mitlere sahipti. Fakat yapay zekâ diyebile- ceğimiz gerçek atılımın bahsi, ilk defa 1956 yılında edildi. İngiltere'de New Hampshire'da bulunan Dartmouth College'da yapılan bir konferansta "yapay zekâ" terimi ilk defa ortaya atıldı. Yapay zekânın üretiminde en etkin rolu İngilizler ve Japonlar oynadı. 1980'lere kadar somut bir gelişme olmayan yapay zekâ alanında Japon bilim insan- larının çalışmalarına rakip olmak isteyen İngiliz bilim insanları da atılım yaptı ve 1987 ila 1993 yılları arasında önemli olmasa da bazı girişimler oldu. İlk önemli geliş- meyse 1997 yılında IBM'in (International Business Mac- hines) ürettiği Deep Blue adlı bilgisayar, dünyanın en ünlü satranç ustası Garry Kasparov'u yenmesiyle gerçek- leşti. TYT OZEL-5 Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A) Yapay zekâ insan hayatını nasıl etkileyecek? B) Yapay zekâ terimi ilk defa kim tarafından ortaya atıl- mıştır? C) Yapay zekâ yatırımı yapan şirketlerin hedeflediği fay- da nedir? D) Yapay zekânın gelişim aşamalarından en önemlisi hangisidir? E) Yapay zekânın tarihsel gelişimi nasıl olmuştur? 2
3-
et
12. I.
A
Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur.
Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime
gruplarının arasına konur.
III. Cümle içinde ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için
konur.
II.
A
TYT - ÖZEL-5 HR
IV. Bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya
kelime gruplarıyla yapı ve anlam bakımından bağlan-
tısı olmadığını göstermek ve anlam karışıklığını önle-
mek için konur.
Verilen cümlelerden hangisinde virgül, yukarıda
belirtilen görevlerden birinde kullanılmamıştır?
A) İnsan aldığı kararların bedelini öderse, sorumluluğu-
nu üstlenirse kimliğini bulur.
B) Düşün, senin elde etmek istediğin başarı ne?
C) Dilenci, çocuğa doğru ilerleyip bir şeyler sordu.
D) Bugünlerde başımı kaşıyacak vakit bulamıyorum, di-
yordu.
E) Sinan Bey, bizim sınıftaki Mustafa'nın babası, öğret-
menle konuşmaya gelmiş.
Lise Türkçe
Noktalama İşaretleri
3- et 12. I. A Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur. Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur. III. Cümle içinde ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için konur. II. A TYT - ÖZEL-5 HR IV. Bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya kelime gruplarıyla yapı ve anlam bakımından bağlan- tısı olmadığını göstermek ve anlam karışıklığını önle- mek için konur. Verilen cümlelerden hangisinde virgül, yukarıda belirtilen görevlerden birinde kullanılmamıştır? A) İnsan aldığı kararların bedelini öderse, sorumluluğu- nu üstlenirse kimliğini bulur. B) Düşün, senin elde etmek istediğin başarı ne? C) Dilenci, çocuğa doğru ilerleyip bir şeyler sordu. D) Bugünlerde başımı kaşıyacak vakit bulamıyorum, di- yordu. E) Sinan Bey, bizim sınıftaki Mustafa'nın babası, öğret- menle konuşmaya gelmiş.
A
TYT/TÜRKÇE
A
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik sözcüklerin
yazımında bir yanlışlık yapılmıştır?
A) El oğlu gelmiş, benim kardeşimin hangi bölümü oku-
yacağına karar veriyor.
B) Çocukluğumun en canlı anılarından biri, okul bahçe-
sinde toprağa çizdiğimiz bir karenin üstünde oynadı-
ğımız beştaştır sanırım.
C) Tanzimat romanlarının çoğunda mirasyedi ama eği-
timsiz gençlerin hazin sonu yer alır.
D) Sessiz sakin bir genç olmasına rağmen onu fark
eden müdür sayesinde ustabaşı olmuş.
E) Hanımefendi, ayağındaki terliklerle merdivenden ağır
ağır iniyordu.
16. (
11
Lise Türkçe
Yazım Kuralları
A TYT/TÜRKÇE A 14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik sözcüklerin yazımında bir yanlışlık yapılmıştır? A) El oğlu gelmiş, benim kardeşimin hangi bölümü oku- yacağına karar veriyor. B) Çocukluğumun en canlı anılarından biri, okul bahçe- sinde toprağa çizdiğimiz bir karenin üstünde oynadı- ğımız beştaştır sanırım. C) Tanzimat romanlarının çoğunda mirasyedi ama eği- timsiz gençlerin hazin sonu yer alır. D) Sessiz sakin bir genç olmasına rağmen onu fark eden müdür sayesinde ustabaşı olmuş. E) Hanımefendi, ayağındaki terliklerle merdivenden ağır ağır iniyordu. 16. ( 11
A) I ve II
B) I ve III
D) III ve IV.
C) II ve IV
E) IV ve V
7. Akıllı adam, aklını kullanır; daha akıllı adam başkalarının
da aklını kullanır.
Bu cümle ile aşağıdaki atasözlerinden hangisi anlam
bakımından aynı doğrultudadır?
A) Tayfanın akıllısı, geminin dümeninden uzak durur.
al B) Akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını
femn almış.
ich C)
Akıllı, sözünü akılsıza söyletir.
D) Bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar.
E) Akıllıyı arkada tutma, akılsızı kılavuz etme.
A)
B)
C)
D)
E)
9.
Lise Türkçe
Anlatımlarına Göre Cümleler
A) I ve II B) I ve III D) III ve IV. C) II ve IV E) IV ve V 7. Akıllı adam, aklını kullanır; daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır. Bu cümle ile aşağıdaki atasözlerinden hangisi anlam bakımından aynı doğrultudadır? A) Tayfanın akıllısı, geminin dümeninden uzak durur. al B) Akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını femn almış. ich C) Akıllı, sözünü akılsıza söyletir. D) Bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar. E) Akıllıyı arkada tutma, akılsızı kılavuz etme. A) B) C) D) E) 9.
YARGI ><>-Z
A
Y
1
E
V
i
36. Yaşadığımız çağda yaratıcı, esnek,
farklı şartlara ve küresel dünyaya
uyum sağlayabilen iş gücüne ihtiyaç,
giderek artmaktadır. Buradan hareket-
le günümüzde Amerika ve Avrupa'da
fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve
matematik alanlarına odaklanan eğitim
sistemlerinin, sanatı da kapsayacak
şekilde düzenlenmesi gerektiğine dair
görüş, yaygın şekilde kabul görmekte-
dir. Bu bağlamda Türkiye'de de sanat
eğitiminin ve sanat yoluyla öğrenmenin
bireysel, kültürel ve sosyal katkılarıyla
ilgili akademik çalışmalar yapılmakta-
dır.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine
değinilmemiştir?
A) Çalışan bireylere nelerin kazandı-
rılmasına
B) Pozitif bilimlerde sanatın da yer al-
masina
C) Sanatı kullanarak yapılan eğitimin
katkılarına
D) Eğitim alanlarının sanattan yarar-
lanması gerektiğine
E) Eğitimin küreselleşme açısından ta-
şıdığı öneme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
YARGI ><>-Z A Y 1 E V i 36. Yaşadığımız çağda yaratıcı, esnek, farklı şartlara ve küresel dünyaya uyum sağlayabilen iş gücüne ihtiyaç, giderek artmaktadır. Buradan hareket- le günümüzde Amerika ve Avrupa'da fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarına odaklanan eğitim sistemlerinin, sanatı da kapsayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dair görüş, yaygın şekilde kabul görmekte- dir. Bu bağlamda Türkiye'de de sanat eğitiminin ve sanat yoluyla öğrenmenin bireysel, kültürel ve sosyal katkılarıyla ilgili akademik çalışmalar yapılmakta- dır. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Çalışan bireylere nelerin kazandı- rılmasına B) Pozitif bilimlerde sanatın da yer al- masina C) Sanatı kullanarak yapılan eğitimin katkılarına D) Eğitim alanlarının sanattan yarar- lanması gerektiğine E) Eğitimin küreselleşme açısından ta- şıdığı öneme
2.
1. Kısa bir heceyi ölçü gereği uzatarak okumaya ---- de-
nir.
II. Aruz ölçüsünde dizelerin durak yerlerini belirtecek bi-
çimde okunmasına ---- denir.
III. Uzun bir heceyi ölçü gereği kısa okumaya ---- denir.
IV. Bir uzun ünlü bir ünsüzle biten heceyi imâleden biraz
daha uzun okumaya
---- denir.
V. Ünsüzle biten bir sözcüğün ünsüzünü ondan sonra
gelen ve ünlüyle başlayan bir sözcüğün ilk hecesine
bağlamaya ---- denir.
Numaralandırılmış cümlelerde boş bırakılan yerlere
aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
A) zihaf
B) med
C) imâle
D) takti
E) takti
11
takti
ulama
takti
zihaf
ulama
|||
imâle
zihaf
zihaf
imâle
med
IV
med
imâle
med
ulama
zihaf
ları sarsam yarana
V
ulama
takti
ulama
med
imâle
A) I
5.
LIMIT YAYINLARI
B
Aruz ölçüs
dil yapısı
şitli aruz
gin, kisa
okunm
olan
cüğü
ölçü
Bu
ra
ti
6.
Lise Türkçe
Gezi Yazısı
2. 1. Kısa bir heceyi ölçü gereği uzatarak okumaya ---- de- nir. II. Aruz ölçüsünde dizelerin durak yerlerini belirtecek bi- çimde okunmasına ---- denir. III. Uzun bir heceyi ölçü gereği kısa okumaya ---- denir. IV. Bir uzun ünlü bir ünsüzle biten heceyi imâleden biraz daha uzun okumaya ---- denir. V. Ünsüzle biten bir sözcüğün ünsüzünü ondan sonra gelen ve ünlüyle başlayan bir sözcüğün ilk hecesine bağlamaya ---- denir. Numaralandırılmış cümlelerde boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir? A) zihaf B) med C) imâle D) takti E) takti 11 takti ulama takti zihaf ulama ||| imâle zihaf zihaf imâle med IV med imâle med ulama zihaf ları sarsam yarana V ulama takti ulama med imâle A) I 5. LIMIT YAYINLARI B Aruz ölçüs dil yapısı şitli aruz gin, kisa okunm olan cüğü ölçü Bu ra ti 6.