Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

Başlığa baktığımızda hem konuyu hem de ana
düşünceyi bulmalıyız.
241
1. Gurbet, birçok kimse için anneden babadan ayrı
kalmaktır. Bazıları için doğup büyüdüğü yerden,
bazıları için de dostlardan, ahbaplardan ayrı...
kalmaktır. Kimi için Rize'de otururken Ankara'da
okumak gurbettir. Kimi için başka şehre gitmek
gurbettir. Kimine askerlik gurbettir ama gurbet
hüzündür, özlemdir, gözyaşıdır, sılaya hasrettir.
Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?
A Gurbetin insana hüzün verdiği
B) Gurbet kavramının kişilere göre değiştiği
C) Gurbetin kişiyi yalnızlığa ittiği
D) Gurbette yaşamanın zor olduğuna
E) Herkesin bir gün gurbete çıkacağına
Eğirdir, göller yöresinde bir göl güzelidir. Ortasına
doğru, birbirine bağlı iki kardeş ada, pırpırlı mavi
ipek örtülü bir masaya bırakılmış elma dolu iki sepet
gibi dururlar. Rüzgârın, güneşin ve bulutların birlikte
görevde olduğu bir gün, Eğirdir Gölü'ne bakan bir
tepeye oturup peynir ekmeğini torbasından çıkaran
bir yolcu, karnını doyurana kadar, "mavi bir kartpostal
gösterisi" seyredecektir. Mavinin nasıl koyulaşıp
açıldığını, nasıl kendini yeşile çevirmeye çalıştığını,
eşilin nasıl kendinden geçip mavileştiğini şaşkınlıkla
görecektir. Sular, üzerinde sürekli.mavili yeşilli boyalar
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Başlığa baktığımızda hem konuyu hem de ana düşünceyi bulmalıyız. 241 1. Gurbet, birçok kimse için anneden babadan ayrı kalmaktır. Bazıları için doğup büyüdüğü yerden, bazıları için de dostlardan, ahbaplardan ayrı... kalmaktır. Kimi için Rize'de otururken Ankara'da okumak gurbettir. Kimi için başka şehre gitmek gurbettir. Kimine askerlik gurbettir ama gurbet hüzündür, özlemdir, gözyaşıdır, sılaya hasrettir. Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir? A Gurbetin insana hüzün verdiği B) Gurbet kavramının kişilere göre değiştiği C) Gurbetin kişiyi yalnızlığa ittiği D) Gurbette yaşamanın zor olduğuna E) Herkesin bir gün gurbete çıkacağına Eğirdir, göller yöresinde bir göl güzelidir. Ortasına doğru, birbirine bağlı iki kardeş ada, pırpırlı mavi ipek örtülü bir masaya bırakılmış elma dolu iki sepet gibi dururlar. Rüzgârın, güneşin ve bulutların birlikte görevde olduğu bir gün, Eğirdir Gölü'ne bakan bir tepeye oturup peynir ekmeğini torbasından çıkaran bir yolcu, karnını doyurana kadar, "mavi bir kartpostal gösterisi" seyredecektir. Mavinin nasıl koyulaşıp açıldığını, nasıl kendini yeşile çevirmeye çalıştığını, eşilin nasıl kendinden geçip mavileştiğini şaşkınlıkla görecektir. Sular, üzerinde sürekli.mavili yeşilli boyalar
yla aktarılmıştır.
D) Öyküleyici anlatım özelliklerinden yararlanılmıştır.
Ayrıntılar birden fazla duyu organıyla sunulmuştur.
HOCALARA
2. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Norveç ve İtalya'da
çocuklardaki diş çürümesinde belirgin bir azalma
gözlenmiştir. Buna karşılık, savaş yıllarındaki
yetersiz beslenme sonucu iskorbüt ve beriberi
gibi hastalıklarda bir artış kaydedilmiştir. Savaşın
bitimiyle, Norveç ve İtalya'ya yapılan dış yardımlar
sayesinde lüks sayılabilecek şeker, çikolata ve
nişastalı besinlerin tüketimi savaş öncesindeki düzeye
ulaşınca, diş çürüğü oldukça yaygınlaşmış ve bugün
birçok Avrupa ülkesinde belli başlı hastalıklardan biri
hâline gelmiştir.
Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakilerden
hangilerine başvurulmuştur?
A) Betimleme, Tanımlama
B) Tartışma, Açıklama
e) Açıklama, Karşılaştırma
D) Tanık gösterme, Tartışma
EX Açıklama, Örneklendirme
GÜNCEL ANLATIM VİDEOLARI
HOCALARA GELDİK KANALINDA
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
yla aktarılmıştır. D) Öyküleyici anlatım özelliklerinden yararlanılmıştır. Ayrıntılar birden fazla duyu organıyla sunulmuştur. HOCALARA 2. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Norveç ve İtalya'da çocuklardaki diş çürümesinde belirgin bir azalma gözlenmiştir. Buna karşılık, savaş yıllarındaki yetersiz beslenme sonucu iskorbüt ve beriberi gibi hastalıklarda bir artış kaydedilmiştir. Savaşın bitimiyle, Norveç ve İtalya'ya yapılan dış yardımlar sayesinde lüks sayılabilecek şeker, çikolata ve nişastalı besinlerin tüketimi savaş öncesindeki düzeye ulaşınca, diş çürüğü oldukça yaygınlaşmış ve bugün birçok Avrupa ülkesinde belli başlı hastalıklardan biri hâline gelmiştir. Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur? A) Betimleme, Tanımlama B) Tartışma, Açıklama e) Açıklama, Karşılaştırma D) Tanık gösterme, Tartışma EX Açıklama, Örneklendirme GÜNCEL ANLATIM VİDEOLARI HOCALARA GELDİK KANALINDA
n
1.C 2C 3.E 4.8 5.E 6.D 7.8 80
7. Kent merkezine on beş dakika uzaklıkta olan
mutluluktan kuş olup uçmak isteyenler için de birebir.
kayak merkezi, sadece kaymaya gelenlere değil,
Dört arkadaş mızmızcı minibüse doluştuğumuzda,
hayalimizde pamuk kadar yumuşak, rüya gibi
bembeyaz, kardan bir kumsalda oyun oynamak yardı;
yanımızda ise birinci derece ikmal malzememiz,
annemin zeytinyağlı yaprak sarmaları! Çekme
halatımızı, takozumuzu, zincirimizi, battaniye ve
uyku tulumlarımızı minibüse koyup koca bir termos
dolusu kahvemizi de unutmadık. Artık dadaşlar diyari
Erzurum'un Palandöken'ine gitmeye hazırdık.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Gözlem gücünden yararlanılmıştır.
B) Nükteli bir dil kullanılmaya çalışılmıştır.
C) Birden çok duyuyla ilgili ayrıntılara yer verilmiştir.
D) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
E) Doğa devinim içinde yansıtılmıştır.
Paras
1.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
n 1.C 2C 3.E 4.8 5.E 6.D 7.8 80 7. Kent merkezine on beş dakika uzaklıkta olan mutluluktan kuş olup uçmak isteyenler için de birebir. kayak merkezi, sadece kaymaya gelenlere değil, Dört arkadaş mızmızcı minibüse doluştuğumuzda, hayalimizde pamuk kadar yumuşak, rüya gibi bembeyaz, kardan bir kumsalda oyun oynamak yardı; yanımızda ise birinci derece ikmal malzememiz, annemin zeytinyağlı yaprak sarmaları! Çekme halatımızı, takozumuzu, zincirimizi, battaniye ve uyku tulumlarımızı minibüse koyup koca bir termos dolusu kahvemizi de unutmadık. Artık dadaşlar diyari Erzurum'un Palandöken'ine gitmeye hazırdık. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Gözlem gücünden yararlanılmıştır. B) Nükteli bir dil kullanılmaya çalışılmıştır. C) Birden çok duyuyla ilgili ayrıntılara yer verilmiştir. D) Kişileştirmeye başvurulmuştur. E) Doğa devinim içinde yansıtılmıştır. Paras 1.
7. 1. Müze içerisindeki tezgâhlarda modern ve
klasik halılar sipariş üzerine dokunuyor.
II. Azerbaycan'ın Gence şehri kültürel
zenginlikleri, doğal güzellikleri ve zümrüt
rengi topraklarıyla benim gibi kâşif ruhlu
konuklarını bekliyor.
III. Değeri binlerce dolari bulan el yapımı bu
halılar, üzerlerindeki figürlerin hikâyeleri
anlatılarak yeni sahibine teslim ediliyor.
IV. Benim ilk olarak XII. yüzyılda
Azerbaycan'da bilinen ilk kadın müzisyen,
besteci ve şair olan Mehseti Gencevi'nin
adını taşıyan sanat müzesi ilgimi çekiyor.
V. Sadece geometrik desenler değil, dokuma
ustasının kendi hikâyesini anlatmak için sol
alttan sağ üste okunacak şekilde figürler de
dokuduğu halılar bunlar.
Numaralanmış cümlelerle anlam bütünlüğü
olan bir paragraf oluşturulsa baştan üçüncü
cümle hangisi olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. 1. Müze içerisindeki tezgâhlarda modern ve klasik halılar sipariş üzerine dokunuyor. II. Azerbaycan'ın Gence şehri kültürel zenginlikleri, doğal güzellikleri ve zümrüt rengi topraklarıyla benim gibi kâşif ruhlu konuklarını bekliyor. III. Değeri binlerce dolari bulan el yapımı bu halılar, üzerlerindeki figürlerin hikâyeleri anlatılarak yeni sahibine teslim ediliyor. IV. Benim ilk olarak XII. yüzyılda Azerbaycan'da bilinen ilk kadın müzisyen, besteci ve şair olan Mehseti Gencevi'nin adını taşıyan sanat müzesi ilgimi çekiyor. V. Sadece geometrik desenler değil, dokuma ustasının kendi hikâyesini anlatmak için sol alttan sağ üste okunacak şekilde figürler de dokuduğu halılar bunlar. Numaralanmış cümlelerle anlam bütünlüğü olan bir paragraf oluşturulsa baştan üçüncü cümle hangisi olur? A) I B) II C) III D) IV E) V
Konsantrasyon Anlam Bilgisi
5. "Mıhlama" nedir diye soran delikanlıya şaşırıyorum.
Bu lezzetli yiyecekten habersizmiş! Bu durumu fark
eden muhtar hemen duruma el koyuyor. Muhtarın
ikramı mıhlama Rize'nin meşhur bir yemeği. Sarı
tereyağını bakır tavada eritip içerisine mısır unu
konuyor. Biraz suyla pişirip bir çeşit taze kaşara
benzeyen ve "koloti peyniri" veya "köy peyniri" diye
bilinen bir peynir doğranıyor. Üç beş dakika piştikten
sonra ekmek banarak mıhlamayı yiyorsunuz.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
ağır basmaktadır?
AY Betimleme
B) Tanık gösterme
C) Örneklendirme
D) Alıntı yapma
E) Açıklama
7.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Konsantrasyon Anlam Bilgisi 5. "Mıhlama" nedir diye soran delikanlıya şaşırıyorum. Bu lezzetli yiyecekten habersizmiş! Bu durumu fark eden muhtar hemen duruma el koyuyor. Muhtarın ikramı mıhlama Rize'nin meşhur bir yemeği. Sarı tereyağını bakır tavada eritip içerisine mısır unu konuyor. Biraz suyla pişirip bir çeşit taze kaşara benzeyen ve "koloti peyniri" veya "köy peyniri" diye bilinen bir peynir doğranıyor. Üç beş dakika piştikten sonra ekmek banarak mıhlamayı yiyorsunuz. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? AY Betimleme B) Tanık gösterme C) Örneklendirme D) Alıntı yapma E) Açıklama 7.
11. "Ben okurluk yolculuğunda, okurun kendisini başka kitaplara
ya da eserlere yönlendiren, bağlayan kitapları önemserim."
diyen bir yazarın eserlerinde
1. Bir ressamın odak noktası olduğu romanda minyatür
sanatçısı Levni'den söz etme
II. Duygusal ağırlıklı bir öyküde, kahramanı hayalde
canlandırarak okuru anlatının içinde tutma
III. Geçmişin canlandırıldığı bir tiyatro sahnesinde taş
plakta çalan şarkının adını kullanma
özelliklerinden hangilerine rastlanır?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) II ve III
C) I ve III
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. "Ben okurluk yolculuğunda, okurun kendisini başka kitaplara ya da eserlere yönlendiren, bağlayan kitapları önemserim." diyen bir yazarın eserlerinde 1. Bir ressamın odak noktası olduğu romanda minyatür sanatçısı Levni'den söz etme II. Duygusal ağırlıklı bir öyküde, kahramanı hayalde canlandırarak okuru anlatının içinde tutma III. Geçmişin canlandırıldığı bir tiyatro sahnesinde taş plakta çalan şarkının adını kullanma özelliklerinden hangilerine rastlanır? A) Yalnız I B) Yalnız II D) II ve III C) I ve III E) I, II ve III
Öyküleme ile betimleme bir arada verildiğinde
baksın olan konu öykülemedir.
1. Sonbaharın bu son günlerinde havanın soğuk
olmasına aldırmayan genç adam, camlardan birini
açıp dışarı baktı. İç içe geçmiş sokaklarda insanların
kaynadığı bu kalabalık mahallede birden kararan
güne şaşırmıştı. Depreşen atlarına hırpalayan
arabacılar, kaldırımlarda birbirine çarparak
geçen insanlar, mağazalardan akan tezgâhtar ve
müşteriler onu şaşırtıyordu. Çünkü her ne kadar
bu şehrin daha temiz olmasını umuyorsa da
kesinlikle bu koşuşturmacayı beklemiyor, buranın
gözü pek adamların iştahına açık bir yer olduğunu
duyumsuyordu.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Gözlemlere yer verilmiştir.
B) Nitelik bildiren sözcükler kullanılmıştır.
Olaylar kahraman bakış açısıyla aktarılmıştır.
D) Öyküleyici anlatım özelliklerinden yararlanılmıştır.
Ayrıntılar birden fazla duyu organıyla sunulmuştur.
HOCALARA GELDİK
2. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Norveç ve İtalya'da
çocuklardaki diş çürümesinde belirgin bir azalma
gözlenmiştir. Buna karşılık, savaş yıllarındaki
yetersiz beslenme sonucu iskorbüt ve beriberi
gibi hastalıklarda bir artış kaydedilmiştir. Savaşın
bitimiyle, Norveç ve İtalya'ya yapılan dış yardımlar
sayesinde lüks sayılabilecek şeker, çikolata ve
nişastalı besinlerin tüketimi savaş öncesindeki düzeye
ulaşınca, diş çürüğü oldukça yaygınlaşmış ve bugün
birçok Avrupa ülkesinde belli başlı hastalıklardan biri
hallo
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Öyküleme ile betimleme bir arada verildiğinde baksın olan konu öykülemedir. 1. Sonbaharın bu son günlerinde havanın soğuk olmasına aldırmayan genç adam, camlardan birini açıp dışarı baktı. İç içe geçmiş sokaklarda insanların kaynadığı bu kalabalık mahallede birden kararan güne şaşırmıştı. Depreşen atlarına hırpalayan arabacılar, kaldırımlarda birbirine çarparak geçen insanlar, mağazalardan akan tezgâhtar ve müşteriler onu şaşırtıyordu. Çünkü her ne kadar bu şehrin daha temiz olmasını umuyorsa da kesinlikle bu koşuşturmacayı beklemiyor, buranın gözü pek adamların iştahına açık bir yer olduğunu duyumsuyordu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Gözlemlere yer verilmiştir. B) Nitelik bildiren sözcükler kullanılmıştır. Olaylar kahraman bakış açısıyla aktarılmıştır. D) Öyküleyici anlatım özelliklerinden yararlanılmıştır. Ayrıntılar birden fazla duyu organıyla sunulmuştur. HOCALARA GELDİK 2. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Norveç ve İtalya'da çocuklardaki diş çürümesinde belirgin bir azalma gözlenmiştir. Buna karşılık, savaş yıllarındaki yetersiz beslenme sonucu iskorbüt ve beriberi gibi hastalıklarda bir artış kaydedilmiştir. Savaşın bitimiyle, Norveç ve İtalya'ya yapılan dış yardımlar sayesinde lüks sayılabilecek şeker, çikolata ve nişastalı besinlerin tüketimi savaş öncesindeki düzeye ulaşınca, diş çürüğü oldukça yaygınlaşmış ve bugün birçok Avrupa ülkesinde belli başlı hastalıklardan biri hallo
HOCALARA GELDİK
Tanımlamadan
D) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
E) Terim anlamlı sözcükler kullanılmıştır.
8.
Ne kadar çok sözcük ile konuşuyorsan o kadar
güçlüsün demektir. Dilimizin sınırları, bildiğimiz
484
sözcüklerle ölçülür çünkü. Bilim, ne kadar etkilidir ki
tek başına? O, duygu denizinden fışkıran hazineyle
beslenmek zorundadır daima. Düşünce dünyamızın
yapı taşlarının adedi ne kadardır peki? Oktay
Sinanoğlu, 102 binden fazla sözcükten bahsediyor
Türkçe için. Türk Dil Kurumu uzmanları da destekliy
kendisini. Peki, bu sözcüklerin kaçıyla konuşuyoruz?
Düşünce dünyamızı yaklaşık olarak sekiz bin
sözcükle kurmuş durumdayız. Peki, sizce bu sayı
yeterli mi? 35 bin sözcükle konuşulan İngilizcede bu
sayı çok daha fazla değil miydi?
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerde
hangisi söylenemez?
A) Öykülemeye başvurulmuştur.
B) Karşılaştırma yapılmıştır.
C) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
DY Konuyla ilgili bir alıntı yapılmıştır.
E) Soru sorma yönteminden yararlanılmıştır.
23
Bu parçanın an
hangisi söylen
A) Gözlemlere
B) Nitelik bildi
Olaylar ka
D) Öyküleyic
Ayrıntılar
2. İkinci Dünya
çocuklardak
gözlenmiştin
yetersiz bes
gibi hastalık
bitimiyle, N
sayesinde
nişastalı be
ulaşınca, c
birçok Avri
haline gel
Bu parça
hangileri
A) Betim
B) Tartis
e Açık
D) Tanı
Gün
Ho
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
HOCALARA GELDİK Tanımlamadan D) Karşılaştırmaya başvurulmuştur. E) Terim anlamlı sözcükler kullanılmıştır. 8. Ne kadar çok sözcük ile konuşuyorsan o kadar güçlüsün demektir. Dilimizin sınırları, bildiğimiz 484 sözcüklerle ölçülür çünkü. Bilim, ne kadar etkilidir ki tek başına? O, duygu denizinden fışkıran hazineyle beslenmek zorundadır daima. Düşünce dünyamızın yapı taşlarının adedi ne kadardır peki? Oktay Sinanoğlu, 102 binden fazla sözcükten bahsediyor Türkçe için. Türk Dil Kurumu uzmanları da destekliy kendisini. Peki, bu sözcüklerin kaçıyla konuşuyoruz? Düşünce dünyamızı yaklaşık olarak sekiz bin sözcükle kurmuş durumdayız. Peki, sizce bu sayı yeterli mi? 35 bin sözcükle konuşulan İngilizcede bu sayı çok daha fazla değil miydi? Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerde hangisi söylenemez? A) Öykülemeye başvurulmuştur. B) Karşılaştırma yapılmıştır. C) Sayısal verilerden yararlanılmıştır. DY Konuyla ilgili bir alıntı yapılmıştır. E) Soru sorma yönteminden yararlanılmıştır. 23 Bu parçanın an hangisi söylen A) Gözlemlere B) Nitelik bildi Olaylar ka D) Öyküleyic Ayrıntılar 2. İkinci Dünya çocuklardak gözlenmiştin yetersiz bes gibi hastalık bitimiyle, N sayesinde nişastalı be ulaşınca, c birçok Avri haline gel Bu parça hangileri A) Betim B) Tartis e Açık D) Tanı Gün Ho
1.
Yavrular kış sonunda yumurtadan çıkar ve
yumurtadan çıkar çıkmaz da denize doğru göç etmeye
başlar.
II. Somon balıkları hayatlarının ilk göçlerinde içinde
bulundukları ırmakta akıntı boyunca ilerler.
III. Somon balıklarının yaz sonunda akarsulara
bıraktıkları yumurtaların kuluçka devresi suyun
sıcaklığına göre 60 ile 200 gün arasında değişir.
IV. Tehlikeleri atlatıp denize ulaşanlar denizde birkaç yıl
geçirdikten sonra iyice gelişip yeni bir göçe başlar.
A) I
V. Denize yapılan yolculukta kendilerini avlamak isteyen
büyük balıklar gibi türlü tehlikelerle karşı karşıya kalır.
Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün
oluşturulduğunda hangisi baştan dördüncü olur?
B) II
C) III
(D) IV
E) V
|| I V IV 11
8
wart
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Yavrular kış sonunda yumurtadan çıkar ve yumurtadan çıkar çıkmaz da denize doğru göç etmeye başlar. II. Somon balıkları hayatlarının ilk göçlerinde içinde bulundukları ırmakta akıntı boyunca ilerler. III. Somon balıklarının yaz sonunda akarsulara bıraktıkları yumurtaların kuluçka devresi suyun sıcaklığına göre 60 ile 200 gün arasında değişir. IV. Tehlikeleri atlatıp denize ulaşanlar denizde birkaç yıl geçirdikten sonra iyice gelişip yeni bir göçe başlar. A) I V. Denize yapılan yolculukta kendilerini avlamak isteyen büyük balıklar gibi türlü tehlikelerle karşı karşıya kalır. Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturulduğunda hangisi baştan dördüncü olur? B) II C) III (D) IV E) V || I V IV 11 8 wart
Bilinen tarihi on az 10 bin yıl öncesine, Eski Taş
Çağı'na ulaşan Ankara, tarih öncesinden günümü-
ze dek pek çok medeniyeti barındırmıştır. Hititler,
Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Galatlar, Romalılar,
Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar ve nihayet Tür-
kiye Cumhuriyeti, il topraklarını kontrolleri altında
tutmuştur. Teklosagların ve Türkiye Cumhuriyeti'nin
başkenti olan Ankara şehri ve Frigyalıların başkenti
Gordion, il sınırları içinde yer alır. Yıldırım Bayezid'in
Timurlenk'e yenik düştüğü Ankara Muharebesi Çu-
buk yakınlarında ve Kurtuluş Savaşı'nın dönüm nok-
tası olan Sakarya Muharebesi Polatlı yakınlarında
yapılmıştır.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ağır bas-
maktadır?
A) Öyküleme
C) Sezdirme
B) Abartma
D) Açıklama
E) Soyutlama
L
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Bilinen tarihi on az 10 bin yıl öncesine, Eski Taş Çağı'na ulaşan Ankara, tarih öncesinden günümü- ze dek pek çok medeniyeti barındırmıştır. Hititler, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Galatlar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar ve nihayet Tür- kiye Cumhuriyeti, il topraklarını kontrolleri altında tutmuştur. Teklosagların ve Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti olan Ankara şehri ve Frigyalıların başkenti Gordion, il sınırları içinde yer alır. Yıldırım Bayezid'in Timurlenk'e yenik düştüğü Ankara Muharebesi Çu- buk yakınlarında ve Kurtuluş Savaşı'nın dönüm nok- tası olan Sakarya Muharebesi Polatlı yakınlarında yapılmıştır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ağır bas- maktadır? A) Öyküleme C) Sezdirme B) Abartma D) Açıklama E) Soyutlama L
15. I. Yüksek profilli gazeteci ve yazarların, görsel
medyadaki ikon ve ikonaların elinden çıkan renkli
metin ve haberler, hakikat sonrası çağın ihtiyaç
duyduğu bu zaman diliminde insa edilen sanal
sistemin en önemli unsuru.
II. Başka bir deyişle "Hollywood ahlakı" ete kemiğe
bürünüyor.
III. Özellikle Internet, doğru ve yanlış bilginin ayrim.
yapmadan birleştirilerek doğruluğun göreceli bir hâle
getirildiği bir derya olarak karşımıza çıkıyor.
IV. Bu aldatmaca ve öyküler, anlatıya ihtiyaç duyan
kişinin konumuna uymayan gerçekleri değiştiren bir
kolaylaştırıcıya evriliyor.
V. Bu sinema inancının aldatmacası ve uydurma
öyküleri, hem oyuncu hem de hayran kitlesi
yaratırken iletişim araçları hakikat sonrasını
yaymada önemli görevler üstleniyor.
Numaralanmış cümlelerden hangi ikisinin yeri
değiştirilirse parçanın anlam ve anlatım akısı düzelir?
A) I. ve I
B) I. ve V.
C) II. ve IV.
D) III. ve V.
E) IV. ve V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
15. I. Yüksek profilli gazeteci ve yazarların, görsel medyadaki ikon ve ikonaların elinden çıkan renkli metin ve haberler, hakikat sonrası çağın ihtiyaç duyduğu bu zaman diliminde insa edilen sanal sistemin en önemli unsuru. II. Başka bir deyişle "Hollywood ahlakı" ete kemiğe bürünüyor. III. Özellikle Internet, doğru ve yanlış bilginin ayrim. yapmadan birleştirilerek doğruluğun göreceli bir hâle getirildiği bir derya olarak karşımıza çıkıyor. IV. Bu aldatmaca ve öyküler, anlatıya ihtiyaç duyan kişinin konumuna uymayan gerçekleri değiştiren bir kolaylaştırıcıya evriliyor. V. Bu sinema inancının aldatmacası ve uydurma öyküleri, hem oyuncu hem de hayran kitlesi yaratırken iletişim araçları hakikat sonrasını yaymada önemli görevler üstleniyor. Numaralanmış cümlelerden hangi ikisinin yeri değiştirilirse parçanın anlam ve anlatım akısı düzelir? A) I. ve I B) I. ve V. C) II. ve IV. D) III. ve V. E) IV. ve V.
ni ortaya
ve
if resim;
sından
yla aynı
ni
rak kendi
ak
ÇISI
zel
esim,
hasta
i naif
61,
Yazdığım ilk kitabın adı Topoğrafya'dır ve bu eser bilimsel
yazılarımdan oluşur. Sonra Tutunamayanlar romanını yazdım.
Edebiyatçılar, vitrinlerde ilk kitabımı gördükleri zaman çok
gülüyorlar; akademideki bazı hocalar da roman yazdığımı duyunca
acıma duygularını (buna biraz alay da karışıyor) gizlemiyorlar. Beni
bir inşaat mühendisi olarak gördükleri için şaşırıyorlar belki de.
Tutanamayanlar'ı 1968'de yazmaya başladım ve bir yılda bitirdim.
Romanın başlıca kahramanları nedense mühendistir, hem de
benim gibi inşaat mühendisi. Ve nedense, mühendis oldukları
hâlde tutunamamışlardır. Kitabı 1969'da birçok bölümünü
değiştirerek, çıkararak ya da yeni bölümler ekleyerek baştan
yazdım. 1970 TRT yarışmasına gönderdim ve başarı ödülü aldım.
Bugün, romanın kahramanlarından ayrılarak, tutunmaya
başladığımı söyleyenler var. Oysa kitabımı bastırmak için, bir yıl
kadar, teksir olarak 500 sayfaya yakın ağır bir kütleyi (kitap olarak
663 sayfa) Babiâli yokuşunda taşıyıp durdum. Bu kitabı yazmakla
inşaat mühendisleri topluluğuna ne gibi bir hizmette bulunduğumu
bilemiyorum fakat eleştirmenler topluluğunun başına oldukça büyük
bir dert açtığımı sanıyorum. Kitabı iyi ya da kötü bulduklarını
bilmiyorum fakat günlük bunca endişe içinde, sonuna kadar
okumanın zorluğunda birleştiklerini sanıyorum. Kitabın alaycı bir
dille yazıldığı ve yazarının çok karamsar olduğu söyleniyor. Ben
sanıldığı kadar karamsar değilim; sayfaları şöyle bir karıştıranların
dedikodularına kulak verilmeden okunursa romanın hakkında
başka türlü düşünüleceğine inanıyorum. Okuyucunun,
Tutunamayanlar'ı, başka romanlarımızdan oldukça farklı bulacağını
sanıyorum fakat bu işten anlayanların, romanı, ilk çalışmam olan
Topoğrafya ile karıştırmayacaklarına da inanıyorum.
39. Bu parçada sözü edilen romanla ilgili olarak
aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Eleştirmenlerin ve diğer sanatçıların farklı
değerlendirmeleriyle karşılaşmıştır.
B) Otobiyografik bir özellik taşımaktadır.
Birkaç yıl içinde evrilerek oluşmuştur.
D Hakkında alaycı değerlendirmeler yapılmıştır.
Ön
yargısız bir şekilde okunduğunda gerçek kimliği
görülebilmektedir.
40. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçadaki yazarın öne
sürdüğü düşüncelerden değildir?
A) Özeleştiri yapmaktan asla kaçınmam.
Son yazdığım eserle ilk eserim farklı özellikler
taşımaktadır.
Benim eserim özgü bir üründür.
Dinsanların zannettiğinin dışında bir kişiliğim var.
E) Tutunamayanlar adlı eserime yayınevi bulmakta
zorlandım, diyebilirim.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ni ortaya ve if resim; sından yla aynı ni rak kendi ak ÇISI zel esim, hasta i naif 61, Yazdığım ilk kitabın adı Topoğrafya'dır ve bu eser bilimsel yazılarımdan oluşur. Sonra Tutunamayanlar romanını yazdım. Edebiyatçılar, vitrinlerde ilk kitabımı gördükleri zaman çok gülüyorlar; akademideki bazı hocalar da roman yazdığımı duyunca acıma duygularını (buna biraz alay da karışıyor) gizlemiyorlar. Beni bir inşaat mühendisi olarak gördükleri için şaşırıyorlar belki de. Tutanamayanlar'ı 1968'de yazmaya başladım ve bir yılda bitirdim. Romanın başlıca kahramanları nedense mühendistir, hem de benim gibi inşaat mühendisi. Ve nedense, mühendis oldukları hâlde tutunamamışlardır. Kitabı 1969'da birçok bölümünü değiştirerek, çıkararak ya da yeni bölümler ekleyerek baştan yazdım. 1970 TRT yarışmasına gönderdim ve başarı ödülü aldım. Bugün, romanın kahramanlarından ayrılarak, tutunmaya başladığımı söyleyenler var. Oysa kitabımı bastırmak için, bir yıl kadar, teksir olarak 500 sayfaya yakın ağır bir kütleyi (kitap olarak 663 sayfa) Babiâli yokuşunda taşıyıp durdum. Bu kitabı yazmakla inşaat mühendisleri topluluğuna ne gibi bir hizmette bulunduğumu bilemiyorum fakat eleştirmenler topluluğunun başına oldukça büyük bir dert açtığımı sanıyorum. Kitabı iyi ya da kötü bulduklarını bilmiyorum fakat günlük bunca endişe içinde, sonuna kadar okumanın zorluğunda birleştiklerini sanıyorum. Kitabın alaycı bir dille yazıldığı ve yazarının çok karamsar olduğu söyleniyor. Ben sanıldığı kadar karamsar değilim; sayfaları şöyle bir karıştıranların dedikodularına kulak verilmeden okunursa romanın hakkında başka türlü düşünüleceğine inanıyorum. Okuyucunun, Tutunamayanlar'ı, başka romanlarımızdan oldukça farklı bulacağını sanıyorum fakat bu işten anlayanların, romanı, ilk çalışmam olan Topoğrafya ile karıştırmayacaklarına da inanıyorum. 39. Bu parçada sözü edilen romanla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Eleştirmenlerin ve diğer sanatçıların farklı değerlendirmeleriyle karşılaşmıştır. B) Otobiyografik bir özellik taşımaktadır. Birkaç yıl içinde evrilerek oluşmuştur. D Hakkında alaycı değerlendirmeler yapılmıştır. Ön yargısız bir şekilde okunduğunda gerçek kimliği görülebilmektedir. 40. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçadaki yazarın öne sürdüğü düşüncelerden değildir? A) Özeleştiri yapmaktan asla kaçınmam. Son yazdığım eserle ilk eserim farklı özellikler taşımaktadır. Benim eserim özgü bir üründür. Dinsanların zannettiğinin dışında bir kişiliğim var. E) Tutunamayanlar adlı eserime yayınevi bulmakta zorlandım, diyebilirim.
inci Dün-
Dırakma-
Montreux
Imasına
I) Kibirli
rsıntıları
k altüst
a çıkar-
- edebi-
ain düz-
ş cüm-
nlıştır?
-tkilen-
_dığın-
gör-
ruşu-
örnek
72
DY Kendi dönemi içerisinde zenginliğiyle ilgi çekmiştir.
E) Her kitap, üzerine yapılan değerlendirmelere göre raf-
lardaki yerini almıştır.
23. Romanın yeniliklere açık olması ve okura sürekli yeni bir bi-
çim ve yeni bir özle gülümsemesi gerekiyor. Tıkanmış ün-
lülerin, usta kabul edilen bazı yazarların, kendilerini tekrar-
lamaktan kurtulmak amacıyla, okuyucunun güvenini kötü-
ye kullanarak, dikkatini dondurarak yaptıklar kuru biçim de-
nemeleri ya da kandırmacalarıyla dolup taşıyor edebiyat
dünyası. Felsefeden edebiyata göç eden eleştirmenlerse bu
gerçeği açığa çıkaramıyorlar pek. O zaman da iş, zamanın
şaşmaz eleğine kalıyor.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A) Yeni yazılan romanların kalıcılığı yakalayamayacağı
B) Eleştirmenlerin nitelikli yapıtları görmezden geldiği
Yayımlanan yapıtların her kesimden okura seslendiği
D Roman yazarlarının çağın gereklerini dikkate almadığı
E) Yeniliği(salt biçimsel denemelerden ibaret gören yazar-
ların kalitesiz yapıtlar ortaya koyduğu
15 TYT DENEME SETİ
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
inci Dün- Dırakma- Montreux Imasına I) Kibirli rsıntıları k altüst a çıkar- - edebi- ain düz- ş cüm- nlıştır? -tkilen- _dığın- gör- ruşu- örnek 72 DY Kendi dönemi içerisinde zenginliğiyle ilgi çekmiştir. E) Her kitap, üzerine yapılan değerlendirmelere göre raf- lardaki yerini almıştır. 23. Romanın yeniliklere açık olması ve okura sürekli yeni bir bi- çim ve yeni bir özle gülümsemesi gerekiyor. Tıkanmış ün- lülerin, usta kabul edilen bazı yazarların, kendilerini tekrar- lamaktan kurtulmak amacıyla, okuyucunun güvenini kötü- ye kullanarak, dikkatini dondurarak yaptıklar kuru biçim de- nemeleri ya da kandırmacalarıyla dolup taşıyor edebiyat dünyası. Felsefeden edebiyata göç eden eleştirmenlerse bu gerçeği açığa çıkaramıyorlar pek. O zaman da iş, zamanın şaşmaz eleğine kalıyor. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? A) Yeni yazılan romanların kalıcılığı yakalayamayacağı B) Eleştirmenlerin nitelikli yapıtları görmezden geldiği Yayımlanan yapıtların her kesimden okura seslendiği D Roman yazarlarının çağın gereklerini dikkate almadığı E) Yeniliği(salt biçimsel denemelerden ibaret gören yazar- ların kalitesiz yapıtlar ortaya koyduğu 15 TYT DENEME SETİ
$. m
TYT Türkçe Denemeleri
- Sanat eserinin bir ticaret malı olarak sanatçıyı besle-
vemediği yerlerde ve çağlarda, devlet ileri gelenleri
e sanatsever kimselerin sanat adamlarını korumala-
ri, bütün uygar toplumlarin en eski gelenekleri arasın-
dadır. İ.Ö.V. yüzyılda Atinalı büyük devlet adamı
Perikles, sanat adamlarının da büyük koruyucusuy-
du. XIV. yüzyılda İtalyan edebiyatının büyük ozanı
Dante, sürgünde geçen hayatını birtakım şatolarda
misafirliklerle yürütmüş, son olarak Rovenna senyö-
rünün misafiri olmuştur. Fransa'da XVII. yüzyılda, La
Bruyere Prens, Conde'un sarayında yaşamış ve ünlü
eseri Karakterler'i orada yazmıştır.
Yazar, bu parçanın ilk cümlesinde ortaya koy-
duğu düşünceyi desteklemek için aşağıdakilerin
hangisine özellikle başvurmuştur?
A) Tanık gösterme
C) Benzetme
Q1%94
E) Tartışma
Karşılaştırma
Örnekleme
88
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
$. m TYT Türkçe Denemeleri - Sanat eserinin bir ticaret malı olarak sanatçıyı besle- vemediği yerlerde ve çağlarda, devlet ileri gelenleri e sanatsever kimselerin sanat adamlarını korumala- ri, bütün uygar toplumlarin en eski gelenekleri arasın- dadır. İ.Ö.V. yüzyılda Atinalı büyük devlet adamı Perikles, sanat adamlarının da büyük koruyucusuy- du. XIV. yüzyılda İtalyan edebiyatının büyük ozanı Dante, sürgünde geçen hayatını birtakım şatolarda misafirliklerle yürütmüş, son olarak Rovenna senyö- rünün misafiri olmuştur. Fransa'da XVII. yüzyılda, La Bruyere Prens, Conde'un sarayında yaşamış ve ünlü eseri Karakterler'i orada yazmıştır. Yazar, bu parçanın ilk cümlesinde ortaya koy- duğu düşünceyi desteklemek için aşağıdakilerin hangisine özellikle başvurmuştur? A) Tanık gösterme C) Benzetme Q1%94 E) Tartışma Karşılaştırma Örnekleme 88
şa rastla-
avul sesi
amanlar
en pör-
erin kış
orum.
iz top
abu-
abu-
bir
4
LIMIT
15. Bir şey yazarken günlerce düşünürüm. Gerçi yazı
yarım saatte yazılıyor ama o yazı için bilmem kaç
günün birikimi gerekebiliyor. Ressamın biri bir lo
kantada yemek yer. Kalkacağı sırada yanında.cüz-
danının olmadığını fark eder. Masadaki bir peçete-
ye bir şeyler çizer ve bunu yemeğin karşılığı olarak
lokanta sahibine gönderir. Fakat lokanta sahibi res-
mi kabul etmez. "Bu iki dakikalık işle yemek ücreti
karşılanır mı?" der. "Hayır !" der ressam o zaman,
"Altmış yıl artı iki dakika..." Yani diyeceğim şu ki,
www.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına uygun
olarak aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) değer kavramı, ancak ortaya konulan güzellikle
anlaşılabilir
B) sanat kimi zaman işimize yaramayabilir
C) zaman bazı şeylerin değerini daha da katlar
D) içinde bulunulan toplumun değerleri her daim
bireyin değerlerinden önce gelir
türü ne olursa olsun fikir eserleri belli bir biriki-
min ürünüdür
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
şa rastla- avul sesi amanlar en pör- erin kış orum. iz top abu- abu- bir 4 LIMIT 15. Bir şey yazarken günlerce düşünürüm. Gerçi yazı yarım saatte yazılıyor ama o yazı için bilmem kaç günün birikimi gerekebiliyor. Ressamın biri bir lo kantada yemek yer. Kalkacağı sırada yanında.cüz- danının olmadığını fark eder. Masadaki bir peçete- ye bir şeyler çizer ve bunu yemeğin karşılığı olarak lokanta sahibine gönderir. Fakat lokanta sahibi res- mi kabul etmez. "Bu iki dakikalık işle yemek ücreti karşılanır mı?" der. "Hayır !" der ressam o zaman, "Altmış yıl artı iki dakika..." Yani diyeceğim şu ki, www. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına uygun olarak aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) değer kavramı, ancak ortaya konulan güzellikle anlaşılabilir B) sanat kimi zaman işimize yaramayabilir C) zaman bazı şeylerin değerini daha da katlar D) içinde bulunulan toplumun değerleri her daim bireyin değerlerinden önce gelir türü ne olursa olsun fikir eserleri belli bir biriki- min ürünüdür
30. Bilenler bilir, Osmaniye'nin Kadirli ilçesinde elinizle toprağı
biraz eşeleseniz bile mutlaka toprağın altından binlerce yıl
önceye ait bir antik taş bulursunuz. Bu durumun kıymetini
ne yazık ki oranın insanları anlayamamış ve toprağın altın-
dan çıkardıkları bu taşları ya evin ya da bahçenin duvarın-
da kullanmıştır. Hatta bir evin bahçe duvarında Hititlerden
kalma ticareti simgeleyen terazi motifinin olduğu bir taş bile
görmüştüm. Gerçi 50 yıl önce burada başlayan kazı çalış-
maları kimi önemli yapıları ortaya çıkardı. Yerleşim yerini
kuş bakışı gören 1400 yıllık kaleden günümüze bozulma-
dan kalan fazla bir şey yoktu. Üzerinde bir düğünün betim-
Hendiği mozaik, oyunların sergilendiği tiyatro geriye sağlam
kalabilmiş ender değerlerden.
Bu parçada sözü edilen tarihî bölgeyle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
A) Çalışmalar sonunda değer taşıyan kimi yapıtların orta-
ya çıkarıldığına
B) Tarihî alanlarda koruma önlemlerini artırmak gerektiği-
ne
C) Kimi bölümlerin fazlaca yıprandığına
D) Tanık olunan bir durumdan üzüntü duyulduğuna
E) Bir kalıntıda görülenlerle ilgili açıklamaya
Diğer Sayfaya Geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
30. Bilenler bilir, Osmaniye'nin Kadirli ilçesinde elinizle toprağı biraz eşeleseniz bile mutlaka toprağın altından binlerce yıl önceye ait bir antik taş bulursunuz. Bu durumun kıymetini ne yazık ki oranın insanları anlayamamış ve toprağın altın- dan çıkardıkları bu taşları ya evin ya da bahçenin duvarın- da kullanmıştır. Hatta bir evin bahçe duvarında Hititlerden kalma ticareti simgeleyen terazi motifinin olduğu bir taş bile görmüştüm. Gerçi 50 yıl önce burada başlayan kazı çalış- maları kimi önemli yapıları ortaya çıkardı. Yerleşim yerini kuş bakışı gören 1400 yıllık kaleden günümüze bozulma- dan kalan fazla bir şey yoktu. Üzerinde bir düğünün betim- Hendiği mozaik, oyunların sergilendiği tiyatro geriye sağlam kalabilmiş ender değerlerden. Bu parçada sözü edilen tarihî bölgeyle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisine yer verilmemiştir? A) Çalışmalar sonunda değer taşıyan kimi yapıtların orta- ya çıkarıldığına B) Tarihî alanlarda koruma önlemlerini artırmak gerektiği- ne C) Kimi bölümlerin fazlaca yıprandığına D) Tanık olunan bir durumdan üzüntü duyulduğuna E) Bir kalıntıda görülenlerle ilgili açıklamaya Diğer Sayfaya Geçiniz.