Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

LERLE PARAGRA
ler-
lar-
nda
klu
ule
de
2.
ir.
se
la
AM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF
10. Hepimizin hayatında işin içinden çıkılamayan, açmaza sürük-
lenen durumlar olmuştur. Böyle bir şeyle karşılaşınca insan
nasıl davranmalı peki? Bence ilk olarak bir durum değerlen-
dirmesi yapılmalı. Her şey enine boyuna hesaplanmalı ve ilk
adımı bu veriler ışığında atmalıyız. Böylece daha sakin karar
alma sağlanacak ve belki de çok fazla zarar göreceğimiz bir
durumdan kazançla çıkacağız. Olayların perde arkasını anla-
yabilen, getirisini ve götürüsünü hesap edenler hayatlarında
hep kazanç elde edebilmiştir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi daha
ağır basmaktadır?
A) Açıklama
BY Betimleme
C) Tartışma
Sayısa verilerden yararlanma
E) Öyküleme
id mell
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
LERLE PARAGRA ler- lar- nda klu ule de 2. ir. se la AM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF 10. Hepimizin hayatında işin içinden çıkılamayan, açmaza sürük- lenen durumlar olmuştur. Böyle bir şeyle karşılaşınca insan nasıl davranmalı peki? Bence ilk olarak bir durum değerlen- dirmesi yapılmalı. Her şey enine boyuna hesaplanmalı ve ilk adımı bu veriler ışığında atmalıyız. Böylece daha sakin karar alma sağlanacak ve belki de çok fazla zarar göreceğimiz bir durumdan kazançla çıkacağız. Olayların perde arkasını anla- yabilen, getirisini ve götürüsünü hesap edenler hayatlarında hep kazanç elde edebilmiştir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi daha ağır basmaktadır? A) Açıklama BY Betimleme C) Tartışma Sayısa verilerden yararlanma E) Öyküleme id mell
10. 1.
Yapay zekâ öncüleri 1960'lar boyunca, küçük tahta
blokları idare edebilecek, onları bulacak ve belli
düzenlemelere göre dizecek basit robotik
programlar üzerinde gece gündüz çalıştılar.
II.
Bu, aslında kolay görünüp gerçekte son derece zor
olduğu anlaşılan problemlerden biriydi.
III. Üstüne üstlük, tüm bu programların doğru zamanda
doğru sırayla iş görebilmeleri için birbiriyle eş
güdümlü çalışmaları zorunluydu.
Bloğun şeklinin tanınması, açı ve uzaklıktan
bağımsız sağlanmalıydı.
IV.
V. Tutma işi doğru yönden, doğru zamanda ve doğru
kuvvetle kenetlenmek zorunda olan kavrayıcıları
görsel olarak yönlendirebilme becerisine bağlıydı.
VI. Blokları istenen düzene göre üst üste koymak ise
diğer blokların analizini ve sonuçta ortaya çıkan
ayrıntılara göre yapılacak ayarlamaları
gerektirmekteydi.
VII. Bir kere, tahta bloğu bulmak için hangi kamera
piksellerinin bloğa karşılık gelip hangilerinin
gelmediğini belirlemek gerekiyordu.
A) I ile ill
B) II ile IV
D) III ile VII
C) II ile V
E) IV ile VI
Pamuk ipliğinden biraz daha sağlam tek bağ, düşünce
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
10. 1. Yapay zekâ öncüleri 1960'lar boyunca, küçük tahta blokları idare edebilecek, onları bulacak ve belli düzenlemelere göre dizecek basit robotik programlar üzerinde gece gündüz çalıştılar. II. Bu, aslında kolay görünüp gerçekte son derece zor olduğu anlaşılan problemlerden biriydi. III. Üstüne üstlük, tüm bu programların doğru zamanda doğru sırayla iş görebilmeleri için birbiriyle eş güdümlü çalışmaları zorunluydu. Bloğun şeklinin tanınması, açı ve uzaklıktan bağımsız sağlanmalıydı. IV. V. Tutma işi doğru yönden, doğru zamanda ve doğru kuvvetle kenetlenmek zorunda olan kavrayıcıları görsel olarak yönlendirebilme becerisine bağlıydı. VI. Blokları istenen düzene göre üst üste koymak ise diğer blokların analizini ve sonuçta ortaya çıkan ayrıntılara göre yapılacak ayarlamaları gerektirmekteydi. VII. Bir kere, tahta bloğu bulmak için hangi kamera piksellerinin bloğa karşılık gelip hangilerinin gelmediğini belirlemek gerekiyordu. A) I ile ill B) II ile IV D) III ile VII C) II ile V E) IV ile VI Pamuk ipliğinden biraz daha sağlam tek bağ, düşünce
17. Bir yazara göre çocuk beyinleri aynı tornadan çık-
mış küçük kaplara benzer, bunların ancak algılarla
doldurulması gerekir. İşte bu yüzden onlara masal
anlatılmayacaktır. Hatta çiçek desenli halılar ya
da kuşlu kelebekli tabaklarla fincanlar görmeleri
de engellenecektir. Çünkü onlara göre çiçekler
halılarda yetişmez; kuşlarla kelebekler, tabaklara
ve fincanlara yapışıp kalmaz. Çocukların her şeyi
dört işlem yoluyla değerlendirebilmeleri, yaşamları
boyunca salt akıllarının buyruğuna uyarak davran-
maları sağlanacaktır böylece. Birer insan değil de
ileride yararlı olmaları beklenen robotlar sayılan
çocuklara ancak gözle görülen, akılla kavranan
olgular öğretilecektir. Yazar, bu yönteme göre
yetiştirdiği çocukları bir tahta perdenin deliğinden
sirk gösterilerini izlerken yakalayınca neredeyse
fenalık geçirmiştir. Çünkü bu, akılla ve çarpım tab-
losuyla hiçbir ilişkisi olmayan, şiir okumak kadar
ayıp bir eğlencedir.
Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak
istenenler arasında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Kişisel farklılığı yok sayma
B) Gerçekler dünyasıyla sınırlı kalma
C) Duyguları önemsemeyip dışlama
D Başkalarının isteklerine göre yaşama
E) Her şeyi olumsuz yönleriyle değerlendirme
19
resi® - Metot Anlatımlı Soru Bankası
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
17. Bir yazara göre çocuk beyinleri aynı tornadan çık- mış küçük kaplara benzer, bunların ancak algılarla doldurulması gerekir. İşte bu yüzden onlara masal anlatılmayacaktır. Hatta çiçek desenli halılar ya da kuşlu kelebekli tabaklarla fincanlar görmeleri de engellenecektir. Çünkü onlara göre çiçekler halılarda yetişmez; kuşlarla kelebekler, tabaklara ve fincanlara yapışıp kalmaz. Çocukların her şeyi dört işlem yoluyla değerlendirebilmeleri, yaşamları boyunca salt akıllarının buyruğuna uyarak davran- maları sağlanacaktır böylece. Birer insan değil de ileride yararlı olmaları beklenen robotlar sayılan çocuklara ancak gözle görülen, akılla kavranan olgular öğretilecektir. Yazar, bu yönteme göre yetiştirdiği çocukları bir tahta perdenin deliğinden sirk gösterilerini izlerken yakalayınca neredeyse fenalık geçirmiştir. Çünkü bu, akılla ve çarpım tab- losuyla hiçbir ilişkisi olmayan, şiir okumak kadar ayıp bir eğlencedir. Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Kişisel farklılığı yok sayma B) Gerçekler dünyasıyla sınırlı kalma C) Duyguları önemsemeyip dışlama D Başkalarının isteklerine göre yaşama E) Her şeyi olumsuz yönleriyle değerlendirme 19 resi® - Metot Anlatımlı Soru Bankası
3. Akbabaların çoğunlukla 6500 metreye kadar çıktıkları olur.
Erkekleri dişilerinden büyüktür. Yırtıcı kuşlar içinde
akbabalardan daha büyüğü yoktur. Bu kuşların görme ve
koku alma duyusu çok kuvvetlidir. Gözlerinde biri uzağı,
diğeri yakını görmeye yarayan ayrı iki odak noktası vardır.
Akbaba bıkıp usanmadan çok yükseklerde süzülüp leş
arar. Sırtlanlar gibi bunlar da tabiatın sağlığını korumaya
yardımcı olur. Leşleri tüketerek salgın hastalıkları önler.
Bu parçanın yazarı beslenme üzerinden
1. Akbaba - sırtlan
li. Akbaba - leş
III. Akbaba - yırtıcı kuşlar
ilişkilerinden hangilerini kurmaktadır?
A) Yalnız II
D) II ve III
B) I ve II
E) I, II ve III
C) I ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. Akbabaların çoğunlukla 6500 metreye kadar çıktıkları olur. Erkekleri dişilerinden büyüktür. Yırtıcı kuşlar içinde akbabalardan daha büyüğü yoktur. Bu kuşların görme ve koku alma duyusu çok kuvvetlidir. Gözlerinde biri uzağı, diğeri yakını görmeye yarayan ayrı iki odak noktası vardır. Akbaba bıkıp usanmadan çok yükseklerde süzülüp leş arar. Sırtlanlar gibi bunlar da tabiatın sağlığını korumaya yardımcı olur. Leşleri tüketerek salgın hastalıkları önler. Bu parçanın yazarı beslenme üzerinden 1. Akbaba - sırtlan li. Akbaba - leş III. Akbaba - yırtıcı kuşlar ilişkilerinden hangilerini kurmaktadır? A) Yalnız II D) II ve III B) I ve II E) I, II ve III C) I ve III
MMMMM
3. (1) Virginia Woolf, büyük şeylerin değil küçük sanılan
şeylerin üzerinde durur her zaman. (II) Kahramanları da
renkli bir yaşam sürmeyen, çarpıcı yanları olmayan
sıradan insanlar gibi görünürler. (III) Çünkü ona kalırsa,
bir insanı tam olarak ve derinliğiyle bilmenin bir yolu
yoktur. (IV) Ancak onların iç dünyalarına girebildiğimiz
zaman en heyecanlı serüvenleri yaşayanlardan daha
olağanüstü olduklarını farkederiz. (V) Yazarın bu
başarısı, kişileri canlandırırken XIX. yüzyıl gerçekçi
romanının başlıca ve en çok övülen özelliklerinden biri
olan psikolojik yorumlardan kaçınmasından kaynaklanır.
AXI.
D) IV.
E) V.
B) II.
C)MT.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
MMMMM 3. (1) Virginia Woolf, büyük şeylerin değil küçük sanılan şeylerin üzerinde durur her zaman. (II) Kahramanları da renkli bir yaşam sürmeyen, çarpıcı yanları olmayan sıradan insanlar gibi görünürler. (III) Çünkü ona kalırsa, bir insanı tam olarak ve derinliğiyle bilmenin bir yolu yoktur. (IV) Ancak onların iç dünyalarına girebildiğimiz zaman en heyecanlı serüvenleri yaşayanlardan daha olağanüstü olduklarını farkederiz. (V) Yazarın bu başarısı, kişileri canlandırırken XIX. yüzyıl gerçekçi romanının başlıca ve en çok övülen özelliklerinden biri olan psikolojik yorumlardan kaçınmasından kaynaklanır. AXI. D) IV. E) V. B) II. C)MT.
yapıt
i olarak
ktir.
ani
de
mi
ya
i
de de
51. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen
'yeniden kurgulama'ya örnek oluşturmaz?
A) Eski bir metnin dilini sadeleştirerek günümüz okuruna
sunmak
B) Modern bir binanın tasarımında Selçuklu mimari
tarzını kullanmak
C) Bir atasözünden hareketle şiir türünde eser vermek
D) Destan kahramanlarını konu alan bir film çekmek
E) Mitolojik bir varlığı bir etkinliğin simgesi durumuna
getirmek
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
yapıt i olarak ktir. ani de mi ya i de de 51. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen 'yeniden kurgulama'ya örnek oluşturmaz? A) Eski bir metnin dilini sadeleştirerek günümüz okuruna sunmak B) Modern bir binanın tasarımında Selçuklu mimari tarzını kullanmak C) Bir atasözünden hareketle şiir türünde eser vermek D) Destan kahramanlarını konu alan bir film çekmek E) Mitolojik bir varlığı bir etkinliğin simgesi durumuna getirmek
1
26. Gerçek bir yazar bir kitabı basıldığı zaman, asla o kitabı
yazdığı noktada değildir bence. Kitabın basılma süreci
içinde yazar ilk kitabındaki duruşunu, dilini,kurgusunu
kıyasıya eleştirmiş ve daha donanımlı olarak yola koyul-
muştur. Her kitap, her metin yazarın yazarlık serüvenine
ek bir tuğla eklemeli, yeni bir duvar örmeli. Çatısı tamam-
lanmadan bayrak dikilmez. Her bir yazarın önünde uzun
bir yol vardır. Bu keyifli olduğu kadar belki de sancılı bir
süreç. Ama yazar bu süreci insandan ve hayattan yana
çok iyi değerlendirmeli. Yazdıkları, ürettiği metinler, Türk-
çeye veya yazdığı dile yeni bir şey getirmeli, bir halka-
si olmaya niyetlendiği edebiyata yeni anlatım biçimleri
önermeli, belki dünyaya kesin yanıtlar vermese de yeni
sorular eklemeli.
aplusakademi
(
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Bir hedefi olmayan yazarların ilgi uyandıracak eserler
üretmeleri beklenemez.
B) Kendini yeterli görmek bir süre sonra yazarların ken-
dilerini tekrar etmesine neden olur.
C) Yazarlık hiç bitmeyen bir kendini yenileme ve geliştir-
me sürecidir.
D) Edebiyat dünyasında ön plana çıkmak yenilikçi ve
özgün olmakla gerçekleşir.
E) Yaşadıkları ve okudukları nedeniyle yazarların sürekli
bir değişim içinde olması doğaldır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1 26. Gerçek bir yazar bir kitabı basıldığı zaman, asla o kitabı yazdığı noktada değildir bence. Kitabın basılma süreci içinde yazar ilk kitabındaki duruşunu, dilini,kurgusunu kıyasıya eleştirmiş ve daha donanımlı olarak yola koyul- muştur. Her kitap, her metin yazarın yazarlık serüvenine ek bir tuğla eklemeli, yeni bir duvar örmeli. Çatısı tamam- lanmadan bayrak dikilmez. Her bir yazarın önünde uzun bir yol vardır. Bu keyifli olduğu kadar belki de sancılı bir süreç. Ama yazar bu süreci insandan ve hayattan yana çok iyi değerlendirmeli. Yazdıkları, ürettiği metinler, Türk- çeye veya yazdığı dile yeni bir şey getirmeli, bir halka- si olmaya niyetlendiği edebiyata yeni anlatım biçimleri önermeli, belki dünyaya kesin yanıtlar vermese de yeni sorular eklemeli. aplusakademi ( Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Bir hedefi olmayan yazarların ilgi uyandıracak eserler üretmeleri beklenemez. B) Kendini yeterli görmek bir süre sonra yazarların ken- dilerini tekrar etmesine neden olur. C) Yazarlık hiç bitmeyen bir kendini yenileme ve geliştir- me sürecidir. D) Edebiyat dünyasında ön plana çıkmak yenilikçi ve özgün olmakla gerçekleşir. E) Yaşadıkları ve okudukları nedeniyle yazarların sürekli bir değişim içinde olması doğaldır.
LİMİT
6. Akkaya köyü beton blokların giremediği tek turistik yer
Türkiye'de. Kurtarılmış bölge diyebiliriz oraya. Üstelik
tek gürültüsüz turistik yer. Bunun ne inanılmaz bir
nimet olduğunu, benim gibi, beton blokları arasında,
Türkiye'nin en gürültülü yeri olan Bodrum'da aylarca
yaşayanlar bilir ancak. Doğayla inanılmaz bir uyum
içindedir Akkaya köyü.
Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
Karşılaştırmalara başvurulmuştur.
B Bir gezi yazısından alınmıştır.
er Okura bir yeri tanıtmak ve oranın özelliklerini
anlatmak için yazılmıştır.
Okuyucuya bilgi vermek amaçlanmıştır.
Yazar, kişisel duygu ve düşüncelerden kaçınmıştır.
z
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
LİMİT 6. Akkaya köyü beton blokların giremediği tek turistik yer Türkiye'de. Kurtarılmış bölge diyebiliriz oraya. Üstelik tek gürültüsüz turistik yer. Bunun ne inanılmaz bir nimet olduğunu, benim gibi, beton blokları arasında, Türkiye'nin en gürültülü yeri olan Bodrum'da aylarca yaşayanlar bilir ancak. Doğayla inanılmaz bir uyum içindedir Akkaya köyü. Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Karşılaştırmalara başvurulmuştur. B Bir gezi yazısından alınmıştır. er Okura bir yeri tanıtmak ve oranın özelliklerini anlatmak için yazılmıştır. Okuyucuya bilgi vermek amaçlanmıştır. Yazar, kişisel duygu ve düşüncelerden kaçınmıştır. z
TOPRA
26. Kendini "ayaklar türabı, gönüller hizmatçısı" olarak tanıtan, şi-
irlerinde "Garip" mahlasını kullanan Neşet Ertaş, nami diğer
Bozkırın Tezenesi... Modern zamanların kirlettiği ruhumuza
Anadolu'nun berrak pınarlarından su, dağlarından rüzgâr, boz-
kırlarından yıldız getirir. Kaderimizin destanını söyler en içli, en
kırılgan sesiyle türkülerinde. O, mızrabına dokunduğu zaman
turnalar sökün eyler Anadolu'nun göklerinden. Yüreğimizin en
ücra köşelerine gelir ve konaklar o turnalar. Sazına dokunma-
sıyla bir coğrafya dile gelir. Bu öyle bir coğrafyadır ki sevdayı,
hasreti, kavuşmayı, ayrılığı ve daha nicelerini taşır dudakların-
da. Neşet Usta, gamdan örülmüş kaderin orta yerinde varoluş-
sal endişenin mizrabıyla vurur sazına. Bir samyeli eser hayat
bağına. Bağlandığımız, bizi bağlayan ne varsa çözülüp gider o
anda.
Bu parçada Neşet Ertaş ile ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmiştir?
Abdallık geleneğinin son büyük temsilcisi olup edebiyatı-
mızda önemli bir yer edindiğine
B) Orta Anadolu insanın yoksulluk karşısında verdiği yaşam
mücadelesini anlattığına
C) Küçük yaşlardan itibaren bağlama ve saz çalarak kendini
geliştirmeye adadığına
D) Yaşama bakışını, hayat felsefesini ve hatıralarını türküle-
riyle ifade ettiğine
E) Kendine has üslubuyla dinleyenleri etkileyerek farklı at-
mosferlere taşıdığına
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TOPRA 26. Kendini "ayaklar türabı, gönüller hizmatçısı" olarak tanıtan, şi- irlerinde "Garip" mahlasını kullanan Neşet Ertaş, nami diğer Bozkırın Tezenesi... Modern zamanların kirlettiği ruhumuza Anadolu'nun berrak pınarlarından su, dağlarından rüzgâr, boz- kırlarından yıldız getirir. Kaderimizin destanını söyler en içli, en kırılgan sesiyle türkülerinde. O, mızrabına dokunduğu zaman turnalar sökün eyler Anadolu'nun göklerinden. Yüreğimizin en ücra köşelerine gelir ve konaklar o turnalar. Sazına dokunma- sıyla bir coğrafya dile gelir. Bu öyle bir coğrafyadır ki sevdayı, hasreti, kavuşmayı, ayrılığı ve daha nicelerini taşır dudakların- da. Neşet Usta, gamdan örülmüş kaderin orta yerinde varoluş- sal endişenin mizrabıyla vurur sazına. Bir samyeli eser hayat bağına. Bağlandığımız, bizi bağlayan ne varsa çözülüp gider o anda. Bu parçada Neşet Ertaş ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir? Abdallık geleneğinin son büyük temsilcisi olup edebiyatı- mızda önemli bir yer edindiğine B) Orta Anadolu insanın yoksulluk karşısında verdiği yaşam mücadelesini anlattığına C) Küçük yaşlardan itibaren bağlama ve saz çalarak kendini geliştirmeye adadığına D) Yaşama bakışını, hayat felsefesini ve hatıralarını türküle- riyle ifade ettiğine E) Kendine has üslubuyla dinleyenleri etkileyerek farklı at- mosferlere taşıdığına
cun
ynı
90-
-ük
yor
eş-
le,
ya,
ür-
de
an
ka-
bil-
oş
ne-
ığı
MODUS
cevaplayınız.
Türk kültüründe, yapılması uygun olmayan birtakım
davranışların, direkt olarak ifade edilmesinden kaçı-
nıldığı ve bunun için dolaylı bir yol izlendiği görülmek-
tedir. Büyüklerin yanında küçüklerin kahve içmemesi
gerektiği biçimindeki kural, aslında küçüklerin büyük
sohbetine katılmasının istenmemesinin bir ifadesidir.
Ayrıca, kültürümüzde görücü usulü ile evlenen genç
kızların, gelenlere kahve sunması bir amaç gibi gö-
rünebilir, ancak asıl gaye kişinin kendini gelenlere
tanıtması ve bir sohbet ortamının oluşmasının sağlan-
masıdır. Bununla birlikte bazı araştırmalarda geçmiş
dönemlerdeki Türk kahvehaneleri, "görgü, kibarlık ve
nezaket kurallarına uyulan sosyallik mekânları" olarak
ele alınmaktadır. Kahvehaneler, gerçekte eğitim, tica-
ret ve sanat üzerine fikir alışverişi yapılan yer olarak
da görülmektedir.
39. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
ağır basmaktadır?
A) Örnekleme
B) Tanık gösterme
C) Tanımlama
D) Alıntı yapma
E) Karşılaştırma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
cun ynı 90- -ük yor eş- le, ya, ür- de an ka- bil- oş ne- ığı MODUS cevaplayınız. Türk kültüründe, yapılması uygun olmayan birtakım davranışların, direkt olarak ifade edilmesinden kaçı- nıldığı ve bunun için dolaylı bir yol izlendiği görülmek- tedir. Büyüklerin yanında küçüklerin kahve içmemesi gerektiği biçimindeki kural, aslında küçüklerin büyük sohbetine katılmasının istenmemesinin bir ifadesidir. Ayrıca, kültürümüzde görücü usulü ile evlenen genç kızların, gelenlere kahve sunması bir amaç gibi gö- rünebilir, ancak asıl gaye kişinin kendini gelenlere tanıtması ve bir sohbet ortamının oluşmasının sağlan- masıdır. Bununla birlikte bazı araştırmalarda geçmiş dönemlerdeki Türk kahvehaneleri, "görgü, kibarlık ve nezaket kurallarına uyulan sosyallik mekânları" olarak ele alınmaktadır. Kahvehaneler, gerçekte eğitim, tica- ret ve sanat üzerine fikir alışverişi yapılan yer olarak da görülmektedir. 39. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Örnekleme B) Tanık gösterme C) Tanımlama D) Alıntı yapma E) Karşılaştırma
24.
--. Bir uç beyliği iken sahip olduğu gaza ruhu ile
topraklarını kısa zamanda genişletmiş ve belki Osman
Gazi'nin bile hayal edemeyeceği güce kavuşmuştu. Klasik
dönem olarak adlandırabileceğimiz, kuruluşundan üç asır
sonraya kadar uzanan devre, Osmanlı'nın en ihtişamlı
dönemidir. 17. asrin ortalarından itibaren artık belli başlı
çözülmeler kendisini göstermiş ve nihayet müteakip
yüzyıllardan sonra devlet, kendisine artık bir çekidüzen
vermesi gerektiğini anlamıştır.
Bu parçanın başına
y
Fetret Dönemi, Osmanlı Devleti'nin yok olma
tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı, iç karışıklıklarla
dolu, zorlu bir süreçtir
I Osmanlı Devleti, 13. yüzyılın sonunda "Ahilik"
teşkilatının da desteğiyle kurulmuştu
XIII. Altı asır boyunca üç kıta, yedi iklimde at koşturan,
ilmî sahada da kalem oynatan Osmanlı Devleti,
kuruluş yıllarındayken küçük bir coğrafyada hüküm
sürmüştü
1
cümlelerinden hangileri getirilebilir?
A) Yalnız I
D) I ve ill
B) Yalnız II
E) I've III
C) Yalnız III f
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
24. --. Bir uç beyliği iken sahip olduğu gaza ruhu ile topraklarını kısa zamanda genişletmiş ve belki Osman Gazi'nin bile hayal edemeyeceği güce kavuşmuştu. Klasik dönem olarak adlandırabileceğimiz, kuruluşundan üç asır sonraya kadar uzanan devre, Osmanlı'nın en ihtişamlı dönemidir. 17. asrin ortalarından itibaren artık belli başlı çözülmeler kendisini göstermiş ve nihayet müteakip yüzyıllardan sonra devlet, kendisine artık bir çekidüzen vermesi gerektiğini anlamıştır. Bu parçanın başına y Fetret Dönemi, Osmanlı Devleti'nin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı, iç karışıklıklarla dolu, zorlu bir süreçtir I Osmanlı Devleti, 13. yüzyılın sonunda "Ahilik" teşkilatının da desteğiyle kurulmuştu XIII. Altı asır boyunca üç kıta, yedi iklimde at koşturan, ilmî sahada da kalem oynatan Osmanlı Devleti, kuruluş yıllarındayken küçük bir coğrafyada hüküm sürmüştü 1 cümlelerinden hangileri getirilebilir? A) Yalnız I D) I ve ill B) Yalnız II E) I've III C) Yalnız III f
3.-4. sorulan aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Dalgaların üzerinde kıyıya doğru kayarak yapılan sörf,
çok sevilen bir su sporudur. Derin sulardaki büyük dalga-
ların kıyıdan 90-100 metre açıkta, kayaların ya da kumun
oluşturduğu bir sığlıkta kinilarak kıyıya doğru hareket ettiği
her yerde sörf yapılabilir. Sörf yapmaya en uygun kumsal-
lar ABD'nin batı kıyılarında, özellikle California'da, Hawail,
Peru, Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Afrika kıyılarında-
dir. Kaptan James Cook daha 1777'de Tahitililerin uzun tah
talar ve kanolarla sörf yaptıklarını görmüştü. Ama 1912 ve
1920-Olimpiyat Oyunları yüzme şampiyonu Hawaiili Duke
Kahanamoku 1915'te Sdney yakınlanındaki Freshwater
kumsalında sörf yapana kadar bu bir spor haline gelme
mişti. Kahanamoku bundan beş yıl sonra Hawaii'nin ünlü
kumsali Waikiki'de ilk sörf kulübünü kurdu. Sörfçülerin çoğu
malibu denen ve uzunluğu 1,8 metre ile 2,25 arasında deği-
şen ince uzun bir tahtayla sörf yapar. Cam yünüyle kaplan-
mış balsa odunundan yapılan malibunun yanı sıra el tahtası
denilen kısa tahtalarla da sörf yapıhır. Bazı sörfçüler hafif
kanolar kullanır. Vücutlarını gererek hiç tahta kullanmadan
sörf yapanlar da vardır. Sörfçü ile kınılan dalgalar
arasından yüzerek dik dalgaların oluştuğu bölgenin sonuna
kadar gider.
Bu parçadan hareketle sörfle ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
5
A) Sörfçülerin bir kısmı malibu denen o tahtayı kullan-
mayı tercih etmemiştir.
B Hafif kánolar kullanmayan sörfçülerin varlığı bilin-
mektedir.
C) Sörf yapılabilmesi için kıyıya doğru hareket eden.
bir dalga gereklidir. V
D) Sörf yapmaya uygun kıyıların birden fazla olduğu
L
bilinmektedir.
Sörfün bir spor olarak benimsenmesini isteyen tek
kişi Duke Kahanamoku'dur.
Bu parçadan;
1. ilk sörf kulübünün kurulma tarihi,
11. sörf sporunun olimpiyatlara girmesinde etkili olan
kişi,
III. 18. yüzyılda bile sörf yapanların olduğu
bilgilerinden hangilerine ulaşılabilir?
6) Yalnız II
Yalnız I
D) I ve Il
C) Yalnız III
E) Il ve Ill
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3.-4. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Dalgaların üzerinde kıyıya doğru kayarak yapılan sörf, çok sevilen bir su sporudur. Derin sulardaki büyük dalga- ların kıyıdan 90-100 metre açıkta, kayaların ya da kumun oluşturduğu bir sığlıkta kinilarak kıyıya doğru hareket ettiği her yerde sörf yapılabilir. Sörf yapmaya en uygun kumsal- lar ABD'nin batı kıyılarında, özellikle California'da, Hawail, Peru, Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Afrika kıyılarında- dir. Kaptan James Cook daha 1777'de Tahitililerin uzun tah talar ve kanolarla sörf yaptıklarını görmüştü. Ama 1912 ve 1920-Olimpiyat Oyunları yüzme şampiyonu Hawaiili Duke Kahanamoku 1915'te Sdney yakınlanındaki Freshwater kumsalında sörf yapana kadar bu bir spor haline gelme mişti. Kahanamoku bundan beş yıl sonra Hawaii'nin ünlü kumsali Waikiki'de ilk sörf kulübünü kurdu. Sörfçülerin çoğu malibu denen ve uzunluğu 1,8 metre ile 2,25 arasında deği- şen ince uzun bir tahtayla sörf yapar. Cam yünüyle kaplan- mış balsa odunundan yapılan malibunun yanı sıra el tahtası denilen kısa tahtalarla da sörf yapıhır. Bazı sörfçüler hafif kanolar kullanır. Vücutlarını gererek hiç tahta kullanmadan sörf yapanlar da vardır. Sörfçü ile kınılan dalgalar arasından yüzerek dik dalgaların oluştuğu bölgenin sonuna kadar gider. Bu parçadan hareketle sörfle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? 5 A) Sörfçülerin bir kısmı malibu denen o tahtayı kullan- mayı tercih etmemiştir. B Hafif kánolar kullanmayan sörfçülerin varlığı bilin- mektedir. C) Sörf yapılabilmesi için kıyıya doğru hareket eden. bir dalga gereklidir. V D) Sörf yapmaya uygun kıyıların birden fazla olduğu L bilinmektedir. Sörfün bir spor olarak benimsenmesini isteyen tek kişi Duke Kahanamoku'dur. Bu parçadan; 1. ilk sörf kulübünün kurulma tarihi, 11. sörf sporunun olimpiyatlara girmesinde etkili olan kişi, III. 18. yüzyılda bile sörf yapanların olduğu bilgilerinden hangilerine ulaşılabilir? 6) Yalnız II Yalnız I D) I ve Il C) Yalnız III E) Il ve Ill
ir yazarın
dibe
anlanıyor,
en
unları bize
in safina,
slek
ücünü
e sayıları
insanları
an hak
15.) Yolculuk, içe kapanıklığı artırabilir veya azaltabilir,
bıçak sırtı bir durum bu. (II) Bir coğrafyaya ayak
bastığımızda, orasıyla ilgili önyargıların bizi sosyalleştirip
sosyalleştirmeyeceğini da kestiremeyiz. (III) Gidilen
yere ilişkin kanılarımızı, oranın gerçekliğine uygun håle
getirip getirmediğimizden emin olamayız. (IV) Yolculuğun
risklerinden biri bu; zihnimizde beylik sözler dolanırken biz
de elimizde haritayla dağlarda, sokaklarda ve caddelerde
fink atarız. (V) Bu gezinti sırasında Antik Yunan
filozoflarında olduğu gibi kendimizi dinlemeye de vakit
ayırırız. (VI) Antik filozoflarda alışıldık bir talim olan, kendi
üzerine bir tecrübeyi varsayan aykırılaşma, kolay biçimde
anlamlandırılamaz.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
parçanın anlam akışını bozmaktadır?
A) II.
B) I
CIV
D) V
E) VI.
271
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ir yazarın dibe anlanıyor, en unları bize in safina, slek ücünü e sayıları insanları an hak 15.) Yolculuk, içe kapanıklığı artırabilir veya azaltabilir, bıçak sırtı bir durum bu. (II) Bir coğrafyaya ayak bastığımızda, orasıyla ilgili önyargıların bizi sosyalleştirip sosyalleştirmeyeceğini da kestiremeyiz. (III) Gidilen yere ilişkin kanılarımızı, oranın gerçekliğine uygun håle getirip getirmediğimizden emin olamayız. (IV) Yolculuğun risklerinden biri bu; zihnimizde beylik sözler dolanırken biz de elimizde haritayla dağlarda, sokaklarda ve caddelerde fink atarız. (V) Bu gezinti sırasında Antik Yunan filozoflarında olduğu gibi kendimizi dinlemeye de vakit ayırırız. (VI) Antik filozoflarda alışıldık bir talim olan, kendi üzerine bir tecrübeyi varsayan aykırılaşma, kolay biçimde anlamlandırılamaz. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi parçanın anlam akışını bozmaktadır? A) II. B) I CIV D) V E) VI. 271
in. Her-
hoşça
tlar da
duygu-
ya kal-
kişisel
herme
kıl ve
Bütün
orta-
li bir
han-
Tandem Yayınları
Maratona Devam
35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Çocuğun yetişmesine anaokulundan itibaren yön vermek ve
hayal dünyasını geliştirmesi, zevk duyduğu şeyleri keşfetme-
si için çocuğa çeşitli olanaklar tanımak gerekiyor. Uzmanlar,
okul öncesinde edinilen deneyimlerin, çocukların beyinlerini
hamur gibi yoğurduğunu söylüyor. Ayrıca çocukların belirli ye-
tenek ve becerilerinin temellerini attıkları özel "zaman pence-
releri" olduğunu belirtiyor. Bu "zaman pencereleri'nde alınan
bilginin niceliği ve niteliği, beyindeki sinirsel yapıların birbiriy-
le bağlanma yoğunluğunu ve işlevlerini belirliyor; farklı beyin
bölgeleri arasında, gelecek yaşamda kullanabileceği "bilgi yol-
ları" oluşturuyor. Yani hareket, görme, müzik, konuşma ve duy-
gusal alanlardaki beceriler; bu dönemlerde daha çabuk gelişi-
yor. Bu pencereler, yaş gününe eklenen her mum sayısıyla
birlikte yavaş yavaş tekrar kapanıyor. Sinir hücreleri bağlan-
ma işlemini doğru zaman diliminde başaramadığı takdirde dö-
nülmez bir yola girilmiş oluyor.
35. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Okula başlamadan öğrenilenlerin beyni şekillendirdiğine
B) Anaokulunda çocuklara seçenekler sunulması gerektiğine
C) Zamanında eğitilmeyen beyinde olumlu gelişmelerin müm-
kün olmayacağına
D) Çocuğun zihinsel gelişiminin zaman zaman daha da hız-
Handığına
Başarılı meslek seçimlerinin çocuk yaşta alınan kararlara
bağlı olduğuna
X
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
in. Her- hoşça tlar da duygu- ya kal- kişisel herme kıl ve Bütün orta- li bir han- Tandem Yayınları Maratona Devam 35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Çocuğun yetişmesine anaokulundan itibaren yön vermek ve hayal dünyasını geliştirmesi, zevk duyduğu şeyleri keşfetme- si için çocuğa çeşitli olanaklar tanımak gerekiyor. Uzmanlar, okul öncesinde edinilen deneyimlerin, çocukların beyinlerini hamur gibi yoğurduğunu söylüyor. Ayrıca çocukların belirli ye- tenek ve becerilerinin temellerini attıkları özel "zaman pence- releri" olduğunu belirtiyor. Bu "zaman pencereleri'nde alınan bilginin niceliği ve niteliği, beyindeki sinirsel yapıların birbiriy- le bağlanma yoğunluğunu ve işlevlerini belirliyor; farklı beyin bölgeleri arasında, gelecek yaşamda kullanabileceği "bilgi yol- ları" oluşturuyor. Yani hareket, görme, müzik, konuşma ve duy- gusal alanlardaki beceriler; bu dönemlerde daha çabuk gelişi- yor. Bu pencereler, yaş gününe eklenen her mum sayısıyla birlikte yavaş yavaş tekrar kapanıyor. Sinir hücreleri bağlan- ma işlemini doğru zaman diliminde başaramadığı takdirde dö- nülmez bir yola girilmiş oluyor. 35. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Okula başlamadan öğrenilenlerin beyni şekillendirdiğine B) Anaokulunda çocuklara seçenekler sunulması gerektiğine C) Zamanında eğitilmeyen beyinde olumlu gelişmelerin müm- kün olmayacağına D) Çocuğun zihinsel gelişiminin zaman zaman daha da hız- Handığına Başarılı meslek seçimlerinin çocuk yaşta alınan kararlara bağlı olduğuna X
anlarında. (IV) Rus gerçekçileri, romanlarında daha
lumun görünümünü yansıtmaya çalışmışlardır.
n eserlerinde aşk, daima ikinci planda kalmış
u yansıtmanın bir aracı olarak görülmüştür.
le Rus gerçekçileri her zaman duygudan
bir imaj cizmiştir, okuyucunun zihninde.
u durum onların başarısız olduğu anlamı-
Bu parça ikiye ayrılmak istense ikinci paragraf nu-
maralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II
B) III C) IV
D) V E) VI
(1) Tartışma, bir konu hakkında tarafların fikir alışve-
rişinde bulunmasına verilen addır. (II) Ne var ki tanık
olduğumuz tartışmalardan sonra bırakın her fikre saygı
duymayı, tahammülsüzlük, nezaketsizlik hat safhada.
(III) Hâlbuki konuşmanın, tartışmanın bir adabı vardır.
(IV) Söz kesmek, gereksiz yere yüksek sesle konuş-
mak kesinlikle bu adabın sınırları içinde görülemez. (V)
Bunların yerine anlayarak dinlemek, varsa eksik nokta-
ları tamamlamak gerekir. (VI) Bir tartışmadan umulan
fayda da ancak bu şekilde sağlanabilir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
den sonra "Bir tartışmada taraflar her fikri saygıyla
karşılayarak kendi görüşlerini öne sürmelidir." cümlesi
getirilebilir?
ALI
BXII
& III
D)
E) V
Hiçbir edebî eserin duygu içermediği, kalbe seslenme-
diği söylenemez ancak her eserdeki duygu yoğunluğu
da bir değildir. Orhan Kemal'in romanlarını ele alalım:
Toplumun emekçilerini işlemiştir Orhan Kemal. Evet,
kimi zaman bu emekçilerin hâllerine üzülürüz ama bizi
asıl düşündüren bu emekçilerin özelinden hareketle
nrlesmis aksaklıklardır. Okuma-
YAYIN DENİZİ
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
anlarında. (IV) Rus gerçekçileri, romanlarında daha lumun görünümünü yansıtmaya çalışmışlardır. n eserlerinde aşk, daima ikinci planda kalmış u yansıtmanın bir aracı olarak görülmüştür. le Rus gerçekçileri her zaman duygudan bir imaj cizmiştir, okuyucunun zihninde. u durum onların başarısız olduğu anlamı- Bu parça ikiye ayrılmak istense ikinci paragraf nu- maralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI (1) Tartışma, bir konu hakkında tarafların fikir alışve- rişinde bulunmasına verilen addır. (II) Ne var ki tanık olduğumuz tartışmalardan sonra bırakın her fikre saygı duymayı, tahammülsüzlük, nezaketsizlik hat safhada. (III) Hâlbuki konuşmanın, tartışmanın bir adabı vardır. (IV) Söz kesmek, gereksiz yere yüksek sesle konuş- mak kesinlikle bu adabın sınırları içinde görülemez. (V) Bunların yerine anlayarak dinlemek, varsa eksik nokta- ları tamamlamak gerekir. (VI) Bir tartışmadan umulan fayda da ancak bu şekilde sağlanabilir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin- den sonra "Bir tartışmada taraflar her fikri saygıyla karşılayarak kendi görüşlerini öne sürmelidir." cümlesi getirilebilir? ALI BXII & III D) E) V Hiçbir edebî eserin duygu içermediği, kalbe seslenme- diği söylenemez ancak her eserdeki duygu yoğunluğu da bir değildir. Orhan Kemal'in romanlarını ele alalım: Toplumun emekçilerini işlemiştir Orhan Kemal. Evet, kimi zaman bu emekçilerin hâllerine üzülürüz ama bizi asıl düşündüren bu emekçilerin özelinden hareketle nrlesmis aksaklıklardır. Okuma- YAYIN DENİZİ
ru Bankası
3. 19. yüzyılın ilk yarısında Amerika'nın en ünlü
bilimcileri arasında Samuel Morton isimli bir doktor
vardı. Philadelphia'da yaşıyor ve kafatası topluyor-
du. Tedarikçileri konusunda seçici değildi. Savaş
alanlarından toplanan ve katakomplardan çalınan,
suçlulara ait olan kafataslarına hayır demiyordu.
Bu kafataslarından en ünlüsü, suçlu olduğu için
Tasmanya'ya gönderilen (ve daha sonra başka
suçluları öldürüp yediği için asılan) bir İrlandalıya
aitti. Morton her kafatasına aynı işlemi uyguluyor-
du: İçini biber taneleriyle dolduruyor -daha sonra
kurşun iğne kullanmaya başlamıştı- sonra boşaltıp
hacmini saptıyordu.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
+
A) Karşılaştırma
B) Açıklama C) Örnekleme
D) Aşamalı durum
la
T
D) Sayısal veriler
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ru Bankası 3. 19. yüzyılın ilk yarısında Amerika'nın en ünlü bilimcileri arasında Samuel Morton isimli bir doktor vardı. Philadelphia'da yaşıyor ve kafatası topluyor- du. Tedarikçileri konusunda seçici değildi. Savaş alanlarından toplanan ve katakomplardan çalınan, suçlulara ait olan kafataslarına hayır demiyordu. Bu kafataslarından en ünlüsü, suçlu olduğu için Tasmanya'ya gönderilen (ve daha sonra başka suçluları öldürüp yediği için asılan) bir İrlandalıya aitti. Morton her kafatasına aynı işlemi uyguluyor- du: İçini biber taneleriyle dolduruyor -daha sonra kurşun iğne kullanmaya başlamıştı- sonra boşaltıp hacmini saptıyordu. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? + A) Karşılaştırma B) Açıklama C) Örnekleme D) Aşamalı durum la T D) Sayısal veriler