Anlatım Biçimleri Soruları

kar 10. Tanışabildiğim yazarlar arasında beni etkileyen birkaç yazar- dan biriydi Karasu. Genç yaşta yazın ortamına girdiğimden kişilikleriyle üslupları arasındaki geçişleri gözlemlemeye, yani böyle bir şansım oldu. Sevdiğim yazarlarla dostluk kurarken aslında dostlukların içinde kitaplarını sürekli ve yeniden oku- maya çalıştım. Yazıyla aramdaki bağlar, onlara baktıkça kuv- vetlenmiştir. Bu anlamda Bilge Karasu, yapıtlarına duyduğum hayranlığı dostluğuyla da pekiştirdi. Ne yazdıklarında ne ha- yatta hayal kırıklığına uğrattı beni. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçanın yazarının özellikle- rinden biri değildir? A Başka yazarlardan etkilenme Dostluğa ve dostluklarına önem verme Yaşadığı ortamı yazıya dönüştürme Mesleğinde gelişmeye açık olma Duygu ve düşüncelerini içtenlikle dile getirme 12.

5. Sanat yapıtının klasik olabilmesi için konusunun kesin- likle evrensel olması gerekir. Yani klasik yapıt, her ulustan yazarlarca yazılabilir ama bütün insanlığın duygularını yansıtmalı, herkese dönük olmalıdır. Bir Othello, bir Hamlet İngiliz bir yazar tarafından yazılmış olabilir ama onlardaki kıskançlık ve sevgi ögeleri bütün insanlığa seslenir. Bu parçada düşünceyi geliştirme yollarından han- gisine başvurulmuştur? A) Tartışma CÖrnekleme B) Tanık gösterme Tanımlama E) Benzetme

22. Karabasani dağıtacak güçlü seslerin yoklugunuya ca bir yere yazıyorum. Ne yazık ki ömekleri hep geçmi ten anyoruz. Her şeyi susturabilirler ama sözcla aslar diyorsunuz. Gerçekten böyle mi? Fazia m Sözcüklere güçleri yetmiyor. Cervantes, Yunus Em rim, bilmiyorum ama gerçekten böyle düşünüyorum Montaigne, Pir Sultan, Karac'oğlan, Kafka, Zweig. Plato nov, Nazim, Sait Faik, Oğuz Atay... bize "söz"ün olmez gini anlatıp duruyor. Onlan yok edebildiler mi? Asa işgal edip topraklanna katamayacaklan tek ülke, bizim ülkemiz, edebiyatın görkemli yurdu. Orada, yazının kesin tisiz müziğiyle direniyoruz, direneceğiz. Ne mutlu bize Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ağır basmakta dir? A) Öyküleyici anlatım B) Tartışmacı anlatım C) Betimleyici anlatım D) Tanımlamadan yararlanma E) Kanıtlayıcı veriler kullanma

TYT/Türkçe 29. • Duygularımız; düşünmek ve planlamak, uzak bir he- defe hazırlanmayı devam ettirmek, sorunları çözmek gibi yeteneklerimizi engellediğimiz ya da güçlendirdi- ğimiz anda kendini gösterir. Aynı zamanda ölçüde, doğuştan gelen zihinsel yetilerimizi kullanma kapasi- temizin sınırlarını çizerek hayatta neler yapabileceği- mizi belirler. . Yaptığımız iş, heves ve keyifle motive olduğumuz öl- çüde bizi başarıya ulaştırır. Duygusal zekâ tam da bu anlamda temel bir yetenektir ve diğer tüm yetenekle- rimizi, bileyerek ya da körelterek, derinden etkileyen bir güçtür. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Aynı düşünce, farklı örneklerle pekiştirilmiştir. B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş vurgulanmıştır. C) Aynı düşünce farklı ifadelerle açıklanmıştır. D) Farklı görüşlerin aslında birbirini destekleyebileceği gösterilmiştir. E) Aynı olgu, farklı yönleriyle değerlendirilip ele alınmış- tır. 30.

en rekli alık in- timli Soru Bankası HIZLI OKUMA METODU 11. Bir yazar için tarifi imkânsız duygulardan biridir kitabının okuyucuyla buluşması. Günlerce emek veriyor, gecenizi gündüzünüze katıyor ve bir eser ortaya çıkarıyorsunuz. Artık kitabınız sizin bir çocuğunuz gibi oluyor. Zamanı geldiğinde de onu asıl sahiplerine yani okuyucularınıza emanet ediyorsunuz. Kitabınız ne kadar çok okunursa siz de o kadar mutlu oluyorsunuz. İster birinci kitabınız olsun ister onuncu hiç fark etmiyor, hepsi sizin için özel, sizin için çok değerli. Parçaya göre yazarın eseri ile ilgili beklentisi aşağıdakilerden hangisidir? A) Eserin asıl sahiplerine ulaşması B) Okurun isteklerine uygun yazılması C) Kitap yazılırken çok emek verilmesi D) Çok okunan kitaplar listesine girmesi E) Gerçekçi bir bakış açısına sahip olması

HIZLI OKUMA METODU 13.-14. sorulanı aşağıdaki parçaya göre ce- vaplayınız. Yunus'un şiirleri imbikten geçirilse, misralan tek tek süzülse, kelimeleri ardı ardina damitilsa, so- nuçta ortaya çıkan derviş, aslinda "insaniyet"in ta kendisi olur. Yunus'un dervişliği insana Allah tarafından verilen erdemler düzeninin tıkır tıkır işleyen şeklidir. Sevme, gözetme, kollama, gü- lümseme, tevazu, hakkaniyet, dürüstlük, ölümü hatırlama, hastaya varma, yoksula el uzatma, Itaat, vb. "insaniyet" kelimesinin içini dolduran erdemlerin yeniden hatırlanması gibidir. Yu- nus'un şiirlerini okurken insan kendine döner. içine yönelir, gözlerini yıkar ve yeniden görür. 13. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi insan olmanın gereklerinden değildir? A) Ölümden korkma B) Alçakgönüllülük C) Adaletli olma D) Yardım etme E) Doğruluk 15.-16. s vaplaying Paragrafın Şifresi - Metot Anlatımlı Soru Bankası (1) Geor yazarla ninda uzun den g (11) O gayre (1) C eşitli insa nin bas 15. E

atillasma ol et eden genis çalışmada incelenirken ilmiştir. Bu- atılılaşma ve den etmen/se- Conusun- unmak- ynağının mesi ek çok lerden Dir ette 20 soru vardır. 30 dk.dir yanus kıyısında olmasına rağmen yağışın.çok dolansla acama Çölü, dünyanın en kurak a incelenmeyi fazlasıyla hak ediyor. uzay araçlarının denemeleri için ideal oluşturuyor Dünya'nın Mars'a en çok bölgesi kabul ediliyor ayrica. (II) Dünya- ak yeri olan bu çölde yapılan çalışma- larda ilginç bir bakteri türü keşfedildi. (III) Yıllardır koloniler kurabildikleri gözlemlendi. (IV) Buradaki suya hasret olan bu bakterilerin dağınık da olsa bakteriler beslenmesini metan gazından sağlıyor öncü olabilecek bir çalışmadır.(V) Yılda sadece 1 bu nedenle yapılan çalışmalar Mars'taki yaşama damla denebilecek kadar yağış alan çöl,bundan 150 milyon yıl önce muhtemelen tropikal bir deni- zin dibiydi.(VI) Çünkü çölde yer alan gypsum (alçı taşı) suyun buharlaşıp oluşturduğu özel bir mineral ve gypsum suyla temas ettiğinde dağılıyor. (VII) Gypsum bloğu, muhtemelen 100-150 milyon yıllık ve o kadar süredir neredeyse hiç yağmur almamış (damla damla yağmurlar haricinde) çünkü sapa- sağlam yerinde duruyor. d Bu çöl nin en HIZLI OKUMA METODU CHIV Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) II B) III 3. Dünya 20 mi D)V milya sana dan E) VI letot Anlatımlı Soru Bankası mid 2. Metropolün empoze ettiklerinin tersine, Anadolu kaybettiklerimizi hatırlatıyor sürekli. Anadolu bizim Anadolu bur atr SC

5. Bu soruya net bir cevap vermek çok güç. Çünkü ikisin- de de biz çoğu zaman insanların içindeki masumiyet duygusuna sesleniriz. Insanların vicdanlarına dokun- maya, ruhlarındaki yüce yanı ortaya çıkarmaya çalışı- rız. Kendi adıma konuşursam yazarken alabildiğine gerçekçi davranırım. Bu, masal için de roman için de gereklidir, hatta belki masal için zorunludur. Çünkü çocuklar neyin yalan olduğunu çoğu zaman yetişkin- lerden daha kolay anlar. Sonuç olarak şunu söyleyebi- lirim: Masal yazarken ben de çocuklaşıyorum. Yetişkin olmanın getirdiği tüm sınırlamalardan kurtuluyorum. Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A) Masal yazılırken gerçekçilik anlayışı göz ardı edile- bilir mi? B) Masal yazmak roman yazmak kadar zor mudur? e) Edebiyat dünyasına másal yazarak girmeniz romancılığınızı etkiledi mi? Masal yazmakla roman yazmak arasında ne gibi farklar var? E) Romanlarınızdaki özgünlüğü masallarınızda yaka- layabiliyor musunuz?

Loft TYT (Temel Yeterlilik Testi) 37.-38, sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Nar Ağacı romanı; meselesi, mesajı, kahramanları, ça- tışmaları olan bir roman. Öyle ki neredeyse siyasi bir ro- man olmaya yatkın bir yapısı var. Ama yazar siyasi ro- manların o bildik didaktiklik tuzağına ve kolaycılığına düşmez. . Dil ve mekânlar dönem ruhunu yansıtmak- ta en önemli enstrümanlar olarak kullanılırken anlayış ve bakış açısı bu tarihsel dönemi anlatmaya uygun bir bi- çimde yer alır. Ne var ki 530 sayfalık kitap roman olma- nin avantaj ve dezavantajlarını bünyesinde taşıyor. Olay- ların çokluğu, anlatım süresinin uzunluğu, fazlasıyla ma- lumatlar kuşkusuz türün bir gereği olarak yer alıyor An- cak özellikle öykü dilini kullandığı kimi bölümler (sıkı ör- gü, lirik dil, yoğun anlatım) kitabın en başarılı metinleri. 37. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir? A) yer yer roman türünün yazınsal sınırlarını zorlar B) modern anlatım tekniklerine yer vermez C) betimlemelere dayalı olay anlatımını tercih eder D) roman sanatının estetik gerekliliklerini önceler E) vermek istediği mesajın önemsiz olduğunu hisset- tirir boljede unden 38. Bu kil Prf Yayınları B (6 E

11) Bu savaşta biz Düştük eli kalem tutanların peşine Cenk meydanlarını dolaştık Denizler geçtik, dağlar aştık Bir de ne görelim Arpa boyu yol gitmişizl Düşenin dostu mu olur Zater nerde biz orda: Çektik zafer bayrağını kapıya! Bu dizelerde, duygu ve düşünceler dile getirilirken aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır? B) Özdeyişlerden D) Gözde soru cümlelerinden A) Deyimlerden C) Masal ögelerinden E) İğneleyici sözlerden

wasi ne de artık. (II) in odaca- azmaliya latilacak ndini an- sizleştiği, ağin sa- vayı ye- rultuya im hem aktadır. si dü- EV şey aba seni rek nu- ki- aci ve 6- n r Deneme-1 24. Anlatımında nesnel de olabilir olabildiğine öznel ve mizacen edebi de olabilir. Sanatçı, birikim açısından akımlardan birine yakın görünebilir. Örneğin, gerçekçi gözlemin veya simgesel gözlemin özelliklerini göstere- bilir. Sanatkâr, gerçek anlamdan mecaza, cinastan seci- ye, terimden argoya kadar türlü anlam ve söz sanatlarını kullanabilir. Gözlediği kişiyi bir başka zemine gönderebi- lir, bir başka anlam ilişkisiyle ifade edebilir. Zıddıyla söy- leyebilir. Beğenir, sever veya nefret edebilir. Sanatçı için önemli olan neyi gözlediği değil, nasıl gözlediğidir. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilmelidir? A) Sanatçı, gözlemin gereği, plân yaparak gözleme baş- lar B) Sanatkâr sebep-sonuç ilişkilerini, elden geldiği kadar nesnel olarak değerlendirmeye gayret eder ve genel- likle olaya müdahale etmeden gözlemini sürdürür C) Gözlem; eşyaya, bir olaya, bir insana, bir duruma, somut veya soyut dünyadaki bir manzaraya, dikkatli bir bakış, duyuş ve sezgi içinde olma hâlidir D) Sanatkâr, edebî eseri meydana getirirken daha ön- ceden eserini yazarken yapmış olduğu gözlemin ve- rilerini, isterse aynen isterse hayal gücü ile sonsuz denebilecek kadar çeşitli yorumlara tâbi tutarak ifade edebilir Edebî anlatılar, kurgusal bir dünyanın gözlenmesiyle oluşmuş nesnel birikimlere dayanır

Benim düşüncelerime göre şair, şiirin dışında baş- ka bir işle uğraşmamalıdır. (II) Her şeyden önce bir şaire yakışmayan hiçbir işle uğraşmamalı. (III) Şair yalnızca bir amaç uğruna yaşamalıdır. (IV) Şair öl- dükten sonra bizlere yazdıkları kalacaktır. (V) Bunun için uğraşmalıdır, ölümsüzlüğü yakalamalıdır. (VI) Bir zanaatkârdan bile bütün zamanını işine ayırmasını is- teriz. (VII) Bu noktada şair ile zanaatkâr aynı özelliği taşır. Bu parçanın I. cümlesinde öne sürülen düşünce- nin gerçekleşmesiyle elde edilecek sonuç, numa- ralanmış hangi cümlede belirtilmiştir? 11. B) ill D) V. ₁ IV. E) VI.

(1) Gerçekçi roman, bir bakıma toplum çözümlemesi yapar. (II) Ele aldığı insanların çevreyle olan ilişkilerine ayna tutar. (III) Bu ilişkileri yansıtarak yaşamın anlamına ışık tutmaya çalışır. (IV) Bu çaba, gerçekçi romanların hepsinde görülür. (V) Bunu yaparken de ister istemez birtakım seçmelere, ayrımlara gider çünkü yaşamın anla- mını aydınlatma, aslında gerçekliğin insan tiplerini belir- leme ve ayırt etmesidir. (VI) Nitekim gerçekçi romanın en başarılı örnekleri olan Goriot Baba, Kızıl ile Kara gibi romanlarda görebiliriz bunu. (VII) Bu romanların ortak özelliği, roman kişilerinin yaşamın anlamını belirlemesi ve bunların gerçekle örtüşmesidir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi, düşüncenin akışını bozmaktadır? A) II BY III IV 1012 V E) VI

4. Toplumsal koşulların belirleyiciliği birey dünyasına yan- sıyor, onu yapıp çatıyor ama çok karmaşık bir oluşum bu. Onu tek boyuta indirgemek son dönem edebiya- tımızdaki eğilimlere bakarak söylemek gerekirse ola- nın yerine olması istenenin konulmasıyla sonuçlanmak- tadır. Romanın yazarı; insanı, onun sınıfsal, toplumsal konumu içindeki ilişkilerini, bu ilişkilerin karmaşıklığını ve çelişkilerini kavramak ve dışarıdan hemen görün- meyen insan gerçeklerini ışıklandırmak zorunda. Bu parçanın yazarının romancıdan asıl beklediği aşağıdakilerden hangisidir? A) Karakterleri aracılığıyla insanların toplumla bağla- rına yön tayin etmek B) İnsanların içinde bulunduğu çelişkileri sergilerken onların toplumsal ortamdaki değişimlerini de yan- sıtmak C) Bireyin iç dünyasına eğilerek olumsuz davranışla- rına çözüm getirmek D) Toplumsal koşulların bireyde meydana getirdiği aç- mazları yeni anlatım teknikleriyle sunmak E) Bireyin yaşadığı içsel huzursuzlukların temelini bi- limsel metotlarla açıklamak un gooiniz

2. (1) Aslı "şaka yapmak ve latife yapmak" anlamına ge- len Arapça müzah kelimesi, Türkçeye mizah olarak geçmiştir. (II) Esasında gülme olan mizahın mahiyeti- ne göre bu gülme, kasıklar çatlarcasına atılan kahka- ha, kıkırdama ve gülümseme arasında değişir. (III) Mi- zahtaki gülme sağlıklı olmalı. (IV) Çünkü ruh hastala- rında görülen anlamsız, düzensiz gülmeler ve yalan- dan, yapmacık gülmeler; mizahi anlatım neticesinde meydana gelen gülme şeklinden ayrıdır. (V) Şaka, alay, hiciv, karikatür, komedi, fikra, parodi, mizahi hikâye ve roman gibi mizah türlerinin insanda uyandırdığı gülme eylemi sağlıklı bir gülmedir. Mizahın anlatıldığı bu parçadaki cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, kelime anlamı verilmiştir. B) II. cümlede, içeriğine göre farklılaşan durumlardan Soz edilmiştir C) III. cümlede, genelgeçer bir görüş belirtilmiştir. D) IV. cümlede, kendinden hemen önceki yargı gerek- çelendirilmiştir. E) V. cümlede, kapsamıyla ilgili bilgiler verilmiştir.

5. Ateş, insanlık medeniyetinin maddi yönlerine etki et- mekle kalmamış; onun manevi veya soyut yönü diye nitelendirebileceğimiz din, felsefe, şiir, edebiyat, sanat ve psikanaliz gibi alanlarda çeşitli sembolik, imgesel ifadelere dönüşerek zengin bir anlam havzası oluştur- muştur. Bu, mitolojik dönemlerden günümüze kadar etkisini sürdürmüştür. İnsanlığın kültürel tarihine bir bü- tün olarak baktığımızda farklı milletlerin veya medení- yetlerin manevi yönlerini teşkil eden alanlarda ateşin; inanç, değer ve çeşitli anlamların sembolik ifadesine dönüştüğü görülür. Ateşin insanı korkutan ama aynı zamanda kendine çeken doğası, insanların ateşe de- ğişik anlamlar yüklemesine yol açmıştır. Bu parçadan ateşle ilgili aşağıdakilerden hangisi- ne ulaşılabilir? A) İnsanlığın kültür ve inanç sisteminde önemli bir yer edinmiştir. B) Kaynağı ile ilgili toplumdan topluma değişen riva- yetler vardır. C) Belli bir gücün tekelinde olduğu için insanlar tara- fından kutsiyet atfedilmiştir. D) Kutsal bir sembol olarak tarihsel süreç içerisinde çeşitli vasıflar kazanmıştır. E) Doğası gereği sürekli bir devinim ve dönüşüm hâlindedir.