Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

34. Montesquieu, meşhur Fransız denemeci Montaigne
için "Yazarların çoğunda yazan adamları görüyorum,
Montaigne'de ise düşünen adamı." diyor. Doğrusunu söy-
lemek gerekirse köşe yazarlarını okurken ben - istisnalar
kaideyi bozmaz - yazan adamları da göremiyorum. Bir
yazarı okurken düşünen, yeni fikirler üreten, yeni ufuklar
açan bir şahsın karşımızda olduğunu hissetmemek, dü-
şünce dünyamız için gerçekten büyük bir eksikliktir.
Bu parçaya göre Montesquieu, sözleriyle aşağıdaki-
Jerden hangisini anlatmak istemektedir?
Kon
A Montaigne'in yazmayı değil fikri öncelediğini
Sanatçıların düşünmeden konuşmalar yaptığını
C) Her yazarın sırf yazmaktan dolayı sanatçı olmayacağını
D) Düşünmekle yazmak arasındaki farkı sadece deneme-
cilerin kavradığını
E) Yazarların üslup kaygısıyla, içeriği ikinci planda tuttuk-
lapni
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
34. Montesquieu, meşhur Fransız denemeci Montaigne için "Yazarların çoğunda yazan adamları görüyorum, Montaigne'de ise düşünen adamı." diyor. Doğrusunu söy- lemek gerekirse köşe yazarlarını okurken ben - istisnalar kaideyi bozmaz - yazan adamları da göremiyorum. Bir yazarı okurken düşünen, yeni fikirler üreten, yeni ufuklar açan bir şahsın karşımızda olduğunu hissetmemek, dü- şünce dünyamız için gerçekten büyük bir eksikliktir. Bu parçaya göre Montesquieu, sözleriyle aşağıdaki- Jerden hangisini anlatmak istemektedir? Kon A Montaigne'in yazmayı değil fikri öncelediğini Sanatçıların düşünmeden konuşmalar yaptığını C) Her yazarın sırf yazmaktan dolayı sanatçı olmayacağını D) Düşünmekle yazmak arasındaki farkı sadece deneme- cilerin kavradığını E) Yazarların üslup kaygısıyla, içeriği ikinci planda tuttuk- lapni
2- Görülenleri, duyulanları, düşünceleri süslü, yaldızlı sözler kullanmadan, yapmacıklığa düşmeden,
anlaşılması güç, uzun cümlelere yer vermeden en kısa yoldan dile getirmek gerekir. Kıvrımlara, kansk
yollara sapmadan derdimizi söyleyeceğimizi belirtmemiz gerekir.
Bu parçada sözü edilen özellik hangisiyle adlandırılabilir?
A) Yoğunluk B)Doğruluk C)Açıklık D) Yalınlık E) Duruluk
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2- Görülenleri, duyulanları, düşünceleri süslü, yaldızlı sözler kullanmadan, yapmacıklığa düşmeden, anlaşılması güç, uzun cümlelere yer vermeden en kısa yoldan dile getirmek gerekir. Kıvrımlara, kansk yollara sapmadan derdimizi söyleyeceğimizi belirtmemiz gerekir. Bu parçada sözü edilen özellik hangisiyle adlandırılabilir? A) Yoğunluk B)Doğruluk C)Açıklık D) Yalınlık E) Duruluk
2.
Güzel sanatların başlangıcı hakkında araştırmalar
yapan bilim insanları ve estetik zevkin ortaya çıkışını ve
gelişimini araştıran uzmanlar; müziğin, dansın, şiir ve
edebiyatın kökeninin din olduğu kanaatine sahiptirler.
Diğer bir ifadeyle sanatın ilk örnekleri ayinlerde ortaya
çıkmıştır. Şiirin de ilk örnekleri ayinlerde söylenmiştir.
Dolayısıyla buralarda söylenen yahut okunan şiirler
de dinî törenlerde söylenen dua ve ilahilerle sınırlıy-
ken zamanla dünyevi (maddi) alana dönüşmüştür.
Edebiyatın yegâne malzemesi sözdür. Din bu söz var-
lığını zenginleştiren, değiştirip dönüştüren bir özelliğe
sahiptir.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Güzel sanatların kökeninde dinin olduğu
B) Ilk edebi ürünlerin dinî içerikli olduğu
C) Edebiyatın zamanla din dışı unsurlarla bestendiği
D) Dinin edebiyatın temel malzemesi olan dili zengin-
lestirdiği
E Edebiyatın dinî hayata etkisinin sınırlı olduğu
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Güzel sanatların başlangıcı hakkında araştırmalar yapan bilim insanları ve estetik zevkin ortaya çıkışını ve gelişimini araştıran uzmanlar; müziğin, dansın, şiir ve edebiyatın kökeninin din olduğu kanaatine sahiptirler. Diğer bir ifadeyle sanatın ilk örnekleri ayinlerde ortaya çıkmıştır. Şiirin de ilk örnekleri ayinlerde söylenmiştir. Dolayısıyla buralarda söylenen yahut okunan şiirler de dinî törenlerde söylenen dua ve ilahilerle sınırlıy- ken zamanla dünyevi (maddi) alana dönüşmüştür. Edebiyatın yegâne malzemesi sözdür. Din bu söz var- lığını zenginleştiren, değiştirip dönüştüren bir özelliğe sahiptir. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Güzel sanatların kökeninde dinin olduğu B) Ilk edebi ürünlerin dinî içerikli olduğu C) Edebiyatın zamanla din dışı unsurlarla bestendiği D) Dinin edebiyatın temel malzemesi olan dili zengin- lestirdiği E Edebiyatın dinî hayata etkisinin sınırlı olduğu
1.
TİKA, Türkiye'nin resmî kalkınma yardımı kuruluşu.
5 kıtada 54 ülkede bulunan ofislerimizle Türkiye'nin
tecrübesini, zenginliğini, birikimini dünya insanları ile
paylaşıyoruz. Ülkelerin kalkınmasındaki en önemli
etkenlerden birini de kültürel kalkınma oluşturuyor. Türk
irfan ve kültür dünyasının zenginliğini yansıtan, ülkelerle
ortak tarihî bağlarımızı ifade eden kaynak eserler
yayınlamaya çalışıyoruz. Örneğin Moğolistan'da
yüzyıllarca millî değerlerini koruyan, Hoton Türkleri ile
ilgili yayınladığımız kitap ve belgesel, Türkiye'de
alanında ilk ve tek eser. Kudüs'teki Osmanlı varlığının
100 yıllık serencamını Abdülhamit Han'ın fotoğraf
koleksiyonu ile ortaya koyan Fotoğraflarla Dünden
Bugüne Kudüs kitabımız yine aynı şekilde
araştırmacılar için kaynak bir eser niteliğindedir.
Bu parçada tanıtılan "TIKA" adlı kuruluş ile ilgili
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Kurum daha çok Orta Asya'da çalışmalar
yapmaktadır.
B) Türk kültürünü yansıtan eserler yayınlamaktadı
C) Dünyanın birçok ülkesinde faaliyet
göstermektedir.
(D) Etkin olduğu ülkelerde kalkınmaya yardımcı
olmaktadır.
E) Devlet desteğiyle çalışmalarını sürdürmektedir.
3.
MIT YAYINLARI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. TİKA, Türkiye'nin resmî kalkınma yardımı kuruluşu. 5 kıtada 54 ülkede bulunan ofislerimizle Türkiye'nin tecrübesini, zenginliğini, birikimini dünya insanları ile paylaşıyoruz. Ülkelerin kalkınmasındaki en önemli etkenlerden birini de kültürel kalkınma oluşturuyor. Türk irfan ve kültür dünyasının zenginliğini yansıtan, ülkelerle ortak tarihî bağlarımızı ifade eden kaynak eserler yayınlamaya çalışıyoruz. Örneğin Moğolistan'da yüzyıllarca millî değerlerini koruyan, Hoton Türkleri ile ilgili yayınladığımız kitap ve belgesel, Türkiye'de alanında ilk ve tek eser. Kudüs'teki Osmanlı varlığının 100 yıllık serencamını Abdülhamit Han'ın fotoğraf koleksiyonu ile ortaya koyan Fotoğraflarla Dünden Bugüne Kudüs kitabımız yine aynı şekilde araştırmacılar için kaynak bir eser niteliğindedir. Bu parçada tanıtılan "TIKA" adlı kuruluş ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Kurum daha çok Orta Asya'da çalışmalar yapmaktadır. B) Türk kültürünü yansıtan eserler yayınlamaktadı C) Dünyanın birçok ülkesinde faaliyet göstermektedir. (D) Etkin olduğu ülkelerde kalkınmaya yardımcı olmaktadır. E) Devlet desteğiyle çalışmalarını sürdürmektedir. 3. MIT YAYINLARI
et.
er,
e
31-
31,
7-
iş
de
va
kili
0-
er
isi
TYT
7. (1) Edebiyat, düşünce, duygu ve hayallerin söz veya ya-
zı hâlinde güzel ve etkili bir şekilde anlatılması sanatıdır.
(II) Duygu ve düşünceler edebiyat yoluyla estetik bir şe-
kilde ifade edilir. (III) Başka bir deyişle edebî ürünlere bir
sanat formu taşıyan yazılar diyebiliriz (IV) Edebiyat, ge-
nellikle yazılı ürünler için kullanılan bir terim olmasının
yanında aslında sözlü ürünleri de kapsayan bir genişli-
ğe sahiptir. (V) Yazılı olmayan ve halk anlatımlarıyla ya-
şayan edebiyata sözlü edebiyat adı verilmektedir. (VI)
Sözlü edebiyat ürünleri kulaktan kulağa yayılarak varlı-
ğını sürdürmüştür. (VII) Sözlü edebiyat en önemli ürün-
lerini şiir sahasında ortaya koymuştur.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
raf hangi cümleyle başlar?
A) I
B) III
My my Cory
EVI
9. 1980
haya
anla
nem
Diya
yat r
cinin
rağa
şa vu
sıyla
de ya
dönü
Bu pa
la ila
mekt
A) B
lil
()
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
et. er, e 31- 31, 7- iş de va kili 0- er isi TYT 7. (1) Edebiyat, düşünce, duygu ve hayallerin söz veya ya- zı hâlinde güzel ve etkili bir şekilde anlatılması sanatıdır. (II) Duygu ve düşünceler edebiyat yoluyla estetik bir şe- kilde ifade edilir. (III) Başka bir deyişle edebî ürünlere bir sanat formu taşıyan yazılar diyebiliriz (IV) Edebiyat, ge- nellikle yazılı ürünler için kullanılan bir terim olmasının yanında aslında sözlü ürünleri de kapsayan bir genişli- ğe sahiptir. (V) Yazılı olmayan ve halk anlatımlarıyla ya- şayan edebiyata sözlü edebiyat adı verilmektedir. (VI) Sözlü edebiyat ürünleri kulaktan kulağa yayılarak varlı- ğını sürdürmüştür. (VII) Sözlü edebiyat en önemli ürün- lerini şiir sahasında ortaya koymuştur. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- raf hangi cümleyle başlar? A) I B) III My my Cory EVI 9. 1980 haya anla nem Diya yat r cinin rağa şa vu sıyla de ya dönü Bu pa la ila mekt A) B lil ()
206
Seviye 3: Ile
2.
1.-2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap.
layınız.
2
TEST
Türkiye, özellikle Istanbul, benim için hep uygun
bir yaratım alanı simgesiydi. Sokakları, özgeçmişi,
barındırdığı medeniyet ile herkesin methettiği,
övdüğü estetik ve kültürel bir hazineydi. Benim Iran'da
yaşadıklarım, Iran'ın kültürünü ve uğradığı değişimi
deneyimlemiş olmam, Istanbul'da yaşama kararını
kolayca almamı sağladı. Türkiye'deki kültürel, siyasi
ve toplumsal değişimlerle ortaya çıkan kontrastlar
ve gittikçe artan çelişkiler, benim gibi biri için uygun
bir zemindi. Iran'da on beş yıl yaşayıp toplumdaki
çelişkiler ve açmazları deneyimleyen bir sanatçı için
ideal bir rota, müthiş bir motivasyon. Kısacası, bilinçli
olarak İstanbul'u seçtim; herhangi bir Avrupa veya
Amerika ülkesi yerine, Orta Doğu'nun yetiştirdiği
bir sanatçı olarak bu bölgenin sahip olduklarını,
olamadıklarını, ulaşmak istediklerini yorumlamak
istedim.
1.
Bu sanatçının yaşamak için İstanbul'u seçmesinin
asıl nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Herkesin ilgisini çekebilecek farklı özelliklerle
donanmış bir kent oluşu
+B) Kültürel ve tarihî bakımdan zengin olması ve
değişmekte oluşu
C) Kimi yönlerden Iran'a benzediği için uyum sağla-
masının kolay olacağını düşünmesi
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Kurmaca niteliktedir.
B) Diyaloglarla geliştirilmiştir.
C) Betimleme ağır basmaktadır.
D) 3. kişili anlatım yapılmıştır. -
+E) Benzetmeye başvurulmuştur.
D) Daha önce Iran'da tecrübe ettiklerine benzer bir
malzeme sunmasının üretkenliğini artıracağını
düşünmesi 6
E) Avrupa veya Amerika ülkelerinde bir Orta Doğulu
olarak zorluklar yaşaması
3.
4.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
206 Seviye 3: Ile 2. 1.-2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap. layınız. 2 TEST Türkiye, özellikle Istanbul, benim için hep uygun bir yaratım alanı simgesiydi. Sokakları, özgeçmişi, barındırdığı medeniyet ile herkesin methettiği, övdüğü estetik ve kültürel bir hazineydi. Benim Iran'da yaşadıklarım, Iran'ın kültürünü ve uğradığı değişimi deneyimlemiş olmam, Istanbul'da yaşama kararını kolayca almamı sağladı. Türkiye'deki kültürel, siyasi ve toplumsal değişimlerle ortaya çıkan kontrastlar ve gittikçe artan çelişkiler, benim gibi biri için uygun bir zemindi. Iran'da on beş yıl yaşayıp toplumdaki çelişkiler ve açmazları deneyimleyen bir sanatçı için ideal bir rota, müthiş bir motivasyon. Kısacası, bilinçli olarak İstanbul'u seçtim; herhangi bir Avrupa veya Amerika ülkesi yerine, Orta Doğu'nun yetiştirdiği bir sanatçı olarak bu bölgenin sahip olduklarını, olamadıklarını, ulaşmak istediklerini yorumlamak istedim. 1. Bu sanatçının yaşamak için İstanbul'u seçmesinin asıl nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Herkesin ilgisini çekebilecek farklı özelliklerle donanmış bir kent oluşu +B) Kültürel ve tarihî bakımdan zengin olması ve değişmekte oluşu C) Kimi yönlerden Iran'a benzediği için uyum sağla- masının kolay olacağını düşünmesi Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Kurmaca niteliktedir. B) Diyaloglarla geliştirilmiştir. C) Betimleme ağır basmaktadır. D) 3. kişili anlatım yapılmıştır. - +E) Benzetmeye başvurulmuştur. D) Daha önce Iran'da tecrübe ettiklerine benzer bir malzeme sunmasının üretkenliğini artıracağını düşünmesi 6 E) Avrupa veya Amerika ülkelerinde bir Orta Doğulu olarak zorluklar yaşaması 3. 4.
6.
15. yüzyılda birçok Avrupa ülkesi, Avrupa'da son
derece pahalı olan ipek ve baharatın önemini anlamış
ve Hindistan'a ulaşmanın, ticaret yapmanın bir yolunu
aramaya başlamıştı. Hindistan'a karadan ulaşmak
o dönem ve koşullar içinde oldukça zorluydu. Bu
yüzden Hindistan'a ulaşmanın yeni bir deniz yolunun
keşfedilmesiyle mümkün olacağı fikri, pek çok krala
cazip geliyordu. Bu fikir, pek çok cimri krala bile
dönemin önde gelen denizcilerine, hazinesinden
yüklü miktarda servet ödetmiştir. Bugün, Amerika'yı
keşfetmesiyle ünlenen Kolomb'un Amerika'yı keşfi,
aslında, bir tesadüf eseridir. Onun da amacı, dünyanın
diğer tarafından dolanıp Hindistan'a ulaşmaktır;
Ispanyol ve Portekiz krallarının desteğini bu şekilde
bir fikir ortaya atarak almıştır.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hindistan'a ulaşarak ticaret yapabilmek, 15. yüz-
yılda birçok Avrupa ülkesinin öncelikli amacıydı.
B) Dünyanın ünlü denizcilerinin yetişmesini sağlayan
en büyük sebep, 15. yüzyıl Avrupa'sında kralların
denizcilere verdiği destektir.
C) Baharat ve ipeğe ulaşma arzusu, bir dönem Avru-
pa'da, krallar arasında rekabet sebebi olmuştur.
D) Önemli kimi keşifler, sanılanın aksine, önemli
çaba ve tecrübelerin sonucu olarak değil, tesadüf-
lerle gerçekleşmiştir.
E) 15. yüzyıl Avrupa'sında baharat ve ipek en önemli
ticaret malları arasında yer alıyordu.
7. Yahya Kemal, şiirlerinde genellikle tarihe mal olmuş
yiğit kişileri, sevgiyi, doğa güzelliklerini ve tabii
+Istanbul'u anlatmıştır. Çağın anlayışını dikkatle
izlerken geçmişle bağlarını koparmaması, onun en
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. 15. yüzyılda birçok Avrupa ülkesi, Avrupa'da son derece pahalı olan ipek ve baharatın önemini anlamış ve Hindistan'a ulaşmanın, ticaret yapmanın bir yolunu aramaya başlamıştı. Hindistan'a karadan ulaşmak o dönem ve koşullar içinde oldukça zorluydu. Bu yüzden Hindistan'a ulaşmanın yeni bir deniz yolunun keşfedilmesiyle mümkün olacağı fikri, pek çok krala cazip geliyordu. Bu fikir, pek çok cimri krala bile dönemin önde gelen denizcilerine, hazinesinden yüklü miktarda servet ödetmiştir. Bugün, Amerika'yı keşfetmesiyle ünlenen Kolomb'un Amerika'yı keşfi, aslında, bir tesadüf eseridir. Onun da amacı, dünyanın diğer tarafından dolanıp Hindistan'a ulaşmaktır; Ispanyol ve Portekiz krallarının desteğini bu şekilde bir fikir ortaya atarak almıştır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Hindistan'a ulaşarak ticaret yapabilmek, 15. yüz- yılda birçok Avrupa ülkesinin öncelikli amacıydı. B) Dünyanın ünlü denizcilerinin yetişmesini sağlayan en büyük sebep, 15. yüzyıl Avrupa'sında kralların denizcilere verdiği destektir. C) Baharat ve ipeğe ulaşma arzusu, bir dönem Avru- pa'da, krallar arasında rekabet sebebi olmuştur. D) Önemli kimi keşifler, sanılanın aksine, önemli çaba ve tecrübelerin sonucu olarak değil, tesadüf- lerle gerçekleşmiştir. E) 15. yüzyıl Avrupa'sında baharat ve ipek en önemli ticaret malları arasında yer alıyordu. 7. Yahya Kemal, şiirlerinde genellikle tarihe mal olmuş yiğit kişileri, sevgiyi, doğa güzelliklerini ve tabii +Istanbul'u anlatmıştır. Çağın anlayışını dikkatle izlerken geçmişle bağlarını koparmaması, onun en
23. Romanın yeniliklere açık olması ve okura sürekli yeni bir bi-
çim ve yeni bir özle gülümsemesi gerekiyor. Tıkanmış ün-
Jülerin, usta kabul edilen bazı yazarların, kendilerini tekrar-
lamaktan kurtulmak amacıyla, okuyucunun güvenini kötü-
ye kullanarak, dikkatini dondurarak yaptıkları kuru biçim de-
nemeleri ya da kandırmacalarıyla dolup taşıyor edebiyat
dünyası. Felsefeden edebiyata göç eden eleştirmenlerse bu
gerçeği açığa çıkaramıyorlar pek. O zaman da iş, zamanın
şaşmaz eleğine kalıyor.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
d
A Yeni yazılan romanların kalıcılığı yakalayamayacağı
BY Eleştirmenlerin nitelikli yapıtları görmezden geldiği
C)Yayımlanan yapıtların her kesimden okura seslendiği
D) Roman yazarlarının çağın gereklerini dikkate almadığı
Yeniliği salt biçimsel denemelerden ibaret gören yazar-
ların kalitesiz yapıtlar ortaya koyduğu
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
23. Romanın yeniliklere açık olması ve okura sürekli yeni bir bi- çim ve yeni bir özle gülümsemesi gerekiyor. Tıkanmış ün- Jülerin, usta kabul edilen bazı yazarların, kendilerini tekrar- lamaktan kurtulmak amacıyla, okuyucunun güvenini kötü- ye kullanarak, dikkatini dondurarak yaptıkları kuru biçim de- nemeleri ya da kandırmacalarıyla dolup taşıyor edebiyat dünyası. Felsefeden edebiyata göç eden eleştirmenlerse bu gerçeği açığa çıkaramıyorlar pek. O zaman da iş, zamanın şaşmaz eleğine kalıyor. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? d A Yeni yazılan romanların kalıcılığı yakalayamayacağı BY Eleştirmenlerin nitelikli yapıtları görmezden geldiği C)Yayımlanan yapıtların her kesimden okura seslendiği D) Roman yazarlarının çağın gereklerini dikkate almadığı Yeniliği salt biçimsel denemelerden ibaret gören yazar- ların kalitesiz yapıtlar ortaya koyduğu
8. 1.
İki uçlu bozukluk (bipolar bozukluk, eski adıyla ma-
nik-depresif hastalık) iki ayrı hastalık dönemiyle ka-
rakterize bir ruhsal bozukluktur. Bu hastalık dönem-
lerinden bir tanesinde taşkınlık (mani), diğerinde ise
çökkünlük (depresyon) bulunmaktadır.
II. Birbirlerine zıt gibi görünen bu iki hastalık dönemi
yatışma ve alevlenmelerle seyreder. Hastalık dö-
nemleri dışında ise hasta hemen tamamen normale
döner. Bazı hastalarda ise günlük yaşamı kısmen
etkileyen kalıntı belirtiler görülmekle birlikte, hastalar
düzelir.
Yukarıda verilen II numaralı parçayla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) I. parçada ifade edilenle çelişen ifadelere yer veril-
miştir:
B) 1. parçadaki ifade açıklanarak detaylandırılmıştır.
parçadaki olumsuzluklardan söz edilmiştir.
D) parçadaki ifadeler örneklenmiştir.
EY I. parçayla ilgili çıkarım yapılmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. 1. İki uçlu bozukluk (bipolar bozukluk, eski adıyla ma- nik-depresif hastalık) iki ayrı hastalık dönemiyle ka- rakterize bir ruhsal bozukluktur. Bu hastalık dönem- lerinden bir tanesinde taşkınlık (mani), diğerinde ise çökkünlük (depresyon) bulunmaktadır. II. Birbirlerine zıt gibi görünen bu iki hastalık dönemi yatışma ve alevlenmelerle seyreder. Hastalık dö- nemleri dışında ise hasta hemen tamamen normale döner. Bazı hastalarda ise günlük yaşamı kısmen etkileyen kalıntı belirtiler görülmekle birlikte, hastalar düzelir. Yukarıda verilen II numaralı parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. parçada ifade edilenle çelişen ifadelere yer veril- miştir: B) 1. parçadaki ifade açıklanarak detaylandırılmıştır. parçadaki olumsuzluklardan söz edilmiştir. D) parçadaki ifadeler örneklenmiştir. EY I. parçayla ilgili çıkarım yapılmıştır.
Hikâye anlatmayı, roman yazmayı çok severim.
Anlattıklarımı iyi ifade etmeye, yazdıklarımı elimden
geldiğince güzel kaleme almaya çalışırım. Yirmi
yıldır bu yoldaki çalışmalarım, deneyimlerim bana
bir yol yöntem kazandırmıştır. İnsan olarak yapım,
duygularım, yüreğim; çocukluğumdan beri edindiğim
bilgileri süzgecinden geçirmiş, belli bir düşünceye ve
dünya görüşüne götürmüş. Sizin toplumcu gerçekçilik
dediğiniz akıma gireyim mi çıkayım mı, bu akıma
daha neler ekleyeyim, bu akımdan neler çıkarayım
diye ne yirmi yıl önce ne bugün bir şey düşündüm.
Benim çabam toplumu, toplumun içindeki kişiyi, onun
toplumla ilişkilerini, sorunlarıyla daha iyi, daha güzel
anlatabilmektir.
Bu parçada yazar aşağıdaki sorulardan hangisine
cevap vermektedir?
A Hikâye ve romanlarınızı yazarken nasıl bir yöntem
izliyorsunuz?
B Eserlerinizi kaleme alırken hangi kaynaklardan
beslenirsiniz?
Yazdıklarınızda içerik kaygısı mı yoksa üslup kaygısı
möne çıkmaktadır?
D) Yazdıklarınız kendi yaşamınızdan ne gibi izler
taşımaktadır?
E) Toplumcu gerçekçilik akımı mensubu olarak ona
heler eklemek istersiniz?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Hikâye anlatmayı, roman yazmayı çok severim. Anlattıklarımı iyi ifade etmeye, yazdıklarımı elimden geldiğince güzel kaleme almaya çalışırım. Yirmi yıldır bu yoldaki çalışmalarım, deneyimlerim bana bir yol yöntem kazandırmıştır. İnsan olarak yapım, duygularım, yüreğim; çocukluğumdan beri edindiğim bilgileri süzgecinden geçirmiş, belli bir düşünceye ve dünya görüşüne götürmüş. Sizin toplumcu gerçekçilik dediğiniz akıma gireyim mi çıkayım mı, bu akıma daha neler ekleyeyim, bu akımdan neler çıkarayım diye ne yirmi yıl önce ne bugün bir şey düşündüm. Benim çabam toplumu, toplumun içindeki kişiyi, onun toplumla ilişkilerini, sorunlarıyla daha iyi, daha güzel anlatabilmektir. Bu parçada yazar aşağıdaki sorulardan hangisine cevap vermektedir? A Hikâye ve romanlarınızı yazarken nasıl bir yöntem izliyorsunuz? B Eserlerinizi kaleme alırken hangi kaynaklardan beslenirsiniz? Yazdıklarınızda içerik kaygısı mı yoksa üslup kaygısı möne çıkmaktadır? D) Yazdıklarınız kendi yaşamınızdan ne gibi izler taşımaktadır? E) Toplumcu gerçekçilik akımı mensubu olarak ona heler eklemek istersiniz?
14. I. Bu kuşağın en belirgin özelliği, aileleri tarafından ken-
dilerine aşırı öz güven aşılanmış olması.
II. Çocuk gelişim uzmanlarına göre bu durumun nedeni,
bu kuşağın sürekli bir ilgi açlığı çekmesi ve beklentile-
rinin karşılanmaması.
III 1980-2000 yılları arasında doğan ve Y Kuşağı olarak
adlandırılan gençler, bugün dünya nüfusunun büyük
bir kısmını oluşturuyor.
IV. Teknolojik gelişmenin hızlandığı, bilgisayarın yaşamı-
mıza girdiği bir dönemde ortaya çıkan Y Kuşağı, ön-
ceki kuşaklara göre çok daha bilinçli ve başarılı.
V. Ne var ki kendine aşırı güvenen bu kuşak sanılanın ak-
sine mutlu değil.
Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı ve kurallı bir
bütün olacak şekilde sıralandığında hangisi parçada
yer almaz?
A)
AII
B) III
C) V
D) I
E) IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
14. I. Bu kuşağın en belirgin özelliği, aileleri tarafından ken- dilerine aşırı öz güven aşılanmış olması. II. Çocuk gelişim uzmanlarına göre bu durumun nedeni, bu kuşağın sürekli bir ilgi açlığı çekmesi ve beklentile- rinin karşılanmaması. III 1980-2000 yılları arasında doğan ve Y Kuşağı olarak adlandırılan gençler, bugün dünya nüfusunun büyük bir kısmını oluşturuyor. IV. Teknolojik gelişmenin hızlandığı, bilgisayarın yaşamı- mıza girdiği bir dönemde ortaya çıkan Y Kuşağı, ön- ceki kuşaklara göre çok daha bilinçli ve başarılı. V. Ne var ki kendine aşırı güvenen bu kuşak sanılanın ak- sine mutlu değil. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı ve kurallı bir bütün olacak şekilde sıralandığında hangisi parçada yer almaz? A) AII B) III C) V D) I E) IV
nin
de
in
3
Mecaz anlamlı sözcükler kullanılmıştır.
Betimleme ögelerine yer verilmiştir.
Çıkarımda bulunulmuştur.
Karşılaştırma yapılmıştır.
E Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
2016/LYS
14. Zaman nasıl da değiştiriyor insanı? Önceleri öfkeli ve
sert, bir o kadar da yaşama sevinciyle dolu, şakacı,
güleç biri. Sonra yılların getirdiği değişiklikler, yıp-
ranmalar ve yaşlanma... Gittikçe daha az sevinç ve
daha az hüzün... Caddebostan'daki evin mutfağına
yerleştirdiği küçük, gösterişsiz can çekişen bir masa-
da, sabahın erken saatlerinden başlayarak çalışan bir
adam geliyor gözümün önüne; bu babamdan başkası
değil. Yanı başındaki ocakta kendine kahve yapardı,
tezgâhta bir şeyler hazırlayan anneme de göz atardı
arada bir. Çalışırken yalnız olmak istemezdi sanırım.
Yazdıklarını önce anneme okuturdu, çok sonraları da
bana. Eleştirilere önem verirdi, üstünde düşünürdü.
Bütünüyle evcimen bir adam, her dem açan bir çiçekti
denebilir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi söylenemez?
A Abartmadan yararlanılmıştır.
B) Eksiltili cümleler kullanılmıştır.
Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
Öznel ifadelere yer verilmiştir.
E) Benzetme yapılmıştır.
2015/LYS
16.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
nin de in 3 Mecaz anlamlı sözcükler kullanılmıştır. Betimleme ögelerine yer verilmiştir. Çıkarımda bulunulmuştur. Karşılaştırma yapılmıştır. E Sayısal verilerden yararlanılmıştır. 2016/LYS 14. Zaman nasıl da değiştiriyor insanı? Önceleri öfkeli ve sert, bir o kadar da yaşama sevinciyle dolu, şakacı, güleç biri. Sonra yılların getirdiği değişiklikler, yıp- ranmalar ve yaşlanma... Gittikçe daha az sevinç ve daha az hüzün... Caddebostan'daki evin mutfağına yerleştirdiği küçük, gösterişsiz can çekişen bir masa- da, sabahın erken saatlerinden başlayarak çalışan bir adam geliyor gözümün önüne; bu babamdan başkası değil. Yanı başındaki ocakta kendine kahve yapardı, tezgâhta bir şeyler hazırlayan anneme de göz atardı arada bir. Çalışırken yalnız olmak istemezdi sanırım. Yazdıklarını önce anneme okuturdu, çok sonraları da bana. Eleştirilere önem verirdi, üstünde düşünürdü. Bütünüyle evcimen bir adam, her dem açan bir çiçekti denebilir. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A Abartmadan yararlanılmıştır. B) Eksiltili cümleler kullanılmıştır. Karşılaştırmaya başvurulmuştur. Öznel ifadelere yer verilmiştir. E) Benzetme yapılmıştır. 2015/LYS 16.
36. Modern yaşam, insanı kalabalıklar içinde sıradan-
laştırıp hiçleştiriyor. Belki de buna bir tepki olarak
insanlarda bir yükselme, bir sıra dışına çıkma tut-
kusu gelişiyor. Bunu da doğal karşılamak gerekir.
Ancak işin bir başka yüzü daha var. Yükselme
tutkusu, insan gövdesinin salgılarından biri olan
safraya benzer; yolu tıkanmadıkça insanı canlı,
diri, çok ateşli, atılgan kılar. Ama yolu tıkanır da
akamazsa yakıcı, kötü, acı olur. Yolu açık olursa
öldürücü olmaktan çıkar, herkes için yararlı bir ye-
teneğin açığa çıkmasını sağlar.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edi-
len düşünceyi destekler niteliktedir?
A) İstediği yöneticiliğe ulaşmaya çalışan ama ye-
rine başkası getirilince bunu hoş karşılayan bir
memurun sergilediği tavır
B) Yazarlık hususundaki mevcut yeteneğini ser-
gleyebileceği bir yayınevi arayışındaki yazar
adayının yayınevlerince kabul görmediğinde
sergilediği saldırgan davranış
C) Daha yüksek not almak için uğraşan ama is-
tediği notu alamayan öğrencilerin bir sonraki
sınava daha fazla hazırlanması
D) Apartman yöneticisi olmak isteyen bir emekli
beyin gelen tepkilerden seçilemeyeceğini an-
layınca seçilebNecek kişiyi desteklemesi ✔
E) Büyük projeyi almak isteyen bir mühendisin
sunduğu projesi Seçilmeyince yanlışlarını öğ-
renmek istemesi ve bunları telafi etmesi
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
36. Modern yaşam, insanı kalabalıklar içinde sıradan- laştırıp hiçleştiriyor. Belki de buna bir tepki olarak insanlarda bir yükselme, bir sıra dışına çıkma tut- kusu gelişiyor. Bunu da doğal karşılamak gerekir. Ancak işin bir başka yüzü daha var. Yükselme tutkusu, insan gövdesinin salgılarından biri olan safraya benzer; yolu tıkanmadıkça insanı canlı, diri, çok ateşli, atılgan kılar. Ama yolu tıkanır da akamazsa yakıcı, kötü, acı olur. Yolu açık olursa öldürücü olmaktan çıkar, herkes için yararlı bir ye- teneğin açığa çıkmasını sağlar. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edi- len düşünceyi destekler niteliktedir? A) İstediği yöneticiliğe ulaşmaya çalışan ama ye- rine başkası getirilince bunu hoş karşılayan bir memurun sergilediği tavır B) Yazarlık hususundaki mevcut yeteneğini ser- gleyebileceği bir yayınevi arayışındaki yazar adayının yayınevlerince kabul görmediğinde sergilediği saldırgan davranış C) Daha yüksek not almak için uğraşan ama is- tediği notu alamayan öğrencilerin bir sonraki sınava daha fazla hazırlanması D) Apartman yöneticisi olmak isteyen bir emekli beyin gelen tepkilerden seçilemeyeceğini an- layınca seçilebNecek kişiyi desteklemesi ✔ E) Büyük projeyi almak isteyen bir mühendisin sunduğu projesi Seçilmeyince yanlışlarını öğ- renmek istemesi ve bunları telafi etmesi
21. (1) Dünyada demir yolu sanayisinin geçmişi, Ingiliz bir
mühendisin buharlı lokomotifi icat etmesine dayanıyor.
(II) Türk demir yolu sanayisi ise Anadolu Osmanlı
Kumpanyası adı verilen küçük bir atölyeyle başladı.
(III) Bugünkü TÜLOMSAŞ'ın temeli de o yıllarda atıldı.
(IV) Anadolu Osmanlı Kumpanyası, kendi dönemi içinde
küçük çaplı lokomotif, yolcu ve yük vagonu tamiratı
yapabiliyor fakat onarımları için lokomotifleri Almanya'ya
gönderiyordu. (V) Osmanlı Dönemi'nde demir yolu
yapımına büyük önem verilmiş, 1856-1922 yılları
arasında Osmanlı toprakları içindeki demir yolu
uzunluğu 8 bin 619 kilometreye ulaşmıştır. (VI) Osmanlı,
bu ulaşımı diğer birçok teknolojik yeniliğe göre oldukça
erken kullanmaya başlamasına rağmen aynı başarıyı
sanayileşmede gösterememiştir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle
başlar?
ATTI
B) III
D) V
E) VI
22. Toprağı sevdiren, üstünde hayat sürdürenlerdir ama
ben İstanbul'u kimsesiz de olsa yine severim. Toprak
her yerde topraktır. Hayatın kazanıldığı bir şehir de
sonuçta ötekiler gibidir. Karnın nerede doyarsa
memleketin orasıdır. Bütün bunlar doğru olabilir. Ne var
ki söz konusu Istanbul olunca durum değişir. Istanbul'u,
orada karnımı doyuramasam da severim. O toprağı;
un bir arada olduğu, iyi ve
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
21. (1) Dünyada demir yolu sanayisinin geçmişi, Ingiliz bir mühendisin buharlı lokomotifi icat etmesine dayanıyor. (II) Türk demir yolu sanayisi ise Anadolu Osmanlı Kumpanyası adı verilen küçük bir atölyeyle başladı. (III) Bugünkü TÜLOMSAŞ'ın temeli de o yıllarda atıldı. (IV) Anadolu Osmanlı Kumpanyası, kendi dönemi içinde küçük çaplı lokomotif, yolcu ve yük vagonu tamiratı yapabiliyor fakat onarımları için lokomotifleri Almanya'ya gönderiyordu. (V) Osmanlı Dönemi'nde demir yolu yapımına büyük önem verilmiş, 1856-1922 yılları arasında Osmanlı toprakları içindeki demir yolu uzunluğu 8 bin 619 kilometreye ulaşmıştır. (VI) Osmanlı, bu ulaşımı diğer birçok teknolojik yeniliğe göre oldukça erken kullanmaya başlamasına rağmen aynı başarıyı sanayileşmede gösterememiştir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? ATTI B) III D) V E) VI 22. Toprağı sevdiren, üstünde hayat sürdürenlerdir ama ben İstanbul'u kimsesiz de olsa yine severim. Toprak her yerde topraktır. Hayatın kazanıldığı bir şehir de sonuçta ötekiler gibidir. Karnın nerede doyarsa memleketin orasıdır. Bütün bunlar doğru olabilir. Ne var ki söz konusu Istanbul olunca durum değişir. Istanbul'u, orada karnımı doyuramasam da severim. O toprağı; un bir arada olduğu, iyi ve
2.
Söz konusu kişi, tüm yönleriyle tanıtılır.
II. Belgelere, örneklere yer verilir.
M. Dil, dil ötesi işlevde kullanılır.
IV. Kişilerin doğum yerleri, öğrenim hayatı, yaptıklanı
işler anlatılır.
+
V. Kişilerin davranış özellikleri, huyları ve karakterleri
anlatılır, +
Biyogr türüyle ilgili olarak yukarıda verilenlerden
hangisi yanlıştır?
A)
B) II
C) III D) IV
E) V
55
Bir kimse
durumlar
anlattığı
çıkarara
nir
Bu parc
kilerin
A) ani
B) otom
C) ge:
D) go
E am
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Söz konusu kişi, tüm yönleriyle tanıtılır. II. Belgelere, örneklere yer verilir. M. Dil, dil ötesi işlevde kullanılır. IV. Kişilerin doğum yerleri, öğrenim hayatı, yaptıklanı işler anlatılır. + V. Kişilerin davranış özellikleri, huyları ve karakterleri anlatılır, + Biyogr türüyle ilgili olarak yukarıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) B) II C) III D) IV E) V 55 Bir kimse durumlar anlattığı çıkarara nir Bu parc kilerin A) ani B) otom C) ge: D) go E am
35.
E) Attila Ilhan, kendinden önce şiir bahçesinde çalışmaya
başlamış bütün şairlerle imece içindeydi. Şiir güllerinin
bakımını onlarla yapıyor, şiir fidanlarının fidelerini on-
lardan alıp kendi bahçesing dikiyordu.
1. Hollanda Tüketiciler Derneği tarafından yapılan araş--
tırmalara gore, piyasadaki akıllı telefonların yüzde
40'ı, "yüz tanıma" özelliği sayesinde başkaları tara-
findan kolayca açılabiliyor. Araştırmayı yapan Prof.
Dr. R. Veldhuis yüz tanıma programının, kaliteli bir
yesikalık fotoğrafla kolayca kandırılabileceğini, Inter-
net'ten indirilen bir fotoğrafla istenilen kişinin telefo-
nuna girilebileceğini vurguluyor.
II. Telefonlar yüz tanıma hafızasındaki fotoğraf ile sahi-
binin herhangi bir görüntüsü arasında yüzde 100 bir
eşleşme aramıyor. Çünkü yüzlerimiz zaman içinde de-
ğişiyor. Örneğin yavaş yavaş yaşlanıyoruz. Ya da yüz
ifadesi veya pozlama, hafızadaki görüntüden farklı ola-
bilir. Bu nedenle, yüz tanıma özelliği, kişinin yüzündeki
soyut özellikleri dikkate alıyor. Bu da akıllı telefonlarda
veri saklama güvenliği konusunda tehdit oluşturuyor.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Aynı konuda birbiriyle çelişen farklı görüşler dile geti-
rilmiştir.
B) II. parçada anlatılanlarla I. parçadaki açıklamaya karşı
çıkılmaktadır.
C) Aynı konuyu pekiştirmeye yönelik farklı açıklamalar
içermektedirler.
8
1
L
G
1
D) Dicemsel yönden farklılık gösterse de ikisi de aynı ko-
nuyu anlatmaktadırlar.
E) Habere konu olan araştırmayı farklı bakış açılarıyla
anlatmaktadırlar. +
S
A
R
M
8
6
36.
11
aç
37.
11
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
35. E) Attila Ilhan, kendinden önce şiir bahçesinde çalışmaya başlamış bütün şairlerle imece içindeydi. Şiir güllerinin bakımını onlarla yapıyor, şiir fidanlarının fidelerini on- lardan alıp kendi bahçesing dikiyordu. 1. Hollanda Tüketiciler Derneği tarafından yapılan araş-- tırmalara gore, piyasadaki akıllı telefonların yüzde 40'ı, "yüz tanıma" özelliği sayesinde başkaları tara- findan kolayca açılabiliyor. Araştırmayı yapan Prof. Dr. R. Veldhuis yüz tanıma programının, kaliteli bir yesikalık fotoğrafla kolayca kandırılabileceğini, Inter- net'ten indirilen bir fotoğrafla istenilen kişinin telefo- nuna girilebileceğini vurguluyor. II. Telefonlar yüz tanıma hafızasındaki fotoğraf ile sahi- binin herhangi bir görüntüsü arasında yüzde 100 bir eşleşme aramıyor. Çünkü yüzlerimiz zaman içinde de- ğişiyor. Örneğin yavaş yavaş yaşlanıyoruz. Ya da yüz ifadesi veya pozlama, hafızadaki görüntüden farklı ola- bilir. Bu nedenle, yüz tanıma özelliği, kişinin yüzündeki soyut özellikleri dikkate alıyor. Bu da akıllı telefonlarda veri saklama güvenliği konusunda tehdit oluşturuyor. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Aynı konuda birbiriyle çelişen farklı görüşler dile geti- rilmiştir. B) II. parçada anlatılanlarla I. parçadaki açıklamaya karşı çıkılmaktadır. C) Aynı konuyu pekiştirmeye yönelik farklı açıklamalar içermektedirler. 8 1 L G 1 D) Dicemsel yönden farklılık gösterse de ikisi de aynı ko- nuyu anlatmaktadırlar. E) Habere konu olan araştırmayı farklı bakış açılarıyla anlatmaktadırlar. + S A R M 8 6 36. 11 aç 37. 11