Anlatım Biçimleri Soruları

HOCALARA GELDİK D) Hazar denizinin paylaşılması, ilgili ülkelerin anlaşmalarla karara bağladığı bir konudur. E) Astrahan'da Hazar'la ilgili bir karar alınma ihtima zayıf görünmektedir. 8. katılmaktaull Yakın bir geçmişte kanser hücrelerinin nasıl olup da bağışıklık sisteminden saklandıkları keşfedildi. Kanser hücrelerinin ürettiği bir proteinin, bağışıklık sistemi hücrelerinin dış yüzeyindeki özel bazı proteinlere bağlanarak onları yanılttığı ve böylece onların saldırısından kurtuldukları keşfedildi. Bu etkileşim önlenebilirse bağışıklık sisteminin hücreleri kanser hücrelerine saldırıp ortadan kaldırabilecekti. Bilim insanları kanser hücrelerinin ürettiği ve onları bağışıklık sisteminin saldırısından koruyan proteini etkisiz hale getirdiler. Bu parçada, aşağıdaki yargılardan hangisi kesinlikle çıkarılabilir? A) Kanser hücrelerinin, bağışıklık sistemi hücrelerinden kurtulma yöntemleri bir proteine dayanmaktadır. B) Bağışıklık sistemi hücrelerinin kanser hücrelerine karşı kullanılması halen başarıya ulaşması beklenen önemli bir konudur. Kanser hücreleri vücuttan aldıkları bir tür proteini bağışıklık sistemine ait hücrelerin dış yüzeyindeki bazı proteinlere bağlayarak ölümden kurtulmaktadır. D) Kanser hücreleri diğer hücrelerle ortak protein üretebilmektedir. E) Bağışıklık sistemi hücrelerinin kanser hücrelerini tanıyamama nedeni bilim adamlarının çalışmaları sonunda açıklığa kavuştu. DAY pilota kuleden ve alça kızım" vuştur diyoru Bu p ken A) C B) C) 2. D) E) C g E

ettiği C) Yurdun dört bir yanından yazdığı D) Kelimeleri onlarla oyun oynarcasına iyi kullandığı E) Tanıtılan kitabının dergi yazılarından oluştuğu 6. Beş duyu eşyayı dışarıdan kuşatabildiği için elbette insan da eşyaya beş duyusuyla bakacaktır. Mesela; göz gösterir, el tutar. o kadar... Ancak insan, şiir karşısında bir eşyanın karşısında durduğu gibi duramaz. Şiir, beş duyu ile başlayan yolculuktan öteye, esrarlı bir alana yolculuk yapmaktır. Aslında böyle bir duyarlılığı geliştirenler eşya karşısında da şiir karşısında durdukları gibi dururlar. Eşya da böylesi yaklaşan biri için işte o zaman bir şiire dönüşüverir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılanlarla çelişmektedir? A) Şairin varlık karşısındaki duruşu ve varlığa bakışı somut imkânların ötesindedir. B) Normal insanların varlık karşısında göremediklerini şairler görür, duyamadıklarını şairler duyar. C) Şiir, varlıktan öteye gizemli bir yolculuk; şair ise bu gizemli yolculuğun kaptanıdır. D) Şairin duruşuyla varlık âlemi adeta yeni bir kimliğe dönüşür, varlık da şairin bir şiiri oluverir. E) Şair, somut varlığın dar sınırları içinde beş duyusunu kullanmak suretiyle eşyanın yalnızca resmini çizmekle yetinir. HOCALARA GELDIK GÜNCEL ANLATIM VİDEOLARI HOCALARA GELDİK KANALINDA 100

durula A) Kelimenin Fransızca B) Mangalın yıllar içinde gösterdiği değişim C) Türk halkının yiyecekti kır gezilerine verdiği önem Pikniklerde görülen değişim ve bu değişimin nedenleri E) Pikniklerde yenmesi gereken yiyeceklerin çeşitleri 6. Eşeklerin ve koyunların otladığı geniş bir çayırın hemen dibindesiniz: Her şey yolunda ve sakin görünüyor ama birazdan, dünyanın sürprizlerle ve gizemlerle dolu olduğunu hissedebileceğiniz yerlerden birinde olduğunuzu anlayacaksınız. Çünkü birkaç adım sonra yerkürenin birdenbire yarılıp, 100-120 metre derininde çiçeklerle, ağaçlarla, suyla ve resimlerle süslü Ihlara Vadisi'nin oluştuğunu keşfedeceksiniz. Aksaray ili sınırları içindeki Ihlara Vadisi bakışlardan saklı eşsiz doğal güzelliklerinin yanı sıra gözlerden uzak bir tarihi, özenle oyulmuş kayalarının içinde saklıyor. Bu parçada Ihlara Vadisi'nin daha çok hangi yönü üzerinde durulmuştur? A) Doğal güzelliklerinin albenili olması B) Sakin bir gezi mekânı olarak bilinmesi C) Oyulmuş kayaları barındırması D) Tarihî bakımdan önemli özellikleri olması -E) Hemen görülemeyen bir konumda bulunması HOCALARA GELDİK GÜNCEL ANLATIM VİDEOLARI HOCALARA GELDİK KANALINDA

TYT/Türkçe 29. Yazı, uzun ve hedefi sürprizli, bilinmedik bir yürüyüş yazarlar için. Onlar bir labirente girme heyecanıyla g rerler metne. Güdülerinin peşine düşüp koyuldukları bu yolda karşılarına çıkacak her şeyin bir anlamı olduğunu düşünürler. Nereye gideceklerini asla kestiremedikleri karmakarışık yollara saparlar. Doğru noktalarda yön değiştirmek; bazen aynı yere, bazen bambaşka yerlere ulaşmak; sağ gösterip sol vurmak, girilmezlere girmek, çıkılmazlardan çıkmak heyecanlandırır onları. Bir sar- malın içinde yuvarlana yuvarlana, güçlüklerle savaşa rak ve aynı zamanda da yüksele yüksele yazdıklarını hissederler. Bu parçadan yazarlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Zihinlerinde tasarladıkları yazınsal plana uymamak onları rahatsız eder. B) Okuru şaşırtma amacı güderler. C) Yaptıkları işte çeşitli zorluklarla karşılaşırlar. D) Eserlerini oluştururken kendilerini plansız bir şekilde gerçekleşen gelişmelerin içinde bulurlar. EL Eserlerin oluşturulma aşamasında yapılmazları yapmak onlara heyecan verir.

akillari durduran görüntü ve serüvenlerle bezenmiştir. Zihinde oluşan bir dünyadır ve dokunamaz, avucunuza alamazsınız. Bu hakiki düşün yanında uyanık gözle ve kafayla görülenler, düşlenenler de var. Katı gerçeklerin ve koşulların sıkboğaz ettiği günlerde sığındığımız, dört elle sarıldığımız renkli, bizleri rahatlatan, avutan, uyuşturan düşler yararlı ve güzeldir. Bu parçada, düşle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemistir? A) Zihnin en güzel ürünlerinden biri olmasına B) Insanın zor zamanlardaki sığınağı olmasına C) Insanı oyalayan bir nitelik taşımasına D) Anlamının kişiden kişiye değişmesine E) Doğaüstü konularla süslenmesine 16. Yazar için günlük tutmak, bir bakıma yaşamla yazılı ilişki kurmaktır. Varlığını kanıtlayacak olayları, olguları, durumları bir araya toplamak, bir yaşantı evreninin temelini atmaktır. Yazarlar, düşüncelerinin gürültülü devinimleriyle ağırlaşan beyinlerine soluk aldırmak, bu arada biriken üretimlerini boşaltarak bilgelik özlemlerini de gidermek amacıyla günlüklerine sokulurlar. Bir de şiir, öykü, roman üstüne çalışırken karşılaştıkları zorlukları, yapıtlarını oluştururken geçirdikleri evreleri, duydukları estetik kaygıları dile getiren bir "iş takvimleri" vardır. Bunları da buluruz günlüklerde. Bu parçaya dayanılarak, günlükle ilgili olarak hangisine varılamaz? aşağıdakilerden A) İç dökmek, rahatlamak için yazıldığına B) Yazarların özlemlerini yansıttığına C) Yazma alışkanlığı kazandırdığına D) İnsanın var oluşuna, yaşadığına tanıklık ettiğine E) Sanatsal üretim süreciyle ilgili ipuçları verdiğine 17. Turgut Uyar, ölçülü ve uyaklı ilk dönem şiirlerinde daha çok kişisel yaşantısı üzerinde durdu. Aşk, ayrılık, ölüm temalarını işlediği bu şiirlerinde Garip akımının izleri görülür. Daha sonra yoğun imgelerin ve simgeci bir söyleyişin etkili olduğu şiirleriyle İkinci Yeni'nin başlıca şairlerinden biri oldu. Sanatını, halk şiirinin deyişleri ve Divan şiirinin biçimlerinden yararlanarak geliştirdi. Büyük kent yaşamını bütün karmaşıklığı ve sarsıntılarıyla içeren bir şiir oluşturdu. Lirik şiirin geleneksel sınırlarını zorladı. Şiirle düzyazı arasındaki ayrımı ortadan kaldırdı; şiirlerindeki zengin doku giderek yalınlaştı. Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Bir dönem Garip şiirinden etkilendiğine B) Yaptıklarıyla başkalarına örnek olduğuna C) Şehir yaşamının karmaşasını şiirlerine yansıttığına D) Sanatını geliştirirken Türk şiir geleneğinden yararlandığına E) Şiirlerini düzyazı havası taşıyan bir dille yazdığına 18. Öykülerimdeki insanlar yürümeli, el sıkışmalı, kavgayı göze alabilmeli, yargılamalı, isyan etmeli; ama yaşamın sihirli güzelliğinden gözlerini ayırmadan yeni sevgiler ve dostluklar da edinmeli. Kendi özeleştirisini yapabilmeli, dünyaya açık olmalı ve bütün bunları 20. "Satılmıyor" 1 yayınevlerine he antolojilerin, yıll antoloji yüz şiir doyumluk olanır satmıyor oluşu s zaman az satılm popüler olmak b boyamıyordu. Bu parçada aşa A) Yeni şiir kita B) Yayıncıların C) Antolojilerim D) lyi şiirin hem E) Günümüzde LÜTFEN CEVA 1 2 3 4 5 6 7 8 9 A 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Her soru Edebiyat

5.-6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Girit uygarlığı Kykland Adalarına oranla biraz daha farklı- dır. Girit uygarlığı, Tunç Çağı'nda belki de mitolojik Kral Minos'un anısına aynı adla anılan üç evre yaşamıştır. Adanın coğrafi konumu nedeniyle Eski Minos Dönemi'nde Yakın Doğu ile ilişkiler kurulmuştur. Minos halkı birçok tek- niği başlatmıştır. Taş vazolar, mühürler, altın nesneler... Büyük merkezler, adanın doğusunda yer alıyordu. Mokhlos yerleşim alanı bu konuda dikkate değer kanıtlar sunar. Orta Minos Dönemi'nde takas yoluyla ticaret gelişmiş ve Girit olağanüstü bir ilerleme kaydetmiştir. Knossos, Malia ve Phaistos'ta yapı topluluklarını içeren bir plana göre yapılan saraylar Minos uygarlığının dinamizmini kanıtlar. Sanatçılar dua eder durumda, ellerini göğsünde kavuşturmuş pişmiş toprak heykelcikler yapmışlardır. Bu heykellerde sanatçıları, benzerlikten çok desenin dış çizgileri ilgilendirmiştir. Minos halkı büyük boyda heykeller yapmamakla birlikte küçük nesnelerde olağanüstü başarılıydılar. 5. Bu parçadan alınan aşağıdaki cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır? A) Sanatçılar dua eder durumda, ellerini göğsünde kavuşturmuş pişmiş toprak heykelcikler yapmışlar- www.pelikankitabevi.com.tr dır. B) Minos halkı büyük boyda heykeller yapmamakla birlikte küçük nesnelerde olağanüstü başarılıydılar. Orta Minos Dönemi'nde takas yoluyla ticaret geliş- miş ve Girit olağanüstü bir ilerleme kaydetmiştir. D) Bu heykellerde sanatçıları, benzerlikten çok dese- nin dış çizgileri ilgilendirmiştir. E) Girit uygarlığı, Tunç Çağı'nda belki de mitolojik Kral Minos'un anısına aynı adla anılan üç evre yaşa- mıştır.

I 2 Y & BB 12 (1) Yaşam hızla akıp gidiyor. (II) Günlük koşuşturma- calar ne yaşamı ne de kendimizi gözden geçirmeye fırsat veriyor. (III) Gizliden gizliye bir yarışın içinde- yiz. (IV) Ne kadar çabalasak da maddi varlığımızı ne kadar çoğaltsak da hâlâ bir şeyleri eksik hisse- diyoruz. (V) Hâlâ istediğimiz o anlamı katamıyoruz yaşama ve kendimize, anlamı yanlış yerde arıyoruz çünkü. (VI) Anlam dışımızda değil, maddede değil; anlam içimizde, anlam ruhumuzda. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) II. C) IV. B) D) V. E) VI. arı

14. Kendimi çok az döküp saçıyorum. Normal, gündelik bir hayat sürdürüyorum; bu da bana yetiyor. Barlarda tartışmak, günde elli kişiyle görüşüp konuşmak bana göre değil. Sürekli olarak okuyup yazıyorum. Çok titiz, çok korunaklı yaşıyorum. Alışık olmadığım insanlarla görüşmek beni rahatsız ediyor. Hayran ilişkisi bumerang gibidir; her an nefrete dönüşebilir; budar, ehlileştirir insanı. Böyle konuşan bir kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) İlişkilerinde çok seçici davranır. B) Elindekilerle yetinip mutlu olur. C) Sürekli olarak kendini denetim altında tutar. D) Sevenleri için bile kişiliğinden ödün vermez. E) Herkesi kendisi gibi düşünmeye zorlar.

n =Z- por- 37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. bizi alma- yecek- ken ha- reket im- obil ile git- pmak, tele- saatler geçir- na neden olu- en faktörlerden III) "Kilo veremi- ş." cümlesini çok diniz de sık sık kur- inda böyle değil. mak istense ikinci pa- 37. Bu pa maz? A) Nil Nehri bol alüvyon B) Nil Nehri'nin su miktar düze çoğalmaktadır. A e) Mısır'da kralların tanrı kimliği de vardır. D) Mezopotamya'da yazı kullanılmıştır. E) Babil kralları askeri yeteneklerine göre seçilmiş- tir. Mezopotamya, Mısır'la birlikte, tarih çağlarında ilk uygarlığın çığırları arasındaki bu topraklarda insan- lar sulu tarıma geçmiş, kentler kurmuş ve IV. bin yı lin sonlarında bir yazı sistemi icat etmiştir. Bu top- raklarda hayat şartları çok çetindir; nehirler gururlu Nil gibi düzenli aralıklarla alçalıp kabarmaz ve ekilen toprakları zenginleştirecek alüvyonları taşımaz. Za- man zaman afete dönüşen taşkınları, Tufan efsane- sine esin kaynağı olmuştur. Kent devletleri veya ge- niş krallıklar hâlinde örgütlenen Mezopotamya halk- ları, Mısır'daki gibi bir tanrı - kral otoritesi tanımadı- lar. Toprağın, insanların ve malların mutlak efendi- si tanrıdır; kral sadece onun naibidir. Kralın otorite- si hiçbir zaman firavundaki gibi sınırsız olmamıştır. III. binyıldaki Sümer krallarından VI. yy'daki Ba- bil kralı Nabukodonosor'a kadar krallar, hem asker hem yöneticidir; günümüze kadar ulaşan kil tablet- lerdeki yazışmalar sayesinde tanıdığımız merkezi ve yerel yönetimi kral temsil eder. 38. Bu parçanın anlatımda aşağıdakilerden hangisi yoktur? DENEME dükkânı A) Açıklama C) Benzetme B) Karşılaştırma + D) Kişileştirme + L ET Niteleyici sözler cons Tuppl

17. Turgut Uyar, ölçülü ve uyaklı ilk dönem şiirlerinde daha çok kişisel yaşantısı üzerinde durdu. Aşk, ayrılık, ölüm temalarını işlediği bu şiirlerinde Garip akımının izleri görülür. Daha sonra yoğun imgelerin ve simgeçi bir söyleyişin etkili olduğu şiirleriyle İkinci Yeni'nin başlıca şairlerinden biri oldu. Sanatını, halk şiirinin deyişleri ve Divan şiirinin biçimlerinden yararlanarak geliştirdi. Büyük kent yaşamını bütün karmaşıklığı ve sarsıntılarıyla içeren bir şiir oluşturdu. Lirik şiirin geleneksel sınırlarını zorladı. Şiirle düzyazı arasındaki ayrımı ortadan kaldırdı; şiirlerindeki zengin doku giderek yalınlaştı. Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Bir dönem Garip şiirinden etkilendiğine B) Yaptıklarıyla başkalarına örnek olduğuna C) Şehir yaşamının karmaşasını şiirlerine yansıttığına D) Sanatını geliştirirken Türk şiir geleneğinden yararlandığına E) Şiirlerini düzyazı havası taşıyan bir dille yazdığına

20. "Satılmıyor" gerekçesiyle şiir dizisini yayından kaldıran büyük yayınevlerine her gün yenileri ekleniyor. Sayısız şiir dergisinin çıktığı, antolojilerin, yıllıkların peş peşe sökün ettiği bir dönemde üstelik. "Bir antoloji yüz şiir kitabına bedeldir." deniyor adeta. Tadımlık olan doyumluk olanın yerine geçer oldu. Ancak, şiir kitaplarının yeterince satmıyor oluşu sadece şimdiye özgü bir durum değil. Has şiir, her zaman az satılmadı mı? Eskiden de öyleydi; ama medyatik olmak, popüler olmak bugün olduğu kadar prim yapmıyordu, göz boyamıyordu. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Yeni şiir kitaplarında okurun, aradığı tadı bulamadığına B) Yayıncıların ticari kaygılarla şiir kitabı yayımlamak istemediğine C) Antolojilerin, şiir kitaplarına tercih edilmeye başlandığına D) İyi şiirin her dönemde alıcısının az olduğuna E) Günümüzde medyatik olana daha çok ilgi duyulduğuna

6. (1) Medeniyetin getirdiği inceliğin ve zarafetin bir bedeli olması gerekir diye düşünebiliriz. (II) Medeni insanlar, hayatlarının her yönünde yapma kurallara boyun eğiyorlar (111) Bu boyun eğiş onları kendilerinin olmayan bir yaşayış içine hapsediyor. (IV) Bundan şikâyetleri yok onların elbette. (V) Çünkü artık yaptıkları ile düşündükleri arasında bir zıtlık duymayacak kadar medeni hâle gelmişler. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra düşüncenin akışına göre "Medeniyet, inceliği veriyor insana, karşılığında içtenliğini alıyor." cümlesi getirilebilir? A) I B) II. C) III. D) IV. E) V. 97

IĞI nesnel bir bakış a kadar bir yere imkânsız bir iğim yazın yolund eyle ydınlatıvermesi Oldasin, biraz top ası, önemi yadsime ya da girememe unuz. heyecanla bekle eceği bir tür olduğ ahkâm kesmeye iddiye alınan bi le yanımızda ge da ya da yarıms TYT/Türkçe 32. Bir açıklamadan kastedilen, gizemli olan bir şeyi daha az gizemli bir hâle getirmektir. Örneğin elektrik yükünün bir yağmur bulutunda nasıl biriktiği ve hangi şartlar altında boşaldığına ilişkin ayrıntılı bir açıklama vermek suretiyle şimşeği açıklayabiliriz. Yeryüzüne yıldırımlar gönderen öfkeli bir tanrıya ilişkin bir hikâye anlatarak da şimşeği açıklayabiliriz. Çeşitli nedenlerle birinci türden açıklamaları efsane ve folklorun pitoresk açıklamalarına tercih edebiliriz. Ancak her iki açıklama da ortak bir şeye sahiptir: Onlar gizemli bir olayı (şimşek çakmasını), daha az gizemli bir şeye (elektrik boşalması, öfke) bağlayarak açıklamaktadır. C e aşağıdakilerd hizmet ed Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsanların, doğal olayları Kendi öznel yaklaşımlarına uygun olarak açıklamayı sevdiği B) Bilimin ne ölçüde gelişirse gelişsin çeşitli doğal gi- zemleri açıklamakta yetersiz kaldığı C) Bir anlamda her izah denemesinin, az bilinen bir olayın daha iyi bilinen olayla ilişkilendirilmesinden ibaret olduğu D) Bazı durumları açıklamaya kalkmanın onu daha gizemli bir hale getirebildiği E) insanın belirsizlikten hoşlanmayan doğasının varlıkları olduklarından farklı bir biçime büründürmeye çalıştığı 33. Her ne kadar kolesiho isitme yoluyla gelirse de 34. 35. C

26.-27. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. ble Voleh po "Çanakkale" denince akla ilk gelen yerlerden biri Aynalı Çarşı'dır şüphesiz. Tarihî dokusunu hâlâ ko- hruyan çarşı, Çanakkale Savaşları sırasında ordunun V temel giyim ve erzak ihtiyacını karşılamak için ku- rulmuş. Günümüzde ise şehri ziyaret edenlere çe- şit çeşit hediyelik Çanakkale eşyaları sunmakta. Sa- vaş zamanında şehrin dış kısmına kurulan ve İstan- bul'daki Mısır Çarşısı'nı andıran kemerli yapı, giriş kısmındaki adını aldığı aynaları ile ziyaretçilerini bek- liyor. am sind 27. Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım tek- niklerinden hangisi ağır basmaktadır? A) Açıklama C) Tartışma Pub Hubog abrigib Bu E) Öyküleme B) Betimleme D) Tanımlama 00

8. Dünya, cihan C Belli bir gruptaki canlıların bütünü 1. II. III. Herkes, başkaları IV. Ortam, çevre V. Farklı davranış içinde bulunan kimse Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "âlem" sözcüğü numaralanmış anlamlarından herhangi birini karşılamamaktadır? Televizyonda en çok hayvanlar âlemiyle ilgili belgeselleri seyrediyorum. BY Abdülhak Şinasi Hisar, teşrifatli mehtap âlemlerinin yaşandığı Boğaziçi hayatını anlatır. Insan âlemde, hayâl ettiği müddetçe yaşar, diyor Yahya Kemal. DYKürsüde bir anda dilim tutuldu, konuşamadım âleme rezil oldum. G EY Çalışma aleminde uyumlu olmak zorundasın yoksa huzur bulamazsın.

IMA TYT Türkçe Denemeleri 33. (1) Yazarın yeni kitabında sekiz hikâye yer alıyor. (II) Yazılan yazıların çoğu yakın geçmişimizden, dünümüzden kesitler. Yazarın bir ustalığı da top- luma açılan yolda bireyi yalnız ve yaya bırakma- masıdır. (IV) Bütün olayların içinde toplumsal acılar ve bireysel tedirginlikler vardır. (V) Dış olaylarla iç tahliller, yaşanılanla yaşanılmayanlar dönüp durur. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinin yerine "Birçok hikâyenin konusunu, yaşadıklarımız- dan bölümler oluşturuyor." cümlesi getirilebilir? A) I B) II SAGI e) 111 D) IV diniz E) V