Anlatım Biçimleri Soruları

nden E) V dair şiir 2 -68 19lyse id nemas olimemsay ibemetal sut mads.23 & AB M 65.) Konuşmak (1) güzel ve etkili konuşmak (11) ne söylediğini bilerek konuşmak bir yetenektir derler (III) dinlemek (IV), karşıdakine değer vererek (V) onu anlayarak dinlemek- se elbette bir erdemdir. VB Bu cümlede numaralanmış yerlerden hangisine öte- kilerden farklı bir noktalama işareti getirilmelidir? Istion sim 3001015 A) I B) II C) III (2 un sepies De D) IV Minay 11 (8 E) V

3. (1) Insan zamanla yeni yeni bilgiler ve deneyimlerle hayatını zenginleştirir, daha birikimli hâle getirir. (II) Bu, Türk edebiyat dünyasında ismi öne çıkan birçok insanın hayatlarında şahit olduğunuz bir süreçtir. (III) Bu birikimle daha engin bir noktadan bakmaya başlar her şeye, kendini birtakım sivriliklerden arındırır. (IV) Sahip olduğu kültürel birikim, bakışını da giderek kültürel bir yapıya dönüştürür. (V) Çünkü gençlik çağlarındaki toyluluklar, acemilikler çiğlikler, yerini kültürel bir olgunluğa bırakmıştır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) C) III D) TV E) V

Paragraf 18. Çocuklara okuma alışkanlığı kazandırılmasında an- ne-babaya önemli görevler düşüyor. Minikler, ebe- veynlerinin sergilemiş olduğu tutum ve davranışlar- dan önemli ölçüde etkileniyor. Hacettepe Üniversi- tesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Yılmaz'ın yaptığı çalışma da aslında bu gerçeği gösteriyor. İlköğre- tim 5. sınıf öğrencilerinin okuma ve kütüphane kul- lanma alışkanlıklarında ebeveynlerin duyarlılıklarının araştırıldığı anket, ailelerin çocukları için bu konuda maalesef iyi bir model olamadıklarını gösteriyor. Bu parçada asıl anlatılmak istenen yargı aşağı- dakilerden hangisidir? A) Çocuklar, okuma alışkanlığı konusunda duyar- Sız davranmaktadırlar. B) Okuma ve kütüphane kullanma alışkanlığı aşı- lama, kültürümüzde yer edinememiştir. C) Anne-babalar okuma ve kitap inceleme konu- sunda çocuklarına öncelikle örnek olmalıdırlar. Çocuklar, ebeveynlerinin her tavrından hemen etkilenirler. Çocuklarımıza okuma alışkanlığı kazandırma işi- ni çok geç yaşlara bırakmamalıyız. 20. LİMİT YAYINLARI

ri küresel, ana gelen bir erme) man, gaz, subu anlilar ve doğal pacak ve onla Hava kining s zyıldan itibare me ile birlikte nüzde kitlese yükselerek e gelmiştir. veya dolay oğullaştırma anayileşme ülkelerde k santraller lik amaçl misyonlarn al, çizgisele elerinde ve ğine yol me, esiz yakit imi hava kirliliğine ve mektedir Sedef, kabuklu deniz canlılarının kabuklarının iç yüzeyinden elde edilir. Sedef, yumuşakçaların kabuklarının salgısıyla oluşan bir taştır. Organik kökenli bir süsleme materyalidir. Yumuşakçaların kabuk kısımlarının iç yüzeyinde oluşur. Söz gelimi, midye, istiridye gibi canlıların kabuklarının beyaz ve parlak iç yüzeyinde görülür. Karadaki bazı fosillerde de bulunabilen sedef, hem denizde hemde karada bulunabilen nadir taşlardan biridir. II. Eğitim, bir insanda ideal davranış ve öğrenme değişikliği oluşturmaktır. Kütüphane ise kitapların çokça bulunduğu bir yer olup insanların oraya giderek ödünç kitap aldığı yerdir. Eğitim ve kütüphane, genelde birbirinden ayrılmaz. Birbirleriyle eş zamanlı olarak iş birliği içerisindedir. Biri diğerinden ayrı tutulamaz. Eğitim, kütüphanenin yokluğunda yaşayamaz. Kütüphane içinde aynı durum söz konusudur. Tam donanımlı bir kütüphane; toplumun kalkınması, ilerlemesi ve yükselmesi için olmazsa olmaz bir değerdir. 1. 13 Aşağıdakilerin hangisi, yukarıdaki numaralanmış parçaların ortak özelliği olarak gösterilemez? V A) Bilgi verme amacıyla oluşturulmuştur. B) Tanımlamaya yer verilmiştir. Yazım yanlışı bulunan sözcük vardır. D) Örneklerden yararlanılmıştır. E) İsim cümleleri kullanılmıştır. V 4. Eylül... Henü baharın renkl kayboluşta g hoş, acı ve güzellikleri rengini artı birçoğunum görüyordu güzel kok sığmaz, hazine C Bu par 1. IV. yar A)

n k J r J TYT (Temel Yeterlilik Testi) 11 B 13. Şiirsel her sözümü bir görüntü olarak kabul edersek bu görüntünün dışarıdan nasıl göründüğüyle daha çok ilgi- lenirim. Kendi şiirimi içeriden değerlendirmenin çok sağ- - lıklı olacağını düşünmüyorum, Hepimizde çokça var olan egoya yenik düşebilirim. Bunu bir gizemcilik olsun diye de söylemiyorum, dışarıdan bakanların şiirime bakış açı- larını daha çok önemsediğimi anlatmaya çalışıyorum as- linda. Kendisinden böyle söz eden şairle ilgili olarak, 1. Eleştiriye açık bir kişiliğe sahip olduğu II. Şiiri, diğer yazınsal türlerden daha çok ön planda tdf- tuğu III. Başkalarının görüşlerine önem verdiği yukarıda verilenlerden hangileri sövlenemez? A) I ve II B) Yalnız II D) Yalnız III Qurugog sid vi E) II ve III OH ve Ill Prf Yayınları 15 (1) E mü risin den der biy biri lar mi es an m 15. B d

13. Eleştirmenin kaderi, tuttuğu ve tutmadığı, önemse- diği ve önemsemediği, sözünü ettiği ve etmediği sa- natçıların kaderlerine sımsıkı bağlı. Değerli bulduğu sanatçılar yükseldikçe eleştirmen de yükseliyor, çök- tükçe o da çöküyor. Tersten alalım, dudak büktüğü sanatçılar bir gün önemli olduklarını kabul ettiriyor- larsa eleştirmen küçülüyor, güçsüzleşiyor. Bu yüz- den iyi bir eleştirmen olmak iyi bir yazar olmaktan çok daha güç. Bu paragraftan çıkarılabilecek en kapsamlı yar- gi aşağıdakilerden hangisidir? CAY BROTH A) Eleştirmen ve okur arasında gerilimli bir ilişki var- dir. B) Öznel ve nesnel eleştiri arasındaki eleştirmenin zor bir geleceği vardır. C) Eleştirel düşünebilen yazar eserleri doğru de- gerlendirebilir. D) Eleştirmenin görmezden geldiği eserler bir gün karşısına çıkacaktır. E) Eleştirmenin yetkinliği ve tespitleri kendi yazar- Ik kaderini doğrudan belirlemektedir. O/limityayinlari LİMİT 92 15

ARI yıvereyim bir- um var, mag- u hazretleri- sileştirme an bir tat bi- Seslenme 4,5-9,5 ara- air farklı ça- 5 arasıdır. erden han- ların gö rin söy ak bun- anların zin on- ledik ili. In- E) V GARI 21. ve 22. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Metin her yerde metindir. Bir kitaba girse de iki kapak arasına ciltlenmeyip tek bir sayfaya yazılsa da... Yazıyla hiç yolu kesişme- yecek bir yaşlı köylünün ağzından dökülse ve hiç yazıya aktarıl- masa da... Bir sessiz film olarak izlense de... Soğukta camı tıkla- tip yardım dileyen serçenin gagasından dökülse de... Değil mi ki bana bir şey anlatmaya çalışıyor, o metindir. Peki, bir de kâğıda basılmış ama bir şey söylememek için yazılmış yazılar var, onlar metin mi sizce? Bence hayır! 21 Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisini söylemek doğru olmaz? A) Ana düşünceyi içeren yargı en başta kısa bir cümle şeklinde belirtilmiştir. B) Anlamın en geniş tarafını belirtebilmek için kişileştirmeye in orchim yer verilmiştir. C) Düşünceyi açıklığa kavuşturmak amacıyla örnekler sıralan- inim mıştır. D) Kavram çerçevesinin iyi çizilmesi için tanımlamalar yapılmış- biv distir. E) Gereksiz yüklem tekrarını önlemek amacıyla eksiltili cümle- ler kullanılmıştır. TE: 23

6. Bazı şeylerin tekrar üretime kazandırılması konu- sunda tam bir bilince sahip değiliz. Birçoğumuz hâlâ cam kutusuna kâğıt, kâğıt kutusuna plastik atıyor. Geri dönüşümü yapan makine onu da ayırt etsin canım, diyoruz belki de. Evet, mantıklı gibi ama ay- rıştırma işlemi en başta düzenli yapılırsa ortaya da doğru malzemeler çıkar. Okullarda, hastanelerde, postanelerde artık iyice geri dönüşüm kutuları yay- gınlaştırıldı. İnsanımız geri dönüşümün varlığından haberdar oldu ama hâlâ bilinç oturmadı. 2010 yılın- da gerçekleştirilen bir araştırma %12'lik bir oranın bu bilince eriştiğini gösterdi. Geri kalan %88'lik kısımsa bilinçlenme aşamasında. Umuyoruz artık ---- Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşıla- maz? A) Insanlar bilinçlendiği müddetçe yeryüzüne verilen zarar azalacaktır. BY Tüketilen şeylerin geri kazanılmasına verilen önem doğru kullanılırsa atıkların zararı en aza in- dirilebilir. İnsanlarımızın büyük bir kısmı hâlâ bilinçlenme evresini tamamlayabilmiş değil. D) msanların tam anlamıyla bilinçlenmesi için uzun bir süreye ihtiyaç vardır. E) Geri kazandırma, geri dönüşüm anlayışı halkımız tarafından tam olarak kavranabilmiş değildir.

Deneme- 1. (Son elli yılda sözlük bilimi araştırmalarının ve bilgi teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte sözlük çeşitlerinde muazzam bir artış oldu Bu süre zarfında tek dilli, çift dilli, çok dilli, çeviri, terim, resimli, basili, elektronik sözlük, çocuk, öğrenci sözlüğü gibi türler kullanıcıla- ra sunuldu. ) Yapılan araştırmalar, kullanıcıların bu geniş sözlük yelpazesi içerisinden kendi ihtiyaçlarına uygun kaynağı seçmekte zorlandığını ve çoğu zaman doğru tercihte bulunamadıklarını göstermektedir. (V Ülkemizde sözlük araştırmacıları, özellikle 1960'lardan sonra, sözlük ile kullanıcı ilişkisini ele alan çalışmalar yapmaya yöneldiler. Bu yüzden akıllarındaki soru işaretlerini gidermek için sözlüklere başvuran kullanıcı- lar, doğru kaynağa gidemediklerinden ya yanlış, eksik bilgi edinmekte ya da aradıkları bilgiye erişememekte- dir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? B) I CHITT E) V

1. Aşağıdakilerin hangisinde hem sifat hem isim tamlama- sına yer verilmiştir? A) Kaybettiğim anahtarı bulsam da şu ambarın kapağını açsam. B) Bilim adamları, araştırma aşkıyla durmaksızın çalışıyor. C) Yaz demek; susuz dereler, kel tepeler, tozlu yollar demek İç Anadolu'da. D) Al senin olsun; ıslak mendilim, yırtık resmin. E) Pazarcının uzun tezgahında adeta yok yoktu.

A Kimi çağdaş yazarların hoş bir tutumu var. Önce bilinen bir klişeyi alıp yazdıkları öykünün çıkış noktası yapıyorlar. Siz okur olarak "Eyvah!" der demez, satırların arasında verilen ustalıklı ve incelikli anlatımlar sizi bambaşka bir şölene çağırıyor. Ama öyle dil oyunlarının, bilinç akışı gibi metnin anlaşılmasını güçleştiren yöntemlerin kullanıldığı bir şölen değil bu. İnsanların davranışlarını yönlendiren ögeleri seçiyor, bunları çarpıtmadan çağdaş insanın tutkularıyla bizi yüz yüze getiriyor. Üstelik her şey yalın ve usulca söz söylemeye dayalı. 30. Bu parçada sözü edilen yazarların yapıtlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? in A) Anlaşılması çaba gerektiren nitelikler taşıdığı B) Özgün olmayan konulardan yola çıktığı C) Belirli teknikleri kullanmaktan kaçındığı D) Anlatılanların beklentilere ters düştüğü V Karakterleri kendi gerçeklikleri içinde yansıttığı

HIZ VE RENK YAYINLARI Mavi gözlü tayfa yumuşak, fakat itiraz götürmez bir hare- ketle ressamları merdivene doğru sürüklerken: - İyi etmedunuz, dedi, Bizim kaptan asabidur, şakadan hazzetmez. Haydi güle güle. - Ressam Tevfik Aravurgun son bir gayretle, sanki hiçbir şeyi denemeden bırakmamak için, tayfaya sordu: - Peki, bu yat kimin? Tayfanın yüzü kızardı, o da kızmaya başlamıştı, uzun burnu- nun ucu titreyerek: - Bırak gevezeliği, dedi. - İşiniz yok mu sizin? Bu gemi kimsenin değil, devletin. Yatı nerden çıkardınız? Tahlisiye gemisi bu. On gündür vazifedey- dik, İstanbul'a gelir gelmez nerden çıktunuz? Haydi bakalum. Bu parçada kullanılan bakış açısı ve anlatım tekniği aşa- ğıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir? Kahraman bakış açısı - diyalog tekniği B İlahi bakış açısı - iç konuşma tekniği Hâkim bakış açısı - diyalog tekniği DT Kahraman bakış açısı -iç konuşma tekniği EGözlemci bakış açısı - iç konuşma tekniği

B 10. (1) Obezite sözcüğü Latinceden dilimize geçmiştir. (II) Ka- lin, yağ ve dolgun çağrışımlarını taşımaktadır. (III) Köklere bakıldığındaysa "fazla yiyen" anlamı vermektedir. (IV) Geç- mişte obezite, zenginlik göstergesi sayılıyordu. (V) Anadolu toplumlarındaki birçok "dolgun" tanrı - tanrıça figürü bunu kanıtlıyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangileri başka yargıların anlam bütünlüğüne ihtiyaç duymadan var ola- bilir? A) I ve II D) III ve V B) I ve IV E) IV ve V C) II ve IV

galdır D) Halide Edip, Seviye Talip romanında yakaladığı başarıyı diğer romanlarında sürdürememiştir E) Halide Edip'in romanlarında tekrara düştüğü söylenebilir - 1. Senaryoya dönüşmüş metin bu dönüşümü ile yavaş yavaş görsel bir dil kazanır. II. Bu da yeterli değildir çünkü edebî eserden se- naryoya aktarımdan sonra sinema araç gereç- leriyle senaryoyu iyi bir filme çevirmenin yolları da bilinmelidir. III. Böylece metin edebî dilden görsel sinema met- nine dönüşür. IV. Herhangi bir edebî metin bir yönetmen tarafın- dan seçilir, metin senaryo olarak yeniden kale- me alınır. V. İyi bir edebiyat uyarlamasının ortaya çıkması için çeşitli aşamalardan geçer eser. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında han- gisi son cümle olur? A) I. B) II. III. D) IV. E) V. 33.

r j Deneme - 2 20.-21. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- vaplayınız. (1) Şehirlerin tarihine binalar tanıklık eder. (II) "Tarihî şehir" denilen yer, tarihi yaşayan binalarına saygı gösteren şehirdir. (III) Venedik, Amsterdam, Berlin gibi şehirlerin dokusunda yaşayan, soluk alıp veren tarih ön plandadır. (IV) 1930'lu yıllarda bizim şehir- lerimiz de böyleydi. (V) Bir medresenin bahçesine teklifsizce sokulmuş evlerimiz vardı. (VI) Çocuklar tarihe tanıklık etmiş camilerin avlusunda oynardı. (VII) Sabahları pencereyi açan hanımların ilk gör- düğü manzara Selçuklu sultanlarından birinin türbe- sinin benzerine az rastlanacak mavi çinileri olurdu. (VIII) Günümüzde ise bu güzellikleri uzağından sey- retmekle yetinebiliyoruz. 20. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede, kişileştirme yapılmıştır. B) II. cümlede, değerlendirme yapılmıştır. C) III. ve V. cümle, kendinden önceki cümleyi ör- nekleyerek açıklamıştır. D) VII. cümlede, beğeni dile getirilmiştir. VIII. cümlede aşamalı bir durum dile getirilmiştir.

39. Kendimden son derece emin olduğum bir şey varsa o da iran yapımı filmlerin üzerimde bıraktığı etkiyi, bana hiçbir Netflix ya da Mubi filminin yaşatamadığı. Bu film- lerin özgün yapılarının yanı sıra çoğunlukla salt gerçek en farklı olay anlatımlarının da hep İranlı yönetmenlerin üzerinden konumlanıyor oluşu ve sinematografik olarak öyle çok hak ihlali var ki yönetmenler daha cesur daha gözünden çıkmış olması elbette bir tesadüf değil. Ülkede yaratıcı olmak zorundalar. Yani bir şeyler üretmek istiyor- larsa, önce onlara "Yapamazsın!" diyenlerle mücadele etmeliler. İşte bu çerçevede, en takdir edilesilerden biri- dir İran sineması. t AAD0021 Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır? A) Öyküleme, karşılaştırma B) Açıklama, örneklendirme. C) Tartışma, tanık gösterme D) Açıklama, tanımlama E) Tartışma, karşılaştırma