Anlatım Biçimleri Soruları

hangisi MSUS) en INFORMAL YAYINLARI KARA KUTU YAYIN (1) Uykuların Doğusu adlı romanima başlarken kafamda Sadece "Insan gördüğü şeylerin toplam kadar uyanık, görmediği şeylerin sonsuzluğu kadar uykudadir." cümlesi vardı. (Bir düşünceyi içeren bu cümlenin yanı sıra içim- de bipfoman yazma arzusu da vardı elbette. ( Yazma arzusunun ne kadar güçlü olduğunu ancak onu içinde ta- şıyanların bilebileceğini düşünüyorum. (Ne var ki her zaman olduğu gibi ben yazacağım romanda neleri, nasıl anlatacağımı bilmiyordum. Pusulam yoktu açıkçası; haritam, planlarım, karakterlerim ve hikâyelerim yoktu. (VI) Bunlar, kesinlikle metnin içinde, metinle birlikte düşü- nüp oluşturacağım şeylerdi. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi du- şüncenin akışını bozmaktadır? A) II B) III C) IV D) V E) VI (2019-KPSS)

1) (1) Sığınak Temmuz 1943'te tamamlandı, iki metre kalınlıkta duvarları ve ondan da kalın çatısıyla bu penceresiz betonarme küp, Elbe Nehri yakınlarındaki parkın üzerinde bir Orta Çağ kalesi gibi yükseliyordu. (II) Bombaların geleceğini biliyordu Hamburg, savaş tutsakları ve zorunlu işçilerin dev uçaksavar sığınağını inşa etmek için altı ayı vardı. (III) Hemen ardından kalabalık semtleri hedef alarak Hamburg'un yarısını yok eden -ve 34 bin kişinin ölümüne yol açan- söndürülemez bir alev fırtınası başlattılar. (IV) Kule gibi yükselen alev, duvarları öyle güçlü bir rüzgâr yarattı ki insanlar bu alevlere doğru sürüklendi. (V) Alman radarlarını ve uçaksavarları yanıltmak için metal folyo parçalarından oluşan bir bulut yağdırdılar önce. (VI) Sığınağın tamamlanmasından yalnızca birkaç hafta sonra Kuzey Denizi'nden gelen İngiliz bombardıman uçakları, akşam saatlerinde, kent merkezindeki St. Nikolai'nin kulesine doğru yöneldi. cümlelerle anlamlı paragraf birinci cümle aşağıdakilerden Numaralandırılmış oluşturulduğunda hangisi olur? A) II B) I C) V D) III E) IV

na ne yazacak diye ( an hep kapinmişım- kitabini anmadan okuduğum Ethem m'den Bir Kink Se- Mesafesi () , sırasıyla aşağı- işaretleri getiril- Ici betimleme - gözü görmez erin arasından r. Denizin ölü ivor Hafif his 22. (1) Yemek, uzun bir yolculuğun ürünüdür. (II) Keşfedilişin- den bugüne kadar yaptığı yolculukların ardında çok ilginç öyküler, bilgiler biriktirmiştir. (III) Çoğu bir masal gibidir, in- san inanmakta zorlanır. Birçoğu düşündürür, birçoğu da bilinmedik ipuçları içerir, V) Yıllardan beri yemek kitaplarını toplanım. (VI) Kiminde tarifler, kiminde bilgiler sıralanmıştır; bu kitaplann sayfalarını karıştırırken zamanın nasıl akıp geç- tiğine şaşırırım. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ilk paragraf nu- maralanmış cümlelerin hangisiyle biter? A) II. B) III. D) V. E) VI. 23. (1) Londra'da bilinen en eski güvenlik sistemi, gönüllülerden oluşan "hue and cry" (bağırış çağırış) sistemiydi. (II) Bu da elbette hırsızlık yapmak isteyenlerin ini holi bis d

diye m dan em Se mgr iril. ne ez an 10 ir - di 51 r. r. öyküler, bilgiler san inanmakta zorlanır bilinmedik ipuçları içerir, Yillardan bell bu kitapların sayfalarını karıştırırken zamanın nasıl akıp geç- toplanım. (V) Kiminde tarifler, kiminde bilgiler sıralanmıştır; Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ilk paragraf nu- tiğine şaşınınm maralanmış cümlelerin hangisiyle biter? B) III A) #1 D) V. 23. (1) Londra'da bilinen en eski güvenlik sistemi, gönüllülerden oluşan "hue and cry" (bağırış çağırış) sistemiydi. (II) Bu da elbette hırsızlık yapmak isteyenlerin işine geliyordu. (III) Şüp- heli bir durum karşısında bağırarak ortalığı ayağa kaldırıp şüpheli şahısların herhangi bir suç işlemesini engellemeye çalışan bu gönüllüler grubu, şehir kalabalıklaştıkça yetersiz kalmaya başladı. (IV) 1500'lerde yerel yönetimler bu işe el atmak zorunda kalıp hırsızlık olaylarına müdahale için ilk polis memurlarını atadilar. (V) Sadece büyük yerleşim yer- lerinde olan bu uygulamayla gece polisleri ve ücret karşılığı güvenlik sağlayan gruplar devriye gezmeye başladılar. C) III. E) VI. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi anlam akışını bozmaktadır? A) 1. B₁. D) IV. E) V.

24. Eleştirmenler ya da okurlar ne kolay söylüyorlar: "Bu şiir gü- zel değil.", "Şu şiir anlaşılmaz." Sadece şiir için de değil bu, diğer türler için de aynı durum söz konusu. Bu, ya sanatın ne olduğunun bilinmemesinden kaynaklanıyor ya da düşünül- meden konuşulmasından. Sanat dediğimiz şey doğrudan güzellik kavramıyla ilgili bir olgudur. Peki güzel nedir? Var mi buna yanıt verebilecek? Sanmam. O hålde siz bir şeyi anlamıyorsanız ancak "Anlamadım." diyebilirsiniz; "Anlaşıl- maz." diyemezsiniz. Bir şiiri güzel bulmadıysanız ona "Güzel değil." diyemezsiniz, "Beğenmedim." diyebilirsiniz ancak.. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır? A) Sanat yapıtlarının değerlendirilmesinde yarar sağlayıp sağlamamasının ölçüt olarak alınmasından. B) Sanatçıların yapıtlarında güzel söyleyişten çok, içeriğe önem vermesinden C) Eleştirmenlerin bir yapıtı iyice incelemeden onunla ilgili. kesin yargılara varmasından D) Sanatla ilgilenenlerin her yapıtta bir farklılık bulunması gerektiğini öne sürmesinden E) Sanatsal ürünlerin değerlendirilmesinde kişisel görüşle- rin genel yargı olarak açıklanmasından 25. Geçenlerde onunla yapılmış bir söyleşi okudum. Şairliğinin 26. Her g bugü yor a durd miş de c his.. laka nere gere ben Bu 1. 27 11. III. ya A

25. Geçenlerde onunla yapılmış bir söyleşi okudum. Şairliğinin ilk yıllarında bile, yazdığı bir şiiri defalarca yeniden yazdığını söylüyordu. Hatta bırakın şiiri, bir dizeyle bile günlerce, haf- talarca uğraştığını anlatıyordu. Kelimeleri, bunların yerlerini değiştiriyor; sonra bu dizeyi okuyup yine olmadığını düşü- nerek tekrar alıyormuş eline kalemi. Ta ki aklı ve duyguları aynı noktada tamam diyene kadar... Demek ki iyi şair böyle olunuyor. Bu parçaya göre, iyi şair olmanın koşulu aşağıdakilerden hangisidir? A) Şiirin kısa zamanda değil, uzun bir zaman dilimi içinde yazılması Şairin, şiiri istediği gibi oluncaya dek titizlikle çalışması Kelimelerin dize içindeki kullanımlarının ahenk yaratacak biçimde düzenlenmesi D) Şiirdeki duygu ve düşünce dengesinin sağlanması E) Şiirin dizeleri arasındaki konu bütünlüğüne önem veril- mesi

9 27. Dünyanın en büyük insan laboratuvarlarından biri olan Çin'de, 2010 ve 2014 yıllarında aynı öğrenciler üzerinde bir test uygulanmıştır. Testin sonuçları, hava kirliliği değişimiyle karşılaştırılmıştır. Buna göre, uzun süre hava kirliliğine maruz kalmanın muhakeme yeteneğini olumsuz etkilediği ve man- tıklı davranmayı sekteye uğrattığı gözlemlenmiştir. Bu parçada sözü edilen araştırmadan hareketle, obrilaix 1. Hava kirliliği, doğru düşünme yetisini zayıflatmaktadır. II. Çin gibi kalabalık nüfusa sahip ülkelerde hava kirliliği yıl- dan yıla artmaktadır. III. Çin'de hava kirliliğini önlemeye yönelik çeşitli araştırma- lar yapılmaktadır. W. Hava kirliliğinin akıl yürütme becerisi üstünde etkili oldu- ğu 2010'dan beri bilinmektedir. numaralanmış çıkarımlardan hangisi/hangilerine ulaşıla- bilir? A) Xalnız I D) II ve III B) I, III ve IV E) II ve IV C) I ve IV YKS Deneme 04 TYT

AA 28. Tarih boyunca çeşitli toplumlar, ilişki içinde bulundukları top- lumlarla kültürel alışverişte bulunmuş; bu alışverişlerin en açık, en belirgin tanığı da dildeki yansımalar olmuştur. Dilde- ki bu verilerden yola çıkarak bir toplumun, tarihin hangi dö- neminde, hangi toplumlardan ne gibi alanlarda etkilendiğini çıkarmak kolaydır. Milletlerin kültür tarihini bu açıdan ince- lediğimizde farklı toplumlarla çeşitli alanlardaki etkileşimleri kesin olarak belirlenebilmektedir. Bu parçada üzerinde durulan düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Milletlerin farklı şekillerde kullandıkları dil, iletişimin te- mel ögesidir. Kültür tarihi araştırmalarında, toplumsal etkileşimin be- lirlenmesinde söz varlığı güvenilir kaynakların başında gelir. Toplumların tüm kültür ve bilgi birikimleri, yaşam dene- yimleri dillerinin zenginleşmesini sağlar. D) Toplumlar, uygarlıkta kendilerinden üstün kabul ettikleri toplumları çeşitli açılardan taklit ederler. Bir toplumun ekonomisi, bilim ve düşünce üretiminin dü- zeyi ne ise dilinin gelişmişlik düzeyi de odur. 29. Yazınsal metinlerde, bir gösterge birçok anlamla ilişkili ola- bilir. Başka bir deyişle yazınsal metinler, değişik anlamlarda algılanıp yorumlanabildiğinden anlamsal bir cok taşır. Aynı metinden her oku 30

29. Yazınsal metinlerde, bir gösterge birçok anlamla ilişkili ola- bilir. Başka bir deyişle yazınsal metinler, değişik anlamlarda algılanıp yorumlanabildiğinden anlamsal bir çok yönlülük taşır. Aynı metinden her okuyucu başka bir anlam üretebilir. Bu, okuyucunun metnin temel kavramlar örgüsüyle değişik nesnel durumlar arasında bağlantı kurmasına, daha doğru- su metinle yaşam ilişkisinden yeni anlamlar üretebilmesine bağlı bir olgudur. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? Al Zdebî metinlerden çıkarılacak anlam tek ve değişmez bir (A) yargı olamaz. B) Yazınsal metinlerle öğretici metinler arasında üslup farkı vardır. Sanat metinlerinde gerçeklik kurgulanarak okura sunu- lur. D) Yazınsal metinlerin yorumlanması düş gücünü geliştirir. E) Her edebî metin bir yönüyle gerçeğe bağlıdır. YKS Deneme 04 TYT 10

klan top işlerin en tur Dilde thangi do lendiğini dan ince leşimleri kilerden simin te- min be- başında dene- ettikleri tin đủ ola- arda ülük bilir. işik ğru- sine 30. Istenmeyen ve dinleyene bir anlam ifade etmeyen rahatsız edici ses dalgalan olarak da tanımlayabileceğimiz gürültü, çevreyi kirleten etkenlerin başında gelmektedir Insan vü- cudunun ani ve yüksek seslere otomatik ve bilinçsiz olarak tepki gösterdiği, fizyolojik parametreleri sürekli kaydedilen kişilerde yapılan bilimsel değerlendirmelerle saptanmıştır. Gürültü, rahatsız edici boyutlarda ve kaynağı belirsiz ise bu durum insanlarda farklı tepkilere neden olabilir. Örneğin, kişi saldırgan davranışlar sergiler; zihinsel işlevlerinde bozulma- lar görülür; kalp atışı hızlanır; lökosit sayısında azalma ve vücut direncinde düşme meydana gelir. Solunum hızlanır, kaslar gerilir. Konsantrasyon, dinleme ve anlama güçlüğü yaşanır. Gürültünün insana etkileri dikkate alınarak Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 1986 yılında yürürlüğe giren "Gürültü ve Kontrol Yönetmeliği" hazırlanmıştır. Amacı kişi- lerin huzurunu, beden ve ruh sağlığını korumak olan bu yö- netmelikte konut, hastane, okul, motel, pansiyon, dinlenme tesisleri, parklar ve mezarlıklar gibi mekânlar sesten korun- ması gereken binalar kapsamına alınmıştır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A C Gürültünün çevre kirliliğine neden olan faktörler arasın- da bulunduğuna Kişinin ani ve yüksek sese maruz kaldığında buna cevap olarak bilinçsizce davranış geliştirdiğine Agresif bir kişilik özelliğine sahip kişilerin gürültülü or- tamlarda kolayca ve çabuk sinirlendiğine D) Gürültüye bağlı olarak kişide kimi zihinsel ve fiziksel bo- zulmalanın görülmesinin muhtemel olduğuna /E) Gürültünün olumsuz etkilerinden kişinin uzak tutulması amacıyla resmi olarak tedbir alındığına 31.

weba, dıyla a'da nraki E üs'e, kan- Daha n se- törlü şına ardi- aldu- stali- iştir. var "miş mesi sine sek şek- ngi- ŞICI ke- ala- liş- ali- gu AA 32. Yazar; bazen ağır gelen, taşımakta zorluk çektiği hisleri ve hålleri basılmış harflere dönüştürerek dışarı atmak ister. Hati- ranın bedenin dışına çıkıp yazıya dönüşmesi, yazının bu aci ilaç hâli de bazen gerekli bir tedavidir. Yazar böylelikle bu aşkın hisleri dışarı atmakla kalmaz, okuyucunun zihninde de birtakım kiralık odaları bu hislerle doldurmuş olur. Yazı aracılığıyla roman veya hikâye karakterlerine ve böylelikle okuyucuya teslim edilen hatıralar, yazara ait derinliklerini kaybetseler de bir şekilde muhafaza edilmiş olur. Bu parçadan hareketle aşağıdaki çıkarımlardan hangisi yapılamaz? A) Yazma, sıkıntı veren duygu ve durumlardan kurtulmayı sağlar. B) Geçmişin yazılarak ortaya dökülmesi, yazarın canını acıtsa da yazarda bir rahatlama sağlar. C) Yazar, içine sığmayan duygulara yapıtı aracılığıyla okuru ortak eder. D) Yazara ait anılar, okurun zihninde yazarın onlara yükledi- ği duyarlılıktan farklı bir etkiyle korunur. EYazar, bilinçli bir şekilde başkalarından sakladığı yaşan- mışlıklarını yazma sırasında istemeden açığa çıkarır.

35. Gazeteci: (1) Yazar: - Bu fikrimin çıkış noktası, kitaplar hakkında konuşma ihti- yacıydı. Okuduğum kitaplar üzerine konuşabileceğim insan sayısı çok azdı; daha fazla insana ulaşmak, içimden geldiği gibi kitaplardan söz açabilmek istedim. Ve bir de anneliği de buna dahil edebiliriz. Gazeteci: (11) Yazar: - İçerik üretmek için kitap okumuyorum, kitap okuduğum için videolar hazırlıyorum. Yani bir kitabı okuduğumda o ki- tap hakkında konuşabileceksem, söylemek istediklerim var- sa bunları videolara dahil ediyorum. Dolayısıyla içerik kendi- liğinden oluşuyor. Ama bazı kitaplar için öncesinde kapsamlı araştırmalar gerekiyor. Bunun için de biyografi ve inceleme yazıları okuyorum. ‒‒‒‒ Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangi- sinde verilenler getirilmelidir? A) I. Kitaplara ulaşamayan insanlara kitap gönderme dü- şüncesi nasıl oluştu? II. Tanıtacağınız kitapları ve yazarları hangi kriterlere göre belirliyorsunuz? B) Kitap konulu bir kanal açma düşüncesi nasıl doğdu? II. Programınızın hazırlık aşamasından söz eder misiniz? C) I. Çocukların kişisel gelişiminde annelerin rolü nedir? II. Yaptığınız araştırmaların depolanmasını kolaylaştır- mak için dijital araçlardan yararlandığınız oluyor mu? D) I. Okunacaklar listesi belirleyip bunları yakın çevrenizle paylaşma fikri ne zaman gelişti? II. Hangi yazarların videolarını hazırlamak daha zorlayıcı oldu? E) 1. Bugüne kadar okuduğunuz kitaplar üstüne düşünce- lerinizi yazmaya nasıl karar verdiniz? II. Kanalınızın adı ve kuruluş öyküsü nedir? 36.

AA 37. Çağdaş edebiyatımızın otuz bir özgün kalemi tarafından hazırlanan Defalarca Kayboldum kitabı okurlarla buluşuyor. Bugün beğenerek okuduğumuz yazarlardan; umuda, yalnız- liğa, sevince, gençlik duygularına ve keşiflere dokunan özel bir kitap bu. Açık yüreklilikle ve içtenlikle kaleme alınmış şiir, anı ve öykü türündeki eserler, on beş yaşındaki insanın ruh hâlinin izini sürüyor. Söz konusu eser hem yazarların iç dün- yasında hem de bugünün okurlarında sıra dışı yansımalara yol açacak nitelikte. Bu parçadan söz konusu eserle ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine kesinlikle ulaşılır? AOtuz bir farklı yazar, birbirinin devamı niteliğinde olan ya- zılarla eseri oluşturmuştur., B) Kitap, genç okurlara öğütler vermek üzere tasarlanmıştır. C) Bugün beğenerek okuduğumuz yazarların en çok satı- lan eserlerinden seçilmiş bölümler bir araya getirilmiştir. D) Kitap, farklı yazarlar tarafından kaleme alınmış otuz bir metinden oluşmuştur. E) Kitabı oluşturan metinler, tek bir edebî türde kaleme alin- mamıştır. 38. Çocuklar, yaşları ilerledikçe sanatsal 39. Yarat dedi yaşa farkl tara baş sini bir sev yab rine ya ya Bu ler A B

A Türkçe A 25. İsveç Uppsala Üniversitesinde Dr. Henry Dong başkan- lığındaki bir grup araştırmacı, bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirme mekanizmalarıyla ilgili mevcut verileri değiştirecek çok önemli bilgiler elde etti. Gele- cekte bakterilerin antibiyotiklere karşı kalkan oluşturma- sını engelleyen ilaçların üretilebilmesi düşünülüyor. Bu gerçekleşirse iyileşen hastaların bir müddet sonra aynı hastalıkla yeniden karşılaşma riskinin de tamamen orta- dan kalkacağı belirtiliyor. Bu parçadan, 1. Daha önce de bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirme mekanizmalarıyla ilgili çalışma yapılmıştır. II. Bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesi, insan sağlığı açısından henüz sorun teşkil etme- mektedir. III. Bakterilerin savunma duvarı oluşturmasının önüne geçebilecek bir ilaç hâlihazırda yoktur. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız II Dve Il E) II ve-t A C) Yalnız III 5. Kök hücre yönteminin geldiği aşamada uzmanlar, bu yöntemle yeni saç kökleri üretilebileceğini ortaya koydu. Bu çalışmaya dek saç kökü hücrelerinin nasıl ürotilohi

findan şuyor. yalnız- n özel iş şiir, min ruhi ç dün- malara akiler- an ya- miştir. sati- miştir. uz bir e alın- ndirip arda, enebi- z; bu Sanat ireye Sanat beğe- 39. Yaratıcı kişiler, dünyaya özgün bir şekilde yaklaşma eğilimin- dedirler. Daha az yaratıcı olanlar için apaçık ortada olan ve yaşama rahat bir yapı kazandıran düzen ve kurallar, yaşama farklı ve yeni bir gözle bakma eğiliminde olan yaratıcı birey tarafından genelde algılanmaz. Yeni deneyimlere açıklık, başkalarının göremediği şeyleri yaratıcı bireyin görebilme- sini sağlar. Yaratıcı insanlar, cevaplanmamış sorularla dolu bir dünyada yaşamaktan zevk alırlar. Bu insanlar keşfetmeyi severler, keşfederken de sosyal geleneklerin sınırlarını zorla- yabilirler. Dışarıdan dayatılan kuralları sevmezler, kendi içle- rinden gelen yönelimlerle hareket ederler. Dışlarındaki dün- yanın sıradanlığına uyum sağlayamamaları yabancılaşma ve yalnızlık duygularını yoğun yaşamalarına neden olabilir. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi yaratıcı birey- lerin özelliklerinden biri değildir? A) Hayata sıradan insanlara göre farklı yaklaşma B) Var olduğu bilinmeyen şeyleri bulma isteği içinde olma CÇoğunluk tarafından algılanamayan durumları fark etme Soruların cevaplarına diğer insanlardan daha kolay ulaş- ma E) Toplum tarafından kuşaktan kuşağa aktarılmış kültürel davranışlara bağlı olmama 40. Mis gibi kahve kokusu ve soğuk en çok Ankara'yı hatırlatı- yor, dışim üşüyor ama Ankara'yı düşündükçe isim ısınıyor. Ben iliklere kadar üşüten soğuğunu seviyorum Ankara'nın.

3. 1. Salep üretimi için yapılan orkide toplayıcılığında kullanı- lan yöntemler acı faturaları ortaya çıkarmaktadır. II. Türkiye'de de orkidelerin korunmasıyla ilgili girişimler ya- pılmıştır. III. Ülkemizde orkide sayısının azalması bir yana bazı türler, uzun aramalara rağmen artık bulunmamaktadır. IV. Orkideler Avrupa'da koruma altına alınmış bitkilerdir. V. Ancak bu girişimlere rağmen Türkiye'de her yıl 120 mil- yon orkide, salep yapımı için toplanmaktadır. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluş- turacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. (YGS)