Anlatım Biçimleri Soruları

sahibidir. cabuk sinirlenen bir yapıda olup çevresince yadırganmak- tadır. 28. Uzak Doğu'da bir Budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu. Tapınakta geçerli olan incelik, anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti. Tapınak- ta sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda herhan- gi bir tokmak, çan veya zil yoktu. Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi. Yabancı, kapının önünde bir süre bekledi. Sonra kapı açıldı, içerideki Budist yabancıya baktı. Bir selam- laşmadan sonra sözsüz konuşmaları başladı. Gelen yabancı, tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu. Budist bir süre kayboldu, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla dön- dü ve bu kabi yabancıya uzattı. Verilmek istenen mesaj, "Yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz." demekti. Ya- bancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir gül yaprağını ka- bın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı. İçerideki Budist saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı çünkü suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Bazen elde edilmesi imkânsız görünen büyük hedeflerden vazgeçmek kişiyi daha huzurlu kılar. B) Hedefe ulaşmada iyi bir problem çözücü olmak ve herhan- gi bir zorlukta takılı kalmamak önemlidir. e) Hedefini başkalarıyla paylaşanlar, kendini onun gerçekleş- mesine dair çok daha sorumlu hisseder. D) Yaşamın bir parçası hâline gelecek hedefleri éğlence ara- cina dönüştürmek kişinin kendi elindedir. -E) Küçük ve gerçekçi hedefler belirlemek, kişinin daha yaratı- ci fikirler ortaya koymasını destekler. Diğer sayfaya geçiniz.

YGS 2015 4. Kendisini yazdıracak olan şeyi bulduktan sonra iç içe geçen iki sorun yaşıyorum. Birincisi öykünün ilk cümlesi, diğeri bu öyküyü kim anlatacak? Yazar mı, tanık olan mı, yaşayan mı? Genellikle birinci tekil kişi ağzından anlatmayı tercih ediyorum. Yazdıklarıma asla acımıyorum. Bu yüzden bir öykü için yüzlerce sayfa yazsam da geriye pek az sayfa ka- lıyor. Benim için öykünün başlangıcını yazmak bir işkence, sonunu yazmak ise gerçek bir haz. Galiba sondaki hazzı yaşamak için baştaki işkenceye katlanıyorum. Bu parçada kendisinden böyle söz eden bir yazar için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Uslup konusunda hassas davranmaktadır. B) Yazdıklarına karşı eleştirel bakabilmektedir. C) Bireysel konulara ağırlık vermektedin D) Anlatıcı kimliğini önemsemektedir. E) Amacına ulaşma yolunda sıkıntılara katlanmaktadır OXXO SESS

çeşitli sahneler e getiren kentli -en öyküleriyle =ır. Kitapların- i, birbirinden tada birleşir. ma biçimiyle giz"i devreye azar, bilinçli rla iletişime Okura farklı rda okuma akilerden aldığına ģina uğuna 7. "Bir insandan diğerine giden en kısa yol, mizahtır." sözüyle bilinen Fransız çizer Wolinski, yaşamı boyunca birçok yetkin çizerle çalıştı, kırkı aşkın gazete ve dergide çizdi. Yüzden fazla albüm yayınladı, tiyatro oyunları ve televizyon skeçleri yazdı, reklam afişleri hazırladı. Çizimlerinde yalnızlığı, umutsuzluğu alay ve mizahla harmanlayarak sundu. Bundan dolayı bazı çevrelerce yalnız ve mutsuz bir palyaçoya benzetildi. Yakın bir zaman önce İstanbul'da ünlü sanatçının elli yıllık sanat serüvenini ortaya koyan bir sergi hazırlandı. Dünyanın birçok ülkesindeki sergileri gibi bu sergi de beklenenin üzerinde ilgi gördü. Bu parçada Wolinski ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Güldürüyü insanlara ulaşmada bir araç olarak gördüğüne BY Sanatın farklı alanlarında çalışmalarının olduğuna COlumsuzluklan güldürü ögeleriyle aktardığına D) Alanının önemli isimleriyle birlikte çalıştığına E) Dünyaca tanınan evrensel bir sanatçı olduğuna

2. Sarı Traktör, kişisiz bir romandır. "Kişisiz roman olur mu?" denecek. Ben de bunun için röportajla roman arası bir eser, diyorum. Paradoks gibi gelecek ama bence Sarı Traktör'ün başarısız bir roman oluşu Talip Apaydın'ın savunduğu fik- rin doğru oluşu ile sözünü ettiği köy gerçeklerini çok iyi ta- nimasından ileri geliyor. Çünkü yazar, roman yazmak için bunları yeterli görmüş gibidir. Dışarıdan görülen bir gerçek- liğin tıpkısını vermek istemiş. Vermiş de. Ama yetmiyor bu. Anlattığı kişilerin bir iç dünyası yok. Sarı Traktör'deki kişi- lerin görevi ya köydeki ilkel üretimi ya da Arif'in traktör tut- kusunu göstermektir. Bunun dışında bir kişiliklerini göremi- yoruz. Yazar, onların da bir iç dünyaları olduğunu göster- miyor. Bunun için o kişilerin içleri, bazuka namluları misali dümdüz ne yivleri var ne de setleri. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangileri var- dır? A) Tartışma - Benzetme B) Açıklama - Betimleme C) Örnekleme - Karşılaştırma D) Alıntı yapma - Tartışma E) Tanımlama-Açıklama Açıkla

3. Ne zaman bir tarih kitabı okusam geçmişte uzun bir yolculuğa çıkmış sayarım kendimi. Yolculuk, zevkli ve öğreticidic Yolculuğun bazı duraklarında otobüs değiştirdiğim de olur. Mesela baktım ki Eski Yunan tarihini yeterince okudum, dur biraz da Antik Mısır'a göz atayım, derim kendi kendime Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Okuma yöntemini değiştirme B) Farklı uygarlıkların tarihini okuma Farklı bilim dallarında yazılmış kitapları okuma Tarih kitabı okumaya ara verme Değişik edebî türdeki kitapları okumaya başlama Ex

4. Sanatçı, Amerikan ahşap mozaik sanatının motiflerinin yanı sı- ra Anadolu kilim ve halılarında yer alan desenleri de kullanıyor. Selçuklu ile Osmanlı motiflerini de sanata uygulamak için kafa yoruyor şu sıralar. Meslektaşlarının şaşkınlıkla karşıladığı bu ürün- lerde seri üretim söz konusu değil. Her bir ürün, kimi zaman gün- lerce sürüyor. Ahşap mozaik sanatının yanı sıra iç ve dış mekân- lara mobilya ve dekorasyon çalışmalarına da devam ediyor. Sa- natçı, elinin ahşaba değmediği günü, "ölü bir gün" olarak nite- liyor ve çocuksu bir heyecanla seneler sonra keşfettiği bu sana- ti zevkle sürdürüyor. Bu parçada sözü edilen sanatçı ile ilgili olarak anlatılmak iste- nen aşağıdakilerden hangisidir? A) Baş vakit geçirmeyi çok seviyor olması B) Ahşap mozaik sanatını yorucu bulması Meslektaşlarıyla sanat konusunda anlaşamaması D) Ahşap sanatına tutkuyla bağlı olması E) Yaptığı sanatı insanlara öğretmek istemesi ||| CO 6

Ideal 1. (1) Bildiklerimizin aşağı yukarı %80'i dinleme yoluyla becerisine sahipken bazıları kulak rahatsızlığından veya kazanılmaktadır. (II) Bazı öğrenciler normal dinleme bulamadıklarından dinleme becerilerini yeterince dinleme sürecinde uygun modellerle karşılaşma fırsatı bireysel farklılıkları da unutmamak gerekir. (IV) ilköğretim geliştirememiş olabilirler. (III) Öğrenciler arasındaki okullarında dinleme, ağırlıklı olarak sadece öğretmen çocuklar pasif bir konumda kalmakta ve öğretimden veya başka bir yetişkinin konuşmasına dayandığı için yeterince yararlanamamaktadırlar. (V) Dikkat eksikliği, hiperaktiflik, beyinle ilgili özel sorunlar da dinleme yetersizliklerine yol açabilir. Bu parçanın anlamsal bütünlüğü aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle sağlanabilir? A) III. cümle V.den sonra gelmeli. B) II. cümle ile IV.sü yer değiştirmeli. C) I. cümle ile IV.sü yer değiştirmeli. D) III. cümle ile V.si yer değiştirmeli. E III. cümle IV.den sonra gelmeli. 3.

Edebî metinlerle tarihî metinlerin karşılaştırıldığı aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? Edebî metinlerde çağrıştırmak, hissettirmek ve este- tik bir güzellik ortaya koymak amaçlanırken tarihsel metinlerde bilgi vermek, öğretmek ve fayda sağla- mak amaçlanır. B) Edebi metinlerde daha çok öznel ifadeler yer alırken tarihsel metinlerde nesnel ifadelere yer verilir. Edebî metinlerde bilgi bulunabilir fakat bu, o metnin edebî yönünün önüne geçemez; tarihsel metinlerde bilgiler, tarihî gerçeklere uygun olarak bütün yönle- riyle değerlendirilir. D) Tarihî metinler, dönemleri tarihî, siyasi ve kültü- rel gelişmelere göre sınıflandırır; edebî metinlerde dönemlerin kültürel gelişmeleri tarih sırasına göre anlatılır. Edebî metinlerde yazarın duygu ve düşünce dün- yasına dair izler görülebilir; tarihî metinler, yazarın iç dünyasından, görüş ve düşüncelerinden etkiler taşımaz. k S i

NLAM (1) Alman bilim insanı Friedrich Sarre'nin 1895 yazında İç Ege, Göller Bölgesi ve Konya civarında yaptığı geziyi anlatan kitap ülkemizde Küçük Asya Seyahati adıyla ya- yımlandı. (II) Kitabın bir bölümünde yazar aynı bölgeye gidecek Batılı gezginlere birtakım pratik bilgiler veriyor. (III) Bu satırları okurken zamanımız gezginlerinin ne ka- dar şanslı olduğunu düşündüm. (IV) At sırtında saatler- ce süren zahmetli yolculuklar, şimdi arabayla birkaç sa- at sürüyor. (V) Yetersiz han odalarının yerini tertemiz oteller aldı. (VI) Yalnız o dönemin yemeklerinde aklım kaldı. (VII) Grubun aşçısının yolculuk sırasında avladığı kuşların etlerinden yaptığı yemekleri bugün bulmak olanaksız. 488.489.VE 490.SORULARI PARCAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ 488 Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? AM. Gy C) IV. DIV. E) VI.

13 5. I. BENIM HOCAM Araştırma sonuçlarına göre üst seviyede yetmiş "Go" oyuncusunun beyin görüntülenmesinde, beyin fonksiyon- larında ve beynin çeşitli bölgeleri arasındaki ilişkilerde bir II. Ayrıca bu oyun, üstün zekâlı çocukların potansiyellerinin en üst seviyede yüksek performansa dönüşmesine katkı artış olmuştur. sağlama imkânı da sunmaktadır. V- TAKTIK III. Bu nedenle yüksek hafıza kapasitesine, ilgisini çeken konularda yüksek konsantrasyona ve yüksek problem çözme yeteneğine sahip üstün zekâlı çocukların entelek- tüel özelliklerine "Go" oyunu uygunluk göstermektedir. IV. Bu artış daha çok beynin problem çözme, konsantrasyon ve hafıza bölgelerinde gözlemlenmiştir. Yapılan bir araştırmada "Go" oyununun özellikle konsant- rasyonu, analitik düşünceyi ve öngörü yeteneğini geliştir- diği tespit edilmiştir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan beşinci olur? A) I B) II C) III D) IV CAM TAKTIKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTIKLERLE PARAGRAF E) V

YGS) nbul'la akışta cecik epede a res- ablo- ozan ik bu iler- 5) 9. Artık çoğu şeyin arasında fark kalmadığından mı yok- sa farkları göreceğimizden emin olmadıklarından mi nedir, çoktandır dergilerde, benzer iki resim arasında- ki yedi farkı bulmamızı istemiyor kimse bizden. Oysa biz, birbirinin anı görünen iki resme baktığımızda "Ara- larında bir fark yok" deyip geçmez, farkları bulup çı- karır, neşeyle çıktığımız basamakların bizi götürdüğü yerde bir cümlenin altını çizerdik. Benzerlikler yanıltır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi E vardır? Alıntıdan yararlanma B) Açıklamaya başvurma Soyut kavramlari somutlaştırma Omeklere yer verme Koşul öne sürme Örnek Akademi Ⓒ Koşul (2015-YGS) 10. Salep üretimi için yapılan orkide toplayıcılığında kullanılan yöntemler acı faturaları ortaya çıkar- maktadır. Türkiye'de de orkidelerin korunmasıyla ilgili giri- şimler yapılmıştır. B) Eksiltili cüm C) Devrik cüm Öyküleme E) Amaç-s 12. 1. Cew yara hit 11. Bu bal III. Es dc

23. Benim de bir e-kitap okuyucu tabletim var ama ben onu çok uzun zamandır görmüyorum bile. Evde bir yerlerde. Benim işim, kitap okumak. Her yerde, her zaman kitap okuyorum. Bazen bilgisayardan PDF formatında da kitap okuyorum. Ancak evdeki kitap okuma tabletim nerede, bilmiyorum, kul- lanmıyorum. Oysa yaklaşık yedi sekiz yıl önce, kültür sanat gazeteciliğinde arada sırada alevlenen bir konuydu bu: Artık her şeyi tabletlerden okuyacağız, kitap ölüyor korkusu... Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? A) Kitap okuma biçimlerinin son yıllarda çok fazla değiştiği B) Teknolojik gelişmelerin gerçek okurun okuma eylemini etkilemeyeceği Teknolojik gelişmelerin okuma alışkanlıkları üzerine bir etkisinin bulunmadığı DY Dijital olanakların, kitap okuma alışkanlıklarını olumsuz yönde etkilediği EX Dijital kitap okuma olanaklarının çok eskiden beri tar- tışma konusu olduğu

Türkçe 28 ve 29. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- vaplayınız. Ütopya ile ilgili yanlış yaklaşımlardan biri, ütopyal "mükemmel toplum tasarımı" olarak ele alınması Dikkat edilmesi gereken, ütopyanın mükemmeliye çilikle eş anlamlı olmadığıdır. Ütopya, kelime olara "olmayan yer" anlamına gelir ancak öngörülen yeni toplum genellikle daha iyi olarak tasarlanmakla bir- likte herkes için ortak bir mükemmellik göstermez, yazarın ideallerini yansıtır. Yanlış yaklaşımlardan bir diğeri, distopya ile ilgilidir. Distopya; "kötü, anormal, hastalıklı" anlamına gelmektedir ve "anti-ütopya"nın karşılığı değildir. Kabaca söylenirse ütopya "uygu- lanabilecek iyi" olarak görülüyorsa distopya "uygu- lamada kötü olan"dır. Vieira'nın dikkat çektiği gibi, ütopyalarda ve distopyalarda sunulan gelecek tasvir- leri, gerçekleşmesi mümkün ihtimaller olarak tasar- lanmıştır. Vieira'ya göre, distopya yazarları geleceği olumsuz biçimde tasvir ederek okurlardan olumlu bir geri bildirim beklemektedir. Bir taraftan okurun, toplumsal gelişimin hem sosyal hem de siyasal mut- luluğu sağlayacağını kavraması; öte yandan bilinç- le tasvir edilen kötü geleceğin bir ihtimal olduğunu anlaması ve gelecekten sakınması beklenmektedir. Vieira, distopyaların bu umutsuz tasvirlerinin altında, okur tarafından ciddiye alınma isteği olduğuna dikkat çekmektedir. hry Vonlar TYT Deneme-09 iler 29. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hang yoktur? A) Örneklendirme C) Tanımlama E) Tanık gösterme B) Karşılaştırma D) Tartışma

rular öykülerinin söyleşide söyler. Şim royla birlik er alamıyor edebiyatla Bu itibarla mesi lazım. redebiyat mesini is ıdakiler YGS Çıkmış Sorular 1. Evet, İzmit ve Bursa gibi büyük sanayi şehirlerini ve körfezdeki dev fabrikaları hatırlatan bir görüntü bu. Il. Sabaha karşı şehre girerken yolun solunda sis, duman ve alevler içindeki Karabük Demir Çelik Fab- rikası'nın silo şeklindeki dev bacaları hafızalarımızı yokluyor. Ill. Gece yollara düşüyoruz, sabahın erken saatlerinde Safranbolu'dayız. IV. Yolda birkaç dakika seyrettiğimiz bu devasa fabrikayı geçtikten sonra Ka- rabük şehir merkezine giriyoruz. V. Yalnız Safranbo- lu'dan önce Karabük'ten kısaca bahsetmek istiyorum. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangi- si baştan üçüncü olur? A) I. C) III. B) II. D) IV. E) V. (2016-YGS) poucovin arasında fark kalmadığından mı yok- 11. Başrol oynamak ön önemli değildi. Şehi mayı hiç önemsemin sinemada figüran m kalabalığın arasınd nin dövdüğü bin Ara Sınıfı'nda Badi Ek bir dönem başladı Eğilmez'den. Benc tiplemesine başro sadece istediğim Namuslu filmi de Değirmen, Muhsi ya'ya kadar...- Bu parcanin an yoktur? Benzetme B) Eksiltili cüm

27. Her yıl, milyonlarca ton plastik üretiliyor. Diğer yandan da plastik su şişeleri gibi geri dönüşümü sağlanamayan büyük miktarda atığın denizleri doldurmaması için çözüm arayışı sürüyor. Bu çözümlerden en umut verici olanı atıkları veya plastikleri parçalayan organizmalar. Ancak daha basit çözümler de var. Yakın zamanda bir araştırmacı, plastiğin aksine kalıcı olmayan ve kullanıldıktan sonra biyolojik olarak parçalanabilen bir malzemeden şişe üretme fikrini ortaya attı. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Biyolojik olarak parçalanabilen şişe, şimdilik tasarım aşamasında olan sonuç odaklı çalışmalardan biridir. B) Geri dönüşüm sorununun ortadan kaldırılmasında parçalanabilen şişe fikriyle önemli bir adım atılmış oldu. C) Plastiğin yerine alternatif malzeme üretme fikrinin ortaya atılması, kısa vadede bir çözüm olarak görünmüyor. D) Geri dönüşümü sağlanamayan plastik ve benzeri maddeler doğal hayata kalıcı hasarlar vermektedir. E) Plastiğin doğada dönüşüme uğramaması, ilerleyen zamanlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açacaktır.

çacıktan Calara iğerde ini züm n en Iniz III sıra diliyle na 19 8. 0X20 ST OSA Teknolojik gelişmelerin hızlı bir şekilde ilerlediği günümüzde yeni bir tedavi şekli ortaya çıkmıştır. Kök hücre tedavisi olarak isimlendirilen ve kök hücrelerin kullanıldığı bu yöntemde, kök hücreler belli koşullar altında ihtiyaç duyulan hücrelere dönüştürülerek hastaya nakledilir. Görevini yapamayan hücrelerin yerine yenisi geçirilerek hastalık tedavi edilir. Kök hücre tedavi yöntemlerinin oldukça fazla sayıda araştırmaya konu olması, gelecekte bu tedavinin insanlar üzerinde uygulanma ihtimalini artırmaktadır. Bu tedavi şekli için çeşitli etiksel sorunlar ortaya çıkmaktadır yenilerinin çıkması da olasıdır. Bu sorunların çözümüne yönelik adımlar, yetkili bir kurul oluşturulması ve bu kurul tarafından yeni çözümlerin üretilmesi biçiminde olabilir. Bu yapılırken de farklı bilim insanlarının ve araştırmacıların görüşleri alınmalı ve bu görüşler çerçevesinde çözüm yolları sunulmalıdır. Bu parçadan hareketle I. Kök hücre tedavisi ile ilgili ahlaki problemlerin doğması muhtemeldir. II. Kök hücre tedavisi; pek çok araştırmada ele alınmış, yeni bir tedavi yöntemidir. III. Kök hücre tedavisine yönelik etiksel sorunların çözümü için yetkili kurullar oluşturulmuştur. yargılarından hangileri söylenebilir? A) Yalnız B) Yalnız II D) Ive II- E) I ve III ve C) Yalnız III Paragraf (1) Eyren, büyüktür. çeşitliliğe insanoğl kılmıştır. zihnini m tanımlar tanımlar Bu par numar A) IV