Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

13. Bir sanat yapıtında biçim ve içerik birbirlerini ta-
mamlamalıdır. Biri diğerinin önüne geçerse eserin
yapısı bozulur dağılır. Eserin dış yapısı, iç yapısıy-
la ilgili ipuçları vermelidir. Her konunun, kendini an-
lattıracak üsluba ihtiyacı vardır. Belirlenen tek bir
üslupla tüm konular anlatılamaz. Biçim içeriğin da-
ha net anlaşılması, konunun okuyucuya ulaşması
için tek ve en önemli araçtır.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla-
maz?
A) Bir eserin dış yapısına bakarak konusu hakkın-
da fikir sahibi olabiliriz.
B) Konu seçiminde tekrara düşen yazarların, üs-
lupta özgünlüğü yakalaması gerekmektedir.
C) Okuyucunun içeriğe hâkim olması için anlatım
önemli bir araçtır.
DY Seçilen zayıf bir konu, ne kadar mükemmel an-
latılırsa anlatılsın başarılı sayılmayacaktır.
E) Üslup konuya göre belirlenir bu yüzden her ko-
nuda farklı bir tarz benimsenmelidir.
1-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
13. Bir sanat yapıtında biçim ve içerik birbirlerini ta- mamlamalıdır. Biri diğerinin önüne geçerse eserin yapısı bozulur dağılır. Eserin dış yapısı, iç yapısıy- la ilgili ipuçları vermelidir. Her konunun, kendini an- lattıracak üsluba ihtiyacı vardır. Belirlenen tek bir üslupla tüm konular anlatılamaz. Biçim içeriğin da- ha net anlaşılması, konunun okuyucuya ulaşması için tek ve en önemli araçtır. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla- maz? A) Bir eserin dış yapısına bakarak konusu hakkın- da fikir sahibi olabiliriz. B) Konu seçiminde tekrara düşen yazarların, üs- lupta özgünlüğü yakalaması gerekmektedir. C) Okuyucunun içeriğe hâkim olması için anlatım önemli bir araçtır. DY Seçilen zayıf bir konu, ne kadar mükemmel an- latılırsa anlatılsın başarılı sayılmayacaktır. E) Üslup konuya göre belirlenir bu yüzden her ko- nuda farklı bir tarz benimsenmelidir. 1-
KPSS GENEL YETENEK-GENEL KOLTUR MODULER
14. Romanın anlatımında birinci tekil kişi kullanılıyor.
Kimi yerde okura seslenerek okuru metne yabancı-
laştıran yazar, bunu bilinçli yaptığını söylüyor. Ne-
den olarak da okurun esere dalıp gitmesini isterne-
diğini, bilincini koruması gerektiğini söylüyor. Aynı
zamanda yer yer kullandığı argo sözcüklerle hem
mizahı yakalıyor hem de arka sokak kültürünü ve-
riyor. Bu şekilde içeriğin acı dolu olmasını hafifletip
okuyucuya nefes alma zamanı tanıyor.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
A Romanın ana kahramanı, eserin anlatıcısı ola-
rak karşımıza çıkıyor.
B) Yazar güldürücü ögeleri yakalayabilmek için
argo sözcükler kullanıyor/
C) Eserin kimi yerinde yazarın sesini duyabiliyo-
ruz.
D) Okuyucusunun esere kendisini kaptırmasını is-
temeyen yazar, bunun için önlemler alıyor.
E) Kendisini anlayabilecek bilinçli bir okur toplulu-
ğuna seslenmeyi tercih ediyor.
16.
Y
I
E
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
KPSS GENEL YETENEK-GENEL KOLTUR MODULER 14. Romanın anlatımında birinci tekil kişi kullanılıyor. Kimi yerde okura seslenerek okuru metne yabancı- laştıran yazar, bunu bilinçli yaptığını söylüyor. Ne- den olarak da okurun esere dalıp gitmesini isterne- diğini, bilincini koruması gerektiğini söylüyor. Aynı zamanda yer yer kullandığı argo sözcüklerle hem mizahı yakalıyor hem de arka sokak kültürünü ve- riyor. Bu şekilde içeriğin acı dolu olmasını hafifletip okuyucuya nefes alma zamanı tanıyor. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A Romanın ana kahramanı, eserin anlatıcısı ola- rak karşımıza çıkıyor. B) Yazar güldürücü ögeleri yakalayabilmek için argo sözcükler kullanıyor/ C) Eserin kimi yerinde yazarın sesini duyabiliyo- ruz. D) Okuyucusunun esere kendisini kaptırmasını is- temeyen yazar, bunun için önlemler alıyor. E) Kendisini anlayabilecek bilinçli bir okur toplulu- ğuna seslenmeyi tercih ediyor. 16. Y I E
9
8.
Edebiyat, ortaya çıktığı ilk dönemlerde güzellik
yaratmak ve coşku uyandırmak amacı taşıyordu.
Zamanla bu görüş değişti. Topluma ulaşma, birey-
lerin hayata dair söylemlerini oluşturma kaygısı
başladı edebiyatımızda Bu yüzden de toplumu ilgi-
lendiren, onların hayatlarından parçaları içeren ko-
nular seçilmeye başlandı. Tüm bunlar olurken sa-
natın değişmez ilkesi olan güzeli anlatma, ikinci
plana düşmek zorunda kaldı.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla-
maz?
A) Edebiyatın ortaya çıktığı ilk dönemlerde belli bir
amael vardi.
B) Günümüzde eserlerin yazılma amaçları değiş-
miştir.
C) Yazarlar, zamanın getirisi olarak, toplumsal
olayları anlatan eserler ortaya koymaya başla-
mıştır.
D) Topluma ulaşma kaygısı, yazarı farklı konulara
yöneltmiştir.
E) Edebiyatımız artık eskisi kadar bireysel değil-
dir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9 8. Edebiyat, ortaya çıktığı ilk dönemlerde güzellik yaratmak ve coşku uyandırmak amacı taşıyordu. Zamanla bu görüş değişti. Topluma ulaşma, birey- lerin hayata dair söylemlerini oluşturma kaygısı başladı edebiyatımızda Bu yüzden de toplumu ilgi- lendiren, onların hayatlarından parçaları içeren ko- nular seçilmeye başlandı. Tüm bunlar olurken sa- natın değişmez ilkesi olan güzeli anlatma, ikinci plana düşmek zorunda kaldı. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla- maz? A) Edebiyatın ortaya çıktığı ilk dönemlerde belli bir amael vardi. B) Günümüzde eserlerin yazılma amaçları değiş- miştir. C) Yazarlar, zamanın getirisi olarak, toplumsal olayları anlatan eserler ortaya koymaya başla- mıştır. D) Topluma ulaşma kaygısı, yazarı farklı konulara yöneltmiştir. E) Edebiyatımız artık eskisi kadar bireysel değil- dir.
2.
Her edebiyat kuşağında olduğu gibi bugünkü edebiyatımızın
da elbette firesi olacaktır. Yeni yetişen genç şairlerimizin birbir-
lerini izlediklerini, yazdıklarının hep birbirine benzediğini söy-
Ama olacak bunlar; normal
leyenlere ben de katılıyorum.
karşılanmalıdır. Her yerde böyle olmuştur. Tecrübesizlikten kay-
naklanan atılganlıklar, boşlukta olmanın sonucu ortaya çıkan
sert davranışlar, bütün bunların ürünü değersiz eserlerdir.
----.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre,
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Şiire karşı ilgisiz olan yalnız toplum değil
B) Her şair kendi sesini duyurmaya çalışacaktır
C) Şiirimizin geleceği konusunda ben umutsuz değilim
D) Bir yol bulup kendini gösterenin arkasına, hemen hepsi
takılıyor
seis
Yayınlar
E) Kendi söyleyişini kurabilecek gür soluklu şairlere gereksi-
nim duyuyoruz
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Her edebiyat kuşağında olduğu gibi bugünkü edebiyatımızın da elbette firesi olacaktır. Yeni yetişen genç şairlerimizin birbir- lerini izlediklerini, yazdıklarının hep birbirine benzediğini söy- Ama olacak bunlar; normal leyenlere ben de katılıyorum. karşılanmalıdır. Her yerde böyle olmuştur. Tecrübesizlikten kay- naklanan atılganlıklar, boşlukta olmanın sonucu ortaya çıkan sert davranışlar, bütün bunların ürünü değersiz eserlerdir. ----. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Şiire karşı ilgisiz olan yalnız toplum değil B) Her şair kendi sesini duyurmaya çalışacaktır C) Şiirimizin geleceği konusunda ben umutsuz değilim D) Bir yol bulup kendini gösterenin arkasına, hemen hepsi takılıyor seis Yayınlar E) Kendi söyleyişini kurabilecek gür soluklu şairlere gereksi- nim duyuyoruz
23. Tarih boyunca, aşağı yukarı her kültürde seramik sanatının
toplumsal kimlikle hayatî bir bağı olmuştur. Yunancadan
gelen seramik sözcüğü her biçimdeki kil anlamındadır. Bu
malzemenin kalitesi sayesinde, müzelerin çoğunda, tarih bo-
yunca sanatçıların kendilerini toprakla nasıl ifade ettiklerini
görebiliriz. Seramik sanatında kullanılan teknikler, tarih ön-
cesi dönemden günümüze dek, değişmeden gelmiştir.
BUTH
Bu parçada seramikle ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisine değinilmemiştir?
A) Sanatçıların kendilerini ifade etmelerine olanak sundu-
ğuna
B) Hemen hemen her kültürde yeri olduğuna
C) Toplumsal değişmelerden etkilendiğine
D) Toplumsal yapıyı yansıttığına
E) Kullanılan tekniklerin her dönemde niteliğini koruduğu-
yed neeni (0
na
ad asent
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
23. Tarih boyunca, aşağı yukarı her kültürde seramik sanatının toplumsal kimlikle hayatî bir bağı olmuştur. Yunancadan gelen seramik sözcüğü her biçimdeki kil anlamındadır. Bu malzemenin kalitesi sayesinde, müzelerin çoğunda, tarih bo- yunca sanatçıların kendilerini toprakla nasıl ifade ettiklerini görebiliriz. Seramik sanatında kullanılan teknikler, tarih ön- cesi dönemden günümüze dek, değişmeden gelmiştir. BUTH Bu parçada seramikle ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisine değinilmemiştir? A) Sanatçıların kendilerini ifade etmelerine olanak sundu- ğuna B) Hemen hemen her kültürde yeri olduğuna C) Toplumsal değişmelerden etkilendiğine D) Toplumsal yapıyı yansıttığına E) Kullanılan tekniklerin her dönemde niteliğini koruduğu- yed neeni (0 na ad asent
2. Başka yazarların satırlarındaki düşüncelerden
yararlanma, her zaman çekinilecek bir iş değildir.
Aksine kimi zaman da kıskanılası bir eylemdir.
Örneğin usta bir yazar, özgün bir düşünceyi kendi
rayını çoktan bulmuş üslubu içinde öyle doğal ve
uyumlu kullanır ki bu yerli yerince kullanım, yazının
güzelliğini eksiltmek şöyle dursun kat kat artırır.
Bunun yanında yenilerin, daha yolun başında
başka atölyelere ait kumaşlardan giysi dikmeye
çalışması ortaya çıkan esere gönül rahatlığıyla kendi
markalarını vurmalarını engeller.
Bu parçada geçen "başka atölyelere ait kumaşlardan
giysi dikmeye çalışmak" sözüyle anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kendine ait bir söz evreni kurmaya çalışmak
B) Usta yazarların anlattıklarına kendinden bir şeyler
katmak
C) Birçok yazarın çizgisini bir metinde birleştirmek
Ünlü yazarların üslubuna özenmek
E) Başka yazarların görüşlerini yazıda kullanmak
GünceL ANLATIM VİDEOLARI
HOCALARA GELDİK KANALINDA
HOCALARA
33
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Başka yazarların satırlarındaki düşüncelerden yararlanma, her zaman çekinilecek bir iş değildir. Aksine kimi zaman da kıskanılası bir eylemdir. Örneğin usta bir yazar, özgün bir düşünceyi kendi rayını çoktan bulmuş üslubu içinde öyle doğal ve uyumlu kullanır ki bu yerli yerince kullanım, yazının güzelliğini eksiltmek şöyle dursun kat kat artırır. Bunun yanında yenilerin, daha yolun başında başka atölyelere ait kumaşlardan giysi dikmeye çalışması ortaya çıkan esere gönül rahatlığıyla kendi markalarını vurmalarını engeller. Bu parçada geçen "başka atölyelere ait kumaşlardan giysi dikmeye çalışmak" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Kendine ait bir söz evreni kurmaya çalışmak B) Usta yazarların anlattıklarına kendinden bir şeyler katmak C) Birçok yazarın çizgisini bir metinde birleştirmek Ünlü yazarların üslubuna özenmek E) Başka yazarların görüşlerini yazıda kullanmak GünceL ANLATIM VİDEOLARI HOCALARA GELDİK KANALINDA HOCALARA 33
26. Yaz mevsimi başlayınca yurdumuzun çeşitli yörelerinde, o
by yörenin bir ürününün adını alan festival ya da şenlikler dü-
zenlenir. "Datça / Knidos Badem Şenliği" bunlardan biridir.
10xBu şenliklerde imza günleri de yapılır. İmza günleri başlı başı-
na bir şenliktir. Adınızın bir kartona yazılı olduğu masa arka-
sında önünüzde kitaplar, görücüye çıkmış taze gelin adayları
-mü gibi çekingen çekingen oturursunuz, kitaplarınız şöyle bir
karıştırılır. Belki birkaç kişi ilgilenirse imza verirsiniz.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıda verilenlerden han-
gisi doğrudur?
A) Deyime yer verilmiştir.
20
B) Eksiltili cümle kullanılmıştır.
C) Devrik cümleler kullanılmıştır.
D) Alıntılamaya yer verilmiştir.
E) Tartışmacı anlatım hâkimdir.
varde
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
26. Yaz mevsimi başlayınca yurdumuzun çeşitli yörelerinde, o by yörenin bir ürününün adını alan festival ya da şenlikler dü- zenlenir. "Datça / Knidos Badem Şenliği" bunlardan biridir. 10xBu şenliklerde imza günleri de yapılır. İmza günleri başlı başı- na bir şenliktir. Adınızın bir kartona yazılı olduğu masa arka- sında önünüzde kitaplar, görücüye çıkmış taze gelin adayları -mü gibi çekingen çekingen oturursunuz, kitaplarınız şöyle bir karıştırılır. Belki birkaç kişi ilgilenirse imza verirsiniz. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıda verilenlerden han- gisi doğrudur? A) Deyime yer verilmiştir. 20 B) Eksiltili cümle kullanılmıştır. C) Devrik cümleler kullanılmıştır. D) Alıntılamaya yer verilmiştir. E) Tartışmacı anlatım hâkimdir. varde
ulaşamazsın.
4. Hayal etmek, her yazarı kendini tanımaya götüren bir
yöntemdir. Eli kalem tutan herkes hayal edecek ve
kendi hayallerine bakıp kendisinin kim, nasıl biri, ne
kadar bir insan olduğunu anlamaya çalışacak. Hayal
işte böyle bir yardımcıdır yazara. Yazar düş kurmadan
iç dünyasının şifrelerini asla çözemez.
Į
Bu parçada geçen "iç dünyasının şifrelerini asla
çözemez" sözünün yerine aşağıdakilerden hangisi
getirilirse anlam değişmez?
A) kendi özelliklerini kavrayamaz
B) kendinden yola çıkarak eser veremez
C) başkaların yaşantısını özümseyemez
D) yeteneklerinin sınırlarını ölçemez
E) yazarlık çizgisini belirleyemez
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ulaşamazsın. 4. Hayal etmek, her yazarı kendini tanımaya götüren bir yöntemdir. Eli kalem tutan herkes hayal edecek ve kendi hayallerine bakıp kendisinin kim, nasıl biri, ne kadar bir insan olduğunu anlamaya çalışacak. Hayal işte böyle bir yardımcıdır yazara. Yazar düş kurmadan iç dünyasının şifrelerini asla çözemez. Į Bu parçada geçen "iç dünyasının şifrelerini asla çözemez" sözünün yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse anlam değişmez? A) kendi özelliklerini kavrayamaz B) kendinden yola çıkarak eser veremez C) başkaların yaşantısını özümseyemez D) yeteneklerinin sınırlarını ölçemez E) yazarlık çizgisini belirleyemez
ME SINAVI 1B
30. 1. Bu özelliğin yanında gece ile gündüz arasındaki ısı farkı
çoktur; gündüz sıcak, gece soğuk olur.
1638
II. Kayseri'nin havası sonbahar mevsiminde genellikle rüz-
garsız ve açık güneşli olur.
III. Kayseri'de yapılan pastırmanın iyi olmasının ve tanınma-
sının en önemli sebebi Kayseri'nin havasının pastırma
üzerindeki olumlu etkileridir.
IV. Rüzgarsız, nemsiz, açık havada pastırma kolay kurur ve
kuruyanlar da nemlenmez.
V. Gündüz sıcağını alan pastırma etleri gece soğur ve den-
geli olarak bozulmadan kurur.
Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak şekil-
de sıralandığında hangisi baştan ikinci olur?
-BA) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ME SINAVI 1B 30. 1. Bu özelliğin yanında gece ile gündüz arasındaki ısı farkı çoktur; gündüz sıcak, gece soğuk olur. 1638 II. Kayseri'nin havası sonbahar mevsiminde genellikle rüz- garsız ve açık güneşli olur. III. Kayseri'de yapılan pastırmanın iyi olmasının ve tanınma- sının en önemli sebebi Kayseri'nin havasının pastırma üzerindeki olumlu etkileridir. IV. Rüzgarsız, nemsiz, açık havada pastırma kolay kurur ve kuruyanlar da nemlenmez. V. Gündüz sıcağını alan pastırma etleri gece soğur ve den- geli olarak bozulmadan kurur. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak şekil- de sıralandığında hangisi baştan ikinci olur? -BA) I B) II C) III D) IV E) V
Son 15 yıldır çeşitli kaynaklarda antropoloji "ırk bilimi"
olarak tanımlanmaktadır.
II. Öyle ki burada amaç, insanları sınıflara ayırıp fiziksel
özelliklerine göre kategorize etmek değil, sadece belirli
fiziksel özelliklerin hangi coğrafyalarda toplandığına
ilişkin bilgilerin derli toplu verilmesidir.
Biyolojik antropoloji nedir, sorusundan önce antropolo-
Jinin kelime anlamına ilişkin çok yanlış ve bir o kadar da
yaygın olan kanının ortadan kaldırılması gerekmekte-
dir.
Oysa ırk çalışmaları antropolojinin konularından sade-
ce biridir.
V. Biyolojik antropoloji, genel olarak insanın biyolojik evri-
mi ve yapısıyla ilgilenen bir bilim dalıdır ki biyolojik
yapının da çeşitli evreleri olduğunu düşünmek gerek-
mektedir.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturulacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
ikingi olur?
A) II
B) IV
C) I
D) V E) III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Son 15 yıldır çeşitli kaynaklarda antropoloji "ırk bilimi" olarak tanımlanmaktadır. II. Öyle ki burada amaç, insanları sınıflara ayırıp fiziksel özelliklerine göre kategorize etmek değil, sadece belirli fiziksel özelliklerin hangi coğrafyalarda toplandığına ilişkin bilgilerin derli toplu verilmesidir. Biyolojik antropoloji nedir, sorusundan önce antropolo- Jinin kelime anlamına ilişkin çok yanlış ve bir o kadar da yaygın olan kanının ortadan kaldırılması gerekmekte- dir. Oysa ırk çalışmaları antropolojinin konularından sade- ce biridir. V. Biyolojik antropoloji, genel olarak insanın biyolojik evri- mi ve yapısıyla ilgilenen bir bilim dalıdır ki biyolojik yapının da çeşitli evreleri olduğunu düşünmek gerek- mektedir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturulacak biçimde sıralandığında hangisi baştan ikingi olur? A) II B) IV C) I D) V E) III
3. I. Yavrular kış sonunda yumurtadan çıkar ve
yumurtadan çıkar çıkmaz da denize doğru göç etmeye
başlar.
glisb
losõe
II. Somon balıkları hayatlarının ilk göçlerinde içinde
bulundukları ırmakta akıntı boyunca ilerler.
III. Somon balıklarının yaz sonunda akarsulara
bıraktıkları yumurtaların kuluçka devresi suyun
sıcaklığına göre 60 ile 200 gün arasında değişir.
IV. Tehlikeleri atlatıp denize ulaşanlar denizde birkaç yıl
geçirdikten sonra iyice gelişip yeni bir göçe başlar.
V. Denize yapılan yolculukta kendilerini avlamak isteyen
büyük balıklar gibi türlü tehlikelerle karşı karşıya kalır.
Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün
oluşturulduğunda hangisi bastan dördüncü olur?
B) II
C) III
D) IV
A) I
E) V
V-IV
|||- |- V-IV 11
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. I. Yavrular kış sonunda yumurtadan çıkar ve yumurtadan çıkar çıkmaz da denize doğru göç etmeye başlar. glisb losõe II. Somon balıkları hayatlarının ilk göçlerinde içinde bulundukları ırmakta akıntı boyunca ilerler. III. Somon balıklarının yaz sonunda akarsulara bıraktıkları yumurtaların kuluçka devresi suyun sıcaklığına göre 60 ile 200 gün arasında değişir. IV. Tehlikeleri atlatıp denize ulaşanlar denizde birkaç yıl geçirdikten sonra iyice gelişip yeni bir göçe başlar. V. Denize yapılan yolculukta kendilerini avlamak isteyen büyük balıklar gibi türlü tehlikelerle karşı karşıya kalır. Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturulduğunda hangisi bastan dördüncü olur? B) II C) III D) IV A) I E) V V-IV |||- |- V-IV 11
? Bunlan ya
dikkate alın
eserin odak
ki sorular-
aman za-
?
siniz?
midir?
ulkar-
evi.com.tr
6.
BI
Yönetmen:
Filmlerin böyle algılanması için çok çalıştım. Şük.
ler olsun ki yanlış algılanmadi. Vermek istediğim
mesaj tam olarak yerine git
Muhabir
(11)-
-
Yönetmen:
Ben de bunu istiyordum. Yorumlar etrafında şekil
lenen bir ilgi ve sonunda hiçe sayılan bir film. Kim
bunu isterdi ki? Önüme bakmalı ve güzel filmler
çekmeliydim.
Bu diyalogdaki numaralanmış yerlere aşağıdaki
sorulardan hangileri getirilmelidir?
A. Vermek istediğiniz mesajların doğru yere gitme-
si için neler yaptınız?
II. Yorumların olumlu olması için güzel filmler mi
çekmek gerekir?
1. Filmlerinizdeki mesajların olumsuz algılanması
yeni filmlerinizi etkiledi mi dersiniz?
II. Güzel filmler çekmek için geleceğe mi bakılmalı-
dir?
Filmleriniz üzerindeki algıdan memnun musu-
nuz?
II. Yorumlara bakıldığında daha köklü ve yere ba-
san yorumların olmasını nasıl karşıladınız?
1. Güzel bir algı oluşması için sahneleri güçlendir-
mek mi gerekir?
II. Sahnelerin daha çok doldurulması gerektiğini
düşünüyor musunuz?
1. Sizin filmlerinizin beğenilmesi için neler yapıyor-
sunuz?
II. Hakkınızda yapılan yorumlar için ne dersiniz?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
? Bunlan ya dikkate alın eserin odak ki sorular- aman za- ? siniz? midir? ulkar- evi.com.tr 6. BI Yönetmen: Filmlerin böyle algılanması için çok çalıştım. Şük. ler olsun ki yanlış algılanmadi. Vermek istediğim mesaj tam olarak yerine git Muhabir (11)- - Yönetmen: Ben de bunu istiyordum. Yorumlar etrafında şekil lenen bir ilgi ve sonunda hiçe sayılan bir film. Kim bunu isterdi ki? Önüme bakmalı ve güzel filmler çekmeliydim. Bu diyalogdaki numaralanmış yerlere aşağıdaki sorulardan hangileri getirilmelidir? A. Vermek istediğiniz mesajların doğru yere gitme- si için neler yaptınız? II. Yorumların olumlu olması için güzel filmler mi çekmek gerekir? 1. Filmlerinizdeki mesajların olumsuz algılanması yeni filmlerinizi etkiledi mi dersiniz? II. Güzel filmler çekmek için geleceğe mi bakılmalı- dir? Filmleriniz üzerindeki algıdan memnun musu- nuz? II. Yorumlara bakıldığında daha köklü ve yere ba- san yorumların olmasını nasıl karşıladınız? 1. Güzel bir algı oluşması için sahneleri güçlendir- mek mi gerekir? II. Sahnelerin daha çok doldurulması gerektiğini düşünüyor musunuz? 1. Sizin filmlerinizin beğenilmesi için neler yapıyor- sunuz? II. Hakkınızda yapılan yorumlar için ne dersiniz?
15. Cocuk edebiyatına gönül verip uğruna pek çok zorluğu
göğüslediğim doğru. Ama yarım yüzyıl sonunda hâlâ
gelişmekte olan bir çocuk edebiyatından söz etmekten
kendimi alamıyorum. Biraz da düş kırıklığım var. Çünkü
çocuk edebiyatı günümüzde nitelikten sapıp nicelik
rüzgârına kapılmış durumda. Üzülüyorum...
Bu parçada altı çizili sözlerle anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yapıtların sadece para kazanma kaygısıyla
yazıldığı
B) Kazanç ve eser verme kaygısının içeriği gölgede
bırakması
C)
Hedef kitlenin çocuklar olmayışı
D) Yetkin çocuk kitabı yazmanın birikim gerektirdiği
E) Çocuk edebiyatına hakim yazarların pek olmayışı
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
15. Cocuk edebiyatına gönül verip uğruna pek çok zorluğu göğüslediğim doğru. Ama yarım yüzyıl sonunda hâlâ gelişmekte olan bir çocuk edebiyatından söz etmekten kendimi alamıyorum. Biraz da düş kırıklığım var. Çünkü çocuk edebiyatı günümüzde nitelikten sapıp nicelik rüzgârına kapılmış durumda. Üzülüyorum... Bu parçada altı çizili sözlerle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yapıtların sadece para kazanma kaygısıyla yazıldığı B) Kazanç ve eser verme kaygısının içeriği gölgede bırakması C) Hedef kitlenin çocuklar olmayışı D) Yetkin çocuk kitabı yazmanın birikim gerektirdiği E) Çocuk edebiyatına hakim yazarların pek olmayışı
Devi
4.
Muhabir:
Yazar:
Doğru değil. Son romanımın girişi için de bu söy-
lendi ama kesinlikle doğru değil. Zaten ne zaman
bir roman yazacak olsam bunu söylemek için hazır
bekleyenler var. Evet, tasviri oldukça uzun tutuyo-
rum çünkü başlayacak olaylara okuru hazırlamam
gerekiyor.
Bu diyalogda boş bırakılan yere aşağıdaki sorular-
dan hangisi getirilmelidir?
ARomanlarınızda girişlerdeki tasviri kısa tuttuğunuz
yönündeki söylemlere ne diyorsunuz?
Romanlarda tasvirlerin geniş olması gerektiğine
inanıyor musunuz?
As
Sizin eserleriniz için betimlemelerden bunalıyoruz
diyenlere ne diyorsunuz?
Eserdeki olaylara okuru hazırlamak için çok uğraşır
misiniz?
Eserlerinizin çok okunmasında tasvirlerin önemi
var mıdır?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Devi 4. Muhabir: Yazar: Doğru değil. Son romanımın girişi için de bu söy- lendi ama kesinlikle doğru değil. Zaten ne zaman bir roman yazacak olsam bunu söylemek için hazır bekleyenler var. Evet, tasviri oldukça uzun tutuyo- rum çünkü başlayacak olaylara okuru hazırlamam gerekiyor. Bu diyalogda boş bırakılan yere aşağıdaki sorular- dan hangisi getirilmelidir? ARomanlarınızda girişlerdeki tasviri kısa tuttuğunuz yönündeki söylemlere ne diyorsunuz? Romanlarda tasvirlerin geniş olması gerektiğine inanıyor musunuz? As Sizin eserleriniz için betimlemelerden bunalıyoruz diyenlere ne diyorsunuz? Eserdeki olaylara okuru hazırlamak için çok uğraşır misiniz? Eserlerinizin çok okunmasında tasvirlerin önemi var mıdır?
Yalnız I
D) I ve III
B) I ve II
EXI
E) II ve III
C) Yalnız III
18. Esasında ilk insanın kendini yetiştirme ve geliştirme
süreciyle birlikte ortaya çıkan karakter eğitimi, başlangıçta
planlı ve programlı bir süreç olmasa da zamanla daha
sistematik bir kimliğe bürünmüştür. İlk olarak Batılı
kaynaklarca Antik Yunan'da gündeme geldiği iddia edilen
karakter eğitimi programları zamanla daha geniş bir alana
yayılmıştır. İnsanların giderek bir gereklilik olarak görmeye
başladıkları karakter eğitimi üzerinde pek çok faktörün etkili
olduğu bunların başında da ailenin geldiği bilinmektedir. ----.
Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden
hangisiyle sürdürülebilir?
A) Antik Yunan'daki bu eğitimler oldukça geniş ve etkili bir
güce ne yazık ki ulaşamamıştır
B) Ailenin sosyolojik açıdan insan yaşamına katkısı
günümüzde artık sugötürmez bir gerçeklik olarak
algılanmıştır
C) Değerler eğitimine yönelik verilmesi gerekenler bilim
insanlarınca tartışılır olmuştur
Bu yönüyle pek çok insan tarafından aile, çocuğun
karakterini şekillendiren ilk kurum olarak görülmektedir
E) Bu faktörlerin hangisinin önemli olup olmadığı böylece
insanların tercihine bırakılmıştır
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Yalnız I D) I ve III B) I ve II EXI E) II ve III C) Yalnız III 18. Esasında ilk insanın kendini yetiştirme ve geliştirme süreciyle birlikte ortaya çıkan karakter eğitimi, başlangıçta planlı ve programlı bir süreç olmasa da zamanla daha sistematik bir kimliğe bürünmüştür. İlk olarak Batılı kaynaklarca Antik Yunan'da gündeme geldiği iddia edilen karakter eğitimi programları zamanla daha geniş bir alana yayılmıştır. İnsanların giderek bir gereklilik olarak görmeye başladıkları karakter eğitimi üzerinde pek çok faktörün etkili olduğu bunların başında da ailenin geldiği bilinmektedir. ----. Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülebilir? A) Antik Yunan'daki bu eğitimler oldukça geniş ve etkili bir güce ne yazık ki ulaşamamıştır B) Ailenin sosyolojik açıdan insan yaşamına katkısı günümüzde artık sugötürmez bir gerçeklik olarak algılanmıştır C) Değerler eğitimine yönelik verilmesi gerekenler bilim insanlarınca tartışılır olmuştur Bu yönüyle pek çok insan tarafından aile, çocuğun karakterini şekillendiren ilk kurum olarak görülmektedir E) Bu faktörlerin hangisinin önemli olup olmadığı böylece insanların tercihine bırakılmıştır Diğer sayfaya geçiniz.
iniz.
i aşağıdaki parçaya göre
Ünlü bir bilim insanı, bir davette arkadaşlarına
Beethoven'in bir eserini çaldıktan sonra şöyle diyor:
"Ben hiç yaşamamış olsam 'belirsizlik ilkesi'ni
muhtemelen başka biri formüle ederdi ancak Beethoven
hiç doğmamış olsaydı az önce çaldığım Opus 111'i
kimse yazamazdı." Bilim ile güzel sanatların doğasının
birbirine zıtlığını örnekleyen bu deneyim, bilimin
incelediği dünyanın yapısının önceden belirlenmiş
olduğuna ve bilim insanlarının da bu belirlenmişlik
üzerinde çalıştığına vurgu yapar. Bilim sosyologları bu
durumu "rakam sırasıyla boyama" biçiminde
nitelendiriyor. Dolayısıyla bilimin kendi sorunlarını
çözme zamanı çeşitli etkenlere bağlı olmakla birlikte
nihai tablonun yapısı değişmez. Oysa sanatçılar kendi
eserlerinin genel görünümünden kendileri sorumludur.
Söz konusu zıtlığa karşı çıkanlar da yok değil. Bu karşı
fikir, Newton'ın başarısının da kişisel olduğunu öne
sürer ve onu Beethoven veya Shakespeare ile aynı
yaratıcılık sınıfında değerlendirir. İki görüş de doğru gibi
görünüyor ancak şöyle bir fark var: Bilimsel bir teoride
ulaşılan bilgi sentezi, sanatsal bir yaratımdaki bileşenleri
düzene koymaya benzemez. Bilimsel teorinin doğada
gönderimde bulunduğu bir şey vardır ve o gönderge
"deneye, geliştirilmeye, yanlışlanmaya" tabidir oysa
sanat eserinde bu yapılamaz. Ne var ki bütün bu
karşıtlıklar her iki alanın da belli bir disipline ihtiyaç
duyduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz.
40. Bu parçada geçen "rakam sırasıyla boyama" ifadesiyle
bilimin hangi niteliği vurgulanmıştır?
A) Neden-sonuç ilişkisinden bağımsız olması
B) Ardışık bir dizge biçiminde ilerlemesi
C) Önceki bilgilerin sonrakileri doğrulaması
D Bilimsel verilerin görsellikle desteklenmesi
E) Bireysel bilgi üretiminin öne çıkarılması
41. Bu parçadan hareketle aşağıdaki genellemelerden
hangisine ulaşılabilir?
A) Bilim insanları, kendi ürettikleri teorilerin doğru veya
yanlışlığından ziyade tutarlılığına dikkat eder.
B) Sanatın ve bilimin doğası hakkında d
alanın da ölçülebilir nitelikl
CyBilimsol
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
iniz. i aşağıdaki parçaya göre Ünlü bir bilim insanı, bir davette arkadaşlarına Beethoven'in bir eserini çaldıktan sonra şöyle diyor: "Ben hiç yaşamamış olsam 'belirsizlik ilkesi'ni muhtemelen başka biri formüle ederdi ancak Beethoven hiç doğmamış olsaydı az önce çaldığım Opus 111'i kimse yazamazdı." Bilim ile güzel sanatların doğasının birbirine zıtlığını örnekleyen bu deneyim, bilimin incelediği dünyanın yapısının önceden belirlenmiş olduğuna ve bilim insanlarının da bu belirlenmişlik üzerinde çalıştığına vurgu yapar. Bilim sosyologları bu durumu "rakam sırasıyla boyama" biçiminde nitelendiriyor. Dolayısıyla bilimin kendi sorunlarını çözme zamanı çeşitli etkenlere bağlı olmakla birlikte nihai tablonun yapısı değişmez. Oysa sanatçılar kendi eserlerinin genel görünümünden kendileri sorumludur. Söz konusu zıtlığa karşı çıkanlar da yok değil. Bu karşı fikir, Newton'ın başarısının da kişisel olduğunu öne sürer ve onu Beethoven veya Shakespeare ile aynı yaratıcılık sınıfında değerlendirir. İki görüş de doğru gibi görünüyor ancak şöyle bir fark var: Bilimsel bir teoride ulaşılan bilgi sentezi, sanatsal bir yaratımdaki bileşenleri düzene koymaya benzemez. Bilimsel teorinin doğada gönderimde bulunduğu bir şey vardır ve o gönderge "deneye, geliştirilmeye, yanlışlanmaya" tabidir oysa sanat eserinde bu yapılamaz. Ne var ki bütün bu karşıtlıklar her iki alanın da belli bir disipline ihtiyaç duyduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. 40. Bu parçada geçen "rakam sırasıyla boyama" ifadesiyle bilimin hangi niteliği vurgulanmıştır? A) Neden-sonuç ilişkisinden bağımsız olması B) Ardışık bir dizge biçiminde ilerlemesi C) Önceki bilgilerin sonrakileri doğrulaması D Bilimsel verilerin görsellikle desteklenmesi E) Bireysel bilgi üretiminin öne çıkarılması 41. Bu parçadan hareketle aşağıdaki genellemelerden hangisine ulaşılabilir? A) Bilim insanları, kendi ürettikleri teorilerin doğru veya yanlışlığından ziyade tutarlılığına dikkat eder. B) Sanatın ve bilimin doğası hakkında d alanın da ölçülebilir nitelikl CyBilimsol