Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

7.) Müthiş bir gerilim içinde olup bitti her şey. Romani bıraktığım
hâlde beni iten, kışkırtan, muhakkak yapacaksın dedirten
şey, dert içinde olmaktı. Bunda eski yayınevimle yaşadığım
sorunların da payı var. Çok iyi niyetliyken gitgide kötüleşme-
ye, kuşku duymaya başlıyorsunuz. Güven kaybına uğruyor-
sunuz. Kendi ahlakınızı kaybediyorsunuz yavaş yavaş. Ben
de kendime yabancılaşmaya, her şeye kuşkuyla bakmaya,
"Gene kim nerede aldatıyor beni acaba?" demeye başladım.
Bu duygu beni yazmaya itti.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak
söylenmiş olabilir?
A) Roman yazmaya neden uzun bir ara verdiniz?
B Yayınevinizle yaşadığınız sorun mu sizi roman yazmaya
itti?
C) Uzun bir aradan sonra yeniden roman yazmaya nasıl
niyet ettiniz?
D) Romandan uzak kalmayacağınızı nasıl anladınız?
E) Bir roman yazarı olarak uzun bir süre yazmaktan uzak
kalmak nasıl bir duygu?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7.) Müthiş bir gerilim içinde olup bitti her şey. Romani bıraktığım hâlde beni iten, kışkırtan, muhakkak yapacaksın dedirten şey, dert içinde olmaktı. Bunda eski yayınevimle yaşadığım sorunların da payı var. Çok iyi niyetliyken gitgide kötüleşme- ye, kuşku duymaya başlıyorsunuz. Güven kaybına uğruyor- sunuz. Kendi ahlakınızı kaybediyorsunuz yavaş yavaş. Ben de kendime yabancılaşmaya, her şeye kuşkuyla bakmaya, "Gene kim nerede aldatıyor beni acaba?" demeye başladım. Bu duygu beni yazmaya itti. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A) Roman yazmaya neden uzun bir ara verdiniz? B Yayınevinizle yaşadığınız sorun mu sizi roman yazmaya itti? C) Uzun bir aradan sonra yeniden roman yazmaya nasıl niyet ettiniz? D) Romandan uzak kalmayacağınızı nasıl anladınız? E) Bir roman yazarı olarak uzun bir süre yazmaktan uzak kalmak nasıl bir duygu?
bunların
ynı ruba-
ruza tam
in şık bi-
eskiden
yeniden
edilmek
yapının
önünden
den olsa
iyor. Her
yor, böy-
latılmak
Eleri, ori-
eriyle ol-
diğerin-
ması ve
tipa tip
onular-
ağıda-
önem-
nazım
ok faz-
nilince
minde
(1) Dickens, roman çağının yani yeni romanın in-
san hayatına yön verdiği, hükmettiği dönemin ya-
zarıdır. (II) O dönemde roman bir anlamda şimdiki
sinemanın, televizyonun, gazetenin işlevini de
yerine getirmek zorundaydı. (III) Bu yüzden içinde
her şey vardı: felsefe, bilim, din, politika, toplum bi-
limi, adalet, biyoloji, tarih... (IV) Romancılar karşı-
laştıkları her olayda her şeyden kendilerini sorumlu
hissediyor: madencilerin sorunlarından adaletin
işleyişine, savaşlardan uluslararası anlaşmazlık-
lara kadar geniş bir alanda görüşler ileri sürüyor;
romanlarında bunları tartışıyorlardı. (V) Çünkü mo-
dern hayatın "uzmanlaşma" ve "ayrışma" yönleri
henüz yaşanmıyordu. (VI) Romancı bir anlamda
"bir bilen" konumunda, yerine göre siyasetçi, ye-
rine göre hukukçu, yerine göre bir bilim insanı gibi
romanlarında görüşler ileri sürüyordu.
39. Bu parçaya göre Dickens'in varlık gösterdiği
dönemle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Siyasetin ön plana çıktığı, hukukun yeni yeni
şekillendiği bir dönemdir.
B) Romancılar, toplum hayatında önemli rol
oynamış; romanlarında her konuyu almışlardır.
C) Roman, insan hayatına yön veren bir öge olarak
varlık göstermiştir.
D) Modern hayatın olumlu, olumsuz özellikleri
henüz kendini göstermiştir.
E) Roman, modern dünyanın iletişim rolünü o dö-
nem başarıyla gerçekleştirmiştir.
40. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han-
gileri kendinden sonraki cümlenin nedeni hâ-
lindedir?
A) Ive
B) I ve
D) Hve V
C) II ve IV
E) III ve V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
bunların ynı ruba- ruza tam in şık bi- eskiden yeniden edilmek yapının önünden den olsa iyor. Her yor, böy- latılmak Eleri, ori- eriyle ol- diğerin- ması ve tipa tip onular- ağıda- önem- nazım ok faz- nilince minde (1) Dickens, roman çağının yani yeni romanın in- san hayatına yön verdiği, hükmettiği dönemin ya- zarıdır. (II) O dönemde roman bir anlamda şimdiki sinemanın, televizyonun, gazetenin işlevini de yerine getirmek zorundaydı. (III) Bu yüzden içinde her şey vardı: felsefe, bilim, din, politika, toplum bi- limi, adalet, biyoloji, tarih... (IV) Romancılar karşı- laştıkları her olayda her şeyden kendilerini sorumlu hissediyor: madencilerin sorunlarından adaletin işleyişine, savaşlardan uluslararası anlaşmazlık- lara kadar geniş bir alanda görüşler ileri sürüyor; romanlarında bunları tartışıyorlardı. (V) Çünkü mo- dern hayatın "uzmanlaşma" ve "ayrışma" yönleri henüz yaşanmıyordu. (VI) Romancı bir anlamda "bir bilen" konumunda, yerine göre siyasetçi, ye- rine göre hukukçu, yerine göre bir bilim insanı gibi romanlarında görüşler ileri sürüyordu. 39. Bu parçaya göre Dickens'in varlık gösterdiği dönemle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Siyasetin ön plana çıktığı, hukukun yeni yeni şekillendiği bir dönemdir. B) Romancılar, toplum hayatında önemli rol oynamış; romanlarında her konuyu almışlardır. C) Roman, insan hayatına yön veren bir öge olarak varlık göstermiştir. D) Modern hayatın olumlu, olumsuz özellikleri henüz kendini göstermiştir. E) Roman, modern dünyanın iletişim rolünü o dö- nem başarıyla gerçekleştirmiştir. 40. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han- gileri kendinden sonraki cümlenin nedeni hâ- lindedir? A) Ive B) I ve D) Hve V C) II ve IV E) III ve V
etemeyen
na estetik
eskiden
nümüz-
matkârlık
üyoruz.
madığı,
Nesil çatışması, hiçbir toprakta bizdeki kadar kendini his-
settirmemiştir kanaatindeyim. Dün-bugün, eski-yeni hep ça-
tışmıştır bizde. Bu anlaşmazlık bana göre çok gereksiz ve
işün-sakıncalıdır. Özellikle yaşlılar ve gençler arasındaki çatışma
er
mir
3-
7-
r.
J-
e
7-
SI
n
hep birbirini yok etme üzerine kurulu. Ortak paydada birleş-
mek gibi bir düşünceleri yok gibi didişirler âdeta. Hâlbuki bi-
rinin yükselmesi için diğerinin yerinden olması gerekmiyor.
Ama maalesef bu gerçeği ne yaşlılara ne gençlere anlata-
biliyoruz. Bu ikisinin birbirini inkâr etmesi topluma hiçbir şey
kazandırmaz, tam tersi toplumdan çok şeyi alıp götürür.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmakta-
dir?
A) Nesil çatışmalarının toplumsal yaşamı etkileyecek dü-
zeyde olmasından
B) Yaşlıların gençleri küçümseyerek onların düşüncelerine
değer vermemesinden
C) Toplumsal çatışmaların teknolojik gelişmeyi de olumsuz
etkilemesinden
D) Toplumda insanların birbirine saygılarının neredeyse
yok olmasından
Eski ve yeni çatışmasının birbirini yok etmek üzerine ku-
rulmuş olmasından
JO
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
etemeyen na estetik eskiden nümüz- matkârlık üyoruz. madığı, Nesil çatışması, hiçbir toprakta bizdeki kadar kendini his- settirmemiştir kanaatindeyim. Dün-bugün, eski-yeni hep ça- tışmıştır bizde. Bu anlaşmazlık bana göre çok gereksiz ve işün-sakıncalıdır. Özellikle yaşlılar ve gençler arasındaki çatışma er mir 3- 7- r. J- e 7- SI n hep birbirini yok etme üzerine kurulu. Ortak paydada birleş- mek gibi bir düşünceleri yok gibi didişirler âdeta. Hâlbuki bi- rinin yükselmesi için diğerinin yerinden olması gerekmiyor. Ama maalesef bu gerçeği ne yaşlılara ne gençlere anlata- biliyoruz. Bu ikisinin birbirini inkâr etmesi topluma hiçbir şey kazandırmaz, tam tersi toplumdan çok şeyi alıp götürür. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmakta- dir? A) Nesil çatışmalarının toplumsal yaşamı etkileyecek dü- zeyde olmasından B) Yaşlıların gençleri küçümseyerek onların düşüncelerine değer vermemesinden C) Toplumsal çatışmaların teknolojik gelişmeyi de olumsuz etkilemesinden D) Toplumda insanların birbirine saygılarının neredeyse yok olmasından Eski ve yeni çatışmasının birbirini yok etmek üzerine ku- rulmuş olmasından JO
10. Sürekli göz ucuyla, bana pis pis bakan o sinsi kara
gözleri kollamak biraz randımanımı düşürdü. Yine
de bana bayıldılar. Hatta ilginin bu kadar üzerimde
toplanması adamdan biraz rol çalmama neden oldu.
Gerçi bundan şikâyetçi olduğunu sanmıyorum. Öyle
pek dikkat çekmeyi seven bir tip değil. Eve ilk girişi-
miz çok komikti. Bir tür düğüm olayy yaşandı. Adam,
âdeti olduğu üzere yeni gittiği evin tüm ihtiyaçlarını
karşılama içgüdüsüyle bin tane paketle gelmişti. Bir
eliyle de benim kutumu taşıyordu. Kadın bizi içeri
alıp ailesine takdim ettikten sonra aceleyle torbaları
almaya çalıştı. Ancak parmakları naylonlara sıkıştı,
ikisi bir ara düğüm olup ayrılamadılar.
2
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han-
gisi yoktur?
A) Öznellik bildiren yargılara yer verilmiştir.
B) Gözleme dayalı ayrıntılara başvurulmuştur.
C) Olayların oluş sırasıyla anlatımına başvurul-
-muştur.
A
D) Deyimlere yer verilmiştir.
INTERUAL
E) Örneklerle anlatım zenginleştirilmiştir.
wi
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
10. Sürekli göz ucuyla, bana pis pis bakan o sinsi kara gözleri kollamak biraz randımanımı düşürdü. Yine de bana bayıldılar. Hatta ilginin bu kadar üzerimde toplanması adamdan biraz rol çalmama neden oldu. Gerçi bundan şikâyetçi olduğunu sanmıyorum. Öyle pek dikkat çekmeyi seven bir tip değil. Eve ilk girişi- miz çok komikti. Bir tür düğüm olayy yaşandı. Adam, âdeti olduğu üzere yeni gittiği evin tüm ihtiyaçlarını karşılama içgüdüsüyle bin tane paketle gelmişti. Bir eliyle de benim kutumu taşıyordu. Kadın bizi içeri alıp ailesine takdim ettikten sonra aceleyle torbaları almaya çalıştı. Ancak parmakları naylonlara sıkıştı, ikisi bir ara düğüm olup ayrılamadılar. 2 Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han- gisi yoktur? A) Öznellik bildiren yargılara yer verilmiştir. B) Gözleme dayalı ayrıntılara başvurulmuştur. C) Olayların oluş sırasıyla anlatımına başvurul- -muştur. A D) Deyimlere yer verilmiştir. INTERUAL E) Örneklerle anlatım zenginleştirilmiştir. wi
6.
Anadolu coğrafyası dört mevsimi dört ayrı elbise
gibi giyer üzerine. Benim gibi yoldan yola savrulan
bir gezginseniz ve bir de aynı yere değişik zaman-
larda gitmek hastalığınız varsa, binbir renk ve koku
taşıyan bu topraklarda bir gerçeği çok iyi gözlem-
lersiniz: Bazı yöreler tüm mevsimlerin güzelliğini
olabildiğince yakıştırır kendilerine. Bu yerlerden biri,
kendini dağlara ve ormanlara vermiş olan Bolu'dur.
Bolu ve ilçeleri yılın her döneminde gözbebeklerimi-
ze şiirsel görüntüler taşır. Kentin güneyindeki Seben
ilçesi de ilkbaharı kırlarda ve dağlarda; yaz giysisini
de yaylalarda giyer. Seben, Anadolu'da on binlerce
yıldır süren yayla geleneğinin hâlâ canlı olduğu yer-
lerden biridir.
Bu parçada, aşağıdakilerden hangisine yer veril-
memiştir?
A) Benzetmelere yer verilmiştir.
B) Kişileştirmelere başvurulmuştur.
Koşullu cümleler kurulmuştur.
D) Mecazlı anlatımdan yararlanılmıştır.
E) Oneri cümlelerine yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. Anadolu coğrafyası dört mevsimi dört ayrı elbise gibi giyer üzerine. Benim gibi yoldan yola savrulan bir gezginseniz ve bir de aynı yere değişik zaman- larda gitmek hastalığınız varsa, binbir renk ve koku taşıyan bu topraklarda bir gerçeği çok iyi gözlem- lersiniz: Bazı yöreler tüm mevsimlerin güzelliğini olabildiğince yakıştırır kendilerine. Bu yerlerden biri, kendini dağlara ve ormanlara vermiş olan Bolu'dur. Bolu ve ilçeleri yılın her döneminde gözbebeklerimi- ze şiirsel görüntüler taşır. Kentin güneyindeki Seben ilçesi de ilkbaharı kırlarda ve dağlarda; yaz giysisini de yaylalarda giyer. Seben, Anadolu'da on binlerce yıldır süren yayla geleneğinin hâlâ canlı olduğu yer- lerden biridir. Bu parçada, aşağıdakilerden hangisine yer veril- memiştir? A) Benzetmelere yer verilmiştir. B) Kişileştirmelere başvurulmuştur. Koşullu cümleler kurulmuştur. D) Mecazlı anlatımdan yararlanılmıştır. E) Oneri cümlelerine yer verilmiştir.
22. Sinema bir kültür ürünüdür. Sinema eğlence aracı
olmanın yanı sıra, tüm kültür ürünleri gibi, insanlann
kendilerini ve toplumdaki yerlerini anlamalan, içinde
yaşadıkları kültürü anlamlandırmaları açısından önemli
bir yere sahiptir. Çekilen filmler, içinde yaşanılan kültürü
dolaylı ya da doğrudan temsil eder şekilde toplumun bir
yansımasını oluşturmaktadır. Toplumun kendisini nasıl
tanımladığının, toplumsal benliğin görsel bir ifadesidir.
Dolayısıyla, sinemayı toplumla olan bağlarından, içinde
yaşanılan kültürden ayrı düşünmek olanaksızdır.
Bu parçada sinemayla ilgili asıl anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sinema filmleri, içinden çıktıkları kültürel ve sosyal
apının unsurlarını barındırır.
23. Blyn
de
gib
B) Sinema yalnızca bir eğlence aracı olmayıp kültürün
taşıyıcısıdır.
Sinemadaki filmlerin kültürel yapıya uygun olması
gerekmektedir.
D) Sinema, edebiyat gibi esterk kaygıyla oluşturulan bir
güzel sanattır.
E Film sektörü yanızca kendi kültüründen
1777
beslenmelidir.
CO
ha
S
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
22. Sinema bir kültür ürünüdür. Sinema eğlence aracı olmanın yanı sıra, tüm kültür ürünleri gibi, insanlann kendilerini ve toplumdaki yerlerini anlamalan, içinde yaşadıkları kültürü anlamlandırmaları açısından önemli bir yere sahiptir. Çekilen filmler, içinde yaşanılan kültürü dolaylı ya da doğrudan temsil eder şekilde toplumun bir yansımasını oluşturmaktadır. Toplumun kendisini nasıl tanımladığının, toplumsal benliğin görsel bir ifadesidir. Dolayısıyla, sinemayı toplumla olan bağlarından, içinde yaşanılan kültürden ayrı düşünmek olanaksızdır. Bu parçada sinemayla ilgili asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Sinema filmleri, içinden çıktıkları kültürel ve sosyal apının unsurlarını barındırır. 23. Blyn de gib B) Sinema yalnızca bir eğlence aracı olmayıp kültürün taşıyıcısıdır. Sinemadaki filmlerin kültürel yapıya uygun olması gerekmektedir. D) Sinema, edebiyat gibi esterk kaygıyla oluşturulan bir güzel sanattır. E Film sektörü yanızca kendi kültüründen 1777 beslenmelidir. CO ha S
DENEME-11
39-40. soruları aşağıdaki
parçaya göre cevaplayınız.
Oldukça eski bir geçmişi olan dericiliğin ilk izlerini
MÖ 2000'li yıllara ait duvar resimlerinde görmek
mümkündür. O yıllarda Altimira Mağarası'ndaki du-
var resimlerinde bizonlar ve onları avlayan avcılar,
sırtlarında postları ile deri kullanan ilk insanı belge-
lemektedir. Ulaşılan belgeler, dericiliğin MÖ 3000
yılından önce başladığını ve mamul deriye aynı yıl-
larda hem Mısır'da hem de Mezopotamya'da rast-
landığını göstermektedir. Yazılı kaynaklarda MÖ
3000 yılından itibaren Mısır, Asur, Hitit ve daha
sonra da Yunan ve Roma gibi çeşitli uluslarca da
muhtelif ihtiyaclar icin derinin kullanılması. tabak-
lanıp işlenmesi, boyanması konusunda bilgilere
rastlanmıştır.
39.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
gisi ağır basmaktadır?
A) Açıklama
B) Tartışma
Dyküleme
Betimleme
E) Tanımlama
D
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
DENEME-11 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Oldukça eski bir geçmişi olan dericiliğin ilk izlerini MÖ 2000'li yıllara ait duvar resimlerinde görmek mümkündür. O yıllarda Altimira Mağarası'ndaki du- var resimlerinde bizonlar ve onları avlayan avcılar, sırtlarında postları ile deri kullanan ilk insanı belge- lemektedir. Ulaşılan belgeler, dericiliğin MÖ 3000 yılından önce başladığını ve mamul deriye aynı yıl- larda hem Mısır'da hem de Mezopotamya'da rast- landığını göstermektedir. Yazılı kaynaklarda MÖ 3000 yılından itibaren Mısır, Asur, Hitit ve daha sonra da Yunan ve Roma gibi çeşitli uluslarca da muhtelif ihtiyaclar icin derinin kullanılması. tabak- lanıp işlenmesi, boyanması konusunda bilgilere rastlanmıştır. 39. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- gisi ağır basmaktadır? A) Açıklama B) Tartışma Dyküleme Betimleme E) Tanımlama D
B
B
28. Nazım Hikmet'in birlikte yaşamak üzerine yazdığı "Ya-
şamak bir ağaç gibi tek ve hür / bir orman gibi kardeş-
çesine" şiiri en güzel şiirlerinden biridir. Bir yere ait olma
duygusuyla söylenmiş bir dizedir bu. Ormanı oluşturan
pek çok çeşit ağaç vardır: çınar, kayın, kestane... Onlar
bir uyum içinde yaşarlar ve ormanı huzurlu yapan da
budur. Yani hem bir hem birlikte... Bu birliktelik içinde bi-
rey olma niteliğini yitiren insan asalaklaşır. Birileri onun
yerine düşünür, "Bu böyledir." der, o da kafa yormadan
bunu benimser. Böylece birey olamayan insan bir isim,
bir çatı, bir görüş altında kendisinin bir şey olduğunu
düşünür ve bir sürü psikolojisi doğar.
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir?
B
A) Huzurlu olmak için bireysel düşünmeyip toplumla
huzur içinde yaşamalıyız.
BY Toplumsal uyum içinde yaşamaya alışan insanlar
birey olma bilincini geliştiremezler.
C) Karşılıklı saygı bilinci olmayan insanlar birlikte ya-
şamazlar.
DBir arada yaşamak istiyorsanız toplumun içinde
yaşamayı öğrenmelisiniz.
E) Toplumsal birliktelik birey olmaktan çok daha önemlidir.
29. Televizyon, hayatımıza girdiğinden beri her yaştan
insanı esir aldı. Televizyon seyirciliğinin insanı belli
bir duruşa zorlamıyor olması, bir yandan birileri ile
ondan insanların
30.
15
42
UĞUR
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
B B 28. Nazım Hikmet'in birlikte yaşamak üzerine yazdığı "Ya- şamak bir ağaç gibi tek ve hür / bir orman gibi kardeş- çesine" şiiri en güzel şiirlerinden biridir. Bir yere ait olma duygusuyla söylenmiş bir dizedir bu. Ormanı oluşturan pek çok çeşit ağaç vardır: çınar, kayın, kestane... Onlar bir uyum içinde yaşarlar ve ormanı huzurlu yapan da budur. Yani hem bir hem birlikte... Bu birliktelik içinde bi- rey olma niteliğini yitiren insan asalaklaşır. Birileri onun yerine düşünür, "Bu böyledir." der, o da kafa yormadan bunu benimser. Böylece birey olamayan insan bir isim, bir çatı, bir görüş altında kendisinin bir şey olduğunu düşünür ve bir sürü psikolojisi doğar. Bu parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? B A) Huzurlu olmak için bireysel düşünmeyip toplumla huzur içinde yaşamalıyız. BY Toplumsal uyum içinde yaşamaya alışan insanlar birey olma bilincini geliştiremezler. C) Karşılıklı saygı bilinci olmayan insanlar birlikte ya- şamazlar. DBir arada yaşamak istiyorsanız toplumun içinde yaşamayı öğrenmelisiniz. E) Toplumsal birliktelik birey olmaktan çok daha önemlidir. 29. Televizyon, hayatımıza girdiğinden beri her yaştan insanı esir aldı. Televizyon seyirciliğinin insanı belli bir duruşa zorlamıyor olması, bir yandan birileri ile ondan insanların 30. 15 42 UĞUR
144
Annelerin ninnilerinden
Spikerin okuduğu habere kadar
Yürekte, kitapta ve sokakta
Yenebilmek yalanı
Anlamak, sevgilim
O, bir müthiş bahtiyarlık
Anlamak gideni ve gelmekte olanı
Nazım Hikmet'e ait bu dizelerde anlatılmak istenen te-
mel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Geçmişin ve geleceğin ana kaynağının mutluluk olduğu
B) Her yere sinen yalanın bütün yaşamımızı çepeçevre ku-
şattığı
4.
C) Yürekten yaşanılan sevginin bile günümüzde yalan
üzerine kurulduğu
D) Mutluluğun kaynağının yalansız bir dünyayı anlayabil-
mekten geçtiği
Yalanları görüp anlayabilmenin hayatımızı kolaylaştıra-
cağı
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
144 Annelerin ninnilerinden Spikerin okuduğu habere kadar Yürekte, kitapta ve sokakta Yenebilmek yalanı Anlamak, sevgilim O, bir müthiş bahtiyarlık Anlamak gideni ve gelmekte olanı Nazım Hikmet'e ait bu dizelerde anlatılmak istenen te- mel düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Geçmişin ve geleceğin ana kaynağının mutluluk olduğu B) Her yere sinen yalanın bütün yaşamımızı çepeçevre ku- şattığı 4. C) Yürekten yaşanılan sevginin bile günümüzde yalan üzerine kurulduğu D) Mutluluğun kaynağının yalansız bir dünyayı anlayabil- mekten geçtiği Yalanları görüp anlayabilmenin hayatımızı kolaylaştıra- cağı
PARAGRAF ÖZEL DENEME SINAVI 2
17. Dünyaya anlam vermek doğuştan getirdiğimiz
çok güçlü bir gereksinmedir. İnsanın anlam verme
sisteminin en önemli ögesi öz değerdir. Bağışık-
lık sistemi bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma
yapar, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp
onları yok eder. Anlam verme sisteminin bağışıklık
sistemi de öz değerdir. Bizim anlam dünyamı-
zın bütünlüğünü bozan, karmakarışık yapan ve
the sistemin çökmesine neden olan yabancı ögeleri
keşfeden ve sistemi koruyan bizim öz değerimiz-
dir. Yetersiz bağışıklık gücü olan insanlar sürekli
hastalandığı gibi, öz değerleri düşük insanlar da
çabucak karamsarlığa kapılır; onların yaşamları
korku ve acıdan korunma çabalarıyla doludur.
Güçlü bağışıklık sistemi olan kişi, içinde yaşadı-
ğı koşullara en iyi uyumu sağlayarak sağlıklı bir
yaşamın tadını çıkarır. Öz değerimiz yüksekse
yaşamımızı keyifli deneyimlerle doldurmak için
girişimlerde bulunuruz.
Bu parçada anlatılanlardan hareketle aşağıdaki-
lerin hangisine ulaşılabilir?
A) İnsan her şeyden, herkesten önce kendini
düşünmelidir.
B) Kendine değer veren insanlar, yaşamanın tadına
varır.
C) Tecrübe sahibi kişiler kendilerini tehlikeden
uzak tutar.
D) Bazı insanlar mutsuzluk ve gerginlikten beslenir.
E) İnsanın temel gereksinimi yaşamı
anlamlandırmaktır.
18. Semaî kahveleri, diğer adıyla çalgılı kahveler olarak
bilinen yerler, halk kültürünün yaşatılmasında bü-
yük payı olan merkezlerdir. Buraya
gayesi, sohbet etmek
rafın Şifresi® - Metot Anlatımlı Soru Bankası
19. Zigge
kurm
ya va
benz
zopo
da bi
basit
MÖ 4
yüzyı
düzd
sonu
platfo
lere b
Bu
aşağ
LA) Pir
B) Ke
C) ik
D) Bu
LE) Ya
20. Savaş
leyici(a
Vian'ir
Centra
caz mi
yazarı,
şair, m
genis
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
PARAGRAF ÖZEL DENEME SINAVI 2 17. Dünyaya anlam vermek doğuştan getirdiğimiz çok güçlü bir gereksinmedir. İnsanın anlam verme sisteminin en önemli ögesi öz değerdir. Bağışık- lık sistemi bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma yapar, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eder. Anlam verme sisteminin bağışıklık sistemi de öz değerdir. Bizim anlam dünyamı- zın bütünlüğünü bozan, karmakarışık yapan ve the sistemin çökmesine neden olan yabancı ögeleri keşfeden ve sistemi koruyan bizim öz değerimiz- dir. Yetersiz bağışıklık gücü olan insanlar sürekli hastalandığı gibi, öz değerleri düşük insanlar da çabucak karamsarlığa kapılır; onların yaşamları korku ve acıdan korunma çabalarıyla doludur. Güçlü bağışıklık sistemi olan kişi, içinde yaşadı- ğı koşullara en iyi uyumu sağlayarak sağlıklı bir yaşamın tadını çıkarır. Öz değerimiz yüksekse yaşamımızı keyifli deneyimlerle doldurmak için girişimlerde bulunuruz. Bu parçada anlatılanlardan hareketle aşağıdaki- lerin hangisine ulaşılabilir? A) İnsan her şeyden, herkesten önce kendini düşünmelidir. B) Kendine değer veren insanlar, yaşamanın tadına varır. C) Tecrübe sahibi kişiler kendilerini tehlikeden uzak tutar. D) Bazı insanlar mutsuzluk ve gerginlikten beslenir. E) İnsanın temel gereksinimi yaşamı anlamlandırmaktır. 18. Semaî kahveleri, diğer adıyla çalgılı kahveler olarak bilinen yerler, halk kültürünün yaşatılmasında bü- yük payı olan merkezlerdir. Buraya gayesi, sohbet etmek rafın Şifresi® - Metot Anlatımlı Soru Bankası 19. Zigge kurm ya va benz zopo da bi basit MÖ 4 yüzyı düzd sonu platfo lere b Bu aşağ LA) Pir B) Ke C) ik D) Bu LE) Ya 20. Savaş leyici(a Vian'ir Centra caz mi yazarı, şair, m genis
rün
TADZINDA
5. Esaret, aşk, kadın kimliği açısından Sergüzeşt ede-
biyat tarihimizde gerçekçi sayılabilecek ilk roman-
dır. Romanda kölelik ve köle alışverişiyle birlikte,
dönemin evlilik ve kadın anlayışı da ele alınarak
eleştiriler yapılır. Roman, Dilber isimli bir kölenin,
Rusya'dan gelen bir gemiden inmesi ve satılmasıy-
la başlar. Dilber, Cemil Bey'in konağına satılır ve
bir müddet sonra iki kişi arasında aşk başlar. Bu
aşkın bir süreç içerisinde ve alt yapısının oluşma-
sıyla ortaya çıkması, gerçekçi bir yaklaşımla ele
alınır. Yani olaylar birdenbire olmaz. Fakat yine de
Tanzimat romanının genel bir özelliği olan yazarın
kendi görüşlerini eserde açıkça ortaya koymasına
bu romanda da rastlanır.
Bu cümlede söz edilen roman ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A Rom
Romanda rastlantılara yer verilmiştir.
B) Yazar kişiliğini gizlemeyi bilmiştir.
C) Tik edebiyatındaki ilk realist romandır.
D) Tanzimat Dönemi'nde kaleme alınmıştır.
E) Roman kahramanları gerçek hayattan alınmıştır.
PAR
7. () in
inar
dini
Mis
si® - Metot Anlatımlı Soru Bankası
yus
(11)
da
ça
yi-
d
b
L
C
8.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
rün TADZINDA 5. Esaret, aşk, kadın kimliği açısından Sergüzeşt ede- biyat tarihimizde gerçekçi sayılabilecek ilk roman- dır. Romanda kölelik ve köle alışverişiyle birlikte, dönemin evlilik ve kadın anlayışı da ele alınarak eleştiriler yapılır. Roman, Dilber isimli bir kölenin, Rusya'dan gelen bir gemiden inmesi ve satılmasıy- la başlar. Dilber, Cemil Bey'in konağına satılır ve bir müddet sonra iki kişi arasında aşk başlar. Bu aşkın bir süreç içerisinde ve alt yapısının oluşma- sıyla ortaya çıkması, gerçekçi bir yaklaşımla ele alınır. Yani olaylar birdenbire olmaz. Fakat yine de Tanzimat romanının genel bir özelliği olan yazarın kendi görüşlerini eserde açıkça ortaya koymasına bu romanda da rastlanır. Bu cümlede söz edilen roman ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A Rom Romanda rastlantılara yer verilmiştir. B) Yazar kişiliğini gizlemeyi bilmiştir. C) Tik edebiyatındaki ilk realist romandır. D) Tanzimat Dönemi'nde kaleme alınmıştır. E) Roman kahramanları gerçek hayattan alınmıştır. PAR 7. () in inar dini Mis si® - Metot Anlatımlı Soru Bankası yus (11) da ça yi- d b L C 8.
A
TÜRKÇE TESTİ
29. (1) Orta yapıda bir adamdı; yüzü, daha yaşlanmadan yaş-
li bir görünüş almıştı. Ağırbaşlı, hoş bir dostluğu vardı. (11)
Yukseklerden uçan canlı zekâsıyla bir yerlere varmaya ça-
balarken anlamaktan daha çok hayran kalırdı ona insan. (III)
Ama bir şey anlatmak istediği zaman öyle kolay öyle çabuk
dile getirirdi ki kendini, belleği de öyle güçlü öyle işlekti ki
kocaman bereketli bir bilgi ambarının sahibi olarak görünür,
doğanın bir ebesi gibi, önce onun civcivlerini çıkarttırır; son-
ra da onları yepyeni bir biçimde donatırdı. (IV) Son derece
hızlı bir zekası vardı... Gerçi bunu ara ara kötüye kullanma-
si da korkutuyor! (V) Kısacası, kusurları onu daha da ileri
götürerek parıltısına gölge düşürmeseydi, yükselen bir ülke-
yi süslemek, güzelleştirmek için eşsiz bir değerli taştı o.
Numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangi-
si söylenemez?
A
de bahsedilen kişinin fiziksel görünümü ile ilgili
beğeniden bahsedilmiştir.
B) H. de zekâs ile ilgili abartılı bir beğeniden bahsedil-
miştir.
C) III. de belleği ve doğanın ebesi ile ilgili benzetmeler
yapılmıştır.
DIV. de bir endişeyi dile getirmiştir.
E) V. de gerçekleşmeyen bir durumdan bahsedilmiştir.
oktrin Yayınları
30. Çok güzel gözüküyor uzaktan; dumanları, pencereleri, dü-
duk sesleri, kaynaşan insanları ve kömür isi ile şehir. Insan
için çalışan, insanın kokusuna karışmış bir mayhoş koku
burnuma doluyor. "İnsanoğlu, çabuk alışan bir canlıdır." der
Dostoyevski, Ölüler Fyinin Hot
Gü
der
gel
re.
ter
de
or
ve
d
e
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
A TÜRKÇE TESTİ 29. (1) Orta yapıda bir adamdı; yüzü, daha yaşlanmadan yaş- li bir görünüş almıştı. Ağırbaşlı, hoş bir dostluğu vardı. (11) Yukseklerden uçan canlı zekâsıyla bir yerlere varmaya ça- balarken anlamaktan daha çok hayran kalırdı ona insan. (III) Ama bir şey anlatmak istediği zaman öyle kolay öyle çabuk dile getirirdi ki kendini, belleği de öyle güçlü öyle işlekti ki kocaman bereketli bir bilgi ambarının sahibi olarak görünür, doğanın bir ebesi gibi, önce onun civcivlerini çıkarttırır; son- ra da onları yepyeni bir biçimde donatırdı. (IV) Son derece hızlı bir zekası vardı... Gerçi bunu ara ara kötüye kullanma- si da korkutuyor! (V) Kısacası, kusurları onu daha da ileri götürerek parıltısına gölge düşürmeseydi, yükselen bir ülke- yi süslemek, güzelleştirmek için eşsiz bir değerli taştı o. Numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangi- si söylenemez? A de bahsedilen kişinin fiziksel görünümü ile ilgili beğeniden bahsedilmiştir. B) H. de zekâs ile ilgili abartılı bir beğeniden bahsedil- miştir. C) III. de belleği ve doğanın ebesi ile ilgili benzetmeler yapılmıştır. DIV. de bir endişeyi dile getirmiştir. E) V. de gerçekleşmeyen bir durumdan bahsedilmiştir. oktrin Yayınları 30. Çok güzel gözüküyor uzaktan; dumanları, pencereleri, dü- duk sesleri, kaynaşan insanları ve kömür isi ile şehir. Insan için çalışan, insanın kokusuna karışmış bir mayhoş koku burnuma doluyor. "İnsanoğlu, çabuk alışan bir canlıdır." der Dostoyevski, Ölüler Fyinin Hot Gü der gel re. ter de or ve d e
i bilgilerden
=) II, III y IV
e kasaba-
dünyanın
kademe-
tası tam
üks hotel
Rekorları
hip delik
est dalış
sabası
avuzun
metre-
grotto
olma
na ve
geye
k bir
avu-
miş
un
27. Spor muhabiri: (1)
Futbolcu:
Diğerlerini tam olarak bilemem ama bana daha çok çalış-
mam noktasında ciddi manada güç verdi.
Spor muhabiri: (II).
Futbolcu:
Ben buna katılmıyorum. Yani bir gerileme var ama bunun
sebebi bu serbestlik değil, Türk futbolcuların sistematik ve
düzenli çalışmamalarıdır.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdaki-
lerden hangisi getirilmelidir?
A) (1) Yabaner sınırlamasına getirilen serbestlik doğru bir
karar mı?
Doktrin Yayınları
(II) Yabancı sınırlaması sizce zamanında mı kalktı?
B) (1) Yabancı sınırlamasına getirilen serbestlik sizin gibi
Türk futbolcularda nasıl bir etki yaptı?
(II) Son yıllarda Türk futbolcular yabancı sınırlamasına
getirilen serbestlikten dolayı mı geri kaldılar?
C) (1) Yabancı sınırlamasının kalkması sizde ne gibi his-
ler uyandırdı?
(II) Türk futbolundaki gerilemenin sebebi kötü yabancı
futbolcular mı?
D) (1) Türk futbolunun son dönemdeki başarısızlığı sizde
nasıl etki bıraktı?
(II) Türk futbolundaki başarısızlık oyuncuların yeterli
çalışmamasından mı kaynaklanıyor?
E) (1) Kaliteli yabancı oyuncuların ülkemize gelmemesi-
nin sebebi nedir?
(II) Türk futbolundaki gerileme oyunucuların serbest,
başıboş hareket etmelerinden mi kaynaklanıyor?
www.doktrinkitap.com
edeyim.
B) Fatih Ca
kadar uz
9
çarşamb
düzensi:
Nedir bu
yı!
C) Şişhane
vaylara
eklener
dilimi ic
C
D) Dolapla
ağaçta
tutturul
ilgi duy
ni iste
haberl
aslınd
liyor d
E) Döner
yaptır
senin
ginles
te de
mış.
mi d-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
i bilgilerden =) II, III y IV e kasaba- dünyanın kademe- tası tam üks hotel Rekorları hip delik est dalış sabası avuzun metre- grotto olma na ve geye k bir avu- miş un 27. Spor muhabiri: (1) Futbolcu: Diğerlerini tam olarak bilemem ama bana daha çok çalış- mam noktasında ciddi manada güç verdi. Spor muhabiri: (II). Futbolcu: Ben buna katılmıyorum. Yani bir gerileme var ama bunun sebebi bu serbestlik değil, Türk futbolcuların sistematik ve düzenli çalışmamalarıdır. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdaki- lerden hangisi getirilmelidir? A) (1) Yabaner sınırlamasına getirilen serbestlik doğru bir karar mı? Doktrin Yayınları (II) Yabancı sınırlaması sizce zamanında mı kalktı? B) (1) Yabancı sınırlamasına getirilen serbestlik sizin gibi Türk futbolcularda nasıl bir etki yaptı? (II) Son yıllarda Türk futbolcular yabancı sınırlamasına getirilen serbestlikten dolayı mı geri kaldılar? C) (1) Yabancı sınırlamasının kalkması sizde ne gibi his- ler uyandırdı? (II) Türk futbolundaki gerilemenin sebebi kötü yabancı futbolcular mı? D) (1) Türk futbolunun son dönemdeki başarısızlığı sizde nasıl etki bıraktı? (II) Türk futbolundaki başarısızlık oyuncuların yeterli çalışmamasından mı kaynaklanıyor? E) (1) Kaliteli yabancı oyuncuların ülkemize gelmemesi- nin sebebi nedir? (II) Türk futbolundaki gerileme oyunucuların serbest, başıboş hareket etmelerinden mi kaynaklanıyor? www.doktrinkitap.com edeyim. B) Fatih Ca kadar uz 9 çarşamb düzensi: Nedir bu yı! C) Şişhane vaylara eklener dilimi ic C D) Dolapla ağaçta tutturul ilgi duy ni iste haberl aslınd liyor d E) Döner yaptır senin ginles te de mış. mi d-
18. Özgürlük, her şeyden önce farklı olmaktır gerek biçim
gerekse içerik olarak yeni olmaktır. Bu da çok zor bir iştir.
Öyle herkesin elinden gelmez ancak büyük sanat adamla-
rında görülebilen bir özelliktir. Oysa halk ozanı ustasından
öğrendiğiyle, şuradan buradan duyduğuyla yetinir. Bunun
içindir ki hemen hepsinde aynı içerik, aynı söyleyiş çıkar
karşımıza. Özgürlük mü bu? ----
Bu parçanın, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerin
hangisiyle tamamlanması gerekir?
A) Özgünlüğü yalnız biçimde arayanlar, bana göre, büyük
bir hata yapıyorlar.
B) Şiirimizin Batı şiirini aratmayacak kadar güzel olduğu-
nu söyleyenler, bence, yanılıyorlar.
C) içtenliğin göz ardı edildiği bir şiirin özgün olduğunu
kimse söyleyemez.
D) Özgünlüğü yalnız içerikte arayanlar, bana göre, büyük
bir hata yapıyorlar.
E) Halk şiirinde özgünlük olduğunu söyleyenler, bence
özgürlüğün ne olduğunu bilmiyorlar.
www.doktrinkitan
21.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
18. Özgürlük, her şeyden önce farklı olmaktır gerek biçim gerekse içerik olarak yeni olmaktır. Bu da çok zor bir iştir. Öyle herkesin elinden gelmez ancak büyük sanat adamla- rında görülebilen bir özelliktir. Oysa halk ozanı ustasından öğrendiğiyle, şuradan buradan duyduğuyla yetinir. Bunun içindir ki hemen hepsinde aynı içerik, aynı söyleyiş çıkar karşımıza. Özgürlük mü bu? ---- Bu parçanın, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerin hangisiyle tamamlanması gerekir? A) Özgünlüğü yalnız biçimde arayanlar, bana göre, büyük bir hata yapıyorlar. B) Şiirimizin Batı şiirini aratmayacak kadar güzel olduğu- nu söyleyenler, bence, yanılıyorlar. C) içtenliğin göz ardı edildiği bir şiirin özgün olduğunu kimse söyleyemez. D) Özgünlüğü yalnız içerikte arayanlar, bana göre, büyük bir hata yapıyorlar. E) Halk şiirinde özgünlük olduğunu söyleyenler, bence özgürlüğün ne olduğunu bilmiyorlar. www.doktrinkitan 21.
un insanin işittiğin
mundan bpkirmissa
in verdiği özlü söz
Meyhaneci sar-
değil."Bu okudu
renince, hemen
malzemesi, koz-
vor. Bu kadının,
diğini ve hiçbir
aşvurmadığını
angisi söyle-
1
A
TURKÇE TESTI
Doktrin Yayınları
24. Delta bir ırmağın çatallanarak denize döküldüğü alanlardır.
Hızla akan sulardaki alüvyonlar hızdan dolayı dibe çök
me fırsatı bulamaz. Ancak akarsuların denize döküldüğü
alanlarda akış hızı düşerek akarsuyun yol boyunca taşıdığı
su bitkileri tarafından sıkıca tutulur. Bir süre sonra verim-
alüvyon dibe çöker. Bu çöküntü birikerek yükselir. Alüvyon
li toprakların birikmesiyle delta ovası oluşur. Ülkemizde
de en verimli araziler delta ovalarında bulunur. Özellikle
Seyhan ve Ceyhan ırmaklarının oluşturduğu Çukurova en
verimli delta ovamızdır. Bundan başka Ege Bölgesi'nde
Bakırçay'ın oluşturduğu Dikili Ovası, Gediz'in oluşturduğu
Menemen Ovası, Küçük Menderes'in oluşturduğu Selçuk
Ovası ve Büyük Menderes'in oluşturduğu Balat Ovası
önemli delta ovalarımızdandır. Karadeniz Bölgesi'nde ise
Kızılırmak'ın oluşturduğu Bafra Ovası ve Yeşilırmak'ın
oluşturduğu Çarşamba Ovası oldukça verimli delta alanla
ridir.
DENEME-2
1. Tammina
II. Nasıl oluştuğuna
H. Oluştuğu yerlerde yetişen tarım ürünlerine
IV. Ülkemizdeki kullanım alanlarına
V. Çukurova Deltası'nı hangi akarsuların oluşturduğuna
Bu parçadan delta ile ilgili olarak aşağıdaki bilgilerden
hangisi ya da hangilerine ulaşılabilir?
Byl ve V
A) ve II
D) II, III, IV ve V
C) II, III ye IV
E) III, IV ve V
25. İtalya'nın Venedik şehrindeki Montegrotto Terme kasaba-
sının ilginç bir özelliği var. Montegrotto Terme, dünyanın
en derin havuzuna ev sahipliği yapıyor. Çeşitli kademe-
Terde derinlikleri bulunan
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
un insanin işittiğin mundan bpkirmissa in verdiği özlü söz Meyhaneci sar- değil."Bu okudu renince, hemen malzemesi, koz- vor. Bu kadının, diğini ve hiçbir aşvurmadığını angisi söyle- 1 A TURKÇE TESTI Doktrin Yayınları 24. Delta bir ırmağın çatallanarak denize döküldüğü alanlardır. Hızla akan sulardaki alüvyonlar hızdan dolayı dibe çök me fırsatı bulamaz. Ancak akarsuların denize döküldüğü alanlarda akış hızı düşerek akarsuyun yol boyunca taşıdığı su bitkileri tarafından sıkıca tutulur. Bir süre sonra verim- alüvyon dibe çöker. Bu çöküntü birikerek yükselir. Alüvyon li toprakların birikmesiyle delta ovası oluşur. Ülkemizde de en verimli araziler delta ovalarında bulunur. Özellikle Seyhan ve Ceyhan ırmaklarının oluşturduğu Çukurova en verimli delta ovamızdır. Bundan başka Ege Bölgesi'nde Bakırçay'ın oluşturduğu Dikili Ovası, Gediz'in oluşturduğu Menemen Ovası, Küçük Menderes'in oluşturduğu Selçuk Ovası ve Büyük Menderes'in oluşturduğu Balat Ovası önemli delta ovalarımızdandır. Karadeniz Bölgesi'nde ise Kızılırmak'ın oluşturduğu Bafra Ovası ve Yeşilırmak'ın oluşturduğu Çarşamba Ovası oldukça verimli delta alanla ridir. DENEME-2 1. Tammina II. Nasıl oluştuğuna H. Oluştuğu yerlerde yetişen tarım ürünlerine IV. Ülkemizdeki kullanım alanlarına V. Çukurova Deltası'nı hangi akarsuların oluşturduğuna Bu parçadan delta ile ilgili olarak aşağıdaki bilgilerden hangisi ya da hangilerine ulaşılabilir? Byl ve V A) ve II D) II, III, IV ve V C) II, III ye IV E) III, IV ve V 25. İtalya'nın Venedik şehrindeki Montegrotto Terme kasaba- sının ilginç bir özelliği var. Montegrotto Terme, dünyanın en derin havuzuna ev sahipliği yapıyor. Çeşitli kademe- Terde derinlikleri bulunan
UGUR
27. Divan şiirinin çok sığ ve basmakalıp bir şiir olduğu
söylenegelir hep. Buna göre, divan şairleri aynı düşün-
ceyi aşağı yukarı aynı ifadelerle dile getirmişlerdir. Bu
nedenle divan şairlerinin yaratıcı değil taklitçi oldukları
düşünülür. Oysa bu şiirde yaratıcılık ya da farklılık olma-
saydı yüzlerce divan şairi arasından Fuzuli, Baki, Nabi,
Nedim gibi şairler günümüze gelebilir miydi? Bugün bile
onların etkisi ile şiir yazan şairlere tanık olur muyduk?
Yukarıdaki parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin
cevabı yoktur?
A) Divan şiirinin etkisi hâlâ sürüyor mu?
B) Sizce divan şiirinin kendine özgü bir çizgisi var
mıdır?
C) Divan şiiri anlam ve ifade zenginliğine sahip midir?
D) Divan şairleri neden taklitçi olarak düşünülür?
EGünümüzde divan şiirine olan ilgi neden azalmak-
tadır?
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
UGUR 27. Divan şiirinin çok sığ ve basmakalıp bir şiir olduğu söylenegelir hep. Buna göre, divan şairleri aynı düşün- ceyi aşağı yukarı aynı ifadelerle dile getirmişlerdir. Bu nedenle divan şairlerinin yaratıcı değil taklitçi oldukları düşünülür. Oysa bu şiirde yaratıcılık ya da farklılık olma- saydı yüzlerce divan şairi arasından Fuzuli, Baki, Nabi, Nedim gibi şairler günümüze gelebilir miydi? Bugün bile onların etkisi ile şiir yazan şairlere tanık olur muyduk? Yukarıdaki parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A) Divan şiirinin etkisi hâlâ sürüyor mu? B) Sizce divan şiirinin kendine özgü bir çizgisi var mıdır? C) Divan şiiri anlam ve ifade zenginliğine sahip midir? D) Divan şairleri neden taklitçi olarak düşünülür? EGünümüzde divan şiirine olan ilgi neden azalmak- tadır? Diğer sayfaya geçiniz.