Anlatım Biçimleri Soruları

BIAS 8. (1) Başlangıçta "Bir Evin Dokuz Odası" adıyla öykü olarak düşünülmesine rağmen roman olarak basılan "Ayaşlı ve Kiracıları"nda olaylar kahraman anlatıcı tarzıyla nakledilmiştir. (II) Memduh Şevket, olaylar- daki sıralamayı zaman zaman birtakım atlamalarla canlı hâle getirmek dışında art zamanlı olarak ver- miştir. (III) Toplam otuz iki bölümden oluşan romani, olay örgüsündeki fonksiyonlarına göre üç ana bö- lüme ayırmak mümkündür: (IV) Sırasıyla tanışma - tanıtma, ilişkiler ağı, son bölüm ise çözülüş - diriliş bölümleridir. (V) Her biri kusursuz bir kuruluşa sahip bölümlerin anlatım bakımından en etkileyicisi son bölümdür. Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangisinde sözü edilen eserin üslup özelliğine değinilmiştir? (A) C) III E) V B) II D) IV

AYT/TDE-SOS-1 8 0520 BECO GIA Kitaba, "Bilgi, insan yaşamı için ne ifade eder?" sorusuyla başlayan yazar "Elbette, yaşama yön veren soyut bir kavram olarak pek çok şey ifade eder." diye devam ediyor. Ayrıca "Doğru bilgi nasıl elde edilir ve pratiğe nasıl aktarılır?" sorularını soruyor. Kitapta, bu soruların hepsi açık ve akıcı bir dille cevaplanmış. Bu da yapıtın en güçlü yönünü oluşturmuştur. Ani Bu parça, aşağıdaki metin türlerinin hangisinden alınmış olabilir? D) Fikra CORE IS 8th Gen B) Sohbet E Eleştiri C) Günlük

11. I. 2 Tam ortaya öyle bir kurulmuş ki hak etmediği bir mey kiye güçlü bir tanıdığı sayesinde emek sarf etmeden gelenlerden biri gibi... II. Orada olması gereken, en çok işimize yarayan "A" harfi bir kenara atılmış. III. Böyle birinden gözlerimi kaçırmak ne mümkün, mec- buren ben de ona bakıyorum. G IV. Oysa yapılan araştırmalar gösteriyor ki "A" harfini "J" harfinden yaklaşık 1000 kat fazla kullanıyoruz. V. Dizüstü bilgisayarımın kapağını her açtığımda "J" harfi tam ortaya kurulmuş, sanki alay edercesine bana bakıyor. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 1

1 2 PARAGRAF SORU BANKAS 3 ve 4 sorular cevaplayiniz PARAGRAFTA ÇOKLU SORULAR ÇIKMIŞ SORULAR 1. ve 2. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayiniz. (1) Sağladığı psikolojik etkiden yola çıkılarak, kendine güvenmenin bir yolu olduğu düşünülen dik oturuş, bi yolojik olarak da oluşturduğu değişintle kişiyi hedefe yaklaştırıyor (I) Yapilan araştırmalar: oturuşu değiştir- menin, liderlik konumuna yükselmede etkili olduğuna ortaya koydu (11) Ogrenciler üzerinde yapılan ince- lemelerde gerçekten de oturuş dikleştikçe bazı hor montarde değişim görüldü. (IV) Omuzların ve çenenin dikdeştirilmesi kollann rahat birakimasi, sirtin esne- tilmesi, vücuttaki hormonal değerleri, liderlerde görü len hormon dengesiyle aynı düzeye taşıdı. (V) Bu da oturuşun ve vücut dill kullaniminun, psikolojik bir taktik olmanın yanında biyokimyasal bir etki de oluşturduğu nu gösterdi Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin- de bir çıkarım yapılmıştır? A) 1. B) IL C) E) V D) IV Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez? 356 (1) Her insan ipin unutkanik, sürekl belirgin bir biçare demektir. (1) Yag kanlik hastalığ dir (1) Erken ya çoğunlukla peiks tamin eksiklikler ri gibi nedenier (IV) Ozellide masinin tetikden çıkmaktadır ( görülerek belk namaması du lan bilginin, y geri çağritme (VII) Bir kişi layamaması dilinin ucuna ikincisine ö COR A) Araştırmayı yapan uzmanlar, bir görüşme ya da sunum öncesinde güçlü bir durus sergilemenin, görüşme boyunca performansı yüksek tutacağını belirtiyor B) Halbuki insanın, yalnızca kendine inanarak bile çok şey başarabileceği düşüncesi, kısa bir za- man öncesine kadar dikkate alınmıyordu C) Araştırmacılara göre; elde edilen verilerin güve- nilirliği konusunda şüphe duymak mümkün ama sonuçlar gerçekten incelenmeye değer D) Bütün bunlar gösteriyor ki bireyin kendine güven- mesi yalnızca dış etkenlere bağlı değil, kendisini nasıl yönettiğinin de bunda büyük payı var E) Sosyal yaşamda sağlayacağı yararlanı henüz bilmediğimiz daha nice yol var ve keşfedilmeyi bekliyor belki de Bu parça miştir? A Unu B) Yaş ne e Ha ral DY E) G le

TEST 2A PARAGRAFTA YARDIMCI Ümmiye Koçak, bir Anadolu köy kadını. Mersin'in Arslanköy'ünden. Şu bildiğimiz Cristiano Ronaldo'nun reklam arkadaşı. Bir köy kadını... 49. Antalya Film Festivali'nde galası yapılan "Yün Bebek" adlı uzun metrajlı filmin yazarı ve yönetmeni. Evet, o bizden, içimizden biri. Aramızdaki fark ne diye sorarsanız "kendine inanmış bir ruh" derim; "sosyal sorumluluk besleyen bir birey" derim. Hikâyenin başladığı nokta, yaşadığı köyün okuluna Tarsus'tan gelen bir grup öğrencinin sergilediği gösteri. Ben de varim tiyatroda diyerek başlıyor ve bugüne kadar 15 tiyatro eseri yazıyor. Kadına karşı şiddeti işlediği “Yün Bebek" filmiyle New York Avrasya Film Festivali'nde "Sinemada En İyi Avrasyalı Kadın Sanatçı" ödülünü kazandı. Bu parçadan hareketle Ümmiye Koçak ve sanatı ile ilgili olarak 1. Cristiano Ronaldo ile reklam filminde oynamış tiyatrocu, sinemacı bir köy kadınıdır. II. Tiyatro ilgisi, Arslanköy'den Tarsus'a bir tiyatro gösterisine gelen öğrencilerle başlamıştır. III. New York Avrasya Film Festivali'nde "Yün Bebek" filminin galası yapılmıştır. yargılarından hangileri söylenemez? A) Yalnız I B) Yalnız II DI ve Il EII ve III C) Yalnız III

ve göz des- ken ün- am- dir. ici; öz- ar Anlatım Biçimleri - Özellikleri 15. Tema kavramı daha genel olan, daha genel an- lamda bir şeyi; konu kavramı ise daha tikel olan, somut olan bir şeyi kapsar. Konu; bir hikâye oku- duğumuz, bir resme baktığımız, bir oyun izlediği- miz zaman, doğrudan doğruya algıladığımız dış aksiyondur. Tema ise görmesek de işitmesek de kavramamız gereken şekilde bu aksiyonun iç an- lamıdır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Örneklendirme B) Tanımlama Karşılaştırma Tartışma Betimleme Vo ia

22. Sonuçta her şey, gelip bir kavramda düğümleniyor: Haki- kat kavramında. Daha başlangıcından beri modernleşme, Batılılaşma ya da Avrupalılaşma diye tanımlanan sürecin arkasında duran zihniyet, bu sürecin bir hakikat projesine dayandığını gösteriyor. Avrupa'nın zihin tarihine özgü olan bir hakikat. Bu "Avrupalı olmak" in olmazsa olmaz koşu- ludur ve Avrupa kültürünün dışında kalanlar bu hakikati kendilerine mal etmedikçe tam anlamıyla modernleşmiş, Avrupalılaşmış, Batılılaşmış olmazlar! Bize, bazen açıkça bazen de örtük bir biçimde dayatılan budur. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? A) Soyut kavramları somutlaştırma B) Mecazlı söyleyiş C) Karşılaştırma Yansız bir söylem E) Koşul

ya- eniş gü- bi- ile ür. se 7- m da şair Bu parçadaki numaralanmış cümleler- den hangisi anlam akışını bozmaktadır? 8) ||||||V E) V A) I IV 14. (1) Hollanda'nın Rotterdam kentinde yir- mi yıldan beri düzenlenen uluslararası şiir festivaline 31 Mayıs 1996'da gittim. (II) On sekiz ülkeden gelen şairlerle tanıştım. (III) Özellikle Şili'den, İspanya'dan, İran'dan, Kapferdiya adalarından, Fas'tan, İngilte- re'den gelen şairlerle şiir üzerine uzun uzun konuştuk. (IV) Dünya şairleri, Türk şiirinden habersiz değildir. (V) Şiirin özünün biçimin- den bağımsız olabileceğine düşünenler şiir- den anlamıyorlar. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşünce akışını bozmaktadır? DIV E) V AXI B) B) ICIII V (1) Eğitim, her meslekte olduğu gibi tiyatro ve sinemada da olması gereken bir durum. (II) Türkiye'de telif yasasının olmaması, oyunculuğun bir meslek olara

m mıyla rıyla, an ne, sim it ığı 39. Kitabı okur okumaz usta bir hikâyeciyle karşı karşıya olduğumuzu anlıyoruz. Hikâyelerinin bükülmez kuruluşu, meseleleri, düşüncelerini olaylar hâlinde anlatmaya çalışması, bize bunu ister istemez kabul ettiriyor. Hikâye içinde nutuk atma yanlışlığına hiçbir zaman düşmüyor. Toplumsal konulardan çok, insanın tek tek, birey olarak sıkıntılarına el atıyor. Hikâyesinde daha çok bireysel, psikolojik problemlere ve en önemlisi aşka yer veriyor. Bunu bir hikâyeciye yakışan tarzda inceliyor. Kişilerini çeşitli olaylara, çeşitli durumlara sokarak tepkilerini gösteriyor o kadar. Yapılması gereken de budur. Bu parçada sözü edilen hikâyeciyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Bakış açısını kahramanları aracılığıyla yansıtmaktadır. B) Kurgularını, deneyimlerinden yararlanarak oluşturmaktadır. C) Bireyci bir yazar olduğunu ön plana çıkarmaktadır. D) Farklı ruhsal çatışmaları konu edinmektedir. E) Okuru etkileyen bir anlatımı tercih etmektedir. B

ra farklı açılardan baktığına C) İşinin bilincinde olduğuna D) Anlatımını geliştirmeye çalıştığına E) İlginç konular seçtiğine Windows'u Etkin 2009-ÖSS 50. Kimi çağdaş yazarların hoş bir tutumu var. Önce bili- nen bir klişeyi alıp yazdıkları öykünün çıkış noktası yapıyorlar. Siz okur olarak "Eyvah!" der demez, sa- tırların arasında verilen ustalıklı ve incelikli anlatım- lar sizi bambaşka bir şölene çağırıyor. Ama öyle dil oyunlarının, bilinç akışı gibi metnin anlaşılmasını güç- leştiren yöntemlerin kullanıldığı bir şölen değil bu. În- sanların davranışlarını yönlendiren ögeleri seçiyor, bunları çarpıtmadan çağdaş insanın tutkularıyla bizi yüz yüze getiriyor. Üstelik her şey yalın ve usulca söz ile söylemeye dayalı. Bu parçada sözü edilen yazarların yapıtlarıyla ilgi- li olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Anlaşılması çaba gerektiren nitelikler taşıdığı B) Özgün olmayan konulardan yola çıktığı ROMANESTHEDSTEST WANDDE C) Belirli teknikleri kullanmaktan kaçındığı CON UN BOY 070 CONTAMIN D) Anlatılanların beklentilere ters düştüğü ESET NON TECHS E) Karakterleri kendi gerçeklikleri içinde yansıttığı e 2009-ÖSS

17. (1) Tarihin en eski ve en uzun kara yolu olan İpek Yolu, doğu-batı, kuzey-güney etkileşiminin sağlanmasında en büyük rolü oynamıştır. (II) Bu şekilde İpek Yolu; farklı me- deniyet, kültür, dil ve dine sahip milletlerin coğrafyalarını birbirine bağlamıştır. (III) Söz konusu farklılıkları buluş- turup bunların tanışmaları ve kaynaşmalarında köprü rolü oynarken zaman zaman da devletler arasındaki an- laşmazlıkların en önemli sebebi olmuştur. ((IV) Doğuda Çin'den batıda Avrupa'ya, güneyde Afrika'nın kuzeyine kadar uzanan İpek Yolu; başlangıçta insanların ihtiyaçları- ni karşılama çabalarından ortaya çıkmış ve sosyokültürel ilişkilerin kendiliğinden kurulmasına, gelişmesine de yardımcı olmuştur. (V) Türklerin tarihinde, kültüründe, yaşadığı coğrafyalarda İpek Yolu'nun apayrı bir önemi vardır. (VI) Türklerin yaşadığı geniş coğrafi bölgeleri birbirine bağlayan tek ulaşım yolu olan İpek Yolu, Türk yurtlarını birbirine bağlarken zamanına göre medeniyet seviyesi çok yüksek büyük yerleşim birimlerinin kurulma- sında büyük rol oynamıştır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? C) IV DIV ALI VI II

5. E) Gazeteci: (1) Kurum yetkilisi: -Dünyada sürdürülebilir üretim, gündemi her geçen gün daha fazla meşgul ederken iş dünyasınin buradaki önemi artıyor. Sürekli rekabet içindeki iş dünyasında ortak bir kalkınma kültürü oluştur- mak için evrensel ilkeler öneren yenilikçi bir kurumsal sorumluluk kültürü geliştirmek gerekiyor. Bu konuları içeren BM Küresel keler Sözleşmesi, ülkemizde de geniş kabul gören bir kriter haline geldi. Gazeteci: (11) Kurum yetkilisi: - Öncelikle şunu belirtmek isterim, Türkiye'de sürdürülebilirlik alanında birçok kurum çok değerli çalışmalar yapıyor. Bizim ama- cımız onlarla iş birliği içinde emeklerimizi ve kaynaklarımızı doğru yönetip etki alanımızı genişletmek. Bu nedenle paydaşlarımızla çok yakın ilişki içindeyiz ve birbirimizi projelerimiz ile nasıl tamamlaya- biliriz diye düşünüyoruz. Hiçbirimizin aynı işi iki kere yapma gibi bir lüksü yok, bizler beraber çalıştıkça değer üreten topluluklarız. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) 1. Doğaya saygılı üretim anlayışını diğer ülkeler gibi bizim de benimsediğimizi söyleyebilir miyiz? II. Çevreci yaklaşımlar ile şirketinizin sektöre liderlik yapma- sını nasıl sağladınız? B) I. Dünyanın kaynaklarını tüketmeden üretim yapmak sizce neden çok önemli? II. Günümüzde her ticari organizasyon gibi siz de sürdürü- lebilirlik konusuna yatırım yapıyor musunuz? C. Insanoğlu sürdürülebilir üretim konusunda bir uyanış ve canlanma içine neden girdi? II. Başında olduğunuz düşünce kuruluşundan çevreci yak- laşımlarla ilgili çıkan somut projeler var mı? D. Dünyada üretim kaynaklarının azalması hatta yok olması bize gelecek adına neler söylüyor? II. Sizce Türkiye'deki ticari kuruluşlar çevreci üretim konu- sunda olumlu bir yola girebildi mi? Sürdürülebilirlik kavramı, son zamanlarda ülkemizde ne- den daha sık gündeme gelmeye başladı? 6. Prf Yayınları II. Şirketinizin sürdürülebilir bir üretim konusunda yaptığı ça- lışmalardan söz eder misiniz? şılanm 11. Kültür amaçt III. Bu ya mak, IV. Yeni V. Peki 7. Yukarıd turacak A) 1-11 JV -Y ler, k sanc başa diğin lar, üze ked ziyo Bu ha A) B

1₁ e 27-Mitler, insanoğlunun en gizli korkularını, özlemlerini dile getiren ilk edebî eserlerdir. Bunlar, çağlar boyunca, değişe değişe yolculuklarını bugünlere kadar sürdürmüş, başka kurgularla başka kahramanlarla i yenilenerek insanoğlunun belleğine kazınmıştır. Kimi ulusların mitolojileri olmasaydı, edebiyat tarihleri herhalde çok yoksul kalırdı. Bu parçadan mitolojik öykülerle ilgili hangisi çıkarılamaz? A) İnsanlara özgü kimi duygular dile getirilmiştir. a B) Aynı öykü zaman içinde farklı biçimlerde işlenmiştir. C) Kimi ulusların edebiyatlarında daha çok kullanılmıştır. Bunların varlığı, dünya edebiyatını zenginleştirmiştir. E) Her dönemde değişerek varlığını korumuştur.

unu erle aya. mış bu, me- da- cen- gür- mları an- alın- Syle- e. müşl JON Yazın tarlaya giderdik çalışmaya. Gökyüzü parlak ve sonsuz bir mavilikle üstümüzde serili dururdu. Yeryü- zü, ekili ya da sürülmüş bezekleriyle sihirli bir halı gibi ufka kadar açılırdı önümüzde. Ağustos böceklerinin gün boyunca kesilmeyen sesinden ve kuşların tatlı ci- viltısından başka bir ses duyulmazdı. Öylesine ıssız ve engin doğa içinde insanın ruhu dinlenirdi. Kayısı ağaç- larının, dişbudakların, söğütlerin koyu gölgesine sığı- nır, gözlerimizi yumar, doğadaki değişik sesleri dinler- dik. Annem, hemen bir köşede üç taşı yan yana geti- rip bir ocak kurar; taze söğüt dallarını şiş gibi kullanıp kebap pişirirdi bize. Söğüt dalı ıslak olur, ateşten etki- lenmez; o kuruyuncaya kadar da kebaplar kızarırdı. Kü- tür kütür domatesleri, salatalıkları dalından koparıp sudan geçirirdik. Yanı sıra biber, maydanoz, taze so- ğan... 17. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Farklı duyulardan yararlanılmıştır. B) Açıklamadan yararlanılmıştır. C) Öykülemeden yararlanılmıştır. D) Eksiltili cümle kullanılmıştır. E) Kişileştirme yapılmıştır. 18. Bu parçada altı çizili sözcüklerden hangisi gerçek an- lamıyla kullanılmıştır? Bilmoven C) dinlenirdi VE ANLAM BİLGİSİ

yac ebek Tabik rektiğ pilma Olan hangi 24. (1) Atasözleri, şekil yönünden belirli kelimelerden olu- şan kalıplaşmış ifadelerdir. (II) Atasözlerine, hayatın çe- şitli konularıyla ilgili ibret verici karaktere sahip özlü sözler de denilebilir. (III) Türkçenin en eski metinleri olan Orhun Yazıtları'nda ve Divanü Lügati't Türk'te de varlığına işaret edilmektedir. (IV) Atasözlerinde kulla- nilan kelimelerin birini çıkarıp yerine başka bir kelime- yi yerleştirmek âdeta imkânsızdır. (V) Buna sebep olan da atasözlerinin belirli bir kalıpta, yani vezinde olmasıdır. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Çünkü değiştirilen sözün yerine konmak iste- nen kelime o atasözünün ifade tarzına uymaz." cüm- lesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü bozulmaz? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 20

2 34 Birçok ülke, dünya edebiyatına kemikleşmiş sanat- çılar vermiştir. Hans C. Andersen de Danimarka'nın 19. yüzyılda yazın dünyasına kazandırdığı isimle- rin başında geliyor. Fünen Adası'ndaki Odense kentinde doğan sanatçı, bir kunduracının oğluydu. Yetmiş yıllık ömrünü tamamladığında hacimli, de- rinlikli eserleriyle ünü çoktan yurdunun sınırlarını aşmış, eserleri tüm insanlığa ve çağlar ötesine seslenmiş ve bu sayede dünyaya yayılmıştı. Bu parçadan Hans C. Andersen ile ilgili, 1. Eserleriyle evrenselliği yakalamıştır. II. Ülkesinin en yetkin sanatçısıdır. III. Oylumlu yapıtlarıyla klasik sanatçılar arasında yerini almıştır. yargılarından hangileri çıkarılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) II ve III E) I, II ve III ve III PEN 111