Anlatım Biçimleri Soruları

= 20. "Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır." sözü hangi nedenle söylendi, bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey varsa o da kahvenin, tarihin civcivli bir döneminde hatırı sayılır ve "leziz" bir içecek olduğudur. Ancak kahve, yalnızca leziz bir içecek olmakla kalmamış; aynı zamanda zihinse değişim ve dönüşümlere zemin hazırlayan gizemli bir madde olarak ünlenmiştir. Haz vermenin, yatıştırmanın yanı sıra müthiş bir kışkırtıcıdır o. Gelmiş geçmiş en ihtilalci, en si dışı, en asi içecektir. Bu parçanın anlatımında, aşağıda verilenlerin hangisi örneklenemez? A) Anlatıcının kişisel duygu ve düşünceleri B) Kişileştirme Betimleyici anlatım biçimi D) Mecaz anlamlı sözcükler E) Öznel tanım cümleleri

eş zamanlı et arasında isinden limsel ceneklere a doğru- an bilimsel çok el mü- ştirdi. an bir dedil- saldı- imini lanı- ant- me- te- am, ün an 6 SUPARA hidrojen Hidrojen suda bulunuyor. Uy madde sinirsiz ve temiz." Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Nükleer füzyon enerjisi elde etmek için yapılan çal malar, ABD'de yürütülmektedir. B) Yakın bir gelecekte sonsuz ve daha ucuz bir enerj kaynağı elde edilebilir. C) Füzyon projelerinin hayata geçirilebilmesinin önünde ki en büyük engel, bilimsel çalışmaların yetersizliğidir D) Güneş'in de enerji kaynağı olan füzyonun tam olarak nasıl oluştuğu aydınlatılamamıştır. E) Sinirsiz ve temiz enerji kaynağı üretmek amacıyla ya pılan çalışmalar, oldukça masraflı ve zor bir süreçtir. 20. Badem, ceviz ve fındık; beyin sağlığı ile ilişkilendirilen, özellikle mental zindelik, konsantrasyon, hafıza ve geri rak bilinen yemişlerdendir. Yaygın bir bitki esaslı süt kay- çağırma yeteneklerini pekiştirdiği için beyin gıdaları ola nağı olan badem; %25 civarında protein, önemli miktar- da yağ, diyet lif, E ve B grubu vitaminler ile kalsiyum, mineraller içerir. Besin değeri yüksek olan badem, pa- magnezyum, selenyum, potasyum, çinko, fosfor vb. halı bir ham madde olduğundan ticari badem sütlerinde daha düşük oranlarda kullanılır. Bununla birlikte vejetar- yen ya da vegan olmadığı hâlde sadece tadını sevdiği için badem sütü tüketen %10'luk bir tüketici grubu da mevcuttur. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Gerekçeli yargılara yer verilmiştir. B) Açıklayıcı bir yol izlenmiştir. C) Tanımlama yapılmıştır. D) Nicel veriler kullanılmıştır. E) Karşılaştırmaya başvurulmuştur. inkar e yazma yönte

1. lek için QR kodu okutunuz. OMO Bu testi süre tutmadan, sadece soru tipinin mantığını anlaya Caner Serin, otizmli bir piyano sanatçısı. İki yaşındayken otizm tanısı konulduktan sonra ailesinin desteği ile müzik eğitimi al- maya başlayan Caner Serin, üç yaşındayken müziğin sesi kapa- tıldığında ağlayan bir bebekti. Caner her müziği dinlemezdi. Çok sıkı bir klasik müzik dinleyicisiydi. On yaşındayken TRT'de yayın- lanan Hikmet Şimşek'in klasik müzik konserlerini takip eder, ke- sinlikle kaçırmazdı. Böyle başlayan bir müzik sevgisi daha sonra yaşamının en önemli parçası oldu. Caner Serin, on bir yıldır yurt içinde ve yurt dışında konserler veriyor. Hâlâ müzik eğitimine devam eden Caner Serin, en büyük mutluluğunun konserler si- rasında toplamış olduğu alkışlar olduğunu ve ileride dünya ça- pında ün yapmış Türk piyanistler gibi iyi bir sanatçı olmak iste- diğini dile getiriyor. T Bu parçadan hareketle Caner Serin'le ilgili aşağıdaki yorumlar- dan hangisi yapılamaz? TEST A) Müziği yaşam biçimi hâline dönüştürmüştür. Seçici bir müzik anlayışına sahiptir. Engelini bahane etmeden hayata tutunmaktadır. Konserlerde aldığı yoğun alkışlar sayesinde tanınmaktadır. E) Sanatsal bir gelecek düşü kurmaktadır. 3. Ünlü yanın ritele sana kişise ford li ola çalış zim bir y tun düze Bu F hang A) LE 4. Tari kau

WISMEC 8. EGMPCAK Sanat ancak hasta devirlerde hürriyeti arar. Kolayca var olmak ister. Kendisi her kuvvetli buluşta, düşüş ve engel arar, kalıplarını paramparça etmekten hoşlanır. İşte bunun için hayatın en taşkın olduğu devirlerde değil midir ki en heyecanlı dehalar, en sıkı kalıplanın ihtiyacı ile kıvranmışlardır. Bereketli Rönesans zama- ninda, Shakspeare'in Ronsard'ın Petrarca'nın soneyi, kafiyeyi kullanmaları hep bundandır. Bu parçada sanatın hangi yönü vurgulanmaktadır? A) Sanatın ilerlemesine tarih boyunca birçok kişi kat- kıda bulunmuştur. B) Rönesans, sanatın sağlam temellerde gelişmesine öncü olmuştur. C) Sanat, sadece baskıcı zamanlarda filizlenip boy atar. P D) Her çağda toplumun ihtiyaçları sanat aracılığıyla yansıtılır. - E) Sanat, düzene karşı geldiği sürece işlevini yerine getirir. -

5, Ta başından beri oldukça kararlı bir çizgiyi sürdüren Miraç, halk şlirine özgü söyleyişi, Karadeniz türküle- rini modern şiirin olanaklarıyla birleştirerek kendine özgü bir şiir dili geliştirdi. Nerede yöresel bir sözcüğü, nerede kendi türettiği bir sözcüğü kullandığı pek bel- li olmayan Miraç'ın şiirlerini yüzyıllardır Karadeniz'de söylenen türkülerle karıştırmak olası. Diğer yandan bu şiirlerin dünyanın bambaşka bölgelerine ait türküler olmadığını kim söyleyebilir? .. Bu parçada sözü edilen sanatçının en önemli özel- liği aşağıdakilerden hangisidir? A) Geleneksel motifleri başarıyla kullanması B) Şlirde biçim özelliklerine önem vermesi C) Birikimlerden yararlanarak özgünlüğü yakalaması D) Şiirlerinin tüm dünyada okuyucu bulması E) Yapıtlarında doğal bir atmosferin olması

3. Çağımızın edebî türü olan roman, çok daha özgürdür. Romanda uydurmalar makbuldür. Günlük öyle değil. Özellikle aramızda olmayanların kendine özel sırlarına ilişmemeyi gerektirir. Bu parçaya göre romanı günlükten farklı kılan özel- lik aşağıdakilerden hangisidir? A) Olayları ayrıntılı bir şekilde ele alması B) Oluşturulduğu çağın sorunlarına değinmesi C) Konunun seçiminde ve işlenişinde yazarın serbest bırakılması + D) Olağanüstü olayları ve kahramanları başarıyla iş- lemesi E) Özel bir anlatım tekniğiyle oluşturulması

er- sin H Z RENK K 25. Mevcut tarihi kaynaklara göre Harput'un en eski sakinleri MÖ 2000 yıllarından itibaren Doğu Anadolu'ya yerleşen Hurrilerdir. Hurrilerden sonra bölgenin, Hitit hâkimiyeti altına girdiğini görmekteyiz. Çok uzun sürmeyen Hitit hâkimiyetinden sonra MÖ 9. asırdan itibaren Doğu Anadolu'da devlet kuran Urar- tular Harput'ta uzun süre hüküm sürmüştür. Bugün bile tarihî heybetiyle ayakta duran Harput Kalesi Urartu devrinin izleri- ni taşımaktadır. Kale'de kaya içine oyulmuş merdivenler, tünel ve hücrelerle su yolu bulunduğu tespit edilmiştir. MÖ 9. asırdan beri bu kalesiyle müstahkem mevkii olarak bilinen Harput, en az 4000 yıllık bir maziye sahip bulunmaktadır. Bu parçada "Harput" ile ilgili; Günümüzdeki durumu nedir? II. Nerede kurulmuştur? III. Tarihteki önemi.nedir? IV. İlk halkı kimlerdir? sorularından hangilerine yanıt vardır? A) I ve II B) I ve IV D) Yalnız I C) II ve III E) Yalnız III Diğer sayfaya geçiniz.

siler böylesi bir atfetme hatasına e genelgeçer yıldır böylesi bir ğrudur. Bilimsel rken felsefi bilgi - has ekimi sinlikle eminiz. lanı değil eşididir. Hiçbir yen ve her azifedir. erde karışık hangi dir. nabilir enides'ten büyük bir yken ilgi 3 15. Asya ile Avrupa kıtaları arasında bir köprü olması, Balkanların, Kafkasya'nın ve Ortadoğu'nun buluştuğu noktada yer alması küreselleşme sürecinin hızla yaşandığı dünyada Türkiye'yi sürecin etkilerine açık bir konuma getirmiştir. Türkiye, sahip olduğu özel coğrafi konumu ve köklü tarihi nedeniyle kültürler ve uygarlıklar arasında köprü bir ülke konumundadır. Esasen farklı insan toplulukları arasındaki ilişki ve etkileşimlerin radikal bir şekilde artışı olarak tanımlanan küreselleşmenin Türkiye gibi insanlığın kavşak noktasında yer alan bir ülkede büyük ölçülerde etki yapması kaçınılmazdır. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Küreselleşmenin siyasetten ekonomiye, sosyal yaşantıdan kültüre, bilim ve teknolojiden sanata geniş bir sahada tüm dünya ülkelerini etkilediği günümüzde yerli kaynakların ön plana çıkarılması Türkiye için ulusal bir zorunluluk durumuna gelmiştir. B) Ülkemiz doğasıyla ve kültürel zenginliğiyle dünyanın en zengin coğrafi ürün çeşitliliğine sahip olduğundan küreselleşen dünyada kendini bu yönüyle diğer ülkelere kabul ettirmiş durumdadır. Türkiye'nin, bulunduğu jeostratejik konumu gereği, küreselleşme sürecinden oldukça yüksek düzeyde etkilenen bir ülke olduğu görülmektedir. D) Her geçen gün dünyanın farklı alanlarını nüfuzu altına almaya devam eden küreselleşme; ekonomik hayattan sosyokültürel yaşantıya, siyasetten güvenliğe, iletişimden teknolojiye kadar hemen her sahada etki alanını genişletmiştir. E) Küreselleşme bağlamında öne çıkan kavramlardan biri de medya ve iletişim sistemleridir ki küreselleşmenin etkisiyle uluslararası iletişim oldukça önem kazanmıştır.

13. Yazdıklarıyla felsefede denemeci anlayışın öncüsü sa- yılan Nermi Uygur, üniversitedeyken yazılarını yayım- lamaya başlıyor. Yazma serüveni elbette daha önceki yıllara gidiyor. 1962'de Dilin Gücü'yle başlayıp dünyayı, bfelsefeyi, kültürü sorgulama serüvenini kitaplaştırıyor. pole Yazıları yurt dışında da tanınıyor. Felsefe yazarlığının bir bakıma kişinin kendisiyle söyleşmesi olduğunu dü- şünen Uygur, yaşamı boyunca "birey-toplum" çatışma- sının peşinden gitti. Karşılaştığı filozofları, düşünürleri, insan-dünya-bilgi karşılaştırmasını kendine özgü bakış açısıyla yorumlamaya çalıştı. Yaşadığı dönemin düşün- ce dünyasına tanıklık etti. Bu parçadan sözü edilen sanatçı ve yapıtıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? AÇevresiyle çelişkiler yaşayan insanlara değindiğine B) Dil ve söylem dünyasında zamanla değişimler ol- duğuna C) Konuları özgün bir yöntemle ele aldığına D) Yazmaya genç yaşlarda başladığına E) Sadece kendi ülkesinde bilinmediğine 15

Den NBRY Çevirmenlik, özellikle de yazın çevirmenliği, bugünkü koşullarda bir yan uğraş olma niteliğini sürdürmektedir. Çevirmenlerin, ürünlerinin emeğlyle geçinmeleri sağ- lanmadıkça bu durum böylece sürüp gidecektir. Çevir- menliğin gerçekten tam zamanlı profesyonel bir uğraş olabilmesi, yayımcılık yaşamında ekonomik istikrarın sağ- lanmasına bağlıdır. Amatör ruhla yapılan böyle yapılması gereken uzun soluklu yazın çevirileri, yayınevlerinin çe- virmenlerini bu süre içinde geçindirememeleri nedeniyle çevirmenini bulamayacak, okurlan, yazının niteliği, yazın dizgesi, dil ortamı bundan zarar görecektir. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Cevirmenlere gereken değerin verilmemesi edebi- yatı olumsuz etkiler. B) Çevirmenlik, diğer mesleklerde olduğu gibi büyük fedakârlıklar ister. T C) Günümüzde gerçek anlamda çevirmen ne yazık ki yetişmiyor. D) Maddi kaygıları olan çevirmenler, edebiyata zarar verir. E) Çevirilerle geçimini sağlayan çevirmenler zamanla farklı türlerde de eser verebilir.

6. Dost bir sesti Kemal Tahir. Okşayan, inandıran bir ses ama bu yumuşak sesin arada bir korkunçlaştığı da olu- yordu. Bir vicdanın sesiydi o. Yalanları silip süpüren bir firtina, her namuslu aydının yol arkadaşıydı; zaman zaman da kılavuzu... Kemal Tahir, bu ülkenin yazan, yani hepimizin yazarıydı. Bu parçada Kemal Tahir ile ilgili olarak aşağıdaki- lerin hangisine değinilmemiştir? ALAydınlara yol gösteren biri olduğuna B) Dürüstlüğe önem verdiğine + C) Yeni türler deneyen bir yazar olduğuna + D) Güvenilir, içten olduğuna f E) İçinden geçenleri dile getirmekten çekinmediğine # 11142

35. Çok sevdim şiiri, bütün ömrümde belki şiirden başka bir şeyi sevmedim. Şiir aşkından başka bütün aşk- larımı şiire bağlamaya çalıştım. Onlardan aldığım ateşi gidip ona sordum. O ateşle şiirler okuyup hayran oldum, onların güzelliğini başkalarına da sevdirmeye uğraştım. Kâr etmedi, yüz vermedi bana. "Sen şairsin, bana hizmet etmeye layıksın!" demedi, içime bir gün bile güven vermedi. Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Sanatlar içinde şiire ayrı bir tutkuyla bağlıdır B) Çevresindekilere şiir zevki aşılamaya çalışmıştır. C) Şiir yazmak için gayret sarf etmişti Di bir şair olduğuna inanmamaktadır. Okuduğu şiirleri gereği gibi anlamadığını düşün- mektedir.

3. Einstein'ın kütle çekim denklemleri karadeliklerin var- lığının saptanmasında temel oluşturmuştur. Ancak aslında Einstein, bu denklemleri karadeliklerin var ol- mayacağını kanıtlamak için geliştirmiştir. Bu parça aşağıdakilerin hangisini desteklemek, kanıtlamak için örnek olarak verilmiştir? A) Bir kişinin bir konudaki görüşünün çürütülmesi, başka konulardaki görüşlerinin sorgulanmasına yol açar. B) Bilimsel bir düşünce geçerliliğini yitirse de ondan yararlanacak kişiler her zaman olabilir. (C) Bilimsel çalışmalar her zaman istenen sonuçlan vermeyebilir. D) Bilim adamı soyut kavramlardan yola çıksa da ha- yallerini deney ve gözlemlerle kanıtlamak zorun- dadır. E) Her bilimsel çalışma insanlık yararına sonuçlan- mayabilir. L Zıtlık Vor. Soruda istenilen şeyi anlamadım.

14. Kapıda güleç yüzlü, uzun boylu, saçları azıcık dökülmüş bir genç adam duruyordu. Çok tatlı, insanı candan kav- rayan bir gülüşü vardı. Böylesi güzel gülen insanlara herkes çok güvenir, böyle candan insanları herkes çok sever. Nasıl candan bir karşılayış!.. Sanki kırk yıllık iki dostuz. İşte böyle gönlü yüce, gönlü pırıl pırıl insanlar; böyle dostça, böyle insanca, böyle sımsıcak karşılarlar insanları. İşte asıl insan!.. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Çoğullaştırmalara yer verilmiştir. B) Nitelendirmelere başvurulmuştur. C) Duyu aktarmasından yararlanılmıştır. D) Kişileştirmeye yer verilmiştir. E) Eksiltili cümleler kullanılmıştır. Uzman

i bir da üz- aci em k Z i CAP 19-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Sanatçı, yapıtında tekdüzeliğin, biçim değiştirmiş şehve- tin, kısıtlı olanaklarla çözüm üretme yetisinin metaforu olarak "bulaşık"ı seçmiş. Hem metafor hem de günde en az iki milyar kadının toplu ayin gibi yinelediği bir iş bu. "Bulaşık", kadın yaşamının bir gerçeği. Kimi gün bir esa- ret, kimi gün bir kaçış ama kadını anlamak isteyen ba- kışlar, "bulaşık"a da iyice bakmalılar. Suların aktığı yere akıyor düşünceler. Ev kadını karakteri, yaşayan öyle gü- zel sözcüklerle oluşturulmuş ki öykü canlanıyor âdeta. 19. Bu parçada sözü edilen yapıtta vurgulanmak iste- nen, aşağıdakilerden hangisidir? A) Gerçeğin tekdüzeliğe dönüştüğü ve bunu kabullen- menin zorluğu B) Yapıtın gerçekçi ve etkileyici bir anlatımı olduğu C) Bulaşık yıkamanın, insanı düşüncelerinden uzaklaş- tırdığı D) İnsanların güç koşullarda bile çözüm üretebildikleri E) Yapılması zorunlu işlerin insanı karamsarlığa sürük- lediği

31.Çok eski çağlardan kalmış eserlere bakıldığında in- sanı şaşırtacak şeyler görülüyor. Mısır'da bulunan kalıntılardaki güzel kadın ile Anadolu'daki güzel ka- din heykelleri hiç birbirine benzemiyor. Biri çok şiş- man, diğeri dal gibi. Ama günümüzde tek bir güzel tipi var: Uzun boylu, zayıf vb. ortak özellikler. Bu tek tiplik, her alanda var. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? Güzellik anlayışı zamanla değişmiştir. B) Günümüz, insanları tek tip olmaya zorlamaktadır. C) Asıl güzellik kişilikten gelir. Mısırlıların güzellik anlayışı günümüzü de etkile miştir. Kalıntılar eski insanların anlayışlarını bize öğretir. dükkânı