Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

2.
Günümüzde araştırmacılar, sanatın kökenlerini binlerce yıl
önce yaşamış insanların ortaya koyduğu ürünlerde arıyorlar.
Ancak o çağın insanının yaratma isteğini ve sürecini tanım-
lamak pek kolay değildir. Mağarasına çizdiği resimlerde neyi
amaçlıyordu tarih öncesi insanı? Zamanlarının çoğunu ma-
ğaralarda geçiren bu insanlar için bir oyalanma aracı mıydı
resim? Yoksa gerçekçi, bilinçli bir yaratma ihtiyacının ürünleri
miydi? Eski çağlardan günümüze gelen küçük heykelciklerin
bir simgesel anlamı, saptanmış belirli bir formu mu vardı?
Tüm bu sorulara kesin yanıtlar vermek o kadar da kolay de-
ğildir.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisi eleştirilmektedir?
Amacı bilinmeyen bir yaratma döneminin ölçü alınması
B) Geçmişte yaşamış insanların inançlarının yeterince bilin-
memesi
Araştırma yöntemlerinin geliştirilmeye çalışılmaması
D) Beğişen yaşam şartlarının göz önünde tutulmaması
Tartışmaların bir sonuca ulaşmaması
(ALES)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Günümüzde araştırmacılar, sanatın kökenlerini binlerce yıl önce yaşamış insanların ortaya koyduğu ürünlerde arıyorlar. Ancak o çağın insanının yaratma isteğini ve sürecini tanım- lamak pek kolay değildir. Mağarasına çizdiği resimlerde neyi amaçlıyordu tarih öncesi insanı? Zamanlarının çoğunu ma- ğaralarda geçiren bu insanlar için bir oyalanma aracı mıydı resim? Yoksa gerçekçi, bilinçli bir yaratma ihtiyacının ürünleri miydi? Eski çağlardan günümüze gelen küçük heykelciklerin bir simgesel anlamı, saptanmış belirli bir formu mu vardı? Tüm bu sorulara kesin yanıtlar vermek o kadar da kolay de- ğildir. Bu parçada aşağıdakilerin hangisi eleştirilmektedir? Amacı bilinmeyen bir yaratma döneminin ölçü alınması B) Geçmişte yaşamış insanların inançlarının yeterince bilin- memesi Araştırma yöntemlerinin geliştirilmeye çalışılmaması D) Beğişen yaşam şartlarının göz önünde tutulmaması Tartışmaların bir sonuca ulaşmaması (ALES)
. Ne
var.
eğil
za-
cat
rih
iki
in
u
n
test 4
2. Kara Kitap'ı okumak veya yeniden okumak için belki de
en temel neden, Orhan Pamuk'a niçin Nobel Ödülü ve-
rildiğini anlamak olacaktır. Ödül gerekçesi sanki sadece
Kara Kitap düşünülerek kurulmuş gibidir. "Şehrin melan-
kolik ruhunun izlerini sürerken birbirleriyle çatışan ve iç
içe geçen kültürlerin yeni simgelerini bulmuştur." cüm-
lesinin Pamuk külliyatındaki tam karşılığı Kara Kitap'tır.
Romanı benim gibi çok sevebilir ya da sadece beğene-
bilirsiniz ama her insaflı okur, Kara Kitap'ı elinden bırak-
tıktan sonra Pamuk'a gelişigüzel yöneltilen eleştirilerin
önünde taş gibi bir metnin durduğunu ve edebiyat dışı
ölçütlerle bu gerçeğin değiştirilemeyeceğini görecektir.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakın-
maktadır?
4. ünite
A) Orhan Pamuk'un doğru anlaşılmamasından
BKara Kitap'ın yeterli ilgiyi görmemesinden
COrhan Pamuk'un haksız eleştirilmesinden
D) Kara Kitap'ın nesnel olarak değerlendirilmemesin-
den
E) Kara Kitap'ın doğru anlaşılmamasından
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
. Ne var. eğil za- cat rih iki in u n test 4 2. Kara Kitap'ı okumak veya yeniden okumak için belki de en temel neden, Orhan Pamuk'a niçin Nobel Ödülü ve- rildiğini anlamak olacaktır. Ödül gerekçesi sanki sadece Kara Kitap düşünülerek kurulmuş gibidir. "Şehrin melan- kolik ruhunun izlerini sürerken birbirleriyle çatışan ve iç içe geçen kültürlerin yeni simgelerini bulmuştur." cüm- lesinin Pamuk külliyatındaki tam karşılığı Kara Kitap'tır. Romanı benim gibi çok sevebilir ya da sadece beğene- bilirsiniz ama her insaflı okur, Kara Kitap'ı elinden bırak- tıktan sonra Pamuk'a gelişigüzel yöneltilen eleştirilerin önünde taş gibi bir metnin durduğunu ve edebiyat dışı ölçütlerle bu gerçeğin değiştirilemeyeceğini görecektir. Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakın- maktadır? 4. ünite A) Orhan Pamuk'un doğru anlaşılmamasından BKara Kitap'ın yeterli ilgiyi görmemesinden COrhan Pamuk'un haksız eleştirilmesinden D) Kara Kitap'ın nesnel olarak değerlendirilmemesin- den E) Kara Kitap'ın doğru anlaşılmamasından
FEN BILIME
20. Güzel olan nedir, sorusunu sorup ciddi şekilde yanıtlama
ya çalışmak, Insana yeni estetik boyutlar kazandirir. Ama
çocukluğumuzdan beri, zevklerle renkler tartışılmaz, yarg
sını duyarız. Bu yargı, epey güçlü bir cahil cesaretini yan
sıtır. "Zevkler ve renkler" meselesi üzerine teoriler kuru
muş, cilt cilt kitaplar yazılmıştır. Bu söz, dere kıyısında
büyümüş insanlara, okyanusları küçümseme hakkını veri
yor. Mademki zevkler ve renkler tartışılmaz o zaman senin
zevkin sana, benimki bana! Yani herkes, her şey için "Bu
ne saçma şey!" deme hakkına sahip oluyor bu yargıyla.
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı, aşağı-
dakilerden hangisidir?
22. F
A) Zevkler ve renkler konusunda birçok kuramsal kitap
yazılmıştır.
B) Sanatsal gelişme, bir toplumun ilerlemesinde temel
ölçütlerden biridir.
C) Başkalarının zevklerini önemsemeyen insanlar, cahil
cesaretine sahip kişilerdir.
D) Ortak bir beğeninin mümkün olmadığını savunmak, bu
konuda düzeysizliğe yol açmaktadır.
E) Her insanın beğeni algısı farklıdır ve insanlar bunu
özgürce dile getirmelidir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
FEN BILIME 20. Güzel olan nedir, sorusunu sorup ciddi şekilde yanıtlama ya çalışmak, Insana yeni estetik boyutlar kazandirir. Ama çocukluğumuzdan beri, zevklerle renkler tartışılmaz, yarg sını duyarız. Bu yargı, epey güçlü bir cahil cesaretini yan sıtır. "Zevkler ve renkler" meselesi üzerine teoriler kuru muş, cilt cilt kitaplar yazılmıştır. Bu söz, dere kıyısında büyümüş insanlara, okyanusları küçümseme hakkını veri yor. Mademki zevkler ve renkler tartışılmaz o zaman senin zevkin sana, benimki bana! Yani herkes, her şey için "Bu ne saçma şey!" deme hakkına sahip oluyor bu yargıyla. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı, aşağı- dakilerden hangisidir? 22. F A) Zevkler ve renkler konusunda birçok kuramsal kitap yazılmıştır. B) Sanatsal gelişme, bir toplumun ilerlemesinde temel ölçütlerden biridir. C) Başkalarının zevklerini önemsemeyen insanlar, cahil cesaretine sahip kişilerdir. D) Ortak bir beğeninin mümkün olmadığını savunmak, bu konuda düzeysizliğe yol açmaktadır. E) Her insanın beğeni algısı farklıdır ve insanlar bunu özgürce dile getirmelidir.
7.
da kitap okunacak bir mevsimdir benim için diye
düşünenler de olabilir. (VI) Çünkü bu mevsiminin her
insanın ufkunda farklı şeyler açtığı bilinen bir gerçektir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
D) V
A) II
B) III
C) IV
Haklı olmalarını dilerim ama bunda biraz da
bencillik ve kolaycılık da sezmemek mümkün değil. Şiir
zaten insanüstü çabalarla tırmalamadan çiçeklerini
vermeyen nazlı ve inatçı bir tohum gibidir. On binlerce
inceliği, kuralı olan bir sanat ufuklarıdır. Ancak büyük
şairin ne yapıp edip şiirini tiyatroya, sinemaya, romana
taşıması olağanüstü bir fedakârlıktır.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
E) VI
A) "Orijinal konular bulmak zaman ister." diyen şairler
çoktur
B) "Şiirden başka bir şey yazmam." diyen şairler
çoktur
C) "Şiiri diğer türlerden üstün tutmak gerekir." diyen
şairler çoktur
leton
D) "Deneysel şiirlere dergilerde yer vermeliyiz." diyen
şairler çoktur
E) "Gelecekte tek popüler tür şiir olacak." diyen şairler
çoktur
8. (1) Kar, günün ve medyanın ürettiği söylemlerin dışından
bakılarak okunması gereken bir romandır. (II) Romanci
söyleyeceğini orada söyleyip bitirmiştir. (III) Bizim
işimiz, romanla yansıtılanlara dönüp bakmak, onları
değerlendirmektir. (IV) Bugünün romanı için kimse
kimseye ölü
YAYINLARI
LIWIT
10.
1
C
12
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. da kitap okunacak bir mevsimdir benim için diye düşünenler de olabilir. (VI) Çünkü bu mevsiminin her insanın ufkunda farklı şeyler açtığı bilinen bir gerçektir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? D) V A) II B) III C) IV Haklı olmalarını dilerim ama bunda biraz da bencillik ve kolaycılık da sezmemek mümkün değil. Şiir zaten insanüstü çabalarla tırmalamadan çiçeklerini vermeyen nazlı ve inatçı bir tohum gibidir. On binlerce inceliği, kuralı olan bir sanat ufuklarıdır. Ancak büyük şairin ne yapıp edip şiirini tiyatroya, sinemaya, romana taşıması olağanüstü bir fedakârlıktır. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? E) VI A) "Orijinal konular bulmak zaman ister." diyen şairler çoktur B) "Şiirden başka bir şey yazmam." diyen şairler çoktur C) "Şiiri diğer türlerden üstün tutmak gerekir." diyen şairler çoktur leton D) "Deneysel şiirlere dergilerde yer vermeliyiz." diyen şairler çoktur E) "Gelecekte tek popüler tür şiir olacak." diyen şairler çoktur 8. (1) Kar, günün ve medyanın ürettiği söylemlerin dışından bakılarak okunması gereken bir romandır. (II) Romanci söyleyeceğini orada söyleyip bitirmiştir. (III) Bizim işimiz, romanla yansıtılanlara dönüp bakmak, onları değerlendirmektir. (IV) Bugünün romanı için kimse kimseye ölü YAYINLARI LIWIT 10. 1 C 12
ALES 2018 (2. SINAV) SORULARI
36. - 38. soruları aşağıdaki parçaya
göre cevaplayınız.
Ekofeminizm, ekoloji ve toplumsal cinsiyet
disiplinlerini sentezlerken aynı zamanda her
ikisine de itiraz eden bir akımdır.
Ekofeminizme göre toplumsal cinsiyet ilişkileri,
çevresel sorunların nasıl tecrübe edildiği üze-
rinde son derece etkilidir. Biyolojik yapılarının
kimi ayırt edici özellikleri nedeniyle kadınların
bazı çevresel sorunlardan olumsuz etkilenme
olasılığı daha yüksektir. Özellikle ekonomik
olarak dezavantajlı kadınlanın bu türden sorun-
lara daha fazla maruz kaldıkları söylenebilir.
Bunların yanında toplumdaki adaletsiz iş
bölümü, bazı kadınların erkeklere göre daha
az ücret almasına ve daha kötü çevresel
koşullarda çalışmasına neden olmaktadır.
Öyleyse çevresel sorunlar düşünülürken
toplumsal cinsiyet faktörü göz ardı edilemez; Y
dolayısıyla ekolojik hareketler toplumsal cinsi-
yet perspektifi ile birleştirilmelidir. Tüm bunlara
ek olarak ekofeminizm, toplumsal cinsiyet
kuramlanını da ekolojik krize karşı bir bilinç
geliştirmeye davet eder. Ayrıca toplumsal
cinsiyet meselesinin daha bütüncül bir çerçeve
içinde ele alınabilirliğinin imkânlarını göstererek N
bu kuramları zenginleştirir. Fakat nihayetinde
ekofeminist hareketin feminist yönelimli ekolo-
jik bir yaklaşımdan ziyade ekolojik yönelimli
feminist bir akım olduğu söylenebilir.
A
E
V
36. Bu parçadan ekofeminizm akımıyla
ilgili olarak
I. Çevresel sorunlar herkes için risk
oluştursa da bunlarla mücadelede
kadına daha büyük sorumluluk
düştüğünü savunur.
II. Toplumsal cinsiyet perspektifine alı-
şılmışın dışında, yeni bir yorumla
yaklaşılabileceğini ortaya koyar.
III. Ekolojik sorunların değerlendirilme-
sinde cinsiyet ayrımcılığının da dik-
kate alınması gerektiğini vurgular.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız B) Yalnız II C) I ve II
D) II ve III E) I, II ve III
ARGI YAYINE
207
37. Bu parçadaki altı çizili sözle
ekofeminizmle ilgili olarak asıl an-
latılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Pragmatik (faydaci) nedenlerden
dolayı ekolojiye daha yakın dur-
maktadır.
B) Tek bir akımın önceliklerine vurgu
yapmayı ilkesel olarak reddeder.
C) Akımın içinde feminist bakış eko-
lojik perspektiften daha ön plan-
dadır.
D) Sadece anlamayı değil değiştir-
meyi de hedefleyen aktivist bir
akımdır.
E) Dikkatini ekoloji üzerinde yoğun-
laştırdığı için gelecekte bu akıma
yaklaşacaktır.
38. Bu
söz
edilen
parçada
ekofeminizme göre aşağıdakiler-
den hangisi kadınları ekolojik ko-
nularda erkeklerden farklılaştıran
faktörlerden biri değildir?
A) Biyolojik yapıları
B) Psikolojik duyarlılıkları
C) Gelir dağılımındaki eşitsizlik
D) İş bölümündeki adaletsizlik
E) Ağır çalışma koşulları
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ALES 2018 (2. SINAV) SORULARI 36. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Ekofeminizm, ekoloji ve toplumsal cinsiyet disiplinlerini sentezlerken aynı zamanda her ikisine de itiraz eden bir akımdır. Ekofeminizme göre toplumsal cinsiyet ilişkileri, çevresel sorunların nasıl tecrübe edildiği üze- rinde son derece etkilidir. Biyolojik yapılarının kimi ayırt edici özellikleri nedeniyle kadınların bazı çevresel sorunlardan olumsuz etkilenme olasılığı daha yüksektir. Özellikle ekonomik olarak dezavantajlı kadınlanın bu türden sorun- lara daha fazla maruz kaldıkları söylenebilir. Bunların yanında toplumdaki adaletsiz iş bölümü, bazı kadınların erkeklere göre daha az ücret almasına ve daha kötü çevresel koşullarda çalışmasına neden olmaktadır. Öyleyse çevresel sorunlar düşünülürken toplumsal cinsiyet faktörü göz ardı edilemez; Y dolayısıyla ekolojik hareketler toplumsal cinsi- yet perspektifi ile birleştirilmelidir. Tüm bunlara ek olarak ekofeminizm, toplumsal cinsiyet kuramlanını da ekolojik krize karşı bir bilinç geliştirmeye davet eder. Ayrıca toplumsal cinsiyet meselesinin daha bütüncül bir çerçeve içinde ele alınabilirliğinin imkânlarını göstererek N bu kuramları zenginleştirir. Fakat nihayetinde ekofeminist hareketin feminist yönelimli ekolo- jik bir yaklaşımdan ziyade ekolojik yönelimli feminist bir akım olduğu söylenebilir. A E V 36. Bu parçadan ekofeminizm akımıyla ilgili olarak I. Çevresel sorunlar herkes için risk oluştursa da bunlarla mücadelede kadına daha büyük sorumluluk düştüğünü savunur. II. Toplumsal cinsiyet perspektifine alı- şılmışın dışında, yeni bir yorumla yaklaşılabileceğini ortaya koyar. III. Ekolojik sorunların değerlendirilme- sinde cinsiyet ayrımcılığının da dik- kate alınması gerektiğini vurgular. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız B) Yalnız II C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III ARGI YAYINE 207 37. Bu parçadaki altı çizili sözle ekofeminizmle ilgili olarak asıl an- latılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Pragmatik (faydaci) nedenlerden dolayı ekolojiye daha yakın dur- maktadır. B) Tek bir akımın önceliklerine vurgu yapmayı ilkesel olarak reddeder. C) Akımın içinde feminist bakış eko- lojik perspektiften daha ön plan- dadır. D) Sadece anlamayı değil değiştir- meyi de hedefleyen aktivist bir akımdır. E) Dikkatini ekoloji üzerinde yoğun- laştırdığı için gelecekte bu akıma yaklaşacaktır. 38. Bu söz edilen parçada ekofeminizme göre aşağıdakiler- den hangisi kadınları ekolojik ko- nularda erkeklerden farklılaştıran faktörlerden biri değildir? A) Biyolojik yapıları B) Psikolojik duyarlılıkları C) Gelir dağılımındaki eşitsizlik D) İş bölümündeki adaletsizlik E) Ağır çalışma koşulları
kten
göz-
cek-
gisi
6. Attila İlhan'ı önceleri, hakkı olmayan bir şöhretle yaşa-
maya alışmış bir ozan olarak görürdüm. Buna, az şiir
yazmasını da delil gösterirdim kendimce. Son zaman-
larda birçok yönüyle inceledim onu. Hemen söylemeli-
yim ki ozanımız bu dünyaya Allah vergisi büyük bir
şairlik yeteneğiyle gelmiş. Kendine özgü bir seziş,
duyuş anlatış gücü var. Şimdi bana onun imzası olmak-
sızın bir şiirini verseler belki kısa süren bir tereddütten
sonra bu şiir onundur diyebilirim. Başka ozanlara ben-
zemiyor onun duyuşları, hele hakkı olmayan bir şöhret-
le yaşayan bir şairin duyuşları hiç değil.
C
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım türlerin-
den hangisi ön plana çıkmıştır?
Öyküleyici Anlatım
e) Tartışmacı Anlatım
Betimleyici Anlatım
DEmredici Anlatım
Açıklayıcı Anlatım
destek serisi
49
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
kten göz- cek- gisi 6. Attila İlhan'ı önceleri, hakkı olmayan bir şöhretle yaşa- maya alışmış bir ozan olarak görürdüm. Buna, az şiir yazmasını da delil gösterirdim kendimce. Son zaman- larda birçok yönüyle inceledim onu. Hemen söylemeli- yim ki ozanımız bu dünyaya Allah vergisi büyük bir şairlik yeteneğiyle gelmiş. Kendine özgü bir seziş, duyuş anlatış gücü var. Şimdi bana onun imzası olmak- sızın bir şiirini verseler belki kısa süren bir tereddütten sonra bu şiir onundur diyebilirim. Başka ozanlara ben- zemiyor onun duyuşları, hele hakkı olmayan bir şöhret- le yaşayan bir şairin duyuşları hiç değil. C Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım türlerin- den hangisi ön plana çıkmıştır? Öyküleyici Anlatım e) Tartışmacı Anlatım Betimleyici Anlatım DEmredici Anlatım Açıklayıcı Anlatım destek serisi 49
Ze
A
N
AL
De
Ay
52e
yaşamında köklü değiş
muştur.
Ünlü Alman ozanı Goethe'nin özdeyiş niteliği kazanmış bir
sözü vardır: "Okumayı öğrenmek sanatların en gücüdür.
Ben bu işe yaşamımın seksen yılını verdim, yine de tam
olarak öğrendiğimi söyleyemem...
2.
Sanatçı bu sözleriyle aşağıdakilerden hangisini anlat
mak istemiştir?
Sanatçılar için okumanın yaşamsal bir edinim olduğu-
Okumayı sevmeyen birinin nitelikli edebî ürünler yaza-
madığını
nu
Okumayı alışkanlık hâline getirdiğimizde bu alışkan-
lığın ömür boyu devam ettiğini
D) Okumanın zevkine varmış birinin bundan kolay kolay
vazgeçemediğini
E) Okumanın, yaşamın belirli bir aşamasında ya da
çağında başlayıp bitebilecek basit bir etkinlik olma-
diğini
4.
Eleştirmen,
eserlere de
güzel ese
yalnız güz
değil; çirk
deyişle b
biyattan
ni güçle
Bu par
hangis
AY KE
B) S
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Ze A N AL De Ay 52e yaşamında köklü değiş muştur. Ünlü Alman ozanı Goethe'nin özdeyiş niteliği kazanmış bir sözü vardır: "Okumayı öğrenmek sanatların en gücüdür. Ben bu işe yaşamımın seksen yılını verdim, yine de tam olarak öğrendiğimi söyleyemem... 2. Sanatçı bu sözleriyle aşağıdakilerden hangisini anlat mak istemiştir? Sanatçılar için okumanın yaşamsal bir edinim olduğu- Okumayı sevmeyen birinin nitelikli edebî ürünler yaza- madığını nu Okumayı alışkanlık hâline getirdiğimizde bu alışkan- lığın ömür boyu devam ettiğini D) Okumanın zevkine varmış birinin bundan kolay kolay vazgeçemediğini E) Okumanın, yaşamın belirli bir aşamasında ya da çağında başlayıp bitebilecek basit bir etkinlik olma- diğini 4. Eleştirmen, eserlere de güzel ese yalnız güz değil; çirk deyişle b biyattan ni güçle Bu par hangis AY KE B) S
9. Ara sıra otomobil herhangi bir sebeple yavaşlar
gibi olunca delikanlı yüzünde zapt edemediği bir
dehşet ifadesiyle yerinden fırlıyor, "Acaba duracak
mı? Para toplamaya mı başlayacak?" diyor; araba
tekrar hızlanınca derin bir nefes alarak yerine
çekiliyor ve atlamak için kati kararını veriyordu.
Fakat nasıl atlayacak? Bu kamyon, bu gitgide
gözünde büyüyen, bütün hislerine alışamadığı
ve ezici tesirler yapan korku makinesi kendisini
bir kıskaç gibi yakalamıştı. Buradan kurtulmasına
imkân olmadığını sanıyordu. Gözleri alev alev ol-
muş, dört tarafına bakınıyor, etrafındaki köylülerin,
ön sıralarda oturan efendilerin hep kendisine bak-
tıklarını, biraz kımıldasa yakasına yapışacaklarını
zannediyordu. Alnından yanaklarına doğru terler
akıyor ve şakaklarındaki ayva tüylerini ıslatıyordu.
Sabahattin Ali'nin Kamyon adlı hikâyesinden
alınan bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangi-
si söylenemez?
A) İlahî bakış açısı kullanılmıştır.
B) Yalın bir dil kullanılmıştır.
C) İç konuşma tekniği kullanılmıştır.
D) Betimleyici ögelerden yararlanılmıştır.
E) Birinci kişili ağzından anlatım kullanılmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. Ara sıra otomobil herhangi bir sebeple yavaşlar gibi olunca delikanlı yüzünde zapt edemediği bir dehşet ifadesiyle yerinden fırlıyor, "Acaba duracak mı? Para toplamaya mı başlayacak?" diyor; araba tekrar hızlanınca derin bir nefes alarak yerine çekiliyor ve atlamak için kati kararını veriyordu. Fakat nasıl atlayacak? Bu kamyon, bu gitgide gözünde büyüyen, bütün hislerine alışamadığı ve ezici tesirler yapan korku makinesi kendisini bir kıskaç gibi yakalamıştı. Buradan kurtulmasına imkân olmadığını sanıyordu. Gözleri alev alev ol- muş, dört tarafına bakınıyor, etrafındaki köylülerin, ön sıralarda oturan efendilerin hep kendisine bak- tıklarını, biraz kımıldasa yakasına yapışacaklarını zannediyordu. Alnından yanaklarına doğru terler akıyor ve şakaklarındaki ayva tüylerini ıslatıyordu. Sabahattin Ali'nin Kamyon adlı hikâyesinden alınan bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangi- si söylenemez? A) İlahî bakış açısı kullanılmıştır. B) Yalın bir dil kullanılmıştır. C) İç konuşma tekniği kullanılmıştır. D) Betimleyici ögelerden yararlanılmıştır. E) Birinci kişili ağzından anlatım kullanılmıştır.
31. Şiir yazmanın belki en zor yanı ilk dizeyi bulmaktır.
O ilk dize, ozanın gideceği yönü belirler. Hiçbir şiir,
planlı olarak yazılmaz. Ozan, şiirin yolunu açtığı gibi
şiir de ozana yol gösterir. İşte bunun için ben, bir ko-
nuşmamda, "Şiirimi, yazarken düşünürüm ya da dü-
şünürken yazarım." demiştim.
Bu parçanın bütününde, şiirle ilgili olarak aşağı-
dakilerin hangisi üzerinde durulmaktadır?
A) Düşünce ve duyguları birlikte ele aldığı
B) Yazma süreci içinde oluştuğu
C) İletisinin, yazmaya başlamadan önce belirlendiği
D) Ozanın duygu dünyasını yansıttığı
E) Ozanın değer yargılarından izler taşıdığı
34.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
31. Şiir yazmanın belki en zor yanı ilk dizeyi bulmaktır. O ilk dize, ozanın gideceği yönü belirler. Hiçbir şiir, planlı olarak yazılmaz. Ozan, şiirin yolunu açtığı gibi şiir de ozana yol gösterir. İşte bunun için ben, bir ko- nuşmamda, "Şiirimi, yazarken düşünürüm ya da dü- şünürken yazarım." demiştim. Bu parçanın bütününde, şiirle ilgili olarak aşağı- dakilerin hangisi üzerinde durulmaktadır? A) Düşünce ve duyguları birlikte ele aldığı B) Yazma süreci içinde oluştuğu C) İletisinin, yazmaya başlamadan önce belirlendiği D) Ozanın duygu dünyasını yansıttığı E) Ozanın değer yargılarından izler taşıdığı 34.
ilen
14. Vaktiyle, bu adaya bu zamanda kuşlar uğrarlardı. Civil
Civil öterlerdi. Küme küme, bir ağaçtan ötekine konarlardı.
İki senedir gelmiyorlar. Sonbahara doğru, birtakım
insanların çoluk çocuk, ellerinde bir kafes adanın tek
tepesine doğru gittiklerini görürdüm. İçim ciz ederdi.
Büyüklerin ellerinde, birbirine yapışmış pislik renginde
acayip çomaklar vardı. Bunlarla yeşil meydanın kenarına
varır, bunları bir ağacın altına çığırtkan kafesiyle bırakırlar,
ağacın her dalına ökseleri bağlarlardı. Hür kuşlar,
kafesteki çığırtkan kuşların feryadına, dostluk, arkadaşlık,
yalnızlık sesine doğru bir küme hâlinde gelirlerdi.
Çayırlıkta bir başka ağacın gölgesinde birikmiş çoluklu
çocuklu kocaman herifler, bir müddet bekleşirler. Sonra
kuşların üşüştüğü ağaca doğru yavaş yavaş yürürlerdi.
Ökselerden kurtulmuş dört beş kuş bir başka ökseye
doğru uçup giderken birer damlacık etleriyle birer tabiat
harikası olan kuşları toplarlar, hemen dişleriyle oracıkta
boğarlardı. Ve hemen canlı canlı yolarlardı.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Zaman, mekân ve kişi unsurlarına yer verilmiştir.
B) Öyküleme ve betimlemeden yararlanılmıştır.
C) Kahraman anlatıcı bakış açısıyla yazılmıştır.
D) Farklı yapı özelliğine sahip cümleler vardır.
E) Ben merkezli öykünün özelliklerini taşımaktadır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ilen 14. Vaktiyle, bu adaya bu zamanda kuşlar uğrarlardı. Civil Civil öterlerdi. Küme küme, bir ağaçtan ötekine konarlardı. İki senedir gelmiyorlar. Sonbahara doğru, birtakım insanların çoluk çocuk, ellerinde bir kafes adanın tek tepesine doğru gittiklerini görürdüm. İçim ciz ederdi. Büyüklerin ellerinde, birbirine yapışmış pislik renginde acayip çomaklar vardı. Bunlarla yeşil meydanın kenarına varır, bunları bir ağacın altına çığırtkan kafesiyle bırakırlar, ağacın her dalına ökseleri bağlarlardı. Hür kuşlar, kafesteki çığırtkan kuşların feryadına, dostluk, arkadaşlık, yalnızlık sesine doğru bir küme hâlinde gelirlerdi. Çayırlıkta bir başka ağacın gölgesinde birikmiş çoluklu çocuklu kocaman herifler, bir müddet bekleşirler. Sonra kuşların üşüştüğü ağaca doğru yavaş yavaş yürürlerdi. Ökselerden kurtulmuş dört beş kuş bir başka ökseye doğru uçup giderken birer damlacık etleriyle birer tabiat harikası olan kuşları toplarlar, hemen dişleriyle oracıkta boğarlardı. Ve hemen canlı canlı yolarlardı. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Zaman, mekân ve kişi unsurlarına yer verilmiştir. B) Öyküleme ve betimlemeden yararlanılmıştır. C) Kahraman anlatıcı bakış açısıyla yazılmıştır. D) Farklı yapı özelliğine sahip cümleler vardır. E) Ben merkezli öykünün özelliklerini taşımaktadır.
ymiş Bu ne
rkesin içme-
ini söyledim.
rda kendini
el bir ilaçtı.
a çıkması-
lanı mutla-
e karşılık
den duy
ru mu?
bu ilaç
nedir?
er ne-
8.
Toplum nezdinde kabul görmek için yapman.gereki-
yor. Aksi halde kendini eserlerde göremeyen toplum
seni yazar olarak kabul etmiyor. Toplumdan onay al-
madığın müddetçe de yazmayı düşünme Okur kitlen
seni beğenmezse gelişmen zor olur. Bunu yenmen
için toplumla iç içe olmak büyük önem taşımaktadır.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
söylenmiş olabilir?
A) Eserlerde okurdan söz etmek neden gereklidir?
B Toplumun sizi kabul etmesi için eserlerinizin ko-
nusunda değişiklik yapmalı misiniz?
C) Eserlerde kendine yer bulan okuyucunun davra-
nışları nelerdir?
D) Yazar kendini ispatlamak için hangi konulara de-
ğinmelidir?
E) Toplumu eserlerde kullanmak size ne gibi fayda-
lar sağlar?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ymiş Bu ne rkesin içme- ini söyledim. rda kendini el bir ilaçtı. a çıkması- lanı mutla- e karşılık den duy ru mu? bu ilaç nedir? er ne- 8. Toplum nezdinde kabul görmek için yapman.gereki- yor. Aksi halde kendini eserlerde göremeyen toplum seni yazar olarak kabul etmiyor. Toplumdan onay al- madığın müddetçe de yazmayı düşünme Okur kitlen seni beğenmezse gelişmen zor olur. Bunu yenmen için toplumla iç içe olmak büyük önem taşımaktadır. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Eserlerde okurdan söz etmek neden gereklidir? B Toplumun sizi kabul etmesi için eserlerinizin ko- nusunda değişiklik yapmalı misiniz? C) Eserlerde kendine yer bulan okuyucunun davra- nışları nelerdir? D) Yazar kendini ispatlamak için hangi konulara de- ğinmelidir? E) Toplumu eserlerde kullanmak size ne gibi fayda- lar sağlar?
10. Yağmur yağarken gök gürlerse hiç korkmam. Ses
olsun yeter ki. Kuşlar ötüşerek uçuşsun gökyüzün-
de. Çaylar şekerli olsun ki kaşıklar şıkır şıkır sesler
çıkarsın. Konuşulacak bir şeyler olsun. Dost olsun,
arkadaş olsun; teyzeler, amcalar olsun. Evrenin boş-
luğuna bırakırken kendimizi, avuçlarımızda sımsıcak
kalbimiz olsun... Olsun, her şey olsun ama sessizlik
olmasın.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han-
gisi yoktur?
A) Nesnel bir anlatımdan yararlanma
B) Birden fazla duyuya seslenme
C) Pekiştirmeye başvurma
D) Yinelemelere yer verme
E) Devrik cümleye yer verme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
10. Yağmur yağarken gök gürlerse hiç korkmam. Ses olsun yeter ki. Kuşlar ötüşerek uçuşsun gökyüzün- de. Çaylar şekerli olsun ki kaşıklar şıkır şıkır sesler çıkarsın. Konuşulacak bir şeyler olsun. Dost olsun, arkadaş olsun; teyzeler, amcalar olsun. Evrenin boş- luğuna bırakırken kendimizi, avuçlarımızda sımsıcak kalbimiz olsun... Olsun, her şey olsun ama sessizlik olmasın. Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han- gisi yoktur? A) Nesnel bir anlatımdan yararlanma B) Birden fazla duyuya seslenme C) Pekiştirmeye başvurma D) Yinelemelere yer verme E) Devrik cümleye yer verme
1. (0) Şiirler vardır, okunduktan sonra ruhumuzda en küçük bir
iz bırakmaz. (II) Şiirler de vardır, hef okuyuşta onlardan aynı
bir tat alırsınız. (III) Seslerden, sözcüklerden bir şeylerin içini
ze aktiğini duyarsınız. (IV) Bununla benliğinizde bir değişimin
başladığını hissedersiniz (V) Değişen ve dönüşen bir dünya-
da fikir değiştirmek kadar doğal bir şey yoktur. (VI) Okuduğu-
muz şiirin taşıdığı düşünce ve coşku yüküne göre, değişimin
yönü olumlu da olabilir olumsuz da.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün-
cenin akışını bozmaktadır?
A) II.
B) III.
C) IV.
D) V.
E) VI.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. (0) Şiirler vardır, okunduktan sonra ruhumuzda en küçük bir iz bırakmaz. (II) Şiirler de vardır, hef okuyuşta onlardan aynı bir tat alırsınız. (III) Seslerden, sözcüklerden bir şeylerin içini ze aktiğini duyarsınız. (IV) Bununla benliğinizde bir değişimin başladığını hissedersiniz (V) Değişen ve dönüşen bir dünya- da fikir değiştirmek kadar doğal bir şey yoktur. (VI) Okuduğu- muz şiirin taşıdığı düşünce ve coşku yüküne göre, değişimin yönü olumlu da olabilir olumsuz da. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
11. "Sevda" sözcüğünün aslı Arapçadır ve tutkulu duyguların
kaynağı olarak bilinen ve kalpteki küçük, siyah noktanın
adı olan "süveyda" sözcüğünden gelir. Ama bu işin lisans
eğitiminden geçmiş kişiler bile bu sözcüğün "sevmek" fii-
linden türetildiğini sanmaktadır. Oysa "-da" diye bir fiilden
isim yapım ekimiz yoktur ve ekler, kendinden bir önceki
heceye göre kalınlık-incelik uyumuna uyar. Yine Fransız-
ca "ekol"den gelen "okul"un da "okumak" fiilinden geldiği
yanılgısına kapılanlar olmuştur. Keza Farsça "zûkak" keli-
mesinden gelen "sokak" kelimesinde de aynı hataya düşü-
lüyor. Bu tür hataların sebebi sanırım sözcüklerin alındığı
kaynak dildeki anlamıyla dilimizdeki anlamı arasında bir
örtüşme olmasıdır ve kelimelerin dilimizin fonetik (ses) ya-
pısına uydurulup değişime uğratılmasıdır. Yine de dilimizin
temel niteliklerine ilişkin bilgilerle bir akıl yürütülse bunların
Türkçe olmadığı kolayca anlaşılabilir.
Bu parçada verilen bilgiler arasında aşağıdaki yargı-
lardan hangisi yer almamıştır?
A) Dilimizin bir kelimenin Türkçe olup olmadığını anlama-
ya yarayan kriterleri vardır.
B) Dilimize geçen yabancı sözcüklerin çokluğu, dilimizin
yozlaşmasının kaynağıdır.
C)Yabancı dillerden dilimize geçen kelimelerde dilimizin
ses yapısına uygun değişiklikler olabilmektedir.
D) "Sevda", "okul", "sokak" kelimelerinin ait olduğu dildeki
anlamıyla dilimizdeki bazı sözcük köklerinin anlamsal
yakınlığı vardır.
12-
E) Bazı alıntı sözcüklerin Türkçe bir kökten türemiş ola-
bileceği yanılgısına akademik bilgi sahibi kişiler de
düşmektedir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. "Sevda" sözcüğünün aslı Arapçadır ve tutkulu duyguların kaynağı olarak bilinen ve kalpteki küçük, siyah noktanın adı olan "süveyda" sözcüğünden gelir. Ama bu işin lisans eğitiminden geçmiş kişiler bile bu sözcüğün "sevmek" fii- linden türetildiğini sanmaktadır. Oysa "-da" diye bir fiilden isim yapım ekimiz yoktur ve ekler, kendinden bir önceki heceye göre kalınlık-incelik uyumuna uyar. Yine Fransız- ca "ekol"den gelen "okul"un da "okumak" fiilinden geldiği yanılgısına kapılanlar olmuştur. Keza Farsça "zûkak" keli- mesinden gelen "sokak" kelimesinde de aynı hataya düşü- lüyor. Bu tür hataların sebebi sanırım sözcüklerin alındığı kaynak dildeki anlamıyla dilimizdeki anlamı arasında bir örtüşme olmasıdır ve kelimelerin dilimizin fonetik (ses) ya- pısına uydurulup değişime uğratılmasıdır. Yine de dilimizin temel niteliklerine ilişkin bilgilerle bir akıl yürütülse bunların Türkçe olmadığı kolayca anlaşılabilir. Bu parçada verilen bilgiler arasında aşağıdaki yargı- lardan hangisi yer almamıştır? A) Dilimizin bir kelimenin Türkçe olup olmadığını anlama- ya yarayan kriterleri vardır. B) Dilimize geçen yabancı sözcüklerin çokluğu, dilimizin yozlaşmasının kaynağıdır. C)Yabancı dillerden dilimize geçen kelimelerde dilimizin ses yapısına uygun değişiklikler olabilmektedir. D) "Sevda", "okul", "sokak" kelimelerinin ait olduğu dildeki anlamıyla dilimizdeki bazı sözcük köklerinin anlamsal yakınlığı vardır. 12- E) Bazı alıntı sözcüklerin Türkçe bir kökten türemiş ola- bileceği yanılgısına akademik bilgi sahibi kişiler de düşmektedir.
PARAGRAF
17. - 18. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap-
layınız.
U
(1) Kendi alanlarında ünlü olmuş siyaset insanı, edebi-
yatçı, sporcu, bilim insanı, ses, sinema, tiyatro sanatçı-
si, ticaret insanı gibi kişilerin hayatlarını, neler yaptıkla-
rını, ülke ve dünya insanlığına neler kazandırdıklarını,
hayatlarının önemli başarılarını ve dönüm noktalarını
bütünüyle anlatan yazı ve kitaplara "biyografi" denir.
(1) Bir kişinin hayatını ayrıntılı olarak veren kişisel bi-
yografi kitapları olduğu gibi, birden çok kişinin hayat
hikayelerini bir araya getirmek için yazılan genel biyog-
rafi eserleri de vardır. (III) Örneğin; antolojide, ansiklo-
pedilerde, yıllıklarda birden çok kişinin biyografileri çok
kısa olarak ana hatlarıyla verilir. (IV) Bu eserlerde ya
da yazarın kitabının arka kapağında veya iç sayfasında
yer alan biyografiler genellikle kısadır; ayrıntılar atılmış,
daha çok doğum - ölüm tarihleri, doğum yerleri, bitirdik-
leri okullar, yazdıkları eserler ve önemli başarıları anla-
tılmakla yetinilmiştir. (V) Türk edebiyatında ilk biyografik
eser, Malik Bahşi'nin Feridüddin Atar'dan çevirmiş ol-
duğu Tezkiretül Evliya'dır. (VI) Daha çok mesleklerine
göre düzenlenmiş ve birden fazla kişinin biyografisinin
yer aldığı tezkire, menakıb, gazavatname gibi adlar al-
tında birçok eser kaleme alınmıştır.
17. Bu parçadaki numaralı cümlelerden hangisiyle fark-
li bir konuya geçilmiştir?
A) II
BNI
CIV
E) VI
19
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
PARAGRAF 17. - 18. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. U (1) Kendi alanlarında ünlü olmuş siyaset insanı, edebi- yatçı, sporcu, bilim insanı, ses, sinema, tiyatro sanatçı- si, ticaret insanı gibi kişilerin hayatlarını, neler yaptıkla- rını, ülke ve dünya insanlığına neler kazandırdıklarını, hayatlarının önemli başarılarını ve dönüm noktalarını bütünüyle anlatan yazı ve kitaplara "biyografi" denir. (1) Bir kişinin hayatını ayrıntılı olarak veren kişisel bi- yografi kitapları olduğu gibi, birden çok kişinin hayat hikayelerini bir araya getirmek için yazılan genel biyog- rafi eserleri de vardır. (III) Örneğin; antolojide, ansiklo- pedilerde, yıllıklarda birden çok kişinin biyografileri çok kısa olarak ana hatlarıyla verilir. (IV) Bu eserlerde ya da yazarın kitabının arka kapağında veya iç sayfasında yer alan biyografiler genellikle kısadır; ayrıntılar atılmış, daha çok doğum - ölüm tarihleri, doğum yerleri, bitirdik- leri okullar, yazdıkları eserler ve önemli başarıları anla- tılmakla yetinilmiştir. (V) Türk edebiyatında ilk biyografik eser, Malik Bahşi'nin Feridüddin Atar'dan çevirmiş ol- duğu Tezkiretül Evliya'dır. (VI) Daha çok mesleklerine göre düzenlenmiş ve birden fazla kişinin biyografisinin yer aldığı tezkire, menakıb, gazavatname gibi adlar al- tında birçok eser kaleme alınmıştır. 17. Bu parçadaki numaralı cümlelerden hangisiyle fark- li bir konuya geçilmiştir? A) II BNI CIV E) VI 19
15. 1950'lerde yaşamadan anlatmayla ilgili bir dönüşüm
vardı sanki. Daha yoğun, daha simgesel, daha ağırlıklı
bir durum vardı. Bu durumun sürdürülmesi herkesi ve
her şeyi etkilediği gibi beni de geriletmeye başladı. Bu
yüzden daha az ve öz öykü yazma gibi bir eğilime gir-
dim ve bana yöneltilecek eleştirilere kulak asmadım.
Gündemde kalamam derdine düşmedim.
By parçadan hareketle aşağıdakilerden hangis!
çıkarılabilir?
A) Dönemin siyasi şartları birçok yazarı etkilemiştir.
B) Dönemin ağır havası sadece yazarları etkileyen bir
durum değildir.
C) 1950'li yıllarda yazarlar zor günler geçirmiştir.
D) Yazarın az eser vermesi eleştirileri önemsemesin-
dendir.
E) 1950'lerde yaşanan durum birçok sanatçı ve eseri-
ni etkilemiştir.
F
M
2
E
SUHUNUN CEVABI
15 ANA DÜŞÜNCE
J
1.
2.
3.
4.
5.
ÇALIŞMAM GEREKEN KON
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
15. 1950'lerde yaşamadan anlatmayla ilgili bir dönüşüm vardı sanki. Daha yoğun, daha simgesel, daha ağırlıklı bir durum vardı. Bu durumun sürdürülmesi herkesi ve her şeyi etkilediği gibi beni de geriletmeye başladı. Bu yüzden daha az ve öz öykü yazma gibi bir eğilime gir- dim ve bana yöneltilecek eleştirilere kulak asmadım. Gündemde kalamam derdine düşmedim. By parçadan hareketle aşağıdakilerden hangis! çıkarılabilir? A) Dönemin siyasi şartları birçok yazarı etkilemiştir. B) Dönemin ağır havası sadece yazarları etkileyen bir durum değildir. C) 1950'li yıllarda yazarlar zor günler geçirmiştir. D) Yazarın az eser vermesi eleştirileri önemsemesin- dendir. E) 1950'lerde yaşanan durum birçok sanatçı ve eseri- ni etkilemiştir. F M 2 E SUHUNUN CEVABI 15 ANA DÜŞÜNCE J 1. 2. 3. 4. 5. ÇALIŞMAM GEREKEN KON