Anlatım Biçimleri Soruları

2. A (1) İnsan; hayat denen bu yolculuğun içinde neyin doğru, neyin yanlış, neyin değerli, neyin değersiz olduğunu daha net görüyor. (II) Yaşadıklarının, edindiğin deneyimlerin seni değiştirmesine izin verdiğin zaman daha mutlu ve huzurlu oluyorsun. (III) Yaşama bakışımızın kalıcı mutluluktaki payı, çok istediğimiz bir şeyi elde etmenin kısa süreli hazzından çok daha büyük. (IV) Artık bazı şeylerin istediğim gibi gerçekleş- meyeceğini anladığımda o konudaki beklentilerimi değiştir- meyi öğrendim. (V) Amaçların peşinde koşmak hayata renk veriyor ama bir amaca "bağımlı" olmamayı öğrendiğinizde de mutluluk sizi bir yerlerde yakalıyor. Se R D Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede olumlu ve olumsuz değerlendirmeler bir arada verilmiştir. B) II. cümlede yargının gerçekleşmesi bir koşula bağlanmış- tır. C) III. cümlede karşılaştırmadan yararlanılmıştır. D) IV. cümlede yargı, gerekçesiyle birlikte verilmiştir. E) V. cümlede bir saptama yapılmıştır. Paraf

10 7. Çevirmen, çevirdiği bir cümleye son noktayı koymadan önce o cümleyi bir de okuyucu gözüyle okumalı ve metnin kendi dilin- de yazılmış olduğu tadını aldığı anda o son noktayı koymalıdır. Bu cümleden aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Okuru düşünmeden yapılan bir çevirinin başarılı olması güçtür. B) Çevirmen hem ana dilini hem de çeviri yaptığı dili çok iyi bilmelidir. C) Çevirinin kabul görmesi çevirmenin yorumlama yeteneğine bağlıdır. D) Yapılan çevirilerde cümlelerin anlaşılabilir olması önemli- dir. E) Çeviri, çevirmenin onu farklı bir gözle değerlendirmesiyl tamamlanır.

A) B) A) II CY IV 10. (1) Her insan bazı evrensel insan özellikleri bakımından baş- kalarına benzer fakat bazı bakımlardan da herkesten ayrı- dır. (II) Her insanın kendine özgü yetenekleri, eğilimleri var- dir. (III) Başka bir deyişle her insanın en çok isteyebileceği, sevebileceği, en iyi bir şekilde yapabileceği dolayısıyla ba- şarılı olabileceği birkaç veya bir iş vardır. (IV) İnsan kendisini dilediği gibi bulabildiği her yerde, tam bir kendisi olabilen bir varlıktır ve insanın başarısı da işte tam buradadır yani ken- disini gerçekleştirebildiği yerde. (V) Bu nedenle insan sev- mediği, sevemediği işlerde kendini, kendi bütünlüğünü de gerçekleştiremez ve sevemediği için kendisini sıkan işinden ziyade özlemini duyduğu işleri düşünür. (VI) Tembel dediği- miz insanlar da işte bu insanlardır yani aradığı işi bulamayan insanlar... (VII) Bu nedenle bizi kendimiz yapmayan hiçbir iş bizim olamaz. BYIII angisiyle başlar? D) V Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar? DIV E)VI CV EYVI Fides

r, 4. Yazıda yazarın iddiasını ille de kesinliğe ulaştırması beklenemez. Ortaya koyduğu mevzu üzerine düşünüyor olması bile yeterlidir. Bu sesli düşünmeden bizim haberdar olmamızı isteyebilir. Ancak bu sesli düşüncede bile bize iletilen bir şey olmalı, yazar bu niyetle düşüncelerini bizimle paylaşmalıdır. Değilse bunu yazmak için bir gerekçesi kalmaz. Yani bir yazının öncelikle söyleyeceği bir şey olmalı ve biz de okur olarak bu şeyin peşinden gitmeliyiz. Oysa son günlerde düzyazılarda ilginç, tuhaf, anlaşılmaz bir tutum gözlenmekte. Bu tür yazıların ortak özelliği hiçbir şey anlatmamaları ve anlaşılmaz, ağır yazılar olması. Çözümleyici, açıklayıcı, aktarıcı ve aydınlatıcı olması gereken bu yazılar, her nedense imgeler ve metaforlarla anlamı kapatma, öznelleştirme ve yazının öznesini bağlamından kopartıp her yöne çekilebilecek bir şirazesizliğe ve savrukluğa dönüştü. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi vardır? A) Tartışma B) Öyküleme D) Tanımlama C) Betimleme E) Alıntılama

Sınava hazırlık konusunda iyi bir rehberlik her şeyi bitirecektir. Çalışma konusunda gerekli bilgiyi alan öğrenci derslere hazırlanma konusunda sıkıntı yaşa- mayacaktır. Bu da sınavda başarılı olmasını sağlaya- caktır. Rehberlik tam anlamıyla başarı için çok önemli bir anahtardır. Bu anahtarı doğru kapılar için kullana- bilirsek gidemeyeceğimiz yer yoktur. Bu parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisi ola- bilir? A) Rehberliğin Doğru Kullanımı B) Başarı Için Rehberlik C) Çalışma Planlarının Önemi D) Derslere Nasıl Hazırlanılması Gerektiği E) Okul Rehberliğinin Önemi

Yeni yaptırdıkları evin bahçesini düzenlemek onun en büyük eğlencesiydi. Zevk alıyordu toprakla oynamak- tan, bir şeyler ekip dikmekten. Onun için bahçe evin en güzel yeriydi. Odaları büyükmüş, balkonu varmış, sessizmiş gibi özelliklerin bir önemi yoktu onun için. O tek başına otlarla konuşsa bile yeterdi. Ivır zıvır işlerle uğraşmazdı. Bu ev onu özüne döndürmüştü. Bulmuştu artık kendini. Ufak tefek problemlerini de aşmış, kendini gerçekleştirmiş bile diyebiliriz onun için. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir. B) İkilemeye yer verilmiştir. C) Karşılaştırma yapılmıştır. D) Görme duyusuna yönelik bir ayrıntıya yer veril- miştir. E) Benzetmeye yer verilmiştir.

mometreni açı iyiliğini istemektir. Canlı var- andiğimiz Insanın bizim sa- den mahrum oluşu, bizde alarının bizimle eşit hakla Onları bu häiden kurtar- gerektirdiği bu duygu bi- ir. Böylece - oluyor. ş bırakılan yere aşağı- a zorlayan en önem- inkurtarılması ve yavaş yavaş uzak- aya çıkarmış 159 Çözdüğün süreyi not et. 18. Daha çok ressam olarak tanınan Leonardo'nun aslında sadece 24 tane tablosu vardı. Bunlardan en ünlüleri, Son Akşam Yeme- al ve Mona Lisa tablolarıdır. Leonardo'nun ilk mesleği ressam- likti, Fotoğraf makinesi henüz icat edilmemişti. Soylular resim- lerini yaptırmak istiyordu. Leonardo'nun ünlü Mona Lisa tablo- su da bu şekilde ortaya çıktı. Bir soylu, karısının resmini yaptır- mak istedi. Leonardo hayır diyemedi. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, bu parçanın son cümlesi yeri- ne kullanılamaz? O A) Leonardo cevap veremedi. B) Leonardo geri çeviremedi C) Leonardo itiraz edemedi. D) Leonardo reddedemedi. E) Leonardo yapamayacağını söyleyemedi.

(1) Dickens, roman çağının yani yeni romanın in- san hayatına yön verdiği, hükmettiği dönemin ya- zarıdır. (II) O dönemde roman bir anlamda şimdiki sinemanın, televizyonun, gazetenin işlevini de yerine getirmek zorundaydı. (III) Bu yüzden içinde her şey vardı: felsefe, bilim, din, politika, toplum bi- limi, adalet, biyoloji, tarih... (IV) Romancılar karşı- laştıkları her olayda her şeyden kendilerini sorumlu hissediyor: madencilerin sorunlarından adaletin işleyişine, savaşlardan uluslararası anlaşmazlık- lara kadar geniş bir alanda görüşler ileri sürüyor; romanlarında bunları tartışıyorlardı. (V) Çünkü mo- dern hayatın "uzmanlaşma" ve "ayrışma" yönleri henüz yaşanmıyordu. (VI) Romancı bir anlamda "bir bilen" konumunda, yerine göre siyasetçi, ye- rine göre hukukçu, yerine göre bir bilim insanı gibi romanlarında görüşler ileri sürüyordu. 40. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han- gileri kendinden sonraki cümlenin nedeni hâ- lindedir? A) ve III B) I've IV D) Ive V LLE PUHU C) ve IV E) Ill ve V

zimlik tıyor. alanı- vaka- k için e he- , ba- mişin ulan- ikkat ellik- geç- den e ol- olcu- lesi E) V WAY XY 12. Italo Calvino imzalı Seçme Mektuplar, yazar hakkında pek çok gizli kalmış bilgiyi gün yüzüne çıkarıyor, Cesur bir ya- zar olarak edebiyat dünyasında gezinen Calvino, mektup- lardan anlıyoruz ki zaman zaman mizah yüklü satırlarla ses leniyor dostlarına. Yapıtlarının izini sürebildiğimiz o cümle- lerin yanında, bilgi birikiminin verdiği cesaretle kimi imalar- da, ince dokundurmalarda da bulunuyor. Bunlara kendisi gülüyor muydu bilinmez ama esprileri, dolambaçlı yolar- dan geçerek ulaşıyor sahibine. Calvino'nun, kitaplarını ya- zarken girdiği ve deyim yerindeyse yayıncısına bıkkınlık ve- ren titizlik, mektuplarda yerini belli bir rahatlığa bırakır. Bu parçaya göre Calvino'nun yazılarında 1. Yer yer gülmeceye başvurma II. Yapıtlarında sadece dostlarından söz etme III. İronik bir üsluba yer verme IV. Mektuplarını daha özenli yazma özelliklerinden hangileri yoktur? A) Yalnız II B) Yalnız III D) Il ve IV T C) I ve III E) Ill ve IV ÖZEL KONSEPT

ok faresi yatıyor. en mu- in sim sayısı Araş arinin TP53 a ol- la- 1. 9. Nezihe Meriç'in uzun bir hazırlık döneminden sonra kili kirk yararak oluşturduğu bu öyküleri sağlam bir yapıya sahip- tir. Yazı dili ile konuşma dili arasında denge kuran, sohbet üslubuyla yazılmış öyküleri bizi kendisine çeker. Her za- man dilde özdeşleşme taraftan olan yazar, bu amaçla her zaman yalın bir söyleyiş peşinde koşmuş; dili başlı başına bir uğraş edinmiş, öykülerindeki şiirsel tadı her zaman ko- rumuş, çoğu zaman da öykülerinde kimliğini yansıtmış ve dile verdiği önemi bize tüm canlılığıyla hissettirerek günü- müze kadar başarıyla gelmiştir. Bu parçadan hareketle Nezihe Meriç ile ilgili 1. yazma konusunda titizlik gösterdiği, II. öykülerinde kendini gizlemediği, III. dili çok önemli bulduğu, IV. konularını günlük yaşamdan seçtiği, V. okur üzerinde etki bıraktığı ifadelerinden hangisi söylenemez? C) III AYT B) II Sınav sorularını öncede D) IV 11. Yanı başımızda kinda yeterli b gelişimi, özelli sizdir. Özellikl ki bulmuyor. ninmiyor. E) V J YAYINLARI Aşağıdaki düşüncey A) Iran e roma B) Türk biya C) Ira E D) M E

lardan ir hay- sterir- Olivier Eli bir avra- bir işa- te- 8. (1) Okuyucuların merakı bazen yazara hiç hesapta olma- yan, yeni romanlar yazdırabilir. (II) H.G. Wells'in başyapıt- ları arasında gösterilen Dr. Moreau'nun Adası'nı meraklı okuyucular hemen hatırlayacaktır. (III) Wells bu romanında doğayla oyuna girişmenin tehlikelerini ve insan olmanın an- lamını sorgulayan çarpıcı bir hikâye anlatıyordu. (IV) Aynı şekilde bu romanın kahramanları çarpıcı özelliklere sahip- ti. (M) Adanın "kralı" sınır tanımaz bilim insanı Dr. Moreau, alkolik asistanı Montgomery, sürpriz ziyaretçi Edward Pren- dick ve kralın "yarattıkları"... (VI) Hepsi de Wells'in sınırsız hayal gücünün kara renkleriyle donatılan, birbirinden baş- ka niteliklere sahip olsalar da aynı hikâyenin güçlü dama- rını besleyebilen önemli "tip'lerdi. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? B) II C) III A) D) IV E) VI

23. Yaygın inancın tersine, "dolgusal kalıp metin" rastgele sözcüklerden oluşmaz. Kökleri MÖ 45 tarihinden, kla- sik Latin edebiyatına kadar uzanan 2000 yıllık bir geç- mişi vardır. Bir uzman, ilk dolgusal kalıp metinde ge- çen bir sözcüğün klasik edebiyattaki örneklerini ince- lediğinde kesin bir kaynağa ulaşmıştır. Dolgusal kalıp metin, Çiçero tarafından MÖ 45 tarihinde kaleme alı- nan ünlü söylevin 1.10.32 ve 1.10.33 sayılı bölümlerin- den gelmektedir. O bunun hazır söylevlerin önemli bir unsuru olduğunu belirmiştir. Gerçekten de bu kitap, an- latım üzerine bir tezdir ve Rönesans döneminde çok popüler olmuştur. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Açıklayıcı anlatım türü kullanılmıştır. B) Sayısal verilere başvurulmuştur. e) Farklı cümle türleri kullanılmıştır. D) Konuşma havasıyla kaleme alınmıştır. Düşünce alıntı ile desteklenmiştir.

DULUM 15. Alışkanlıklar, basmakalıp sözler en derin ger- çeklerin anlamını, en güzel duyguların ürper- tisini unutturabilir. Bunları yeniden canlandır- mak, yeniden yaşatmak için sanatçı olmak gerekir. Ancak şairler, milyonlarca yıllık gü- neşin ışığını, bize yeni açmış binbir renkli bir çiçeğin parıltısı gibi gösterebilirler. Yunus'un söyleyişiyle, her gün yeniden doğan şairler olmasaydı insanlık; öğrenilmiş, ezberlenmiş gerçeklerin kabuğu içinde sıkışıp kalacaktı. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Abartmaya başvurma B) Yinelemelere yer verme C) Koşul öne sürme DYansız bir söyleme dayanma E) Tanık göstermeden yararlanma (2012-YGS)

5. Olçme, Değerlendir Modern dünyaya ahlak açısından sunabileceğimiz şey- ler olduğunu düşünüyorum. Bizim evrensel değerlerimiz dendiğinde isimleri aklımıza gelenlerin, özellikle yaşama felsefesi başlığında emsallerinden öte bir söylem gücüne ve içeriğe sahip olduğunu zannediyorum. Ancak bu değer- lerimizin ne kadar farkındayız? Bodrumundaki hazineden habersiz fukaralar olarak Batı'nın bahçesinde işçilik ediyo- ruz. Hatamız dinî düşünce) Orta Çağ düşünürü, skolastik vs. etiketi ile rafa kaldırdıklarımızı okumamak ve anlamaya çalışmamak. Eğer İlk Çağ Yunan felsefesinin, Yeni Çağ Batı felsefesinin nereden ve nasıl doğduğunu hatırlarsak söylemeye çalıştığım şey daha iyi anlaşılacaktır. Bu parçada asıl yakınılan durum aşağıdakilerden hangisidir? MEB 2018-2019. A) Felsefe okumalarında yeteri kadar başarılı olamadı- ğımız B) Batı'nın önemli değerlerini anlamak için gayret sarf et- mediğimiz C) Kendimizi fikrî yönden yeterince donatamadığımız O Yerli düşünceden beslenmek yerine Batılı düşüncele- re yöneldiğimiz E) Bir yaşam felsefesi tutturmadan yaşamaya çalıştığımız OXO Cevap anahtarına ulaş

RKÇE TESTİ 3- n ul A 19. (I) Tolstoy, bilimsel bakış açısıyla sanatçı ruhunun psikolojik anlayış ve duyarlılığını eserlerinde bir arada işler. (II) Rus kırsalında yoksulluklar ve sert doğa koşullarıyla mücadele eden küçük insanların başından geçen trajik olayları, günde- lik hayatın sıradan parçasıymış gibi ele alır. (III) Eserlerinin ana anlatım ögesini, sürpriz ve gerilim unsurları oluşturmaz. (IV) Bu yüzden umarsız kişilerin başından geçen olayları, günlük hayatın iletişimsizliği içindeki okuyucuya aktarır. (V) Realizmin etkisiyle oluşturulan eserlerde, betimlemenin ayrı bir yeri ve önemi vardır. (VI) Fotoğraf gerçekçiliğiyle yansıtılan çevre betimlemeleri, okuyucuyu yaşadığı coğrafyadan uzaklaş- tırır ve eserin sayfaları içinde gezintiye çıkarır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) II Cylv B) I D) V E) VI

würümek. Yüksek Jan Johannesburg n sağlıklı yürüyüş stelik bu yürüyüş man var; geziler ngisinde yazım E) V 1. OTURUM Variab 16. Yahya Kemal kimi şiirlerinde apayrı bir şair kimliğiyle çıkar karşımıza. Bu tür şiirlerinde düş kırıklığı içinde, fetih duygu- sunun saplantı hâline geldiği bir ruh hâli yaratılır. Kerpiç evler bile Yahya Kemal'i fetih duygusuna götürür. Sözcük dağar- Encığı iyice daralmıştır. Konusma dili öbür yapıtlarındaki işlevi- ni yadsır gibidir. Yahya Kemal başlangıçta eleştirdiği şairle- rin durumuna düşer: Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? X6 ( ==== A) Sözcükler değil de kavramlar konuşuyordur sanki BY Biçim bakımından birçok hata görülür şiirlerinde Biçimi, anlama feda etmiştir Konuşma dilini bırakıp yazınsal dili kullanır Divan edebiyati estetiğini bir kenara bırakır TYT052223 sunu, merak, di benSanat, ev arıyor. Sanatç lumla diyalog tiyor. Ressar tekrar onayl Bu parça söylenmis 5 A) Sana rak B) Sa C) S D) E)