Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

1.
Çoğu zaman yeri ve zamanında söyleyemediklerimizden
zihinsel patinajlarımız olur. "Keşke" ile başlar bu
patinajlar. İçimize oturur bazı laflar ve davranışlar. Karşı
koyamamak, kendimizi savunamamak hatta haddini
bildirememek... Önce ona olan sinirimizi yükseltirken
sonra bu sinir bize döner ve kendimize kızarken buluruz
kendimizi. Peki ne oluyor da "o an" kendimizi ifade
etmek bu kadar zor oluyor?
Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Fikirlerin başkalarına ulaşılmasını sağlamak için emek
vermek
B) Yeni bir ürün ortaya koymayıp başkaları taklit
etmek
C) Sürekli tekrarlar yaparak konunun daha iyi
anlaşılmasını sağlamak
D) Benzer eylemlerin yapılmasını engellemek için çaba
sarf etmek
E) Düşünce olarak bir ilerleme kaydedememek, aynı
durumu tekrar etmek
3. 2
C
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Çoğu zaman yeri ve zamanında söyleyemediklerimizden zihinsel patinajlarımız olur. "Keşke" ile başlar bu patinajlar. İçimize oturur bazı laflar ve davranışlar. Karşı koyamamak, kendimizi savunamamak hatta haddini bildirememek... Önce ona olan sinirimizi yükseltirken sonra bu sinir bize döner ve kendimize kızarken buluruz kendimizi. Peki ne oluyor da "o an" kendimizi ifade etmek bu kadar zor oluyor? Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Fikirlerin başkalarına ulaşılmasını sağlamak için emek vermek B) Yeni bir ürün ortaya koymayıp başkaları taklit etmek C) Sürekli tekrarlar yaparak konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamak D) Benzer eylemlerin yapılmasını engellemek için çaba sarf etmek E) Düşünce olarak bir ilerleme kaydedememek, aynı durumu tekrar etmek 3. 2 C
13:44 ↑ •
ideal çözme süreniz 13
1.
2.
dk.
ON
HD+l%7
RAFTA YARDIMCI DUS
Gelişim seviyesine bağlı olarak çocuklarda davranış
bozuklukları; özellikle anne-babanın diğer çocuklardan
farklı gözlemlediği problem olarak adlandırılabilecek
davranışlardır, denebilir. Fakat her farklı davranışa
"davranış bozukluğu" denemez. Davranış bozukluğu;
kişiyi, aileyi olumsuz yönde etkileyen ve diğer
insanların temel haklarının çiğnendiği ve toplumsal
kuralların hiçe sayıldığı davranışlardan oluşan bir
durumdur. Sinirlilik, saldırganlık, inatçılık, yalan
söyleme, tırnak yeme, saç koparma, yeme bozukluğu,
uyku bozukluğu, okuldan kaçma, karşı gelme,
konuşma bozukluğu, çalma gibi eylemler davranış
bozukluğu olarak kabul edilir.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi
çıkarılamaz?
A) Davranıştaki farklılık onun bozukluğuna kanıt
olamaz.
on boo
B) Davranış bozukluğu gözlem sonucu da fark
edilebilir.
(C) Birden çok davranış bozukluğu aynı anda ortaya
kabilir.
D) Bireyi ve toplumu rahatsız eden davranış, bozuktur.
E) Davranış bozuklukları farklı biçimlerde kendini
gösterebilir.
Philip Roth'u sever miyim? Doğrusu evet demem
gerekiyor bu soruya. Neredeyse ne yazmışsa okudum.
Jarak görmem onu. Nedeni çok
can konusunda
20
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
13:44 ↑ • ideal çözme süreniz 13 1. 2. dk. ON HD+l%7 RAFTA YARDIMCI DUS Gelişim seviyesine bağlı olarak çocuklarda davranış bozuklukları; özellikle anne-babanın diğer çocuklardan farklı gözlemlediği problem olarak adlandırılabilecek davranışlardır, denebilir. Fakat her farklı davranışa "davranış bozukluğu" denemez. Davranış bozukluğu; kişiyi, aileyi olumsuz yönde etkileyen ve diğer insanların temel haklarının çiğnendiği ve toplumsal kuralların hiçe sayıldığı davranışlardan oluşan bir durumdur. Sinirlilik, saldırganlık, inatçılık, yalan söyleme, tırnak yeme, saç koparma, yeme bozukluğu, uyku bozukluğu, okuldan kaçma, karşı gelme, konuşma bozukluğu, çalma gibi eylemler davranış bozukluğu olarak kabul edilir. Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz? A) Davranıştaki farklılık onun bozukluğuna kanıt olamaz. on boo B) Davranış bozukluğu gözlem sonucu da fark edilebilir. (C) Birden çok davranış bozukluğu aynı anda ortaya kabilir. D) Bireyi ve toplumu rahatsız eden davranış, bozuktur. E) Davranış bozuklukları farklı biçimlerde kendini gösterebilir. Philip Roth'u sever miyim? Doğrusu evet demem gerekiyor bu soruya. Neredeyse ne yazmışsa okudum. Jarak görmem onu. Nedeni çok can konusunda 20
37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Yapay zekâ alanındaki yeni gelişmeler, ünlü bilim kurgu
yazarı Isaac Asimov'un eserlerinde geçen üç robot
yasasını tekrar gündeme getirdi: "Bir robot, bir insana
zarar veremez veya onun zarar görmesine seyirci
kalamaz. Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir
insanın emirlerine uymak zorundadır. Bir robot, birinci
ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını
korumakla mükelleftir." Ancak makinaların gelişerek
başlarına buyruk hareket etmesi, kuralları ihlal edip
insanlarla, bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi, savaşa
girmesi uzak bir ihtimal olarak durmuyor. Yapay zekâ
üzerine araştırma yapan kişiler, robotların istenmeyen
davranışlar sergilediğinde durdurulmasını sağlayan bir
"kırmızı düğme" oluşturmaktan söz ediyor. Fakat
robotların uzun vadede öğrendikleri sayesinde bu
düğmenin kendi çıkarına olmadığını anlayıp bunu devre
dışı bırakma-olasılığını göz önüne almıyorlar.
37. Bu parçada söz edilen Asimov yasalarına göre bir
robot;
1. Birisinin hayatına son vermesi istenirse bu emri
yerine getirir.
II. Kendisinin yok olacağını fark ettiği durumda
insanlara zarar verebilir.
III. Başkaları tarafından kötü muamele gören kişilere
yardım eder.
işlemlerinden hangilerini yerine getirir? +
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) Yalnız III
D) I ve II
E) ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Yapay zekâ alanındaki yeni gelişmeler, ünlü bilim kurgu yazarı Isaac Asimov'un eserlerinde geçen üç robot yasasını tekrar gündeme getirdi: "Bir robot, bir insana zarar veremez veya onun zarar görmesine seyirci kalamaz. Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır. Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla mükelleftir." Ancak makinaların gelişerek başlarına buyruk hareket etmesi, kuralları ihlal edip insanlarla, bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi, savaşa girmesi uzak bir ihtimal olarak durmuyor. Yapay zekâ üzerine araştırma yapan kişiler, robotların istenmeyen davranışlar sergilediğinde durdurulmasını sağlayan bir "kırmızı düğme" oluşturmaktan söz ediyor. Fakat robotların uzun vadede öğrendikleri sayesinde bu düğmenin kendi çıkarına olmadığını anlayıp bunu devre dışı bırakma-olasılığını göz önüne almıyorlar. 37. Bu parçada söz edilen Asimov yasalarına göre bir robot; 1. Birisinin hayatına son vermesi istenirse bu emri yerine getirir. II. Kendisinin yok olacağını fark ettiği durumda insanlara zarar verebilir. III. Başkaları tarafından kötü muamele gören kişilere yardım eder. işlemlerinden hangilerini yerine getirir? + A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) ve III
Karma
larından çok,
Milo Venüs'ünü
mun adını çok
laki en önemli
Dönemi'ndeki
eğil mi? Ama
Dilecek birçok
ğıdakilerden
vardır.
sevmezler.
anat değer-
fikri vardır.
a yaşamak
Bir sanat eseri için açıklık, kapalılık; zorluk, kolaylık gibi kay-
moramları tehlikeli görüyorum. Söz gelimi, insanlar Don Kişot'u
The anlıyorlar mı? Ben bu konuda fazla iyimser değilim. Don Kişot'un
en azından yirmi değişik yorumu var. Anlamak göreceli bir
kavramdır. Bu konu için, Melih Cevdet Anday'ın şu sözünü
söyleyebilirim: "Okuyoruz, bundan zevk alıyoruz ve serüven
bitiyor." Böylece yapıttan pek çok şey öğreniyoruz.
9.
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A) Anlamak kişiden kişiye değişen bir kavramdır.
B) Don Kişot'u herkes kendine gore, değişik yorumlayabilir.
C) Kitaplar için kapalı, açık; zor, kolay gibi kavramlar
kullanmamalıyız.
Zevk alarak okuduğumuz yapıtlardan, farkına varmasak
da çok şey öğreniyoruz.
E) Kitapları anlamaya çalışmak oldukça zor bir iştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Karma larından çok, Milo Venüs'ünü mun adını çok laki en önemli Dönemi'ndeki eğil mi? Ama Dilecek birçok ğıdakilerden vardır. sevmezler. anat değer- fikri vardır. a yaşamak Bir sanat eseri için açıklık, kapalılık; zorluk, kolaylık gibi kay- moramları tehlikeli görüyorum. Söz gelimi, insanlar Don Kişot'u The anlıyorlar mı? Ben bu konuda fazla iyimser değilim. Don Kişot'un en azından yirmi değişik yorumu var. Anlamak göreceli bir kavramdır. Bu konu için, Melih Cevdet Anday'ın şu sözünü söyleyebilirim: "Okuyoruz, bundan zevk alıyoruz ve serüven bitiyor." Böylece yapıttan pek çok şey öğreniyoruz. 9. Bu parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Anlamak kişiden kişiye değişen bir kavramdır. B) Don Kişot'u herkes kendine gore, değişik yorumlayabilir. C) Kitaplar için kapalı, açık; zor, kolay gibi kavramlar kullanmamalıyız. Zevk alarak okuduğumuz yapıtlardan, farkına varmasak da çok şey öğreniyoruz. E) Kitapları anlamaya çalışmak oldukça zor bir iştir.
28. ---- Gençliğin bütün dönemlerin kaldıracı olarak oynadığı
rol, yaşadığımız hayatı, yaşanan tarihi bir yerden alıp başka
bir yere taşıyacak derecede önemli iken romanların konusu
olamamışsa bunun çok yalın bir nedeni var: Düne kadar her yıl
yazılan roman sayısının çok az oluşu. Bir yıl boyunca yazılan
yirmi, otuz romanın taşıdığı bireysel ya da toplumsal kaygılar
arasında gençlerin nasıl yaşayıp düşündüğüyle ilgili konular
silinip gitti. Her yıl yayımlanan roman sayısının birkaç yüzü
aşmaya başladığı son yıllardaysa gençlik romanı denecek
türde daha çok sayıda roman yazılmaya başlandı.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdaki-
lerden hangisi getirilmelidir?
Kimi yazarların, gençliği olumsuz yönleriyle öne çıkardığı
görülür.
B) Genç romancıların yapıtlarına bu denli ilgisiz kalınmasını
anlayamam.
C) Bizim edebiyatımızda gençlik romanlarının çok az oluşu
şaşırtıcıdır.
D Yazarlarımızın gençliğe bakış açısının değişmesi gereki-
yor.
E) Genç yazarların, gençlikle ilgili romanlar yazmaması ilginç
bir durum.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
28. ---- Gençliğin bütün dönemlerin kaldıracı olarak oynadığı rol, yaşadığımız hayatı, yaşanan tarihi bir yerden alıp başka bir yere taşıyacak derecede önemli iken romanların konusu olamamışsa bunun çok yalın bir nedeni var: Düne kadar her yıl yazılan roman sayısının çok az oluşu. Bir yıl boyunca yazılan yirmi, otuz romanın taşıdığı bireysel ya da toplumsal kaygılar arasında gençlerin nasıl yaşayıp düşündüğüyle ilgili konular silinip gitti. Her yıl yayımlanan roman sayısının birkaç yüzü aşmaya başladığı son yıllardaysa gençlik romanı denecek türde daha çok sayıda roman yazılmaya başlandı. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdaki- lerden hangisi getirilmelidir? Kimi yazarların, gençliği olumsuz yönleriyle öne çıkardığı görülür. B) Genç romancıların yapıtlarına bu denli ilgisiz kalınmasını anlayamam. C) Bizim edebiyatımızda gençlik romanlarının çok az oluşu şaşırtıcıdır. D Yazarlarımızın gençliğe bakış açısının değişmesi gereki- yor. E) Genç yazarların, gençlikle ilgili romanlar yazmaması ilginç bir durum.
en
arın
O
arihin
1
işi, tür
W.
demir
l'a
ek
22. Millî bir gelenektir mahya. Sultan I. Ahmet devrinde
ilk defa Sultanahmet Cami'nin minareleri arasında
kurulmuştur. Avrupalı seyyahların bu ışık sanatına özel
bir ilgi gösterdiklerini yazdıklarından biliyoruz. Mesela
Fransız şair Théophile Gautier 1854 yılı ramazanında,
bir gece Tepebaşı'ndan seyreder İstanbul'u. İstanbul'un
bir imparator tacı gibi ışıldadığını, şerefeleri kandillerden
bileziklerle bezeli minareler arasında ateşten harflerle
yazılmış Kur'an ayetlerinin parıldadığını belirtir.
Sarayburnu'ndan Eyüp sırtlarına kadar ışıklara boğulmuş
camilerinin mahyalarla İslam'ın formüllerini yeryüzüne ilan
ettiğini ve hilalin hemen yanındaki yıldızla imparatorluğun
armasını gök bayrağına nakşetmiş gibi göründüğünü
yazarak bu şehrin kimliğine işaret eder.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Konuşma havası içinde yazılmıştır.
B) Devrik cümlelere yer verilmiştir.
C) Benzetmelerden yararlanılmıştır.
D) Sözcükler arasında sessel yinelemeler kurulmuştur.
E) Tekdüzelikten kaçınılmıştır.
D
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
en arın O arihin 1 işi, tür W. demir l'a ek 22. Millî bir gelenektir mahya. Sultan I. Ahmet devrinde ilk defa Sultanahmet Cami'nin minareleri arasında kurulmuştur. Avrupalı seyyahların bu ışık sanatına özel bir ilgi gösterdiklerini yazdıklarından biliyoruz. Mesela Fransız şair Théophile Gautier 1854 yılı ramazanında, bir gece Tepebaşı'ndan seyreder İstanbul'u. İstanbul'un bir imparator tacı gibi ışıldadığını, şerefeleri kandillerden bileziklerle bezeli minareler arasında ateşten harflerle yazılmış Kur'an ayetlerinin parıldadığını belirtir. Sarayburnu'ndan Eyüp sırtlarına kadar ışıklara boğulmuş camilerinin mahyalarla İslam'ın formüllerini yeryüzüne ilan ettiğini ve hilalin hemen yanındaki yıldızla imparatorluğun armasını gök bayrağına nakşetmiş gibi göründüğünü yazarak bu şehrin kimliğine işaret eder. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Konuşma havası içinde yazılmıştır. B) Devrik cümlelere yer verilmiştir. C) Benzetmelerden yararlanılmıştır. D) Sözcükler arasında sessel yinelemeler kurulmuştur. E) Tekdüzelikten kaçınılmıştır. D
da, bu
mel bir
rülür.
cağın
s bi-
inin
ve
de
1-
Dünya'nın yörüngesel olarak
James Croll,
Güneş'ten uzaklaştığı zamanlarda soğuyacağını
söylüyordu. Kendi hesabıyla bu yörüngesel uzak.
laşmalar, her yarım küre için yaklaşık 10 bin yılda
bir olmak üzere toplamda 22 bin yılda bir ger-
çekleşmektedir. Croll'un görüşleri ilk başta kabul
edilmese de 1920'lerde Milutin Milankovic onun
görüşlerini temel alıp geliştirmiştir. Milankovic;
dış merkezlilik, eksen eğikliği ve Dünya yörünge-
sinin deviniminin, Dünya'ya ulaşan radyasyondan
dolayı döngüsel değişikliğe neden olduğunu ve bu
yörünge zorlamasının Dünya üzerindeki iklim mo-
dellerini kuvvetle etkilediğini ileri sürmüştür.
Bu metinle ilgili olarak;
I. Terimlere yer verilmiştir.
II. Sayısal veriler kullanılmıştı
III. Tanık göstermeden yararlanılmıştır.
IV. Ciddi, ağırbaşlı bir üslup kullanılmıştır.
çıkarımlarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız I
(B) Yalnız III
D) II ve III
C) I ve II
E) III ve IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
da, bu mel bir rülür. cağın s bi- inin ve de 1- Dünya'nın yörüngesel olarak James Croll, Güneş'ten uzaklaştığı zamanlarda soğuyacağını söylüyordu. Kendi hesabıyla bu yörüngesel uzak. laşmalar, her yarım küre için yaklaşık 10 bin yılda bir olmak üzere toplamda 22 bin yılda bir ger- çekleşmektedir. Croll'un görüşleri ilk başta kabul edilmese de 1920'lerde Milutin Milankovic onun görüşlerini temel alıp geliştirmiştir. Milankovic; dış merkezlilik, eksen eğikliği ve Dünya yörünge- sinin deviniminin, Dünya'ya ulaşan radyasyondan dolayı döngüsel değişikliğe neden olduğunu ve bu yörünge zorlamasının Dünya üzerindeki iklim mo- dellerini kuvvetle etkilediğini ileri sürmüştür. Bu metinle ilgili olarak; I. Terimlere yer verilmiştir. II. Sayısal veriler kullanılmıştı III. Tanık göstermeden yararlanılmıştır. IV. Ciddi, ağırbaşlı bir üslup kullanılmıştır. çıkarımlarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I (B) Yalnız III D) II ve III C) I ve II E) III ve IV
nlan
11. Bu konu sanatçılar arasında sık sık tartışılıyor. Bence
böyle bir tartışmaya girmek bile yersiz. Herkes yaşa-
dığını yazar. Öyle ki geride büyük yapıtlar bırakmış
yazarlara baktığımız zaman, bunların yaşamdan, ya-
şanmış olaylardan yola çıktığını görürüz. Bundan da-
ha doğal bir şey olamaz. Hiç bilmediği bir konuyu,
içine hiç girmediği bir çevreyi, hiç tanımadığı insan-
ları nasıl yazabilir kişi?
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine karşı çıkıl-
maktadır?
A) Bir yazarın, yaşadıklarını ya da tanık olduklarını
olduğu gibi yansıtmasına
B) Yazarların, içinde somut yaşantıların olmadığı fan-
tastik yapıtlar kaleme almasına
C) Yazarların, yakından tanıdıkları çevre ve insanla-
ri anlatmasına
D) Yazarların, yapıtlarını yaşadıkları üzerinde temel-
lendirmesinin basitlik olarak algılanmasına
E) Bir yazarın anlattıklarının mutlaka gerçekçi olma-
si gerektiği düşüncesine
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
nlan 11. Bu konu sanatçılar arasında sık sık tartışılıyor. Bence böyle bir tartışmaya girmek bile yersiz. Herkes yaşa- dığını yazar. Öyle ki geride büyük yapıtlar bırakmış yazarlara baktığımız zaman, bunların yaşamdan, ya- şanmış olaylardan yola çıktığını görürüz. Bundan da- ha doğal bir şey olamaz. Hiç bilmediği bir konuyu, içine hiç girmediği bir çevreyi, hiç tanımadığı insan- ları nasıl yazabilir kişi? Bu parçada aşağıdakilerden hangisine karşı çıkıl- maktadır? A) Bir yazarın, yaşadıklarını ya da tanık olduklarını olduğu gibi yansıtmasına B) Yazarların, içinde somut yaşantıların olmadığı fan- tastik yapıtlar kaleme almasına C) Yazarların, yakından tanıdıkları çevre ve insanla- ri anlatmasına D) Yazarların, yapıtlarını yaşadıkları üzerinde temel- lendirmesinin basitlik olarak algılanmasına E) Bir yazarın anlattıklarının mutlaka gerçekçi olma- si gerektiği düşüncesine
3. Nehirleri olmadan düşünülemeyen birçok şehir var.
Thames Nehri olmadan zihninizde bir Londra portre-
si oluşturamazsınız. Keza Tuna Nehri, ikiye böldüğü
Buda ve Peşt'e ayrı bir güzellik katar. Paris'te Seine
Nehri kıyısında yürümeden şehrin gerçek atmosferi-
ne kapılmanız mümkün değildir. Ancak öyle bir yer
var ki tüm bu şehirleri geride bırakıyor: Fransa'nın gü-
neydoğusunda yer alan, Rhone-Alp Bölgesi'nin baş-
kenti Lyon. Bir yanda gürül gürül akan Rhone Nehri,
diğer yanda rüzgâr hangi yönden eserse o tarafa akan
Saone Nehri, Lyon'u bu özelliğiyle benzersiz kılıyor.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi söylenemez?
A) Örnek verildiği
B) Açıklama yapıldığı
C) Benzetme yapıldığı
D) Anlatıcının duygusal etkilenmesini yansıttığı
E Nitelendirmelere yer verildiği
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. Nehirleri olmadan düşünülemeyen birçok şehir var. Thames Nehri olmadan zihninizde bir Londra portre- si oluşturamazsınız. Keza Tuna Nehri, ikiye böldüğü Buda ve Peşt'e ayrı bir güzellik katar. Paris'te Seine Nehri kıyısında yürümeden şehrin gerçek atmosferi- ne kapılmanız mümkün değildir. Ancak öyle bir yer var ki tüm bu şehirleri geride bırakıyor: Fransa'nın gü- neydoğusunda yer alan, Rhone-Alp Bölgesi'nin baş- kenti Lyon. Bir yanda gürül gürül akan Rhone Nehri, diğer yanda rüzgâr hangi yönden eserse o tarafa akan Saone Nehri, Lyon'u bu özelliğiyle benzersiz kılıyor. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) Örnek verildiği B) Açıklama yapıldığı C) Benzetme yapıldığı D) Anlatıcının duygusal etkilenmesini yansıttığı E Nitelendirmelere yer verildiği
6. Yazar, son kitabında öyküye dair bütün birikimini göz-
ler önüne seriyor. Öykü okurken nelere dikkat edil-
mesi gerektiğini açıklarken yazma uğraşına girenle-
rin nerelerden, nasıl başlayabileceğine dair bilgiler
de veriyor. Öykü yazma duygusunun gelişmesine,
yazmanın her insan için vazgeçilmezliğine dönük yol
işaretlerini de getirip önümüze çıkarıyor. Yazar, gü-
nümüz roman ve öyküsüne eğilerek çağdaş edebi-
yatımız için bir başvuru kitabı ortaya çıkarıyor. Eleş-
tirel bir bakışla edebiyatı yazar-yapıt-dönem eksenin-
de irdeliyor.
1. Sanatçı, yazmak isteyenlere yol göstermektedir.
II. Sorgulayıcı bir içeriği vardır.
III. Edebiyatımıza yönelik saptamalar yapmıştır.
Bu parçada sözü edilen yazar ve yapıtıyla ilgili ola-
rak yukarıdakilerden hangileri çıkarılabilir?
A) Yalnız I
D) I. ve III.
B) Yalnız II
C) I. ve II.
E) I, II. ve III.
36
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. Yazar, son kitabında öyküye dair bütün birikimini göz- ler önüne seriyor. Öykü okurken nelere dikkat edil- mesi gerektiğini açıklarken yazma uğraşına girenle- rin nerelerden, nasıl başlayabileceğine dair bilgiler de veriyor. Öykü yazma duygusunun gelişmesine, yazmanın her insan için vazgeçilmezliğine dönük yol işaretlerini de getirip önümüze çıkarıyor. Yazar, gü- nümüz roman ve öyküsüne eğilerek çağdaş edebi- yatımız için bir başvuru kitabı ortaya çıkarıyor. Eleş- tirel bir bakışla edebiyatı yazar-yapıt-dönem eksenin- de irdeliyor. 1. Sanatçı, yazmak isteyenlere yol göstermektedir. II. Sorgulayıcı bir içeriği vardır. III. Edebiyatımıza yönelik saptamalar yapmıştır. Bu parçada sözü edilen yazar ve yapıtıyla ilgili ola- rak yukarıdakilerden hangileri çıkarılabilir? A) Yalnız I D) I. ve III. B) Yalnız II C) I. ve II. E) I, II. ve III. 36
Yükseklerde Olanlara
14. Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum b
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin 9
İçimi seninle ısıtıyorum
Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
A) Çapraz uyak şemasıyla oluşturulmuştur.
B) Halk edebiyatı şiir geleneği ile yazılmıştır.
C) Esaretten kurtuluş teması işlenmiştir.
DY imgesel söyleyiş özellikleri hâkimdir.
E) Divan şiirindeki mazmunlardan yararlanılmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Yükseklerde Olanlara 14. Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum b Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin 9 İçimi seninle ısıtıyorum Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Çapraz uyak şemasıyla oluşturulmuştur. B) Halk edebiyatı şiir geleneği ile yazılmıştır. C) Esaretten kurtuluş teması işlenmiştir. DY imgesel söyleyiş özellikleri hâkimdir. E) Divan şiirindeki mazmunlardan yararlanılmıştır.
16. Edebiyata ilginin azaldığını düşünmüyorum. Taşra-
da yüzlerce dergi, bülten, seçki çıkıyor. Belki canlı
bir edebiyat ortamı yok ama potansiyel bir edebiyat
ordusu var, bunu hissediyorum./Bence geçmişle
bugünü kıyaslama işini bırakıp işimize bakalım.
Şiirimizi, romanımızı, öykümüzü yazalım. Ancak bu
şekilde
Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) edebiyata olan ilgiyi artırabiliriz.
B) canlı bir edebiyat ortamı oluşturabiliriz.
C) orijinal eserler ortaya koyabiliriz.
D) var olan potansiyeli değerlendirmiş oluruz.
E) gerçek birer edebiyatçı olabiliriz. V
V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
16. Edebiyata ilginin azaldığını düşünmüyorum. Taşra- da yüzlerce dergi, bülten, seçki çıkıyor. Belki canlı bir edebiyat ortamı yok ama potansiyel bir edebiyat ordusu var, bunu hissediyorum./Bence geçmişle bugünü kıyaslama işini bırakıp işimize bakalım. Şiirimizi, romanımızı, öykümüzü yazalım. Ancak bu şekilde Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez? A) edebiyata olan ilgiyi artırabiliriz. B) canlı bir edebiyat ortamı oluşturabiliriz. C) orijinal eserler ortaya koyabiliriz. D) var olan potansiyeli değerlendirmiş oluruz. E) gerçek birer edebiyatçı olabiliriz. V V
2019-TYT/Türkçe
27. Her yıl, milyonlarca ton plastik üretiliyor. Diğer yandan
da plastik su şişeleri gibi geri dönüşümü sağlanama-
yan büyük miktarda atığın denizleri doldurmaması için
çözüm arayışı sürüyor. Bu çözümlerden en umut verici
olanı atıkları veya plastikleri parçalayan organizmalar.
Ancak daha basit çözümler de var. Yakın zamanda bir
araştırmacı, plastiğin aksine kalıcı olmayan ve kullanıl-
dıktan sonra biyolojik olarak parçalanabilen bir malze-
meden şişe üretme fikrini ortaya attı.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söy-
lenebilir?
A) Biyolojik olarak parçalanabilen şişe, şimdilik tasarım
aşamasında olan sonuç odaklı çalışmalardan biridir.
B) Geri dönüşüm serununun ortadan kaldırılmasında
nela parçalanabilen şişe fikriyle önemli bir adım atılmış
oldu.
C) Plastiğin yerine alternatif malzeme üretme fikrinin
ortaya atılması, kısa vadede bir çözüm olarak gö-
rünmüyor.
D) Geri dönüşümü sağlanamayan plastik ve benzeri
maddeler doğal hayata kalıcı hasarlar vermektedir.
E) Plastiğin doğada dönüşüme uğramaması, ilerleyen
zamanlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açacaktır.
28.
/ Benim Hocam
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2019-TYT/Türkçe 27. Her yıl, milyonlarca ton plastik üretiliyor. Diğer yandan da plastik su şişeleri gibi geri dönüşümü sağlanama- yan büyük miktarda atığın denizleri doldurmaması için çözüm arayışı sürüyor. Bu çözümlerden en umut verici olanı atıkları veya plastikleri parçalayan organizmalar. Ancak daha basit çözümler de var. Yakın zamanda bir araştırmacı, plastiğin aksine kalıcı olmayan ve kullanıl- dıktan sonra biyolojik olarak parçalanabilen bir malze- meden şişe üretme fikrini ortaya attı. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söy- lenebilir? A) Biyolojik olarak parçalanabilen şişe, şimdilik tasarım aşamasında olan sonuç odaklı çalışmalardan biridir. B) Geri dönüşüm serununun ortadan kaldırılmasında nela parçalanabilen şişe fikriyle önemli bir adım atılmış oldu. C) Plastiğin yerine alternatif malzeme üretme fikrinin ortaya atılması, kısa vadede bir çözüm olarak gö- rünmüyor. D) Geri dönüşümü sağlanamayan plastik ve benzeri maddeler doğal hayata kalıcı hasarlar vermektedir. E) Plastiğin doğada dönüşüme uğramaması, ilerleyen zamanlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açacaktır. 28. / Benim Hocam
6. • Yakup Kadri'ye göre aydınlar, köyün geri
kalmışlığının en büyük nedenidir.
●
Bu düşünce onun, aydınları köyün kalkınmasında
kurtarıcı olarak görmesini engellemez.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru
biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Yakup Kadri bir yandan köyün geri kalmışlığının asıl
nedeni, diğer yandan köyün kalkınmasının öncüsü
olarak aydınları görür.
B) Yakup Kadri aydınları köyün geri kalmışlığının asıl
nedeni olarak gördüğü için onlara köyün
kalkınmasında kurtarıcı bir rol verir.
C) Yakup Kadri köyün geri kalmışlığını etkileyen pek çok
unsur olsa da köyün kalkınmasının aydınlar sayesinde
gerçekleşeceğini düşünür.
DY Yakup Kadri köyün kalkınmasında farklı etkenlerin rol
aldığını düşünürken geri kalmışlığında en büyük
nedenin aydınlar olduğunu savunur.
E) Yakup Kadri hem köylülerin hem aydınların köyün geri
kalmışlığının yanı sıra kalkınmasında da büyük paya
sahip olduğunu öne sürer.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. • Yakup Kadri'ye göre aydınlar, köyün geri kalmışlığının en büyük nedenidir. ● Bu düşünce onun, aydınları köyün kalkınmasında kurtarıcı olarak görmesini engellemez. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Yakup Kadri bir yandan köyün geri kalmışlığının asıl nedeni, diğer yandan köyün kalkınmasının öncüsü olarak aydınları görür. B) Yakup Kadri aydınları köyün geri kalmışlığının asıl nedeni olarak gördüğü için onlara köyün kalkınmasında kurtarıcı bir rol verir. C) Yakup Kadri köyün geri kalmışlığını etkileyen pek çok unsur olsa da köyün kalkınmasının aydınlar sayesinde gerçekleşeceğini düşünür. DY Yakup Kadri köyün kalkınmasında farklı etkenlerin rol aldığını düşünürken geri kalmışlığında en büyük nedenin aydınlar olduğunu savunur. E) Yakup Kadri hem köylülerin hem aydınların köyün geri kalmışlığının yanı sıra kalkınmasında da büyük paya sahip olduğunu öne sürer.
22. Genç yazarlara illa güzelliği aramalarını öğütlemek iste-
miyorum. Güzellik çok su götürür. Güzel diye çıkardıkları,
bakarsınız, çabucak çirkin görünüverir. Güzellik arkasın-
dan koşmasınlar, doğrudur diye bildiklerini söylesinler
ama sözlerin değerini, anlamını düşünerek, okuyanın da
hemen anlamasını sağlamaya çalışarak, sıkmaktan kaçı-
narak söylesinler. Bilsinler ki doğruyu içimizde duymamız
yetmez, onu bozmadan belirtecek kalibi bulmak gerektir.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki-
Herden hangisidir?
A) Doğruyu en saf hâliyle yazıya aktarmayı başaran
sanatçılar kalıcılığı yakalar.
Güzellik algısı kişisellik içerdiği için genç yazarlar
nesnel olanı takip etmelidir.
C) Gerçekler aktarılırken uygun bir anlatım tarzı kullanıl-
masına dikkat etmek gerekir.
DY Genç yazarların hayalleriyle yaşamın gerçekleri çoğu
zaman örtüşmemektedir.
Sanatın olanaklarından yararlanırken bilgileri değiştir-
meden iletmek mümkündür.
Diňor sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
22. Genç yazarlara illa güzelliği aramalarını öğütlemek iste- miyorum. Güzellik çok su götürür. Güzel diye çıkardıkları, bakarsınız, çabucak çirkin görünüverir. Güzellik arkasın- dan koşmasınlar, doğrudur diye bildiklerini söylesinler ama sözlerin değerini, anlamını düşünerek, okuyanın da hemen anlamasını sağlamaya çalışarak, sıkmaktan kaçı- narak söylesinler. Bilsinler ki doğruyu içimizde duymamız yetmez, onu bozmadan belirtecek kalibi bulmak gerektir. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki- Herden hangisidir? A) Doğruyu en saf hâliyle yazıya aktarmayı başaran sanatçılar kalıcılığı yakalar. Güzellik algısı kişisellik içerdiği için genç yazarlar nesnel olanı takip etmelidir. C) Gerçekler aktarılırken uygun bir anlatım tarzı kullanıl- masına dikkat etmek gerekir. DY Genç yazarların hayalleriyle yaşamın gerçekleri çoğu zaman örtüşmemektedir. Sanatın olanaklarından yararlanırken bilgileri değiştir- meden iletmek mümkündür. Diňor sayfaya geçiniz.
TYT/Türkçe
13. Toprak solucanları üzerinde yapılan çalışmaların bazıları
Cup ala
alanındadır. Bu canlılardan geleneksel Uzakdoğu
tıbbında yüzyıllardır yararlanıldığı biliniyor. Günümüzde
toprak solucanlarından elde edilen bazı ilaçların hekim-
likte kullanılması yine gündemde. Bu süreç yaklaşık 35
yıl önce Japon araştırmacıların bilimsel ismi lumbricus
rebellus olan bir toprak solucanı türünden fibrin çözen bir
enzim elde etmesi ile başladı. Araştırmacıların lumbro-
kinaz adını verdikleri bu enzim 6 proteolitik gruptan oluşu-
yor. Tıpkı aspirin ve heparin gibi kan inceltici özelliği olan
bu enzim üzerinde, daha sonra Çin başta olmak üzere
bazı Uzakdoğu ülkelerinde yoğun olarak çalışıldı. Daha
sonra bununla ilgili bazı enzimler elde edildi. Bu enzim-
leri içeren tabletler özellikle kalp-damar rahatsızlıkları
olan hastalarda dolaşımı rahatlatan bir alternatif olarak
düşünülüyor.
quais as
of ras
Bu parçadan toprak solucanlarıyla ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisi kesin olarak söylenebilir?
A) Tip alanındaki gelişmelere paralel olarak birçok hasta-
lığın tedavisinde kullanılmaktadır. K
B) Özellikle Uzak Doğu ülkelerinde geleneksel tibbin
temelini oluşturan bir canlı türü olarak bilinmektedir.
apon araştırmacılarının uzun çalışmaları neticesinde
aspirin gibi bazı ilaçlara alternatif olmuştur.
D) Kan uzerinde yaptığı etki nedeniyle bazı hastalıkların
tedavisinde kullanılması için çalışılmaktadır.
E) Yakın zamanda sadece Uzakdoğu ülkelerinde değil
dünyanın dört bir yanında tanınması hedeflenmekte-
dir.
15. Ox
sil
lar
ME
yir
öc
be
metin yayınları
Se
ri
F
Ĉ
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT/Türkçe 13. Toprak solucanları üzerinde yapılan çalışmaların bazıları Cup ala alanındadır. Bu canlılardan geleneksel Uzakdoğu tıbbında yüzyıllardır yararlanıldığı biliniyor. Günümüzde toprak solucanlarından elde edilen bazı ilaçların hekim- likte kullanılması yine gündemde. Bu süreç yaklaşık 35 yıl önce Japon araştırmacıların bilimsel ismi lumbricus rebellus olan bir toprak solucanı türünden fibrin çözen bir enzim elde etmesi ile başladı. Araştırmacıların lumbro- kinaz adını verdikleri bu enzim 6 proteolitik gruptan oluşu- yor. Tıpkı aspirin ve heparin gibi kan inceltici özelliği olan bu enzim üzerinde, daha sonra Çin başta olmak üzere bazı Uzakdoğu ülkelerinde yoğun olarak çalışıldı. Daha sonra bununla ilgili bazı enzimler elde edildi. Bu enzim- leri içeren tabletler özellikle kalp-damar rahatsızlıkları olan hastalarda dolaşımı rahatlatan bir alternatif olarak düşünülüyor. quais as of ras Bu parçadan toprak solucanlarıyla ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi kesin olarak söylenebilir? A) Tip alanındaki gelişmelere paralel olarak birçok hasta- lığın tedavisinde kullanılmaktadır. K B) Özellikle Uzak Doğu ülkelerinde geleneksel tibbin temelini oluşturan bir canlı türü olarak bilinmektedir. apon araştırmacılarının uzun çalışmaları neticesinde aspirin gibi bazı ilaçlara alternatif olmuştur. D) Kan uzerinde yaptığı etki nedeniyle bazı hastalıkların tedavisinde kullanılması için çalışılmaktadır. E) Yakın zamanda sadece Uzakdoğu ülkelerinde değil dünyanın dört bir yanında tanınması hedeflenmekte- dir. 15. Ox sil lar ME yir öc be metin yayınları Se ri F Ĉ