Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

özgünlük
a şu ger-
mat yapıtı,
larla yeni
arın han-
özgünlük
ayanmak
meyen sa-
=, geçmişi
meyi ge-
zgünlüğe
982-ÖYS)
222. "İşler olacağına varırmış. Ne yapsak boşunaymış.
Bırak bunları da kendi gücüne inan. Unutma ki her
şeyi yönlendiren insanoğlunun kendisidir. Daha doğ-
rusu insan, kendi kaderinin demircisidir. Sen, asıl
bunu anlamıyorsun. Her şeye boş verişinin özünde
de bu yatıyor."
Karşısındakini böyle eleştiren biri, aşağıdaki yar-
gilardan hangisini öne sürerse, bu eleştirisiyle
celişkiye düşer?
A Kişinin başarısı her şeyden önce içinde bulundu-
ğu ortama bağlıdır.
B) Önceden alınacak önlemlerle olayların akışı de-
ğiştirilebilir.
C) Her olay ve olgunun belli bir nedeni vardır.
D) Güçlüklere sonuna değin direnmek gerekir.
E) Kendine güvenini yitiren kişi her şeye boyun
eğer.
(1982-ÖYS)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
özgünlük a şu ger- mat yapıtı, larla yeni arın han- özgünlük ayanmak meyen sa- =, geçmişi meyi ge- zgünlüğe 982-ÖYS) 222. "İşler olacağına varırmış. Ne yapsak boşunaymış. Bırak bunları da kendi gücüne inan. Unutma ki her şeyi yönlendiren insanoğlunun kendisidir. Daha doğ- rusu insan, kendi kaderinin demircisidir. Sen, asıl bunu anlamıyorsun. Her şeye boş verişinin özünde de bu yatıyor." Karşısındakini böyle eleştiren biri, aşağıdaki yar- gilardan hangisini öne sürerse, bu eleştirisiyle celişkiye düşer? A Kişinin başarısı her şeyden önce içinde bulundu- ğu ortama bağlıdır. B) Önceden alınacak önlemlerle olayların akışı de- ğiştirilebilir. C) Her olay ve olgunun belli bir nedeni vardır. D) Güçlüklere sonuna değin direnmek gerekir. E) Kendine güvenini yitiren kişi her şeye boyun eğer. (1982-ÖYS)
YAYINLARI
6
EDönemin Hristiyanlarının ayin yeridir.
20. Dünyada çok yaygın olan, ülkemizde ise yeni yeni ba-
sılmaya başlanan bu tür kitapları, öncelikle filmin tipa-
tip aynısı olarak değerlendirmemek gerekiyor. Res-
mi roman uyarlamaları, filmin anlatmadığı bir çok şe-
ye değinerek hikâyenin geliştirilmesine önemli bir kat-
kı sunuyor. Ayrıca, yazılı anlatımın olanakları kullanı-
larak film ile verilmek istenen duygu okuyucuya daha
etkili bir şekilde aktarılabiliyor. Bu sebeplerle resmî re-
manların hem geliştirici, hem de tamamlayıcı bir rolü
olduğundan bahsedebiliriz. Alien: Covenant kitabı ise
Alien gibi efsanevi bir serinin önemli bir parçası olma-
yı başararak bu tür içerisinde ayrıcalıklı bir konuma
sahip oluyor.
Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık
söylenmiş olabilir?
A) Bir filmin kitabı neden okunur?
B) Film izlemek faydalı mıdır?
Kurmaca ne demektir?
D Yazılı anlatım nedir?
E) Resmî roman ne demektir?
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
YAYINLARI 6 EDönemin Hristiyanlarının ayin yeridir. 20. Dünyada çok yaygın olan, ülkemizde ise yeni yeni ba- sılmaya başlanan bu tür kitapları, öncelikle filmin tipa- tip aynısı olarak değerlendirmemek gerekiyor. Res- mi roman uyarlamaları, filmin anlatmadığı bir çok şe- ye değinerek hikâyenin geliştirilmesine önemli bir kat- kı sunuyor. Ayrıca, yazılı anlatımın olanakları kullanı- larak film ile verilmek istenen duygu okuyucuya daha etkili bir şekilde aktarılabiliyor. Bu sebeplerle resmî re- manların hem geliştirici, hem de tamamlayıcı bir rolü olduğundan bahsedebiliriz. Alien: Covenant kitabı ise Alien gibi efsanevi bir serinin önemli bir parçası olma- yı başararak bu tür içerisinde ayrıcalıklı bir konuma sahip oluyor. Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Bir filmin kitabı neden okunur? B) Film izlemek faydalı mıdır? Kurmaca ne demektir? D Yazılı anlatım nedir? E) Resmî roman ne demektir? Diğer sayfaya geçiniz.
ULTRA SON
4. XV. yüzyıl felsefesinde inanç ve akıl ilişkisi, fel-
sefenin din ile etkileşimi sonucunda oluşan bir
anlayışı sergiler ve dönemin her düşünsel tema-
sında kendini gösterir. Ortalama bin yıllık bir ta-
rihsel dönemde felsefe ile din yoğun bir şekilde
etkileşim göstermiştir. Bu çağda özellikle inancın
pekiştirilmesi amacıyla felsefeye başvurulmuş ya
da inanca zarar verdiği düşüncesiyle felsefe dış-
lanmıştır. Bu açıdan dönem boyunca felsefe teolo-
jiye yaklaşmış, çoğunlukla onun bir parçası olarak
görülmüş ve genel olarak inanç konularının akılsal
kanıtlamalarında araç konumuna gelmiştir.
Bu parçada anlatılmak istenen düşünce aşağı-
dakilerden hangisidir?
A) XV. yüzyıl felsefesinin odağını din oluşturur.
B) XV. yüzyılda temel dinî inançları açıklamak
amacıyla din, felsefi düşünceden yararlanmış-
tır.
X
C) XV. yüzyılda felsefe dinî düşüncenin temel
aracıdır.
D) Felsefe ile etkileşim teolojik anlayışları değiş-
tirmiştir.
E) XV. yüzyılda felsefe dine yaklaşmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ULTRA SON 4. XV. yüzyıl felsefesinde inanç ve akıl ilişkisi, fel- sefenin din ile etkileşimi sonucunda oluşan bir anlayışı sergiler ve dönemin her düşünsel tema- sında kendini gösterir. Ortalama bin yıllık bir ta- rihsel dönemde felsefe ile din yoğun bir şekilde etkileşim göstermiştir. Bu çağda özellikle inancın pekiştirilmesi amacıyla felsefeye başvurulmuş ya da inanca zarar verdiği düşüncesiyle felsefe dış- lanmıştır. Bu açıdan dönem boyunca felsefe teolo- jiye yaklaşmış, çoğunlukla onun bir parçası olarak görülmüş ve genel olarak inanç konularının akılsal kanıtlamalarında araç konumuna gelmiştir. Bu parçada anlatılmak istenen düşünce aşağı- dakilerden hangisidir? A) XV. yüzyıl felsefesinin odağını din oluşturur. B) XV. yüzyılda temel dinî inançları açıklamak amacıyla din, felsefi düşünceden yararlanmış- tır. X C) XV. yüzyılda felsefe dinî düşüncenin temel aracıdır. D) Felsefe ile etkileşim teolojik anlayışları değiş- tirmiştir. E) XV. yüzyılda felsefe dine yaklaşmıştır.
manın etki
adar zen-
ünlük ko-
mız bazı
adığımız
= (III) in-
e bazıları
n bazıları
olup git-
ifadeleri-
atmami-
iklardan
2 (V) Bu
bir yol-
rayla ya
7) Sözlü
er, mut-
ir olaya
e ilgili
?
erilmiş-
imdaki
miştir.
somut-
soru
çalı-
klı bir
sem yayıncılık
Türkçe PARAGRAF
19. Sanatsal metinlerde kurgulamalar, öğretici metin-
lerde ise gerçekler öne çıkar Her iki metin türünde
de amaç yazmaktır. Örneğin hikâye ile biyografi-
yi düşünelim. Biyografide, bir insanın bir anından
bahsederken "Sevinçten havalara uçtu!" demek
yeterlidir. Bu durum gerçek olduğundan okuyucu
bunu kabul eder, daha fazlasına gerek yoktur;
okuyucu bunun gerçek olduğunu bilir ve kahra-
manın sevincini kendi yüreğinde hisseder. Fakat
aynı durumu hikâyede anlatmak istesek durum
biraz değişir. Çünkü hikâyenin kahramanı gerçek
dışıdır yani hayalîdir. Bu yüzden kahramanın mut-
luluğunu, sevincini anlatmak için gerekli sözcükleri
bulmak, bunu yeterli kelimeyle anlatmak gerekir.
Bunun için gelişigüzel seçilmiş birkaç kelime ya da
cümle yetmez.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Her sanatsal tür, beraberinde kendi üslubunu
da meydana getirir.
B) Yazarın usta olması kelimelere hükmetmesini
sağlar.
C) Edebî türlerin tümü birbirlerinden keskin çizgi-
lerle ayrılır.
D) Yeterli sayıda kelime kullanarak eser yazan
yazarlar, ustalıklarını konuştururlar.
E) Öğretici metinlerde kullanılan dil sanatsal me-
tinlerdekine göre daha sadedir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
manın etki adar zen- ünlük ko- mız bazı adığımız = (III) in- e bazıları n bazıları olup git- ifadeleri- atmami- iklardan 2 (V) Bu bir yol- rayla ya 7) Sözlü er, mut- ir olaya e ilgili ? erilmiş- imdaki miştir. somut- soru çalı- klı bir sem yayıncılık Türkçe PARAGRAF 19. Sanatsal metinlerde kurgulamalar, öğretici metin- lerde ise gerçekler öne çıkar Her iki metin türünde de amaç yazmaktır. Örneğin hikâye ile biyografi- yi düşünelim. Biyografide, bir insanın bir anından bahsederken "Sevinçten havalara uçtu!" demek yeterlidir. Bu durum gerçek olduğundan okuyucu bunu kabul eder, daha fazlasına gerek yoktur; okuyucu bunun gerçek olduğunu bilir ve kahra- manın sevincini kendi yüreğinde hisseder. Fakat aynı durumu hikâyede anlatmak istesek durum biraz değişir. Çünkü hikâyenin kahramanı gerçek dışıdır yani hayalîdir. Bu yüzden kahramanın mut- luluğunu, sevincini anlatmak için gerekli sözcükleri bulmak, bunu yeterli kelimeyle anlatmak gerekir. Bunun için gelişigüzel seçilmiş birkaç kelime ya da cümle yetmez. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Her sanatsal tür, beraberinde kendi üslubunu da meydana getirir. B) Yazarın usta olması kelimelere hükmetmesini sağlar. C) Edebî türlerin tümü birbirlerinden keskin çizgi- lerle ayrılır. D) Yeterli sayıda kelime kullanarak eser yazan yazarlar, ustalıklarını konuştururlar. E) Öğretici metinlerde kullanılan dil sanatsal me- tinlerdekine göre daha sadedir.
9.
ULTRA SON
Metinler çevrildikçe çoğalır. Shakespeare 1600 yi-
linda Hamlefi yazdı. Dünyanın kaç diline çevrildi
ve kaç kere çevrildi?.. İşte bu, o metnin tarihsel
hayatı olduğunu, yaşamını devam ettirdiğini gös
terir. Demek ki Shakespeare çevrildikce çoğalıyor.
Peki, ikinci dilden, üçüncü dilden, beşinci dilden,
öyle ya da böyle çevrilmiş olması yazılmış ilk
kaynak metni etkiliyor mu herhangi bir şekilde?
Hayır, kaynak metin yerinde duruyor. Her zaman
bin çıkar, yeniden çevirebilir. Örneğin metin tiyat-
roya uygulanırken de öyle oluyor. Shakespeare'in
yazdığı Hamlet metni, bakıyorsunuz iki Hamletli
oynanıyor, erkek başkahraman yerine kadın kah-
ramanla oynanıyor. Bunlar tiyatro yönetmenlerinin
birer yorum girişimidir. Demek ki o kaynak metnin
içinde bu yorumlar da gizli ki biri çıkıp böyle yo-
rumluyor Hamlet metni olduğu gibi yerinde duru-
yor. Onu ortadan kaldırmaz bu uygulamalar ancak
çoğaltır.
Bu parçadaki altı çizili ifadeyle;
1. bir eserin çok farklı dillere çevrilmesi,
II. bir metnin ana dilinden başka kaynaklardan
yani ara dillerden çevrilmesi,
III. bir yönetmenin kaynak metnin dışında bir yo-
rumla eseri sahnelemesi,
durumlarından hangilerine gönderme yapılma-
mıştır?
A) Yalnız I
D) I ve Il
B) Yalnız II C) Yalnız III
E) II ve III
isem yayıncılık
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. ULTRA SON Metinler çevrildikçe çoğalır. Shakespeare 1600 yi- linda Hamlefi yazdı. Dünyanın kaç diline çevrildi ve kaç kere çevrildi?.. İşte bu, o metnin tarihsel hayatı olduğunu, yaşamını devam ettirdiğini gös terir. Demek ki Shakespeare çevrildikce çoğalıyor. Peki, ikinci dilden, üçüncü dilden, beşinci dilden, öyle ya da böyle çevrilmiş olması yazılmış ilk kaynak metni etkiliyor mu herhangi bir şekilde? Hayır, kaynak metin yerinde duruyor. Her zaman bin çıkar, yeniden çevirebilir. Örneğin metin tiyat- roya uygulanırken de öyle oluyor. Shakespeare'in yazdığı Hamlet metni, bakıyorsunuz iki Hamletli oynanıyor, erkek başkahraman yerine kadın kah- ramanla oynanıyor. Bunlar tiyatro yönetmenlerinin birer yorum girişimidir. Demek ki o kaynak metnin içinde bu yorumlar da gizli ki biri çıkıp böyle yo- rumluyor Hamlet metni olduğu gibi yerinde duru- yor. Onu ortadan kaldırmaz bu uygulamalar ancak çoğaltır. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle; 1. bir eserin çok farklı dillere çevrilmesi, II. bir metnin ana dilinden başka kaynaklardan yani ara dillerden çevrilmesi, III. bir yönetmenin kaynak metnin dışında bir yo- rumla eseri sahnelemesi, durumlarından hangilerine gönderme yapılma- mıştır? A) Yalnız I D) I ve Il B) Yalnız II C) Yalnız III E) II ve III isem yayıncılık
7. Okurla dalga geçmiyorum. Kendini diğer insanlardan
zeki bulan yazarlardan değilim. (III) Okuyucuya ben sizi çok
seviyorum, bütün yazarlığımı sizden aldım gibi parlak sözler
söylemeyi de doğru bulmuyorum. (IV) Okuyucularımın böyle
sözlere ihtiyaçları da yok. Çünkü onlar benim onlara bir
şeyler verirken onlardan bir şeyler aldığımın bilincindedirler.
Bu parçadaki numaralı cümlelerle ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisi söylenemez?
N
A) 1. cümlede, bir durumun ciddiyeti vurgulanmıştır.
II. cümlede, farklı bir yaklaşımın olduğu dile getirilmiştir.
III. cümlede, bir yakınma söz konusudur.
D) IV. cümlede, bir durumu önemsememe söz konusudur.
V. cümlede, bir etkileşimin olduğu anlatılmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Okurla dalga geçmiyorum. Kendini diğer insanlardan zeki bulan yazarlardan değilim. (III) Okuyucuya ben sizi çok seviyorum, bütün yazarlığımı sizden aldım gibi parlak sözler söylemeyi de doğru bulmuyorum. (IV) Okuyucularımın böyle sözlere ihtiyaçları da yok. Çünkü onlar benim onlara bir şeyler verirken onlardan bir şeyler aldığımın bilincindedirler. Bu parçadaki numaralı cümlelerle ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisi söylenemez? N A) 1. cümlede, bir durumun ciddiyeti vurgulanmıştır. II. cümlede, farklı bir yaklaşımın olduğu dile getirilmiştir. III. cümlede, bir yakınma söz konusudur. D) IV. cümlede, bir durumu önemsememe söz konusudur. V. cümlede, bir etkileşimin olduğu anlatılmıştır.
iniz III
bir-
da-
a'nın -
nleri
irde
alar-
bile-
Bazı
mdi
ön-
Grü-
er-
ce-
Ş-
52
1
1
1
şeylerden biri olmuştur.
C) Ekmekle ilgili dilimize yerleşmiş onlarca deyim ve söz gru-
bu bulunmaktadır.
D) Ekmek dışındakl yiyecekler, insanlar için lüks sayıldığın-
dan fazla tercih edilmez.
E) Ekmek, hayatı ve hayata tutunma azmini simgelediği için
özel bir anlam taşır.
4. Yıllardır pek çok avukat, yayaları ve bisiklet sürücülerini otomobil
kazalarından korumak için daha fazla kaldırım ve bisiklet şeridi
için mücadele ediyor. Londra'da ise bu anlayışın tersi nitelik ta-
şıyan ezber bozucu bir proje uygulanıyor. Otomobil ve insanlar
arasındaki bariyerleri kaldıran ve caddeyi bariyersiz ortaklaşa
kullanma imkânı veren söz konusu projenin uygulandığı sokak-
larda, kaza oranının eskisine göre azalması; şehir merkezlerin-
deki kaldırımları, tarihlerinde olmadığı kadar sorgulanır kıldı. İlk
duyanlara kaotik bir manzara yaratacak bir uygulama gibi gelse
de bu proje; şehir planlamacılarının belirttiklerine göre, yayalar
için de otomobiller için de eskisinden daha güvenli ve daha yaya
dostu bir ortam yaratmıştır.
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakı-
lerden hangisidir?
A) Trafik kazalarında, yaralanan ya da ölen insanların sayısı-
nın artması, gerekli tedbirlerin alınmasını hızlandırmıştır.
B) Gelecek kuşaklara aha yaşanılabilir bir çevre bırakmak
için trafikte kurallara uymak son derece önemlidir.
C) Trafikte bariyerin olmadığı bir ortamda, hem yayalar hem
de sürücüler çok daha dikkatli olmaktadırlar.
D) Otomobil sürücülerinin sokakta ya da mahallede hız yap-
ması yüzünden pek çok insan dışarı çıkamamaktadır.
E) Yayalar ve bisiklet sürücüleri, kendilerini otomobil kazala-
rından korumak için çok daha dikkatli davranmalıdır.
MASS
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
iniz III bir- da- a'nın - nleri irde alar- bile- Bazı mdi ön- Grü- er- ce- Ş- 52 1 1 1 şeylerden biri olmuştur. C) Ekmekle ilgili dilimize yerleşmiş onlarca deyim ve söz gru- bu bulunmaktadır. D) Ekmek dışındakl yiyecekler, insanlar için lüks sayıldığın- dan fazla tercih edilmez. E) Ekmek, hayatı ve hayata tutunma azmini simgelediği için özel bir anlam taşır. 4. Yıllardır pek çok avukat, yayaları ve bisiklet sürücülerini otomobil kazalarından korumak için daha fazla kaldırım ve bisiklet şeridi için mücadele ediyor. Londra'da ise bu anlayışın tersi nitelik ta- şıyan ezber bozucu bir proje uygulanıyor. Otomobil ve insanlar arasındaki bariyerleri kaldıran ve caddeyi bariyersiz ortaklaşa kullanma imkânı veren söz konusu projenin uygulandığı sokak- larda, kaza oranının eskisine göre azalması; şehir merkezlerin- deki kaldırımları, tarihlerinde olmadığı kadar sorgulanır kıldı. İlk duyanlara kaotik bir manzara yaratacak bir uygulama gibi gelse de bu proje; şehir planlamacılarının belirttiklerine göre, yayalar için de otomobiller için de eskisinden daha güvenli ve daha yaya dostu bir ortam yaratmıştır. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakı- lerden hangisidir? A) Trafik kazalarında, yaralanan ya da ölen insanların sayısı- nın artması, gerekli tedbirlerin alınmasını hızlandırmıştır. B) Gelecek kuşaklara aha yaşanılabilir bir çevre bırakmak için trafikte kurallara uymak son derece önemlidir. C) Trafikte bariyerin olmadığı bir ortamda, hem yayalar hem de sürücüler çok daha dikkatli olmaktadırlar. D) Otomobil sürücülerinin sokakta ya da mahallede hız yap- ması yüzünden pek çok insan dışarı çıkamamaktadır. E) Yayalar ve bisiklet sürücüleri, kendilerini otomobil kazala- rından korumak için çok daha dikkatli davranmalıdır. MASS
2/Savaşın doğallaştığı, masumiyetin yitirildiği bir süreci an-
latan Savaştaki Kız, Yugoslavya İç Savaşı'nın gri bölgele-
rinde dolaşan, şiddetin bireylerde bıraktığı duygusal hasar-
lara nüfuz eden, ustalıklı, çok katmanlı ve etkileyici bir ro-
man... Sara Novic'in amacı Yugoslavya İç Savaşı hakkın-
da bilgi vermek, bir tarafı haklı göstermek ya da çatışmanın
politik koşullarını tartışmak değil; bu çılgınca dünyaya kü-
çük bir kızın gözünden bakmak, savaşın ve düşmanlığın ir-
rasyonel, yıkıcı yanlarını ortaya koymak.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen roma-
nın bir özelliği değildir?
ALPsikolojik
C) Savaş karşıtı
E) Siyasi
B) Etkileyici
D) Tarafsız
17
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2/Savaşın doğallaştığı, masumiyetin yitirildiği bir süreci an- latan Savaştaki Kız, Yugoslavya İç Savaşı'nın gri bölgele- rinde dolaşan, şiddetin bireylerde bıraktığı duygusal hasar- lara nüfuz eden, ustalıklı, çok katmanlı ve etkileyici bir ro- man... Sara Novic'in amacı Yugoslavya İç Savaşı hakkın- da bilgi vermek, bir tarafı haklı göstermek ya da çatışmanın politik koşullarını tartışmak değil; bu çılgınca dünyaya kü- çük bir kızın gözünden bakmak, savaşın ve düşmanlığın ir- rasyonel, yıkıcı yanlarını ortaya koymak. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen roma- nın bir özelliği değildir? ALPsikolojik C) Savaş karşıtı E) Siyasi B) Etkileyici D) Tarafsız 17
34. İnsan zihni, anılar söz konusu olduğunda oyun oynama-
ya meyillidir. Yıllar önceki bir olayı, bizzat kendi başımız-
dan geçtiği için mi diğer olaylardan daha iyi anımsarız?
Bunu tam olarak bilmek zordur. Bazen de olaylardan
çok, onlardan geriye kalan bir izlenimi, duyguyu, sözü
hatırlarız. Genelde çok küçük yaşlardan hatırladığımızı
düşündüğümüz olaylar, yıllar içinde evde sürekli anlatıl-
dığından zihnimizde yer etmiş de olabilir. Nobelli yazar
Jose Saramago da anılarındaki gerçeklere ulaşmak için
büyük bir gayret sarf edenlerden. Neredeyse anılarını
temizleyerek, ona anlatılanlarla kendi gerçeklerini ayı-
rarak zihninde netleştirmeye çalışıyor.
Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisine yer
verilmemiştir?
A) Zihin, üzerinden belli bir süre geçmiş yaşantılarla il-
gili insanı yanıltabilir.
B) Sık tekrarlanan anılar, zihinde daha kalıcı izler bıra-
kabilir.
C) Bir olayın niçin diğerlerinden daha iyi hatırlandığı tam
olarak belirlenemez.
D) Güzel izlenimler ve duygular içermesi, bir anının
unutulmasını zorlaştırır.
E) Jose Saramago, anılarını zihninde aydınlığa kavuş-
turma gayreti içindedir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
34. İnsan zihni, anılar söz konusu olduğunda oyun oynama- ya meyillidir. Yıllar önceki bir olayı, bizzat kendi başımız- dan geçtiği için mi diğer olaylardan daha iyi anımsarız? Bunu tam olarak bilmek zordur. Bazen de olaylardan çok, onlardan geriye kalan bir izlenimi, duyguyu, sözü hatırlarız. Genelde çok küçük yaşlardan hatırladığımızı düşündüğümüz olaylar, yıllar içinde evde sürekli anlatıl- dığından zihnimizde yer etmiş de olabilir. Nobelli yazar Jose Saramago da anılarındaki gerçeklere ulaşmak için büyük bir gayret sarf edenlerden. Neredeyse anılarını temizleyerek, ona anlatılanlarla kendi gerçeklerini ayı- rarak zihninde netleştirmeye çalışıyor. Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisine yer verilmemiştir? A) Zihin, üzerinden belli bir süre geçmiş yaşantılarla il- gili insanı yanıltabilir. B) Sık tekrarlanan anılar, zihinde daha kalıcı izler bıra- kabilir. C) Bir olayın niçin diğerlerinden daha iyi hatırlandığı tam olarak belirlenemez. D) Güzel izlenimler ve duygular içermesi, bir anının unutulmasını zorlaştırır. E) Jose Saramago, anılarını zihninde aydınlığa kavuş- turma gayreti içindedir.
3.
Bir romanı tiyatroya uyarlayan kişinin kendi okuma
deneyimini aktardığını söyleyebiliriz. Anna Kareni-
na'nın uzunluğuyla sahnedeki iki saatlik bir zaman
dilimini yan yana düşününce bunun ne kadar zor
olabileceğini anlayabilirsiniz. Ya da Savaş ve Barış'ı
uyarlarken 350-400 karakteri olan bir hikayeyi kaç
karakterle sahnede ortaya çıkaracaksınız? Goet-
he'nin Şövalye Götz Von Berlichingen adında üç
saatlik oyunda tam 57 mekan var! Oradan bakıldı-
ğında bunun sahneye aktarılmasının imkanı yok o
dönemin şartlarında, şimdi bile çok zor. Dolayısıyla
bu açıdan bakınca Savaş ve Barış gibi bir romanı
uyarlarken üslubun da uygun seçilmesi, belki ger-
çekçi üsluptan başka bir üsluba geçiş yapılması,
içeriğin değiştirilmesi ve dönüştürülmesi söz konu-
su olacaktır.
TEST-2
Bu parçada yazar, roman türünü tiyatroya uyar-
larken kendi ustalığını da gösterdiğini anlat-
mak için aşağıdaki anlatım yöntemlerinden
hangisini ön plana çıkarmıştır?
A) Öyküleme
C) Betimleme
B) Örneklendirme
D) Benzetme
E) Tanık Gösterme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. Bir romanı tiyatroya uyarlayan kişinin kendi okuma deneyimini aktardığını söyleyebiliriz. Anna Kareni- na'nın uzunluğuyla sahnedeki iki saatlik bir zaman dilimini yan yana düşününce bunun ne kadar zor olabileceğini anlayabilirsiniz. Ya da Savaş ve Barış'ı uyarlarken 350-400 karakteri olan bir hikayeyi kaç karakterle sahnede ortaya çıkaracaksınız? Goet- he'nin Şövalye Götz Von Berlichingen adında üç saatlik oyunda tam 57 mekan var! Oradan bakıldı- ğında bunun sahneye aktarılmasının imkanı yok o dönemin şartlarında, şimdi bile çok zor. Dolayısıyla bu açıdan bakınca Savaş ve Barış gibi bir romanı uyarlarken üslubun da uygun seçilmesi, belki ger- çekçi üsluptan başka bir üsluba geçiş yapılması, içeriğin değiştirilmesi ve dönüştürülmesi söz konu- su olacaktır. TEST-2 Bu parçada yazar, roman türünü tiyatroya uyar- larken kendi ustalığını da gösterdiğini anlat- mak için aşağıdaki anlatım yöntemlerinden hangisini ön plana çıkarmıştır? A) Öyküleme C) Betimleme B) Örneklendirme D) Benzetme E) Tanık Gösterme
TEST - 1
Uygur Türkleri; Manihaizm, Budizm ve İslam gibi değişik 8.
inanç dünyalarına dâhil olmaları ve başta Çinliler olmak
üzere Hintliler, Tibetliler ve batıda yaşayan diğer millet-
lerle olan siyasi, kültürel ve ekonomik ilişkilerde bulun-
maları sebebiyle sadece edebî ve dinî kitaplar yazmakla
kalmamışlar, dâhil oldukları dinler ve komşuları tarafın-
dan kaleme alınan çok sayıda eseri dillerine tercüme et-
mişler, diğer taraftan kendi yazdıkları önemli sayıdaki
eseri de başka dillere tercüme etmişlerdir. İlgili kaynak-
lar incelendiğinde Uygur Türklerinin tercüme faaliyetleri
arasında dinî eserler ve edebî tercümelere büyük önem
verdiklerini, bunların yanında sayıları kısıtlı da olsa tip ve
tarih alanlarında da değerli çeviri eserleri ortaya koyduk-
ları anlaşılmaktadır.
Bu paragrafın konusu aşağıdakilerden hangisidir?
guard
Uygurlarda tercüme çalışmaları
u altB) Uygurlarda dinî ve sosyal hayat
Uygurlarda edebî ve kültürel gelişim
anD) Uygurlarda güzel sanat çeşitleri
E) Uygurların diğer milletlerle ilişkileri
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TEST - 1 Uygur Türkleri; Manihaizm, Budizm ve İslam gibi değişik 8. inanç dünyalarına dâhil olmaları ve başta Çinliler olmak üzere Hintliler, Tibetliler ve batıda yaşayan diğer millet- lerle olan siyasi, kültürel ve ekonomik ilişkilerde bulun- maları sebebiyle sadece edebî ve dinî kitaplar yazmakla kalmamışlar, dâhil oldukları dinler ve komşuları tarafın- dan kaleme alınan çok sayıda eseri dillerine tercüme et- mişler, diğer taraftan kendi yazdıkları önemli sayıdaki eseri de başka dillere tercüme etmişlerdir. İlgili kaynak- lar incelendiğinde Uygur Türklerinin tercüme faaliyetleri arasında dinî eserler ve edebî tercümelere büyük önem verdiklerini, bunların yanında sayıları kısıtlı da olsa tip ve tarih alanlarında da değerli çeviri eserleri ortaya koyduk- ları anlaşılmaktadır. Bu paragrafın konusu aşağıdakilerden hangisidir? guard Uygurlarda tercüme çalışmaları u altB) Uygurlarda dinî ve sosyal hayat Uygurlarda edebî ve kültürel gelişim anD) Uygurlarda güzel sanat çeşitleri E) Uygurların diğer milletlerle ilişkileri
Sınav s
JET PARAGRAF
"Sıfır", soyut bir kavram; insanlar sıfır kavramını 3 - 4 ya-
şında anlamaya başlıyorlar. Örneğin, küçük çocuklar sayı-
ları öğrenseler bile sıfırın ne olduğunu anlamayabiliyorlar.
Bu durumda, bir gri papağanın sıfır kavramını anlayıp bu-
nu kullandığını öğrenmek şaşırtıcı. Alex, zeki canlılar ola-
rak bilinen gri bir papağan. Ama Alex, sıradan bir papağan
değil. Brandeis Üniversitesinden Dr. Irene Peppenberg'ün
papağanı. 28 yaşındaki Alex, küçüklüğünden bu yana araş-
tırma laboratuvarında yaşıyor. Bu süreç içinde Alex'e, sa-
yı saymak, çeşitli nesneleri renklerine göre sınıflandırmak
gibi beceriler öğretilmiş. Hemen her gün bir deney yapı-
yorlar. İşte bu deneylerin birinde Alex, kendisine sorulan
ve yanıtı "sıfır" olan bir soruyu sürekli olarak "hiç" diye ya-
nıtlıyormuş.
8.
Bu parçada söz edilen araştırmanın sonucundan hare-
ketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Papağanlar, kuşlar içinde insana en yakın beyin yapı-
sına sahip olan canlılardır.
B) Kuşlar, bilimsel gelişmelerde denek olarak kullanmaya
elverişli hayvanlardır.
"Sifir"in soyut bir kavram olduğu hayvanlar üzerinde
yapılan deneylerle kanıtlanmıştır.
D) Papağanların, bilişsel becerileri memeli canlılara göre
daha gelişkindir.
E) Kuşlar da insanlar gibi üst düzey zihinsel işlemler ya-
pabiliyorlar.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Sınav s JET PARAGRAF "Sıfır", soyut bir kavram; insanlar sıfır kavramını 3 - 4 ya- şında anlamaya başlıyorlar. Örneğin, küçük çocuklar sayı- ları öğrenseler bile sıfırın ne olduğunu anlamayabiliyorlar. Bu durumda, bir gri papağanın sıfır kavramını anlayıp bu- nu kullandığını öğrenmek şaşırtıcı. Alex, zeki canlılar ola- rak bilinen gri bir papağan. Ama Alex, sıradan bir papağan değil. Brandeis Üniversitesinden Dr. Irene Peppenberg'ün papağanı. 28 yaşındaki Alex, küçüklüğünden bu yana araş- tırma laboratuvarında yaşıyor. Bu süreç içinde Alex'e, sa- yı saymak, çeşitli nesneleri renklerine göre sınıflandırmak gibi beceriler öğretilmiş. Hemen her gün bir deney yapı- yorlar. İşte bu deneylerin birinde Alex, kendisine sorulan ve yanıtı "sıfır" olan bir soruyu sürekli olarak "hiç" diye ya- nıtlıyormuş. 8. Bu parçada söz edilen araştırmanın sonucundan hare- ketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Papağanlar, kuşlar içinde insana en yakın beyin yapı- sına sahip olan canlılardır. B) Kuşlar, bilimsel gelişmelerde denek olarak kullanmaya elverişli hayvanlardır. "Sifir"in soyut bir kavram olduğu hayvanlar üzerinde yapılan deneylerle kanıtlanmıştır. D) Papağanların, bilişsel becerileri memeli canlılara göre daha gelişkindir. E) Kuşlar da insanlar gibi üst düzey zihinsel işlemler ya- pabiliyorlar.
ese-
eğeri
oldan
Giyor.
eser-
daha
reyci
rimli
Em-
nce
lik-
ve
bi-
r.
a-
n-
1
PR
PRO
YAYIN DENİZİ
33. Uydular, güvenlik kameraları, akıllı telefonlar, tra-
fik ışıklarındaki muhteşem donanımlar her an her
yerde her dakikamızı kayıt altına alıyor olsa da ar-
tık yaşamımızın yadsınamaz bir parçasıdır. Üstelik
öyle büyük bir parçası ki çoğu kez farkında dahi
olmuyoruz coğunun Ülkeden ülkeye farklılık gös-
terse de güvenlik kameraları hemen her yerde ve
sayıları da giderek artıyor. Terör olaylarının artışı
paralelinde yükselen sayıları kimilerini memnun
ederken kimileri de bunca yakın takibin özel ha-
yatın gizliliği kuralını bunca delmesinin gerekliliği
üzerine kafa yoruyor.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
A) Hayatın her anının kaydediliyor olması, artık her-
kes tarafından normal karşılanıyor olmuştur.
BY Akıllı telefonlar, güvenlik kameraları gibi teknolo-
jik ürünler hayatın her alanına yerleşmişlerdir.
CY Terör olaylarındaki artış beraberinde güvenlik
kameralarında da artış getirmiştir.
D) Güvenlik kameralarının her daim kayıt alıyor
olması bazı kesimlerce hoş karşılanmamak-
tadır.
E) Trafik ışıklarındaki donanımlar, trafikte ortaya
çıkabilecek aksaklıkları önlemek adına geliştiril-
mişlerdir.
TYT/TÜ
35. Karars
Bunla
maya
gin e
itme
mala
duru
kötü
ağı
du
Bu
lib
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ese- eğeri oldan Giyor. eser- daha reyci rimli Em- nce lik- ve bi- r. a- n- 1 PR PRO YAYIN DENİZİ 33. Uydular, güvenlik kameraları, akıllı telefonlar, tra- fik ışıklarındaki muhteşem donanımlar her an her yerde her dakikamızı kayıt altına alıyor olsa da ar- tık yaşamımızın yadsınamaz bir parçasıdır. Üstelik öyle büyük bir parçası ki çoğu kez farkında dahi olmuyoruz coğunun Ülkeden ülkeye farklılık gös- terse de güvenlik kameraları hemen her yerde ve sayıları da giderek artıyor. Terör olaylarının artışı paralelinde yükselen sayıları kimilerini memnun ederken kimileri de bunca yakın takibin özel ha- yatın gizliliği kuralını bunca delmesinin gerekliliği üzerine kafa yoruyor. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? A) Hayatın her anının kaydediliyor olması, artık her- kes tarafından normal karşılanıyor olmuştur. BY Akıllı telefonlar, güvenlik kameraları gibi teknolo- jik ürünler hayatın her alanına yerleşmişlerdir. CY Terör olaylarındaki artış beraberinde güvenlik kameralarında da artış getirmiştir. D) Güvenlik kameralarının her daim kayıt alıyor olması bazı kesimlerce hoş karşılanmamak- tadır. E) Trafik ışıklarındaki donanımlar, trafikte ortaya çıkabilecek aksaklıkları önlemek adına geliştiril- mişlerdir. TYT/TÜ 35. Karars Bunla maya gin e itme mala duru kötü ağı du Bu lib
TYT/ TÜRKÇE
31. Sanatçı ne yapmak istediğini bildikten sonra, ese-
rinin bireyci ya da toplumcu olması, sanat değeri
taşımasına engel değildir. Bizde ise bu iki yoldan
birini tutanlar, öbürüne yaşam hakkı tanımıyor.
Toplumcu sanattan yana olanlar bireyci sanat eser-
lerine dudak büküyorlar, o zaman eserlerinde daha
çok kendini anlatan Fuzuli'yi düşünüyorum. Bireyci
sanattan yana olanlarsa toplumcu sanatın verimli
dolamayacağını söylüyorlar; o zaman da Yunus Em-
re'yi, onun şiirlerindeki inceliği düşünüyorum.
Bu parçada yurgulanmak istenen asıl düşünce
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Edebiyat dünyasında her dönem görüş ayrılık-
ları söz konusu olmuştur.
B) Bir eserin sanatsal değerlendirmesi toplumsal ve
bireysel anlayış çizgisinden uzak yapılmalıdır.
C) Toplumcu sanat anlayışıyla yazılan eserler bi-
reysellikten tamamıyla uzak kalmış eserlerdir.
D) Türk edebiyatında toplumsal ve bireysel anla-
yışla pek çok önemli eser kaleme alınmıştır.
Vistapr
E) Bireyci sanat anlayışıyla yazılan eserlerde in-
sana dair her türlü duygu yer bulmuştur.
32. Sanatçımızın modern Türk tiyatrosunun kuruluşun-
da, sinemamızın gelişiminde, tiyatronun üniversiteye
girmesinde önemli katkılar
33. Uydula
fik ışık
yerde
tik yas
öyle b
olmuy
terse
sayıla
para
eder
B yatır
üzer
en Bu
A)
B
D
M
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT/ TÜRKÇE 31. Sanatçı ne yapmak istediğini bildikten sonra, ese- rinin bireyci ya da toplumcu olması, sanat değeri taşımasına engel değildir. Bizde ise bu iki yoldan birini tutanlar, öbürüne yaşam hakkı tanımıyor. Toplumcu sanattan yana olanlar bireyci sanat eser- lerine dudak büküyorlar, o zaman eserlerinde daha çok kendini anlatan Fuzuli'yi düşünüyorum. Bireyci sanattan yana olanlarsa toplumcu sanatın verimli dolamayacağını söylüyorlar; o zaman da Yunus Em- re'yi, onun şiirlerindeki inceliği düşünüyorum. Bu parçada yurgulanmak istenen asıl düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Edebiyat dünyasında her dönem görüş ayrılık- ları söz konusu olmuştur. B) Bir eserin sanatsal değerlendirmesi toplumsal ve bireysel anlayış çizgisinden uzak yapılmalıdır. C) Toplumcu sanat anlayışıyla yazılan eserler bi- reysellikten tamamıyla uzak kalmış eserlerdir. D) Türk edebiyatında toplumsal ve bireysel anla- yışla pek çok önemli eser kaleme alınmıştır. Vistapr E) Bireyci sanat anlayışıyla yazılan eserlerde in- sana dair her türlü duygu yer bulmuştur. 32. Sanatçımızın modern Türk tiyatrosunun kuruluşun- da, sinemamızın gelişiminde, tiyatronun üniversiteye girmesinde önemli katkılar 33. Uydula fik ışık yerde tik yas öyle b olmuy terse sayıla para eder B yatır üzer en Bu A) B D M
G
TYT/ TÜRKÇE
31. Sanatçı ne yapmak istediğini bildikten sonra, ese-
rinin bireyci ya da toplumcu olması, sanat değeri
taşımasına engel değildir. Bizde ise bu iki yoldan
birini tutanlar, öbürüne yaşam hakkı tanımıyor.
Toplumcu sanattan yana olanlar bireyci sanat eser-
lerine dudak büküyorlar, o zaman eserlerinde daha
çok kendini anlatan Fuzuli'yi düşünüyorum. Bireyci
sanattan yana olanlarsa toplumcu sanatın verimli
olamayacağını söylüyorlar; o zaman da Yunus Em-
re'yi, onun şiirlerindeki inceliği düşünüyorum.
MICAR
Bu parçada yurgulanmak istenen asıl düşünce
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Edebiyat dünyasında her dönem görüş ayrılık-
ları söz konusu olmuştur.
B) Bir eserin sanatsal değerlendirmesi toplumsal ve
bireysel anlayış çizgisinden uzak yapılmalıdır.
C) Toplumcu sanat anlayışıyla yazılan eserler bi-
reysellikten tamamıyla uzak kalmış eserlerdir.
D) Türk edebiyatında toplumsal ve bireysel anla-
yışla pek çok önemli eser kaleme alınmıştır.
E) Bireyci sanat anlayışıyla yazılan eserlerde in-
sana dair her türlü duygu yer bulmuştur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
G TYT/ TÜRKÇE 31. Sanatçı ne yapmak istediğini bildikten sonra, ese- rinin bireyci ya da toplumcu olması, sanat değeri taşımasına engel değildir. Bizde ise bu iki yoldan birini tutanlar, öbürüne yaşam hakkı tanımıyor. Toplumcu sanattan yana olanlar bireyci sanat eser- lerine dudak büküyorlar, o zaman eserlerinde daha çok kendini anlatan Fuzuli'yi düşünüyorum. Bireyci sanattan yana olanlarsa toplumcu sanatın verimli olamayacağını söylüyorlar; o zaman da Yunus Em- re'yi, onun şiirlerindeki inceliği düşünüyorum. MICAR Bu parçada yurgulanmak istenen asıl düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Edebiyat dünyasında her dönem görüş ayrılık- ları söz konusu olmuştur. B) Bir eserin sanatsal değerlendirmesi toplumsal ve bireysel anlayış çizgisinden uzak yapılmalıdır. C) Toplumcu sanat anlayışıyla yazılan eserler bi- reysellikten tamamıyla uzak kalmış eserlerdir. D) Türk edebiyatında toplumsal ve bireysel anla- yışla pek çok önemli eser kaleme alınmıştır. E) Bireyci sanat anlayışıyla yazılan eserlerde in- sana dair her türlü duygu yer bulmuştur.
k.
24. Meşhur bir filozofa, "Servet ayaklarınızın altında olduğu
hâlde neden bu kadar fakirsiniz?" diye sorulduğunda "Ona
ulaşmak için eğilmek lazım da ondan." demiş.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han-
gisidir?
el
D
A) Hedefe ulaşmak isteyen insan her şeyi kendine meşru
görür.
B) Servete ulaşmak her insanın isteyeceği doğal bir şeydir.
Başarılı insanlar servete emek vererek, çalışarak ulaşır.
D) Servete ulaşmak uğruna kişilikten ve ilkelerden ödün
vermek doğru değildir.
E) İnsanlar, hayatta sağlık ve eğitim dışında servete ihtiyaç
duymaz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
k. 24. Meşhur bir filozofa, "Servet ayaklarınızın altında olduğu hâlde neden bu kadar fakirsiniz?" diye sorulduğunda "Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan." demiş. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? el D A) Hedefe ulaşmak isteyen insan her şeyi kendine meşru görür. B) Servete ulaşmak her insanın isteyeceği doğal bir şeydir. Başarılı insanlar servete emek vererek, çalışarak ulaşır. D) Servete ulaşmak uğruna kişilikten ve ilkelerden ödün vermek doğru değildir. E) İnsanlar, hayatta sağlık ve eğitim dışında servete ihtiyaç duymaz.