Anlatım Biçimleri Soruları

Sade D) Özgünlüğü E) Yoğunluğu 20. Dünyanın en ünlü kalp doktoru Michael De Bakey'in arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve Dr. Michael De Bakey'e dönerek; "Neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım, bir bakışta problemin nerede olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını de- ğiştireceğim hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım. Söylesenize nasıl oluyor da siz mil- yon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?" diye sormuş. Bunun üzerine Dr. Bakey ta- mircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş: "Bunların hep- sini motor çalışıyorken yapmayı denesene!" Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Her mesleğin kendine göre zor yanları mutlaka vardır. B) Zor işlerde çalışan insanlar emeklerinin karşılığını alamaz. C) Bir işleyiş gerçekleşirken onu düzeltmek daha zordur. D) İnsanların sağlığıyla ilgilenmek daha kutsal bir gö- revdir. E) Bazı insanlar, yaşamanın değerini yaşarken fark edemezler.

2. Araştırmacılar, soyu tükenmiş bir kuş türüne ait fosiller buldu. Pelagornis sandersi olarak adlandırılan kuş türünün bugüne kadar yaşamış en büyük kuş türü olduğu düşünülüyor. Ka- nat açıklığı 6 ila 7 metre olan bu kuşların büyüklüğü, bugün yaşayan en büyük kuşlar olan Kral Albatrosların iki katı ka- dardı. Pelagornis sandersilerin 25 ila 28 milyon yıl önce ya- şadığı düşünülüyor. Matematiksel modeller kullanılarak ya- pılan hesaplar, bu kuşların kütlesinin uçabilen bir kuşun sa- hip olabileceği azami kütleden daha fazla olduğunu göste- riyor. Ancak araştırmacılar pelagornis sandersilerin de uça- bildiğini düşünüyor. Bu parçada pelagornis sandersilerle ilgili aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir? A) So A) Soyuyla ilgili bilgilendirmeye By Başka bir kuş türüyle karşılaştırılmasına Matematiksel modellerle bulunan kütlesine D) Fosillerinin araştırılmasının sürdüğüne En büyük kuş türü olduğu varsayımına

25. Ülkü Tamer'in, edebî akımların içinde yaşadığı hâlde hiçbirinden tam olarak etkilenmediğini, biçeminde titiz ve ısrarcı olduğunu, söyleyişte özgünlüğünü koruduğunu söyleyebiliriz. Şiire başladığı dönemlerde; şairlerin birbirini kıyasıya eleştirdikleri, dergilerde bazı şairlerle birçok polemiğin yaşandığı, gruplaşmaların yoğunlaştığı günlerde, şairin bu güçlü akıntıya kapılmadan yalnızca şiirini yazmış olması, tek başına şiirini yürütmesi ilginçtir. Üstelik dışarıdaki gürültüyü duymuyormuşçasına yalın, sohbet eder gibi rahat, yer yer gülümseten, kimi zaman özdeyişe benzer dizelerle düşündüren, sesini yükseltmeyen şiirlerdir bunlar. Bu parçada sözü edilen şair ve şiirleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Ana temasının, iç dünyasından beslendiğine B) Üslup kaygısını ön planda tuttuğuna Söyleyişinde doğallık söz konusu olduğuna D) Hiçbir sanatsal hareketin içinde yer almadığına E) Edebiyat dünyasında olup bitenlerle ilgilenmediğine 27.

Basit bir aktivite gibi görülse de ip atlama egzersizi- nin birçok faydası vardır, bu nedenle spor meraklıları arasında hızla popüler hâle gelmiştir. Kişinin çeviklik, koordinasyon ve dayanıklılık seviyelerini artırmaya yar dımcı olur. Bu özellikler genellikle atletler ve sporcu- lar ile ilişkilendirilir. Ancak bu çok da mantıklı bir yak- laşım değildir. Televizyon ekranı önünde geçirdiğimiz vakitler göz önüne alınırsa buna asıl ihtiyaç duyması gerekenler bizleriz. Koşu, bisiklet ve ip atlama gibi özellikle bacak kaslarını hedef alan sporlar sadece vü- cudun alt tarafı için değil her bölgesi için faydalıdır. Bu parçadan ip atlama egzersiziyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? A) Kolaylıkla her yerde yapılabildiği Giderek yaygınlaştığı Her yaş için uygun bir hareket biçimi olduğu DÖncelikle bacak kaslarını geliştirdiği E) Diğer spor faaliyetlerinden daha az enerji harcandığı

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylem, nede- niyle birlikte verilmemiştir? A) İçeri girmesiyle sağa sola bağırması bir oldu. B) Sesin duyulmasıyla herkes kendini yere att. C) Dev cüssesiyle çocukları korkuttu. D) Havaların ısınmasıyla herkes yollara döküldü, E) Bir tartışmayla yılların dostluğu sona erdi,

Önerilen Çözüm Süresi: 30 dk Çözüm Süresi: 16 ve 17. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Felsefenin Tes Alain de Bot Gereksinim duymadığımız şeyleri edinmekten kaçınmaya çalışıyor, gücümüz yetmediği için bazı şeyleri alamadık diye üzülmek istemiyorsak ge- leceğe gidip arzumuzun gerçekleşmiş halini gör- meye çalışmalıyız. Tatilinizi mutlu geçirmek için bir villada kalmak istediğinizi düşünün. Villa satın aldınız, eğer yanınızda sevdikleriniz yoksa istediği- niz villada olmanıza rağmen yalnızlık sizin mutsuz olmanıza neden olacaktır. Öyleyse pahalı şeyler bize büyük mutluluk getirmediği halde neden onla- ra böylesine düşkünüz? Hata yapıyoruz da ondan. Bu şekilde kaynağını bilmediğimiz sorunlarımıza geçici çözümler buluyoruz. Kafamızı derleyip topla- mamız gerekirken evimiz derli toplu görünsün diye raflar alıyoruz, dost sıcaklığının yerini tutsun diye kaşmir hırkalar giyiyoruz. Bir jip satın alıyoruz ama asıl aradığımız şey özgürlük. Bir aperitif ısmarlıyo- ruz ama asıl gereksinim duyduğumuz şey dostluk. 16. Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir? A) Açıklama C) Öyküleme B) Tartışma D) E) Ornekleme Karşılaştırma © Delta Kültür Yayınevi

6. Resim yaparken kendime sorduğum tek bir soru vardır: "Bunu da yaptım; peki, ya bundan sonra?" Sürekli kendimle yarışırım. "Ben ne kadar iyi bir ressamım!" dediğim zaman tükendim demektir. Her resmimin bir hikâyesi var, canım istedi de yap- tim diye bir şeyi kabul edemem. Oturur, düşünü- rüm, zihnimde planlarım, ondan sonra tuvale ak- tarırım ve resim ortaya çıkar. Bir resim bir defa ya- pılır, aynısını yapmak benim için mümkün değil. - Böyle diyen bir sanatçı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Ürettikleriyle yetinmediği B) Yapacaklarını önceden tasarladığı Kendini yinelemediği D Kendince bir çalışma yöntemi olduğu Hiçbir akıma bağlanamadığı -140-

RDIMCI DÜŞÜNCE 3. Çocuk kitabı yazmak çok eğlenceli, ayrıca insanı özgür de kılıyor. Bunu yaparken şu iki ölçüt dışın- da hiçbir şey önemli değil: Bol bol hayal kurmak ve bol bol mucize gerçekleştirmek. Bir romanda asla yapamayacağım kadar "uçuk kaçık" yazma şansına sahip oluyorum çocuk kitabı yazarken. Örneğin mavi bir timsah gökyüzünde uçabiliyor, siyah bir zürafa çevre yolunda tır kullanabiliyor. Ne var ki bazı yazarlar çocuk kitabı yazmayı kü- çümsüyor. Bu, tümüyle yanlış bir yaklaşım. İyi bir masal yazmak bence dünyanın en zor işlerinden biri. Ve insanın iyi bir varlık olabilmesi, dünyanın daha güzel bir yer hâline gelebilmesi için iyi ro- manlardan çok, iyi masallara ihtiyacımız var. Bu parçada çocuk kitabı yazmayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A Hoşa giden, insani-birtakım sınırlamaların dı- şına çıkaran bir uğraş olduğuna B) Sanılanın aksine, güç bir iş olduğuna C) İnsan aklının sınırlarını zorlayan düşlerden ya- rarlanıldığına Kimi yazarların, bu tür yapıtları çok fazla za- man harcamadan oluşturabildiklerine insanlara ve yaşamlarına olumlu nitelikler ka- zandırılmaya çalışıldığına

vra- vilda nilk em az- an- en ly- O- al- nları 32. Sinema eleştirisi sustu artık ülkemizde. Bir Çetin Özkı- rim'la Atilla Dorsay'ın dışında film eleştirisi yapan pek yok. Oysa 1950'lerde durum ne kadar değişikti. Her ga- zetede, her dergide film eleştirisi sütunu vardı. Peki bu bolluktan bu yokluğa nasıl geldik dersiniz? Bence en önemli ögeyi, halkı unuttuk eleştiride. Brighton Okulu, yeni gerçekçilik, pan, travelling gibi terimlerle boğuşur- ken halka karşı itibarımızı bütün bütün yitirdik. Nüfusu- nun % 60'ı okuryazar olmayan; okumayı bilenlerin için- de de kitap, dergi, eleştiri okumayan bir toplum için yaz- dık bunları. Üstelik bunları -çoğunlukla- kolayından, ba- sitinden değil de zorundan aldık. Sonunda da bağ kop- tu doğal olarak. Bu parçadan sinema eleştirisi ile ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisine ulaşılamaz? AY Bir çıkmaza girdiğine Anlaşılması güç teknik bilgiler içermemesi gerektiği- ne C) Bir yöntem sorunu olduğuna D) Sinema eleştirmenlerinin olmadığına EX Eskiye göre ciddi bir farklılık olduğuna

10 İyi romanlar vardır, iyi romanın ölçütü diye bir şey yoktur. Hatta ölçütler de yoktur. Kaç iyi roman varsa o kadar iyi roman ölçütü bulunabilir. Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisine karşı çıkmaktadır? A) lyi romanın tek bir ölçütünün olmadığına B) Sanat yapıtının işlevinin okuru yüceltmek olduğuna C Her bir roman için ayrı ayrı ölçütler olamayacağına D) Ölçütlerin, her roman için araştırılması gerektiğine EX Eleştirmenlerin romanları incelerken nesnel olması gerektiğine

CINC bk eli FOR X ·labor A) makine- çalışması B) gezegen - dönmesi C) fabrika-hizmet alması Dlaboratuvar - llerlemesi E) canlı-yaşaması yapılır Dünya bir- olarak algılanmaya başlanınca insanların ona müdahale edip daha iyi ---- Için bir şeyler denemeleri de normalleşti. Bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdaki- (2014-KPSS

Geçen hafta arkadaşlarımızla konuşurken uzun zamandır tiyatroya gitmediğimizi fark ettik. Bunun ardından kısa bir araştırma yaptıktan sonra hafta sonuna sahnelenecek bir tiyatro olduğunu öğren- dik ve hemen biletlerimizi alarak heyecanla oyunun sahneleneceği günü beklemeye başladık. Oyunda toplumun ortak sorunlarından biri olan "göç" konu- su işlenmiş. Oyunun konusu İlk bakışta çok faz- la ilgimizi çekse de oyunu izledikten sonra yaza- rin oyun kurmaktan habersiz olduğu, konuyu işle- gibi bir düşüncesinin olmadığı hemen anlaşılı- Daha ilk perdede oyunla hiç ilgisi olmayan, va- kit doldurmak için uydurulmuş sahnelerin hücumu- na uğruyorsunuz. Bir iki sahne bir yana gerisinin piyesle hiçbir ilgisi yok, onları çıkarıp atsanız oyun hiçbir zarar görmez. Birçok kişi sahnede gidip geli- yor, bir şeyler söylüyor, ama onların oyuna en ufak bir etkileri yok. Hepsini kaldırsanız hiçbir şey de- ğişmeyecek. me yor. Bu parçada bahsedilen oyunla ilgili, 1. İlgi çekici bir konusunun olduğuna, II. Kurgusal yönden zayıf kaldığına, III. Oyuncuların yeteneksiz olduklarına, yönelik bilgilerden hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız ! B) Yalnız II D) I. ve II. C)Yalnız III E. ve III. T E M

8. insanı insana söz ile ulaştıran sanat yapıtlarına sonsuz bir minnet duyuyorum. Onlar, ne kadar kişi- sel olursa olsun herkese ulaşabilecek bir dil kulla niyor. Ne kadar genellemeve, soyutlamaya gitseler de insana dokunmadan edemiyor. Kimi açık, kimi aydınlık, kimi hiç kendini göstermeyecek kadar ka- palı ve karanlık... İnsanı insanlarla buluşturan sa nat bizi zenginleştiriyor. Bu parçaya göre eseri başarıya ulaştıran en önemli unsur asağıdakilerden hangisidir? A) insana insanı anlatması B) Anlaşılır bir dile sahip olması Insanların eksiklerini ele alması €) Yorumu okuyucuya bırakması Toplumsal konulardan uzak durması

za işi öre. ya- me- otu- rak üm zak Firi- ek na ak en r- PAONI Prf Yayınları CLICK When 12 23/01/20 2100/2100 22/0923F12-2 You A) I ve Il www 2/21 K-2 The 910 26. I. Şiirn teknik aşamalarını hiç önemsememesi, II. Şiirin ilham ürünü olduğuna inanmaması III. Kişilerde farkındalık uyandırabilmesi IV. Evrensel duyarlık taşıması D) yalnız I Bu parçada bir şairin taşıması gereken nitelikler ara- sında yukarıdakilerden hangileri sayılmamıştır? Türkçe B) I ve IV E) Yalnız II C) Il ve IV

Sık sık yararlanılan, temel bilgileri içeren, değerini kolay kolay yitirmeyen kitaplara baş ucu kitapları dendiğini biliriz de bu tür kitapların okur niteliğine göre farklılıklar gösterdiğini pek bilmeyiz. Sıradan okur için baş ucu kitapları; hiç bilmediği şeyleri öğreten, hiç görmediği ufuklan gösteren kitaplardır. Bilinçli okurlar için bu kitaplar, en iyi bildiği şeyler yakından tanıdığı ufukları anlatan; duygu ve düşünceleriyle örtüşen kitaplardır. Okuduğu bir kitapta karşılaştığı "Yalnız kalmamak için bütün gece aynanın önünde oturdum." cümlesi, sıradan bir okur için ertesi gün sosyal medyada paylaşacağı popüler bir tüketim malzemesidir. Bilinçli okur içinse böyle bir cümlenin işlevi bambaşkadır; "Eee dostum, madem yalnızsın..." diye başlayarak kahramanla roman boyunca koyu bir sohbete dalabilir. 35 Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Tanık gösterme Örnekleme e) Karşılaştırma D) Tanımlama E) Açıklama

5. Tanzimat Dönemi'nde daha çok dil üzerine yaptığı ça- lışmalarla tanınan ----, bilimsel disiplinle Türklük araştır- malarına yönelen ilk yazarlardan biridir. Sanatçı, 1881'de yayımlanan Lisan-ı Türki Osmanî başlıklı makalesinde Türk dili konusuna bilimsel bir dikkatle eğilir. Osmanlı diye bir milletin olmadığını, bu sebeple "Osmanlıca" diye bir dilin olamayacağını, bu dilin adının Türkçe olduğunu bildirir. Türkçenin sadeleşmesini ve gerçek kimliğini kazanmasını isteyen sanatçı, bu görüşleriyle Ömer Seyfettin'in II. Meşrutiyet yıllarında başlatacağı hareketine de kaynaklık eder. ==== The Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıda- kilerin hangisinde verilenler getirilmelidir? A) Recaizade Mahmut Ekrem - Servetifünun bags B) Sami Paşazade Sezai - Millî Edebiyat C) Namık Kemal - Beş Hececiler D) Şinasi - Fecriati E) Şemsettin Sami - Yeni Lisan y ATEN In