Anlatım Biçimleri Soruları

15. Alışkanlıklar, basmakalıp sözler en derin ger- çeklerin anlamını, en güzel duyguların ürper- tisini unutturabilir. Bunları yeniden canlandır- mak, yeniden yaşatmak için sanatçı olmak gerekir. Ancak şairler, milyonlarca yıllık gü- neşin ışığını, bize yeni açmış binbir renkli bir çiçeğin parıltısı gibi gösterebilirler. Yunus'un söyleyişiyle, her gün yeniden doğan şairler olmasaydı insanlık; öğrenilmiş, ezberlenmiş gerçeklerin kabuğu içinde sıkışıp kalacaktı. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Abartmaya başvurma B) Yinelemelere yer verme C) Koşul öne sürme 11. Bölüm DYansız bir söyleme dayanma E) Tanık göstermeden yararlanma (2012-YGS) 16. Yazmaya yeni başlayanların ilk ürünlerini, Jucların kanat alıstırmasına benzetirim. İlk

1. Ege'de yıllarda değişik uluslarla, azınlıklarla bir arada yaşama- nın verdiği bir alışveriş var. Ege kültürü diye başlı başına bir kültür oluşmuş burada. Ege türküleri müzikal yapı olarak diğer yörelere göre biraz daha zengin gibi. Bir de bu yöre insanının türküleri daha bir yumuşak gibi geliyor bana, daha ılımlı. Sert- likten uzak. Denize yakın olmanın verdiği bir şey herhalde bu. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden ya- rarlanılmıştır? A) Açıklama B) Betimleme D) Kanıtlama _C) Öyküleme E) Sayısal veri

3. Çok güzel yazan, fakat konularını bireyin iç dünyasından seçen yazarları yapıtlarında toplumsal sorunlara yeterin- ce ağırlık vermedikleri gerekçesiyle işlevsiz mi bulacağız? Romancı günümüzün sorunlarına ışık tutmalı elbette, fa- kat yalnızca sorunlara yönelik ve işin sanat yanını eksik bırakırsa, o zaman gazeteciden ve televizyon programci- sından bir farkı kalmaz. Hâlbuki -- Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir? A) geneli ilgilendiren konuları anlatmak sanatçının so- rumluluğunu artırır B) söyleyişte görülen sıradanlık toplumsal konulara ge- niş yer verilerek çözülebilir C) romancının başarısını sağlayan, anlatımdaki ustalıkta değil, anlatılan konudadır D) romancı tüm emeğini evrensel bir yapıt çıkarmak için harcamalıdır E) her romancı içeriğin sıradanlığını atmanın yollarını bul- malıdır

24. Kudurmuş bir rüzgar küçük pencerenin örtülmüş kapaklarına çarpıyordu. Ortadaki kalın ayaklı, kaba ve in masanın etrafinda yine kaba ve biçimsiz sandel yeler duruyor, çalınan mandolinin keskin sesini dinler gibi uyukluyorlardı. Ocağın üstündeki harap ve ihtiyar saat gece yarısının geçmiş olduğunu gösteriyordu. Bu hikâye parçası için, 1. Insan dışındaki varlıklara insan özelliği veril- miştir. II. Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir. II. Işitme ve koklama duyusuna yönelik ayrıntılar vardır. IV. Mekân tasviri söz konusudur. V. Duyular arası aktarma yapılmıştır. belirlemelerinden hangileri yanlıştır? A) I ve ll B) I ve ill D) Yalnız Ill C) II ve IV E) IV ve V

HINWRENK HR HR 6. . Bilginin kaynağında yalnızca deneyin bulunduğunu söyleyen empirizme göre insan aklında doğuştan gelen hiçbir bilgi yoktur. . DENEME-12 Empirizm akımın en önde gelen isim John Locke, insan zihninin doğduğu anda "boş levha" başka bir söylemle "tabula rasa" olduğunu söyler. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilginin kaynağında yalnızca deneyin bulunduğunu söy- leyen empirizm, zaman sonra John Locke'un "boş levha" önermesiyle daha çok tanınmıştır. B) İnsan aklında doğuştan gelen hiçbir bilginin olmadığı- ni öne süren empirizm, "boş levha" söylemiyle tanınan John Locke'un gölgesinde kalmıştır. İnsan zihnini doğuştan boş bir levha olarak niteleyen John Locke, bilginin kaynağında yalnızca deneyin bu- lunduğunu söyleyen empirizmin en önemli temsilcisidir. John Locke, "tabula rasa" ile insan aklında doğuştan ge- len hiçbir bilgi bulunmadığını söyleyerek Empirizm akı- mını tek başına temsil etmiştir. E) Empirizm akımın en önde gelen isim John Locke, bilgi- nin kaynağında yalnızca deneyin bulunduğunu söyleye- rek birçok düşünürü etkilemiştir.

36. IX. ve XII. yüzyıllar arasında eğitim-öğretim, Avru- pa'da katedral okullarında yapılıyor ve papazlar tara- fından yürütülüyordu. Bu okullar, Batı'daki en önemli kültür merkezi durumundaydı. Bunlar bilimsel konu- lara karşı entelektüel ilgi oluşmasını sağlamıştı ve çeviriler aracılığıyla bu ilgi giderek yaygınlaşmıştı. Ancak zamanla bu kurumlar eski önemini yitirdi ve bunların yerine başka bir kurum ortaya çıktı. 1000 yılında İtalya'nın Bologna şehrinde, hukuk öğren- mek isteyen öğrenciler, öğrenci loncası kurdular ve bu loncaya da "Univertitas" adını verdiler. Yüz yıl sonra, Bologna Üniversitesine tip ve felsefe fakülte- leri de eklendi. Bu üniversiteyi, Oxford, Cambridge, Padua, Ravenna, Paris üniversiteleri izledi. Buralar- da öğretim elemanları yine din adamlarıydı. Bu parçada; 1. Orta Çağ Avrupa'sında eğitimde hangi derslere ağırlık verildiğine, II. geçmişte din adamlarının eğitimde önemli bir rol üstlendiklerine, III. katedrallerin geçmişte toplumun kültürel açıdan gelişimine katkıda bulunduğuna ifadelerinden hangilerine değinilmemiştir? A) Yalnız I D) I ve III B) Yalnız III C) I ve II E) II ve III

TÜRKÇE TESTİ Bursa'daki Koza Han'ın dört girişi vardır ve bu ka- pıların hangisinden girilirse ona göre farklı yorumlar yapılır. Çünkü hana girdiğiniz kapı sizi ele verir. Ulu Cami tarafındaki alçak gönüllü kapıdan girdiyseniz muhtemelen şehre yabancısınız, turistik bir merakla girmişsiniz ve oturmaya niyetiniz yoktur. Kapalıçarşı tarafından girdiyseniz soluklanmaya ihtiyacınız var demektir. Eğer Orhan Bey Camisi'nin aralığındaki kapıdan girenlerdenseniz sizin almakla, vermekle, gezmekle işiniz yok. Öğrencisiniz veya öğrencili- ğinizin hatıraları çok taze. Ama yok, ben bunların hiçbirinden değil, dördüncü kapıdan girdim derseniz bu çok şaşırtıcı. Çünkü bu kapı, usta gözlerden giz- lenmiş gibidir. Bu şehrin gizli kapılarını ve yollarını bilecek kadar şehirle içli dışlı olmuş birinin rehbere ihtiyacı mi olur? O zaten kendine ördüğü koza ile Koza Han'ın meydanına sığmayacak kadar büyük bir şehir olmuştur. 21. 22. Buzdolabın da etkiled lamadan Copper Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? X Birinci kişili anlatım söz konusudur. B) Sözde soru cümlesine yer verilmiştir. CL Konuşma havası içinde oluşturulmuştur. DJ Kişileştirmeden yararlanılmıştır. E) Betimleyici ögeler kullanılmıştır. ma vardı da denim gibi kas fıçıya si içine de yenisi Si sac di. Al R yumu veya Ven lirdi Bu ler A LB

C 22. (1) Tac Mahal'in yapımından sorumlu mimarın kimliği, tam olarak belli değildir. (II) Bazıları, tasarımı Babür sarayında çalışan bir İtalyan olan Geronimo Veroneo'ya atfeder. (III) Daha ikna edici bir tahmin, öğrencisi Üstat Ahmet'e yapının detay işlerini verdiği açıkça bilinen İranlı mimar Üstat İsa Han Efendi'yi işaret eder. (IV) Mimari bir şaheser olan Tac Mahal Kompleksi'nin inşası, yetmiş yıldan daha fazla zaman aldı ve 20.000 işçi çalıştırıldı. (V) Türbe, söylendiğine göre altının fiyatı tola (11.66 gram) başına on beş rupi iken otuz milyon rupiye mal oldu. (VI) Asya'nın dört bir yanından yirmi sekiz çeşit, kıymetli ve yarı-kıymetli taş getirtildi. Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci parag- raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI

5. 5. Gazeteci: Şair: - Çok yeni bir dil değil bu aslında, öncekilerden farkı, bi- raz daha konuşkan bir dil, sokaktaki insanın dilini de kul- lanan bir dil, daha fazla söyleyen, gövdeli şiirler. İçinde ya- şadığı dünyanın yansıması olarak zıvanadan çıkan biraz- cik delirmiş bir dili de var bazı şiirlerin. Ve tabii öykü de var, iki küçük öykü. Bu da bu kitabın sürprizi diyeceğim ama önceki kitaplarda da birkaç defa düzyazı kullanmış- lığım var. Bu konuşmada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han- gisi getirilmelidir? A) Her kitabınızda yeni anlatım biçimleri deniyorsunuz B) Şiiri düzyazıya yaklaştırdığınız şöyleniyor C) Gerçekten, kitapta "şiir kahramanları" çıkıyor karşımıza D) Bu kitabınızın bilhassa dilinde bir değişiklik göze çar- pıyor E) Şiiriniz birçok açıdan "otobiyografik" unsurlar taşı- makta Verilen konuşmada, şairin şiir ile arasındaki ilişkiy dair aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Özgün olmayı başardığı B) Ince bir işçilik sergilediği C) Gündelik hayatla bağ kurduğu D) Öykü diline yaslandığı Geleneksel anlatımı sürdürdüğü

KPSS GENEL YETENEK-GENEL KÜLTÜR MODÜLER 15. Şiir, şair olarak bilinen kişilerin yazdıklarından ve doğaçlama usulü ile ozanların söyledikleri dizeler- den ibaret değildir. Şiirin öylesi vardır ki yazılmak- tan da söze dökülmekten de uzaktır ve o hâliyle de şiirdir. Bu parçada "şiir"in hangi özelliği üzerinde du- rulmuştur? A) Özgünlük C) Doğallık E) Akıcılık B) Yoğunluk D) Yalınlık 18.

17. Sıradan konusuna karşın nedir "Karanlıkta Kahka- ha'yı bir başyapıt hâline getiren? Elinizden hiç bi- rakmadan okutan nedir? Nasıl böyle derinden bir tat alabilir, haz duyabilirsiniz? Hey gidi, varsa yok- sa içerikçiler, özdeşleşecek kahramanlar arayanlar, dünya sorunlarına çözüm umanlar hey! Bu sorula- rin yanıtını tek şeyde bulabilirsiniz: Yazarın dilinde, yani şeytan gizleyen ayrıntılarda. Bir tek şeyin, de- ğişik söylenişleridir bu. Bu parçada "Karanlıkta Kahkaha"nın en çok hangi özelliği üzerinde durulmuştur? A) Açıklık C) Etkileyicilik E) Akıcılık B) Duruluk D) Özgünlük

rin 22. Yılurbüyük bir bölümünde güneşin sıcaklığını hissettiği- niz, denizin iyot kokusunu duyduğunuz, yeşille birleşen bir coğrafyada kurulu Atina. Tarihin doğal güzelliklerle iç içe geçtiği kentte boş vakitleri değerlendirmek adına birçok seçenek var. Kuşkusuz tarihî alanları ve müzele- ri gezmek bu aktivitelerin başında geliyor. Ufukta yelken- liler mavi sularda ilerlerken sahilde spor yapanlar, ço- cuklarının ellerinden tutup gezenler, kahvelerini yudum- layanlar manzaranın tadını çıkarıyor. Kimileri ise hafta sonları fotoğraf makineleri ile sahilin yolunu tutuyor. Uçurtmalarsa çocukların vazgeçilmezi... Gökyüzünde süzülen renkli uçurtmalar çocukların ebeveynlerinden en devraldıkları bir gelenek burada. Pa Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? A) Koşula bağlı yargı B) çüncü kişili anlatım Betimleme D) Söz sanatları E) Farkı duyularla algılanan ayrıntılar

ilmaz. Zaten mundaydım. ssettim kendimi farkındayım. maya madı. mu söyleyerek manı bir tek kişi I ve II 0 azı ce den Tüketiciler, internet üzerinde diğer tüketicilerin bir ürünle ilgili paylaştıkları yorumları incelerken Grün olası faydalarına yönelik bilgilere ulaşarak probleminin farkına varabilmektedir. II. Bilgi arama aşamasında bu yorumlar, tüketicilerin çıkarmalarında veya buna eklemeler yapmalarında değerlendirme setlerindeki bir alternatifi yönlendirici olabilmektedir. III. Tüketiciler bu yorumlardaki bilgilerden hareketle, tüm alternatifleri eleyerek bir karara varabilmektedir IV. Ancak ellerinde hâlâ birden fazla geçerli alternatif bulunuyorsa bu yorumlarda yer alan bilgiler, alternatiflerin önemli özelliklerinin ortaya çıkarılmasında yardımcı olabilmekte ve alternatiflerin karşılaştırılmasında yararlanılan kriterleri etkileyebilmektedir. V. Satın alma sonrasında ise bu yorumlar, güven verici olumlu bilgiler sunarak ve tüketimle ilgili sorunların giderilmesine yardımcı olarak tüketicilerin seçimlerinden duydukları memnuniyeti artırabilmektedir. 15. 1. Yukarıda verilen numaralanmış aşamalarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. aşamada, insanlar arasındaki bir tür bilgi alışverişinden söz edilmektedir. Insanlar, bir şeyler öğre hedeflere ulaşmak adır oluştururlar. Bu strateji elbette ancak bazı insa geliştirmezler ve haya düşünürler. Neyse ki b ogrenmeyi ve hatırlan Hızlı okumaya okuyabiliyorsan kelimeleri daha birini ayrı ayrı kelimeleri oku lyimser olmal Kendinize olu şüphe etmen ve bu çok cic Harvard Bus Brooks: "Ka gerçek düşü diyor. B) Haşamada, tüketicinin izleyeceği yolu gösteren bir etkiden bahsedilmektedir. C) III. aşamada, tüketici tutumlarına dönük bir yakınmadan söz edilmektedir. D) y. aşamada, tüketici tercihlerine yön veren durumlara temas edilmektedir. JOJBEN EV. aşamada, yorumların tüketicinin tercihlerinden duyduğu tatmine etkisi ele alınmaktadır. . . Hatalarınızı mükemmel başarısız a geçer. Bu parçaya gör ve hatırlamayı H degildir? çok ve anl B) Pozitif düş C) Endiseder D) Girişimde E) Yanlıştard

36-37. soruları aşağıda verilen parçadan hareketle yanıtlayınız. Sanat ve hayat arasındaki sınırların muğlaklaştığı, sanatın ontolojik olarak değişime uğradığı 20. yüz- yılda ironi, modern sanatın başat bir karakteri olarak öne çıkmıştır. Felsefe ve edebiyat alanından sanat alanına sızan ironik eleştirel dil, sanatsal üretimin formel ve fikrî temellerinin yeniden kurgulanmasın- da oldukça etkin bir rol oynamıştır. Günümüzde re- simden heykel ve seramiğe, performanstan videoya birçok sanatsal faaliyette ironik eleştirel tavır gide- rek yaygınlaşmıştır. İroni, ayrıntılı analizlerin altın çağı olarak nitelendirilen modernlikte ortaya çıkmış- tır. Empresyonizmle başlayıp soyutlamayla süren analizler; alımlamaya, duyumsamaya, nesnenin ya- pisina ve formların parçalanmasına ilişkin bütün de- neylere açık bir kapı bırakmıştır. Bu süreçte ilk ironik hamle Marcel Duchamp'tan gelmiştir. Duchamp'ın nesneyi dönüştüren yaklaşımı, gerçekliğin estetize edilmesinde bir dönüm noktası oluşturmuştur. Duc- hamp'ın öncülüğünde sanata giren ironik dilin izleri Dadaist ve sürrealist çalışmalara da yansımıştır. 36. Bu parçadan ironi ile ilgili olarak 1. Çağdaşlaşma sürecinde ortaya çıkmış ve za- manla sanat alanına hâkim olmaya başlamış- tır. II. Sanat ürünlerinin biçimsel ve düşünsel açı- dan yeniden ele alınıp yorumlanmasına kat- kıda bulunmuştur. III. Sanat alanının birçok dalını etkisi altına alan birtakım akımların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. yargılarından hangileri çıkarılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız III ANK-2304 D) II ve III A) Tanık gösterme C) Öyküleme ?? 37. Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden han- gisidir? C) I ve II E) Açıklama E) I, II ve III B) Betimleme D) Tartışma Ankara Yayıncılık 12

iir y 1. I. Don Kişot da dünya hayatının destanıdır. Hayatı bir bütün hâlinde yani hayal ve gerçek, ruh ve beden karışımı olarak görmek ve gös- termek. III. Don Kişot'la "İlahi Komedya" biter, "İnsani Ko- medya" başlar. bond İşte büyük romanların sırrı bu olsa gerek. V. Bu bütüncül görüş sayesindedir ki büyük ro- manlarda bir devrin, uygarlığın nabzını duyar- sınız ve roman bir destan niteliği kazanır. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında han- gisi baştan dördüncü olur? A) I B) II C) III DYV E) V 4.

. (1) Yazar uzun süredir suskundu, sanki sanat dün- yasına kızgındı, ta ki bu yeni eserine kadar. (II) Bu roman yaşam alanlarını yok edecek güce karşı köylülerin topraklarını korumak için verdiği çabayı anlatıyor. (III) Diğer romanlarda olduğu gibi yazar yine kısa cümleleri tercih ediyor. (IV) Köylüler o yörenin insanı gibi konuşuyor, davranıyor. (V) Ola- bildiğince kısa cümleler ve konuşmalarla akıcı bir anlatım sağlanıyor. (VI) Okur bir çırpıda romanla, roman kahramanlarıyla kucaklaşıyor; onların dün- yasına giriyor. Yukarıdaki cümlelerin hangisinde yazarın "üslû- bundaki doğallık" anlatılmıştır? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.