Anlatım Biçimleri Soruları

3. Çiçekler; hoş kokularıyla mekânlara kattığı estetik güzelliklerle olduğu kadar anlamlarıyla da insan- ları etkilemeye devam ediyor. Bazı çiçekler sevgiyi anlatırken bazısı kırgınlığı, üzüntüyü, özlemi gös terir. Sevdiklerinize duyduğunuz sevgiyi, hüznü, özrü en güzel çiçeklerle gösterebilirsiniz. Sevginin ifadesi için genel olarak gül kullanılır. Hayal kırıklığınızı ise kırmızı karanfil anlatır karşınızdaki kişi ye. Sevdiğiniz kişiye karşı duyduğunuz özlemi ise açelya simgeler. Yukarıdaki metinde çiçeklerin hangi özelliğine değinilmemiştir? A) Duyguları göstermedeki tek yol oluşuna C) Farklı hisleri anlatmasına B) Insanlara tesir etmesine D) Mekânları güzelleştirdiğine

Ben romanlarımı planlayarak yazmam. Kurgu, yaz- manın bana verdiği bütün coşkuyu, zevki yok ediyor. Bana göre kitap yazmak, otlanin arasında parlak renkli bir ipin ucunu bulup ipi heyecanla kaynağına kadar takip etmektir. Bazen ip kopuverir ve ortada öylece kalıverirsiniz. Ama ip bazen de şansli, cesur ve kararlıysanız- sizi bir defineye götürür. Ve define hiçbir zaman o kitaptan kazanabileceğiniz para de- gildir, define, yazdığınız kitaptır. 65. Bu sözleri söyleyen yazarla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine ulaşılabilir? A) Yazdıklarıyla, okurun kafasında soru işaretleri belirmesini amaçlamaktadır. B) Romanlarında gerçek ve duş iç içe geçmiştir. C) Kullandhgrair kolay anlaşılır değildir. D) Ramanlarında anlattıklarını bir sonuca bağlama- maktadır. E Yazma, severek yaptığı bir iştir. 67. 68.

>>> Pes Etme 2. Ben nezaketi ağaçtan öğrendim, ona tekme attim ama o tepemden çiçekler yağdırdı, o utanç bana ibretlik bir ders oldu. Bu cümlede asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Nezaket, size iyilik yapana iyilik yapmaktır. BY Biri size kötülük yapsa da siz iyilikle karşılık verirseniz nazik bir insan olmuş olursunuz. C) İyiliğe iyilik yapmak kolaydır, önemli olan kötülükle iyilik arasında bir yerde durmayı bilmektir. D) İyilik ve kötülük ayırt edilemeyecek inceliklerden geçer. E) Birisi size tekme attığında ona çiçek vermelisiniz.

Paragraf ilişkisi 1 grafa ilk Adım 3. (1) Dünya üzerinde aklımıza gelebilecek her türlü sanatta kuşların izi vardır. (II) Bizim kültürümüzde de Eski Türklerden bu yana anıtlarda, destanlarda, masallarda ve mitolojik resimlerde kuş tasviri yapılmıştır. (III) Selçuklu figürlerinde de kuş sık kullanılmıştır. (IV) Osmanlı çinilerinde, minyatürlerinde, geleneksel halı sanatında harikulade işlenmiş kuş resimleri gelir hemen akla: rengarenk tavus kuşları, ağaçkakanlar, saksağanlar, avcı ve efsane kuşlar. (V) Kuşlar, dünyanın güzelleşmesine katkı sağlayan canlılardır. Bu parçada numaralanmış cümleler ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A. cümlede bir genelleme yapılmıştır BY II. cümlede düşünceyi geliştirmek için örneklere- başvurulmuştur. Ill. cümlede Selçuklularda kuş resimlerine yer verildiğinden söz edilmiştir. DIV. cümlede kesin yargıya başvurulmadan kesik cümle verilmiştir. V. cümlede kuşların pozitif etkisine vurgu yapılmıştır. 5. 1. Yem am sa ka V 11. E Yu as A

(23) 23. Mutluluğun herkes için geçerli tarifi var mıdır? Sevme biçimlerimiz nasıl farklıysa mutluluğa bakışımız da farklıdır. Bazıları için mutluluk huzurdur, başını yastığa koyduğunda dalıvermektir en derin uykulara. Uyandığında yanı başında nefes alan can için şükretmektir. Benim içinse mutluluk paylaşmaktır. Birlikte ağlamaktır hıçkıra hıçkıra ve yine birlikte gülmektir en olmadık şeylere. Onunla "bir" olmaktır. Şair ne güzel tercüman olmuş gönlümden, aklımdan geçenlere: İşte bunu diyebileceğim veya bana bu sözleri söyleyebilecek birine sahip olmaktır mutluluk. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdaki dizelerden hangisi getirilmelidir? A) Aklından geçer mi dersin aklımdan geçenler Vazgeç kardeşim, ayrıdır bindiğimiz gemiler B) Qamarların, damarlarıma bağlı kanından Tükenmekte olan, benim de sevincimdir Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış Kendi yolumu çizdiğimde anladım DÖlümsüzlüğün sofrasına bağdaş kursam Ve anlatsam o ağlatan mutluluğu E) Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi

7. (1) Anadolu, tarih boyunca sayısız canlı türüne ev sahipliği yapmıştır, yapmaya da devam etmektedir. (II) Bu canlı gruplarından biri sürüngenlerdir çünkü Anadolu sürüngenler için çok uygun yaşam alanlarına sahip. (III) Bu sürüngen türlerinden biri de 2005 yılında bilim dünyasında duyurulan Harran kertenkelesidir. (IV) Harran kertenkeleleri sadece Harran'da, Harran antik kent harabeleri civarında dar bir alanda varlıklarını sürdürüyor. (V) Vücut uzunluğu 25 cm civarında, tombul ve iri yapılı olarak tanımlanan bu kertenkele, bitki örtüsünün seyrek olduğu yerlerde, bozkırlarda, yanı çölsü alanlarda yaşamayı seviyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede bir durumun değişmeden sürmesi dile getirilmiştir. B) II. cümlede bir saptama, gerekçesiyle okura anlatılmıştır. C) II. cümlede yakın bir tarihte bir türle ilgili bilginin paylaşıldığı vurgulanmıştır. IV. cümlede sözü edilen türün adlandırılmasında nelerin etkili olduğu belirtilmiştir. E) V. cümlede Harran kertenkelesinin fiziksel özellikleri ve yaşadığı coğrafyayla ilgili bilgi verilmiştir. 8

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde iş, söz söylenmeden önce yapılmıştır? A) Soruları bitirmeye çalışıyorum. B) Çok güzel konuşursun sen. C) Atatürk'ü sevgi ve saygıyla andık. D) Onları kapıda karşılayacaksın. E) İşe zamanında gitmeliyim. 17

temel rünün aşırı a gelmesi, rtan nsanları un altını ina ihtiyaç duğu ega 3 mega 3 uyor maya İLERİ TEST-2 Sehrin günümüz insanının; hayallerini süsleyen çam ağaçlanının arasında, bir dere kenarında, göz alabildiğine uzanan yeter içinde ahşap bir ev hayali kurması bir kaçış planıyla deği ancak insanın kendini dinleme arzusuyla açıklanabilir. Ferahk, insanin arzuladığı bir ruh hâlidir. Son yıllarda; yapılan evlerin büyük olması ve insanların geniş alanlarda yaşaması gerektiğinin düşünülmesi bu ferahlığa kavuşma isteğinin bir yansımasdy Elbette bu tercih sadece günümüzle ilgili değildir. Özellikle tarihi yapılar düşünülecek olursa ferahlık isteğinin çok eskilere dayandığı anlaşılabilir. Geçmişte yapılmış kervansaraylar, Rahatlığı apartmanların yüksek ve geniş katlarında arayan ama camiler, hanlar, konaklar şimdiki yapılardan geniş ve ferah. bulamayan insanların restore edilmiş tarihi yapılara giderek bir bardak çay içip gökyüzünü soluması, güzel günlerin müjdesini gökyüzünün hür sonsuzluğundan almayı istemesi bu sebepledir. Bu parçanın anlatımı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi Paragrafta Anlatım kalabalıklığı ve koşuşturması arasında sıkışıp kalan yanlıştır? Benzetmeye yer verilmiştir. B) Durumların zıtlığı söz konusudur. C) Sayıp dökmelere yer verilmiştir. D) Çıkarım cümleleri yer almaktadır. E) Öznel tanıma yer verilmiştir. 15 hakkında

7- 25. Kitabın ilk bölümlerinde neredeyse şiirsel, çocuksu başlayan anlatıların, daha sonraki bölümlerde girift bir yapıya doğru ev- rildiğini görürüz. Duyguları manipüle etmek Joyce'un kale- minin ayırt edici bir özelliği; bilinç akışı tekniği ve duyusal dili kullanma yeteneği hakkında bugüne kadar çok şey yazıldı. Yazarın koku, dokunsal tasvirler ve müzik gibi kuvvetli imge- lere anlatısında bolca yer vererek hem kendi iç dünyasını et- kileyici bir şekilde tasvir ettiğini, hem de okuyucuya hikâye- yi en etkili şekilde aktarabildiğini fark ediyoruz okurken. Bu parçadan sözü edilen sanatçıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Anlatımının kitabın başından sonuna doğru değiştiği İç dünyasını belli imgeler kullanarak etkileyici bir şekilde betimlediği QBil Bilinç akışı tekniğini ve dayusal dili kullanma konusunda başarılı olduğu D) Hikâyeyi okura etkili bir şekilde aktarabilmek için belli im- gelerden yararlandığ Anlatımında duyguları yönlendirmeyi kendine özgü bir tarzda gerçekleştirdiği 27. Ticaret lar süre rin kor mek y salt yo karın ne ola da, lo bir is da s taşı Bu gis A) B)

uzun bir oğlan. yana, ne geriye taranmıyor, beni deli C) Ne zaman annem aklıma düşse o vagondan evi hatır- liyorum. Sisler arasında beliren bir masal gemisi gibi. D) Coğrafyaya, mekâna dair bir bağlanma, bir aidiyet duygusu yok bende. Zihnimi eşiyor, hafızamı yokluyo- rum. E) Kahvenin emektarı Kurban Emi ile birlikte omuzlukları kuşanır, Orta çeşmeden su taşırdık. 7. Sana benzeyen bir adam gördük. Elinde yırtık bir evrak çantası vardı. Senin gibi bitkin, yorgundu. Suratından düşen bir parça oluyordu. Hatta bir aralık nereye böyle diyecek olduk. Baktık ki suratın bozuk, vazgeçtik. Yanı- mızdan geçerken "Müsaade buyurun." deyince adama dikkatli baktık... Sen değilsin. Ama yine de sana benziyor- du. - Ne tramvayında gördünüz, dedim. - Edirnekapı tramvayında, dediler. Boş bulundum: Odur muhakkak, dedim. Kimdir diye sordular ama söylemedim sanki o olduğuna eminmişim gibi. - Hiç canım, dedim, ben de gördüm de o adamı. Evkafta tahsildarmış. Az daha ben bile, "Ne arıyorsun buralarda?" diyecektim, "Mehmet, oğlum?" Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Öyküleyici bir anlatım ağır basmıştır. B) Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir. C) Diyalog yöntemine başvurulmuştur. D) Kahramanın iç dünyası yansıtılmıştır. E) Gözlemci bakış açısı kullanılmıştır. 8. Aşağıdakilerden hangisi hikâye türünün Tanz 10

da su 7 en Otude yer Edebiyatımızın en önemli eleştirmenlerinden biri olan Kutay Özser, romanlara ilişkin hemen hemen bütün eleştirilerinde, y yer bilgi vererek okuyucuların eğitilmesine katkıda bulunmakta, arada, onlarda bir bakış açısı geliştirmeye çalışmaktadır. Bu a yapıtı eleştirmekten kaçınmamakta; düşündüklerini, bir yolunu bularak mutlaka söylemektedir. Özser'in daha çok, roman yazarlarına yönelttiği bu eleştiriler, kimi zaman dolaylı olmakta, satır aralarında kalabilmektedir. Oyle de olsa bir taşla iki kuş vurulmakta ve hem sanatçıların dikkati çekilmekte hem de okurun romanı algılamasına kılavuzluk edilmektedir. Bunun yanı sıra, okurun başka türlere kaçması önlenmekte, dahası bu yöntem, roman okuyanların sayısının artmasını sağlamaktadır. Aşağıdakilerden hangisi, Kutay Özser'in bu parçada sözü edilen eleştirileriyle sağladığı yararlardan biri olamaz? A) Romanın anlaşılmasına yardımcı olmak B) Üstü kapalı eleştirilerle dikkat çekmek C) Roman kurgusuna ilgiyi artırmak DOkurların romana ilgi duymasını sağlamak E) Okura romanı inceleyebilme gücü kazandırmak kelime hikâye belirli ferag şovla sakı dil a "gö tan Bu ha A B C

TYT / TÜRKÇE 8. İlk zamanlarda dil, dine bağlı olarak gelişti. İnsan- lar, kendilerinden daha önemli ve büyük bir var- lığa inanıyordu; doğal olarak hiç kimse Tanrı'nın onları yanlış anlamasını istemiyordu. Bu bakımdan duaları doğru okumak, doğru telaffuz etmek ve is- tenilen şeyi doğru aktarabilmek için dil çalışmaları yapılıyordu. Edebiyat da din ile ortaya çıkan bir ol- gudur. İlk şiirler, ilahilerdir. İnsanlar, uyaklı kelime- lerin daha kolay ezberlenebileceğini fark ettiler. Bu bakımdan, ilahiler kısa ve uyaklı parçalarla-yazıldı. İlk şiirler bu şekilde ortaya çıktı. Ve sonuçta; ne- redeyse tüm din kitaplarının şiirsel, tüm duaların edebi olması... Bu parçada edebiyat-din ilişkisinin temel se- bebi olarak aşağıdakilerden hangisi öne sürül- müştür? A) Dine hâkim olan duaların kafiyeli okunması, bu sebeple dualarda ahenk sağlanması ✓ B) Edebiyatla ilgili her öge akılda fazla kalabildiği için edebiyatın bu yönünden faydalanmak isten- mesi C) İnsanların iletişimi olan dilin dinle beraber ge- lişme göstermesi ve dinin yayılma ihtiyacı D) Duaların şiir şeklinde okunduklarında daha etkileyici olması ve insanların bu etkileyiciliği sevmesi İnsanların yaratıcı olarak kabul ettikleri büyük güce kendilerini doğru bir biçimde ifade etmek istemeleri duuduğu ilni hirdenbire 10. T C 11

Kısaca dil, gerek atasözleri gerekse deyimler ve sözcük öbekleri bakımından günlük konuşmada, önceden yüklenmiş anlamların dışına taşamaz. Bu olumsuzluk yazı dilini de etkileyip belirleyebilmektedir. Sonuçta ortak kullanım insanı ---- uzaklaştırmakta, yaşanan her şeyi ---- dönüştürmektedir. Bu çıkmazda kalmak istemeyen şair elbette biçim ve ideoloji kırıcılığına başlayacaktır. Kültürel gücün maddi güce kurduğu köprüdür bu da. Aşağıda verilenlerden hangisi bu parçadaki boşluğu anlam bakımından en uygun biçimde tamamlar? A) eleştirel olmaktan - alışkanlıklara molbiehipean Ano B) bilinçli olmaktan - kendi adına C) sosyal olmaktan - kalıplara D) sorgulamaktan - yok saymaya E) mutlu olmaktan - sıradan görmeye aigneri

Dağlar, her mevsim başka görünür insanın gözüne. Kışın tenha ve solgundur ama biraz da hırçındır görüntüsü. Yine de insana, gelecek baharları, kavuşmaları düşündürür. Bir kar dostluğuyla sarmaş dolaştır. İlkbaharda delicedir dağlar baştan aşağı, sularla haşır neşir. İlkbaharda yeşilin kutlu senfonisi vardır dağlarda. Yazları olgun bir başak gibidir dağlar. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Nitelemelerden faydalanılmıştır. B İzlenimler aktarılmıştır. Kişileştirmeden yararlanılmıştır. DY Öyküleme ağır basmaktadır. Benzetme yapılmıştır.

1. $ TÜRKÇE TE roman okuru, çoğu zaman metnin içinde yazarın otobiyografisini de arar, ondan bir iz bulmaya çalışır. Bu cümlenin başına düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur? A) Ülkemizde romanlara yazarın yaşadıklarını anlattığı metinler olarak bakmak, çok yaygın bir eğilim oldu- ğundan B) Romanlarda okurun merakını giderecek bir anlatım tercih edildiğinden C) Sanatçılar yaşadıklarını yazınsal süzgeçten geçirip Kendilerini gizleyerek metinleri kurguladığı için D) Sanatçıların eserlerinde sanat anlayışları üzerine görüşlerini açıklamaktan kaçınmaları sebebiyle E Yazarlar anlattıklarında gerçeğe bire bir uygunluk ilkesini hiçbir zaman göz ardı etmediği için

II. Yeteneğiniz yoksa yazma talim zandıracağı pek bir şey yoktur. 19 III. Bir okurun zihninde, okuduğu yazıdan en çok artaka- lan şey, nasıl başlandığı ve nasıl sonlandırıldığıdır. yargılarından hangileri çıkarılamaz? A) Yalnız I. B) Yalnız II. D) I ve 11. C) Yalnız III. E) ILver IT 8. İbn Battuta, Orta Çağ olarak bilinen ve Batı'da bilimin baskılanıp ayaklar altına alındığı karanlık dönemde, gezegen üzerinde en fazla yol kateden isimdir. Yaptığı bütün bu geziler sayesinde "İslam Gezgini" unvanına layık görülmüştür. Yolculuğu 1325 yılında, yirmi bir yaşındayken doğum yeri olan Fas'ta başlamıştır ve tam 5000 kilometre yol kat ederek Arap Yarımadası'ndaki Mekke'ye ulaşmıştır. Ömrünün yirmi dokuz yılını alan yolculuğu boyunca Asya, Avrupa ve Afrika'da sayısız bölgeye gitmiş, toplamda 121 bin kilometre yol katetmiştir. Bu parçadan İbn Battuta'yla ilgili aşağıdakilerin han- gisine ulaşılamaz? 10 söz stan 8 A) Yaşamının önemli bir kısmını gezgin olarak geçirdiğine B) Farklı kıtalara seyahat ettiğine C) Amacı için fedakarlık yapan biri olduğuna D) Batı'nın karanlık döneminde Batı'ya bilimi kazandırdığına E) Yaptığı işin neticesinde önemli bir unvan aldığına