Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

=larını
maya
ni bir
eter-
emli
ölü-
rak
tır.
ri-
ip
n
at
5. İnsanoğlu, doğası gereği yeni yerleri ve farklı yerlerde yaşa-
yan insanları ve onların yaşamını merak eder. Bu merak
insanı yabancıya ulaşıp onu artık tanınan, bilinen yapacak
yollar aramaya sevk etmiştir. İlk çağlardan bu yana insanoğ-
lunun yeni yerleri görüp tanıma ihtiyacını karşılayan edebî
ve tarihî özellik taşıyan metinler de seyahatnamelerdir.
Seyahatnameler, yolculuğun yapıldığı coğrafyanın o günkü
sosyal, ekonomik ve eğitim özelliklerini yansıtmasıyla tarihî,
yazarın büyük bir dikkatle yeni yerlerin maddi ve manevi
özelliklerini, yaşantılarının özgün yönlerini içten ve anlaşılır
bir dille anlatan türdür. Bu özellikleri ile de edebî bir özellik
taşır ve diğer türlerden ayrılır.
Bu parçanın anlatımında
1. açıklamal
II. betimleme,
III. tanımlama,
IV. karşılaştırma,
V. örnekleme
yukarıdakilerin hangilerinden yararlanılmamıştır?
A) I vell
B) II ve V
DIV ve V
C) IIl ve V
E) Yalnız V
8.
"T
da
ko
la
b
ti
9.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
=larını maya ni bir eter- emli ölü- rak tır. ri- ip n at 5. İnsanoğlu, doğası gereği yeni yerleri ve farklı yerlerde yaşa- yan insanları ve onların yaşamını merak eder. Bu merak insanı yabancıya ulaşıp onu artık tanınan, bilinen yapacak yollar aramaya sevk etmiştir. İlk çağlardan bu yana insanoğ- lunun yeni yerleri görüp tanıma ihtiyacını karşılayan edebî ve tarihî özellik taşıyan metinler de seyahatnamelerdir. Seyahatnameler, yolculuğun yapıldığı coğrafyanın o günkü sosyal, ekonomik ve eğitim özelliklerini yansıtmasıyla tarihî, yazarın büyük bir dikkatle yeni yerlerin maddi ve manevi özelliklerini, yaşantılarının özgün yönlerini içten ve anlaşılır bir dille anlatan türdür. Bu özellikleri ile de edebî bir özellik taşır ve diğer türlerden ayrılır. Bu parçanın anlatımında 1. açıklamal II. betimleme, III. tanımlama, IV. karşılaştırma, V. örnekleme yukarıdakilerin hangilerinden yararlanılmamıştır? A) I vell B) II ve V DIV ve V C) IIl ve V E) Yalnız V 8. "T da ko la b ti 9.
kendimizi de anlamlandirmamızı
Be aglayışımız, sadece on-
uz bu ilişki biçimimiz, on-
a Gremili olanın bizim tavrımızdan
Cünki warliklar ve mesneler, bi-
anitar
asina getirilebilir?
mesneyle iliş-
AV
B) II
25
27. 1. Adanın başka bir yerinde ve etrafindaki 17 küçük adecka
ise belirgin bir yerleşim bulunmamaktadır.
III. Ada, Akdeniz ikliminin etkisi altında ve oldukça düşük bir
nem oranına sahiptir.
C) III
II. Ege Denizi'nin kuzeyinde yer alan Bozcaada, Türkiye'nin
üçüncü büyük, Ege Denizi'nde ise Gökçeada'dan sonra
ikinci en büyük adasıdır.
IV. Adanın resmî kayıtlarda yer alan nüfusu da 2276'dır ancak
V. 37,6 kilometrekare yüzölçüme sahip olan adada yerleşim,
yazın gelen turistlerle adanın nüfusu 10000'e ulaşmaktadır.
adanın kuzeydoğusundaki ilçe merkezinde toplanmıştır.
Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluştura-
cak biçimde sıralandığında hangisi dışarıda kalır?
D
D) IV
nlari
E) V
30. (1) Yazar
larım
Bu parçanın so
den hangisi getiri
B) insanlarla ilişkileri hep no
sorunlu bir ruh halini y
C) korkak olduklarını söyleme
D) etkisiz ve silik olduklar
E) sorunlarını kendi b
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
kendimizi de anlamlandirmamızı Be aglayışımız, sadece on- uz bu ilişki biçimimiz, on- a Gremili olanın bizim tavrımızdan Cünki warliklar ve mesneler, bi- anitar asina getirilebilir? mesneyle iliş- AV B) II 25 27. 1. Adanın başka bir yerinde ve etrafindaki 17 küçük adecka ise belirgin bir yerleşim bulunmamaktadır. III. Ada, Akdeniz ikliminin etkisi altında ve oldukça düşük bir nem oranına sahiptir. C) III II. Ege Denizi'nin kuzeyinde yer alan Bozcaada, Türkiye'nin üçüncü büyük, Ege Denizi'nde ise Gökçeada'dan sonra ikinci en büyük adasıdır. IV. Adanın resmî kayıtlarda yer alan nüfusu da 2276'dır ancak V. 37,6 kilometrekare yüzölçüme sahip olan adada yerleşim, yazın gelen turistlerle adanın nüfusu 10000'e ulaşmaktadır. adanın kuzeydoğusundaki ilçe merkezinde toplanmıştır. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluştura- cak biçimde sıralandığında hangisi dışarıda kalır? D D) IV nlari E) V 30. (1) Yazar larım Bu parçanın so den hangisi getiri B) insanlarla ilişkileri hep no sorunlu bir ruh halini y C) korkak olduklarını söyleme D) etkisiz ve silik olduklar E) sorunlarını kendi b
Anadolu'da özellikle düğün törenleri sırasında göz-
lemlenen takı kullanma ve süslenme geleneği bu
törenler sırasında kişilerin önem sırasına ve törenin
önemine göre değişmektedir. Örneğin, kına gece-
sinde gelin süslenmez onun yerine kız evinden
başka bir genç kız gelin gibi giyinir, takılarını takar
ve süslenir. Bir genç kızın evlenmeden önce süs-
lenmesi hoş karşılanmaz ancak evden çıkacağı gün
geçmişte daha çok nazar inancına bağlı olarak gü-
nümüzde ise güzel görünme amaçlı süs yapılmak-
tadır.
2.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han-
gilerine başvurulmuştur?
A) Öyküleme - Betimleme
B) Açıklama - Benzetme
C) Örnekleme - Açıklama
D) Betimleme - Karşılaştırma
E) Açıklama - Betimleme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Anadolu'da özellikle düğün törenleri sırasında göz- lemlenen takı kullanma ve süslenme geleneği bu törenler sırasında kişilerin önem sırasına ve törenin önemine göre değişmektedir. Örneğin, kına gece- sinde gelin süslenmez onun yerine kız evinden başka bir genç kız gelin gibi giyinir, takılarını takar ve süslenir. Bir genç kızın evlenmeden önce süs- lenmesi hoş karşılanmaz ancak evden çıkacağı gün geçmişte daha çok nazar inancına bağlı olarak gü- nümüzde ise güzel görünme amaçlı süs yapılmak- tadır. 2. Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han- gilerine başvurulmuştur? A) Öyküleme - Betimleme B) Açıklama - Benzetme C) Örnekleme - Açıklama D) Betimleme - Karşılaştırma E) Açıklama - Betimleme
N
Donanım, bol okumakla, bol konuşmakla, bol yazmak-
la olabilir belki ama kalıcı bir donanım için en önemli
şey dinlemektir. Dinlemesini bilen biri, var olan dona-
nımına yenilerini ekleyecek ve her türlü ortamda bunu
aktarabilecektir. Bilgileri aktarırken de kendi yorumunu
katacağından artık donanımlı olma noktasında önemli
bir adım atılmış olacaktır. Kendi kabuğuna çekilen bi-
rinin donanımlıyım demesi oldukça garip bir görüntü
oluşturur. Çünkü bu donanımı aktarabileceğin birileri
olmadığı müddetçe ne bildiğinin pek bir önemi yok-
tur. Birilerinden alacağın bilgileri kendi bilgi birikiminle
birleştirip de anlatmanın getirisi sadece bildiklerini sa-
vunmanın çok çok ötesindedir.
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Kişinin bilgi birikimini artırmasının pek çok farklı
yolu vardır.
B) Bilgilerini başkalarının bildikleriyle birleştirenler,
gerçek donanım sahibi kişilerdir.
C) Donanımlı olmanın, birilerinden bir şeyler katarak
güçlendirilecek bir yönü vardır ve bu kullanılmalıdır.
(D) Dinlemesini bilen bireylerin donanımlarını artırma-
ları kaçınılmazdır.
E) Bilgi aktarımını doğru yapabilen kimseler, başkala-
rının görüşlerini önemseyen kimselerdir.
slikankitabevi.com.tr
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
N Donanım, bol okumakla, bol konuşmakla, bol yazmak- la olabilir belki ama kalıcı bir donanım için en önemli şey dinlemektir. Dinlemesini bilen biri, var olan dona- nımına yenilerini ekleyecek ve her türlü ortamda bunu aktarabilecektir. Bilgileri aktarırken de kendi yorumunu katacağından artık donanımlı olma noktasında önemli bir adım atılmış olacaktır. Kendi kabuğuna çekilen bi- rinin donanımlıyım demesi oldukça garip bir görüntü oluşturur. Çünkü bu donanımı aktarabileceğin birileri olmadığı müddetçe ne bildiğinin pek bir önemi yok- tur. Birilerinden alacağın bilgileri kendi bilgi birikiminle birleştirip de anlatmanın getirisi sadece bildiklerini sa- vunmanın çok çok ötesindedir. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Kişinin bilgi birikimini artırmasının pek çok farklı yolu vardır. B) Bilgilerini başkalarının bildikleriyle birleştirenler, gerçek donanım sahibi kişilerdir. C) Donanımlı olmanın, birilerinden bir şeyler katarak güçlendirilecek bir yönü vardır ve bu kullanılmalıdır. (D) Dinlemesini bilen bireylerin donanımlarını artırma- ları kaçınılmazdır. E) Bilgi aktarımını doğru yapabilen kimseler, başkala- rının görüşlerini önemseyen kimselerdir. slikankitabevi.com.tr
230k
S-
de
zlı
un
u-
or.
k.
61-
a-
er-
-il-
endemik-
12
25. Grönland başta olmak üzere Kuzey Kutbu'ndaki geniş
çaplı buzullaşmanın yaklaşık 5 milyon yıl önce başladığı
biliniyor. (1) Ancak bundan önce 500 milyon yıldan uzun
zaman boyunca buzla kaplı olmadığı tahmin ediliyor.
(II) Son dönemde yapılan araştırmalarda elde edilen
sonuçlar bu durumun nedeninin yer kabuğu hareketleri
ile ilişkili olabileceğini gösteriyor. (III) Bu süreçlerden ilki
buz tabakasının altında manto tabakasındaki sıcak ka-
yaçların hareketidir. (IV) Bilim insanları 5 milyon yıldan
fazla zamandır devam eden bu hareketin Grönland'ın
doğu bölümlerinin deniz seviyesinden yaklaşık 3.000
metre yükselmesine ve sıcaklığın düşük olduğu irtifalara
ulaşmasına neden olduğunu belirledi. (V)
26
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine
"Öyleyse Grönland'ın buzullarla kaplanmasına neyin
sebep olduğu sorusu akla geliyor." cümlesi getirilirse
parçanın anlam bütünlüğü bozulmaz?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Asağıdaki dizelerin hangisinde altı çizili sözcükler
27.
Tine
226
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
230k S- de zlı un u- or. k. 61- a- er- -il- endemik- 12 25. Grönland başta olmak üzere Kuzey Kutbu'ndaki geniş çaplı buzullaşmanın yaklaşık 5 milyon yıl önce başladığı biliniyor. (1) Ancak bundan önce 500 milyon yıldan uzun zaman boyunca buzla kaplı olmadığı tahmin ediliyor. (II) Son dönemde yapılan araştırmalarda elde edilen sonuçlar bu durumun nedeninin yer kabuğu hareketleri ile ilişkili olabileceğini gösteriyor. (III) Bu süreçlerden ilki buz tabakasının altında manto tabakasındaki sıcak ka- yaçların hareketidir. (IV) Bilim insanları 5 milyon yıldan fazla zamandır devam eden bu hareketin Grönland'ın doğu bölümlerinin deniz seviyesinden yaklaşık 3.000 metre yükselmesine ve sıcaklığın düşük olduğu irtifalara ulaşmasına neden olduğunu belirledi. (V) 26 Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine "Öyleyse Grönland'ın buzullarla kaplanmasına neyin sebep olduğu sorusu akla geliyor." cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü bozulmaz? A) I B) II C) III D) IV E) V Asağıdaki dizelerin hangisinde altı çizili sözcükler 27. Tine 226
DENEME 06
27. Bugün "Noel Baba" olarak bilinen Aziz Nikolaos MS 4. yy.
da açar dünyaya gözlerini. Hayatının ilk yıllarıyla ilgili fazla
bir şey bilinmez ama varlıklı bir tüccarın oğlu olduğu
söylenir. Küçükken üzerine yıkılan bir kilise inşaatından
sağ çıkmasının önemli bir işaret olarak yorumlandığı kabul
edilir. Nikolaos'un, gençliğinde Kudüs'e gittiği ve ardından
Hristiyanlar için oldukça önemli sayılan İznik Konseyi'ne
katıldığı da rivayet edilir.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Nesnel yargı
B) Öngörü
C) Kanıtlanmamış bilgi
D) Genel kabul coniuges
DEUX
E) Doğaüstü yorum
Sisyideb
10 minssny
nici jevideno je
ged smulgot
bebine!
oblibsay
Mibkay nobrinesú lebtalli
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
DENEME 06 27. Bugün "Noel Baba" olarak bilinen Aziz Nikolaos MS 4. yy. da açar dünyaya gözlerini. Hayatının ilk yıllarıyla ilgili fazla bir şey bilinmez ama varlıklı bir tüccarın oğlu olduğu söylenir. Küçükken üzerine yıkılan bir kilise inşaatından sağ çıkmasının önemli bir işaret olarak yorumlandığı kabul edilir. Nikolaos'un, gençliğinde Kudüs'e gittiği ve ardından Hristiyanlar için oldukça önemli sayılan İznik Konseyi'ne katıldığı da rivayet edilir. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Nesnel yargı B) Öngörü C) Kanıtlanmamış bilgi D) Genel kabul coniuges DEUX E) Doğaüstü yorum Sisyideb 10 minssny nici jevideno je ged smulgot bebine! oblibsay Mibkay nobrinesú lebtalli
Ne gariptir şu ayrılık günleri
Bir dosttan da düşmandan da ayrılsan
Nedense bir tuhaf oluyor insan
Derin bir sızı giriyor içeri
Son bir defa bakarken caddelere
Dükkânlara, evlere, kahvelere
Hatıra yüklü kervanlar geçiyor
Dolu dolu gözlerinin önünden
Bu son yadigâr mı bir ayrılık gününden
Sen istediğin kadar unutulmaz de
Bu son dakika, bu vakitsiz yağmur
Unutulur, azizim unutulur
Başka ne yapılır böyle bir günde
Kapanan bavul, çivilenen sandık
Ve sonra sade bir "Allah'a ısmarladık!"
38. Bu şiirin anlatımında aşağıdakilerin hangisinden
yararlanılmamıştır?
A) Somutlaştırmadan
B) Sessel yinelemelerden
C) Sohbet üslubundan
Duyular arası aktarımdan
D)
E) Sayıp dökmelerden
COUZCAN
1
UcDör
Bes
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Ne gariptir şu ayrılık günleri Bir dosttan da düşmandan da ayrılsan Nedense bir tuhaf oluyor insan Derin bir sızı giriyor içeri Son bir defa bakarken caddelere Dükkânlara, evlere, kahvelere Hatıra yüklü kervanlar geçiyor Dolu dolu gözlerinin önünden Bu son yadigâr mı bir ayrılık gününden Sen istediğin kadar unutulmaz de Bu son dakika, bu vakitsiz yağmur Unutulur, azizim unutulur Başka ne yapılır böyle bir günde Kapanan bavul, çivilenen sandık Ve sonra sade bir "Allah'a ısmarladık!" 38. Bu şiirin anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır? A) Somutlaştırmadan B) Sessel yinelemelerden C) Sohbet üslubundan Duyular arası aktarımdan D) E) Sayıp dökmelerden COUZCAN 1 UcDör Bes
2.
Öykü hep romanın kısası olarak tanımlanagelmiştir. Bu-
nun nedeni her ikisinin de olaylardan, durumlardan, in-
sandan yola çıkması; kısacası, yaşamı konu almasidir.
Ayrıca her ikisinin de aynı anlatım biçimlerini kullan-
ması bu yanılgıyı beslemiştir. Oysa bir araştırmacının
yerinde bir benzetmeyle söylediği gibi "Bir ev için apart-
manın küçüğü demek tanımda ne denli aksaklık yara-
tirsa, öyküyü de romanın kısası saymak o denli yanlış
bir düşünce uyandırabilir." Gerçekten ----.
Bu paragrafın son cümlesi aşağıdakilerden hangi-
si ile tamamlanabilir?
Aiki tür arasındaki temel ayrım; uzunluk veya kısa-
lıkla değil, yapıyla ilgilidir
B) bunların arasındaki asıl ayrım; birinin daha geniş,
öbürünün daha dar bir zaman parçasını islemesi-
dir
C) aradaki önemli ayrım; romanda kişilerin çok, öykü-
de daha az olmasıdır
D) ikisi arasındaki ayrım, öykünün romana göre daha
gerçekçi olmasıdır
gisi
By
C)
4.
E) ikisi arasındaki önemli ayrım, romanın ayrıntılara
daha geniş yer vermesidir
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Öykü hep romanın kısası olarak tanımlanagelmiştir. Bu- nun nedeni her ikisinin de olaylardan, durumlardan, in- sandan yola çıkması; kısacası, yaşamı konu almasidir. Ayrıca her ikisinin de aynı anlatım biçimlerini kullan- ması bu yanılgıyı beslemiştir. Oysa bir araştırmacının yerinde bir benzetmeyle söylediği gibi "Bir ev için apart- manın küçüğü demek tanımda ne denli aksaklık yara- tirsa, öyküyü de romanın kısası saymak o denli yanlış bir düşünce uyandırabilir." Gerçekten ----. Bu paragrafın son cümlesi aşağıdakilerden hangi- si ile tamamlanabilir? Aiki tür arasındaki temel ayrım; uzunluk veya kısa- lıkla değil, yapıyla ilgilidir B) bunların arasındaki asıl ayrım; birinin daha geniş, öbürünün daha dar bir zaman parçasını islemesi- dir C) aradaki önemli ayrım; romanda kişilerin çok, öykü- de daha az olmasıdır D) ikisi arasındaki ayrım, öykünün romana göre daha gerçekçi olmasıdır gisi By C) 4. E) ikisi arasındaki önemli ayrım, romanın ayrıntılara daha geniş yer vermesidir
4. Nedim Gürsel'in Paris Yazıları, dünyada ve Türkiye'de sa-
natçıların dünyasını anlatıyor. Okura, ünlü edebiyat insan-
larının bilinmeyen özelliklerini aktarıyor. Geçmişte kaybol-
maya yüz tutmuş yaşanmışlıklardan, değerli anılardan söz
ediyor. Sait Faik'i anlatırken sözü Cahit Irgat'a getiriyor.
Kentlerle yazarların birbirlerini etkileyen özelliklerine deği-
nirken Michel Butor'un kitaplarında kentlerin peşine düşü-
yor. Görsel sanatlardan söz ederken siyasi ve sosyal deği-
şimlerin panoramasını çiziyor.
Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisine ulaşılabilir?
A) Araştırmalar sonucunda oluşturulduğuna
B) Sanatçıların yaşam öykülerine odaklandığına
e) Yurt dışında yaşayan sanatçılarla ilgili ayrıntılı bilgiler
içerdiğine
D) Sanatçılar arasında karşılaştırma yapıldığına
E) Sanatçıların bilinmeyen dünyalarının çok yönlü olarak
anlatıldığına
bilinmeyen
Özellikler
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Nedim Gürsel'in Paris Yazıları, dünyada ve Türkiye'de sa- natçıların dünyasını anlatıyor. Okura, ünlü edebiyat insan- larının bilinmeyen özelliklerini aktarıyor. Geçmişte kaybol- maya yüz tutmuş yaşanmışlıklardan, değerli anılardan söz ediyor. Sait Faik'i anlatırken sözü Cahit Irgat'a getiriyor. Kentlerle yazarların birbirlerini etkileyen özelliklerine deği- nirken Michel Butor'un kitaplarında kentlerin peşine düşü- yor. Görsel sanatlardan söz ederken siyasi ve sosyal deği- şimlerin panoramasını çiziyor. Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine ulaşılabilir? A) Araştırmalar sonucunda oluşturulduğuna B) Sanatçıların yaşam öykülerine odaklandığına e) Yurt dışında yaşayan sanatçılarla ilgili ayrıntılı bilgiler içerdiğine D) Sanatçılar arasında karşılaştırma yapıldığına E) Sanatçıların bilinmeyen dünyalarının çok yönlü olarak anlatıldığına bilinmeyen Özellikler
ve
lan
da
ne
ya
a-
ir.
3-
3. (1) Toplumsal gerçekliği yansıtma gücü taşıması nedeniy.
le romanın sosyal bilimler alanındaki çalışmalarda kullanı-
labileceğini söylemek mümkündür. (II) Zaten günümüzde
disiplinler arası yaklaşım önem kazandığı için sosyal
bilimcilerin de roman türünün bu özelliğini dikkate alma
yönündeki eğilimleri güçlenmektedir. (III) Özellikle sosyo-
loji ve tarih alanlarında hazırlanan çeşitli çalışmalar, bu
iddiayı kanıtlar niteliktedir. (IV) Birçok sosyolojik gerçeğin
bilimsel çalışmalardan önce roman metinleri aracılığıyla
ele alınarak gündeme getirilmiş olması da bu doğrultuda
öne sürülebilecek dayanaklardan biridir. (V) Ancak roman
metinlerinin toplumsal gerçekliği yansıtma hususundaki
güvenilirliklerinin birtakım nedenlere bağlı olarak değiş-
kenlik göstereceği göz önünde tutulmalidir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde
I. cümlede öne sürülen görüşü destekleyen örneklere
yer verilmiştir?
A) II ve III
B) Il ve V
D) III ve V
C) III ve IV
E) IV ve V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ve lan da ne ya a- ir. 3- 3. (1) Toplumsal gerçekliği yansıtma gücü taşıması nedeniy. le romanın sosyal bilimler alanındaki çalışmalarda kullanı- labileceğini söylemek mümkündür. (II) Zaten günümüzde disiplinler arası yaklaşım önem kazandığı için sosyal bilimcilerin de roman türünün bu özelliğini dikkate alma yönündeki eğilimleri güçlenmektedir. (III) Özellikle sosyo- loji ve tarih alanlarında hazırlanan çeşitli çalışmalar, bu iddiayı kanıtlar niteliktedir. (IV) Birçok sosyolojik gerçeğin bilimsel çalışmalardan önce roman metinleri aracılığıyla ele alınarak gündeme getirilmiş olması da bu doğrultuda öne sürülebilecek dayanaklardan biridir. (V) Ancak roman metinlerinin toplumsal gerçekliği yansıtma hususundaki güvenilirliklerinin birtakım nedenlere bağlı olarak değiş- kenlik göstereceği göz önünde tutulmalidir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde I. cümlede öne sürülen görüşü destekleyen örneklere yer verilmiştir? A) II ve III B) Il ve V D) III ve V C) III ve IV E) IV ve V
B B
30, Galeano'nun Ateş Anıları üçlemesi, Latin dünyası
hakkında kalem oynatan herkesi imrendirecek niteliğe
sahip anıt bir şaheser. Daha açık bir ifadeyle tarihe
meydan okuyan edebi gücüyle, bin sayfalık bir ağıt,
masal, roman, hafıza kaydı, tarih kitabı, mitolojik
söylence, uzun hikâye, epik şiir, kadim destan, toplumsal
bellek, sözlü gelenek ve kültürel atlas. Hikâyenin
başladığı yere dönecek olursak eğer; Güney Amerika
topraklarına dair her şeyin yakılıp yıkılmasının, geride
tek bir belge dahi bırakılmamasının yüzyıllar önce
bu toprakları işgal edenler açısından anlamlı (1) bir
gerekçesi vardı elbette. Şeytanın topraklarıydı burası.
Rahiplerin öncülüğünde tutuşturulacaktı zaten bu laneti
yok etme ateşi. İşte o ateşin anılarını, o ateşten kalanları
yazmaya yemin etmişti Eduardo Galeano. Şöyle diyordu,
"O savaşlarla dolu, uzun süren, cezalarla dolu uzun
diskurlardan çok daha güzel yerlilerin anıları, ama o
anılar yenilenlerin anıları. Bu yüzden cezalılar, hatırlamak
yasak onları."
Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Belli bir kesim tarafından çok beğenildiği
B) Yazınsal yönünün güçlü olduğu ✓
C) Farklı yazınsal türlerden izler taşıdığı
D) Yazıldığı toplumun sözlü geleneğinden yararlandığı
E) Yazarın yaşadıklarını yansıttığı
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
B B 30, Galeano'nun Ateş Anıları üçlemesi, Latin dünyası hakkında kalem oynatan herkesi imrendirecek niteliğe sahip anıt bir şaheser. Daha açık bir ifadeyle tarihe meydan okuyan edebi gücüyle, bin sayfalık bir ağıt, masal, roman, hafıza kaydı, tarih kitabı, mitolojik söylence, uzun hikâye, epik şiir, kadim destan, toplumsal bellek, sözlü gelenek ve kültürel atlas. Hikâyenin başladığı yere dönecek olursak eğer; Güney Amerika topraklarına dair her şeyin yakılıp yıkılmasının, geride tek bir belge dahi bırakılmamasının yüzyıllar önce bu toprakları işgal edenler açısından anlamlı (1) bir gerekçesi vardı elbette. Şeytanın topraklarıydı burası. Rahiplerin öncülüğünde tutuşturulacaktı zaten bu laneti yok etme ateşi. İşte o ateşin anılarını, o ateşten kalanları yazmaya yemin etmişti Eduardo Galeano. Şöyle diyordu, "O savaşlarla dolu, uzun süren, cezalarla dolu uzun diskurlardan çok daha güzel yerlilerin anıları, ama o anılar yenilenlerin anıları. Bu yüzden cezalılar, hatırlamak yasak onları." Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Belli bir kesim tarafından çok beğenildiği B) Yazınsal yönünün güçlü olduğu ✓ C) Farklı yazınsal türlerden izler taşıdığı D) Yazıldığı toplumun sözlü geleneğinden yararlandığı E) Yazarın yaşadıklarını yansıttığı
aykırıdır.
37. Türkçede "âşık" olanın sevdiği kişiye "maşuk" denmesi
de Türkçenin zenginliğidir. Ingilizcede "maşuk'un
karşılığı yokken "beloved" yani "sevilen" manasında bir
ön ekli "love" kullanılmaktadır. Diğer yandan Türkçede
"aşk" ve "sevgi" kelime olarak ayrıdır. Ingilizcede "love"
kelimesi hem "aşk" hem de "sevgi" için kullanılmaktadır.
Ayrım yapmak için "aşk" için "romantic love" kullanılırken
Türkçede "anne sevgisi" dediğimiz durum için "maternal
love" denmektedir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
ATürkçenin İngilizceye göre daha köklü bir geçmişe
sahip olduğu
B) Ingilizcenin söz dağarcığının zengin olduğu
C) Türkçenin aşk ve sevgiyle ilgili kavramsallaştırmada
daha zengin olduğu
D) Ingiliz toplumunun kültürel algısının sözcüklerin
anlamını etkilediği
E) Türkçede yabancı kökenli sözcüklerin İngilizceye
göre daha çok olduğu
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
aykırıdır. 37. Türkçede "âşık" olanın sevdiği kişiye "maşuk" denmesi de Türkçenin zenginliğidir. Ingilizcede "maşuk'un karşılığı yokken "beloved" yani "sevilen" manasında bir ön ekli "love" kullanılmaktadır. Diğer yandan Türkçede "aşk" ve "sevgi" kelime olarak ayrıdır. Ingilizcede "love" kelimesi hem "aşk" hem de "sevgi" için kullanılmaktadır. Ayrım yapmak için "aşk" için "romantic love" kullanılırken Türkçede "anne sevgisi" dediğimiz durum için "maternal love" denmektedir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? ATürkçenin İngilizceye göre daha köklü bir geçmişe sahip olduğu B) Ingilizcenin söz dağarcığının zengin olduğu C) Türkçenin aşk ve sevgiyle ilgili kavramsallaştırmada daha zengin olduğu D) Ingiliz toplumunun kültürel algısının sözcüklerin anlamını etkilediği E) Türkçede yabancı kökenli sözcüklerin İngilizceye göre daha çok olduğu
26. En başarılı romanı kabul ettiğim Kara Kitap'ın sonund
"Eski, çok eski, çok çok eski hikayeleri yeniden
kaleme almaktan ibaret yeni işime daha bir şevkle
sarılıp kara kitabımın sonuna geliyorum." diyen Orhan
Pamuk'a katılıyorum elbette. Geçmişi belli belirsiz
çeşitleyebilirsiniz ancak. Her yazar, yeni bir tonlamaya,
yeni bir nüansa sahip olabilir ama yapabildiklerinin hepsi
bundan ibaret.
Bu parçada yazınsal yapıtlarda aşağıdaki
kavramlardan hangisinin tek başına söz konusu
olamayacağı savunulmaktadır?
A) Öznelliğin
C) Nesnelliğin
E) Özgünlüğün
B) Gelenekselliğin
D) Etkileyiciliğin
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
26. En başarılı romanı kabul ettiğim Kara Kitap'ın sonund "Eski, çok eski, çok çok eski hikayeleri yeniden kaleme almaktan ibaret yeni işime daha bir şevkle sarılıp kara kitabımın sonuna geliyorum." diyen Orhan Pamuk'a katılıyorum elbette. Geçmişi belli belirsiz çeşitleyebilirsiniz ancak. Her yazar, yeni bir tonlamaya, yeni bir nüansa sahip olabilir ama yapabildiklerinin hepsi bundan ibaret. Bu parçada yazınsal yapıtlarda aşağıdaki kavramlardan hangisinin tek başına söz konusu olamayacağı savunulmaktadır? A) Öznelliğin C) Nesnelliğin E) Özgünlüğün B) Gelenekselliğin D) Etkileyiciliğin
23. Bilindiği gibi son yıllarda sosyal medyada yazılanların
çoğu fikir yazısı değil. Bilgisizliğin yaygınlaştığı ve bunun
normal, yeterli hatta makbul sayıldığı zamanlara geldik.
Hal böyle olunca ülkemizdeki "sözlü kültür" geleneği,
elektronik ortam üzerinden "yürüyerek" yepyeni bir
model ortaya koydu. "Laf oturtmak, laf koymak" diye
tabir edebileceğimiz, kafiyeli ama özü olmayan bu
sözler: şiirimsi formatlar eşliğinde, bir zamanki "aşıklar
atışması"nı andıran ama çok daha hinçli sloganlarla
yayılıyor. Araştırma yok, bilgi yok, fikir yok, peki ne
var? Artık, kıymeti sosyal medyadan menkul ahir
zaman trolleri var. Üstelik sevimli ya da sempatik de
değiller; daha ziyade "karşı" oldukları tarafa verdikleri
reaksiyonun şiddetiyle şakşakçıların “layk" dokunuşuyla
heyecanlanıyorlar.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının
düşüncesini destekleyen bir örnek değildir?
A) Çocuğa kaç doğumlusun diyorum, 2002 diyor.
2002'de insan mi doğar arkadaş? Olsa olsa 2002
model araba olur.
B) Sıcaklar bana çok şey katti, serinlemek için
marketlere gire çıka indirimleri öğrendim, resmen
bilinçlendim.
C) Kilosu 28 liraya mama aldım, beğenip yemedi kedi.
Gerçekten saygı duydum kendisine, bir duruşu var.
D) Gün, umut ile aydınlığa kavuşur. Uzun yollar
omuz omuza yürünür. lyilik ve güzellik el birliği ile
resmedilir.
E) Hırsızlara karşı çantamda göz yaşartıcı taşımıyoru
ihtiyacım olursa hayatımı anlatırım.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
23. Bilindiği gibi son yıllarda sosyal medyada yazılanların çoğu fikir yazısı değil. Bilgisizliğin yaygınlaştığı ve bunun normal, yeterli hatta makbul sayıldığı zamanlara geldik. Hal böyle olunca ülkemizdeki "sözlü kültür" geleneği, elektronik ortam üzerinden "yürüyerek" yepyeni bir model ortaya koydu. "Laf oturtmak, laf koymak" diye tabir edebileceğimiz, kafiyeli ama özü olmayan bu sözler: şiirimsi formatlar eşliğinde, bir zamanki "aşıklar atışması"nı andıran ama çok daha hinçli sloganlarla yayılıyor. Araştırma yok, bilgi yok, fikir yok, peki ne var? Artık, kıymeti sosyal medyadan menkul ahir zaman trolleri var. Üstelik sevimli ya da sempatik de değiller; daha ziyade "karşı" oldukları tarafa verdikleri reaksiyonun şiddetiyle şakşakçıların “layk" dokunuşuyla heyecanlanıyorlar. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının düşüncesini destekleyen bir örnek değildir? A) Çocuğa kaç doğumlusun diyorum, 2002 diyor. 2002'de insan mi doğar arkadaş? Olsa olsa 2002 model araba olur. B) Sıcaklar bana çok şey katti, serinlemek için marketlere gire çıka indirimleri öğrendim, resmen bilinçlendim. C) Kilosu 28 liraya mama aldım, beğenip yemedi kedi. Gerçekten saygı duydum kendisine, bir duruşu var. D) Gün, umut ile aydınlığa kavuşur. Uzun yollar omuz omuza yürünür. lyilik ve güzellik el birliği ile resmedilir. E) Hırsızlara karşı çantamda göz yaşartıcı taşımıyoru ihtiyacım olursa hayatımı anlatırım.
4.
Necati Tosuner, yaşamakla ölmek arasında sıkışıp kalmış,
toplumun acımasızlığı karşısında dik durmaya çalışan insan-
ların hayatlarını anlatıyor. Öykü kitaplarıyla zihnimizde yer
eden Tosuner'in ilk kez 1969'da yayımlanan "Çıkmazda"sı
yeniden yayımlandı. Kitabın içinde sekiz ayrı öykü yer alıyor
ancak öykülerin hepsinde hâkim olan duygu hayattan bik-
mışlığa karşı bir türlü ondan vazgeçemeyiş. Yaşamın artık
bir alışkanlığa dönüşmesinden midir bu, yoksa bir tutku ola-
rak görülmesinden mi? Yazar aslında bunu da sorguluyor.
Bedensel görünüşlerinden dolayı içlerine kapanan, hayat-
tan uzaklaşan ve kendi içlerinde aylaklaşan insanlar var bu
öykülerde.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş-
tir?
A) Yazarın öykülerinde ele aldığı konulara
B) Yazarın öykülerindeki üslubuna
C) Yazarın öykü kişilerinin özelliklerine
D) İkinci kez yayımlanan kitabındaki öykülerinin ortak nok-
tasına
E) Yazarın insana ait bir sorunu irdeledeğine
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Necati Tosuner, yaşamakla ölmek arasında sıkışıp kalmış, toplumun acımasızlığı karşısında dik durmaya çalışan insan- ların hayatlarını anlatıyor. Öykü kitaplarıyla zihnimizde yer eden Tosuner'in ilk kez 1969'da yayımlanan "Çıkmazda"sı yeniden yayımlandı. Kitabın içinde sekiz ayrı öykü yer alıyor ancak öykülerin hepsinde hâkim olan duygu hayattan bik- mışlığa karşı bir türlü ondan vazgeçemeyiş. Yaşamın artık bir alışkanlığa dönüşmesinden midir bu, yoksa bir tutku ola- rak görülmesinden mi? Yazar aslında bunu da sorguluyor. Bedensel görünüşlerinden dolayı içlerine kapanan, hayat- tan uzaklaşan ve kendi içlerinde aylaklaşan insanlar var bu öykülerde. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş- tir? A) Yazarın öykülerinde ele aldığı konulara B) Yazarın öykülerindeki üslubuna C) Yazarın öykü kişilerinin özelliklerine D) İkinci kez yayımlanan kitabındaki öykülerinin ortak nok- tasına E) Yazarın insana ait bir sorunu irdeledeğine
TYT/TURKÇE
11. likel okuyucu, romanin kaba iskeleti üzerinde dolaşır hep.
Romanın dıştan görünen kalın çizgisini izler: "Kız oğlanı
sever. Oğlan yoksuldur. Derken kıza zengin bir adam da
âşık olur... vb." Kolay gelir ona bu. Şiirde çoğu kez doyu-
ramadığı olay izleme düşkünlüğünü romanda iyice doyu-
rur. Olayın gerisine bakmayı akıl edemez ya da baksa da
göremez. Çünkü her roman ayrı bir dünyadır onun için.
Birbiriyle ilgisiz, birbirinden kopuk olaylar dünyası. Sanat
eserindeki dünyanın gerçek yaşamdaki dünyayla tipatıp
bir benzerliği olmayışı onun zayıflığını daha da arttırır.
Yalnızca gördüğüne, eliyle dokunduğuna inanma alış-
kanlığı, sanat dünyasıyla gerçek dünya arasındaki gö-
rünmez bağları aramasını önler.
Bu parçaya göre okurun zayıflığını arttıran asıl neden
aşağıdakilerden hangisidir?
Sanat eserindeki kurmaca gerçeklikle doğal gerçek-
liği bağdaştıramaması
BY Romanların birbirinden bağımsız, birbirinden kopuk
olayları barındırması
C
C) Romandaki olayların gerisine bakmayı düşüneme-
mesi
D) Romanın çok basit bir yapısı olduğunu düşünerek ha-
fife alması
Romanın anlam derinliğini kavrayamaması
12.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT/TURKÇE 11. likel okuyucu, romanin kaba iskeleti üzerinde dolaşır hep. Romanın dıştan görünen kalın çizgisini izler: "Kız oğlanı sever. Oğlan yoksuldur. Derken kıza zengin bir adam da âşık olur... vb." Kolay gelir ona bu. Şiirde çoğu kez doyu- ramadığı olay izleme düşkünlüğünü romanda iyice doyu- rur. Olayın gerisine bakmayı akıl edemez ya da baksa da göremez. Çünkü her roman ayrı bir dünyadır onun için. Birbiriyle ilgisiz, birbirinden kopuk olaylar dünyası. Sanat eserindeki dünyanın gerçek yaşamdaki dünyayla tipatıp bir benzerliği olmayışı onun zayıflığını daha da arttırır. Yalnızca gördüğüne, eliyle dokunduğuna inanma alış- kanlığı, sanat dünyasıyla gerçek dünya arasındaki gö- rünmez bağları aramasını önler. Bu parçaya göre okurun zayıflığını arttıran asıl neden aşağıdakilerden hangisidir? Sanat eserindeki kurmaca gerçeklikle doğal gerçek- liği bağdaştıramaması BY Romanların birbirinden bağımsız, birbirinden kopuk olayları barındırması C C) Romandaki olayların gerisine bakmayı düşüneme- mesi D) Romanın çok basit bir yapısı olduğunu düşünerek ha- fife alması Romanın anlam derinliğini kavrayamaması 12.