Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

38. Güçlü taklitçiler, taklitlerine kendi doğalarını koyarlar;
kendi fırça sürüşlerini, kendi söyleyişlerini... Öyle ki,
Shakespeare bile taklit ederdi; oyunlarından çoğu-
nun zamanındaki öbür oyunları andırması bundan-
dır. Hamlet'ten önce Hamlet'ler vardır, nasıl ki Le
Cid'den önce Le Cid'ler varsa. Bununla birlikte dâhi
bir taklitçi, eserine kendi damgasını basmanın bir yo-
lunu bulur.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Taklit, sanatçıyı başarıya ulaştırır.
B) İyi sanatçılar, iyi birer taklitçidirler.
C) Büyük sanatçılar, taklitle işe başlasalar bile öz-
gün olmayı başarabilmişlerdir.
D) Taklit etmek, sanatçıyı özgünlükten uzaklaştırır.
E) Sanatçı, taklit ettiği yapıta yaklaştığı ölçüde ba-
şarılı olur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
38. Güçlü taklitçiler, taklitlerine kendi doğalarını koyarlar; kendi fırça sürüşlerini, kendi söyleyişlerini... Öyle ki, Shakespeare bile taklit ederdi; oyunlarından çoğu- nun zamanındaki öbür oyunları andırması bundan- dır. Hamlet'ten önce Hamlet'ler vardır, nasıl ki Le Cid'den önce Le Cid'ler varsa. Bununla birlikte dâhi bir taklitçi, eserine kendi damgasını basmanın bir yo- lunu bulur. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A) Taklit, sanatçıyı başarıya ulaştırır. B) İyi sanatçılar, iyi birer taklitçidirler. C) Büyük sanatçılar, taklitle işe başlasalar bile öz- gün olmayı başarabilmişlerdir. D) Taklit etmek, sanatçıyı özgünlükten uzaklaştırır. E) Sanatçı, taklit ettiği yapıta yaklaştığı ölçüde ba- şarılı olur.
1
31. Tanzimat'tan bu yana Doğu ile Batı arasında mut-
laka bir seçim yapmak zorundaymışız gibi davranı
yoruz. Kendi kültüründen utanan ve bunu düzeltil
mesi gereken bir gericilik olarak algılayan kendince
seçkin (!) bir kitle var. Hem siyasi hem sivil uzantısı
olan bu kesim kendi toplumuyla ne kadar barışık?
Aydınlar ve aydın geçinenler kendi toplumunu yete-
rince tanımıyor. Bu acı durum maalesef edebiyatçıla
rımız için de geçerli.
Bu parçada ağır basan anlatım biçimi aşağıdaki.
lerden hangisidir?
A) Betimleyici anlatım
C) Öyküleyici anlatım
B) Açıklayıcı anlatım
D) Tartışmacı anlatım
E) Kanıtlayıcı anlatım
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1 31. Tanzimat'tan bu yana Doğu ile Batı arasında mut- laka bir seçim yapmak zorundaymışız gibi davranı yoruz. Kendi kültüründen utanan ve bunu düzeltil mesi gereken bir gericilik olarak algılayan kendince seçkin (!) bir kitle var. Hem siyasi hem sivil uzantısı olan bu kesim kendi toplumuyla ne kadar barışık? Aydınlar ve aydın geçinenler kendi toplumunu yete- rince tanımıyor. Bu acı durum maalesef edebiyatçıla rımız için de geçerli. Bu parçada ağır basan anlatım biçimi aşağıdaki. lerden hangisidir? A) Betimleyici anlatım C) Öyküleyici anlatım B) Açıklayıcı anlatım D) Tartışmacı anlatım E) Kanıtlayıcı anlatım
2015-YGS/Türkçe
20 Başrol oynamak önemli miydi derseniz benim için
önemli değildi. Şehir Tiyatrosu'nda çalışırken sinemayı
hiç önemsemiyordum. Arada ek iş olsun diye, sinemada
figüran rollerine çok çıktım. Dans eden kalabalığın
arasında, kahvede oturan, mafya liderinin dövdüğü biri...
Arzu Film'de 1975 yılında Hababam Sınıfı'nda Badi
Ekrem'i oynamamla birlikte yepyeni bir dönem başladı.
Ilk başrol teklifi de geldi Ertem Eğilmez'den. Benden
kırsal kesimdeki uyanık adam tiplemesini başrolde
canlandırmami istedi. Ben de sadece istediğim
projelerde yer alacağımı söyledim. Namuslu filmi de
öyle çıktı. Ondan sonrası da geldi; Değirmen, Muhsin
Bey, Selamsız Bandosu ve Eşkiya'ya kadar...
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Amaç-sonuç ilişkisi
C) Eksiltili cümle
B) Öyküleme
D) Benzetme
E) Devrik cümle
21 Artık çoğu şeyin arasında fark kalmadığından mı yoksa
farkları göreceğimizden emin olmadıklarından mı nedir,
çoktandır dergilerde, benzer iki resim arasındaki yedi
farkı bulmamızı istemiyor kimse bizden. Oysa biz,
birbirinin aynı görünen iki resme baktığımızda,
"Aralarında bir fark yok!" deyip geçmez, farkları bulup
çıkarır, neşeyle çıktığımız basamakların bizi götürdüğü
yerde bir cümlenin altını çizerdik: Benzerlikler yanıltır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
Varde?
22.
23.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2015-YGS/Türkçe 20 Başrol oynamak önemli miydi derseniz benim için önemli değildi. Şehir Tiyatrosu'nda çalışırken sinemayı hiç önemsemiyordum. Arada ek iş olsun diye, sinemada figüran rollerine çok çıktım. Dans eden kalabalığın arasında, kahvede oturan, mafya liderinin dövdüğü biri... Arzu Film'de 1975 yılında Hababam Sınıfı'nda Badi Ekrem'i oynamamla birlikte yepyeni bir dönem başladı. Ilk başrol teklifi de geldi Ertem Eğilmez'den. Benden kırsal kesimdeki uyanık adam tiplemesini başrolde canlandırmami istedi. Ben de sadece istediğim projelerde yer alacağımı söyledim. Namuslu filmi de öyle çıktı. Ondan sonrası da geldi; Değirmen, Muhsin Bey, Selamsız Bandosu ve Eşkiya'ya kadar... Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Amaç-sonuç ilişkisi C) Eksiltili cümle B) Öyküleme D) Benzetme E) Devrik cümle 21 Artık çoğu şeyin arasında fark kalmadığından mı yoksa farkları göreceğimizden emin olmadıklarından mı nedir, çoktandır dergilerde, benzer iki resim arasındaki yedi farkı bulmamızı istemiyor kimse bizden. Oysa biz, birbirinin aynı görünen iki resme baktığımızda, "Aralarında bir fark yok!" deyip geçmez, farkları bulup çıkarır, neşeyle çıktığımız basamakların bizi götürdüğü yerde bir cümlenin altını çizerdik: Benzerlikler yanıltır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi Varde? 22. 23.
1.
(1) Ülkemizde uzun zamandan beri toplum olarak sanat
dersleri hakkındaki genel kanı "Olmasa da olur." şeklindedir.
Bu sebepler genel olarak dört başlık altında toplanabilir.
(H) Bunlar; eğitim sisteminden kaynaklanan sebepler, öğ-
retmen ve öğrenciden kaynaklanan sebepler, sosyokültürel
çevreden kaynaklanan sebepler ve okul idaresinden kay-
naklanan sebepler olarak sıralanabilir. (V) Velinin bu konu-
daki tutumunu anlamak pek de mümkün olmamaktadır. Bu
çalışmada genel olarak yukarıda belirtilen sebepler çerçeve-
sinde ülkemizdeki ilk ve orta öğretim kurumlarında sanat eğiti-
mine olan ilgisizliğin nedenleri araştırılmıştır. (VI) Araştırmada
betimsel tarama modeli kullanılmıştır. (VII) Veriler, doküman
incelemesi ve anket yoluyla elde edilmiştir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün-
cenin akışını bozmaktadır?
B) III
CHV
DIV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. (1) Ülkemizde uzun zamandan beri toplum olarak sanat dersleri hakkındaki genel kanı "Olmasa da olur." şeklindedir. Bu sebepler genel olarak dört başlık altında toplanabilir. (H) Bunlar; eğitim sisteminden kaynaklanan sebepler, öğ- retmen ve öğrenciden kaynaklanan sebepler, sosyokültürel çevreden kaynaklanan sebepler ve okul idaresinden kay- naklanan sebepler olarak sıralanabilir. (V) Velinin bu konu- daki tutumunu anlamak pek de mümkün olmamaktadır. Bu çalışmada genel olarak yukarıda belirtilen sebepler çerçeve- sinde ülkemizdeki ilk ve orta öğretim kurumlarında sanat eğiti- mine olan ilgisizliğin nedenleri araştırılmıştır. (VI) Araştırmada betimsel tarama modeli kullanılmıştır. (VII) Veriler, doküman incelemesi ve anket yoluyla elde edilmiştir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? B) III CHV DIV
5.
pis
(1) Eleştirmenler bazen eserleri değerlendirirken yanlış bir is
ilkeye saplanırlar. (II) Derler ki eser kendi çağının, okurunun u
beklentilerini yerine getirebiliyorsa başarılıdır; biz onu bugün i
açısından yargılamalıyız. (III) Bu görüş bir bakıma doğrudur n
da aslında. (IV) Biz eseri bugünün değil de kendi çağının
ölçülerine göre değerlendirelim dersek tam bir çelişkiye dü-
şeriz. (V) Hâlbuki bir eser sadece kendi çağı için yazılmaz;
bütün çağlara, bütün insanlara söyleyeceği bir şeyleri olmalı)
onun.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün-
genin akışını bozmaktadır?
A) V
B 11
J
DYÍV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. pis (1) Eleştirmenler bazen eserleri değerlendirirken yanlış bir is ilkeye saplanırlar. (II) Derler ki eser kendi çağının, okurunun u beklentilerini yerine getirebiliyorsa başarılıdır; biz onu bugün i açısından yargılamalıyız. (III) Bu görüş bir bakıma doğrudur n da aslında. (IV) Biz eseri bugünün değil de kendi çağının ölçülerine göre değerlendirelim dersek tam bir çelişkiye dü- şeriz. (V) Hâlbuki bir eser sadece kendi çağı için yazılmaz; bütün çağlara, bütün insanlara söyleyeceği bir şeyleri olmalı) onun. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- genin akışını bozmaktadır? A) V B 11 J DYÍV E) V
11. (1) Kültürel yaşamın vazgeçmezlerinden
olan edebiyat dün-
yasında yazara kutsal ve dokunulmaz bir yaratık atfedilirken
çevirmen fazla önemli olmayan ikinci derece bir işle meşgul
kişi olarak nitelendirilmiştir. (II) Çevirmenler dünyanın her ta-
rafında bir yazar kadar değer görmeli bence. (III) Oysa kültür
aktarımını sağlayan en önemli mesleklerden birisidir çevir-
menlik. (IV) Çeviri, özellikle de zorlu metinlerin çevirisi ciddi
emek, zaman, birikim ve yeri geldiğinde yaratıcılık isteyen
bir iştir. (V) Durum böyleyken okurlar, ellerindeki çeviri met-
nini, orijinal metnin yazarınca yazılmış gibi değerlendiriyor.
(VI) Çevirmenin varlığı yalnızca kötü çevirilerde hatırlanıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır?
B) III
(C)
D) V
E) VI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. (1) Kültürel yaşamın vazgeçmezlerinden olan edebiyat dün- yasında yazara kutsal ve dokunulmaz bir yaratık atfedilirken çevirmen fazla önemli olmayan ikinci derece bir işle meşgul kişi olarak nitelendirilmiştir. (II) Çevirmenler dünyanın her ta- rafında bir yazar kadar değer görmeli bence. (III) Oysa kültür aktarımını sağlayan en önemli mesleklerden birisidir çevir- menlik. (IV) Çeviri, özellikle de zorlu metinlerin çevirisi ciddi emek, zaman, birikim ve yeri geldiğinde yaratıcılık isteyen bir iştir. (V) Durum böyleyken okurlar, ellerindeki çeviri met- nini, orijinal metnin yazarınca yazılmış gibi değerlendiriyor. (VI) Çevirmenin varlığı yalnızca kötü çevirilerde hatırlanıyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? B) III (C) D) V E) VI
sinde
iğiyle
natan
iste-
in şi-
n hiç
dolu-
lik...
bah-
SI...
aki-
ara
an-
3. Başrol oynamak önemli miydi, derseniz benim
için önemli değildir. Şehir Tiyatrosunda çalışırken
sinemayı hiç önemsemiyordum. Arada ek iş ol-
sun diye sinemada figüran rollerine çok çıktım.
Dans eden kalabalığın arasında, kahvede oturan,
mafya liderinin dövdüğü biri... Arzu Film'de 1975
yılında Hababam Sınıfı'nda Badi Ekrem'i oyna-
mamla birlikte yepyeni bir dönem başladı. İlk baş-
rol teklifi de geldi Ertem Eğilmez'den. Benden kır-
sal kesimdeki uyanık adam tiplemesini başrolde
canlandırmamı istedi. Ben de sadece istediğim
projelerde yer alacağımı söyledim. Namuslu filmi
de öyle çıktı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
gisl yoktur?
A
AVÖyküleme
C) Pekiştirme
B) Öznellik
D) Devrik-eümle
E) Benzetme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
sinde iğiyle natan iste- in şi- n hiç dolu- lik... bah- SI... aki- ara an- 3. Başrol oynamak önemli miydi, derseniz benim için önemli değildir. Şehir Tiyatrosunda çalışırken sinemayı hiç önemsemiyordum. Arada ek iş ol- sun diye sinemada figüran rollerine çok çıktım. Dans eden kalabalığın arasında, kahvede oturan, mafya liderinin dövdüğü biri... Arzu Film'de 1975 yılında Hababam Sınıfı'nda Badi Ekrem'i oyna- mamla birlikte yepyeni bir dönem başladı. İlk baş- rol teklifi de geldi Ertem Eğilmez'den. Benden kır- sal kesimdeki uyanık adam tiplemesini başrolde canlandırmamı istedi. Ben de sadece istediğim projelerde yer alacağımı söyledim. Namuslu filmi de öyle çıktı. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- gisl yoktur? A AVÖyküleme C) Pekiştirme B) Öznellik D) Devrik-eümle E) Benzetme
sillo
19. (1) Modern şiir, en önemli kırılmayı şiir dili bağlamında
yaşadı. (II) Klasik şiirin dili, anlam iletici nitelikteyken bu
dil parçalanıp anlam kurucu niteliğe büründü. (III) Baş-
ka bir deyişle dil, iletişim dilinden koparak dil içinde dil
olma yolunda önemli gelişmeler gösterdi. (IV) Böylece
dil, imge kurucu nitelikler kazandı. (V) Dil dizgesinin bo-
zulmadan ve uzlaşılmış göstergeler olarak kullanılması
şiir için oldukça riskli bir yöntemdir. (VI) İmge üzerinden
anlam kuruculuğa yönelen dille de kelimeler kendi an-
lamlarının dışında yeni anlamlar kazanmış oldu. (VII) Bu
eh şekilde şair de dış dünyayı, nesneleri, eşyayı, insanı ye-
niden kurup ifade etme olanağı buldu.
ame Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
parçadaki düşünce akışını bozmaktadır?
velo dignid
A) II
C) IV
B) III
SAVIUS) id suso (0
D) V
od nopus (3
E) VI
TYT Deneme Sınavı - 01
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
sillo 19. (1) Modern şiir, en önemli kırılmayı şiir dili bağlamında yaşadı. (II) Klasik şiirin dili, anlam iletici nitelikteyken bu dil parçalanıp anlam kurucu niteliğe büründü. (III) Baş- ka bir deyişle dil, iletişim dilinden koparak dil içinde dil olma yolunda önemli gelişmeler gösterdi. (IV) Böylece dil, imge kurucu nitelikler kazandı. (V) Dil dizgesinin bo- zulmadan ve uzlaşılmış göstergeler olarak kullanılması şiir için oldukça riskli bir yöntemdir. (VI) İmge üzerinden anlam kuruculuğa yönelen dille de kelimeler kendi an- lamlarının dışında yeni anlamlar kazanmış oldu. (VII) Bu eh şekilde şair de dış dünyayı, nesneleri, eşyayı, insanı ye- niden kurup ifade etme olanağı buldu. ame Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi parçadaki düşünce akışını bozmaktadır? velo dignid A) II C) IV B) III SAVIUS) id suso (0 D) V od nopus (3 E) VI TYT Deneme Sınavı - 01
de değer
2.
Test
Y Toplumun her kesimi, kendilerini modaya uymak zorunda
hissetmiştir.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız I
D) I ve II
B) Yalnız II
E) Il ve
C) Yalnız III
Suna Abaç'ın resimlerinde figür ve mekân ögelerine ait biçimle-
rin doğal biçimlerden farklı olduğu görülür. Bu durum, sanatsal
doğruların düş dünyasında arandığını göstermektedir. Mimar
olarak uzun yıllar çalışan Abaç'ın resimlerinde, düşsel tasarım-
ların incelikle yapıldığı anlaşılmaktadır. Minyatürden ve süsleme
sanatlarından esinlenerek oluşturduğu resimlerinde sade bir an-
latima ulaşan sanatçının, neşe duygusuna büyük önem verdiği
gözlenmektedir. Genellikle bir restoranda, vapurda ya da balon-
da gördüğümüz figürlerde hafif bir tebessüm vardır.
Bu parçadan Suna Abaç ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangi-
si çıkarılamaz?
A) Resimlerinde çeşitli sanatlardan yararlandığı
B) Eserlerinde titiz bir çalışma yürüttüğü
C) Resimlerinde genellikle belli bir duygunun öne çıktığı
D) Mimarlık yapmasının sanatına büyük katkılar sağladığı
E Resimlerinde sanatsallığı hayali ögelerle sağlamaya çalıştığı
4.
AR
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
de değer 2. Test Y Toplumun her kesimi, kendilerini modaya uymak zorunda hissetmiştir. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II E) Il ve C) Yalnız III Suna Abaç'ın resimlerinde figür ve mekân ögelerine ait biçimle- rin doğal biçimlerden farklı olduğu görülür. Bu durum, sanatsal doğruların düş dünyasında arandığını göstermektedir. Mimar olarak uzun yıllar çalışan Abaç'ın resimlerinde, düşsel tasarım- ların incelikle yapıldığı anlaşılmaktadır. Minyatürden ve süsleme sanatlarından esinlenerek oluşturduğu resimlerinde sade bir an- latima ulaşan sanatçının, neşe duygusuna büyük önem verdiği gözlenmektedir. Genellikle bir restoranda, vapurda ya da balon- da gördüğümüz figürlerde hafif bir tebessüm vardır. Bu parçadan Suna Abaç ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- si çıkarılamaz? A) Resimlerinde çeşitli sanatlardan yararlandığı B) Eserlerinde titiz bir çalışma yürüttüğü C) Resimlerinde genellikle belli bir duygunun öne çıktığı D) Mimarlık yapmasının sanatına büyük katkılar sağladığı E Resimlerinde sanatsallığı hayali ögelerle sağlamaya çalıştığı 4. AR
TYT / Türkçe
29. Kaya kartalları eşleriyle birlikte yaşar. Her çiftin kendi bölgesi
vardır. Bu bölgeye başka bir yırtıcı kuşun girmesine izin ver-
mezler. Girenlere saldırarak onları uzaklaştırırlar. Bu bölge
onların hem yuvalarının bulunduğu hem de avlandıkları yerdir.
Dişi kaya kartalı genellikle bir seferde iki yumurta bırakır. Yu-
murtalardan 40-45 gün sonra yavrular çıkar. Kabarık beyaz
tüylü yavruları, anne ve baba birlikte besleyip büyütür.
Uçmayı öğrendiklerinde yuvadan ayrılarak yuvaya yakın bir
yerde yaşamaya başlarlar. Bu süreçte anne ve babalarından
avlanmayı öğrenirler. Sonra da onlardan ayrılıp kendilerine bir
bölge edinirler.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Yavruların avlanma süreleri bulundukları bölgeye bağlıdır
B) Yavrular, yırtıcı kuşlardan anne ve babalarının yardımıyla
korunur
Yavruların uçuş bölgeleri her zaman güvenli olmayabilir
D) Yavrular yaklaşık 11 haftalık olunca ilk uçuş denemeleri
başlar
Yavruların çıktığı yumurtalar farklı büyüklükte olabilir
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT / Türkçe 29. Kaya kartalları eşleriyle birlikte yaşar. Her çiftin kendi bölgesi vardır. Bu bölgeye başka bir yırtıcı kuşun girmesine izin ver- mezler. Girenlere saldırarak onları uzaklaştırırlar. Bu bölge onların hem yuvalarının bulunduğu hem de avlandıkları yerdir. Dişi kaya kartalı genellikle bir seferde iki yumurta bırakır. Yu- murtalardan 40-45 gün sonra yavrular çıkar. Kabarık beyaz tüylü yavruları, anne ve baba birlikte besleyip büyütür. Uçmayı öğrendiklerinde yuvadan ayrılarak yuvaya yakın bir yerde yaşamaya başlarlar. Bu süreçte anne ve babalarından avlanmayı öğrenirler. Sonra da onlardan ayrılıp kendilerine bir bölge edinirler. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Yavruların avlanma süreleri bulundukları bölgeye bağlıdır B) Yavrular, yırtıcı kuşlardan anne ve babalarının yardımıyla korunur Yavruların uçuş bölgeleri her zaman güvenli olmayabilir D) Yavrular yaklaşık 11 haftalık olunca ilk uçuş denemeleri başlar Yavruların çıktığı yumurtalar farklı büyüklükte olabilir
har
23. - 25. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Bir araştırmaya göre, insanlar açıklanması mümkün
olmayan bir durumla karşılaştıklarında beyinleri,
çevrelerinde anlam verebilecekleri başka bir yapı arıyor.
Araştırmacılar, anlamı, kişinin başvuru çevresi içinde
alışık olduğu bir eşleşme olarak tanımlıyor. Örneğin
ateş, aşırı sıcaklıkla özdeşleşmiş bir kavram. Ama
parmağımızı ateşe sokup da donduğunu hissetmek, bu
yerleşik anlam içinde bir tehdit oluşturuyor. Proulx da
"Bu, insanları çok rahatsız edici bir deneyim olur, çünkü
mantığa aykırıdır." diyor. Çalışmayı yürüten
araştırmacılar, bir grup denekten Kafka'nın bir dizi
saçma olaylar üzerine kurulu Kasaba Doktoru kitabının
kısaltılmış ve biraz da değiştirilmiş bir biçimini
İkinci bir gruba ise
yeniden yazılarak olayların ve anlatımın mantıklı hâle
getirilmiş olduğu başka bir biçimi verilmiş. Daha sonra
deneklere içlerinde gizli örüntüler bulunan bir test
uygulanmış. Kendilerinden, diziler içinde benzer
örüntüler bulunanları işaretlemeleri istenmiş. Proulx,
"Saçma hikâyeyi okuyanların daha çok dizi
işaretledikleri belirgin biçimde ortaya çıktı. Belli ki bir
yapı bulmaya güdülenmişlerdi. Daha da önemlisi
hikâyenin normalleştirilmiş biçimini okuyanlara kıyasla
daha doğru işaretleme yapmış olmaları, örüntüyü
ötekilerden daha iyi öğrenmiş olduklarını gösteriyor."
diyor.
24.
Kafka'nın Kasaba Doktoru
Daha önce yapılan benzer araştırmalardan farkına
III. Kaç tane denek grubu kullanıldığına (2)
Bu parçada yukarıdakilerden hangilerine
değinilmemiştir?
A) Yalnız I
O
ve Il
BYalnız II
1. i
B) Aynı metnin farklı yapıları
etkisini incelan
hikâyesinin içeriğine (somo
day...)
C) Yalnız III
E) II ve III
25. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılan deneyi
yapan araştırmacıların hedeflerinden biri olamaz?
A) Kolay ve zor örüntülerin dikkate etkisini araştırmak
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
har 23. - 25. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bir araştırmaya göre, insanlar açıklanması mümkün olmayan bir durumla karşılaştıklarında beyinleri, çevrelerinde anlam verebilecekleri başka bir yapı arıyor. Araştırmacılar, anlamı, kişinin başvuru çevresi içinde alışık olduğu bir eşleşme olarak tanımlıyor. Örneğin ateş, aşırı sıcaklıkla özdeşleşmiş bir kavram. Ama parmağımızı ateşe sokup da donduğunu hissetmek, bu yerleşik anlam içinde bir tehdit oluşturuyor. Proulx da "Bu, insanları çok rahatsız edici bir deneyim olur, çünkü mantığa aykırıdır." diyor. Çalışmayı yürüten araştırmacılar, bir grup denekten Kafka'nın bir dizi saçma olaylar üzerine kurulu Kasaba Doktoru kitabının kısaltılmış ve biraz da değiştirilmiş bir biçimini İkinci bir gruba ise yeniden yazılarak olayların ve anlatımın mantıklı hâle getirilmiş olduğu başka bir biçimi verilmiş. Daha sonra deneklere içlerinde gizli örüntüler bulunan bir test uygulanmış. Kendilerinden, diziler içinde benzer örüntüler bulunanları işaretlemeleri istenmiş. Proulx, "Saçma hikâyeyi okuyanların daha çok dizi işaretledikleri belirgin biçimde ortaya çıktı. Belli ki bir yapı bulmaya güdülenmişlerdi. Daha da önemlisi hikâyenin normalleştirilmiş biçimini okuyanlara kıyasla daha doğru işaretleme yapmış olmaları, örüntüyü ötekilerden daha iyi öğrenmiş olduklarını gösteriyor." diyor. 24. Kafka'nın Kasaba Doktoru Daha önce yapılan benzer araştırmalardan farkına III. Kaç tane denek grubu kullanıldığına (2) Bu parçada yukarıdakilerden hangilerine değinilmemiştir? A) Yalnız I O ve Il BYalnız II 1. i B) Aynı metnin farklı yapıları etkisini incelan hikâyesinin içeriğine (somo day...) C) Yalnız III E) II ve III 25. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılan deneyi yapan araştırmacıların hedeflerinden biri olamaz? A) Kolay ve zor örüntülerin dikkate etkisini araştırmak
İlkbahar
23. - 25. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Bir araştırmaya göre, insanlar açıklanması mümkün
olmayan bir durumla karşılaştıklarında beyinleri,
çevrelerinde anlam verebilecekleri başka bir yapı arıyor.
Araştırmacılar, anlamı, kişinin başvuru çevresi içinde
alışık olduğu bir eşleşme olarak tanımlıyor. Örneğin
ateş, aşırı sıcaklıkla özdeşleşmiş bir kavram. Ama
parmağımızı ateşe sokup da donduğunu hissetmek, bu
yerleşik anlam içinde bir tehdit oluşturuyor. Proulx da
"Bu, insanları çok rahatsız edici bir deneyim olur, çünkü
mantığa aykırıdır." diyor. Çalışmayı yürüten
araştırmacılar, bir grup denekten Kafka'nın bir dizi
saçma olaylar üzerine kurulu Kasaba Doktoru kitabının
kısaltılmış ve biraz da değiştirilmiş bir biçimini
okumalarını İkinci bir ise aynı kitabın,
yeniden yazılarak olayların ve anlatımın mantıklı hâle
getirilmiş olduğu başka bir biçimi verilmiş. Daha sonra
deneklere içlerinde gizli örüntüler bulunan bir test
uygulanmış. Kendilerinden, diziler içinde benzer
örüntüler bulunanları işaretlemeleri istenmiş. Proulx,
"Saçma hikâyeyi okuyanların daha çok dizi
işaretledikleri belirgin biçimde ortaya çıktı. Belli ki bir
yapı bulmaya güdülenmişlerdi. Daha da önemlisi
hikâyenin normalleştirilmiş biçimini okuyanlara kıyasla
daha doğru işaretleme yapmış olmaları, örüntüyü
ötekilerden daha iyi öğrenmiş olduklarını gösteriyor"
diyor.
24.
X. Kafka'nın Kasaba Doktoru hikâyesinin içeriğine (samo
Daha önce yapılan benzer araştırmalardan farkına
III. Kaç tane denek grubu kullanıldığına (2)
Bu parçada yukarıdakilerden hangilerine
değinilmemiştir?
day...)
A) Yalnız !
I ve II
Yalnız II
B) Aynı metnin farklı
etkisin
C) Yalnız III
E) II ve III
25. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılan deneyi
yapan araştırmacıların hedeflerinden biri olamaz?
A) Kolay ve zor örüntülerin dikkate etkisini araştırmak
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
İlkbahar 23. - 25. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bir araştırmaya göre, insanlar açıklanması mümkün olmayan bir durumla karşılaştıklarında beyinleri, çevrelerinde anlam verebilecekleri başka bir yapı arıyor. Araştırmacılar, anlamı, kişinin başvuru çevresi içinde alışık olduğu bir eşleşme olarak tanımlıyor. Örneğin ateş, aşırı sıcaklıkla özdeşleşmiş bir kavram. Ama parmağımızı ateşe sokup da donduğunu hissetmek, bu yerleşik anlam içinde bir tehdit oluşturuyor. Proulx da "Bu, insanları çok rahatsız edici bir deneyim olur, çünkü mantığa aykırıdır." diyor. Çalışmayı yürüten araştırmacılar, bir grup denekten Kafka'nın bir dizi saçma olaylar üzerine kurulu Kasaba Doktoru kitabının kısaltılmış ve biraz da değiştirilmiş bir biçimini okumalarını İkinci bir ise aynı kitabın, yeniden yazılarak olayların ve anlatımın mantıklı hâle getirilmiş olduğu başka bir biçimi verilmiş. Daha sonra deneklere içlerinde gizli örüntüler bulunan bir test uygulanmış. Kendilerinden, diziler içinde benzer örüntüler bulunanları işaretlemeleri istenmiş. Proulx, "Saçma hikâyeyi okuyanların daha çok dizi işaretledikleri belirgin biçimde ortaya çıktı. Belli ki bir yapı bulmaya güdülenmişlerdi. Daha da önemlisi hikâyenin normalleştirilmiş biçimini okuyanlara kıyasla daha doğru işaretleme yapmış olmaları, örüntüyü ötekilerden daha iyi öğrenmiş olduklarını gösteriyor" diyor. 24. X. Kafka'nın Kasaba Doktoru hikâyesinin içeriğine (samo Daha önce yapılan benzer araştırmalardan farkına III. Kaç tane denek grubu kullanıldığına (2) Bu parçada yukarıdakilerden hangilerine değinilmemiştir? day...) A) Yalnız ! I ve II Yalnız II B) Aynı metnin farklı etkisin C) Yalnız III E) II ve III 25. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılan deneyi yapan araştırmacıların hedeflerinden biri olamaz? A) Kolay ve zor örüntülerin dikkate etkisini araştırmak
2
en
ve
col-
Bu
a-
a-
3-
1-
7
170
4. Her şey nasıl da farklı gözüküyor bugün! Önceden
dikkat etmediğim ufacık şeylerin bile tadına varı-
yorum. Örneğin bir serçenin uçuşunu imrenerek
izliyorum, incecik beyaz bir buluta dakikalarca ta-
kılıp kalıyor gözlerim. Vazodaki karanfiller daha bir
kırmızı, daha bir pembe, daha bir beyaz görünüyor
bu sabah. Her şey o denli güzel ki... Oysa zaman
zaman bunalır, ufak bir sıkıntıda, yaşama sevincimi
yitirirdim. Ne kadar da yanlışmış meğer!
Kendisinden böyle söz eden biri için aşağıdaki-
lerden hangisi söylenebilir?
A) Yaşadıklarının etkisiyle kötümser bir insan ol-
muştur. x
B) Olumsuzlukların gelip geçici olduğunu anlamıştır.
C) Mutluluğu hep gelecekte aramıştır.
D) Küçük şeylerle mutlu olunabileceğine inanma-
maktadır.
E) Kendisini eleştirirken acımasız davranmaktadır. X
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2 en ve col- Bu a- a- 3- 1- 7 170 4. Her şey nasıl da farklı gözüküyor bugün! Önceden dikkat etmediğim ufacık şeylerin bile tadına varı- yorum. Örneğin bir serçenin uçuşunu imrenerek izliyorum, incecik beyaz bir buluta dakikalarca ta- kılıp kalıyor gözlerim. Vazodaki karanfiller daha bir kırmızı, daha bir pembe, daha bir beyaz görünüyor bu sabah. Her şey o denli güzel ki... Oysa zaman zaman bunalır, ufak bir sıkıntıda, yaşama sevincimi yitirirdim. Ne kadar da yanlışmış meğer! Kendisinden böyle söz eden biri için aşağıdaki- lerden hangisi söylenebilir? A) Yaşadıklarının etkisiyle kötümser bir insan ol- muştur. x B) Olumsuzlukların gelip geçici olduğunu anlamıştır. C) Mutluluğu hep gelecekte aramıştır. D) Küçük şeylerle mutlu olunabileceğine inanma- maktadır. E) Kendisini eleştirirken acımasız davranmaktadır. X
10. (1) Görüyoruz, biliyoruz ki insanların aklı günden güne iler-
liyor, genişliyor. (II) Bugün kolayca başarabildiğimiz birçok
işi bundan önceki çağların en akıllı kimseleri dahi bulama-
mışlar, anlayamamışlardır. (III) Demek, bugünün aklı, dünkü
akıldan üstündür. (IV) Ama günümüz insanının bilgi bakı-
mindan; çözümleyici, yaratıcı, akıl bakımından dünkü insan-
dan üstün olduğu şüphe götürmez. (V) Bunu kabul edince
yarınki insanın da bilgi ve akıl bakımından bugünkü insan-
dan üstün olacağını kabul etmemiz gerekir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra "Bugünün aklı dünkünün eseri değildir, demiyorum;
dünün büyük adamları olmasaydı, onlar birtakım şeyleri ara-
yıp bulmamış olsalardı bugünün bilginleri, akıllı adamları da
başardıkları işleri başaramazlardı." cümlesi getirilirse an-
lamsal bütünlük sağlanmış olur?
AXI
B) 11
EXV
VIII
(D) IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
10. (1) Görüyoruz, biliyoruz ki insanların aklı günden güne iler- liyor, genişliyor. (II) Bugün kolayca başarabildiğimiz birçok işi bundan önceki çağların en akıllı kimseleri dahi bulama- mışlar, anlayamamışlardır. (III) Demek, bugünün aklı, dünkü akıldan üstündür. (IV) Ama günümüz insanının bilgi bakı- mindan; çözümleyici, yaratıcı, akıl bakımından dünkü insan- dan üstün olduğu şüphe götürmez. (V) Bunu kabul edince yarınki insanın da bilgi ve akıl bakımından bugünkü insan- dan üstün olacağını kabul etmemiz gerekir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Bugünün aklı dünkünün eseri değildir, demiyorum; dünün büyük adamları olmasaydı, onlar birtakım şeyleri ara- yıp bulmamış olsalardı bugünün bilginleri, akıllı adamları da başardıkları işleri başaramazlardı." cümlesi getirilirse an- lamsal bütünlük sağlanmış olur? AXI B) 11 EXV VIII (D) IV
29. Bir yazar olarak tercihim okura iç huzuru vermek
veya vermemek düşüncesinden çok, onu eğlendir-
mektir. Bazen uçan halı sererim öykünün tabanına
ve okur, gönlünce istediği yere gider; olayların akı-
şi gökyüzü gibi her an değişebilir, türlü sürprizlere
açıktır daima. Böylesi hoşuma gidiyor, çünkü hayal
gücü bir mağara gibidir, derinliğini bilmezsiniz ve
okuru, bu derinliğe kadar inebileceği konusunda kü-
çümsememek gerek. Asıl heyecan buradadır yani
bazen sonunu bilmek iyidir, bazen de sonunu bilme-
den yaşamak.
A
1
N
L
A
R
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin ce-
vabı yoktur?
A)Her öykünün varmak istediği bir yer mutlaka var-
dır, diyebilir miyiz?
BBir yazar olarak eserlerinizde endişeyi mi, heye-
canı mı uyandırmak istersiniz?
Bir öykünün sonunu bilmek, o öyküyü okuyanı
sakinleştirmektedir. Bazı öykülerinizin bu nitelik-
te olmadığını söyleyebilir misiniz?
D) Öykü bittiğinde kahramanın başına geleceklerle
ilgili okurun kafasında soru işaretleri kalıyor mu?
E) Öykü kahramanlarınız sevecen bir dille kendile-
rini sorgulamaktadır. Bu durum bireyin kendisine
ve dünyaya katlanabilmesinin bir yolu mudur?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
29. Bir yazar olarak tercihim okura iç huzuru vermek veya vermemek düşüncesinden çok, onu eğlendir- mektir. Bazen uçan halı sererim öykünün tabanına ve okur, gönlünce istediği yere gider; olayların akı- şi gökyüzü gibi her an değişebilir, türlü sürprizlere açıktır daima. Böylesi hoşuma gidiyor, çünkü hayal gücü bir mağara gibidir, derinliğini bilmezsiniz ve okuru, bu derinliğe kadar inebileceği konusunda kü- çümsememek gerek. Asıl heyecan buradadır yani bazen sonunu bilmek iyidir, bazen de sonunu bilme- den yaşamak. A 1 N L A R Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin ce- vabı yoktur? A)Her öykünün varmak istediği bir yer mutlaka var- dır, diyebilir miyiz? BBir yazar olarak eserlerinizde endişeyi mi, heye- canı mı uyandırmak istersiniz? Bir öykünün sonunu bilmek, o öyküyü okuyanı sakinleştirmektedir. Bazı öykülerinizin bu nitelik- te olmadığını söyleyebilir misiniz? D) Öykü bittiğinde kahramanın başına geleceklerle ilgili okurun kafasında soru işaretleri kalıyor mu? E) Öykü kahramanlarınız sevecen bir dille kendile- rini sorgulamaktadır. Bu durum bireyin kendisine ve dünyaya katlanabilmesinin bir yolu mudur?
2.
Ülkemizde özellikle son yıllarda bir olgular hormonlaşması
yaşanmış ve edebiyat da yeterince bundan payını almıştır.
"Edebiyatsız yazar" olgusu ise en dikkat çekici olanıdır. Yeni
bir yazar tipi türemiş ve bu tip, şiirden romana kadar değişik
türlerde ortalığa yayılmıştır. Pek tabiidir ki bunu "edebiyatsız
okur olgusu izlemiştir. Bir nevi "fast-food" okuyucu. Biçimleri
ve renkleri türdeştir bu yazarla okuyucunun. Lezzet değil,
karşılıklı tüketimdir ana bağlantıları. Ve bir kere iktidar oldu
mu o, kim ne diyebilir ki artık? Ortada bilimsel(!) ölçütler var
değil mi? Çok okunma, çok satma, şöhret, hayran kitlesi...
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han-
gisidir?
Ülkemizde edebiyatla ilgili bir nevi kavram kargaşası ya-
şandığı
Eserlerin edebî ölçütlerden çok popülaritesiyle değerlen-
dirildiği
İyi yazarların kendisini toplumdan uzak tutmaya çalıştığı
D) Son zamanlarda ülkemizde bir edebî türde patlama ya-
şandığı
E Son yıllarda okuyucu kitlesinin geçmişe göre artış gös-
terdiği
(1) Rom
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Ülkemizde özellikle son yıllarda bir olgular hormonlaşması yaşanmış ve edebiyat da yeterince bundan payını almıştır. "Edebiyatsız yazar" olgusu ise en dikkat çekici olanıdır. Yeni bir yazar tipi türemiş ve bu tip, şiirden romana kadar değişik türlerde ortalığa yayılmıştır. Pek tabiidir ki bunu "edebiyatsız okur olgusu izlemiştir. Bir nevi "fast-food" okuyucu. Biçimleri ve renkleri türdeştir bu yazarla okuyucunun. Lezzet değil, karşılıklı tüketimdir ana bağlantıları. Ve bir kere iktidar oldu mu o, kim ne diyebilir ki artık? Ortada bilimsel(!) ölçütler var değil mi? Çok okunma, çok satma, şöhret, hayran kitlesi... Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? Ülkemizde edebiyatla ilgili bir nevi kavram kargaşası ya- şandığı Eserlerin edebî ölçütlerden çok popülaritesiyle değerlen- dirildiği İyi yazarların kendisini toplumdan uzak tutmaya çalıştığı D) Son zamanlarda ülkemizde bir edebî türde patlama ya- şandığı E Son yıllarda okuyucu kitlesinin geçmişe göre artış gös- terdiği (1) Rom