Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

2. deli eder insanı bu dünya
bu gece, bu yıldızlar, bu koku
bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Yaşama sevinçi
B) Doğayı anlatma isteği
C) Ağaç sevgisi
D) Olanlardan rahatsızlık duyma
E) Çevrede olan bitenden korkma
(3
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. deli eder insanı bu dünya bu gece, bu yıldızlar, bu koku bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Yaşama sevinçi B) Doğayı anlatma isteği C) Ağaç sevgisi D) Olanlardan rahatsızlık duyma E) Çevrede olan bitenden korkma (3
1
TYT / TÜRKÇE
30. Aristoteles, "Insanların tüm mutlulukları ve acilan, ey
lem biçiminde belirir." der. Biz, bunun böyle olmadığın
biliyoruz. Bize göre, mutluluğun ve mutsuzluğun ad
yeri, her birimizin için için yaşadığı ancak kişileri yoluy
la romancıya açık olan gizli yaşamdır. Gizli yaşam de
mek, dıştan bakınca hiçbir belirti göstermeyen yaşam
demektir yoksa pek çok insanın sandığı gibi, ağızdan
gelişigüzel çıkan bir sözün, bir iç çekmenin dışa vurdu-
ğu yaşam değil.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
oprak Yayıncılık
A) Dil göndergesel işlevde kullanılmıştır.
B) Tanık göstermeden yararlanılmıştır.
İkilemeden yararlanılmıştır.
D) Dil heyecana bağlı işlevde kullanılmıştır.
E) Ortaya konan düşünce kanıtlanmaya çalışılmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1 TYT / TÜRKÇE 30. Aristoteles, "Insanların tüm mutlulukları ve acilan, ey lem biçiminde belirir." der. Biz, bunun böyle olmadığın biliyoruz. Bize göre, mutluluğun ve mutsuzluğun ad yeri, her birimizin için için yaşadığı ancak kişileri yoluy la romancıya açık olan gizli yaşamdır. Gizli yaşam de mek, dıştan bakınca hiçbir belirti göstermeyen yaşam demektir yoksa pek çok insanın sandığı gibi, ağızdan gelişigüzel çıkan bir sözün, bir iç çekmenin dışa vurdu- ğu yaşam değil. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? oprak Yayıncılık A) Dil göndergesel işlevde kullanılmıştır. B) Tanık göstermeden yararlanılmıştır. İkilemeden yararlanılmıştır. D) Dil heyecana bağlı işlevde kullanılmıştır. E) Ortaya konan düşünce kanıtlanmaya çalışılmıştır.
C) II-III-IV-V-I
B)V.
●
E) II-V-I-IV-III
28. Pek çoğumuz C vitamininin sadece turunçgiller-
den sağlandığını düşünürüz.
Kırmızıbiber ve yeşilbiber C vitamini bakımından
en zengin besinlerdir.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru
bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Kırmızıbiber ve yeşilbiberin her mevsim bulun-
maması nedeniyle C vitamini için turunçgiller
yaygın olarak kullanılıyor.
B) Kırmızıbiber ve yeşilbiberde daha fazla C vita-
mini bulunmasına rağmen pek çoğumuz C vita-
mininin yalnızca turunçgillerde bulunduğunu sa-
niyoruz.
C) C vitamini ihtiyacını turunçgillerden karşıladığını
zannedenler için kırmızıbiber ve yeşilbiberdeki C
vitamini yok hükmündedir.
D) Pek çoğumuz C vitamininin yalnızca turunçgiller-
den elde edildiğini düşünsek de kırmızıbiber ve
yeşilbiberde de C vitamini bulunmaktadır.
E) Turunçgillerdeki C vitamini oranı, kırmızıbiber ve
yeşilbiberdeki C vitamini oranından daha az ol-
masına rağmen turunçgillerin tüketimi daha faz-
ladır.
30.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
C) II-III-IV-V-I B)V. ● E) II-V-I-IV-III 28. Pek çoğumuz C vitamininin sadece turunçgiller- den sağlandığını düşünürüz. Kırmızıbiber ve yeşilbiber C vitamini bakımından en zengin besinlerdir. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Kırmızıbiber ve yeşilbiberin her mevsim bulun- maması nedeniyle C vitamini için turunçgiller yaygın olarak kullanılıyor. B) Kırmızıbiber ve yeşilbiberde daha fazla C vita- mini bulunmasına rağmen pek çoğumuz C vita- mininin yalnızca turunçgillerde bulunduğunu sa- niyoruz. C) C vitamini ihtiyacını turunçgillerden karşıladığını zannedenler için kırmızıbiber ve yeşilbiberdeki C vitamini yok hükmündedir. D) Pek çoğumuz C vitamininin yalnızca turunçgiller- den elde edildiğini düşünsek de kırmızıbiber ve yeşilbiberde de C vitamini bulunmaktadır. E) Turunçgillerdeki C vitamini oranı, kırmızıbiber ve yeşilbiberdeki C vitamini oranından daha az ol- masına rağmen turunçgillerin tüketimi daha faz- ladır. 30.
E
7.) (1) Santiago'ya ulaştığımda "Latin Amerika'nın en
güzel kenti bizde." diye övünen Buenos Aireslile-
rin kentinden bile katbekat modern bir başkentle
karşılaştım. (II) Alabildiğine geniş bulvarlar, birbi-
rine paralel caddeler, araç ve yayalar için yapılmış
ayrı ayrı yollar... (III) Şehirde bir Türkiye Caddesi
var, caddede Atatürk heykeli; bu, Türkiye'nin
Şili'de siyasi olarak ne kadar önemsendiğini gös-
teriyor. (IV) Üç günlük başkent gezimden sonra
adını bile duyduğumda beni heyecanlandıran Ata-
kama Çölü'ne doğru yola çıktım. (V) Atakama,
deniz kıyısında, soğuk su akıntısının etkisiyle
meydana gelen yüksek basınç sayesinde oluş-
muş dünyanın en kurak çölü.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, bir karşılaştırmaya yer verilmiştir.
B) II. cümlede, betimleme yapılmıştır.
C) III. cümlede, bir çıkarım yapılmıştır.
D) IV. cümlede, öznel bir ifade kullanılmıştır.
E) V. cümlede, bir genelleme yapılmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
E 7.) (1) Santiago'ya ulaştığımda "Latin Amerika'nın en güzel kenti bizde." diye övünen Buenos Aireslile- rin kentinden bile katbekat modern bir başkentle karşılaştım. (II) Alabildiğine geniş bulvarlar, birbi- rine paralel caddeler, araç ve yayalar için yapılmış ayrı ayrı yollar... (III) Şehirde bir Türkiye Caddesi var, caddede Atatürk heykeli; bu, Türkiye'nin Şili'de siyasi olarak ne kadar önemsendiğini gös- teriyor. (IV) Üç günlük başkent gezimden sonra adını bile duyduğumda beni heyecanlandıran Ata- kama Çölü'ne doğru yola çıktım. (V) Atakama, deniz kıyısında, soğuk su akıntısının etkisiyle meydana gelen yüksek basınç sayesinde oluş- muş dünyanın en kurak çölü. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, bir karşılaştırmaya yer verilmiştir. B) II. cümlede, betimleme yapılmıştır. C) III. cümlede, bir çıkarım yapılmıştır. D) IV. cümlede, öznel bir ifade kullanılmıştır. E) V. cümlede, bir genelleme yapılmıştır.
dımcı Düşünceler
is
nları
16. Son yıllarda Türkiye'de çocuk kitaplarına karşı büyük bir ilgi
var ve yayınevleri çocuk kitaplarına eskiye oranla çok daha
fazla yer veriyor. Bu oldukça sevindirici bir durum. Artık bir-
çok yayınevi yazar-çizer seçiminde daha titiz davranarak,
baskı ve kâğıt kalitesine daha fazla önem vererek özenle
hazırlanmış çocuk kitapları yayımlıyor. Ancak dünyaya bak-
tığımızda çocuk yayınları açısından henüz istenilen nok-
tayı yakalayamadık diye düşünüyorum. Kitapçıların çocuk
bölümlerini dolaşırken itiraf etmek gerekirse hâlâ yabancı
çocuk kitaplarına hayran olmaktan kendimi alamıyorum.
İlgimi çeken bir kitabı elime alıp baktığımda kapak res-
minden boyutlarına, renklerine, konusundan anlatımına, iç
sayfalardaki resim-yazı dengesine, harf karakterine kadar
tüm ayrıntıların mükemmel bir uyum içinde olduğunu fark
ediyorum. Neredeyse bir sanat eseri niteliğindeki böyle gü-
zel bir çocuk kitabı bende kıskançlıkla karışık bir hayranlık
uyandırdığı kadar bir çizer olarak bana yeni ufuklar da açı-
yor.
Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisine ulaşılamaz?
AÇocuk kitaplarının hazırlanmasında görselliğe içerikten
daha çok önem verilmesi gerektiğine inanmaktadır.
B) Ülkemizde yayınevlerince çocuk kitaplarına yönelik ilgi-
nin artmasını mutlulukla karşılamaktadır.
C) Tüm olumlu gelişmelere rağmen ülkemizde çocuk
yayınlarının hedeflenen çizgiye ulaşamadığını düşün-
mektedir.
D) Farklı uluslara ait kimi çocuk kitaplarını birçok açıdan
beğenip takdir etmektedir.
E) Kitapçılarda görüp incelediği kimi çocuk kitaplarından
çalışmaları için ilham almaktadır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
dımcı Düşünceler is nları 16. Son yıllarda Türkiye'de çocuk kitaplarına karşı büyük bir ilgi var ve yayınevleri çocuk kitaplarına eskiye oranla çok daha fazla yer veriyor. Bu oldukça sevindirici bir durum. Artık bir- çok yayınevi yazar-çizer seçiminde daha titiz davranarak, baskı ve kâğıt kalitesine daha fazla önem vererek özenle hazırlanmış çocuk kitapları yayımlıyor. Ancak dünyaya bak- tığımızda çocuk yayınları açısından henüz istenilen nok- tayı yakalayamadık diye düşünüyorum. Kitapçıların çocuk bölümlerini dolaşırken itiraf etmek gerekirse hâlâ yabancı çocuk kitaplarına hayran olmaktan kendimi alamıyorum. İlgimi çeken bir kitabı elime alıp baktığımda kapak res- minden boyutlarına, renklerine, konusundan anlatımına, iç sayfalardaki resim-yazı dengesine, harf karakterine kadar tüm ayrıntıların mükemmel bir uyum içinde olduğunu fark ediyorum. Neredeyse bir sanat eseri niteliğindeki böyle gü- zel bir çocuk kitabı bende kıskançlıkla karışık bir hayranlık uyandırdığı kadar bir çizer olarak bana yeni ufuklar da açı- yor. Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisine ulaşılamaz? AÇocuk kitaplarının hazırlanmasında görselliğe içerikten daha çok önem verilmesi gerektiğine inanmaktadır. B) Ülkemizde yayınevlerince çocuk kitaplarına yönelik ilgi- nin artmasını mutlulukla karşılamaktadır. C) Tüm olumlu gelişmelere rağmen ülkemizde çocuk yayınlarının hedeflenen çizgiye ulaşamadığını düşün- mektedir. D) Farklı uluslara ait kimi çocuk kitaplarını birçok açıdan beğenip takdir etmektedir. E) Kitapçılarda görüp incelediği kimi çocuk kitaplarından çalışmaları için ilham almaktadır.
E) Bireyin iç
8. Aşağıdaki hikâye parçalarından hangisinde
gözlemci bakış açısı kullanılmıştır?
A) Babam, her sabah biz uyanmadan, karanlıkta
kalkıyor, hiçbir şey yemeden ekmeğini alıp yo-
la çıkıyordu. Akşam hava kararırken yalıdan dö-
nen toplayıcılarla o da dönerdi. Her gün altı lira-
ya kadar gündelik alıyordu galiba. O parayla kö-
yün bakkalından yiyecek öteberi alırdık.
B) Dün Tünel'den Galatasaray'a kadar dükkânlara
baktım. Esnaf bile zevk sahibi. İnsan bir bahçe-
de geziyormuş gibi oluyor. Her camekân çiçek
gibi. En adi eşyayı öyle biçime getiriyorlar ki mü-
cevher gibi görünüyor.
Erkekler düğünevindeki bir odaya tıkılmışlardı.
Kapıdan başka hiçbir yerden ışık almayan, top-
rak tabanlı odanın kenarında alçak bir sekinin
üstünde şehirden getirdiği iki misafiriyle Hancı
Yakup Ağa oturmuştu.
AYDIN YAYINLARI
D) Sermet Bey, bir hafta sonra kalabalık ailesiyle
köşke taşındı. Halis bir zevk ehliydi. Her gece
çalgı, çağanak, yemek, içmek, keyif gırla gider-
di. Daima kadın akrabalarından kadın erkek 4-5
misafiri bulunuyordu. Sermet Türkiyeliydi fakat
Avrupalıların "gündüz cefa gece sefa" düsturu-
nu kabul etmişti.
E) Küçük Ağa hücresine çekildikten sonra yeni ta-
nıştığı bu insanları geç vakte kadar düşündü,
bazı cümlelerin üzerinde uzun uzun durdu.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
E) Bireyin iç 8. Aşağıdaki hikâye parçalarından hangisinde gözlemci bakış açısı kullanılmıştır? A) Babam, her sabah biz uyanmadan, karanlıkta kalkıyor, hiçbir şey yemeden ekmeğini alıp yo- la çıkıyordu. Akşam hava kararırken yalıdan dö- nen toplayıcılarla o da dönerdi. Her gün altı lira- ya kadar gündelik alıyordu galiba. O parayla kö- yün bakkalından yiyecek öteberi alırdık. B) Dün Tünel'den Galatasaray'a kadar dükkânlara baktım. Esnaf bile zevk sahibi. İnsan bir bahçe- de geziyormuş gibi oluyor. Her camekân çiçek gibi. En adi eşyayı öyle biçime getiriyorlar ki mü- cevher gibi görünüyor. Erkekler düğünevindeki bir odaya tıkılmışlardı. Kapıdan başka hiçbir yerden ışık almayan, top- rak tabanlı odanın kenarında alçak bir sekinin üstünde şehirden getirdiği iki misafiriyle Hancı Yakup Ağa oturmuştu. AYDIN YAYINLARI D) Sermet Bey, bir hafta sonra kalabalık ailesiyle köşke taşındı. Halis bir zevk ehliydi. Her gece çalgı, çağanak, yemek, içmek, keyif gırla gider- di. Daima kadın akrabalarından kadın erkek 4-5 misafiri bulunuyordu. Sermet Türkiyeliydi fakat Avrupalıların "gündüz cefa gece sefa" düsturu- nu kabul etmişti. E) Küçük Ağa hücresine çekildikten sonra yeni ta- nıştığı bu insanları geç vakte kadar düşündü, bazı cümlelerin üzerinde uzun uzun durdu.
ERİ VE DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI
IMIT YAYINLARI
4.
3. Sergilere gittiğimizde, birçok resmi anlamakta güçlük
çekiyoruz. Figür tamamen ölmüş. Konuyu bulamıyoruz.
Mesajini, ruhunu yakalayamıyoruz resimin. Renklere
sığınıyoruz. Renklerde bile çoğu zaman, iç
zenginliklerimize layık bir çeşniyle, ilginç bir bileşimle
karşılaşamıyoruz. Cezanne, "Renklerin de bir mantığı
vardir, sanatçı bu mantiga boyun eğmelidir, kafasındaki
mantığa değil." derdi. Renklerin özgürlüğünü,
kendilerini ifade etme hirsini, kanşma ve yepyeni
renkler yaratma arzulanni yok ettiğin anda, mantığını
da yok etmiş oluyorsun zaten. Ortaya, "görünen bir
şiir" değil, bir boğuntu, bir zevksizlik çıkıyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden
yararlanılmıştır?
Karşılaştırma
B) Alinti yapma
Betimleme
Omekleme
E) Tartışma
Derin bir uykunun ardından gözlerimi açtığımda beliren
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ERİ VE DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI IMIT YAYINLARI 4. 3. Sergilere gittiğimizde, birçok resmi anlamakta güçlük çekiyoruz. Figür tamamen ölmüş. Konuyu bulamıyoruz. Mesajini, ruhunu yakalayamıyoruz resimin. Renklere sığınıyoruz. Renklerde bile çoğu zaman, iç zenginliklerimize layık bir çeşniyle, ilginç bir bileşimle karşılaşamıyoruz. Cezanne, "Renklerin de bir mantığı vardir, sanatçı bu mantiga boyun eğmelidir, kafasındaki mantığa değil." derdi. Renklerin özgürlüğünü, kendilerini ifade etme hirsini, kanşma ve yepyeni renkler yaratma arzulanni yok ettiğin anda, mantığını da yok etmiş oluyorsun zaten. Ortaya, "görünen bir şiir" değil, bir boğuntu, bir zevksizlik çıkıyor. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır? Karşılaştırma B) Alinti yapma Betimleme Omekleme E) Tartışma Derin bir uykunun ardından gözlerimi açtığımda beliren
35. Bir zamanlar her edebiyatçının elinin altında Yaşar Nabi'nin
yıllıkları vardı. 80'lerin başında kısa süreli de olsa birkaç yıl-
lık onların boşluğunu doldurmaya çalıştı. Haklarını yemiş ol-
mamak için yalnızca şunu söylemekle yetineyim, bu dönem
boyunca neredeyse bütün dergiler düzenli düzensiz yıllıklar
yayımladılar. Sonra yavaşça iş, dergilerdeki önce kapsamlı,
sonra kapsamsız yıllık değerlendirmelerine dönüştü ve son
yıllarda da iyice sıradanlaştı ve yok oldu.
Bu paragrafta vurgulanmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Yıllıkların gün geçtikçe kapsamlı olmaktan uzaklaşıp si-
radanlaştığı
B) Yaşar Nabi'nin yıllıklarının yerini hiçbir yıllığın doldura-
madığı
C) Yıllık yazımının ve okunmasının 80'li yıllarda popüler ol-
duğu
D) Dergi yıllıklarının, şahsi yıllıklar kadar başarılı olmadığı
E) Başlarda nesnel olarak ele alınan yıllık hazırlama işinin
gün geçtikçe öznelleştiği
Diğer sayfaya geçiniz
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
35. Bir zamanlar her edebiyatçının elinin altında Yaşar Nabi'nin yıllıkları vardı. 80'lerin başında kısa süreli de olsa birkaç yıl- lık onların boşluğunu doldurmaya çalıştı. Haklarını yemiş ol- mamak için yalnızca şunu söylemekle yetineyim, bu dönem boyunca neredeyse bütün dergiler düzenli düzensiz yıllıklar yayımladılar. Sonra yavaşça iş, dergilerdeki önce kapsamlı, sonra kapsamsız yıllık değerlendirmelerine dönüştü ve son yıllarda da iyice sıradanlaştı ve yok oldu. Bu paragrafta vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yıllıkların gün geçtikçe kapsamlı olmaktan uzaklaşıp si- radanlaştığı B) Yaşar Nabi'nin yıllıklarının yerini hiçbir yıllığın doldura- madığı C) Yıllık yazımının ve okunmasının 80'li yıllarda popüler ol- duğu D) Dergi yıllıklarının, şahsi yıllıklar kadar başarılı olmadığı E) Başlarda nesnel olarak ele alınan yıllık hazırlama işinin gün geçtikçe öznelleştiği Diğer sayfaya geçiniz
1.
KOŞESİ,
ve finansal güçler sadece metaları
Büyük endüstriyel
değil, bu metaları üretecek ve tüketecek özneleri de
üretirler. Bu üretim ve tüketim mekanizmasına biyopolitik
bağlam denebilir; yani üretim ve tüketim çarkını sonsuza
değin döndürecek ihtiyaçları, toplumsal ilişkileri,
bedenleri ve zihinleri üretmek. Kısacası tüketenleri
olduğu kadar üretenleri de üretmek. Biyopolitik
bağlamda, hayat üretim için çalışmak ve üretim de hayat
için çalışmak hâline gelir. Mesele yeni ihtiyaçlar, arzular
ve bunları karşılayacak metalar üretirken ilgili öznelerin
üretim ve tüketim döngüsündeki konumunun, bir
metadan diğerine sürekli yer değiştirmesini
sağlayabilmek. Dün son parçasını monte ettiğiniz
kitaplığı yarın bir başkası alacaktır ama siz de onun
çalıştığı firmanın ürettiği ayakkabıları giyiyorsunuzdur.
Bu parçada vurgulanmak istenen temel düşünce
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Biyopolitik bağlamın ortaya koyduğu üretim ve
tüketim ilişkileri günümüzde insanların
sosyalleşmesini zorunlu kılmaktadır.
B) Blyopolitik bağlam denilen evrensel mekanizma
bireylerin üretici ve tüketici rollerinin sürekliliği ve
değişimi üzerine kuruludur.
C) Bir maddeyi tüketim nesnesine dönüştürmek için
önce o maddeye gereksinim duyan ve onu arzu eden
kitleyi bulmak gereklidir.
D) Bireylerin üretim ve tüketim döngüsünün bir parçası
hâline gelmesi, insan ilişkilerinin sermaye odaklı bir
yapıya bürünmesini sağlamıştır.
Büyük şirketler, sundukları nesneleri üretecek ve
tüketecek kitlelerin farklılaşmasını sağlamak için
özellikle çalışmaktadır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. KOŞESİ, ve finansal güçler sadece metaları Büyük endüstriyel değil, bu metaları üretecek ve tüketecek özneleri de üretirler. Bu üretim ve tüketim mekanizmasına biyopolitik bağlam denebilir; yani üretim ve tüketim çarkını sonsuza değin döndürecek ihtiyaçları, toplumsal ilişkileri, bedenleri ve zihinleri üretmek. Kısacası tüketenleri olduğu kadar üretenleri de üretmek. Biyopolitik bağlamda, hayat üretim için çalışmak ve üretim de hayat için çalışmak hâline gelir. Mesele yeni ihtiyaçlar, arzular ve bunları karşılayacak metalar üretirken ilgili öznelerin üretim ve tüketim döngüsündeki konumunun, bir metadan diğerine sürekli yer değiştirmesini sağlayabilmek. Dün son parçasını monte ettiğiniz kitaplığı yarın bir başkası alacaktır ama siz de onun çalıştığı firmanın ürettiği ayakkabıları giyiyorsunuzdur. Bu parçada vurgulanmak istenen temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Biyopolitik bağlamın ortaya koyduğu üretim ve tüketim ilişkileri günümüzde insanların sosyalleşmesini zorunlu kılmaktadır. B) Blyopolitik bağlam denilen evrensel mekanizma bireylerin üretici ve tüketici rollerinin sürekliliği ve değişimi üzerine kuruludur. C) Bir maddeyi tüketim nesnesine dönüştürmek için önce o maddeye gereksinim duyan ve onu arzu eden kitleyi bulmak gereklidir. D) Bireylerin üretim ve tüketim döngüsünün bir parçası hâline gelmesi, insan ilişkilerinin sermaye odaklı bir yapıya bürünmesini sağlamıştır. Büyük şirketler, sundukları nesneleri üretecek ve tüketecek kitlelerin farklılaşmasını sağlamak için özellikle çalışmaktadır.
Soru Tipi 1-Anlatım Tek. ve Düşünceyi Geliştirme Yolları
TEST 3
2
7. Hiç tanımadığınız insanlar, hakkınızda istemedik-
leri kadar bilgiye ve görüntüye sahip olabilirler.
Dost, arkadaş, sevgili, eş olarak hayatınızda olan
insanlar, ilişki kötü gitmeye başladığında, zama-
nında hiç de zorlanmadan elde etmiş oldukları si-
ber bilgi ve görüntüleri, yoğun yaşadıkları kızgınlık
ve kırgınlık gibi duygular ile alakasız insanların
kullanımına açabilirler. Birlikte büyüyen iki işletme,
birbiri hakkındaki sırları da öğrenerek geçen bir za-
mandan sonra, çıkar çatışmaları söz konusu oldu-
ğunda bu sırları ifşa etmekte sakınca görmeyebilir.
Dolayısıyla, kötü amaçlı insanlar var olduğu süre-
ce; siber alemde iyi şeyler olduğu kadar, zorbalık
edenler de olacaktır.
A
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
gisi ağır basmaktadır?
grek u
A) Tanımlamalar 9
C) Öğretici bilgiler
dumsuzluklan
B) Örneklemeler
D) Kişisel ifadeler
E) Niteleyici sözcükler
(sifat)
Sioen bilgi
birlikte büyuza
islet
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Soru Tipi 1-Anlatım Tek. ve Düşünceyi Geliştirme Yolları TEST 3 2 7. Hiç tanımadığınız insanlar, hakkınızda istemedik- leri kadar bilgiye ve görüntüye sahip olabilirler. Dost, arkadaş, sevgili, eş olarak hayatınızda olan insanlar, ilişki kötü gitmeye başladığında, zama- nında hiç de zorlanmadan elde etmiş oldukları si- ber bilgi ve görüntüleri, yoğun yaşadıkları kızgınlık ve kırgınlık gibi duygular ile alakasız insanların kullanımına açabilirler. Birlikte büyüyen iki işletme, birbiri hakkındaki sırları da öğrenerek geçen bir za- mandan sonra, çıkar çatışmaları söz konusu oldu- ğunda bu sırları ifşa etmekte sakınca görmeyebilir. Dolayısıyla, kötü amaçlı insanlar var olduğu süre- ce; siber alemde iyi şeyler olduğu kadar, zorbalık edenler de olacaktır. A Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- gisi ağır basmaktadır? grek u A) Tanımlamalar 9 C) Öğretici bilgiler dumsuzluklan B) Örneklemeler D) Kişisel ifadeler E) Niteleyici sözcükler (sifat) Sioen bilgi birlikte büyuza islet
aragrafta Yapı (Düşüncenin Akışını Bozan Cümle)
(1) Bir oyun ya da senaryo, bir hamlede yaratılmaz; yazarının
zihninde, birdenbire ve bütünüyle belirmez. (II) Yazarın ilk
çabalarıyla ortaya çıkan, en fazla, ilkel bir taslaktır. (III) Yazar,
göstermeye dayalı eserini adım adım geliştirerek ona son bi-
çimini verir. (IV) En ilkel kurgu bile bir birikimin ürünüdür. ()
Bu sürecin uzunluğu, yazarın hazırlığına ve çalışma tarzına
bağlıdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün-
cenin akışını bozmaktadır?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
(YGS)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
aragrafta Yapı (Düşüncenin Akışını Bozan Cümle) (1) Bir oyun ya da senaryo, bir hamlede yaratılmaz; yazarının zihninde, birdenbire ve bütünüyle belirmez. (II) Yazarın ilk çabalarıyla ortaya çıkan, en fazla, ilkel bir taslaktır. (III) Yazar, göstermeye dayalı eserini adım adım geliştirerek ona son bi- çimini verir. (IV) En ilkel kurgu bile bir birikimin ürünüdür. () Bu sürecin uzunluğu, yazarın hazırlığına ve çalışma tarzına bağlıdır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. (YGS)
21. Bursa'daki Koza Han'ın dört girişi vardır ve bu
kapıların hangisinden girilirse ona göre farklı yorumlar
yapılır. Çünkü hana girdiğiniz kapı sizi ele verir. Ulu
Cami tarafındaki alçak gönüllü kapıdan girdiyseniz
muhtemelen şehre yabancısınız, turistik bir merakla
girmişsiniz ve oturmaya niyetiniz yoktur. Kapalıçarşı
tarafından girdiyseniz soluklanmaya ihtiyacınız var
demektir. Eğer Orhan Bey Camisi'nin aralığındaki
kapıdan girenlerdenseniz sizin almakla, vermekle,
gezmekle işiniz yok. Öğrencisiniz veya öğrenciliğinizin
hatıraları çok taze. Ama yok, ben bunların hiçbirinden
değil, dördüncü kapıdan girdim derseniz bu çok
şaşırtıcı. Çünkü bu kapı, usta gözlerden gizlenmiş
gibidir. Bu şehrin gizli kapılarını ve yollarını bilecek
kadar şehirle içli dışlı olmuş birinin rehbere ihtiyacı mı
olur? O, zaten kendine ördüğü koza ile Koza Han'ın
meydanına sığmayacak kadar büyük bir şehir olmuştur.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Birinci kişili anlatım söz konusudur.
B) Sözde soru cümlesine yer verilmiştir.
C) Konuşma havası içinde oluşturulmuştur.
D) Kişileştirmeden yararlanılmıştır.
E) Betimleyici ögeler kullanılmıştır..
s
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
21. Bursa'daki Koza Han'ın dört girişi vardır ve bu kapıların hangisinden girilirse ona göre farklı yorumlar yapılır. Çünkü hana girdiğiniz kapı sizi ele verir. Ulu Cami tarafındaki alçak gönüllü kapıdan girdiyseniz muhtemelen şehre yabancısınız, turistik bir merakla girmişsiniz ve oturmaya niyetiniz yoktur. Kapalıçarşı tarafından girdiyseniz soluklanmaya ihtiyacınız var demektir. Eğer Orhan Bey Camisi'nin aralığındaki kapıdan girenlerdenseniz sizin almakla, vermekle, gezmekle işiniz yok. Öğrencisiniz veya öğrenciliğinizin hatıraları çok taze. Ama yok, ben bunların hiçbirinden değil, dördüncü kapıdan girdim derseniz bu çok şaşırtıcı. Çünkü bu kapı, usta gözlerden gizlenmiş gibidir. Bu şehrin gizli kapılarını ve yollarını bilecek kadar şehirle içli dışlı olmuş birinin rehbere ihtiyacı mı olur? O, zaten kendine ördüğü koza ile Koza Han'ın meydanına sığmayacak kadar büyük bir şehir olmuştur. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Birinci kişili anlatım söz konusudur. B) Sözde soru cümlesine yer verilmiştir. C) Konuşma havası içinde oluşturulmuştur. D) Kişileştirmeden yararlanılmıştır. E) Betimleyici ögeler kullanılmıştır.. s
24. Ayşe'nin garip bir talihi vardı. Pederi beş yıldır Trab-
lusgarp'ta idi. Bu senenin baharında kurası çıkıveren
nişanlısı Tosun da Trablus'a sevk edilmişti. Ailesi, bir
istanbul'dan bir de Bingazi'den mektup almıştı. İkinci
mektupta Yemen'e gideceğinden bahsediyordu. Ayşe,
altı aydır ne pederinden kâğıt almıştı ne de Tosun'dan
haber vardı. Bir taraftan baba eksikliği, diğer cihetten
nişanlısının ayrılığı ve bu iki hicrana eklenen yoksulluk
Ayşe'yi İstanbul'a gelmeye mecbur etmişti. Hemşehrileri
onu Cihangir'de Erkânı Harbiye binbaşılarından Tuğrul
Bey'in yanına koydular. Beyefendi ona nişanlısıyla
babasından haber getireceğini vadetmişti. Ancak buna
muvaffak olamadan Tuğrul Bey de yine oraya, Ayşe'yi
diyarından, babasından yârinden ayıran Trablus'a
gidiyordu. Buralardan düşmanı kovduktan sonra ona
babasını, nişanlısını da getirecekti.
Bu parçadaki altı çizili sözle;
1. şansının sürekli yaver gitmesi,
çekmemesi,
yalnızlık çekmemesi,
II. hiçbir zaman yalnızlık
III. sürekli aynı olayların cereyan etmesi
durumlarından hangilerine gönderme yapılmıştır?
A) Yalnız I
D) I ve II
B) Yalnız II
TYT "Deneme 4 Messi" - 2302/04
ve
Yalnız III
8
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
24. Ayşe'nin garip bir talihi vardı. Pederi beş yıldır Trab- lusgarp'ta idi. Bu senenin baharında kurası çıkıveren nişanlısı Tosun da Trablus'a sevk edilmişti. Ailesi, bir istanbul'dan bir de Bingazi'den mektup almıştı. İkinci mektupta Yemen'e gideceğinden bahsediyordu. Ayşe, altı aydır ne pederinden kâğıt almıştı ne de Tosun'dan haber vardı. Bir taraftan baba eksikliği, diğer cihetten nişanlısının ayrılığı ve bu iki hicrana eklenen yoksulluk Ayşe'yi İstanbul'a gelmeye mecbur etmişti. Hemşehrileri onu Cihangir'de Erkânı Harbiye binbaşılarından Tuğrul Bey'in yanına koydular. Beyefendi ona nişanlısıyla babasından haber getireceğini vadetmişti. Ancak buna muvaffak olamadan Tuğrul Bey de yine oraya, Ayşe'yi diyarından, babasından yârinden ayıran Trablus'a gidiyordu. Buralardan düşmanı kovduktan sonra ona babasını, nişanlısını da getirecekti. Bu parçadaki altı çizili sözle; 1. şansının sürekli yaver gitmesi, çekmemesi, yalnızlık çekmemesi, II. hiçbir zaman yalnızlık III. sürekli aynı olayların cereyan etmesi durumlarından hangilerine gönderme yapılmıştır? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II TYT "Deneme 4 Messi" - 2302/04 ve Yalnız III 8
APOIEMI
PEKIŞTİRME
ÖRNEK 1
(2019 TYT)
1928-1992 yılları arasında yaşayan Philip K. Dick, bl-
lim kurgu edebiyatının en beğenilen yazarlarından bi-
A
ridir. İlk hikâye ve romanlarından başlayarak tüm eser-
lerinde, gerçeklik ve insanı insan yapan özellikleri bir-
B
birine bağlı iki tema olarak ele alır. Bu temaları başa-
rıyla işlediği eserlerinden biri, 1968 yılında kaleme al-
diği Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi? adlı romanı-
dır. Romanın ana karakteri Rick Deckard, Mars'tan ka-
Wigil anti
çan altı androidi yakalamakla görevlidir. Ancak bu gö-
revi sırasında, insanla robot arasındaki sınırın hiç de
olgol
kesin olmadığını görür. Böylece eser bir yandan insan
benzeri robotlar ile gerçek insanlar arasındaki farkı sor-
gularken diğer yandan gerçeklik algısı üzerine düşün-
D
dürmektedir. Dick'in bu romanı, tüm zamanların en iyi
bilim kurgu filmlerinden biri olarak kabul edilen Bıçak
C
Sırtı filmine de kaynaklık etmiştir.
Bu parçada Philip K. Dick ile ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisi söylenemez?
A) Belirli bir alandaki çalışmalarının takdir edildiği
NOR
sunen
B) Farklı türdeki eserlerinde benzer konular üzerinde
durduğu
C) Eserlerinin edebiyat dünyası dışında dalilgi gördüğü
D) Gerçeğin ne kadar gerçek olduğu konusunu sor-
guladığı
E) Romanlarında belirli bir karakterin maceralarını an-
lattiği
115-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
APOIEMI PEKIŞTİRME ÖRNEK 1 (2019 TYT) 1928-1992 yılları arasında yaşayan Philip K. Dick, bl- lim kurgu edebiyatının en beğenilen yazarlarından bi- A ridir. İlk hikâye ve romanlarından başlayarak tüm eser- lerinde, gerçeklik ve insanı insan yapan özellikleri bir- B birine bağlı iki tema olarak ele alır. Bu temaları başa- rıyla işlediği eserlerinden biri, 1968 yılında kaleme al- diği Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi? adlı romanı- dır. Romanın ana karakteri Rick Deckard, Mars'tan ka- Wigil anti çan altı androidi yakalamakla görevlidir. Ancak bu gö- revi sırasında, insanla robot arasındaki sınırın hiç de olgol kesin olmadığını görür. Böylece eser bir yandan insan benzeri robotlar ile gerçek insanlar arasındaki farkı sor- gularken diğer yandan gerçeklik algısı üzerine düşün- D dürmektedir. Dick'in bu romanı, tüm zamanların en iyi bilim kurgu filmlerinden biri olarak kabul edilen Bıçak C Sırtı filmine de kaynaklık etmiştir. Bu parçada Philip K. Dick ile ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisi söylenemez? A) Belirli bir alandaki çalışmalarının takdir edildiği NOR sunen B) Farklı türdeki eserlerinde benzer konular üzerinde durduğu C) Eserlerinin edebiyat dünyası dışında dalilgi gördüğü D) Gerçeğin ne kadar gerçek olduğu konusunu sor- guladığı E) Romanlarında belirli bir karakterin maceralarını an- lattiği 115-
agrafta Yapı - 1
top-
yan
de-
arka
yen
irur
du-
de-
inin
ması
ya-
yer-
evk
ecin
ag-
J.
etleri Genel Müdürlüğü
7. (1) Her edebiyat eleştirisi, biraz subjektif ve şahsidir; bu
anlayıştan hareket edilerek yola çıkılırsa varılacak nokta
daha iyi tayin edilmiş olur. (II) Yorumların ve değerlen-
dirmelerin, kesin ve mutlak bir üslupla sonuçlandırılması,
yapılan eleştiriye de zarar vereceğinden bu tutumdan ka-
çınmak gerekir. (III) Çünkü bu genelleme, eseri değerlen-
dirip hüküm verirken yaşanılan devrin bakış açısına gön-
dermede bulunur ve onu temsil eder. (IV) Bir sosyal bilim
olarak edebiyat ve daha da özelde eleştiri, kesinlemeden
çok genellemedir. (V) Bu bakış açısına, eleştiri kuramın-
da "çağdaş bakış açısı" denmektedir. (VI) Eleştirinin şahsi
ve subjektif oluşu bu bakış açısından kaynaklanmaktadır.
Bu paragrafın anlam bütünlüğünün sağlanması için
numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirme-
lidir?
A) I ve II.
B) I ve IV.
DY III ve IV.
C) II ve III.
Q
(1) Sözlük yazmak çok güçtür, itina ve dikkat isteyen bir
E) IV ve V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
agrafta Yapı - 1 top- yan de- arka yen irur du- de- inin ması ya- yer- evk ecin ag- J. etleri Genel Müdürlüğü 7. (1) Her edebiyat eleştirisi, biraz subjektif ve şahsidir; bu anlayıştan hareket edilerek yola çıkılırsa varılacak nokta daha iyi tayin edilmiş olur. (II) Yorumların ve değerlen- dirmelerin, kesin ve mutlak bir üslupla sonuçlandırılması, yapılan eleştiriye de zarar vereceğinden bu tutumdan ka- çınmak gerekir. (III) Çünkü bu genelleme, eseri değerlen- dirip hüküm verirken yaşanılan devrin bakış açısına gön- dermede bulunur ve onu temsil eder. (IV) Bir sosyal bilim olarak edebiyat ve daha da özelde eleştiri, kesinlemeden çok genellemedir. (V) Bu bakış açısına, eleştiri kuramın- da "çağdaş bakış açısı" denmektedir. (VI) Eleştirinin şahsi ve subjektif oluşu bu bakış açısından kaynaklanmaktadır. Bu paragrafın anlam bütünlüğünün sağlanması için numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirme- lidir? A) I ve II. B) I ve IV. DY III ve IV. C) II ve III. Q (1) Sözlük yazmak çok güçtür, itina ve dikkat isteyen bir E) IV ve V.
KÇE 5.
Paragrafın Şifresi - TÜRKÇE DENEMELERİ
23. "Halit Ziya'nin Mensûr Şiirler'i, Mehmet Rauf'un Siyah
dillerinin eskimiş
İnciler'i bugün okunmuyorlarsa
olmalarından ziyade mensur şiir anlayışlarının nesri şiir
zannedecek kadar düpedüz yanlış olduğu içindir. Mensur
şiirin bütün sırrı, Baudelaire'in deyişiyle mucizesi, kelimeleri
konuşturmak, onlardaki imkânları sızdırmak sanatında
gizlidir. Şair, kelimelerden bütün imkânları elde ettiği nispette
bu mucizeye yaklaşır. Yalnız sesleri değil, kokuları ve renkleri
de olan kelimeler manzaralara benzerler. Onlarda uyuklayan
ne sayısız hatıralar ne unutulmuş çehreler ne yanı kalmış
melodiler vardır: Bazen şair bir cümle ile bir kelime ile garip
bir hisle seçilmiş tek bir kelime ile bizi bu unutulmuş, gölge
olmuş şeylerin dünyasına alıp götürür, orada geçmiş günlerin
hayaletleri arasında bize zamanın miriltisini duyurur."
A)
böyle düşünen bir yazar aşağıdakilerden hangisini
söylerse kendiyle çelişmiş olur?
B)
3:22
C)
==
E)
Türk edebiyatında mensur şiirin öncüleri durumundaki
Halit Ziya ve Mehmet Rauf'un Bati edebiyatını
mensur şiir çerçevesinde gereğince tanıyıp model
almadıklarını, serbest ve keyfi bir mensur şiir anlayışı
geliştirdiklerini düşünüyorum.
Mensur şiir, manzum şiirden elbette ki, güçtür. Bu
güçlük yüzündendir ki; -mensur şiirde şaheserler
yaratan Baudelaire ve Mallarmé müstesna- hiçbir
sanatçı bu alanda bu türün özelliklerini yansıtan
eserler yazamamıştır.
Türk edebiyatında Fransız edebiyatı örnek alınarak
yazılan mensur şiirin ilk başanlı örnekleri önce Halit
Ziya sonrasında da Mehmet Räuf tarafından kaleme
alınmış hatta Mehmet Rauf'un "Siyah İnciler"i türünün
en başarılı örnekleri arasında sayılmıştır.
D) Mensur şiir Türk edebiyatında çeşitli sanatkârların
kaleminde ara sira parlasa da hikâye, roman ve
şiirdeki başarılı örneklerin yanında geniş bir alan
bulamadan varlığını sürdüregelmiştir.
Baudelaire, mensur şiirle hayatın içerisinde ayrıntıda
kalan incelikleri yakalamanın ve titiz bir söyleyiş
kurmanın peşinde görünmektedir oysa Halit Ziya, tam
tersine, hiç titizlenmeden, içe doğduğu gibi hemen
ortaya atıliveren duygulanmalardan ibaret bir söyleyişi
öngörür.
24.Kafka'nın eserlerinde söz edilmesi gereken en önemli unsur
da dünyaya yayılmış özgün anlatım biçimidir. Kafkaesk
Anlatım'. Peki, nedir 'Kafkaesk' anlatım? Neden böyle bir
adlandırılmaya gidilmiştir? Kafkaesk anlatım, birçok dilde aynı
sekilde anılan 'korku/güvensizlik yabancılasma umarsızlık
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
KÇE 5. Paragrafın Şifresi - TÜRKÇE DENEMELERİ 23. "Halit Ziya'nin Mensûr Şiirler'i, Mehmet Rauf'un Siyah dillerinin eskimiş İnciler'i bugün okunmuyorlarsa olmalarından ziyade mensur şiir anlayışlarının nesri şiir zannedecek kadar düpedüz yanlış olduğu içindir. Mensur şiirin bütün sırrı, Baudelaire'in deyişiyle mucizesi, kelimeleri konuşturmak, onlardaki imkânları sızdırmak sanatında gizlidir. Şair, kelimelerden bütün imkânları elde ettiği nispette bu mucizeye yaklaşır. Yalnız sesleri değil, kokuları ve renkleri de olan kelimeler manzaralara benzerler. Onlarda uyuklayan ne sayısız hatıralar ne unutulmuş çehreler ne yanı kalmış melodiler vardır: Bazen şair bir cümle ile bir kelime ile garip bir hisle seçilmiş tek bir kelime ile bizi bu unutulmuş, gölge olmuş şeylerin dünyasına alıp götürür, orada geçmiş günlerin hayaletleri arasında bize zamanın miriltisini duyurur." A) böyle düşünen bir yazar aşağıdakilerden hangisini söylerse kendiyle çelişmiş olur? B) 3:22 C) == E) Türk edebiyatında mensur şiirin öncüleri durumundaki Halit Ziya ve Mehmet Rauf'un Bati edebiyatını mensur şiir çerçevesinde gereğince tanıyıp model almadıklarını, serbest ve keyfi bir mensur şiir anlayışı geliştirdiklerini düşünüyorum. Mensur şiir, manzum şiirden elbette ki, güçtür. Bu güçlük yüzündendir ki; -mensur şiirde şaheserler yaratan Baudelaire ve Mallarmé müstesna- hiçbir sanatçı bu alanda bu türün özelliklerini yansıtan eserler yazamamıştır. Türk edebiyatında Fransız edebiyatı örnek alınarak yazılan mensur şiirin ilk başanlı örnekleri önce Halit Ziya sonrasında da Mehmet Räuf tarafından kaleme alınmış hatta Mehmet Rauf'un "Siyah İnciler"i türünün en başarılı örnekleri arasında sayılmıştır. D) Mensur şiir Türk edebiyatında çeşitli sanatkârların kaleminde ara sira parlasa da hikâye, roman ve şiirdeki başarılı örneklerin yanında geniş bir alan bulamadan varlığını sürdüregelmiştir. Baudelaire, mensur şiirle hayatın içerisinde ayrıntıda kalan incelikleri yakalamanın ve titiz bir söyleyiş kurmanın peşinde görünmektedir oysa Halit Ziya, tam tersine, hiç titizlenmeden, içe doğduğu gibi hemen ortaya atıliveren duygulanmalardan ibaret bir söyleyişi öngörür. 24.Kafka'nın eserlerinde söz edilmesi gereken en önemli unsur da dünyaya yayılmış özgün anlatım biçimidir. Kafkaesk Anlatım'. Peki, nedir 'Kafkaesk' anlatım? Neden böyle bir adlandırılmaya gidilmiştir? Kafkaesk anlatım, birçok dilde aynı sekilde anılan 'korku/güvensizlik yabancılasma umarsızlık