Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

Yakın zamanlara kadar "eğitim ekonomisi" gibi bir konu
gündeme gelmezdi. Bugün ise bu alan, ekonominin en
hızlı büyüyen dallarından biri hâline geldi. Eğitim eko-
nomisi ve sağlık ekonomisi; son yıllarda kalkınma eko-
nomisi, çalışma ekonomisi, uluslararası ticaret ve kamu
maliyesi gibi geleneksel ekonomi sahalarında sessizce
devrim gerçekleştirmiş bir araştırma alanı olan "insan
kaynakları ekonomisi'nin çekirdeğini oluşturmaktadır.
Sonuç olarak eğitim ekonomisi, temelinde insana yatı-
rim modeline dayalı oluşuyla, belli genel kabullere bağlı
geniş ekonomi sahalarını hızla dönüştürmüştür.
Bu parçadan hareketle ekonominin geleneksel dal-
ları ile ilgili,
I. İnsan kaynakları ekonomisinin ortaya çıkmasıyla
önemli ölçüde değişmiştir.
II. Ülke ekonomileri üzerindeki etkisini her geçen gün
yitirmektedir.
III. İnsan kaynakları ekonomisinin özünü oluşturmakta-
dır.
yargılarından hangileri söylenemez?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) II ve III
C) Lve 111
E) I, II ve ttt
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Yakın zamanlara kadar "eğitim ekonomisi" gibi bir konu gündeme gelmezdi. Bugün ise bu alan, ekonominin en hızlı büyüyen dallarından biri hâline geldi. Eğitim eko- nomisi ve sağlık ekonomisi; son yıllarda kalkınma eko- nomisi, çalışma ekonomisi, uluslararası ticaret ve kamu maliyesi gibi geleneksel ekonomi sahalarında sessizce devrim gerçekleştirmiş bir araştırma alanı olan "insan kaynakları ekonomisi'nin çekirdeğini oluşturmaktadır. Sonuç olarak eğitim ekonomisi, temelinde insana yatı- rim modeline dayalı oluşuyla, belli genel kabullere bağlı geniş ekonomi sahalarını hızla dönüştürmüştür. Bu parçadan hareketle ekonominin geleneksel dal- ları ile ilgili, I. İnsan kaynakları ekonomisinin ortaya çıkmasıyla önemli ölçüde değişmiştir. II. Ülke ekonomileri üzerindeki etkisini her geçen gün yitirmektedir. III. İnsan kaynakları ekonomisinin özünü oluşturmakta- dır. yargılarından hangileri söylenemez? A) Yalnız I B) Yalnız II D) II ve III C) Lve 111 E) I, II ve ttt
PARAGRAF
ne-
akta-
nise
aza-
nekte
dolar
mlerin
ecek-
eşinci
k ka-
sağ-
liliğini
cer bir
Fik ka-
00 kişi
Gayri
1,1'i
erden Y
A
R
G
2. Şiir, fikirlerle değil kelimelerle yazılan bir ede-
bî türdür ve şiirde fikirler değil duygular ön
plandadır. Yahya Kemal ve Ahmet Haşim,
şiirlerinde düşünceye çok önem vermemişler;
onların öğrencisi olan Ahmet Hamdi Tanpı-
nar'ın şiirlerinde de fikir, arka planda esrarlı
bir kâinat gibi derinleşir. Ünlü Fransız sem-
bolist şair Valery de "Sanat eserinde fikir,
meyvenin içindeki tat gibi olmalıdır." derken
bu duruma dikkat çekmiştir. Özellikle Tan-
pınar'ın eserleri bu anlayışa oldukça uygun-
dur. Okuyucu onun şiirlerini, hikâyelerini ve
romanlarını okurken fikir bombardımanına
maruz kalmaz da bir masal âlemine girmiş
gibi büyülenir.
Y
Deneme-3
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden
hangisi kullanılmamıştır?
A) Açıklama
Tanımlama
BY Örneklendirme
DY Tartışma
Tanık gösterme
Iirirley yürütür-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
PARAGRAF ne- akta- nise aza- nekte dolar mlerin ecek- eşinci k ka- sağ- liliğini cer bir Fik ka- 00 kişi Gayri 1,1'i erden Y A R G 2. Şiir, fikirlerle değil kelimelerle yazılan bir ede- bî türdür ve şiirde fikirler değil duygular ön plandadır. Yahya Kemal ve Ahmet Haşim, şiirlerinde düşünceye çok önem vermemişler; onların öğrencisi olan Ahmet Hamdi Tanpı- nar'ın şiirlerinde de fikir, arka planda esrarlı bir kâinat gibi derinleşir. Ünlü Fransız sem- bolist şair Valery de "Sanat eserinde fikir, meyvenin içindeki tat gibi olmalıdır." derken bu duruma dikkat çekmiştir. Özellikle Tan- pınar'ın eserleri bu anlayışa oldukça uygun- dur. Okuyucu onun şiirlerini, hikâyelerini ve romanlarını okurken fikir bombardımanına maruz kalmaz da bir masal âlemine girmiş gibi büyülenir. Y Deneme-3 Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi kullanılmamıştır? A) Açıklama Tanımlama BY Örneklendirme DY Tartışma Tanık gösterme Iirirley yürütür-
ARDIMCI DÜŞÜNCE
5. Gadamer'e göre, tarihsel bilgi objektivist bilgi modellerine
göre açıklanamaz. Anlamanın bütün niteliklerini tarihsel
bilgi edinme sürecinde görebiliriz. Anlamanın bu yönü ve
yapısı doğal olarak "gelenek" ile bağlantılıdır. Gadamer için
anlamanın bu biçimdeki yapısal durumunun kökeni
Antikçağ retorikçilerine kadar dayandırılabilir. Ona göre
anlama, bütün ile parça arasındaki ilişkiye benzer şekilde
veya Hegel'in diyalektiğindeki süreç gibi işlemektedir.
Gelgelelim Gadamer'de anlama süreci Hegel
diyalektiğindeki bilincin öz bilince doğru ilerleme
sürecinden farklı olarak meydana gelir. Bütün ve
parçalardan oluşan hermeneutik daire, beklentimizi
belirleyen durum ve anlamamızı yönlendiren şey;
gelenekle paylaştığımız şeydir. Bu duruma bağlı olarak
yorumcunun metinle ilişkili olarak kurduğu bağ, yorumcuyu
bir bakıma elçi hâline getirir. Ne var ki Gadamer'e göre
hermeneutik daire, bir kısır döngü, hatta yalnızca hoş
görülen bir daire düzeyine indirgenmemelidir. Bu dairede,
en ilkel türde bir bilmenin gerçek olanağı saklıdır. Gadamer
gerçek anlamanın amacını şu şekilde belirtir: Bir metni
okurken, onu anlamak isterken beklentimiz onun bizi bir
şey hakkında bilgilendirmesidir. Gerçek bir hermeneutik
tutumla oluşan bilinç, metne açık olmalıdır. Ancak bu
açıklık, objektivist bir yansızlıkla kazanılamaz; kendimizi
ayraçlar içine almamız ne olanaklıdır ne gereklidir ne de
arzu edilir bir şeydir.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
A)
Gadamer'e göre bir metni okurken, onu anlamak
isterken beklentimizin onun bize bilgi sunması
olduğuna
Gadamer'e göre kendimizi ayraçlar içine almamızın
imkânsız olduğuna
C) Gadamer'e göre metne yönelik açıklığın objektivist bir
"yansızlıkla" kazanılamayacağına
D) Gadamer'e göre hermeneutik dairede en ilkel türde
bir bilmenin gerçek olanağının gizli olduğuna
Gadamer'de anlama sürecinin Hegel diyalektiğindeki
bilincin öz bilince doğru ilerleme sürecine benzer
olarak meydana geldiğine
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ARDIMCI DÜŞÜNCE 5. Gadamer'e göre, tarihsel bilgi objektivist bilgi modellerine göre açıklanamaz. Anlamanın bütün niteliklerini tarihsel bilgi edinme sürecinde görebiliriz. Anlamanın bu yönü ve yapısı doğal olarak "gelenek" ile bağlantılıdır. Gadamer için anlamanın bu biçimdeki yapısal durumunun kökeni Antikçağ retorikçilerine kadar dayandırılabilir. Ona göre anlama, bütün ile parça arasındaki ilişkiye benzer şekilde veya Hegel'in diyalektiğindeki süreç gibi işlemektedir. Gelgelelim Gadamer'de anlama süreci Hegel diyalektiğindeki bilincin öz bilince doğru ilerleme sürecinden farklı olarak meydana gelir. Bütün ve parçalardan oluşan hermeneutik daire, beklentimizi belirleyen durum ve anlamamızı yönlendiren şey; gelenekle paylaştığımız şeydir. Bu duruma bağlı olarak yorumcunun metinle ilişkili olarak kurduğu bağ, yorumcuyu bir bakıma elçi hâline getirir. Ne var ki Gadamer'e göre hermeneutik daire, bir kısır döngü, hatta yalnızca hoş görülen bir daire düzeyine indirgenmemelidir. Bu dairede, en ilkel türde bir bilmenin gerçek olanağı saklıdır. Gadamer gerçek anlamanın amacını şu şekilde belirtir: Bir metni okurken, onu anlamak isterken beklentimiz onun bizi bir şey hakkında bilgilendirmesidir. Gerçek bir hermeneutik tutumla oluşan bilinç, metne açık olmalıdır. Ancak bu açıklık, objektivist bir yansızlıkla kazanılamaz; kendimizi ayraçlar içine almamız ne olanaklıdır ne gereklidir ne de arzu edilir bir şeydir. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Gadamer'e göre bir metni okurken, onu anlamak isterken beklentimizin onun bize bilgi sunması olduğuna Gadamer'e göre kendimizi ayraçlar içine almamızın imkânsız olduğuna C) Gadamer'e göre metne yönelik açıklığın objektivist bir "yansızlıkla" kazanılamayacağına D) Gadamer'e göre hermeneutik dairede en ilkel türde bir bilmenin gerçek olanağının gizli olduğuna Gadamer'de anlama sürecinin Hegel diyalektiğindeki bilincin öz bilince doğru ilerleme sürecine benzer olarak meydana geldiğine
otir.
rin
m-
sel
in
gi
1-
3
1
1
Yanıt Yayınları
7. Gazeteci:
(1)-
Bilim adamı:
Insanların birbirine sevgiyle, faydalı olma duygusuyla
davranmalarını istiyorum. Ceza olgusunun ortadan kal-
dırılmasını diliyorum. Adam bir suç işliyor, hapse atılıyor.
Ceza tedavi etmiyor, daha beter yapıyor onu. Insanlığa
düşman kesiliyor. Yani yararı yok cezanın. Eğitmek lazım
o kişiyi. Örneğin ben kendi hesabıma, bir şey istediğim
zaman başka birine zarar gelecekse vazgeçiyorum bu
isteğimden. Herkes yapabilir bunu.
Gazeteci:
(11) ----
Bilim adamı:
İhtiyaçlar önceliklidir. İlk başlarda belli gereksinimleri kar-
şılamak için teknoloji geliştirilmiş. Daha sonra bilgiler zen-
ginleştikçe, kompleksleştikçe uzmanlaşma gerekli olmuş.
Bilim insanı ortaya çıkmış. Bir bilim insanı bir dereceye
kadar çıkarını koruyacak, geçinmek için para kazanacak.
Ama bence ikinci bir etken var ki o, daha önemli: Merak.
Ben buna tutku diyorum. Yaşamım boyunca geçinmek
için öğretmenlik yaptım ama bilgimi satmadım. Tabii,
bazı şeyler olsun istiyorum ama tutku daha ağır basıyor.
Batı biliminin temelini atan Newton, Descartes, Galile gibi
bütün bilimciler bu tutkuyla hareket etmişlerdi.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han-
gisi sırasıyla getirilmelidir?
A) I. Yarının dünyası, insanı ile ilgili tasarı ve düşün-
celeriniz nelerdir?
II. Bilim insanlarının, bilmin gelişmesindeki payı
nedir?
Birey ve toplumu daha da ileri taşıyacak ütop-
yalarınız var mı?
II.
Bugün araştırmacılar bilimsel çalışmalara güdü-
lemek için neler yapılmalıdır?
B) I.
Nasıl bir toplumun özlemini çekiyorsunuz?
11. Sizce bir bilim insan motive edecek esas unsur
nedir?
plusi
Geleceğin toplumu ile ilgili ne tür tasarı ve dü-
şünceleriniz var, söyler misiniz?
II. Geçmişten bugüne bilimin gelişmesine engel
olan temel unsurlardan söz eder misiniz?
E) I.
Geleceğin dünyasını şekillendirmek elinizde ol-
saydı neler yapmak isterdiniz?
II. Bir bilim insanında olması gereken nitelikler ne-
lerdir?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
otir. rin m- sel in gi 1- 3 1 1 Yanıt Yayınları 7. Gazeteci: (1)- Bilim adamı: Insanların birbirine sevgiyle, faydalı olma duygusuyla davranmalarını istiyorum. Ceza olgusunun ortadan kal- dırılmasını diliyorum. Adam bir suç işliyor, hapse atılıyor. Ceza tedavi etmiyor, daha beter yapıyor onu. Insanlığa düşman kesiliyor. Yani yararı yok cezanın. Eğitmek lazım o kişiyi. Örneğin ben kendi hesabıma, bir şey istediğim zaman başka birine zarar gelecekse vazgeçiyorum bu isteğimden. Herkes yapabilir bunu. Gazeteci: (11) ---- Bilim adamı: İhtiyaçlar önceliklidir. İlk başlarda belli gereksinimleri kar- şılamak için teknoloji geliştirilmiş. Daha sonra bilgiler zen- ginleştikçe, kompleksleştikçe uzmanlaşma gerekli olmuş. Bilim insanı ortaya çıkmış. Bir bilim insanı bir dereceye kadar çıkarını koruyacak, geçinmek için para kazanacak. Ama bence ikinci bir etken var ki o, daha önemli: Merak. Ben buna tutku diyorum. Yaşamım boyunca geçinmek için öğretmenlik yaptım ama bilgimi satmadım. Tabii, bazı şeyler olsun istiyorum ama tutku daha ağır basıyor. Batı biliminin temelini atan Newton, Descartes, Galile gibi bütün bilimciler bu tutkuyla hareket etmişlerdi. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han- gisi sırasıyla getirilmelidir? A) I. Yarının dünyası, insanı ile ilgili tasarı ve düşün- celeriniz nelerdir? II. Bilim insanlarının, bilmin gelişmesindeki payı nedir? Birey ve toplumu daha da ileri taşıyacak ütop- yalarınız var mı? II. Bugün araştırmacılar bilimsel çalışmalara güdü- lemek için neler yapılmalıdır? B) I. Nasıl bir toplumun özlemini çekiyorsunuz? 11. Sizce bir bilim insan motive edecek esas unsur nedir? plusi Geleceğin toplumu ile ilgili ne tür tasarı ve dü- şünceleriniz var, söyler misiniz? II. Geçmişten bugüne bilimin gelişmesine engel olan temel unsurlardan söz eder misiniz? E) I. Geleceğin dünyasını şekillendirmek elinizde ol- saydı neler yapmak isterdiniz? II. Bir bilim insanında olması gereken nitelikler ne- lerdir?
36. Erkek diliyle yazan kadınlara rastladığım da
oluyor, eserlerini okuduğumda kadın oldukla-
rına yemin edebileceğim erkekler de tanıyo-
kadınların kadınlıklarıyla nasıl hesaplaştığını
dikkatimi çekiyor. Erkeklerin erkeklikleriyle,
rum. Cinsiyetin yazıdaki yansımaları özellikle
izlemek, cinsel kodların nasıl da kolayca sızıp
yazıda kendine yer açtığını görmek hem car
sıkıcı hem öğretici. Bunun farkında olabilmek
ve ötesine geçerek yazabilmek benim için çok
önemli.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarı-
labilecek bir yargı değildir?
A) Yazarın cinsel kimliğiyle dilsel seçimleri
arasındaki ilişkiyi çözümlemek, okur için il-
ginç olabilir.
B) Bir metinde, cinsiyete ait kodlar bilinçli ya
da bilinçsiz bir şekilde kendine yer bulabil-
mektedir.
C) Yazarlar dil ve söylemleriyle kendi cinsel
kimliklerini eserlerine yansıttıklarını fark et-
meyebilirler.
D) Eserlerinde karşı cinsin hassasiyetlerini
dikkate alan bir yazar, ustalığa ulaşmış sa-
yılmalıdır.
E) Yazarın, eserini yaratırken kendi cinsel
kimliğinin dışına çıkabilmeyi başarması,
pek kolay değildir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
36. Erkek diliyle yazan kadınlara rastladığım da oluyor, eserlerini okuduğumda kadın oldukla- rına yemin edebileceğim erkekler de tanıyo- kadınların kadınlıklarıyla nasıl hesaplaştığını dikkatimi çekiyor. Erkeklerin erkeklikleriyle, rum. Cinsiyetin yazıdaki yansımaları özellikle izlemek, cinsel kodların nasıl da kolayca sızıp yazıda kendine yer açtığını görmek hem car sıkıcı hem öğretici. Bunun farkında olabilmek ve ötesine geçerek yazabilmek benim için çok önemli. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarı- labilecek bir yargı değildir? A) Yazarın cinsel kimliğiyle dilsel seçimleri arasındaki ilişkiyi çözümlemek, okur için il- ginç olabilir. B) Bir metinde, cinsiyete ait kodlar bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde kendine yer bulabil- mektedir. C) Yazarlar dil ve söylemleriyle kendi cinsel kimliklerini eserlerine yansıttıklarını fark et- meyebilirler. D) Eserlerinde karşı cinsin hassasiyetlerini dikkate alan bir yazar, ustalığa ulaşmış sa- yılmalıdır. E) Yazarın, eserini yaratırken kendi cinsel kimliğinin dışına çıkabilmeyi başarması, pek kolay değildir.
UNITE 2 CÜMLEDE ANLAM
1. I. İnsanların doğayla, çevreyle ve öteki insanlarla kur-
dukları ilişkilerden çeşitli ihtiyaçlar doğmuştur.
I En yalın anlatımla dil insanlar arasındaki anlaşma ara-
cıdır.
III Zamanla bu işaretler ve sesler taşıdıkları anlam üze-
rinde anlaşmaya varılan sözcükler olmuş.
IV. Böylece dil denen kavram ortaya çıkmış.
İlk insanlar birbirleriyle el, kol ve yüz işaretleri veya bir-
takım sesler çıkararak anlaşmışlardır.
Numaralanmış cümleler anlamlı bir şekilde sıralanır-
sa hangisi baştan dördüncü çümle olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
V, III, Will
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
UNITE 2 CÜMLEDE ANLAM 1. I. İnsanların doğayla, çevreyle ve öteki insanlarla kur- dukları ilişkilerden çeşitli ihtiyaçlar doğmuştur. I En yalın anlatımla dil insanlar arasındaki anlaşma ara- cıdır. III Zamanla bu işaretler ve sesler taşıdıkları anlam üze- rinde anlaşmaya varılan sözcükler olmuş. IV. Böylece dil denen kavram ortaya çıkmış. İlk insanlar birbirleriyle el, kol ve yüz işaretleri veya bir- takım sesler çıkararak anlaşmışlardır. Numaralanmış cümleler anlamlı bir şekilde sıralanır- sa hangisi baştan dördüncü çümle olur? A) I B) II C) III D) IV V, III, Will E) V
iyecek-
imiz ve
karna,
kle de
cekleri.
ini en
cer ve
gere-
ması
yım,
if bir
erin
gisi
IN DENIZI PRO
32. Alışveriş dediğimizde hemen herkesin aklına alışveriş
merkezleri geliyor. Istanbul'dan Adana'ya, Ankara'dan
Izmir'e, Diyarbakır'a kadar Türkiye'nin dört bir yanında
birbiri ardına AVM'ler açılıyor. Bunların bir kısmı yanlış
uygulamalar nedeniyle kapanmaya mahkûm oluyor.
Döviz ile kiralanan AVM mağazaları kriz dönemlerinde
zor duruma düşerken 550 yıldan bu yana faaliyet göste-
ren Kapalıçarşı, İstanbul'da sessiz sedasız büyük ciro-
lara ulaşması ve rekor dükkân fiyatlarına sahip olması
ile hâlâ popüler bir mekân. Öyle ki dünyanın en pahalı
caddelerinden biri olan Paris'in Champs Elysées'si
ile yarışacak kadar iddialı olan Kapalıçarşı, sadece
Türkiye'nin değil, dünyanın en pahalı mekânlarından biri
olarak öne çıkıyor.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme-
miştir?
Deneme 4
A) Alışveriş denince akla ilk olarak AVM'lerin geldiğine
B) Ülkemizde AVM'lerin sayısının giderek arttığına
C) Kriz dönemlerinde AVM'deki dükkân sahiplerinin
ekonomik güçlükler yaşadığına
İstanbul'daki Kapalıçarşı dükkânlarının AVM-
lere rakip olduğuna
E) Kapalıçarşı'nın Paris'in en pahalı caddesiyle yarışa-
bilecek seviyede olduğuna ✓
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
iyecek- imiz ve karna, kle de cekleri. ini en cer ve gere- ması yım, if bir erin gisi IN DENIZI PRO 32. Alışveriş dediğimizde hemen herkesin aklına alışveriş merkezleri geliyor. Istanbul'dan Adana'ya, Ankara'dan Izmir'e, Diyarbakır'a kadar Türkiye'nin dört bir yanında birbiri ardına AVM'ler açılıyor. Bunların bir kısmı yanlış uygulamalar nedeniyle kapanmaya mahkûm oluyor. Döviz ile kiralanan AVM mağazaları kriz dönemlerinde zor duruma düşerken 550 yıldan bu yana faaliyet göste- ren Kapalıçarşı, İstanbul'da sessiz sedasız büyük ciro- lara ulaşması ve rekor dükkân fiyatlarına sahip olması ile hâlâ popüler bir mekân. Öyle ki dünyanın en pahalı caddelerinden biri olan Paris'in Champs Elysées'si ile yarışacak kadar iddialı olan Kapalıçarşı, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en pahalı mekânlarından biri olarak öne çıkıyor. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme- miştir? Deneme 4 A) Alışveriş denince akla ilk olarak AVM'lerin geldiğine B) Ülkemizde AVM'lerin sayısının giderek arttığına C) Kriz dönemlerinde AVM'deki dükkân sahiplerinin ekonomik güçlükler yaşadığına İstanbul'daki Kapalıçarşı dükkânlarının AVM- lere rakip olduğuna E) Kapalıçarşı'nın Paris'in en pahalı caddesiyle yarışa- bilecek seviyede olduğuna ✓
TYT/TÜR
7. 1. Insanoğlu var oluşundan günümüze kadar gelen
süreçte ebeveynleriyle (anne-baba) ortak özellikleri
olduğunu gözlemlemiştir.
II. Sizin de çevrenizde birileri mutlaka "Saçların aynı
babana benziyor. Gözlerin halana benziyor. Yüzünün
hatları tıpkı dayın." demiştir.
Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) I. cümlede anlatılanların bilimsel olarak kanıtlandığını
belirtmektedir.
B) I. cümlede dile getirilen düşüncenin inandırıcılığını
artırmaya çalışmaktadır.
O
1. cümlede iddia edilen düşüncenin herkesçe kabul
edildiğini vurgulamaktadır.
D) I. cümlede sözü edilen durumun tutarsızlığına dikkat
çekmektedir.
E) I. cümlede anlatılan durumun gerekçesini bir tanımla
açıklamaya çalışmaktadır.
9. Tür
bile
dü
ar
B
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT/TÜR 7. 1. Insanoğlu var oluşundan günümüze kadar gelen süreçte ebeveynleriyle (anne-baba) ortak özellikleri olduğunu gözlemlemiştir. II. Sizin de çevrenizde birileri mutlaka "Saçların aynı babana benziyor. Gözlerin halana benziyor. Yüzünün hatları tıpkı dayın." demiştir. Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. cümlede anlatılanların bilimsel olarak kanıtlandığını belirtmektedir. B) I. cümlede dile getirilen düşüncenin inandırıcılığını artırmaya çalışmaktadır. O 1. cümlede iddia edilen düşüncenin herkesçe kabul edildiğini vurgulamaktadır. D) I. cümlede sözü edilen durumun tutarsızlığına dikkat çekmektedir. E) I. cümlede anlatılan durumun gerekçesini bir tanımla açıklamaya çalışmaktadır. 9. Tür bile dü ar B
6
Sanat, edebiyat ve düşünce yapıtları; kendine özgü nitelikle-
rinden dolayı ne maddi kültürün ne de manevi kültürün kap-
samına girer. Sinan'ın Süleymaniye'si ve Rodin'in Düşünen
Adam'ı maddi kültür alanında algılanabileceği gibi manevi
kültür evrenindeki işlevlerinden dolayı manevi kültürün bir
parçası olarak da düşünülebilir.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın başlığı olmaya en
uygundur?
A) Sanat ve Estetik
Kültürün Sanatla İlişkisi
Mimarların Kültüre Katkısı
DY Sanatın Kültüre Etkisi
Batı'nın Sanat Yönü
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6 Sanat, edebiyat ve düşünce yapıtları; kendine özgü nitelikle- rinden dolayı ne maddi kültürün ne de manevi kültürün kap- samına girer. Sinan'ın Süleymaniye'si ve Rodin'in Düşünen Adam'ı maddi kültür alanında algılanabileceği gibi manevi kültür evrenindeki işlevlerinden dolayı manevi kültürün bir parçası olarak da düşünülebilir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın başlığı olmaya en uygundur? A) Sanat ve Estetik Kültürün Sanatla İlişkisi Mimarların Kültüre Katkısı DY Sanatın Kültüre Etkisi Batı'nın Sanat Yönü
24. Meşhur bir filozofa, "Servet ayaklarınızın altında olduğu
hâlde neden bu kadar fakirsiniz?” diye sorulduğunda "Ona
ulaşmak için eğilmek lazım da ondan." demiş.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han-
gisidir?
A) Hedefe ulaşmak isteyen insan her şeyi kendine meşru
görür.
B) Servete ulaşmak her insanın isteyeceği doğal bir şeydir.
C) Başarılı insanlar servete emek vererek, çalışarak ulaşır.
D) Servete ulaşmak uğruna kişilikten ve ilkelerden ödün
vermek doğru değildir.
E) İnsanlar, hayatta sağlık ve eğitim dışında servete ihtiyaç
duymaz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
24. Meşhur bir filozofa, "Servet ayaklarınızın altında olduğu hâlde neden bu kadar fakirsiniz?” diye sorulduğunda "Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan." demiş. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? A) Hedefe ulaşmak isteyen insan her şeyi kendine meşru görür. B) Servete ulaşmak her insanın isteyeceği doğal bir şeydir. C) Başarılı insanlar servete emek vererek, çalışarak ulaşır. D) Servete ulaşmak uğruna kişilikten ve ilkelerden ödün vermek doğru değildir. E) İnsanlar, hayatta sağlık ve eğitim dışında servete ihtiyaç duymaz.
A
Türkçe Testi
A
80. ilk kez eski İstanbul'un edebiyat salonları üzerine
hazırladığım bir yazı dizisinde bahsetmiştim Ab-
dülhak Hamit Tarhan'dan. Kendisiyle ilk kez lise
yıllarımda karşılaştım. Hiç unutmuyorum, en ünlü
eseri Finten'den uzunca bir bölüm vardı ders ki-
tabımızda ve alışageldiğimiz tiyatro oyunlarından
müthiş farklı unsurlar içeriyordu. Duyduğum hay-
ranlığın nedenini henüz kendim de çözememiştim
belki ama Finten'in uzak denizlerde kaybolmasın-
dan, dev dalgalarla boğuşarak bir gemiye tırman-
masından etkilenmiştim. Tiyatromuzda bir dönüm
noktası olduğunu ileriki yıllarda idrak edecektim.
Bana sorarsanız, Finten son derece özgün bir eser
aslında. Abdülhak Hamit, bilerek ya da bilmeyerek
kendini anlatıyor orada; ihtiraslarını, yükselişini, ih-
tiraslarını...
Bu parçada sözü edilen Abdülhak Hamit Tar-
han'la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Adının ilk kez - İstanbul'daki edebiyat salon-
ları hakkında kaleme alınmış bir yazı dizisinde
sarf edildiği
BEn ünlü eserinin Finten adlı tiyatrosunun olduğu
ve eserin bir bölümünün kitaplarda yer aldığı
C) Finten adlı eserinin o güne kadar yazılmış tiyat-
rolarla benzer özellikler taşımadığı
D) Finten adlı tiyatrosunun otobiyografik özellikler
taşıdığı
E) Finten'in aynı zamanda eserinin kahramanının
adı olduğu
31. Şiir, ü
Kimil
dikle
tarta
ce,
bir s
olus
fak
şiir
kal
dis
içt
B
la
A
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
A Türkçe Testi A 80. ilk kez eski İstanbul'un edebiyat salonları üzerine hazırladığım bir yazı dizisinde bahsetmiştim Ab- dülhak Hamit Tarhan'dan. Kendisiyle ilk kez lise yıllarımda karşılaştım. Hiç unutmuyorum, en ünlü eseri Finten'den uzunca bir bölüm vardı ders ki- tabımızda ve alışageldiğimiz tiyatro oyunlarından müthiş farklı unsurlar içeriyordu. Duyduğum hay- ranlığın nedenini henüz kendim de çözememiştim belki ama Finten'in uzak denizlerde kaybolmasın- dan, dev dalgalarla boğuşarak bir gemiye tırman- masından etkilenmiştim. Tiyatromuzda bir dönüm noktası olduğunu ileriki yıllarda idrak edecektim. Bana sorarsanız, Finten son derece özgün bir eser aslında. Abdülhak Hamit, bilerek ya da bilmeyerek kendini anlatıyor orada; ihtiraslarını, yükselişini, ih- tiraslarını... Bu parçada sözü edilen Abdülhak Hamit Tar- han'la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Adının ilk kez - İstanbul'daki edebiyat salon- ları hakkında kaleme alınmış bir yazı dizisinde sarf edildiği BEn ünlü eserinin Finten adlı tiyatrosunun olduğu ve eserin bir bölümünün kitaplarda yer aldığı C) Finten adlı eserinin o güne kadar yazılmış tiyat- rolarla benzer özellikler taşımadığı D) Finten adlı tiyatrosunun otobiyografik özellikler taşıdığı E) Finten'in aynı zamanda eserinin kahramanının adı olduğu 31. Şiir, ü Kimil dikle tarta ce, bir s olus fak şiir kal dis içt B la A
26. (1) Polybius'un aktarımına göre, Bithynia Kralı Prusias ile
Attalos arasında gerçekleşen bir savaşta Aigai ciddi bir
şekilde tahrip edilmiştir. (II) Antik yazarlar, yerli halkın
Aigai'ye gelişlerinin MÖ 1100 tarihlerinde başladığını ileri
sürseler de kazı sonuçları şimdilik kentin kuruluşunun
MÖ 7. yüzyılın ilk yarısından daha erkene gitmediğini
göstermektedir. (III) Prusias, savaş sonrasında yapılan
barış antlaşması gereğince, tahrip ettiği kentlere 100 talent
ödemek zorunda bırakılmıştır. (IV) Kent bu antlaşmadan
itibaren, muhtemelen Pergamon Krallığı'nın da desteğiyle,
bölgede ekonomik bir çekim merkezi olmuştur. (V) Böylece
Hellenistik Dönem boyunca ekonomik açıdan güçlü bir
kent hâlini almıştır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) III
C) I
D) V
E) IY
UcDört
Bes
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
26. (1) Polybius'un aktarımına göre, Bithynia Kralı Prusias ile Attalos arasında gerçekleşen bir savaşta Aigai ciddi bir şekilde tahrip edilmiştir. (II) Antik yazarlar, yerli halkın Aigai'ye gelişlerinin MÖ 1100 tarihlerinde başladığını ileri sürseler de kazı sonuçları şimdilik kentin kuruluşunun MÖ 7. yüzyılın ilk yarısından daha erkene gitmediğini göstermektedir. (III) Prusias, savaş sonrasında yapılan barış antlaşması gereğince, tahrip ettiği kentlere 100 talent ödemek zorunda bırakılmıştır. (IV) Kent bu antlaşmadan itibaren, muhtemelen Pergamon Krallığı'nın da desteğiyle, bölgede ekonomik bir çekim merkezi olmuştur. (V) Böylece Hellenistik Dönem boyunca ekonomik açıdan güçlü bir kent hâlini almıştır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) III C) I D) V E) IY UcDört Bes
21. Mimarlık, özü gereği hayalin tasarıma dönüşmesidir.
Bu hayalde kişilerin yaşadığı sosyolojik çevredeki ve
kültürel mirastaki zenginlikle yola çıkılarak bulundu-
ğu alana sosyolojik yapıdan da etkilenerek tasarım
yapması ve yapıtların ortaya çıkması ile bu projeler
şehirlere kimlik kazandırır.
Bu parçadan hareketle mimarın tasarım aşama-
sında aşağıdakilerden hangisini dikkate aldığı
söylenemez?
A) Şehirlerin hüviyetini
B) Toplumsal yapının etkisini
C) Önceki birikimlerin varlığını
D) Dizayn ile hayalin birlikteliğini
E) Yaşadığı çevresini
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
21. Mimarlık, özü gereği hayalin tasarıma dönüşmesidir. Bu hayalde kişilerin yaşadığı sosyolojik çevredeki ve kültürel mirastaki zenginlikle yola çıkılarak bulundu- ğu alana sosyolojik yapıdan da etkilenerek tasarım yapması ve yapıtların ortaya çıkması ile bu projeler şehirlere kimlik kazandırır. Bu parçadan hareketle mimarın tasarım aşama- sında aşağıdakilerden hangisini dikkate aldığı söylenemez? A) Şehirlerin hüviyetini B) Toplumsal yapının etkisini C) Önceki birikimlerin varlığını D) Dizayn ile hayalin birlikteliğini E) Yaşadığı çevresini
İzleyici, bir oyundaki olayın gerçek olup olmadığı-
nı, yazarın yaşadığı gerçekleri yansıtıp yansıtma-
dığını merak eder. Kimi yazarlar yaşadıklarına sıkı
sıkıya bağlı kalır, onu yansıtmaya çalışırlar; ama
ben bunlardan değilim. Oyunlarımda gerçeklerden
bütünüyle kopmamakla birlikte
Düşüncenin akışına göre, bu parçanın sonuna
aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) yaşadığım ve tanık olduğum kimi olayları an-
latırım
2.
----
B) yaşadıklarımdan uzaklaşmaya çalışırım
C) gözlemlerimi, değiştirip zenginleştirerek suna-
rim
R
M
A
D) izleyicilerin hayal dünyalarını zenginleştirmeye
çalışırım
E) izleyenlerin oyunlarımdan masalsı bir tat alma-
larını isterim
V
(1991 - ÖSS)
ilk
landığ
döner
de he
gun v
yımla
geliş
var:
yazı
Düs
si-a
A)
BY
a D
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
İzleyici, bir oyundaki olayın gerçek olup olmadığı- nı, yazarın yaşadığı gerçekleri yansıtıp yansıtma- dığını merak eder. Kimi yazarlar yaşadıklarına sıkı sıkıya bağlı kalır, onu yansıtmaya çalışırlar; ama ben bunlardan değilim. Oyunlarımda gerçeklerden bütünüyle kopmamakla birlikte Düşüncenin akışına göre, bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilemez? A) yaşadığım ve tanık olduğum kimi olayları an- latırım 2. ---- B) yaşadıklarımdan uzaklaşmaya çalışırım C) gözlemlerimi, değiştirip zenginleştirerek suna- rim R M A D) izleyicilerin hayal dünyalarını zenginleştirmeye çalışırım E) izleyenlerin oyunlarımdan masalsı bir tat alma- larını isterim V (1991 - ÖSS) ilk landığ döner de he gun v yımla geliş var: yazı Düs si-a A) BY a D
37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Yapay zekâ alanındaki yeni gelişmeler, ünlü bilim kurgu
yazarı Isaac Asimov'un eserlerinde geçen üç robot
yasasını tekrar gündeme getirdi: "Bir robot, bir insana
zarar veremez veya onun zarar görmesine seyirci
kalamaz. Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir
insanın emirlerine uymak zorundadır. Bir robot, birinci
ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını
korumakla mükelleftir." Asal makinaların gelişerek
başlarına buyruk hareket etmesi, Kuralları ihlal edip
insanlarla, bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi, savaşa
girmesi uzak bir ihtimal olarak durmuyor. Yapay zekâ
üzerine araştırma yapan kişiler, robotların istenmeyen
davranışlar sergilediğinde durdurulmasını sağlayan bir
"kırmızı düğme" oluşturmaktan söz ediyor. Fakat
robotların uzun vadede öğrendikleri sayesinde bu
düğmenin kendi çıkarına olmadığını anlayıp bunu devre
dışı bırakma olasılığını göz önüne almıyorlar.
37. Bu parçada söz edilen Asimov yasalarına göre bir
robot;
Birisinin hayatına son vermesi istenirse bu emri
yerine getirir.
JÖSYM
II. Kendisinin yok olacağını fark ettiği durumda
insanlara zarar verebilir.
III. Başkaları tarafından kötü muamele gören kişilere
yardım eder
işlemlerinden hangilerini yerine getirin?
A) Yalnız 1
B) Yalnız II
C)Yalnız III
D) Ive ll
E) II ve III
3D YA
ON
Puanlanmizin da
NO ve KIT
le
Aynica.
sonuclanc
OGRENG
doğr
TELE
sina
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Yapay zekâ alanındaki yeni gelişmeler, ünlü bilim kurgu yazarı Isaac Asimov'un eserlerinde geçen üç robot yasasını tekrar gündeme getirdi: "Bir robot, bir insana zarar veremez veya onun zarar görmesine seyirci kalamaz. Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır. Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla mükelleftir." Asal makinaların gelişerek başlarına buyruk hareket etmesi, Kuralları ihlal edip insanlarla, bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi, savaşa girmesi uzak bir ihtimal olarak durmuyor. Yapay zekâ üzerine araştırma yapan kişiler, robotların istenmeyen davranışlar sergilediğinde durdurulmasını sağlayan bir "kırmızı düğme" oluşturmaktan söz ediyor. Fakat robotların uzun vadede öğrendikleri sayesinde bu düğmenin kendi çıkarına olmadığını anlayıp bunu devre dışı bırakma olasılığını göz önüne almıyorlar. 37. Bu parçada söz edilen Asimov yasalarına göre bir robot; Birisinin hayatına son vermesi istenirse bu emri yerine getirir. JÖSYM II. Kendisinin yok olacağını fark ettiği durumda insanlara zarar verebilir. III. Başkaları tarafından kötü muamele gören kişilere yardım eder işlemlerinden hangilerini yerine getirin? A) Yalnız 1 B) Yalnız II C)Yalnız III D) Ive ll E) II ve III 3D YA ON Puanlanmizin da NO ve KIT le Aynica. sonuclanc OGRENG doğr TELE sina
19. Atasözleri dilleri güzelleştiren ve bireysel olarak
dünya dillerine belirtken bir biçem sağlayan
zenginlikler olmalarına rağmen bu alanda yapılan
çalışma sayısı son derece azdır. Türkçenin
yabancı dil olarak öğretiminde de bu tür bir
çalışmaya rastlanmamıştır. Hâlbuki atasözleriyle
bezenmiş diller öğrencilerin öğrendikleri dilin
kültürel güzelliklerini ve kendine has özelliklerini
görmesini sağlar. Bir anlamda atasözleri,
deyimler ya da kalıp sözler dilde çok önemli
yer tutmakta yabancı dil öğreniminde de ana
dilindeki kadar önem taşımaktadır. Kültürleri
daha iyi tanımak ve somut sonuçlara varmak için
diller arasında atasözleriyle ilgili karşılaştırılmalı
çalışmalar yapılmıştır. Ancak yabancı dil
öğreniminde atasözlerini yaygın kullanmak ve
müfredata koymakla ilgili olarak ciddi teşebbüsler
olmamıştır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden
hangilerine başvurulmuştur?
A) Betimleme-Benzetme
BAçıklama-Karşılaştırma
C Tartışma-Tanık Gösterme
D) Açıklama-Tanık Gösterme
Betin
Betimleme-Karşılaştırma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
19. Atasözleri dilleri güzelleştiren ve bireysel olarak dünya dillerine belirtken bir biçem sağlayan zenginlikler olmalarına rağmen bu alanda yapılan çalışma sayısı son derece azdır. Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde de bu tür bir çalışmaya rastlanmamıştır. Hâlbuki atasözleriyle bezenmiş diller öğrencilerin öğrendikleri dilin kültürel güzelliklerini ve kendine has özelliklerini görmesini sağlar. Bir anlamda atasözleri, deyimler ya da kalıp sözler dilde çok önemli yer tutmakta yabancı dil öğreniminde de ana dilindeki kadar önem taşımaktadır. Kültürleri daha iyi tanımak ve somut sonuçlara varmak için diller arasında atasözleriyle ilgili karşılaştırılmalı çalışmalar yapılmıştır. Ancak yabancı dil öğreniminde atasözlerini yaygın kullanmak ve müfredata koymakla ilgili olarak ciddi teşebbüsler olmamıştır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur? A) Betimleme-Benzetme BAçıklama-Karşılaştırma C Tartışma-Tanık Gösterme D) Açıklama-Tanık Gösterme Betin Betimleme-Karşılaştırma