Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

i sazlardan
kendi kendi
ce o, zama
utkuyla yaşa
dir. Kendis
a yetinmezi
nanın tozla
nasıl kurtara
abası içinde
gili olara
tir?
kaldığına
Ben başlangıcından beri edebiyatsız edebivalyp-
maya çalıştım. Birçoğu yadırgadı tabii bunu. Çünk
omantizme karşı olduğunu, romantizmi sevmediğin
söyleyenler bile sonunda gidip romantik şeyler
yazıyorlar. Ben romantizmi baştan beri kapı dışarı
etmişimdir. Mesela Fransız yazarlarda görülen ben-
zetmeler yoktur bende. Düzyazılarım daha çok bilgi
yüklü olduğundan "mecaz" denilen şeyler de yoktur
onlarda Şiirlerimde ise daha çok okurlarımın hayatı
sevmelerini istemiş, bunun için çalışmışımdır.
Düşüncelerini böyle açıklayan bir yazar için aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Yazıları herkesin anlayacağı sade bir dile sahiptir.
B) Romantizmin edebiyatta yer almasına karşıdır.
C) Kendi yazılarını başkalarının yazılarıyla kıyasla
maktadır.
D Yazılarında öğretici olmayı amaçlamaktadır
Siirlerinde yaşama sevinci vermeye çalışmaktadır.
MARA
33.
hink
32. Gerçekçi olduğunu, gerçekçiliği savunduğunu söyle-
yen birtakım yazarlar, bilerek ya da bilmeyerek garip
bir davranışın sözcülüğünü yapıyorlar. Bir sanat ese-
rinin, önceden belirlenen kurallar doğrultusunda
yazılamayacağını
en iyi sanatçıların bilmeleri gere
bir taraftan şii
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
i sazlardan kendi kendi ce o, zama utkuyla yaşa dir. Kendis a yetinmezi nanın tozla nasıl kurtara abası içinde gili olara tir? kaldığına Ben başlangıcından beri edebiyatsız edebivalyp- maya çalıştım. Birçoğu yadırgadı tabii bunu. Çünk omantizme karşı olduğunu, romantizmi sevmediğin söyleyenler bile sonunda gidip romantik şeyler yazıyorlar. Ben romantizmi baştan beri kapı dışarı etmişimdir. Mesela Fransız yazarlarda görülen ben- zetmeler yoktur bende. Düzyazılarım daha çok bilgi yüklü olduğundan "mecaz" denilen şeyler de yoktur onlarda Şiirlerimde ise daha çok okurlarımın hayatı sevmelerini istemiş, bunun için çalışmışımdır. Düşüncelerini böyle açıklayan bir yazar için aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yazıları herkesin anlayacağı sade bir dile sahiptir. B) Romantizmin edebiyatta yer almasına karşıdır. C) Kendi yazılarını başkalarının yazılarıyla kıyasla maktadır. D Yazılarında öğretici olmayı amaçlamaktadır Siirlerinde yaşama sevinci vermeye çalışmaktadır. MARA 33. hink 32. Gerçekçi olduğunu, gerçekçiliği savunduğunu söyle- yen birtakım yazarlar, bilerek ya da bilmeyerek garip bir davranışın sözcülüğünü yapıyorlar. Bir sanat ese- rinin, önceden belirlenen kurallar doğrultusunda yazılamayacağını en iyi sanatçıların bilmeleri gere bir taraftan şii
15. 1990 yılındaki bu olaylar sonrasında yazarlar eserle-
rinde biraz daha okuyucuyu ön plana alan yazılar yaz-
maya başladılar. Yazdıkları her eserde okur biraz daha
kendini bulmaya başladı. 2000'li yıllara gelindiğinde bu
anlayışın gittikçe arttığını, yazarların tamamen okur
odaklı olduğunu gördük. Okur kitabı artık hiç araştır-
madan alıyor ve okumaya çalışıyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
ağır basmaktadır?
A) Açıklama
Öyküleme
C) Betimleme
D) Tartışma
E) Tanımlama
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
15. 1990 yılındaki bu olaylar sonrasında yazarlar eserle- rinde biraz daha okuyucuyu ön plana alan yazılar yaz- maya başladılar. Yazdıkları her eserde okur biraz daha kendini bulmaya başladı. 2000'li yıllara gelindiğinde bu anlayışın gittikçe arttığını, yazarların tamamen okur odaklı olduğunu gördük. Okur kitabı artık hiç araştır- madan alıyor ve okumaya çalışıyordu. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Açıklama Öyküleme C) Betimleme D) Tartışma E) Tanımlama
13. Hayatta kalma savaşındaki dikkate değer çeliş-
kilerden biri, organizmaların kendi arzuladıkları
şeyler tarafından kolayca zarar görebilmeleri.
Tıpkı balıkların oltanın ucundaki yemle, farele-
rinse peynirle avlanmaları gibi. Ancak bu can-
lıların, aldanışları için en azından uygun bir
mazeretleri var: yem ve peynir. Yani hayatta
kalmalarını sağlayan besin maddeleri. İnsanlar
ise bağımlı olduklarından bu türden tesellilere
ihtiyaç dahi duymuyorlar.
Bu parçaya göre,
1. İnsanın arzuları içgüdüsel değil, sonradan
öğrenilmiştir.
11 Insan ile hayvan arasındaki farklardan biri de
arzularını yönetme şekilleridir.
III. İnsanın bağımlılığı temel ihtiyaçlarla ilgili
değildir.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız I
D) ve
B) Yalnız II
C) Yalnız III
E) I ve III
359281
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
13. Hayatta kalma savaşındaki dikkate değer çeliş- kilerden biri, organizmaların kendi arzuladıkları şeyler tarafından kolayca zarar görebilmeleri. Tıpkı balıkların oltanın ucundaki yemle, farele- rinse peynirle avlanmaları gibi. Ancak bu can- lıların, aldanışları için en azından uygun bir mazeretleri var: yem ve peynir. Yani hayatta kalmalarını sağlayan besin maddeleri. İnsanlar ise bağımlı olduklarından bu türden tesellilere ihtiyaç dahi duymuyorlar. Bu parçaya göre, 1. İnsanın arzuları içgüdüsel değil, sonradan öğrenilmiştir. 11 Insan ile hayvan arasındaki farklardan biri de arzularını yönetme şekilleridir. III. İnsanın bağımlılığı temel ihtiyaçlarla ilgili değildir. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I D) ve B) Yalnız II C) Yalnız III E) I ve III 359281
1. Toplumsal olarak benzer tarihî ve coğrafi koordinatların
üzerinde durmuşlar. En gerçekçi yapıtlarda bile -
romantizmi ve realizmi koruyan damarı sürdürmüşler.
Geçenlerde Mihail Şişkin'in Mektupların Romani'ni
okudum. Şişkin, modern Rus edebiyatının yaşayan en
önemli yazarlarından biri ve dünya çapında bir isim.
Roman güzel mi? Evet güzeldi, tekniği de iyiydi. Ama Rus
mu? Buna o kadar kolay evet diyemedim. Dostoyevski,
Tolstoy, Çehov, Gogol ve bütün o diğerleri ... Onların
eserlerinde isimleri, terimleri değiştirip başka bir dilde
uyarlasanız bile bunun Rus olduğunu kolayca anlarsınız.
Onlarda çilesi, merhameti, vahşeti, veremden ciğerleri
sökülürken bile izbelerde Kant tartışan, devrim planları
yapan kahramanları ile Rus ruhunun evrensel ruhun bir
parçası olduğunu fark edersiniz.
Bu parçada Rus edebiyatıyla ilgili vurgulanmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Orijinallik içermemeleri
B) Özgünlükten uzak olmaları
C) Yerellik ve millîlik içermeleri
D) Evrensel niteliğe sahip olmamaları
E) Geleceğin beklentilerini karşılamamaları
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Toplumsal olarak benzer tarihî ve coğrafi koordinatların üzerinde durmuşlar. En gerçekçi yapıtlarda bile - romantizmi ve realizmi koruyan damarı sürdürmüşler. Geçenlerde Mihail Şişkin'in Mektupların Romani'ni okudum. Şişkin, modern Rus edebiyatının yaşayan en önemli yazarlarından biri ve dünya çapında bir isim. Roman güzel mi? Evet güzeldi, tekniği de iyiydi. Ama Rus mu? Buna o kadar kolay evet diyemedim. Dostoyevski, Tolstoy, Çehov, Gogol ve bütün o diğerleri ... Onların eserlerinde isimleri, terimleri değiştirip başka bir dilde uyarlasanız bile bunun Rus olduğunu kolayca anlarsınız. Onlarda çilesi, merhameti, vahşeti, veremden ciğerleri sökülürken bile izbelerde Kant tartışan, devrim planları yapan kahramanları ile Rus ruhunun evrensel ruhun bir parçası olduğunu fark edersiniz. Bu parçada Rus edebiyatıyla ilgili vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Orijinallik içermemeleri B) Özgünlükten uzak olmaları C) Yerellik ve millîlik içermeleri D) Evrensel niteliğe sahip olmamaları E) Geleceğin beklentilerini karşılamamaları
re
a
1
6. Yapay zekâ çalışmalarının yalnızca rasyonel düşün-
me gerektiren alanlarla ----, insanlığın zirvesi sayı-
- gördük.
lan sanatsal çalışmaları da
====
Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakiler-
den hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) çevrili olduğunu
etkilediğini
B) son bulmadığını takibe aldığını
C) sınırlı kalmadığını kapsamaya başladığını
D) kuşatılmış olmadığını rahatlıkla yaptığını
E) ilgilendiğini kolaylıkla hâllettiği
-
-
-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
re a 1 6. Yapay zekâ çalışmalarının yalnızca rasyonel düşün- me gerektiren alanlarla ----, insanlığın zirvesi sayı- - gördük. lan sanatsal çalışmaları da ==== Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakiler- den hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) çevrili olduğunu etkilediğini B) son bulmadığını takibe aldığını C) sınırlı kalmadığını kapsamaya başladığını D) kuşatılmış olmadığını rahatlıkla yaptığını E) ilgilendiğini kolaylıkla hâllettiği - - -
1. Yalın bir tanımla okuma, bir sayfayla iletişime girme etkin-
liğidir. Anlam yitimine uğratmadan söylenenleri algılama
işidir. Bu etkinliğin gerçekleşmesi hem yazara hem oku-
ra bağlıdır. Okura bağlıdır çünkü metni algılayacak çaba-
yı göstermek zorundadır okur; yazarla iş birliği yapacak,
onun söylediklerini açmaya, bütünlemeye çalışacaktır. Öte
yandan yazara bağlı bir olgudur çünkü söylemek istedik-
lerini en iyi biçimde iletebilecek dilsel bir düzenleme ya-
pacaktır yazar. Sözcükleri seçerken cümleleri kurup metni
örerken öte uçtaki okuru unutmayacaktır. İletişim olayını
temellendiren öteki sorularla birlikte "Kimin için?" sorusunu
da göz önünde bulunduracaktır.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Okumak aynı zamanda bir iletişim kurma eylemidir.
B) Okur, okuduklarını eksiksiz algılayıp anladığında oku-
ma eylemi gerçekleşmiş olur.
C) Metnin iyi anlaşılması için okurun anlama çabası için-
de olması yazarın da mesajını en iyi şekilde düzenle-
mesi gerekir.
D) Bir yazının iyi anlaşılmasında en önemli etken yazarın
anlatım biçimidir.
E) Kendini yormayan okur, okuduğu metni tam olarak al-
gılayamaz.
3.
4
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Yalın bir tanımla okuma, bir sayfayla iletişime girme etkin- liğidir. Anlam yitimine uğratmadan söylenenleri algılama işidir. Bu etkinliğin gerçekleşmesi hem yazara hem oku- ra bağlıdır. Okura bağlıdır çünkü metni algılayacak çaba- yı göstermek zorundadır okur; yazarla iş birliği yapacak, onun söylediklerini açmaya, bütünlemeye çalışacaktır. Öte yandan yazara bağlı bir olgudur çünkü söylemek istedik- lerini en iyi biçimde iletebilecek dilsel bir düzenleme ya- pacaktır yazar. Sözcükleri seçerken cümleleri kurup metni örerken öte uçtaki okuru unutmayacaktır. İletişim olayını temellendiren öteki sorularla birlikte "Kimin için?" sorusunu da göz önünde bulunduracaktır. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Okumak aynı zamanda bir iletişim kurma eylemidir. B) Okur, okuduklarını eksiksiz algılayıp anladığında oku- ma eylemi gerçekleşmiş olur. C) Metnin iyi anlaşılması için okurun anlama çabası için- de olması yazarın da mesajını en iyi şekilde düzenle- mesi gerekir. D) Bir yazının iyi anlaşılmasında en önemli etken yazarın anlatım biçimidir. E) Kendini yormayan okur, okuduğu metni tam olarak al- gılayamaz. 3. 4
il vodafone TR
Fil
01:01
30. Vücudumuzda gerdirme hareketi sonucu çıtlama sesi çı-
karan her yer sürtünmesiz eklemlerimizdir. Buna verile-
bilecek en güzel örnek ise parmak kemiklerimizdir. Par-
maklarımızda iki kemiği birbirine bağlayan yerlerde erimiş
formda oksijen, karbondioksit ve nitrojen gazları ile dolu
olan bağlantı kapsülleri bulunmaktadır. Parmaklar gerdi-
rildiği zaman bağlantı kapsülleri de gerilir ve patlamaya
başlar. Parmak çıtlatma olayı da budur. Bu durumun za-
rarları konusunda farklı fikirler ortaya atılsa da yapılan son
bilimsel çalışmalara göre, parmak çıtlatmanın zararı bunu
alışkanlık hâline getirmiş insanlarda özellikle zaman iler-
ledikçe ortaya çıkar.
A) Tartışma
C) Tanık gösterme
→]
Bu parçada başvurulan anlatım tekniği aşağıdakiler-
den hangisidir?
%71
B) Açıklama
D) Betimleme
E) Öyküleme
X
C
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
il vodafone TR Fil 01:01 30. Vücudumuzda gerdirme hareketi sonucu çıtlama sesi çı- karan her yer sürtünmesiz eklemlerimizdir. Buna verile- bilecek en güzel örnek ise parmak kemiklerimizdir. Par- maklarımızda iki kemiği birbirine bağlayan yerlerde erimiş formda oksijen, karbondioksit ve nitrojen gazları ile dolu olan bağlantı kapsülleri bulunmaktadır. Parmaklar gerdi- rildiği zaman bağlantı kapsülleri de gerilir ve patlamaya başlar. Parmak çıtlatma olayı da budur. Bu durumun za- rarları konusunda farklı fikirler ortaya atılsa da yapılan son bilimsel çalışmalara göre, parmak çıtlatmanın zararı bunu alışkanlık hâline getirmiş insanlarda özellikle zaman iler- ledikçe ortaya çıkar. A) Tartışma C) Tanık gösterme →] Bu parçada başvurulan anlatım tekniği aşağıdakiler- den hangisidir? %71 B) Açıklama D) Betimleme E) Öyküleme X C
12. Oktay Rifat, Garipçilerle yolları ayrılınca şiirlerinde te-
kerlemeler kullanmayı sürdürdü. Halk şiirinden ustaca
yararlanarak Emrah'ın, Dadaloğlu'nun, Karacaoğlan'ın
şiirlerindeki gibi doğal bir Türkçeyi kullanmayı yeğledi.
İstanbul'un yoksul halkını, gemicileri, arabacıları, satı-
cıları, yağmur bekleyen köylüleri anlattı. Benzetmeleri,
sıfatları, belirteçleri ustaca kullandı. Söz ve imge kalıpla-
rını alay ve yergiyi içeren bir biçimin içine ustaca yerleş-
tirdi.
Bu parçada Oktay Rifat ile ilgili olarak aşağıdakile-
rin hangisine deprimemiştir2
A) Bir dönem Garip anlayışı ile şiirler yazdığına
B Şiirlerinde halk deyişlerine yer verdiğine
C) Dilinin halk şairleri gibi doğal olduğuna
D) Dili kullanmadaki becerisine
E) Anlatımında imgeleri yoğun olarak kullandığına
122
14. Memduh Şe
ların günlük
da olağanü
yaparken d
radan konu
dilinde anla
ümit ve nes
çı her zam
ca çabucal
Bu parça-
çıkarılırsa
0.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
12. Oktay Rifat, Garipçilerle yolları ayrılınca şiirlerinde te- kerlemeler kullanmayı sürdürdü. Halk şiirinden ustaca yararlanarak Emrah'ın, Dadaloğlu'nun, Karacaoğlan'ın şiirlerindeki gibi doğal bir Türkçeyi kullanmayı yeğledi. İstanbul'un yoksul halkını, gemicileri, arabacıları, satı- cıları, yağmur bekleyen köylüleri anlattı. Benzetmeleri, sıfatları, belirteçleri ustaca kullandı. Söz ve imge kalıpla- rını alay ve yergiyi içeren bir biçimin içine ustaca yerleş- tirdi. Bu parçada Oktay Rifat ile ilgili olarak aşağıdakile- rin hangisine deprimemiştir2 A) Bir dönem Garip anlayışı ile şiirler yazdığına B Şiirlerinde halk deyişlerine yer verdiğine C) Dilinin halk şairleri gibi doğal olduğuna D) Dili kullanmadaki becerisine E) Anlatımında imgeleri yoğun olarak kullandığına 122 14. Memduh Şe ların günlük da olağanü yaparken d radan konu dilinde anla ümit ve nes çı her zam ca çabucal Bu parça- çıkarılırsa 0.
ve
duğu
or.
2
si,
ce
6
6
LIMIT YAYINLARI
DV
E)
-III-IV-II
11-1-11-IV
11
24. (1) Sanata bir beğeni düzeyi yaratma, güzellikleri,
yaşamanın kaçınılmaz ögesi sayma, yalnızca onunla
yüz yüze olanların beğenisini etkilemez. (II) Kötüye
alışmış kişiler, kötü ürünlerle karşılaşır; iyiye alışmış
kişiler, sürekli olarak daha iyinin ardına düşerler.
(III) Güzelliğin, değerlinin söz konusu olduğu yerde
gerçek sanatçının yetişmesi de söz konusudur. (IV) Onu
yaratanlar da yeni güzelliklere, sonsuz doğrulara
yönelirler. (V) Örneğin Hugo'yu yaratmayanın Camus'u,
Cervantes'i yaratmayanın Unemuno'su, Marlovo'u
yaratmayanın Shakespeare'i, Goethe'yi yaratmayanın
Thomas Mann'ı olmaz.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin anlamlı bir
bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin
birbiriyle yer değiştirmesi gerekir?
A) I ve III
D) Il ve V
B) II ve III
E) III ve IV
C) II ve IV
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ve duğu or. 2 si, ce 6 6 LIMIT YAYINLARI DV E) -III-IV-II 11-1-11-IV 11 24. (1) Sanata bir beğeni düzeyi yaratma, güzellikleri, yaşamanın kaçınılmaz ögesi sayma, yalnızca onunla yüz yüze olanların beğenisini etkilemez. (II) Kötüye alışmış kişiler, kötü ürünlerle karşılaşır; iyiye alışmış kişiler, sürekli olarak daha iyinin ardına düşerler. (III) Güzelliğin, değerlinin söz konusu olduğu yerde gerçek sanatçının yetişmesi de söz konusudur. (IV) Onu yaratanlar da yeni güzelliklere, sonsuz doğrulara yönelirler. (V) Örneğin Hugo'yu yaratmayanın Camus'u, Cervantes'i yaratmayanın Unemuno'su, Marlovo'u yaratmayanın Shakespeare'i, Goethe'yi yaratmayanın Thomas Mann'ı olmaz. Bu parçada numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? A) I ve III D) Il ve V B) II ve III E) III ve IV C) II ve IV Diğer sayfaya geçiniz.
MI-ÖSYM SORULARI-2
onra
ettin
skin
uğu-
IŞIZ-
rzu-
den
(IV)
se-
-in-
ân-ı
lığı-/
bat-
de
V.
GS)
TEST
10
3. Doğu Karadeniz'in yaylaların mutlaka görün. Kıyılarda
hiç oyalanmadan kartpostallardaki kadar güzel Ormanla-
rın üzerindeki muhtesem yaylalara çıkın. Her biri ötekin-
den farklı olan yaylaların birinden ötekine yürüyün. Ah-
şap yayla evlerinde konaklayıp yöresel yemeklerin tadına
bakın. Yamaçlarda horon tepin; vadilere çökmüş, denizi
andıran sis bulutlarına karşı tembel tembebyatın.
A) Betimleyici ögelere yer verilmiştir.
B) Karşılaştırma yapılmıştır.
G)Benzetmeden yararlanılmıştır.
D) Öneri nitelikli cümleler kullanılmıştır.
Kişileştirmeye başvurulmuştur.
E
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi Söylenemez?
(2012 - YGS)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
MI-ÖSYM SORULARI-2 onra ettin skin uğu- IŞIZ- rzu- den (IV) se- -in- ân-ı lığı-/ bat- de V. GS) TEST 10 3. Doğu Karadeniz'in yaylaların mutlaka görün. Kıyılarda hiç oyalanmadan kartpostallardaki kadar güzel Ormanla- rın üzerindeki muhtesem yaylalara çıkın. Her biri ötekin- den farklı olan yaylaların birinden ötekine yürüyün. Ah- şap yayla evlerinde konaklayıp yöresel yemeklerin tadına bakın. Yamaçlarda horon tepin; vadilere çökmüş, denizi andıran sis bulutlarına karşı tembel tembebyatın. A) Betimleyici ögelere yer verilmiştir. B) Karşılaştırma yapılmıştır. G)Benzetmeden yararlanılmıştır. D) Öneri nitelikli cümleler kullanılmıştır. Kişileştirmeye başvurulmuştur. E Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Söylenemez? (2012 - YGS)
ir
eis
7. Pazardı. Hava kapalı ve soğuktu. Zeytin mevsimi oldu-
ğu için uzun sopaları, örme kamış sepetleriyle yerliler
zeytin çırpmaya gidiyorlardı. Kamışım omzumda, ellerim
pantolonumun ceplerinde, ıslak rüzgâra karşı yürürken
O iliklerime kadar titriyordum Her biri bir oyuncak kadar
güzel dev apartmanların aralarından rihtima indim. De-
niz kuduruyordu. Kül-renkli sular köpüre köpüre geliyor,
kayalara çarpıp gürültüyle parçalanıyordu. Islak pabuçla-
rımı denizin ulaşamayacağı bir yerde kumsala gömdüm.
Kayaların en yükseğine tırmandım. Oltama solucan tak-
tim, kurşunu bütün kuvvetimle denize fırlattım. Artık bek-
leyecektim.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
A) Betimleyici anlatımdan yararlanılmıştır. +
BAnlatımda bilinç akışı tekniğine başvurulmuştur. +
C Kahraman anlatıcının bakış açısı kullanılmıştır. +
DY Ayrıntılar, birden fazla duyudan yararlanılarak aktarıl-
mişti.
E) Anlatılanlar, kronolojik akışa uygun biçimde sunul-
muştur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ir eis 7. Pazardı. Hava kapalı ve soğuktu. Zeytin mevsimi oldu- ğu için uzun sopaları, örme kamış sepetleriyle yerliler zeytin çırpmaya gidiyorlardı. Kamışım omzumda, ellerim pantolonumun ceplerinde, ıslak rüzgâra karşı yürürken O iliklerime kadar titriyordum Her biri bir oyuncak kadar güzel dev apartmanların aralarından rihtima indim. De- niz kuduruyordu. Kül-renkli sular köpüre köpüre geliyor, kayalara çarpıp gürültüyle parçalanıyordu. Islak pabuçla- rımı denizin ulaşamayacağı bir yerde kumsala gömdüm. Kayaların en yükseğine tırmandım. Oltama solucan tak- tim, kurşunu bütün kuvvetimle denize fırlattım. Artık bek- leyecektim. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Betimleyici anlatımdan yararlanılmıştır. + BAnlatımda bilinç akışı tekniğine başvurulmuştur. + C Kahraman anlatıcının bakış açısı kullanılmıştır. + DY Ayrıntılar, birden fazla duyudan yararlanılarak aktarıl- mişti. E) Anlatılanlar, kronolojik akışa uygun biçimde sunul- muştur.
26. Halit Fahri Ozansoy'un manzum "Baykuş" piyesi
1916 yılında Darülbedayi edebî heyeti tarafından
beğenilerek Darülbedayi-i Osmanî neşriyatı
arasında yayımlanmış ve 1917 yılında sahneye
konarak oynanmıştır. Eserin beğenilmesinin
başlıca sebeplerini Darülbedayi'de oynanan ilk
telif piyes oluşu, savaşlar dolayısıyla o yıllarda
hissedilen ölüm duygusuna tekabül etmesi ve yine
o yıllarda Türk yazar ve şairlerine tesir eden
sembolist akımın esrarlı havasını geniş seyirci
kitlesine duyurmasıyla izah etmek mümkündür. Bu
sebepler dolayısıyla eser beş defa basılmış ve
defalarca temsil edilmiştir. Halit Fahri Ozansoy,
"Baykuş'un kabul edilmesini, sahneye konuş
macerasını ve uyandırdığı akişleri Şehir
Tiyatrosu'nun Ellinci Yılı-Darülbedayi Devrinin Eski
Günleri'nde adlı hatıralarında çok canlı
anektodlarla anlatır.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi
çıkarılamaz?
A) Halit Fahri Ozansoy'un "Baykuş" adlı eseri,
Darülbedayi'de oynanan ilk telif piyes eserdir.
B) Baykuş adlı eserde savaşlara paralel olarak
ölüm duygusu işlenmiştir.
C) Baykuş adlı eser, sahneye Konulmuş ve
izleyiciler tarafında beğenilmiştir.
dc
KOS
D) Baykuş adlı eser hem yazılyolarak basılmış
hem de canlandırılmıştır
E) Baykuş adlı eser, sembolist akımının etkisiyle
yazılmış ve dönemin yazarlarını etkilemiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
26. Halit Fahri Ozansoy'un manzum "Baykuş" piyesi 1916 yılında Darülbedayi edebî heyeti tarafından beğenilerek Darülbedayi-i Osmanî neşriyatı arasında yayımlanmış ve 1917 yılında sahneye konarak oynanmıştır. Eserin beğenilmesinin başlıca sebeplerini Darülbedayi'de oynanan ilk telif piyes oluşu, savaşlar dolayısıyla o yıllarda hissedilen ölüm duygusuna tekabül etmesi ve yine o yıllarda Türk yazar ve şairlerine tesir eden sembolist akımın esrarlı havasını geniş seyirci kitlesine duyurmasıyla izah etmek mümkündür. Bu sebepler dolayısıyla eser beş defa basılmış ve defalarca temsil edilmiştir. Halit Fahri Ozansoy, "Baykuş'un kabul edilmesini, sahneye konuş macerasını ve uyandırdığı akişleri Şehir Tiyatrosu'nun Ellinci Yılı-Darülbedayi Devrinin Eski Günleri'nde adlı hatıralarında çok canlı anektodlarla anlatır. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Halit Fahri Ozansoy'un "Baykuş" adlı eseri, Darülbedayi'de oynanan ilk telif piyes eserdir. B) Baykuş adlı eserde savaşlara paralel olarak ölüm duygusu işlenmiştir. C) Baykuş adlı eser, sahneye Konulmuş ve izleyiciler tarafında beğenilmiştir. dc KOS D) Baykuş adlı eser hem yazılyolarak basılmış hem de canlandırılmıştır E) Baykuş adlı eser, sembolist akımının etkisiyle yazılmış ve dönemin yazarlarını etkilemiştir.
30.
cevaplayınız.
1959'da "Türk Yurdu”nda çıkan "Köy, Köylü ve
Köy Öğretmeni" adlı yazısı üzerinde "Kaplan
Hoca'ya Göre Öğretmen ve Okul" başlıklı yazımda
geniş olarak durmuştum. Hoca bu yazıda köy ve
köylüyü yükseltmek amacıyla kurulan Köy
Enstitülerinin objektif bir değerlendirmesini ve
tenkidini yapar. Hoca'ya göre köy maddi ve
manevi yönüyle bir bütündür. Bu yüzden, sadece
okul açmak ve öğretmen göndermekle köy
meseleleri halledilemez. Peki, nasıl olur? Bunu
ancak devlet sistemli bir plan ve program takip
etmek suretiyle başarabilir. Hoca'nın bütün hayatı
boyunca üzerinde durduğu önemli bir fikri de bu
yazıda buluruz. Köylüyü bütün yönleriyle
tanımadan, onun düşüncelerini, değer verdiği
şeyleri, fikirleri, ayrıntılı bir şekilde bilmeden, onun
iç dünyasına nüfuz etmenin imkânı yoktur.
Aydınlarımız köylünün fikirlerine önem
vermedikleri için olumlu düşüncelerle başlayan
pek çok girişim olumsuz sonuçlanmıştır.
30. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden
hangisi ağır basmaktadır?
A) Betimleyici anlatım
B) Kanıtlayıcı anlatım
C) Açıklayıcı anlatım
D) Tartışmacı anlatım
E) Tanık Gösterme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
30. cevaplayınız. 1959'da "Türk Yurdu”nda çıkan "Köy, Köylü ve Köy Öğretmeni" adlı yazısı üzerinde "Kaplan Hoca'ya Göre Öğretmen ve Okul" başlıklı yazımda geniş olarak durmuştum. Hoca bu yazıda köy ve köylüyü yükseltmek amacıyla kurulan Köy Enstitülerinin objektif bir değerlendirmesini ve tenkidini yapar. Hoca'ya göre köy maddi ve manevi yönüyle bir bütündür. Bu yüzden, sadece okul açmak ve öğretmen göndermekle köy meseleleri halledilemez. Peki, nasıl olur? Bunu ancak devlet sistemli bir plan ve program takip etmek suretiyle başarabilir. Hoca'nın bütün hayatı boyunca üzerinde durduğu önemli bir fikri de bu yazıda buluruz. Köylüyü bütün yönleriyle tanımadan, onun düşüncelerini, değer verdiği şeyleri, fikirleri, ayrıntılı bir şekilde bilmeden, onun iç dünyasına nüfuz etmenin imkânı yoktur. Aydınlarımız köylünün fikirlerine önem vermedikleri için olumlu düşüncelerle başlayan pek çok girişim olumsuz sonuçlanmıştır. 30. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Betimleyici anlatım B) Kanıtlayıcı anlatım C) Açıklayıcı anlatım D) Tartışmacı anlatım E) Tanık Gösterme
i
var
na
sahip
sun?
27. (1) Fecriati Beyannamesi'nde yer alan fikirler
Ahmet Haşim'in ömür boyu bağlı kalacağı estetik
prensiplerdir. (II) Fecriati Beyannamesi'nde
edebiyatın ciddiyeti üzerinde durulmuş ve halka
anlatılması önemsenmiştir. (III) Sanatın ve
edebiyatın duyguları eğittiğinden milletin fikir
gelişimini destekleyeceğini belirtmişlerdir. (
Edebiyatı Cedide'nin edebiyata faydalı hizmetlerde
bulunduğu ancak ömrünü tamamladığını
söylemişlerdir. (V) Fecriati'nin gayesi Türk dilini ve
edebiyatını geliştirmektir. (VI) Fecriaticiler Batı'daki
benzerleriyle münasebet kuracaklarını, Türk
Edebiyatını Batı'ya, Batı'yı da Türk edebiyatına
tanıtacaklarını belirtmişlerdir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden
hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
A KİTAPÇIĞI
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
i var na sahip sun? 27. (1) Fecriati Beyannamesi'nde yer alan fikirler Ahmet Haşim'in ömür boyu bağlı kalacağı estetik prensiplerdir. (II) Fecriati Beyannamesi'nde edebiyatın ciddiyeti üzerinde durulmuş ve halka anlatılması önemsenmiştir. (III) Sanatın ve edebiyatın duyguları eğittiğinden milletin fikir gelişimini destekleyeceğini belirtmişlerdir. ( Edebiyatı Cedide'nin edebiyata faydalı hizmetlerde bulunduğu ancak ömrünü tamamladığını söylemişlerdir. (V) Fecriati'nin gayesi Türk dilini ve edebiyatını geliştirmektir. (VI) Fecriaticiler Batı'daki benzerleriyle münasebet kuracaklarını, Türk Edebiyatını Batı'ya, Batı'yı da Türk edebiyatına tanıtacaklarını belirtmişlerdir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV A KİTAPÇIĞI E) V
KIŞI ve
asi
atq
an.
2. Bir yazarın kitabını sadeleştirmeye, kelimelerini de-
ğiştirmeye hakkı var mıdır kimsenin? Kelimeleri eski
diye bir romanın adı değiştirilebilir mi? Bunu yapmayı
düşünenler, o yazarın hakkını yemiş olurlar. Bir ya-
zarın kelimeleri, onun yaşadığı dönemin aynasıdır bir
bakıma. Yalnız anlattıkları ile değil, anlatış biçimiyle
de devrinin aynasıdır. Onun özgün kelimelerini arı-
laştırdığınızda yazarın özgün üslup edasından hiçbir
eser kalmaz.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir?
end
A) Yazarlar, kimi zaman kendi yapıtlarını sadeleştir-
me yoluna giderler.
B) Beğenilen, dolayısıyla tutulan edebî eserler konu-
larını yazıldıkları dönemden alır.
C) Bütün tanınmış yazarların kendilerine özgü bir üs-
lup anlayışları vardır.
D) Yabancı kelimelerden dolayı okunamayan eserle-
rin başarılı sanatçılar tarafından sadeleştirilmesi
olağandır.
E) Edebî bir yapıtı sadeleştirmeye kalkmak yazara,
yazarın içinde bulunduğu çağa ve esere haksız-
lıktır.
8
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
KIŞI ve asi atq an. 2. Bir yazarın kitabını sadeleştirmeye, kelimelerini de- ğiştirmeye hakkı var mıdır kimsenin? Kelimeleri eski diye bir romanın adı değiştirilebilir mi? Bunu yapmayı düşünenler, o yazarın hakkını yemiş olurlar. Bir ya- zarın kelimeleri, onun yaşadığı dönemin aynasıdır bir bakıma. Yalnız anlattıkları ile değil, anlatış biçimiyle de devrinin aynasıdır. Onun özgün kelimelerini arı- laştırdığınızda yazarın özgün üslup edasından hiçbir eser kalmaz. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? end A) Yazarlar, kimi zaman kendi yapıtlarını sadeleştir- me yoluna giderler. B) Beğenilen, dolayısıyla tutulan edebî eserler konu- larını yazıldıkları dönemden alır. C) Bütün tanınmış yazarların kendilerine özgü bir üs- lup anlayışları vardır. D) Yabancı kelimelerden dolayı okunamayan eserle- rin başarılı sanatçılar tarafından sadeleştirilmesi olağandır. E) Edebî bir yapıtı sadeleştirmeye kalkmak yazara, yazarın içinde bulunduğu çağa ve esere haksız- lıktır. 8
B
TÜRKÇE TESTİ
33. İnsanlar, yerleşik hayata geçtikten sonra temel sorunlardan
biri bulunulan yerden fazla uzaklaşılamaması olmuştur. Bir
diğeri de çevredeki kaynakları hem idareli hem de en verimli
şekilde kullanmayı öğrenme mecburiyeti oldu kuşkusuz.
Bu da matematiksel problem çözme yoluna girilmesini
zorunlu kıldı. Mesela koyunlarınızı otlatmaya çıkarıp
geri getirdiğinizde onların aynı sayıda olup olmadıklarını
bilemezsiniz. Henüz sayıları geliştirmeden bir hesaplama
yapmanız gerekli ve bunu nasıl yapacaksınız? Aslında
çocuklarımızın da bugün okul öncesinde ilk öğrendiği bir
yöntemle bu başarıldı; bire bir eşleme. Yani koyunları sabah
otlatmaya çıkarırken her bir koyun için bir çakıl taşını dışarı
atmak, akşam dönüşte her bir taşı içeri atarak "dışarıda taş
kaldıysa koyun da kalmıştır" üzerine bir mantıkla çözmek.
Çok akıllıca hem de koyunların sayılarını bile bilmeden!
Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
İnsanların yerleşik hayata geçmeleriyle sorunları da
artmıştır.
Okul öncesinde matematiksel işlemlerin temeli verilir.
Yerleşik
Yerleşik hayata geçen insanlar, hayvancılıkla
uğraşmışlardır.
D) Matematiğin gelişip sayılarla işlem yapılabilmesinin
temelinde bire bir eşleme vardır.
Yerleşik hayata geçildiğinde tesadüfler yoluyla
matematiksel işlemler bulunmuştur.
35. (1) E
Nu
tar
Re
ta
D
34. Cahit Külebi, siirlerini Adamın Biri adlı kitapta topladı.
Bu kitaptaki şiirlerin sayısı 40'ı bulmuyor. Bundan, Cahit
may!
uy
m
(1
Ö
9
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
B TÜRKÇE TESTİ 33. İnsanlar, yerleşik hayata geçtikten sonra temel sorunlardan biri bulunulan yerden fazla uzaklaşılamaması olmuştur. Bir diğeri de çevredeki kaynakları hem idareli hem de en verimli şekilde kullanmayı öğrenme mecburiyeti oldu kuşkusuz. Bu da matematiksel problem çözme yoluna girilmesini zorunlu kıldı. Mesela koyunlarınızı otlatmaya çıkarıp geri getirdiğinizde onların aynı sayıda olup olmadıklarını bilemezsiniz. Henüz sayıları geliştirmeden bir hesaplama yapmanız gerekli ve bunu nasıl yapacaksınız? Aslında çocuklarımızın da bugün okul öncesinde ilk öğrendiği bir yöntemle bu başarıldı; bire bir eşleme. Yani koyunları sabah otlatmaya çıkarırken her bir koyun için bir çakıl taşını dışarı atmak, akşam dönüşte her bir taşı içeri atarak "dışarıda taş kaldıysa koyun da kalmıştır" üzerine bir mantıkla çözmek. Çok akıllıca hem de koyunların sayılarını bile bilmeden! Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir? İnsanların yerleşik hayata geçmeleriyle sorunları da artmıştır. Okul öncesinde matematiksel işlemlerin temeli verilir. Yerleşik Yerleşik hayata geçen insanlar, hayvancılıkla uğraşmışlardır. D) Matematiğin gelişip sayılarla işlem yapılabilmesinin temelinde bire bir eşleme vardır. Yerleşik hayata geçildiğinde tesadüfler yoluyla matematiksel işlemler bulunmuştur. 35. (1) E Nu tar Re ta D 34. Cahit Külebi, siirlerini Adamın Biri adlı kitapta topladı. Bu kitaptaki şiirlerin sayısı 40'ı bulmuyor. Bundan, Cahit may! uy m (1 Ö 9