Anlatım Biçimleri Soruları

23. Türk İslam medeniyetinin en ilginç numuneleriyle, tabiatın insanoğluna bahşedebileceği sayısız güzelliği bünyesinde bulunduran kültür şehirlerimizden biri de Tokat'tır. Burada doğal güzelliklerle Anadolu Selçukluları ve Osmanlı kültürünü yansıtan camiler, türbeler, hamamlar, bedestenler, kervansaraylar ziyarete gelen turistleri tarihin derinliklerinde gizemli bir yolculuğa çıkarır. Topçam Dağı'nın uçsuz bucaksız yaylaları, serin mi serin havası, buz gibi suları ve eşsiz manzaralı çam ormanları yazın ortasında tadına doyum olmayan saadetler sunarken Ali Paşa Camisi'nden yükselen ezan sesi, derinlerden gelen hoş bir sedaya dönüşür. Kat kasabasının dağ yamaçlarında yerin kilometrelerce altına uzanan ve ucu bucağı tespit edilememiş Ballıca Mağarası; yurt içinden, yurt dışından binlerce ziyaretçiyi konukseverliğiyle kucaklayıp bağrına basar. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Benzetme Örnekleme E) Kişileştirme B) Betimleme D Tartışma

Bankası 9. Konuk sevmek, konuğa ikramda bulunmak, insan sev gisinin göstergelerinin başında gelir. Anadolu: yemeğini konuğuna yedirmekten, konuğunu (memnun etmekten zevk alir. Bir görevi yerine getirmiş simarum ratratigi- ni duyar. Şekerin hemen hiç bulunmadığı yillarda bir öğretmen, bir köye konuk olur. Akşam yemekten sonra evde bir telaştır başlar. Ev sahibi sandığının anahtarını bir türlü bulamamıştır. Evin her köşesi aranır taranır, anahtar yok. Sonunda sandığı kırmaya karar verirler. Sandık kırılır, öğretmen işin farkına o zaman varır. Ev sahibi kırdığı sandıktan küçük bir çıkın çıkarır, sandığın içerisinde üç şeker vardır. Evet, konuğuna şekerli bir kahve ikram etmek için sakladığı üç şeker. Anadolu'nun konukseverliği üzerine söylenecek çok söz, anlatılacak çok hikâye yardır. Mukavemet Testi - 4 . Anadolu'nun geleneksel konukseverliği üzerinde duralım isterseniz. Bu konukseveriğin kökleri tarihin derinliklerine iner. Türklerin kendi ülkelerine ve şehirlerine, köylerine, kasabalarına gelen yabancılara, gariplere, kimsesizlere, yolculara karşı öteden beri insanca. dostça davranışları vardır, kısacası konukseverlikleri çok eskidir. Bugün de Anadolu'nun birçok köy ve kasabasında, köyün ve kasa- banın ortaklaşa mali olan köy odaları, "misafirhane"ler vardır. Bir konuk geldiği zaman bu odalarda ağırlanır, yedirilir, içirilir. Karşılığında hiçbir şey beklenmez. Bu odaların giderleri, sıra ile ya o köyde oturan varlıklı aile- ler tarafından ya da köy sandığından karşılanır. Aslolan konuğu hoshut etmektir. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? T A) Ahi konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgula- Maktadırlar. B) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göster- mektedirler 10. Roman k iyi ve köt insantari ninde ol yorumla Harici à rum co Bu par 1. He rize II. Bir III. Bi OL P C) Aynı konuyu farklı bakış açısı ile değerlendirip ele almaktadırlar E D) Farklı üsluplar kullansalar da aynı konuyu farklı yönler- den ele almaktadırlar. E) Aynı konuylgili çelişkili görüşler içermektedirler. S duru A) Y 11.

L G i S R R A L 125 abonalligay 8. Öğrencilerime önce kendilerini tanımaları gerektiğini her fırsatta söyleyen biri olarak ben birikimlerimi aktarırken dedim ki "Yaşamın tekrarı yok çocuklar, yaşadıklarından pişman olmamak bir erdemdir." Bu, pek kolay bir sey olma- sa da benim verdiğim bütün önemli kararlarda kılavuzum oldu. Bu sözleri söyleyen biri, öğrencilerinden ne beklemek- tedir? A) Doğru kararlar verip uygulamalarını, kararlarından dön- memelerini B) Günübirlik yaşamalarının doğru olacağını bilmelerini C) Başarıya giden yolun doğruluktan geçtiğini bilmelerini D) Zorluklar karşısında korkmadan yaşamaları gerektiğini E) Mücadeleci olmanın bazen kişiye zarar vereceğini bil- melerini TYT TÜRKÇE SORU BANKASI

37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Deneme türünün özünde "sanatsallik" ve "esneklik" vardır ve bu nitelikler onu öteki değerlendirici türlerden düşüncelere cephe alır; eleştirici bir görev yüklenmektedir, ayırır. (II) Deneme yazarı, klişelere karşı çıkar, basmakalıp dolayısıyla sınırlı ama nitelikli bir okuyucu topluluğuna yayımlanması denemenin yalnızca el attığı konuları değil, hitap eder. (III) Gazete, dergi gibi yayın organlarında kapsamını ve biçemini de belirlemiştir. (IV) Denemeci, hemen her konuya değinir, birkaç sayfada sıra dışı bir söyleyişle derdini anlatır. (V) Ele aldığı konuyu mutlaka içten bir yaklaşımla ve kendi penceresinden ele alır. 37. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde aynı düşünce değişik sözlerle yinelenmiştir? A) I B) IL C) III D) IV E) V 39-40. soru (1) Sanat kaleme koymuş çalışma olsun a bir rom bash s (W) Be bunu (M) BC üstelil sunu da in yer y 39. Bu ka A)

225 2-4-1-5-3 15. I. oluşmaya başlayan bu destan II. 11. ve 12. yüzyıllarda III. bir coğrafyaya yayılmıştır IVe Kırgız Türkleri arasında V. kısa zamanda geniş 429 Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur? A) 1. B) II. AKILLI ADAM C) III. D) IV E)V.

kusu gin- ne- Öz 31 DENEME- 7 HR 37. Acımasızdır zaman, yerinde saydın mı bir de bakarsın geri- de kalmışsın. Geçer gider kuşaklar. Senden bir şeyler alır yeni kuşaklar, verecek değerde bir yapıt bırakmışsan. Yirmi yıl geçer aradan kimdir, diye sorarlar, kimse adını bilmez. Aklınıza gelen birkaç dizesini okursunuz beğenmezler. Beğeniler değişir durmadan. Sanatçı, çağının beğenilerine ayak uydurmalı hatta bu beğenilere yol göstermelidir. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? A Sanatçı çağına ayak uydurmalı ancak geçmişi unutma- malıdır. BY Yeni kuşaklar eski sanatçıları anlamakta güçlük çek- mektedirler. Bir sanatçının gerçek başarısını çağına ayak uydurması gösterir. D) Zamana meydan okuyan, sürekli kalıcı olan bir şair yok- tur. EX Çağına ayak uydurup çağının bir adım önünde olan sa- natçılar kalıcı olur.

4. Hatırlı bir hanımefendi, bir resim sergisi açıyor ve bası- nin önde gelen simalarını bu sergiye davet ediyor. Erte- si günü gazeteler ve dergiler onun eserlerini ----. Fakat isim yapmamış bu sanatçının sergisine ancak fakülte yıllarındaki sınıf arkadaşları katılıyor. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han- gisi getirilmelidir? A) göklere çıkarıyor C) göz ucuyla süzüyor B) diline doluyor D) ağzına alıyor E) yerden yere vuruyor

4. Yazınsal bağlamda katıksız bir özgünlükten söz edi- lemez. Her yazınsal ürünün kendinden öncekilerle içeriksel, sözel düzlemde uzaktan ya da yakından bir bağıntısı olacaktır. Carlos Fuentes, bu durumu şu cüm- lelerle belirtiyor: "Bu dünyada babasız bir kitap, öksüz bir cilt var mıdır? Başka kitapların soyundan gelmemiş bir kitap? Geleneksiz yaratım var mıdır? Öte yandan gelenek, yenilenmeksizin varlığını sürdürebilir mi? Yıl- lar boyu yaşamış öyküler yeni ürünlerle yeniden yeşer- tilmeksizin kalıcı kılınabilir mi?" Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) Kişileştirme vardır. B) Açıklama yapılmıştır. C) Tanımlamaya başvurulmuştur. D) Serularla anlatıma doğallık kazandırılmıştır. Ft Atintiva yer verilmiştir. Y

0) Eger böyle olursa bağımsız denetçiler ve diğer meslek mensuplan arasında daha ileri düzeye çıkma agandan bir rekabetin yaşanmasını sağlayabiliriz. (80 Böyle bir rekabet bir şekilde oluşturulmazsa ve serbest piyasa kendini sürekli geliştiren kişinin resmi olarak tescillendiği bir tür markadan uzak kalırsa gelişen ve değişen dünyada sadece izleyen konumunda olmama igen bile değildir. Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ruhsat simavi mesleğe başlamak için gerekli olan standardi temail ederken mesleğin kendisi, daha derin ve çağdaş bilgi ve birkime ulaşmanın bir gereği olarak bilgi din sembolü olmalid (W) Bilgi tazeliğinin de üst düzey birikim sahibi olunduğunun objektif delili olabilecek sınavlarla elemesi gereki &Yandanuman cümlelerle anlamli bir bütün oluşturulursa baştan ikinci cümle hangisi olur? DINV CHI Meri

acıyla ok bi- et et- nük- gö- söz I B 20. Sırtını kapıya dayayıp çevresine baktı. Kadının bıraktığı gibi duruyordu her şey: yatağın ayakucuna doğru atıl- mış yorgan, kırışık yatak çarşafı, terlikler, sandalye, süz- gü, çay bardağı, kaşık, küçük bir tabakta beş altı şeker... Altı şeker koymuştu o gece bir çay içebilir miyim acaba demişti odaya girince. Üçlük çaydanlıkta demlemişti ça- yı, bir elinde tepsi kapıyı vurmuştu, yatağın kıyısında otu- ruyordu paltosunu çıkarmış kara kazağı iri yuvarlaklı gü- müş kolyesi... Zahmet oldu size, sonra o köye nasıl gidi- leceğini sormuştu. Öyleyse saat sekizde uyandırın beni lütfen, olağan bir şeymiş gibi, nüfus kağıdım yok, demiş- ti... Yukarıdaki parçada hangi teknik ağır basmaktadır? B) Bilinç akışı C) Diyalog A) Sahneleme D) İroni E) Geriye Dönüş

STATYT Ses üş; arklı ardır: idir. ni ve azur er. TYT/Türkçe OKRO NOTARAS O 29.) Ali Kuşçu İstanbul'un Fatih'i olan II. Mehmet Hanse zamanının önde gelen bilginlerindendir. (II) Yüzyıllar boyunca Batı dünyası onu "Asrın Batlamyus'u olarak vasıflandırdı. (III) Fakat kendisi Ali Kuşçu ismiyle şöhret bulmuştur. (IV) Asıl ismi Alâeddin Ali'dir. (V) Bunun sebebi, babasının Maveraünnehir bölgesi hükümdarı olan Uluğ and Bey'in av kuşlarının yetiştiricisi olmasıdır. (VI) Yani Ali Kuşçu'nun babası, Uluğ Bey'in Doğanbaşısı olduğu için oğlu Ali, babasının bu işine nispeten "Kuşçu" sıfatıyla anılmıştır. (VII) Küçük yaşta ilim hayatına başlayan Ali Kuşçu, bu bölgede Uluğ Bey'in meydana getirdiği ilim çevresinde büyümüştür. (VIII) Aklî ve naklî ilimleri bir arada tahsil etmiştir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? 10 A) Parça, VII. cümleden itibaren iki paragrafa ayrılabilir. VIII. cümle, VI. cümleden hemen önce gelmelidir. enpy C) VI. cümle, V. cümlenin açıklamasıdır. uprux (0 D) I. cümle, parçanın ilk cümlesi olmaya uygundur. III. ve IV. cümle karşılıklı yer değiştirmelidir. ( E) 132 420087 SA ilgimidste10 heheee doğal dengesini bozm 30. Te a k

ki a e ya e K, ak mi gu A) Sevgi, en büyük ödüldür. B) Sevgi, mutluluğun kaynağıdır. C) Sevgi, yaşamın aynasıdır. D) Sevgi, insanın tek dayanağıdır. E) Sevgi, sevgiyi doğurur. 35. Gençlik edebiyatının bazı kriterlerinin olması gerektiğini düşünüyorum. Gençlik edebiyatı, sadece genç karakterlerden, serüvenlerden, iki gencin aşkından ibaret olmamalı. Gence bir şeyler vermeli, onu hayat yoluna hazırlamalı, ona destek olmalı ama bunu eğlendirerek yapmalı. İşte bu tür hayatla ilgili bilgileri en etkin biçimde, karşılarına iyi rol modelleri koyarak iletebileceğimi gördüm. Eleştirel ve yasaklayıcı tavırla, kötü örneklerle değil, iyi örnekler sunarak onları hayata hazırlayabiliriz diye düşünüyorum. Birikimimizi, yaşadıklarımızı eşitlikçi örnekler aracılığıyla önlerine koyduğumuzda, olayları daha bir görebiliyor, kavrayabiliyor. Böylece hayata bizlerden birkaç adım önde başlayabiliyorlar ve en önemlisi gençlere, çocuklara sorgulayarak düşünmeyi öğretmeliyiz, diye düşünüyorum. Sorgulayarak düşünmeyi öğrendikleri takdirde, pek çok sorunu daha net biçimde göreceklerdir. Bu parçada gençlik edebiyatına yönelik aşağıdaki önerilerin hangisinde bulunulmamıştır? A) Analiz ve sentez zorluklarından uzak tutma B) Demokratik kriterlere uyma C) Rol modeller aracılığı ile anlatma D) Bilgi vermenin ötesinde yaşama katkı sağlamayı amaçlama E) Olumlu pekiştireçleri kullanma Diğer sayfaya geçiniz.

Küçük istavrit yiyecek bir şey sanıp hızla atıldı çapariye, önce sert bir acı duydu dudağında, gümbür gümbür oldu yüreği, sonra hızla çekildi yukarıya. Aslında hep merak etmişti denizlerin üstünü. Neye benzerdi acaba gökyüzü? Bir yanda büyük bir merak, bir yanda ölüm korkusu ... "Dudağı yarıklar" denir, şanslıdır onlar. Hani görüp de gökyüzünü, insanı, oltadan son anda kurtulanlar. Ne çare balıkçının parmakları hoyratça kavradı onu, küçük istavrit anladı yolun sonunu. Oysa şimdi yüzerken küçücük yeşil leğende, ansızın uzanıvermiş dostlarına değiyordu minik yüzgeci. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Kişileştirme B) Örnekleme C) Öyküleme D) Yineleme E) Duyular arası aktarma

görevinde değildir? A₁ B) II e) III sözcüklerden hangisi fiilimsi SD YAYINLARI D) IV EV 17. Bazı düşünürler, yazıyı en önemli gelişme olarak kaydederler. Bazıları ise her şeyi kâğıda bağlarlar. Yazının keşfinden sonra insanlar, üzerine yazı yazmak için çok farklı malzemeler kullandı. Ancak yazının 5000 yılı aşkın geçmişinde kâğıdın çok önemli bir yeri var. Fransız sanatçı Andre Breton "Şimdi benimle bir fincan kahve içiyorsanız, ayağınızda deri bir ayakkabı varsa bunu kâğıda borçlusunuz." demesinde olduğu gibi kâğıt, medeniyet ve kültürün asi çocuğu olan teknolojinin isim babası değil midir? Kâğıdın 105 yılında Çin'de keşfedildiği biliniyor ancak elde edilen son bulgular kâğıdın icadının yaklaşık 200 yıl daha eski olabileceğini gösteriyor. Kâğıt yapımının ilk aşamasında dut ağacının kabukları suda bekletilip tahta bir tokmakla dövülerek hamur hâline getiriliyordu. Daha sonra bu mur düz bir yüzey üzerine dökülerek kurutuluyordu. Kâğıt 8. yüzyıldan itibaren İslam dünyasında ve 11. yüzyıldan itibaren ise Avrupa'da baş tacı edilmeye başlandı. Kâğıdın sözünün tam anlamıyla dinlenmesi ise yaşadığımız zamana aittir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Farklı düşünceleri ardı ardına verme B) Anlamca kesinlik bildiren cümleler kullanma e) Örneklemeden yararlanma D) Kavramlara, insana özgü nitelikler yükleme E Alıntıyla düşünceyi pekiştirme 7 19.

7. I. Klasik cebir, aritmetik yöntemleri simgelerle gös- terilen değişik niceliklere uygulayarak genelleşti- rir ve genişletir. II. Klasik cebirin aksiyomlarından farklı aksiyomları temel alan yeni cebir türleri de oluşturulabilir. III. Klasik cebirin yanı sıra soyut matematiksel yapı- ları konu alan modern cebir vardır. IV. Matematiğin en temel dalı cebirdir çünkü en ba- sit aritmetik işlemlerden en karmaşık diferansiyel ve integral hesaplarına kadar matematiğin bütün öteki dallarında uygulanan genel kuralların belir- lenmesinde cebir kullanılır. V. Klasik cebir aritmetik yöntemlerden hareket eder, onları genelleştirir ve genişletir. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V

5. 1. Bütçe, gelirin giderler arasında akıllıca bölüştürül- mesine yardımcı olur. II. Belirlenmiş bir dönemdeki gelirin nasıl harcana- cağının, çeşitli gereksinimlerin öncelikleri dikkate alınarak önceden planlanmasına bütçe yapmak, yapılan bu plana da bütçe denir. III. Bir aile bütçesi yapılırken aylık ya da yıllık gelir temel alınarak giderler buna göre belirlenir. IV. Şirketler için de bütçe büyük önem taşır. V. Bu anlamıyla bir devlet ya da şirket bütçesinden söz edilebileceği gibi bir kişinin ya da ailenin büt- çesinden de söz edilebilir. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V