Anlatım Biçimleri Soruları

Doğu Karadeniz kırsal bölgesine ilk kez gidenler, özellikle turistler, gördükleri ufak tefek ahşap yapıları, çocukların oy- nadıkları ağaç evlere benzetirler. Serender adı verilen bu ya- pilar aslında ev değil, yiyecek saklamak amacıyla yapılmış yerlerdir. Ahşap çatmayla yapılanı da var, boğaz geçmeyle yapılanı da; kerestesi çam olan da var, kestane olan da... Bu çeşitliliğe karşın serenderler aslında basit bir mimariye sa- hiptir. Bunlar toprağa çakılı dört ayak üstüne oturtulmuştur. Yiyecekleri kemirgenlerden korumak için yerden iki-üç metre yüksekte inşa edilen bu yapıların, iş bittikten sonra toplanıp kaldırılabilen merdivenleri vardır. Ayrıca yiyeceklerin havadar bir ortamda, bozulmadan saklanabilmesi için bir dizi küçük oymalı penceresi bulunur. 3. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi serenderlerin bir özelliği değildir? X A) Yin belirli bir döneminde kullanılması B) Kiler olarak kullanılması C) Görünümlerinin farklı bir şeyi çağnştırması D) Değişik malzemelerden yapılabilmesi E) Yapımlarında farklı tekniklerin kullanılması (2010-ALES)

1. Jeologlar "Antroposen" ya da "Insan Çağı" adı verilen bu çağın başlangıç verilerini içeren en uygun bölgeyi arıyor. II. Jeologlar insanın dünya üzerinde büyük etkide bulun- duğu yeni bir jeolojik çağa girildiğini tartışıyor. III. Bundan dolayı, New York'taki Staten Adası'nda bulunan Fresh Kills çöplüğünde uzun bir süredir araştırma yapıyor. IV. Ancak bu çabaya karşın çöplüklerin sürekli makinelerle karıştırılması, her yıl üst üste düzenli katmanlar oluşma- sını zorlaştırıyor; bu da değişimin izlerini bulmayı imkan- sız hâle getiriyor. V. Bu jeologlardan biri olan Britanya Jeoloji Derneğinden Colin Waters, bu dönemin başlangıcı sayılacak izlerin bulunacağı en uygun yerlerin çöpler olduğunu söylüyor. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı ve kurallı bir bütün oluşturduğunda hangisi baştan üçüncü olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

numaralanı 7. A) "1 B) III hangisiyle başlar? D) V C) IV paragraf Haklı olmalarını dilerim ama bunda biraz da bencillik ve kolaycılık da sezmemek mümkün değil. Şiir zaten insanüstü çabalarla tırmalamadan çiçeklerini vermeyen nazlı ve inatçı bir tohum gibidir. On binlerce inceliği, kuralı olan bir sanat ufuklarıdır. Ancak büyük ne yapıp edip şiirini tiyatroya, sinemaya, romana taşıması olağanüstü bir fedakârlıktır. şairin Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? VI A) "Orijinal konular bulmak zaman ister." diyen şairler çokfur B) "Şiirden başka bir şey yazmam." diyen şairler çoktur C) Şiiri diğer türlerden üstün tutmak gerekir." diyen şairler çoktur D) "Deneysel şiirlere dergilerde yer vermeliyiz." diyen şairler çoktur E) "Gelecekte tek popüler tür şiir olacak." diyen şairler çoktur YAYINLARI 8. (1) Kar, günün ve medyanın ürettiği söylemlerin dışından bakılarak okunması gereken bir romandır. (II) Romanci söyleyeceğini orada söyleyip bitirmiştir. (III) Bizim işimiz, romanla yansıtılanlara dönüp bakmak, onları değerlendirmektir. (IV) Bugünün romanı için kimse kimseye ölçü koyamaz. (V) Bunun dışında yapacağımız her eleştiri, söyleyeceğimiz her söz romancıya haksızlık 10 LİMİT

PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE Günümüzde her alanda kullanılıp bize çözüm kolaylığı sağlayan bir teknoloji var. Bu, hepimizin bildiği 3D yazıcI teknolojisi. Peki, sağlık alanında bu teknoloji nasıl kullanılıyor? Sağlık sektöründe bu teknoloji; yapay organ basımı, eksik kemik parçalarını tamamlama, kişiye özel implant üretme ve ameliyat öncesi doktora kılavuz olma gibi farklı amaçlar doğrultusunda kullanılıyor. Bu teknoloji, doktorlara önceden operasyonu planlama imkânı sağlıyor. 3D yazıcılar ile hastanın sorunlu bölgesinin plastik modeli üretiliyor. Böylece tasarlanan protezin sorunlu bölgeyle uyumu test edilip tasarım geçerli kılınıyor. Ayrıca operasyon öncesi hekimin model üzerinde tüm operasyonu planlaması sağlanıyor Üretim öncesi prototip model üretilmesi, tasarım hatalarını ve ancak operasyon sırasında fark edilebilecek tüm anatomik yapıların ve kusurların ortaya çıkmasını sağlayarak olası operasyon risklerini ve hatalı protez üretimi riskini ortadan kaldırmış oluyor. Hekimin veya tasarımcının tasarım esnasında gözden kaçırdığı ya da tahmin edemeyeceği kusurlar, prototip model sayesinde, üretim ve operasyondan önce belirlenmiş oluyor. Bu parçaya göre 3D yazıcı teknolojisi ile ilgili olarak Dör Cerrahi müdahale öncesi risklerin ortadan kaldırılmasını sağlamaktadır. II. Protezlerin sağlıklı ve işlevsel oluşturulmasına dair öngörüler oluşturmaktadır. III. Genelde sağlık alanında etkin biçimde kullanılmaktadır. IV. Hekimlere daha çok cerrahi müdahale öncesi yol göstermektedir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) I ve II rta-Zor CONJOIN P) I, II ve IV B) I ve IV C) II ve III E) I, II, III ve IV

23. (1) Çocukluk kimileri için hatıralarla dolu bir heybe ve sürekli bu heybeden alınıp tüketilen anılarla dolu bir yaşanmışlıkken kimileri için anımsanması acılı anların yenilenmesi ve geleceğe saplanmış travmaların yeniden yaşanmasıdır. (II) Ancak çocukluğu bu iki sınır arasına hapsetmekte sakınca görüyorum ve her çocukluğun yine her aşk gibi farklı yaşandığını belirtmek istiyorum. (III) Birçok insan gibi ben de sözünü ettiğim o günün öncesinde "bir çocukken", sonrasında içini acılı ve travmali an(i)ların doldurduğu bir heybeye sahip ol- dum. (IV) Burada asıl kastetmek istediğim çocukluk, üzerinden silindir gibi geçilen ulusumuzun yaşadığı o uğursuz günün çocukluğudur tabii ki... (V) Bu da benim gibi bir çocukluk yaşayanlar için süreklileşen travmaları, umutsuzluğu getirdi kuşağıma. (VI) Bu yaşından geriye çocukluğuna baktığında akranlarım karanlıkta hapsol- muş umutları hatırlatıyor yalnızca. Bu parçanın dil ve düşünce akışının sağlanması için numaralı cümlelerden hangi ikisinin yer değiş- tirmesi gerekir? 0:00 A) I ve M. D) IV ve V. B) II ve V. C) IlIl ve W E) V ve VI. on

B B 22. Yanlış bir şey yaparım korkusu, birçok insanın eğitim, iş, sosyal hayatında problemlere sebep olmakta ve kişinin var olan potansiyelini tam olarak kullanamamasına yol açmaktadır. Var olan bu kaygının asıl sebebi ise başkalarının ne düşündüğünden ziyade kişinin kendi hakkında sahip olduğu olumsuz düşüncelerdir. Kendi- mize ket vuran, bizi tehlikede hissettiren aslında bizim içimizdeki korkulardır. Tüm bunlar kendimizi gösterecek etkinliklerden kaçmamıza sebep olur ve asla hayatta tüm benliğimizle yer alamayız. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Kişilerin özgüvensiz olması, onları diğer insanlara oranla daha mutsuz kılıyor. B) insanların kendileri hakkındaki olumsuz yargıları, ilerlemelerine engel oluyor. Cinsanların birbiri hakkında beslediği düşünceler, hayatlarını şekillendiryor. D) Fiziksel olumsuzluklar, insanların duygusal anlamda güvensiz olmasına sebep oluyor. E) İş hayatındaki ve sosyal hayattaki olumsuzluklar, kişilerin tutumlarının oluşumunda rol alıyor. B 23. (1) Çocukluk kimileri için hatıralarla dolu bir heybe ve sürekli bu heybeden alınıp tüketilen anılarla dolu bir yaşanmışlıkken kimileri için anımsanması acılı anların yenilenmesi ve geleceğe saplanmış travmaların yeniden oukluğu bu iki sınır arasına UĞUR 2

20. Orhan Pamuk, sanırım, edebiyatımızda en çok eleştirilen yazarlardan. Kimi, Türkçeyi bilmediği- ni söylüyor; kimi, "oryantalist" bir yazar olmak- la suçluyor; kimi, çok "Batılı" buluyor; kimi, bir yazarın bu kadar reklamının yapılmaması gerek- tiğini savunuyor. Pamuk'un romanlarında dilin bazen savrukça kullanılmasından dolayı dilbilgisi kuralları açısından bozuk cümleler bulmakta çok zorlanmayabilirsiniz. Ama son yirmi yıl içinde kendi romanını kurmuş bir yazar, Orhan Pamuk. Bu parçadan Orhan Pamuk'la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Dili iyi kullanmadığı B) Özgün romanlar yazdığı C) Reklamının çok yapıldığı D) Uzun ve sıkıcı romanlar yazdığı E) Romanlarının konularını Batı kültüründen al- dığı

-nemden geçtiği pik (konusu ge- elerde; olumsuz k için kullanılan ma bilim kurgu ir dünya ile bu si bir dünyada Si tahmin etmi- apmak "Titanik sına" benzeti- ni olamaz ama kurtulmalarını angisine de- m biçiminden gusal sanat yaşadığına m verdiğine aliyetlerinin Inizca ğrafya ısıyla ede- a gibi maya kten gisi V. 6 UĞUR B B B 20 ve 21. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız. Önce evlendiğimizde hayatın daha iyi olacağına inan- dırırız kendimizi. Evlendikten sonra, bir çocuğumuz doğduktan hatta ardından bir tane daha olduktan sonra hayatın daha iyi olacağını düşünürüz. Sonra çocuklar yeterince büyük olmadıkları için kızar, onlar büyüyünce daha mutlu olacağımıza inanırız. Bundan sonra ergenlik dönemlerinde çocuklarla uğraşmamız gerektiği için öfkeleniriz. Kendimize, çocuklarımıza bu dönemden çıkınca daha mutlu olacağımızı, yeni bir araba alınca, güzel bir tatile çıkınca, emekli olunca, yaşantımızın dört dörtlük olacağını söyleriz. Gerçek ise şu andan daha iyi bir zaman olmadığıdır. Eğer şimdi değil ise ne zaman? Hayatımız, her zaman mücadelelerle dolu olacaktır. En iyisi bunu kabul edip her ne olursa olsun mutlu olmaya karar vermektir. 20. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) insan anı yaşamalı, mutlu olmak için kendisine sebepler aramamalıdır. BY insan hayatta istediklerini elde ettiği müddetçe mutlu olabilir. C) Insan hayatında mutluluk için gereken unsurlardan biri de evliliktir. D) İnsan, çocuklarını iyi bir şekilde yetiştirdiği zaman gerçek mutluluğu yakalar. E) İnsan, mutlu olmak için belirli maddi imkânlara sahip olmalıdır. 21. Bu parçada mutlulukla ilgili aşağıdakilerden hangi- sine değinilmemiştir? A) Çocuklarımızın büyümesine bağlı olduğuna Belirli bir maddi güce sahip olmaya bağlı olduğuna e Çocuk sahibi olmaya bağlı olduğuna D) Evlenmeye bağlı olduğuna E) Bazı sorunların çözümüne bağlı olduğuna Diğer sayfaya geçiniz.

10 6. 5.-7. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Eserin sayfa sayısı ile içerisindeki başlıklar o denli oran- lıydı ki kitabı elinize aldığınızda onlarca alt başlık içerisinde kayboluyorsunuz. (II) Bu alt başlıklar her konuyu açıklama- nın yanı sıra yeni yeni konulara açılmaları bakımından da farklılık gösterir. (III) Eserde anlatılanlar dönemin her türlü gelişimsel özelliklerini bütün çarpıcılığıyla ortaya koymaya yeter. (IV) Öyle ki toplumun döneme olan tavrı eserin önem- li dönüm noktalarındandır. (V) Eser, toplumsal temleri de büyük bir ustalıkla aktarmıştır. (VI) Toplumsal gelişmelerin eserlerde güzel anlatımı, okunurluk noktasında da esere çok şey katmaktadır. universkop ||| Çoklu Sorul Bu parçadaki numaralı cümlelerden hangisi parça- nın akışını bozmaktadır? 11 C) IV D) V Çekya'da sular ve Ba luğuyla, Vi Oder Irma lar ilkbaha açar. Taşt ırmak yat yunca ula olan Ode yönelir çerek ge ları, E) VI

20 5.-7. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 5. %18 23:45 (1) Eserin sayfa sayısı ile içerisindeki başlıklar o denli oran- lıydı ki kitabı elinize aldığınızda onlarca alt başlık içerisinde kayboluyorsunuz. (II) Bu alt başlıklar her konuyu açıklama- nın yanı sıra yeni yeni konulara açılmaları bakımından da farklılık gösterir. (III) Eserde anlatılanlar dönemin her türlü gelişimsel özelliklerini bütün çarpıcılığıyla ortaya koymaya yeter. (IV) Öyle ki toplumun döneme olan tavrı eserin önem- li dönüm noktalarındandır. (V) Eser, toplumsal temleri de büyük bir ustalıkla aktarmıştır. (VI) Toplumsal gelişmelerin eserlerde güzel anlatımı, okunurluk noktasında da esere çok şey katmaktadır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? Eserin toplumu yansıtma durumu, yazarın kişisel tercihine kalmıştır. Konuların alt başlıklarla açılımı eserin anlaşılırlığını artirir. web C) Içinde bulunulan dönemin ustaca aktarımı için dö- nemi tanımak gerekir. D Okunması istenen eserlerin üslup-içerik ilişkisine dikkat etmeleri gerekir. Dönem ile eserin anlattıkları arasında bir doğru orantı vardır. SU lu C la a kitabevi.com.tr 1

9 5. 5.-6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Türkiye'de açılan ilk resmi müzik okulu Darülelhandır, Maarif Nezaretine bağlı okullara Türk ve Batı müziğini bilen müzik öğretmeni yetiştirmek üzere 1917'de açılan Darülelhan, 1923'e değin Evkaf Nazını Ziya Paşa başkanlığındaki Musiki Encümeni tarafından yönetildi. 1923'te müdürlüğe Musa Süreyya Bey getirildi. 1924-26 arasında Darülelhan Mecmuası adlı bir de dergi çıkaran kurum daha sonra Türk müziği klasiklerinin ve derleme gezilerinde saptanmış halk ezgilerinin notaları fasiküller hâlinde yayımlandı. Darülelhan 1927'de İstanbul Belediyesine bağlandı ve yeniden örgüt- lenerek Istanbul Belediye Konservatuvarları adını aldı. Kapatılan Türk müziği bölümünün öğretim elemanları kon- servatuvara bağlı Türk Musikisi Tetkik ve Tasnif Heyetinde görevlendirildi. Günümüzde musiki alanında hâlâ birçok ha- reket, Darülelhandan izler taşımaktadır. O dönemde yapılan birçok gelişme günümüz müziğinin biçimlenmesinde büyük bir etki gücüne sahiptir. Nitekim günümüzde birçok sanatçı da bunun farkındadır. Bu parçadaki altı çizili ifadeden kesin olarak çıkarı- labilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Türkiye'de müzik okulu ile ilgili daha önce çalışma yapılmamıştır. B) Darülelhan, müzik adına yapılan en önemli çalış- malardan biridir. Türkiye'de Darülelhandan önce açılmış müzik okul- lanı olabilir. D) Darülelhandan önce devlet desteğinin olduğu bir müzik okulu açılmamıştır. E) Türkiye'de müzik okullarının sayıları bu sene daha da artmıştır. Bu parçada anlatımı güçlendirmek için lerden han Farm lamin ni d siste laya aza www.pelikankitabevi.com.tr gide kör düz açı alic etk dul kar pe aç ola ala gc ha

eri, ra cü ek 1- l 7 A A 34. İnsanların ortak deneyimlerinden biri olan ağrı, vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan, gerçek ya da olası bir doku hasarı ile birlikte bulunan, insanın geçmişteki deneyimleriyle bağlantılı, duyusal, hoş olmayan bir duy- gudur. Bireyi; fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden etkilediği için ağrının kontrol altına alınması önemlidir. Yaşanan ağrı; bireylerin uyku düzenini, aile yaşantısını, sosyal yaşantısını, iş verimini ve günlük yaşam aktivitelerini sürdürmesini etkileyerek yaşam kalitesini düşürür. Ağ- rının kontrol altına alınması; bireyin rahatlaması, yaşam kalitesinin yükseltilmesi, komplikasyonların azaltılması açısından önemlidir. A Bu parçada ağrıyla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Rahatsızlık veren bir duygu olduğuna B) Her insanda görülebileceğine C) Bir çeşit hastalık olduğuna D) Yaşamı etkileyen bir durum olduğuna E) Bireysel tecrübelerle ilgili olduğuna

11. (Güneş doğdu cihana Nur yayıldı zamana Tüm kâinat muhtaçtır Şefaatçi sultana Yukarıdaki dizelerde Hz. Muhammed (s.a.v) güneşe ve sultana benzetilmiştir. nuno Bu açıklamaya göre dörtlükte aşağıdaki edebî sanatlardan hangisi vardır? A) Kapalı istiare -C) irsali mesel B) Açık istiare -D) Tecahülüarif -E) Hüsnütalil

come Biz, Fransızların hiçbir zaman yaşamadıkları ve ya- şamayacakları bir edebî âlemden çıktık. (1) Hristiyan Avrupa'nın tanımadığı bir hayal cennetinde yüzyıllar- ca kaldık. (II) Edebiyatımız kelimenin tam anlamıyla idealistti, yeryüzü ile ilgisi olmayan, "dünyayı dün- yevilere bırakan" bir edebiyattı. (III) Her misrası, her kelimesi hayal idi. (IV) Tabiat, tüm renkleriyle şiirde yerini almış, başımızı döndürmeye başlamıştı. (M) Sanatın ruhu, dış dünyaya pencerelerini kapamış, kendi içinde bir âlem yaratmıştı. Bu parçada numaralı cümlelerden hangisi, dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V

Tanzimat yazarları, hayran oldukları Batı'yı kültür ve edebiyatımıza aktarırken sürekli tökezlemişlerdir. (1) Bu sıkıntıyı onların hem şiir hem de düzyazı tü- ründeki ürünlerinde görmek mümkündür. (II) Hatta geleneğe, divan edebiyatına yönelik eleştirilerde bile bir bütünlük ve derinlik yoktur. (III) Yenilik çoğu za- man sözde kalmış ve Batı'ya yönelme, öykünme bo- yutunu aşamamıştır. (IV) Düşünsel ve dilsel bir do- nanımdan yoksunlardır, bunu görebilecek bir algıya da sahip olamamışlardır. (V) Yeni anlatım yolları ararken bile eski kalıplara ve sözcüklere başvurmuş- lardır ister istemez. Bu parçanın ilk cümlesindeki yargının gerekçesi, numaralanmış cümlelerin hangisinde belirtilmiş- tir? A) I B) II C) III D) IV E) V

4. Ara sıra ahiretten haber gelseydi, ölüm bu kadar müthiş olmayacaktı. Giden gidiyor, hiç dönmüyor ve gittiği yerden hiç ses çıkmıyor. Dönmesin kal- sın. Fakat bu ağır, bu yoğun, bu korkunç sessizlik neden? Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada geçen "ağır" sözcüğünün anlamca yerini tutamaz? A Bunaltıcı B Sıkıntı verici Dehşetli D) Rahatsız edici E) Duygusuz