Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

1-1
(1) Her edebiyat eleştirisi, biraz subjektif ve şahsidir; bu
anlayıştan hareket edilerek yola çıkılırsa varılacak nokta
daha iyi tayin edilmiş olur. (II) Yorumların ve değerlen-
dirmelerin, kesin ve mutlak bir üslupla sonuçlandırılması,
yapılan eleştiriye de zarar vereceğinden bu tutumdan ka-
çınmak gerekir. (III) Çünkü bu genelleme, eseri değerlen-
dirip hüküm verirken yaşanılan devrin bakış açısına gön-
dermede bulunur ve onu temsil eder. (IV) Bir sosyal bilim
olarak edebiyat ve daha da özelde eleştiri, kesinlemeden
çok genellemedir. (V) Bu bakış açısına, eleştiri kuramın-
da "çağdaş bakış açısı" denmektedir. (VI) Eleştirinin şahsi
ve subjektif oluşu bu bakış açısından kaynaklanmaktadır.
Bu paragrafın anlam bütünlüğünün sağlanması için
numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirme-
lidir?
A) I ve II.
B) I ve IV.
lain pel
D) III ve IV.
nova
C) II ve III.
E) IV ve V.
.IE
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1-1 (1) Her edebiyat eleştirisi, biraz subjektif ve şahsidir; bu anlayıştan hareket edilerek yola çıkılırsa varılacak nokta daha iyi tayin edilmiş olur. (II) Yorumların ve değerlen- dirmelerin, kesin ve mutlak bir üslupla sonuçlandırılması, yapılan eleştiriye de zarar vereceğinden bu tutumdan ka- çınmak gerekir. (III) Çünkü bu genelleme, eseri değerlen- dirip hüküm verirken yaşanılan devrin bakış açısına gön- dermede bulunur ve onu temsil eder. (IV) Bir sosyal bilim olarak edebiyat ve daha da özelde eleştiri, kesinlemeden çok genellemedir. (V) Bu bakış açısına, eleştiri kuramın- da "çağdaş bakış açısı" denmektedir. (VI) Eleştirinin şahsi ve subjektif oluşu bu bakış açısından kaynaklanmaktadır. Bu paragrafın anlam bütünlüğünün sağlanması için numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirme- lidir? A) I ve II. B) I ve IV. lain pel D) III ve IV. nova C) II ve III. E) IV ve V. .IE
12. Sinit
Türk Dili v
Edebiyal
-Tema - Konu - 1
Bakterileri yok etmek üzerine çalışmalar yapan Ingiliz bi-
lim insanı Alexander Fleming, bir tatil dönüşü laboratu-
varına geldiğinde içinde farklı türlerde bakteriler bulunan
kabı açık unuttuğunu fark eder. Küf mantarı ile dolan kabi
temizlerken mantarın kenarında bulunan jel kıvamındaki
yapıda herhangi bir bakteri bulunmadığını görür. Bunun
"Penicillium Notatum" adı verilen küf mantarı olduğunu
düşünür ve jöle kıvamındaki yapıya "penisilin" adını verir.
Fakat penisilini küf mantarından ayırmayı başaramadığı
için çalışmalarını sonlandırır. Onun çalışmalarını incele-
yen bilim insanları Howard Florey ve Ernst Chain, 1939
yılında penisilini laboratuvar ortamında saflaştırmayı ba-
şarır, 1941 yılında da ilk defa bir insan üzerinde kulla-
nırlar. Fleming, Florey ve Chain bu çalışmalarıyla 1945
yılında Nobel Barış Ödülü'ne layık görülürler.
9'1
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla-
bilir?
A) Penisilinin, ismini kendisini bulan kişinin adından aldı-
ğına
B) Fleming'in, penisilinle ilgili çalışmalarıyla bilim dünya-
sına ilham verdiğine enant
C) Penisilinin insan sağlığına faydasının, keşfinden çok
sonra anlaşıldığına
D) Nobel Barış Ödülü'nün penisilinin bulunması sonucu
ilk defa sağlık alanında verildiğine
E) Küf mantarıyla penisilinin bulunmasının aynı zamana
denk geldiğine
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
12. Sinit Türk Dili v Edebiyal -Tema - Konu - 1 Bakterileri yok etmek üzerine çalışmalar yapan Ingiliz bi- lim insanı Alexander Fleming, bir tatil dönüşü laboratu- varına geldiğinde içinde farklı türlerde bakteriler bulunan kabı açık unuttuğunu fark eder. Küf mantarı ile dolan kabi temizlerken mantarın kenarında bulunan jel kıvamındaki yapıda herhangi bir bakteri bulunmadığını görür. Bunun "Penicillium Notatum" adı verilen küf mantarı olduğunu düşünür ve jöle kıvamındaki yapıya "penisilin" adını verir. Fakat penisilini küf mantarından ayırmayı başaramadığı için çalışmalarını sonlandırır. Onun çalışmalarını incele- yen bilim insanları Howard Florey ve Ernst Chain, 1939 yılında penisilini laboratuvar ortamında saflaştırmayı ba- şarır, 1941 yılında da ilk defa bir insan üzerinde kulla- nırlar. Fleming, Florey ve Chain bu çalışmalarıyla 1945 yılında Nobel Barış Ödülü'ne layık görülürler. 9'1 Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla- bilir? A) Penisilinin, ismini kendisini bulan kişinin adından aldı- ğına B) Fleming'in, penisilinle ilgili çalışmalarıyla bilim dünya- sına ilham verdiğine enant C) Penisilinin insan sağlığına faydasının, keşfinden çok sonra anlaşıldığına D) Nobel Barış Ödülü'nün penisilinin bulunması sonucu ilk defa sağlık alanında verildiğine E) Küf mantarıyla penisilinin bulunmasının aynı zamana denk geldiğine
ne
7. Güneş balonu, bildiğimiz oyuncak balonlar gibi havayla
şişiriliyor. Ancak güneş balonları bir tür güneş panelidir ve
güneş ışınlarını toplayacak şekilde tasarlanmıştır. Güneş
ışınlarının balonun içinde, tam merkezinde, bulunan "güneş
gözesi'ne gelmesiyle elektrik üretiliyor. Güneş gözesi, yüze-
yine gelen güneş ışığını doğrudan elektrik enerjisine dönüş
türen yanı iletken maddelere verilen ad. Normalde, güneş
panellerinde ışığı odaklamak için alüminyum ya da camdan
yararlanılıyor. Güneş balonuysa ısıya dayanıklı plastikten
yapılıyor. Dahası, güneş balonları hem daha hafif hem daha
ucuz hem de daha verimli. Çok güçlü rüzgârlar gibi olumsuz
hava koşullarına da dayanıklı. Güneş balonları geliştiren fir-
ma, önümüzdeki yıl 10.000 güneş balonundan oluşan bir
elektrik üretim çiftliği kurmayı planlıyor.
320517
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi
söylenemez? ld nased nunud sy inips16y lib ald
A) Bilgi verme amacıyla kaleme alınmış bir metindir.
B) Terim anlamda kullanılmış birden çok sözcük vardır.
C) Kullanılan sözcüklerin çağrışım evreni oldukça zen-
ob ngindir.
9D) Sayısal ifadeye yer verilmiştir.
E) Karşılaştırma ve tanımlama yapılmıştır.
nsino suxo
na ndüsümüsög
obnizignai nholixabipses snemndaine
8910q ua
armlinshe1GV
C)
b
D)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ne 7. Güneş balonu, bildiğimiz oyuncak balonlar gibi havayla şişiriliyor. Ancak güneş balonları bir tür güneş panelidir ve güneş ışınlarını toplayacak şekilde tasarlanmıştır. Güneş ışınlarının balonun içinde, tam merkezinde, bulunan "güneş gözesi'ne gelmesiyle elektrik üretiliyor. Güneş gözesi, yüze- yine gelen güneş ışığını doğrudan elektrik enerjisine dönüş türen yanı iletken maddelere verilen ad. Normalde, güneş panellerinde ışığı odaklamak için alüminyum ya da camdan yararlanılıyor. Güneş balonuysa ısıya dayanıklı plastikten yapılıyor. Dahası, güneş balonları hem daha hafif hem daha ucuz hem de daha verimli. Çok güçlü rüzgârlar gibi olumsuz hava koşullarına da dayanıklı. Güneş balonları geliştiren fir- ma, önümüzdeki yıl 10.000 güneş balonundan oluşan bir elektrik üretim çiftliği kurmayı planlıyor. 320517 Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? ld nased nunud sy inips16y lib ald A) Bilgi verme amacıyla kaleme alınmış bir metindir. B) Terim anlamda kullanılmış birden çok sözcük vardır. C) Kullanılan sözcüklerin çağrışım evreni oldukça zen- ob ngindir. 9D) Sayısal ifadeye yer verilmiştir. E) Karşılaştırma ve tanımlama yapılmıştır. nsino suxo na ndüsümüsög obnizignai nholixabipses snemndaine 8910q ua armlinshe1GV C) b D)
rşılaştı-
Kabildi-
-?
yahut
zan-
mak
ak-
et-
arı
10
R
S
A
M
L
A
i
6
¡
Ben, yazdığım metin romana benzedi mi acaba korkusu
yaşarım her seferinde. Bazen de metnin bir yerinde takılır,
geçemeyecek miyim korkusu yaşarım o sırada. Bu tür kor-
aylarca aynı sayfayı yazar dururum. Bir sonraki sayfaya
en başta kendisinden korkmalıdır elbette ve bu korku da
kular iyidir. Yazıdan korkulur zaten, korkmak gerekir. Insan
iyidir. Bizi biz yapan bazı zaaflarımızı ve tatlı hastalıkla-
rımızı nasıl koruyup kolluyorsak, nasıl müdafaa ve mu-
hafaza ediyorsak korkularımızı da korumalıyız bence.
Günün birinde, artık hiç korkmuyorum, oturup rahatça bir
roman yazabilirim ve yazdığım şey de kesinlikle roman
olur dersem ben öldüm demektir. Artık o dakikadan itiba-
ren elimdeki kalemin bir mânası yoktur.
Bu parçada, sanatçının yazma tutumuyla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
A Romancıların yazdıklarını, sık sık gözden geçirerek
Bazı bölümleri yeniden yazmaları gerektiği
28.
B) Sanatçının yazarken, acaba yapıtım okur tarafından
sevilecek mi endişesi taşıması
C) Yazarın, yapıtının yetkinliği konusunda sürekli bir en-
dişe taşımasının doğal olduğu
D) Her yazarın yapıtının, yayımlandıktan sonraki başarısı
için endişe duyması gerektiği
E) Romancıların yapıtlarını okura emanet ettikten sonra
bir korku taşımaması gerektiği
Diğer Sayfaya Geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
rşılaştı- Kabildi- -? yahut zan- mak ak- et- arı 10 R S A M L A i 6 ¡ Ben, yazdığım metin romana benzedi mi acaba korkusu yaşarım her seferinde. Bazen de metnin bir yerinde takılır, geçemeyecek miyim korkusu yaşarım o sırada. Bu tür kor- aylarca aynı sayfayı yazar dururum. Bir sonraki sayfaya en başta kendisinden korkmalıdır elbette ve bu korku da kular iyidir. Yazıdan korkulur zaten, korkmak gerekir. Insan iyidir. Bizi biz yapan bazı zaaflarımızı ve tatlı hastalıkla- rımızı nasıl koruyup kolluyorsak, nasıl müdafaa ve mu- hafaza ediyorsak korkularımızı da korumalıyız bence. Günün birinde, artık hiç korkmuyorum, oturup rahatça bir roman yazabilirim ve yazdığım şey de kesinlikle roman olur dersem ben öldüm demektir. Artık o dakikadan itiba- ren elimdeki kalemin bir mânası yoktur. Bu parçada, sanatçının yazma tutumuyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır? A Romancıların yazdıklarını, sık sık gözden geçirerek Bazı bölümleri yeniden yazmaları gerektiği 28. B) Sanatçının yazarken, acaba yapıtım okur tarafından sevilecek mi endişesi taşıması C) Yazarın, yapıtının yetkinliği konusunda sürekli bir en- dişe taşımasının doğal olduğu D) Her yazarın yapıtının, yayımlandıktan sonraki başarısı için endişe duyması gerektiği E) Romancıların yapıtlarını okura emanet ettikten sonra bir korku taşımaması gerektiği Diğer Sayfaya Geçiniz.
IM 20
ILT
12. Sınıf (A)
Türk Dili ve
Edebiyatı
amcı Düşünce -2
E
6. Bir kitap hastası; çevresindekilere, eşine dostuna hatta aile
efradina bile kitap ödünç vermez. Bununla birlikte kitapla
nına kendisinden başkasının el sürmesine tahammül ede
mez, içi el vermez, sinir damarları gevşer. Bir kitap hastası,
arkadaşına borç verebilir hatta en sevdiği topuklu rugan
ayakkabısını karşılıksız hediye edebilir, ona bir kitabevin-
den yeni bir kitap da alabilir ancak kendi kitaplığından tek
sayfa koklatmaz. Bir kitap hastasının, elindeki para ile be-
lirli bir süreye kadar idare etmesi gerekmesine rağmen o,
son kuruşuna kadar parasını kitaba yatırır. Öte yandan ki-
taba yatırdığı para için keyif duyarken başka ihtiyaçlar için
para harcamayı gereksiz bulur. Bir kitap hastasının dep-
rem gibi felaketlerde can sağlığından sonra düşündüğü
tek şey kitaplar olabilir. Kitap hastası; bir sahaf, bir kitabevi
görmesin, bütün bir günü orada geçirebilir. Kimi zaman
dükkân sahibini bıktırır. Kimseden yardım da istemez, o
sadece kitaplarla baş başa kalmak ister.
sah 00.10
rad Bu parçadan hareketle kitap hastası bir kişiyle ilgill,
neto
1. Kitapları hayatının merkezine koyduğu
II. Toplumsal yaşamdan uzak durduğu
III. Kitap tercihinde seçici davrandığı
ein yargılarından hangisi çıkarılamaz?
XOX
bensqua
C) Yalnız III,
(A
A) Yalnız I.
B) Yalnız II.
suamulo inizem D) I ve II.deni E) II ve III.
bolixos Xeselo
ren
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
IM 20 ILT 12. Sınıf (A) Türk Dili ve Edebiyatı amcı Düşünce -2 E 6. Bir kitap hastası; çevresindekilere, eşine dostuna hatta aile efradina bile kitap ödünç vermez. Bununla birlikte kitapla nına kendisinden başkasının el sürmesine tahammül ede mez, içi el vermez, sinir damarları gevşer. Bir kitap hastası, arkadaşına borç verebilir hatta en sevdiği topuklu rugan ayakkabısını karşılıksız hediye edebilir, ona bir kitabevin- den yeni bir kitap da alabilir ancak kendi kitaplığından tek sayfa koklatmaz. Bir kitap hastasının, elindeki para ile be- lirli bir süreye kadar idare etmesi gerekmesine rağmen o, son kuruşuna kadar parasını kitaba yatırır. Öte yandan ki- taba yatırdığı para için keyif duyarken başka ihtiyaçlar için para harcamayı gereksiz bulur. Bir kitap hastasının dep- rem gibi felaketlerde can sağlığından sonra düşündüğü tek şey kitaplar olabilir. Kitap hastası; bir sahaf, bir kitabevi görmesin, bütün bir günü orada geçirebilir. Kimi zaman dükkân sahibini bıktırır. Kimseden yardım da istemez, o sadece kitaplarla baş başa kalmak ister. sah 00.10 rad Bu parçadan hareketle kitap hastası bir kişiyle ilgill, neto 1. Kitapları hayatının merkezine koyduğu II. Toplumsal yaşamdan uzak durduğu III. Kitap tercihinde seçici davrandığı ein yargılarından hangisi çıkarılamaz? XOX bensqua C) Yalnız III, (A A) Yalnız I. B) Yalnız II. suamulo inizem D) I ve II.deni E) II ve III. bolixos Xeselo ren
6.
Tarihî şahsiyetlerin hayatları etrafında örülen ve dram türünde
yazılan tiyatro oyunlarının, 1940-1960 döneminde hem daha
önceki yıllarda eser vermiş yazarlar hem de dönemin genç ku-
şağı tarafından sıklıkla ele alındığı görülür. Nazım Kurşunlu'nun
Fatih'i 1953'te sahneye konulmuştur. 1955'te yazılan Genç Os-
man adlı oyun, Musahipzade Celâl ile Mehmet Şükrü Erden'in
ortak çalışmasıdır. Celal Esat Arseven ile Salah Cimcoz ise
1955'te Üçüncü Selim adlı bir oyun kaleme alırlar. Orhan Ase-
na'nın Hürrem Sultan adlı oyunu da 1958'de sahnelenir. Yine
Orhan Asena'nın 1959'da yazdığı Tanrılar ve insanlar adlı oyunu
Gılgamış Destanı'ndaki ölümsüzlük arayışı motifi üzerine ku-
rulmuştur.
Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakilerin hangisinden
yararlanılmıştır?
A Örneklemeden
Somutlamadan
Karşılaştırmadan
DTanımlamadan
Tanık göstermeden
8.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. Tarihî şahsiyetlerin hayatları etrafında örülen ve dram türünde yazılan tiyatro oyunlarının, 1940-1960 döneminde hem daha önceki yıllarda eser vermiş yazarlar hem de dönemin genç ku- şağı tarafından sıklıkla ele alındığı görülür. Nazım Kurşunlu'nun Fatih'i 1953'te sahneye konulmuştur. 1955'te yazılan Genç Os- man adlı oyun, Musahipzade Celâl ile Mehmet Şükrü Erden'in ortak çalışmasıdır. Celal Esat Arseven ile Salah Cimcoz ise 1955'te Üçüncü Selim adlı bir oyun kaleme alırlar. Orhan Ase- na'nın Hürrem Sultan adlı oyunu da 1958'de sahnelenir. Yine Orhan Asena'nın 1959'da yazdığı Tanrılar ve insanlar adlı oyunu Gılgamış Destanı'ndaki ölümsüzlük arayışı motifi üzerine ku- rulmuştur. Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır? A Örneklemeden Somutlamadan Karşılaştırmadan DTanımlamadan Tanık göstermeden 8.
8. Öğleye doğru artık biraz daha kendilerini güçlü hissedi-
yorlardı. Gökçe'nin yarasındaki kanama da durmuştu.
Hazine sandıklarından birini açtılar. Birer murassa han-
çer ile üçer zümrüt alıp kaçtılar. Hançer ile göğü yaran
Gökçe, zümrütleri yıldızlara attıkça yıldızlar parlamaya
başladı. Herkesin şaşkınlıktan dili tutulmuş gibiydi.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
ağır basmaktadır?
A) Öyküleyici anlatım
B) Betimleyici anlatım
C) Düşsel anlatım
Of
D) Gelecekten söz eden anlatım
E) Epik anlatım
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. Öğleye doğru artık biraz daha kendilerini güçlü hissedi- yorlardı. Gökçe'nin yarasındaki kanama da durmuştu. Hazine sandıklarından birini açtılar. Birer murassa han- çer ile üçer zümrüt alıp kaçtılar. Hançer ile göğü yaran Gökçe, zümrütleri yıldızlara attıkça yıldızlar parlamaya başladı. Herkesin şaşkınlıktan dili tutulmuş gibiydi. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Öyküleyici anlatım B) Betimleyici anlatım C) Düşsel anlatım Of D) Gelecekten söz eden anlatım E) Epik anlatım
mle
onu-
ak-
de
28. Ömrü boyunca halkın içinde yaşadı. Onlarla çay içti.
Dertleşti. Evlerinde konuk oldu. İşyerlerinde ziyaret etti
onları. Sonra o gördüklerini bir bir not etti. Konuşmaları
olduğu gibi romanlarında kullandı. Konularını incelikle
ele aldı. Yüzeysel kalmadı. Derinlemesine eğildi. Bunu
yaparken de zihinsel yeteneğini kullandı. Açık seçik bir
anlatımla hiçbir ayrıntıyı atlamadan yazdı romanlarını.
Çoğu sanatçının ele almadığı konuları, farklı bir yorum-
la ele aldı.
Bu parçada söz edilen yazar aşağıdakilerden han-
gisiyle nitelendirilemez?
A) Toplumla iç içe yaşamayı seven
B) Gözlemci bir bakış açısı olan
C) Ele alacağı konuda seçici davranan
davranan
D) Kendine has bir üslubu olan,
EY Tanıdığı kişilerin sorunlarıyla ilgilenen
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
mle onu- ak- de 28. Ömrü boyunca halkın içinde yaşadı. Onlarla çay içti. Dertleşti. Evlerinde konuk oldu. İşyerlerinde ziyaret etti onları. Sonra o gördüklerini bir bir not etti. Konuşmaları olduğu gibi romanlarında kullandı. Konularını incelikle ele aldı. Yüzeysel kalmadı. Derinlemesine eğildi. Bunu yaparken de zihinsel yeteneğini kullandı. Açık seçik bir anlatımla hiçbir ayrıntıyı atlamadan yazdı romanlarını. Çoğu sanatçının ele almadığı konuları, farklı bir yorum- la ele aldı. Bu parçada söz edilen yazar aşağıdakilerden han- gisiyle nitelendirilemez? A) Toplumla iç içe yaşamayı seven B) Gözlemci bir bakış açısı olan C) Ele alacağı konuda seçici davranan davranan D) Kendine has bir üslubu olan, EY Tanıdığı kişilerin sorunlarıyla ilgilenen
64
27. Evet, özünde, benliğinde Türk kültürünün, müziğinin
yaşam bulduğu bir sanatçıdır o. Bu yaşam bulma,
den onun kendi kendini bulmasına engel değildir. Aksine
denebilir ki tüm büyük sanatçılar gibi, -Yunus gibi, Mi-
mar Sinan gibi- o da kişiliğini kendi varlığından ayıra-
madığı ulusuna borçludur.
Bu parçada söylenenler aşağıdaki sorulardan han-
gisine verilmiş bir yanıt olabilir?
A) Bir sanatçı başarılı olmak için Türklerin geçmişini ince-
lemeli midir?
B) Sanatçı içinden çıktığı toplumu ne kadar tanıyor?
C) Sanatçılar büyüklüğünü neye borçludur?
D) Sanatçının başarısı gelenekçiliğine bağlanabilir mi?
E) Sanatçının toplumcu olması sanatçıyı geliştirir mi?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
64 27. Evet, özünde, benliğinde Türk kültürünün, müziğinin yaşam bulduğu bir sanatçıdır o. Bu yaşam bulma, den onun kendi kendini bulmasına engel değildir. Aksine denebilir ki tüm büyük sanatçılar gibi, -Yunus gibi, Mi- mar Sinan gibi- o da kişiliğini kendi varlığından ayıra- madığı ulusuna borçludur. Bu parçada söylenenler aşağıdaki sorulardan han- gisine verilmiş bir yanıt olabilir? A) Bir sanatçı başarılı olmak için Türklerin geçmişini ince- lemeli midir? B) Sanatçı içinden çıktığı toplumu ne kadar tanıyor? C) Sanatçılar büyüklüğünü neye borçludur? D) Sanatçının başarısı gelenekçiliğine bağlanabilir mi? E) Sanatçının toplumcu olması sanatçıyı geliştirir mi?
3. Batı Anadolu'da Edremit Körfezi'nin kenarında bulunan
Assos, Antik Çağ'a uzanan tarihiyle, denizi, doğası, an-
dezit taşından yapılmış eski evleriyle sevimli bir köy. Antik
Çağ'da önemli bir yerleşim yeri olan Assos'ta yaklaşık 230
metre yükseklikte Athena Tapınağıda bulunuyor. MÖ VI.
yüzyılın ortalarında yapılan tapınak, tüm köye, Ege Deni-
zi'ne ve Midilli Adası'na tepeden bakmaya devam ediyor.
Dikdörtgen planlı, Anadolu'daki en eski Gotik tarzdaki ta-
pinaktan günümüze birkaç sütun Ralmış. Tapınak; ago-
rası, tiyatrosu ve diğer kalıntılarıyla Behramkale köyü ile
iç içe, zamana direnmeye çalışıyor. Bulunduğu tepe açı-
sından oldukça güzel bir havası var. (Midilli Adasının en
net göründüğü yerlerden biri olan tapınaktan tekrar kö-
ye doğru inerken minaresKolmayan güzel bir cami gö-
rüyoruz.
Bu parçada sözü edilen yerle ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisine değinilmemiştir?
A) Turizmin yoğun olduğuna
B) Evlerinin yapısal özelliğine
C) Bulunduğu konuma
D) Tonde bulunan tapınağın yapılış uslubuna
E) Havasının özelliğine
A
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. Batı Anadolu'da Edremit Körfezi'nin kenarında bulunan Assos, Antik Çağ'a uzanan tarihiyle, denizi, doğası, an- dezit taşından yapılmış eski evleriyle sevimli bir köy. Antik Çağ'da önemli bir yerleşim yeri olan Assos'ta yaklaşık 230 metre yükseklikte Athena Tapınağıda bulunuyor. MÖ VI. yüzyılın ortalarında yapılan tapınak, tüm köye, Ege Deni- zi'ne ve Midilli Adası'na tepeden bakmaya devam ediyor. Dikdörtgen planlı, Anadolu'daki en eski Gotik tarzdaki ta- pinaktan günümüze birkaç sütun Ralmış. Tapınak; ago- rası, tiyatrosu ve diğer kalıntılarıyla Behramkale köyü ile iç içe, zamana direnmeye çalışıyor. Bulunduğu tepe açı- sından oldukça güzel bir havası var. (Midilli Adasının en net göründüğü yerlerden biri olan tapınaktan tekrar kö- ye doğru inerken minaresKolmayan güzel bir cami gö- rüyoruz. Bu parçada sözü edilen yerle ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? A) Turizmin yoğun olduğuna B) Evlerinin yapısal özelliğine C) Bulunduğu konuma D) Tonde bulunan tapınağın yapılış uslubuna E) Havasının özelliğine A
A) Başka türdeki romanlara vakit ayırmak
istememektedir.
B) Polisiye-gerilim türündeki yapıtları okumaktan çok
büyük haz duymaktadır.
C) Kimi zaman bu türdeki bir romanı bir solukta
okuyup bitirir.
D) Diğer eserleri bir yana gerilim kitaplarını bir yana
koymaktadır.
E) Polisiye-gerilim romanları dışındaki romanları
okumaktan zevk almamaktadır.
30. Bilimsel dergilerde güdülenme, esenlik, ahlak yargısı ve
gelişimi konularında çalışmaları yayımlanan Ulaş
Kaplan, şiddet ve eğitim gibi iki temel sorunumuzu
bilimin ışığında inceleyerek köklü çözümler sunuyor.
Şiddetin evrimsel kökenlerini ve sosyal psikolojik
kaynaklarını inceliyor. Özgür ve güçlü bir karakterin
inşasında izlememiz gereken demokratik eğitim
hedefini belirlemeye çalışıyor. Kültürümüzün şefkat
zenginliği ve empati eksikliği arasındaki ikilemini tespit
ederek çağımızda empatisiz şefkatin zayıf kalacağını
vurguluyor. Aileden okula eğitimin çeşitli basamaklarını
sorguluyor, okuru yeni yöntemlerle tanıştırıyor.
ulob rolsá upibi uid nayabiigi nasher
Ulaş Kaplan'a ait bir yapıttan söz edilen bu parçada
aşağıdakilerden hangisi hakkında bilgi
verilmektedir?
A) Kitabın içeriği
B) Kitabın başarıları
C) Yazarın kalemi
D) Yapıtın hedefleri
E) Yapıtın önemi
YAYINLARI
LİMİT
8
E
C
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
A) Başka türdeki romanlara vakit ayırmak istememektedir. B) Polisiye-gerilim türündeki yapıtları okumaktan çok büyük haz duymaktadır. C) Kimi zaman bu türdeki bir romanı bir solukta okuyup bitirir. D) Diğer eserleri bir yana gerilim kitaplarını bir yana koymaktadır. E) Polisiye-gerilim romanları dışındaki romanları okumaktan zevk almamaktadır. 30. Bilimsel dergilerde güdülenme, esenlik, ahlak yargısı ve gelişimi konularında çalışmaları yayımlanan Ulaş Kaplan, şiddet ve eğitim gibi iki temel sorunumuzu bilimin ışığında inceleyerek köklü çözümler sunuyor. Şiddetin evrimsel kökenlerini ve sosyal psikolojik kaynaklarını inceliyor. Özgür ve güçlü bir karakterin inşasında izlememiz gereken demokratik eğitim hedefini belirlemeye çalışıyor. Kültürümüzün şefkat zenginliği ve empati eksikliği arasındaki ikilemini tespit ederek çağımızda empatisiz şefkatin zayıf kalacağını vurguluyor. Aileden okula eğitimin çeşitli basamaklarını sorguluyor, okuru yeni yöntemlerle tanıştırıyor. ulob rolsá upibi uid nayabiigi nasher Ulaş Kaplan'a ait bir yapıttan söz edilen bu parçada aşağıdakilerden hangisi hakkında bilgi verilmektedir? A) Kitabın içeriği B) Kitabın başarıları C) Yazarın kalemi D) Yapıtın hedefleri E) Yapıtın önemi YAYINLARI LİMİT 8 E C
3. (1) Sokakta yürürken karşı kaldırımda giden bir kö-
pekten korkan kişi, köpeğin kendisine saldıracağını
düşünürse çok şiddetli bir kaygı duyar. (II) Oysa
yaşamında pek çok kez köpekle karşılaşmış ve kö-
pek ona bir kez bile saldırmamıştır. (III) Kendinize
verdiğiniz gerçekçi ve objektif cevaplar aracılığıyla
kaygınızla mücadele etmeyi öğrenebilirsiniz. (IV.)
Böyle bir kaygı duyduğunuzda kendinize sorabilir-
siniz: (V) "Bunun gerçekleşme ihtimali ne kadar?"
(VI) Buna karşın sadece olabilecek bir tehlikeyi ha-
yal ederek yoğun bir kaygı yaşar.
Bu parçadan anlamlı bir bütün oluşturmak için.
numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiş-
tirilmelidir?
A) II. ve IV.
B) III. ve V.
D) IV. ve V.
C) III. ve VI.
E) IV. ve VI.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. (1) Sokakta yürürken karşı kaldırımda giden bir kö- pekten korkan kişi, köpeğin kendisine saldıracağını düşünürse çok şiddetli bir kaygı duyar. (II) Oysa yaşamında pek çok kez köpekle karşılaşmış ve kö- pek ona bir kez bile saldırmamıştır. (III) Kendinize verdiğiniz gerçekçi ve objektif cevaplar aracılığıyla kaygınızla mücadele etmeyi öğrenebilirsiniz. (IV.) Böyle bir kaygı duyduğunuzda kendinize sorabilir- siniz: (V) "Bunun gerçekleşme ihtimali ne kadar?" (VI) Buna karşın sadece olabilecek bir tehlikeyi ha- yal ederek yoğun bir kaygı yaşar. Bu parçadan anlamlı bir bütün oluşturmak için. numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiş- tirilmelidir? A) II. ve IV. B) III. ve V. D) IV. ve V. C) III. ve VI. E) IV. ve VI.
Yazı, bir düşüncenin, harflerden oluşan sözcük-
ler aracılığıyla yazım kurallarına uygun olarak bir
nesne üzerinde sunulmasıdır. (1) Konuşmaysa bir
düşünceyi belirten sözcüklerin seslendirilmesi diye
tanımlanabilir. (H) Konuşmada, anlatılmak isteneni
el, kol ve yüz hareketleri, ses tonu destekler. (III)
Sesin alçaltılıp yükseltilmesi, sese ezgi katılması
konuşmayı etkili kılar. (IV) Bunlar yazıda noktalama
işaretleriyle karşılanmaya çalışılır. (V) Bu nedenle
noktalama işaretlerinin nerede, hangi amaçla kulla-
nıldığını iyi bilmek gerekir.
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangi-
sine "Yazıda kullandığımız noktalama işaretleri
duygu ve düşünceleri daha açık ifade etmeye, oku-
mayı ve anlamayı kolaylaştırmaya yarar." cümlesi
getirilebilir?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Yazı, bir düşüncenin, harflerden oluşan sözcük- ler aracılığıyla yazım kurallarına uygun olarak bir nesne üzerinde sunulmasıdır. (1) Konuşmaysa bir düşünceyi belirten sözcüklerin seslendirilmesi diye tanımlanabilir. (H) Konuşmada, anlatılmak isteneni el, kol ve yüz hareketleri, ses tonu destekler. (III) Sesin alçaltılıp yükseltilmesi, sese ezgi katılması konuşmayı etkili kılar. (IV) Bunlar yazıda noktalama işaretleriyle karşılanmaya çalışılır. (V) Bu nedenle noktalama işaretlerinin nerede, hangi amaçla kulla- nıldığını iyi bilmek gerekir. Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangi- sine "Yazıda kullandığımız noktalama işaretleri duygu ve düşünceleri daha açık ifade etmeye, oku- mayı ve anlamayı kolaylaştırmaya yarar." cümlesi getirilebilir? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
aşı
an,
iri
un Hedefini Yüksek Tut
Test 1
9. Evet epeyce "popüler"di fakat aynı zamanda
gerçek bir yazı emekçisiydi. Hiçbir zaman
işin kolayına kaçmaz, alçakgönüllülüğü elden
bırakmaz, bilmediği konularda nutuk çekmeye
yeltenmezdi. Çoğu dergi okuyucusu, onun o
ayki yazısını, ülkemizin yahut dünyanın son
durumunun bir özeti, bir tür röntgeni sayardı.
Bazen gazetelerde de yazardı. Popüler oluşunun
bir başka nedeni de olayları geniş ölçekli
kavraması ve herkesin anlayabileceği bir yalınlık
eşliğinde yorumlamasıydı.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü
edilen yazarın özelliklerinden biri değildir?
A) Kişisel ve rastgele görüş belirtmekten çekinme
B) Bilimsel tutum ve anlatımı yeğleme
C) Güncel gelişme ve sorunlara ayna tutma
D) Gerçekleri olduğu gibi yansıtma
E) Karmaşık ve sanatlı ifadelerden kaçınma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
aşı an, iri un Hedefini Yüksek Tut Test 1 9. Evet epeyce "popüler"di fakat aynı zamanda gerçek bir yazı emekçisiydi. Hiçbir zaman işin kolayına kaçmaz, alçakgönüllülüğü elden bırakmaz, bilmediği konularda nutuk çekmeye yeltenmezdi. Çoğu dergi okuyucusu, onun o ayki yazısını, ülkemizin yahut dünyanın son durumunun bir özeti, bir tür röntgeni sayardı. Bazen gazetelerde de yazardı. Popüler oluşunun bir başka nedeni de olayları geniş ölçekli kavraması ve herkesin anlayabileceği bir yalınlık eşliğinde yorumlamasıydı. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen yazarın özelliklerinden biri değildir? A) Kişisel ve rastgele görüş belirtmekten çekinme B) Bilimsel tutum ve anlatımı yeğleme C) Güncel gelişme ve sorunlara ayna tutma D) Gerçekleri olduğu gibi yansıtma E) Karmaşık ve sanatlı ifadelerden kaçınma
Büyük Düşün Hedefini Yüksek Tut
5. Bireysel bir karakter taşıyor olabilir öykülerimde
anlattıklarım. Fakat ben bunun altında gizli olan
açılımın doğrudan insan ruhsallığı olduğunu
düşünüyorum. Yani, tek tek bireylerin oluşturduğu
bir dünyadır yaşadığımız gezegen. Bireysel
sorunlar, acılar dünyaya da bulaşır ve onu
daha yaşanmaz bir hâle getirir. Bu açıdan
bakıldığında öykülerimde anlattığım dünyanın,
masasının başında düşüncelerle boğuşan bir öykü
kahramanımın, dünyanın herhangi bir yerinde,
herhangi biri olabileceğini kavrarsınız.
Öyküleri için böyle söyleyen bir yazar,
yapıtlarının hangi özelliğini vurgulamaktadır?
B) Özgünlük
A) Gerçeklik
D) Evrensellik
C) Yaratıcılık
E) Açıklık
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Büyük Düşün Hedefini Yüksek Tut 5. Bireysel bir karakter taşıyor olabilir öykülerimde anlattıklarım. Fakat ben bunun altında gizli olan açılımın doğrudan insan ruhsallığı olduğunu düşünüyorum. Yani, tek tek bireylerin oluşturduğu bir dünyadır yaşadığımız gezegen. Bireysel sorunlar, acılar dünyaya da bulaşır ve onu daha yaşanmaz bir hâle getirir. Bu açıdan bakıldığında öykülerimde anlattığım dünyanın, masasının başında düşüncelerle boğuşan bir öykü kahramanımın, dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi biri olabileceğini kavrarsınız. Öyküleri için böyle söyleyen bir yazar, yapıtlarının hangi özelliğini vurgulamaktadır? B) Özgünlük A) Gerçeklik D) Evrensellik C) Yaratıcılık E) Açıklık
Klonlama kavramının geniş kitlelerce duyulmaya
başlanması 1997 yılında Roslin Enstitüsündeki İs-
koç bilim adamı olan Dr. Wilmut ve ekibinin koyun
"Dolly"i üretmeleri ile başlamıştır. Dünya çapında
gördüğü ilginin bir kısmı bilimsel gelişim, bir kısmı
da etik sorunlar nedeniyledir. Aslında klonlamanın
temeli çok daha öncelerde bakteri ile yapılan çalış-
malara dayanmaktadır.
Bu parçadan kesin olarak çıkarılabilecek yargı
aşağıdakilerden hangisidir?
A İlk klonlama çalışmaları 1997 yılında Roslin
Enstitüsü'nde başlamıştır.
B Klonlama çalışmaları ilk kez İskoç bilim adamı
Dr. Wilmut ve ekibiyle başlamıştır.
Koyun "Dolly" ilk klonlanan deney hayvanıdır.
D) Klonlamanın ilgi görmesi yalnız bilimsel gelişim
olmasına bağlanamaz.
Klonlama çalışmaları 1997'den önce henüz kim-
se tarafından bilinmiyordu.
LIWIT
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Klonlama kavramının geniş kitlelerce duyulmaya başlanması 1997 yılında Roslin Enstitüsündeki İs- koç bilim adamı olan Dr. Wilmut ve ekibinin koyun "Dolly"i üretmeleri ile başlamıştır. Dünya çapında gördüğü ilginin bir kısmı bilimsel gelişim, bir kısmı da etik sorunlar nedeniyledir. Aslında klonlamanın temeli çok daha öncelerde bakteri ile yapılan çalış- malara dayanmaktadır. Bu parçadan kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? A İlk klonlama çalışmaları 1997 yılında Roslin Enstitüsü'nde başlamıştır. B Klonlama çalışmaları ilk kez İskoç bilim adamı Dr. Wilmut ve ekibiyle başlamıştır. Koyun "Dolly" ilk klonlanan deney hayvanıdır. D) Klonlamanın ilgi görmesi yalnız bilimsel gelişim olmasına bağlanamaz. Klonlama çalışmaları 1997'den önce henüz kim- se tarafından bilinmiyordu. LIWIT