Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

tunda nasıl bik etkiye sahiptir?
S
44. Sevginin sözden fiile geçmesi midir yoksa dostluk? Gerçek L
G
sevgi bir insanın "ben" sınırlarını aşıp bir başka insanın
hayatından da sorumlu olduğunu düşündürmesi midir?
"Birbirini sevenler, birbirlerine duydukları sevgi nispetinde
diğerinin iyiliğini isterler." diyen Aristo'dan, "Sevmek se-
vilen kişinin en iyi taraflarını desteklemek, keşfetmek ve A
teşvik etmektir." diyen Alain'e kadar birçok filozofun sevgiyi R
sevilenin gelişiminden duyulan haz olarak algılaması bize
yardımcı olabilir mi? Bu gelişimin faydacılıktan çok fera-
gatle mümkün olacağını düşünmek bir anahtar verebilir mi
elimize? Anahtar varsa kapının arkasında ya da önünde
olmanın ne önemi var?
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Düşünceyi kanıtlamak için tanık gösterilmiştir.
B) Soru cümleleriyle konuya dikkat çekilmiştir.
CSoru cümleleriyle öznel tanımlamalar yapılmıştır.
6) Orneklemeden yararlanılarak düşünce somutlaştırıl-
miştir
Devrik cümleler kullanılmıştır.
A
L
14
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
tunda nasıl bik etkiye sahiptir? S 44. Sevginin sözden fiile geçmesi midir yoksa dostluk? Gerçek L G sevgi bir insanın "ben" sınırlarını aşıp bir başka insanın hayatından da sorumlu olduğunu düşündürmesi midir? "Birbirini sevenler, birbirlerine duydukları sevgi nispetinde diğerinin iyiliğini isterler." diyen Aristo'dan, "Sevmek se- vilen kişinin en iyi taraflarını desteklemek, keşfetmek ve A teşvik etmektir." diyen Alain'e kadar birçok filozofun sevgiyi R sevilenin gelişiminden duyulan haz olarak algılaması bize yardımcı olabilir mi? Bu gelişimin faydacılıktan çok fera- gatle mümkün olacağını düşünmek bir anahtar verebilir mi elimize? Anahtar varsa kapının arkasında ya da önünde olmanın ne önemi var? Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Düşünceyi kanıtlamak için tanık gösterilmiştir. B) Soru cümleleriyle konuya dikkat çekilmiştir. CSoru cümleleriyle öznel tanımlamalar yapılmıştır. 6) Orneklemeden yararlanılarak düşünce somutlaştırıl- miştir Devrik cümleler kullanılmıştır. A L 14
1.
9. Sınıf Deneme Sınavı 03
TÜRK DİLİ VE EDE
1. Bu testte Türk Dili ve Edebiyatı alanına ait 30 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türk Dili ve Edebiyatı Testi iç
• Conkbayırı'nı almak ve bütün boğaza hâkim olmak
için İngilizler 20.000 kişilik bir kuvvetle günlerce
kazdıkları siperlere yerleşmişler, hücum anını bek-
liyorlardı. Gecenin karanlığı tamamen kalkmış, tan
ağarmak üzereydi.
●
Çitin kapısından geçtim. Gölgeli yoldan eve doğru
koştum. Hasan'ı çağırdım. Zavallının bir şeyden ha-
beri yoktu. Koşarak arkamdan geldi. Ne olduğunu
merak eden, ağlamaklı gözlerle bana bakıyordu.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Farklı anlatım yöntemleri kullanılarak aynı konu üze-
rinde durulmuştur.
B) Duygulara yer verilmemiştir.
C) Doğruluğu herkesçe kabul edilmiş olaylar anlatılmıştır.
D) Her şeyi bilen anlatıcı tarafından anlatılmıştır.
E) Farklı metin türlerine örnek gösterilebilir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. 9. Sınıf Deneme Sınavı 03 TÜRK DİLİ VE EDE 1. Bu testte Türk Dili ve Edebiyatı alanına ait 30 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türk Dili ve Edebiyatı Testi iç • Conkbayırı'nı almak ve bütün boğaza hâkim olmak için İngilizler 20.000 kişilik bir kuvvetle günlerce kazdıkları siperlere yerleşmişler, hücum anını bek- liyorlardı. Gecenin karanlığı tamamen kalkmış, tan ağarmak üzereydi. ● Çitin kapısından geçtim. Gölgeli yoldan eve doğru koştum. Hasan'ı çağırdım. Zavallının bir şeyden ha- beri yoktu. Koşarak arkamdan geldi. Ne olduğunu merak eden, ağlamaklı gözlerle bana bakıyordu. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Farklı anlatım yöntemleri kullanılarak aynı konu üze- rinde durulmuştur. B) Duygulara yer verilmemiştir. C) Doğruluğu herkesçe kabul edilmiş olaylar anlatılmıştır. D) Her şeyi bilen anlatıcı tarafından anlatılmıştır. E) Farklı metin türlerine örnek gösterilebilir.
Yayınları
38. Kimi sinema eleştirmenlerine göre "sinemanın dâhi
çocuğu" olan Steven Spielberg, 1970'lerden beri film
çekmeyi sürdürmektedir. Dünyada filmleri en çok iz-
lenen yönetmenler arasında yer alarak tüm zaman-
ların en yüksek hasılata sahip olan yapımlarına imza
atmıştır. Spielberg, oldukça yetenekli bir sinemacıdır;
yeteneğini teknolojinin gelişimine paralel olarak ge-
liştirmiştir. Görsel ve işitsel sinema efektlerini kullan-
mada son derece başarılı ve gerçekçi bir yönetmen
olarak nitelendirilmiştir. Filmlerinin biçimsel özellikleri,
başarısındaki önemli ögelerden biridir. Sinema tarihi-
nin şekillenmesinde önemli bir rol oynayan Steven
Spielberg, en iyi yönetmen kategorisinde iki kez Os-
car almıştır.
Bu parçadan "Steven Spielberg" ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Uzun yıllardır aktif olan kariyerine önemli yapıtlar
sığdırdığı
B) Dünya sinema sektörünün öne çıkan isimlerinden
biri olduğu
C) Sinema tarihinin en çok kazandıran filmleri listesi-
ne adını yazdırdığı
D) Sinema otoriteleri tarafından başarısının onaylan-
dığı
E) Teknolojik gelişmelerle şekillendirdiği sinema tek-
niklerinin örnek alındığı
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Yayınları 38. Kimi sinema eleştirmenlerine göre "sinemanın dâhi çocuğu" olan Steven Spielberg, 1970'lerden beri film çekmeyi sürdürmektedir. Dünyada filmleri en çok iz- lenen yönetmenler arasında yer alarak tüm zaman- ların en yüksek hasılata sahip olan yapımlarına imza atmıştır. Spielberg, oldukça yetenekli bir sinemacıdır; yeteneğini teknolojinin gelişimine paralel olarak ge- liştirmiştir. Görsel ve işitsel sinema efektlerini kullan- mada son derece başarılı ve gerçekçi bir yönetmen olarak nitelendirilmiştir. Filmlerinin biçimsel özellikleri, başarısındaki önemli ögelerden biridir. Sinema tarihi- nin şekillenmesinde önemli bir rol oynayan Steven Spielberg, en iyi yönetmen kategorisinde iki kez Os- car almıştır. Bu parçadan "Steven Spielberg" ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Uzun yıllardır aktif olan kariyerine önemli yapıtlar sığdırdığı B) Dünya sinema sektörünün öne çıkan isimlerinden biri olduğu C) Sinema tarihinin en çok kazandıran filmleri listesi- ne adını yazdırdığı D) Sinema otoriteleri tarafından başarısının onaylan- dığı E) Teknolojik gelişmelerle şekillendirdiği sinema tek- niklerinin örnek alındığı
04 TYT TÜRKÇE
22. (1) Thomas Bernhard'ın elinden çıkıp da Türkçeye çevrilen
en son kitap, bir derleme. (II) Yazarın çeşitli gazetelerde
çıkan yazıları, söyleşileri, ödül konuşmaları kronolojik ola-
rak sıralanmış ve sonuna da bir not eklenerek basılmış.
(III) Bu girişten sonra hemen eklemek gerekiyor ki bu tarz
kitaplarda ayrıntılı bir biyografinin de olması, yazarı tanı-
mayan okur açısından oldukça faydalı olacaktır. (IV) Kitabı
bitirdiğimizde, yazarın gençken, yetişkinken ve yaşlıyken
verdiği söyleşiler ve girdiği polemikler okurda farklı duygu-
lar ve kısa bir an da olsa dehşet uyandırmakta. (V) İkinci
olarak dikkatimizi çeken şey, yazarın kurmaca metinleri
ile daha çok biyografik belge taşıyan bu kitaptaki parça-
lar arasındaki bağın kuvveti. (VI) Üçüncüsü ise bir yazarın
vatanı ile arasındaki ilişki.
Bu parçanın anlam akışına göre "Çünkü yazar yaşlan-
bedıkça üslubu da sertleşiyor, yer yer çekilmez hâle geliyor."
cümlesi numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra
getirilmelidir?
A) I
EX
B) IIC) II
D) IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
04 TYT TÜRKÇE 22. (1) Thomas Bernhard'ın elinden çıkıp da Türkçeye çevrilen en son kitap, bir derleme. (II) Yazarın çeşitli gazetelerde çıkan yazıları, söyleşileri, ödül konuşmaları kronolojik ola- rak sıralanmış ve sonuna da bir not eklenerek basılmış. (III) Bu girişten sonra hemen eklemek gerekiyor ki bu tarz kitaplarda ayrıntılı bir biyografinin de olması, yazarı tanı- mayan okur açısından oldukça faydalı olacaktır. (IV) Kitabı bitirdiğimizde, yazarın gençken, yetişkinken ve yaşlıyken verdiği söyleşiler ve girdiği polemikler okurda farklı duygu- lar ve kısa bir an da olsa dehşet uyandırmakta. (V) İkinci olarak dikkatimizi çeken şey, yazarın kurmaca metinleri ile daha çok biyografik belge taşıyan bu kitaptaki parça- lar arasındaki bağın kuvveti. (VI) Üçüncüsü ise bir yazarın vatanı ile arasındaki ilişki. Bu parçanın anlam akışına göre "Çünkü yazar yaşlan- bedıkça üslubu da sertleşiyor, yer yer çekilmez hâle geliyor." cümlesi numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra getirilmelidir? A) I EX B) IIC) II D) IV
G
i
S
3
3
M
A
L
12. Rilke'nin öykülerinde Rilke'nin şiirini aramaya koyulduğu-
muzda "varlık"ın tüm yörelerine nüfuz etmek isteyen bir
gezginle karşılaşırız. Bütün bir ömür boyu "varlık"ın sır-
rindan mana ve lezzet toplayan bir gezgin olan Rilke, bir
şiirinde de söylediği gibi "görünmezin arısı"dır ve çılgınca
devşirir "görünen"in balını. Onun şiirleri, derin ve aheste
akan ırmaklar gibi, Heidegger'in sözünü ettiği "varlık'a,
o hakikat denizine dökülür. Şiirlerin "varlık"a döküldüğü
yerde gizemli ve asude bir delta oluşur. Bu delta, öyküler-
dir.
Bu parçada Rilke ile ilgili olarak asıl anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Anlama önem veren bir şair olduğu
(B) Şiirleriyle öyküleri arasında ilişki bulunduğu
C) Varlığın gizemini çözmeye çalıştığı
D) Öykülerinde şiirsel bir dil kullandığı
E) Şiirlerinin ve şairliğinin ön planda olduğu
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
G i S 3 3 M A L 12. Rilke'nin öykülerinde Rilke'nin şiirini aramaya koyulduğu- muzda "varlık"ın tüm yörelerine nüfuz etmek isteyen bir gezginle karşılaşırız. Bütün bir ömür boyu "varlık"ın sır- rindan mana ve lezzet toplayan bir gezgin olan Rilke, bir şiirinde de söylediği gibi "görünmezin arısı"dır ve çılgınca devşirir "görünen"in balını. Onun şiirleri, derin ve aheste akan ırmaklar gibi, Heidegger'in sözünü ettiği "varlık'a, o hakikat denizine dökülür. Şiirlerin "varlık"a döküldüğü yerde gizemli ve asude bir delta oluşur. Bu delta, öyküler- dir. Bu parçada Rilke ile ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Anlama önem veren bir şair olduğu (B) Şiirleriyle öyküleri arasında ilişki bulunduğu C) Varlığın gizemini çözmeye çalıştığı D) Öykülerinde şiirsel bir dil kullandığı E) Şiirlerinin ve şairliğinin ön planda olduğu
insdateveb, ideol
hotsta (3
(1) Avrupa'nın en kuzeyinde bulunan Finlandiya'nın sert bir
iklimi vardır. (II) Havası genellikle sislidir. (III) Çoğu yer-
ler sarp granit kayalarla kaplıdır. (IV) Yaz mevsimi ise çok
uzun sürmez ve ağustosla birlikte soğuklar tekrar başlar.
(V) Arazisi de oldukça kıraçtır. (VI) İlkbaharda bile don
olayları devam eder. (VII) Kalan yerler ise çukur ve batak-
lıktır.
Bu parçada, anlatımın akışındaki bozukluğun gideril-
mesi için numaralanmış cümlelerden hangileri birbi-
riyle yer değiştirmelidir?
A) II ve HT
D) IV ve V
B) III ve V
C) III ve VI
E) VIVe VII
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
insdateveb, ideol hotsta (3 (1) Avrupa'nın en kuzeyinde bulunan Finlandiya'nın sert bir iklimi vardır. (II) Havası genellikle sislidir. (III) Çoğu yer- ler sarp granit kayalarla kaplıdır. (IV) Yaz mevsimi ise çok uzun sürmez ve ağustosla birlikte soğuklar tekrar başlar. (V) Arazisi de oldukça kıraçtır. (VI) İlkbaharda bile don olayları devam eder. (VII) Kalan yerler ise çukur ve batak- lıktır. Bu parçada, anlatımın akışındaki bozukluğun gideril- mesi için numaralanmış cümlelerden hangileri birbi- riyle yer değiştirmelidir? A) II ve HT D) IV ve V B) III ve V C) III ve VI E) VIVe VII
1. Eleştirmenin, en iyi sanat izleyicisi olmakt
öte bir görevi daha vardır. Kendini yaratı olgusu-
nun içinde, onun bir parçası, tamamlayıcısı olarak
görür o. Değerli sanat yapıtının içinde taşıdığı
bütün etkileme gücüyle insanlara ulaşmasını
ister. Sade okuyucunun, izleyicinin göremediği,
göremeyeceği gizli bölgelerine ışık tutar yapıtın.
Bir sanat yapıtına yanlış bakışı düzeltmeye, doğru
bakış açıları getirmeye çalışır.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A) Eserin tanıtılmasında eleştirmenin önemli bir
relü vardır.
B) Eleştirmen, bir yapıttaki (en gizl) değerleri
çıkarıp okura sunar.
C) Eleştirmen okurların yapıt hakkında doğru
bilgilenmesini sağlar.
D) Bir esere gerçek değerini veren, onu yeniden
yaratan elestirmendir.
E) Eleştirmen, sanat olaylarını yakından izleyen
kişidir.
incon
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Eleştirmenin, en iyi sanat izleyicisi olmakt öte bir görevi daha vardır. Kendini yaratı olgusu- nun içinde, onun bir parçası, tamamlayıcısı olarak görür o. Değerli sanat yapıtının içinde taşıdığı bütün etkileme gücüyle insanlara ulaşmasını ister. Sade okuyucunun, izleyicinin göremediği, göremeyeceği gizli bölgelerine ışık tutar yapıtın. Bir sanat yapıtına yanlış bakışı düzeltmeye, doğru bakış açıları getirmeye çalışır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Eserin tanıtılmasında eleştirmenin önemli bir relü vardır. B) Eleştirmen, bir yapıttaki (en gizl) değerleri çıkarıp okura sunar. C) Eleştirmen okurların yapıt hakkında doğru bilgilenmesini sağlar. D) Bir esere gerçek değerini veren, onu yeniden yaratan elestirmendir. E) Eleştirmen, sanat olaylarını yakından izleyen kişidir. incon
23. Bugüne kadar çocuk edebiyatı adı altında yayımlanan ya-
pıtların hangisini okuyup tat aldınız, söyler misiniz? Ben pek
azından tat aldığımı söyleyebilirim. Bunlar ders verir bir tu-
tumla laf ebeliği yapan, anlamı gizlemeyip her şeyi apaçık
ortaya koyan, okuyucusuna yorum özgürlüğü tanımayan
yapıtlardır.
Bu parçanın yazarının çocuk kitaplarında bulunması-
nı gerekli gördüğü özellik, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çocuklar için bilgiler içermesi
B) Dinlendirici ve eğlendirici olması
Büyükleri de okumaya özendirmesi
D) Okuru düşünmeye yöneltmesi
E) Çocuk okurun düzeyine uygun olması
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
23. Bugüne kadar çocuk edebiyatı adı altında yayımlanan ya- pıtların hangisini okuyup tat aldınız, söyler misiniz? Ben pek azından tat aldığımı söyleyebilirim. Bunlar ders verir bir tu- tumla laf ebeliği yapan, anlamı gizlemeyip her şeyi apaçık ortaya koyan, okuyucusuna yorum özgürlüğü tanımayan yapıtlardır. Bu parçanın yazarının çocuk kitaplarında bulunması- nı gerekli gördüğü özellik, aşağıdakilerden hangisidir? A) Çocuklar için bilgiler içermesi B) Dinlendirici ve eğlendirici olması Büyükleri de okumaya özendirmesi D) Okuru düşünmeye yöneltmesi E) Çocuk okurun düzeyine uygun olması
n kendi-
e bir ki-
düzeni-
zabile-
izl
Prf Yayınları
6
Köprü yapımı tarihi boyunca öğrenilen bilgiler, her
yeni köprünün tasarımının ve teknolojisinin gelişme-
sine katkıda bulunuyor.
Köprü tasarlayan mühendisler, daha sağlam köprü-
ler inşa etmek için geçmişte yapılan hataları inceler.
Aşağıdakilerden hangisi, bu iki cümlede ifade edi-
lenleri doğru bir biçimde birleştirmiştir?
30.
•
.
TYT (Temel Yete
31. Bu kitap, bir
anlatan hikâ
ci kurgusur
hesiz başa
şimdiden
suz okunu
ği bu rom
ğını da b
len, pop
man ad
romanc
nu düş
Köprülerin inşasında kullanılan teknolojinin sürekli
gelişmesi sayesinde günümüzde daha modern ve
sağlam köprüler yapılmaktadır.
B) Köprü yapımı sırasında oluşan hatalar, sonraki dö-
nemlerde insanların farklı yöntemler deneyerek ye-
ni projeler geliştirmesine neden olmuştur.
Köprü mimarisinde görülen gelişmelerin en önemli
nedeni, köprü tasarlayan mühendislerin teknolojik
gelişmeleri yakından takip etmesidir.
Köprülerin yapımında ortaya çıkan hataların insan-
ları daha sağlam ve dayanıklı köprüler yapmaya teş-
vik ettiği görülür.
EKöprü inşası sırasında önceki bilgi ve tecrübelerden
yararlanılmış, yapılan hatalardan ders alınarak daha
sağlam köprüler yapılmıştır.
Bu pa
rak a
A) S
B)
D
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
n kendi- e bir ki- düzeni- zabile- izl Prf Yayınları 6 Köprü yapımı tarihi boyunca öğrenilen bilgiler, her yeni köprünün tasarımının ve teknolojisinin gelişme- sine katkıda bulunuyor. Köprü tasarlayan mühendisler, daha sağlam köprü- ler inşa etmek için geçmişte yapılan hataları inceler. Aşağıdakilerden hangisi, bu iki cümlede ifade edi- lenleri doğru bir biçimde birleştirmiştir? 30. • . TYT (Temel Yete 31. Bu kitap, bir anlatan hikâ ci kurgusur hesiz başa şimdiden suz okunu ği bu rom ğını da b len, pop man ad romanc nu düş Köprülerin inşasında kullanılan teknolojinin sürekli gelişmesi sayesinde günümüzde daha modern ve sağlam köprüler yapılmaktadır. B) Köprü yapımı sırasında oluşan hatalar, sonraki dö- nemlerde insanların farklı yöntemler deneyerek ye- ni projeler geliştirmesine neden olmuştur. Köprü mimarisinde görülen gelişmelerin en önemli nedeni, köprü tasarlayan mühendislerin teknolojik gelişmeleri yakından takip etmesidir. Köprülerin yapımında ortaya çıkan hataların insan- ları daha sağlam ve dayanıklı köprüler yapmaya teş- vik ettiği görülür. EKöprü inşası sırasında önceki bilgi ve tecrübelerden yararlanılmış, yapılan hatalardan ders alınarak daha sağlam köprüler yapılmıştır. Bu pa rak a A) S B) D
bir
de-
ku-
em-
El-
du-
yer
eri
an
si
MIRAY YAYINLAR
9. Samimilik hayatın en önemli gerçekliğidir. Bu itibarla, hayat
ile bağı olan edebiyat, mutlaka samimi bir edebiyattır dene-
bilir. Hayatı en gizli, en karışık yönleriyle anlatmayan, duy-
gularımızı tıpkı hayatta olduğu gibi saf ve derin bir şekilde
duyurmayan, elemlerimizi, felaketlerimizi, açık açık yansıt-
mayan bir edebiyat, hayat ile ilgisiz ve sahte bir edebiyattır.
Öyle bir edebiyat da kelimeleri dizip onları işleyen pek hü-
nerli kuyumcular çıkarabilir. Belki onlar çok süslü, çok göz
alıcı şeyler yapabilirler. Fakat ne yazık ki bütün bu sahte
ürünler muntazam kış bahçelerinde yetişen iri yapraklı, par-
lak renkli çiçekleri andırır. Uzaklığından dolayı bize çok çe-
kici, çok harikulade görünen o meçhul sıcak iklimlerin bu
göz kamaştıran ürünleri nasıl açık bir havaya, sert bir rüzgâ-
ra dayanamazsa hayat ile ilgisi olmayan böyle bir edebiyat
da zamanın sonsuz kasırgaları önünde süpürülüp gitmeye
mahkûmdur.
Bu parçanın anlatımında
Utanımlama
H. örnekleme
U benzetme
W. karşılaştırma
düşünceyi geliştirme yollarından hangileri kullanılma-
mıştır?
A) Yalnız I
D) II ve IV
1A
B) Yalnız II
✓/
C) I ve III
E) Yalnız IV
w
8E
DONOSANLATIM BİÇİMLERİ - DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI - ANLATIM İLKELERİ
IV
2D 3C 4A 5E 6C 7B
9B
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
bir de- ku- em- El- du- yer eri an si MIRAY YAYINLAR 9. Samimilik hayatın en önemli gerçekliğidir. Bu itibarla, hayat ile bağı olan edebiyat, mutlaka samimi bir edebiyattır dene- bilir. Hayatı en gizli, en karışık yönleriyle anlatmayan, duy- gularımızı tıpkı hayatta olduğu gibi saf ve derin bir şekilde duyurmayan, elemlerimizi, felaketlerimizi, açık açık yansıt- mayan bir edebiyat, hayat ile ilgisiz ve sahte bir edebiyattır. Öyle bir edebiyat da kelimeleri dizip onları işleyen pek hü- nerli kuyumcular çıkarabilir. Belki onlar çok süslü, çok göz alıcı şeyler yapabilirler. Fakat ne yazık ki bütün bu sahte ürünler muntazam kış bahçelerinde yetişen iri yapraklı, par- lak renkli çiçekleri andırır. Uzaklığından dolayı bize çok çe- kici, çok harikulade görünen o meçhul sıcak iklimlerin bu göz kamaştıran ürünleri nasıl açık bir havaya, sert bir rüzgâ- ra dayanamazsa hayat ile ilgisi olmayan böyle bir edebiyat da zamanın sonsuz kasırgaları önünde süpürülüp gitmeye mahkûmdur. Bu parçanın anlatımında Utanımlama H. örnekleme U benzetme W. karşılaştırma düşünceyi geliştirme yollarından hangileri kullanılma- mıştır? A) Yalnız I D) II ve IV 1A B) Yalnız II ✓/ C) I ve III E) Yalnız IV w 8E DONOSANLATIM BİÇİMLERİ - DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI - ANLATIM İLKELERİ IV 2D 3C 4A 5E 6C 7B 9B
KÇE
nösterilen yerlerin hangisine kesme
11. Dakikalar geçmiyordu () gece yarısı
diye düşündü. Havanı
uzun gece
Türkçe
35. "Bin bir değil "bin bin" düşünce. Yatağa yattım mı tümü
kafama üşüşür. Çoğu beni küplere bindirten, yatakta
bir sağa bir sola çevirten, her gün takip ettiğim köşe
yazarlarına ait düşünceler. Ama topunu niteliğinden dolayı
delice severim. Hiçbirinden ayrılmak istemem. Onlardan
ayrılıp bir an önce uyumaya gönlüm evet demez Kırık
dökük konuşmalar, gazetelerde, dergilerde okunmuş
usta işi yazılardan arta kalan tümceler, fısıltılar... Onları
evirir çevirir, gerekli karşılıkları verir, kendimi herkesten
akıllı yapacak, haklı çıkarmaya yarayacak düşünce
cambazlıklarına başvururum.
Aşağıdakilerden hangisi kendisinden böyle söz eden
yazarın bir özelliği değildir?
A) iyi takdir eden
B) Gündemi takip eden
+
C) Düşünmekten kendini alamayan
+
D) Ayrıntılardan yararlanmaya çalışan +
E) Söz oyunlarına başvurmaktan haz alan+
36. Asıl adı Mahmut Cahit Erencan olmasına rağmen şiire
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
KÇE nösterilen yerlerin hangisine kesme 11. Dakikalar geçmiyordu () gece yarısı diye düşündü. Havanı uzun gece Türkçe 35. "Bin bir değil "bin bin" düşünce. Yatağa yattım mı tümü kafama üşüşür. Çoğu beni küplere bindirten, yatakta bir sağa bir sola çevirten, her gün takip ettiğim köşe yazarlarına ait düşünceler. Ama topunu niteliğinden dolayı delice severim. Hiçbirinden ayrılmak istemem. Onlardan ayrılıp bir an önce uyumaya gönlüm evet demez Kırık dökük konuşmalar, gazetelerde, dergilerde okunmuş usta işi yazılardan arta kalan tümceler, fısıltılar... Onları evirir çevirir, gerekli karşılıkları verir, kendimi herkesten akıllı yapacak, haklı çıkarmaya yarayacak düşünce cambazlıklarına başvururum. Aşağıdakilerden hangisi kendisinden böyle söz eden yazarın bir özelliği değildir? A) iyi takdir eden B) Gündemi takip eden + C) Düşünmekten kendini alamayan + D) Ayrıntılardan yararlanmaya çalışan + E) Söz oyunlarına başvurmaktan haz alan+ 36. Asıl adı Mahmut Cahit Erencan olmasına rağmen şiire
Türkçe
?
17. .Toplumsal alanda sanat ilgilerini canlı tutabilme
başarısını göstermiş insanların sayısı, oldum olası bir
azınlık teşkil etmiştir Bu, nicelikçe olduğu gibi nitelikçe de
pek değişme göstermiyor. Ben bunu doğal karşılıyorum.
Zira bir sanat eserine yönelmek, bir estetik metne alıcı
olmak özellikle kültürel/sanatsal bir birikimin yanı sıra
zihinsel, sezgisel, duyusal, ruhsal, düşsel bir çabayı
gerektirir. Böyle bir estetik yönelimin olmadığı yerde
herhangi bir sanat eseri, bir insan için belki de bir deli
saçmasından başka bir şey değildir.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın başına
getirilebilecek bir ana düşünce özelliğini de içermektedir?
A Siir, bir seçkinlik işaretidir.
Şiir, varlık sebebindeki gücü şairden alır.
C) Gerçek şiir, gerçek sanatçılarca yazılır.
D) Sirin insan emeği ile ilişkisi büyüktür.
E Şiir, ilhama dayalı bir türdür.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Türkçe ? 17. .Toplumsal alanda sanat ilgilerini canlı tutabilme başarısını göstermiş insanların sayısı, oldum olası bir azınlık teşkil etmiştir Bu, nicelikçe olduğu gibi nitelikçe de pek değişme göstermiyor. Ben bunu doğal karşılıyorum. Zira bir sanat eserine yönelmek, bir estetik metne alıcı olmak özellikle kültürel/sanatsal bir birikimin yanı sıra zihinsel, sezgisel, duyusal, ruhsal, düşsel bir çabayı gerektirir. Böyle bir estetik yönelimin olmadığı yerde herhangi bir sanat eseri, bir insan için belki de bir deli saçmasından başka bir şey değildir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın başına getirilebilecek bir ana düşünce özelliğini de içermektedir? A Siir, bir seçkinlik işaretidir. Şiir, varlık sebebindeki gücü şairden alır. C) Gerçek şiir, gerçek sanatçılarca yazılır. D) Sirin insan emeği ile ilişkisi büyüktür. E Şiir, ilhama dayalı bir türdür.
12. Estetik yönü bulunmayan, dünyanın her yerinde ay-
nen uygulanan ya da uygulanması mümkün olan şey-
ler kültür değildir. Kültür, zor büyüyen nadide bir çiçek
gibidir. En mütevazı milletlerin bile kültürü 400 - 500
yılda oluşur. Hâlbuki tekniği elde etmek 40 - 50 yıl
gibi kısa bir zamanda mümkündür. Mesela Japonya
böyle kalkınmıştır. Buna karşın 550 yıl hâkim olduk-
ları Balkanlarda yaşayan kavimler yine farklı kala-
bilmişlerdir. İspanya'daki Basklar, Ingiltere'deki İskoç-
lar ve İrlandalılar da böyledir.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilme-
mistir?
14. Sanat,
varınc
maya
algıla
buğu
duru
A) Kültürün millete özgü, özel bir değer olduğuna
BYKültürün hem gelişiminin hem ortadan kaldırıl-
BY KU
Kunin zorluguna
C) Teknik alanda kültürdekinden çok kısa bir sürede
ilerlenebileceğine
D) Japonya'nın teknik bakımdan kısa zamanda iler-
leyip kalkındığına
J
Balkanlarda yaşayan halklarla, İspanya ve İngil-
tere'deki bazı halkların birbirine benzediğine
seçe
mü-
kus
SU
B
g
karekök
todo yanlış anlaşılma ol-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
12. Estetik yönü bulunmayan, dünyanın her yerinde ay- nen uygulanan ya da uygulanması mümkün olan şey- ler kültür değildir. Kültür, zor büyüyen nadide bir çiçek gibidir. En mütevazı milletlerin bile kültürü 400 - 500 yılda oluşur. Hâlbuki tekniği elde etmek 40 - 50 yıl gibi kısa bir zamanda mümkündür. Mesela Japonya böyle kalkınmıştır. Buna karşın 550 yıl hâkim olduk- ları Balkanlarda yaşayan kavimler yine farklı kala- bilmişlerdir. İspanya'daki Basklar, Ingiltere'deki İskoç- lar ve İrlandalılar da böyledir. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilme- mistir? 14. Sanat, varınc maya algıla buğu duru A) Kültürün millete özgü, özel bir değer olduğuna BYKültürün hem gelişiminin hem ortadan kaldırıl- BY KU Kunin zorluguna C) Teknik alanda kültürdekinden çok kısa bir sürede ilerlenebileceğine D) Japonya'nın teknik bakımdan kısa zamanda iler- leyip kalkındığına J Balkanlarda yaşayan halklarla, İspanya ve İngil- tere'deki bazı halkların birbirine benzediğine seçe mü- kus SU B g karekök todo yanlış anlaşılma ol-
deneme - 3
14. Sanat, belki mağara duvarlarındaki ilk maceralara
varıncaya dek özgürlük çağrıştırır; sanatçı sınır tanı-
mayan, özgürlüğün âdeta kitabını yazan kişi olarak
algılanır. Oysa Öteki insanlar gibi kendi ka-
buğunda yaşamak ve suya sabuna dokunmamak
durumunda bırakılmıştır sanatçılar. Mücadele etmeyi
seçenlerdense pek azı başarıya ulaşmış, diğerlerinin
mücadeleleri destansı hikâyeler olarak sonraki
kuşaklarca anlatılmış yani bu kişiler bir film senaryo-
su, bir roman konusu olarak kalmışlardır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerin han-
gisi getirilmelidir?
A) sanatın özgürlük kadar geçmişin değerlerinden
beslenmeye, burada kök salmaya da ihtiyacı var-
dır.
B sanatçıların pek çoğu fikirlerinin desteklenmesini,
beğenilmesini ister ve farklılıklar ortaya koymak-
tan uzak durur.
C) sanatçının özgürlüğü, içsel bir dürtü olarak hep
var olsa da kimi dönemlerde kendini açığa vurma
şansı hiç olmamıştır.
D) sanatla toplum arasındaki ilişki her dönemde bir-
çok sıkıntıyla sürmüş, sanatçı topluma zarar veren
kişi olarak algılanmıştır.
E) bu algının sanata olumsuz etkileri, olumlu etki-
lerinden fazladır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
deneme - 3 14. Sanat, belki mağara duvarlarındaki ilk maceralara varıncaya dek özgürlük çağrıştırır; sanatçı sınır tanı- mayan, özgürlüğün âdeta kitabını yazan kişi olarak algılanır. Oysa Öteki insanlar gibi kendi ka- buğunda yaşamak ve suya sabuna dokunmamak durumunda bırakılmıştır sanatçılar. Mücadele etmeyi seçenlerdense pek azı başarıya ulaşmış, diğerlerinin mücadeleleri destansı hikâyeler olarak sonraki kuşaklarca anlatılmış yani bu kişiler bir film senaryo- su, bir roman konusu olarak kalmışlardır. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerin han- gisi getirilmelidir? A) sanatın özgürlük kadar geçmişin değerlerinden beslenmeye, burada kök salmaya da ihtiyacı var- dır. B sanatçıların pek çoğu fikirlerinin desteklenmesini, beğenilmesini ister ve farklılıklar ortaya koymak- tan uzak durur. C) sanatçının özgürlüğü, içsel bir dürtü olarak hep var olsa da kimi dönemlerde kendini açığa vurma şansı hiç olmamıştır. D) sanatla toplum arasındaki ilişki her dönemde bir- çok sıkıntıyla sürmüş, sanatçı topluma zarar veren kişi olarak algılanmıştır. E) bu algının sanata olumsuz etkileri, olumlu etki- lerinden fazladır.
kişi olarak algılanmıştır.
E) bu algının sanata olumsuz etkileri, olumlu etki-
erinden fazladır.
95
hatçı topluma zarar veren
15. Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün en önemli kahrama-
ni Hayri Irdal, eski kültürümüzün içinden gelmiş ama
bu kültür kaynakları kuruduğu için artık zaaflarıyla
göze batmaya başlamıştır. Hayri Irdal, işte bu kültür-
den uzak durmaya çalışan, değişeyim derken bir tür
"aralık'ta yaşayan, eşikten adımını bir türlü atamamış
dönemin tipik Türk aydınının bir örneğidir.
Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Topluma uyum sağlayamamak
B) Gelenekleri küçümseyerek reddetmek
C) Kendi değerleriyle toplumun değerlerini aynı pota-
da eritememek
D) Yeni değerleri tümüyle benimseyip modern yaşa-
min parçası olamamak
E) Oteki aydınlardan kendisini farklı kılacak bir dü-
şünce ortaya koyamamak
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
kişi olarak algılanmıştır. E) bu algının sanata olumsuz etkileri, olumlu etki- erinden fazladır. 95 hatçı topluma zarar veren 15. Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün en önemli kahrama- ni Hayri Irdal, eski kültürümüzün içinden gelmiş ama bu kültür kaynakları kuruduğu için artık zaaflarıyla göze batmaya başlamıştır. Hayri Irdal, işte bu kültür- den uzak durmaya çalışan, değişeyim derken bir tür "aralık'ta yaşayan, eşikten adımını bir türlü atamamış dönemin tipik Türk aydınının bir örneğidir. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Topluma uyum sağlayamamak B) Gelenekleri küçümseyerek reddetmek C) Kendi değerleriyle toplumun değerlerini aynı pota- da eritememek D) Yeni değerleri tümüyle benimseyip modern yaşa- min parçası olamamak E) Oteki aydınlardan kendisini farklı kılacak bir dü- şünce ortaya koyamamak
9.
emeler
Kentlerle birlikte pek çok kurum ve yenilik
gelişti. Bunların başında örgütlü din, askerlik
kurumu ve yazı gelir. Bu kurumlar ve yenilikler
karşımıza ilk devleti çıkarır. İlk devletler,
genellikle doğal coğrafi sınırlarla belirlenmiş bir
toprak parçasına hükmeden bağımsız siyasal
yapılar olarak doğdu. Hükümranlıklarını
belirleyen doğal sınırlar, denetleyebilecekleri
tarımsal üretim alanıydı. Bu tarımsal üretim
alanının merkezinde, bu alanın ihtiyaçlarını
karşılayan bir kent doğmuştu ye kent ilk devletin
ön koşuluydu. Zira orası aynı zamanda
merkezî bir pazar yeriydi. Ticaret orada
yapılıyor, devletin gelirini teşkil eden vergi
burada toplanıyor, tarım dışı mal ve hizmetler
orada üretiliyordu. Bütün bunlar karmaşık bir
örgütlenmenin başlangıcı ve iş bölümüne dayalı
bir toplumsallaşma demekti.
Bu parçada boş bırakılan yere
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A Zamanla kentler, kol emeğinin ve tarımsal
üretimin merkezi olan kırsal alanın ve
köylülüğün karşıtı olarak tanımlanmaya
başlandı
B) Tarihte ilk kentler, MÖ 4 binin sonunda
Mezopotamya'da ortaya çıktı
C) İktidara bağlı tabakalaşma, kentlerin
örgütlenme zemini oldu
D) İlk kentler, çevrelerinde yer alan tarımcı
yerleşmelerin oluşturduğu bir ağın merkezi
olarak oluştu
A
E) Kent, aynı zamanda merkezî bir ekonominin
varlığına işaret ediyordu
Deneme
16
146
tonguç kampüs
10
t
E
A
h
COD
g
ye
B
tü
SÖ
bic
Bu
ola
1
D) K
g
ol
E) Af
me
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. emeler Kentlerle birlikte pek çok kurum ve yenilik gelişti. Bunların başında örgütlü din, askerlik kurumu ve yazı gelir. Bu kurumlar ve yenilikler karşımıza ilk devleti çıkarır. İlk devletler, genellikle doğal coğrafi sınırlarla belirlenmiş bir toprak parçasına hükmeden bağımsız siyasal yapılar olarak doğdu. Hükümranlıklarını belirleyen doğal sınırlar, denetleyebilecekleri tarımsal üretim alanıydı. Bu tarımsal üretim alanının merkezinde, bu alanın ihtiyaçlarını karşılayan bir kent doğmuştu ye kent ilk devletin ön koşuluydu. Zira orası aynı zamanda merkezî bir pazar yeriydi. Ticaret orada yapılıyor, devletin gelirini teşkil eden vergi burada toplanıyor, tarım dışı mal ve hizmetler orada üretiliyordu. Bütün bunlar karmaşık bir örgütlenmenin başlangıcı ve iş bölümüne dayalı bir toplumsallaşma demekti. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A Zamanla kentler, kol emeğinin ve tarımsal üretimin merkezi olan kırsal alanın ve köylülüğün karşıtı olarak tanımlanmaya başlandı B) Tarihte ilk kentler, MÖ 4 binin sonunda Mezopotamya'da ortaya çıktı C) İktidara bağlı tabakalaşma, kentlerin örgütlenme zemini oldu D) İlk kentler, çevrelerinde yer alan tarımcı yerleşmelerin oluşturduğu bir ağın merkezi olarak oluştu A E) Kent, aynı zamanda merkezî bir ekonominin varlığına işaret ediyordu Deneme 16 146 tonguç kampüs 10 t E A h COD g ye B tü SÖ bic Bu ola 1 D) K g ol E) Af me