Anlatım Biçimleri Soruları

2. Ne sokak oyunları ne de sokakta koşturan çocuklar kaldı. Artık sadece projelere konu oluyorlar. Ip atlamaca, topaç, yakar top, uzuneşek, körebe, ip çekme, seksek, saklambaç, misket, köşe kapmaca, yağ satarım bal satarım, gölge kovalamaca, Istop, çl- vi, çelikçomak, birdirbir... Isimleri bile heyecan verici bu oyunlar artık anılarda ve fotoğraflarda kaldı. Sokakta oyun oynayan ço- cuk sayısı çok az. lletişimsizlik ve teknoloji çağı çocukları; tablet, playstation, akıllı telefonla oyunlar oynuyor, bu mecralardan ar- kadaş ediniyorlar. Böyle diyen bir kişiden aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenemez? Günümüzde sokakta oynayan çocuk sayısı azaldı. B) Günümüz çocukları oyun oynamayı sevmiyor. C Teknolojik gelişmeler geleneksel çocuk oyunlarını unutturdu. DY Çocukluğumuzda oynadığımız pek çok oyun tarihe karıştı. E) Teknoloji çağının çocuklar üzerinde olumsuz etkisi oldu. PARAGRAFIQ BİTMİ ch F 1 1 1 1 1 1

3. Kayak sporunu sevdirmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Kaymaya genelde 4-6 yaş arası başlanıyor. Kendi oğlumu 17 ay- likken kaydırmaya başladım. 2,5 yaşında kayak dersi verdiğim çocuk oldu. Kısacası başlama yaşı geniş bir spor dalı. Aman dik- kat, kayarken mutlaka kask takılmalıdır. Kayak malzemelerinin seçimi de önemlidir. Itimat edilen bir yerden, soğuk hava koşul- larına uygun ve fiziksel yapıya göre malzemeler seçmek gerekir. Aileler kar sapanı dediğimiz ilk kayış tecrübesini yaşayınca ço- cuklarının kayabildiğini düşündüğü için derse son veriyor. (Bü- yükler için de bu böyle.) Sonra bize gelip çocuklarını yarışmala- ra hazırlamamızı istiyorlar. Ama maalesef sadece kar sapanı ka- yabilen bir çocuk yarışmaya katılamaz. Böyle diyen bir kayak öğretmeninden aşağıdakilerden hangi- sini söylemesi beklenemez? A) Kullanılan malzemeler doğru yerden alınmalıdır. B) Kar sapanı ilk adımdır, eğitimin devamını almak gerekir. C) Ilk beceride, "öğrenildi" yargısı yanlıştır. D) Kask takmadan kaymak, güvenli bir davranış değildir. E) Küçük yaşlarda başlanmazsa kayağın öğrenilmesi zor olur.

11. Göz merceği, nesnelerden yansıyan işığı gözdeki kas- lar yardımıyla gözün arka bölümünde bulunan ağ taba- kaya toplar. Işık burada bulunan işığa duyarlı çubuk ve koni hücreler tarafından elektromanyetik uyarılara dönüştürülür. Beynimiz de bu uyarıları görüntü olarak işler, böylece görme işlemi gerçekleşmiş olur. Bu bilim- sel açıklama, Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getiri- lirse "Yapılan açıklamanın görme sürecinin anlaşılması ile ilgili eksik noktalar barındırdığı" sonucuna ulaşılır? A) görmenin nasıl mucizevi bir eylem olduğu konusun- daki hayret duygumuzu açıklamaya odaklanmıştır sew NURONS B) görme duyumuzu anlamamızı sağlayacak basitlikte görünse de bu yetimizi bütünüyle kavramamıza yet- mez C) çinde birçok hatalı unsur barındırması nedeniyle zaman içinde çok daha fazla araştırmaya konu ola- Red caktır daha çok tıp ve biyoloji bilimlerinde uzman olan kişi- lerin anlayabileceği türden bir içerik taşımaktadır görmenin hayatımızda ne kadar önemli bir yer tuttu- ğu ile ilgili hepimizi ortak bir noktada buluşturabile- WASHANGA cek açıklıktadır ALANG YAYIN DEN

1 Yıllardır karavanımla kamplar ve kamp dışı konaklamalar yapti- ğım için kampta neden özgürsünüz, buna değinmek istedim. Kamp dışı konaklamada gece yatarken kapı önündeki eşyaları toplamanız gerekir; kampta hepsini bırakır yatarsınız. Sabah kalk- tığınızda her şeyiniz hazırdır. Bu bence muhteşem bir özgürlük. Denize giderken ya da aracı terk ederken cam kapı açıktır, içeri- si devamlı havalanmış olur, gelince pişmezsiniz. Klimanız yoksa gece pencere ve üst havalandırmalarınız açıktır, içerisi hep se- rindir. Klimanız varsa aracınız elektriğe bağlıdır, sabaha kadar se- rin serin uyursunuz. Geceleri mışıl mışıl uyursunuz, yanınıza bir araç yanaşıp sabaha kadar size "erik dali" dinletmez. Bu parçadan karavanla kampta konaklama ile ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Herkesin sevdiği müzikleri, dinleme olanağı vardır. B) Yaz gecelerinde havalandırmayı açık bırakılıp serinlik yaşanır. Karavan çevresinden uzaklaşırken kapıyı, camı açık bırakma özgürlüğü vardır. D) Geceye girilirken dışarıdaki eşyaları toparlama gereği duyul- maz. E) Klimayı çalıştırmak için elektrik alma imkânı vardır. Cinderella gibi saray merdiveninde unuttuğu ayakkabısının ar pri bekleyen bir Külkedisi gibi değil, kendine adeta

11. I. Tam ortaya öyle bir kurulmuş ki hak etmediği bir mev. kiye güçlü bir tanıdığı sayesinde emek sarf etmeden Ć gelenlerden biri gibi... II. Orada olması gereken, en çok işimize yarayan “A” harfi bir kenara atılmış. lil. Böyle birinden gözlerimi kaçırmak ne mümkün, mec- buren ben de ona bakıyorum. IV. Oysa yapılan araştırmalar gösteriyor ki “A” harfini “J” harfinden yaklaşık 1000 kat fazla kullanıyoruz. V. Dizüstü bilgisayarımın kapağını her açtığımda "J" harfi tam ortaya kurulmuş, sanki alay edercesine bana bakıyor. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? B) II. A) C) III. D) IV. E) V.

23. Ahmet Cevdet Paşa on dokuzuncu yüzyılın önemli devlet ve ilim adamlarından biridir. Çok yönlü bir kişiliğinin olması, farklı alanlarda değerli eserler vermesini sağlamıştır. O dini konularda yetkin bir isimdir. Mecelle isimli hukuk kitabının hazırlanmasında büyük katkıları olmuştur. İbn Haldun'un Mukaddime adlı kitabının bir kısmını tereüme- etmiştir. Ayrıca tarihçi olan Ahmet Cevdet'in bu alandaki ünlü eseri ise Tarih-i Cevdet adını taşıyan çalışmadır. Bu çalışmasında 1774 ile 1826 arasındaki Osmanlı tarihini anlatmıştır. Paşa'nın devlet görevleri, ilmi çalışmalarından daha az değildir. Birçok kez bakanlık yapmış ve başka devlet kademelerinde de bulunmuştur. O hem bir alim hem de bir devlet adamı olarak on dokuzuncu yüzyıla damga vurmuş kişilerdendir. Bu parçada Ahmet Cevdet Paşa'yla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir? A) Bilgisini devlet işlerinde kullanmıştır. B) Tarihin belli bir dönemiyle ilgili kitap yazmıştır. Çeviri çalışması yapmıştır. D) Devletin üst düzey makamlarında görev almıştır. Bin sekiz yüzlü yıllarda yaşamıştır. UcDört Bos

e r 24. Babil efsanesine göre Tanrı, kendisine ulaşmaya çalışan insanların kendini beğenmişliğine kızar ve o zamana kadar aynı dili konuşmakta olan insanların dillerini karıştırarak birbirlerini anlamalarını engeller. Yunan mitolojisine göre Tanrıların elçisi kabul edilen Hermes, babası Zeus'a nispet yapmak için konuşulan dili çeşitlendirerek farklı milletlerin oluşmasını sağlar. Doğu Afrika'da yaşayan bir kabile, kıtlık sonucunda insanların çıldırmasıyla farklı dillerin ortaya çıktığına inanır. Kuzey Amerika yerlileri arasında anlatılan bir hikaye ise insanların dünyaya yayılabilmesi için Tanrı tarafından dillerinin çeşitlendirildiğini söyler. Çok yaygın bir diğer efsaneye göreyse Tanrıların gazabına uğrayan dünyada bir sel felaketi sonucunda farklı diller ve kültürler oluşur. 1. Düşüncesini nesnel deneylerle açıklamaya çalışmaktadır. II. Iddiasını bilimsel verilerin ışığında oluşturduğu söylenemez. III. Anlatmak istediği düşünceyi yaşam gerçeklerine uygun olmayan gerekçelere dayandırmıştır. IV. Fikirlerini açıklarken çok eski çağlardan gelen kültürel birikimi kullanmaktan kaçınmamıştır. Farklı dillerin kökeniyle ilgili yazısında düşüncesini sadece yukarıdaki örneklere bağlı kalarak açıklayan bir dil bilimcisi için numaralanmış değerlendirmelerden hangileri doğru olur? A) I. ve I D) III. ve IV. B) II. ve III. C) II. ve IV. E) II. - III. - IV.

11 C) Elektrikli aletlerin tasarımlarının sıklıkla yenilenmesi D) Evlerde kullanan elektrikli cihazların kalitesinin artırılması E) Dijital teknolojideki hızlı değişimin günlük hayatta kullanılan cihazların ömrünü kısaltması ● 32. Edebiyat belli bir ideolojinin aktarılmasının vasıtası ola- rak görülmüş kimi yazarlarca. Benim için edebiyat bir amaç, asla bir araç değil. Bu nedenle okurun düşün- cesi üzerinde bir hâkimiyet kurma gayem yok. Okuru olduğu yerden başka bir yere taşımayı, hür iradesine müdahale edip okuru cendereye sokmayı, onu sıkıştı- rip hakikat bildiğinin yanlış olduğunu yüzüne çarpmayı hedeflemiyorum. Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir yazarın düşüncesi olabilir? A) Ben sadece duygulandığım, etkilendiğim, dikkatimi çekmiş bir konuyu anlatma işini üstlenirim. B) Sadece benim için doğru olanı değil, herkesin doğ- ru bildiğini roman kişilerimle yansıtırım.+ C) Bir toplumun zor zamanlarda birlikte hareket etme- lerinin gereğini elimden geldiğince sezdirmeye çalı- şırım. D) Yazdıklarım, insanlığın gördüğü zulüm karşısında aymazlığına katlanamadığım yazarlara da bir me- sajdır aslında. E) Özellikle çocuklar için yazdığım öykülerde doğanın ne kadar önemli olduğunu anlatan bir motife mutla- ka yer veririm.- - Diğer sayfaya geçiniz.

celdi ölü bak- bizi 2. Arap toplumunda ve birçok Doğu kültüründe şiir "şarkı" olarak doğmuştur. Araplar şiirin güzel okunması gerektiği hususunda birleşirler ve şiiri şarkıyla ölçerler yani bir nevi şarkı, şiirler ara- sında terazi görevindedir. Bu parçada altı çizili sözle asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A) Şiirin şekil özelliklerinin kural hâline gelmesine ön ayak ol- mak Şiirin kulağa hoş gelecek şekilde düzenlenmesini sağlamak C) Şiirin halk arasındaki ilk örneklerini teşkil etmek D) Şiirin edebî bir tür olarak benimsenmesine yardımcı olmak E) Şiirin değeri ile ilgili olarak bir ölçüt olmak

5. (1) Saydam cam içinde döne döne yükselen beyaz veya renkli helezonlarıyla göze çarpan çeşmibülbül, cam sanatının en özgün tekniklerinden biridir. (II) Osmanlı Türkçesinde "bülbülün gözü" anlamına gelen bu kelimeyi tercih edenler bülbülün gözündeki çizgilerden ilham almış olabilir. (III) İlk kez on altıncı yüzyılın birinci yarısında Venedik'te geliştirilen bu teknik, on dokuzuncu yüzyılın başlarında Osmanlı topraklarına getirilmiş ve yüzyılın sonuna kadar Beykoz'daki cam atölyelerinde çeşmibülbül imal edilmeye devam edilmiştir. (IV) Çeşmibülbülün yapım süreci, ilk hazırlık aşamasından son biçimini alıncaya kadar, tam bir sanatçı duyarlılığı gerektiriyor. (V) Bir süre gözlerden kaybolan çeşmibülbülün yapımı 1960'lı yıllarda tekrar canlanmıştır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I 11 C) III D) IV E) V

2. Ay'ın Dünya'nın gölgesine girmesi ile Güneş'ten aldığı parlaklığı kaybetmesi sonucunda "Ay tutulması" görülür. Ay tutulması, do- lunay zamanında ve Ay'ın, düğüm noktalarına yakın olması duru- munda meydana gelir. Güneş karşı düğüm noktasında veya ona yakın olmalıdır. Bu şartlar altında Dünya'nın gölgesi Ay'a düşer. Bu 1.360.000 km uzanan gölge konisi Ay uzaklığından yaklaşık 8.800 km daha geniştir. Ay, saatte 3.456 km hızla hareket ettiği için ortalama ay tutulmasının zamanı 40 dakika ile bir saat arasın- da değişir. Tutulma, yeryüzünün Ay'ın ufuk çizgisinin üzerinde ol- duğu herhangi bir bölgesinden gözlenebilir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Terimler kullanma B) Sayısal verilerden yararlanma C) Nesnel verilere yer verme D) Karşılaştırmaya başvurma E) Örneklerle kanıtlayıcılığı sağlama 25

1. Bu testte 40 soru 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testl 1. (1) Buket Uzuner, Anadolu kültürünü derinden etkilemiş kadim Kamanlık, yani Şamanizm geleneğinin dört temel unsuru olan "su, toprak, hava ve ateş'ten ilham alarak bir dörtlemeye girişmiş. (11) Yeni çıkan Uyumsuz Defne Kaman in Maceralanı, Su romanı da dörtlemenin ilk kitabı. (II) Yazar memleketin ve tabiatın sorunlarıyla ilgilenen ünsüz ama sahici bir gazeteci olan Defne Kaman'a veriyor bu kez başrolü. (IV) Bir yaz akşamı bindiği vapurda kaybo- lan Defne'yi bulma uğruna kendilerini esrarengiz olaylar ve semboller içinde bulan Komiser Ali Ümit ile arkadaşı Sahaf Semahat üzerinden yeni bir okumaya davet ediyor okuru. (V) Bir yandan da Yusuf Has Hâcip tarafından bin yıl önce yazılan Kutadgu Bilig'e selam göndermeyi unutmuyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi doğ- rudan söz konusu romanın konusuyla ilgilidir? A) I B) II D) IV C) III E) V ERİ YAYINLARI

an er- zū ve na Ou Ş- ar ak ar ur. yı en L S A R M A 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Okuma hayatı, büyüme hayatı olduğu kadar bir bozulma hayatıdır da. İnsan, diyelim, gençliğinde tutkuyla bağlı ol- duğu kimi kitapları on sene, yirmi sene sonra görmezden gelmeyi tercih edebilir. Ya da bütün bir külliyatıyla koskoca yazarları... Zevk, elbette değişir. Hayal gücü genişler, ruhun ihtiyaçları çeşitlenir, artar ve biraz da belirsizleşir. Heye- canlanmak zorlaşır, yeni şeylere eskisinden daha büyük bir açlık duyulur. İçimizde yaratamadığımız, hayatımızdan üre- temediğimiz yeniliği bize yeni kitaplar, yeni yazarlar yaşat- sin isteriz. Kaybettiğimiz neşenin, vazgeçtiğimiz hayallerin, gidip içine düştüğümüz tatminsizliğin suçlusu o eski kitaplar, o eski yazarlarmış, yol boyunca bize yetmemişler, yetmeyi becerememişler gibi, onları kişisel geçmişimizin diplerine doğru kaybolup gitmeye bırakırız. 39. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıda- kilerden hangisidir? A) İnsan, gençliğinde okuduğu kitapları daha sonra beğen- mez. B) Okuma alışkanlıkları zaman içinde çeşitli sebeplere bağlı olarak değişir. C) Kişinin içinde bulunduğu ruh hâli kitap seçimi üzerinde etkilidir. D) Kişi, içindeki tatminsizliği okuduğu kitaplara ve yazarlara bağlar. E) Her okur, kitapların ve yazarların kendine yenilik katma- sını ister. 40. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi kişinin geç- mişte okuduğu yazarları görmezden gelmesinin sebep- lerinden biri değildir? A) Sürekli yenilik arayışında olması B) Duygusal ihtiyaçlarının çeşitlenmesi C) Güncel olana öncelik vermesi V D) Okuma zevkinin değişmesi V ✓ E) Düş gücünün genişlemesi TEOTC

DENEME 06 27. Bugün "Noel Baba" olarak bilinen Aziz Nikolaos MS 4. yy. da açar dünyaya gözlerini. Hayatının ilk yıllarıyla ilgili fazla bir şey bilinmez ama varlıklı bir tüccarın oğlu olduğu söylenir. Küçükken üzerine yıkılan bir kilise inşaatından sağ çıkmasının önemli bir işaret olarak yorumlandığı kabul edilir. Nikolaos'un, gençliğinde Kudüs'e gittiği ve ardından Hristiyanlar için oldukça önemli sayılan İznik Konseyi'ne katıldığı da rivayet edilir Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? YAYINLARI MIT He A) Nesnel yargı BY Öngörü Kanıtlanmamış bilgi nulqot Inot MO nebnhoxü lebigili syunox ox is itel tos tixnet nununo? D) Genel kabul E) Doğaüstü yorum erden Dogajstú yohim yok

4 25. 1. ABD'nin Maryland Üniversitesinden araştırmacılar, Hubble teleskobuyla inceledikleri ve HAT P-11b adı- ni verdikleri bu gezegenle ilgili yüzlerce ölçüm ger- çekleştirdiler. II. Bilim insanları, uzayın derinliklerinde Neptün büyüklü- ğündeki bir gezegende su olduğunu keşfetti. III. Ancak sürdürülen araştırmalar neticesinde HAT P-11b gezegeninin, yıldızına çok yakın olduğu için yaşam barındıramayacak kadar sıcak olduğu anlaşıldı. Türkçe IV. Dünya'nınkini çağrıştıran bu atmosferin canlı yaşa- mi için uygun olduğu düşünülüyordu. V. Yapılan ölçümler sonucu HAT P-11b'nin atmosferi- nin, yüzde 90 oranında hidrojenden ve önemli ölçü- de su buharından oluştuğunu saptadılar. Yukarıdaki cümleler anlamlı ve kurallı bir bütün oluş- turacak şekilde sıralandığında hangi cümlenin yeri değişmez? A) I B) II C) III D) IV E) V

TYT/TÜR 8-9 Insanoğlu var oluşundan günümüze kadar gelen süreçte ebeveynleriyle (anne-baba) ortak özellikler olduğunu gözlemlemiştir. II. Sizin de çevrenizde birileri mutlaka "Saçların aynı babana benziyor. Gözlerin halana benziyor. Yüzünün hatları tıpkı dayın." demiştir. Yukarıda verileh II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A I. cümlede anlatılanların bilimsel olarak kanıtlandığını belirtmektedir. B) I. cümlede dile getirilen düşüncenin inandırıcılığını artırmaya çalışmaktadır. 7 C)). cümlede iddia edilen düşüncenin herkesçe kabul edildiğini vurgulamaktadır. ✔ D. cümlede sözü edilen durumun tutarsızlığına dikkat çekmektedir. EN cümlede anlatılan durumun gerekçesini bir tanımla açıklamaya çalışmaktadır.