Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

diği türlü güzellikleri
eksiklerle dolu olur
şına uyar. Bu kuşak
- Corneille oyununu
ne karşı pek soğuk
ichel ve Labiche'in
daha hoş gelebilir.
ez burun kıvırmak,
gözü önüne sermek
slerine katılmak ve
enlerini araştırmak
en asıl düşünce
abilir, bu farklılığı
lamaya çalışmak
aklara aydınlar fi-
her sanatçı bu
dvillerindeki çar-
sini yadırgamak
tarafından be-
aştırmak lazım.
YAYINLARI
LİMİT
36. Gazeteci:
(1) ----
Sanatçı:
Tiyatrodan müziğe kadar sanatın bütün kolla-
rıyla ilgili. Ama sanatın içinde doğmuş olmasının
büyük bir etkisi vardır tabii. Önünde örnekler var;
babası müzikle ilgileniyor, resim yapıyor, anne-
si çağdaş tasarımlarla ilgili çalışmalar yapıyor,
ikimizden de ayrı etkileniyor. Iki yaşından beri
tiyatroya gidiyordu, şimdi Şehir Tiyatrolarından da
eğitim almaya başladı. Keman ve piyano çalıyor.
Dolayısıyla gördüğü bir şey olduğu için ona doğal
ve normal geliyor sanat.
Gazeteci:
(II)
Sanatçı:
- E, ben el yordamıyla buldum ama bütün
imkânları kızımın önüne koyuyorum ki ileride ne
seçmek istiyorsa onu yapsın. Bunların hiçbirini
de seçmeyebilir. Ama en azından seçenekleri
olacak. Babam belki bunları bana sunmadı ama
o kırık bağlamadan sonra bana eli ayağı düzgün
olan ilk bağlamamı alması benim için çok önemli-
dir. Bütün babalık görevini orada yerine getirmiştir
bana göre.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdaki-
lerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
I. Kızınız sanatla ilgili mi?
II. Siz kendi kendinizi yetiştirmişsiniz ama kızı-
nız bu anlamda çok şanslı öyle değil mi?
B) I. Kızınız sanatla ne kadar ilgili?
II. Kızınızı bu konuda ne kadar etkileyebildi-
niz?
C) I. Sanatçı olmak soya çekimle mi ilgili?
Il Siz nasıl ilgi duydunuz sanata?
DYI. Çocuklarımızı hangi sanat dallarına yönlen-
dirmeliyiz?
II. Sanatçı olmak imkân meselesi denebilir
mi?
EX
EI. Tiyatroya, müziğe ilgi duyanlar daha mı ba-
şarılı oluyor?
II. Siz nasıl geldiniz bu düzeye?
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
diği türlü güzellikleri eksiklerle dolu olur şına uyar. Bu kuşak - Corneille oyununu ne karşı pek soğuk ichel ve Labiche'in daha hoş gelebilir. ez burun kıvırmak, gözü önüne sermek slerine katılmak ve enlerini araştırmak en asıl düşünce abilir, bu farklılığı lamaya çalışmak aklara aydınlar fi- her sanatçı bu dvillerindeki çar- sini yadırgamak tarafından be- aştırmak lazım. YAYINLARI LİMİT 36. Gazeteci: (1) ---- Sanatçı: Tiyatrodan müziğe kadar sanatın bütün kolla- rıyla ilgili. Ama sanatın içinde doğmuş olmasının büyük bir etkisi vardır tabii. Önünde örnekler var; babası müzikle ilgileniyor, resim yapıyor, anne- si çağdaş tasarımlarla ilgili çalışmalar yapıyor, ikimizden de ayrı etkileniyor. Iki yaşından beri tiyatroya gidiyordu, şimdi Şehir Tiyatrolarından da eğitim almaya başladı. Keman ve piyano çalıyor. Dolayısıyla gördüğü bir şey olduğu için ona doğal ve normal geliyor sanat. Gazeteci: (II) Sanatçı: - E, ben el yordamıyla buldum ama bütün imkânları kızımın önüne koyuyorum ki ileride ne seçmek istiyorsa onu yapsın. Bunların hiçbirini de seçmeyebilir. Ama en azından seçenekleri olacak. Babam belki bunları bana sunmadı ama o kırık bağlamadan sonra bana eli ayağı düzgün olan ilk bağlamamı alması benim için çok önemli- dir. Bütün babalık görevini orada yerine getirmiştir bana göre. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdaki- lerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? I. Kızınız sanatla ilgili mi? II. Siz kendi kendinizi yetiştirmişsiniz ama kızı- nız bu anlamda çok şanslı öyle değil mi? B) I. Kızınız sanatla ne kadar ilgili? II. Kızınızı bu konuda ne kadar etkileyebildi- niz? C) I. Sanatçı olmak soya çekimle mi ilgili? Il Siz nasıl ilgi duydunuz sanata? DYI. Çocuklarımızı hangi sanat dallarına yönlen- dirmeliyiz? II. Sanatçı olmak imkân meselesi denebilir mi? EX EI. Tiyatroya, müziğe ilgi duyanlar daha mı ba- şarılı oluyor? II. Siz nasıl geldiniz bu düzeye? Diğer sayfaya geçiniz.
1-2. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Yaşam biçimlerindeki değişim sonucunda el
sanatlarımız da değişti hatta giderek
kaybolmaya başladı. Ne yazık ki Türkiye'de bu
sanatları korumak için şimdiye kadar kapsamlı
bir çalışma yapılmamış. Hiçbir el sanatımızın
envanteri çıkarılmamış. Bu sanatların nasıl
ortaya çıktığı, nasıl geliştiği, hangi koşullarda ve
nasıl yok olduğu araştırılmadığı gibi birçoğuyla
ilgili örnek de toplanmamış. Bugün bize düşen,
yaşayan el sanatlarımızın toplanıp envanterinin
çıkarılması, bu yolla gelecek kuşaklara
aktarılmasıdır. Bu çalışmalar sayesinde Türk
kültürü hem kendi halkımıza hem dünyaya
tanıtılabilir. El sanatlarının tanıtıldığı etnografya
müzeleri şimdi daha çok gerekli. Halkın kendi
sanatının müzesi olmadan ulusal bellek
oluşmuyor.
conguç kampüs-
2. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada
yakınılan durumlardan biri değildir?
A) Yaşam biçimlerimizin değişmiş olması
BEl sanatlarımızın gittikçe yok olması
CLEl sanatlarımızı korumak için ayrıntılı bir
çalışma yapılmaması
3.
D) El sanatlarımızla ilgili numunelerin
toplanmamış olması
E) Ulusal belleğin oluşmamış olması
Benim şiirlerim Bati modern şiirinin yapı
özellikleriyle, geleneksel ifade ve imaj
imkânlarını bir araya getiren ürünlerdir. Bireyin
dünyadaki yerini, konusunu varoluşçu
yaklaşımla ele alırım şiirlerimde. İkinci Yeni
şairlerinde görülen umutsuzluk, bunalım gibi
özellikler görülmez bu yüzden benim
dizelerimde. Tam tersine topluma açılan
dunarliličn
ir "dirilio" squingini ve umudun
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1-2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Yaşam biçimlerindeki değişim sonucunda el sanatlarımız da değişti hatta giderek kaybolmaya başladı. Ne yazık ki Türkiye'de bu sanatları korumak için şimdiye kadar kapsamlı bir çalışma yapılmamış. Hiçbir el sanatımızın envanteri çıkarılmamış. Bu sanatların nasıl ortaya çıktığı, nasıl geliştiği, hangi koşullarda ve nasıl yok olduğu araştırılmadığı gibi birçoğuyla ilgili örnek de toplanmamış. Bugün bize düşen, yaşayan el sanatlarımızın toplanıp envanterinin çıkarılması, bu yolla gelecek kuşaklara aktarılmasıdır. Bu çalışmalar sayesinde Türk kültürü hem kendi halkımıza hem dünyaya tanıtılabilir. El sanatlarının tanıtıldığı etnografya müzeleri şimdi daha çok gerekli. Halkın kendi sanatının müzesi olmadan ulusal bellek oluşmuyor. conguç kampüs- 2. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada yakınılan durumlardan biri değildir? A) Yaşam biçimlerimizin değişmiş olması BEl sanatlarımızın gittikçe yok olması CLEl sanatlarımızı korumak için ayrıntılı bir çalışma yapılmaması 3. D) El sanatlarımızla ilgili numunelerin toplanmamış olması E) Ulusal belleğin oluşmamış olması Benim şiirlerim Bati modern şiirinin yapı özellikleriyle, geleneksel ifade ve imaj imkânlarını bir araya getiren ürünlerdir. Bireyin dünyadaki yerini, konusunu varoluşçu yaklaşımla ele alırım şiirlerimde. İkinci Yeni şairlerinde görülen umutsuzluk, bunalım gibi özellikler görülmez bu yüzden benim dizelerimde. Tam tersine topluma açılan dunarliličn ir "dirilio" squingini ve umudun
19. Hatice Hanım, doktorun tavsiye ettiği bu yünden
terlikleri aldırdı. Hakikaten rahattı. İki gün içinde
başının dönmesi falan geçti. Dizlerinde, baldirla-
rında sızı kalmadı. Fakat böyle, tam vücudu rahat
ettiği sırada, ruhu derin bir azap duydu. Dokuz se-
nelik adamlarının iki gün içinde birdenbire ahlak-
ları bozulmuştu. Eleni'yi kendi diş fırçasıyla ağzını
yıkarken, Gülter'i kilerde reçel kavanozunu boşal-
tırken görmüştü. Mehmet'i et günü olmadığı hâlde
bol bir sahan külbastıyı yerken yakaladı.
Yüksek Ökçelerden alınmış bu parçayla ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Bilinç akışı tekniği kullanılmıştır.
Bahî bakış açısıyla yazılmıştır.
C) Omer Seyfettin tarafından kaleme alınmıştır.
D) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.
E) Kişi ögesinin üzerinde durulmuştur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
19. Hatice Hanım, doktorun tavsiye ettiği bu yünden terlikleri aldırdı. Hakikaten rahattı. İki gün içinde başının dönmesi falan geçti. Dizlerinde, baldirla- rında sızı kalmadı. Fakat böyle, tam vücudu rahat ettiği sırada, ruhu derin bir azap duydu. Dokuz se- nelik adamlarının iki gün içinde birdenbire ahlak- ları bozulmuştu. Eleni'yi kendi diş fırçasıyla ağzını yıkarken, Gülter'i kilerde reçel kavanozunu boşal- tırken görmüştü. Mehmet'i et günü olmadığı hâlde bol bir sahan külbastıyı yerken yakaladı. Yüksek Ökçelerden alınmış bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Bilinç akışı tekniği kullanılmıştır. Bahî bakış açısıyla yazılmıştır. C) Omer Seyfettin tarafından kaleme alınmıştır. D) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir. E) Kişi ögesinin üzerinde durulmuştur.
UNCE
den
sim
ığı
en
tir.
a-
e
13
2. Eğitimi alınmadan veya bir iş iyice öğrenilmeden ortaya
çıkan eserin güzel olması tesadüflere bağlıdır. Şiirde
anlatılan kadar, anlattıklarımızın mısralara dökülürken
etkileyici bir üslupla birleştirilmesi de önemlidir. Şiiri şiir
yapan ve onu güzel kılan sadece konu değildir. Şiir sanıl-
dığı gibi basit bir sanat dalı olsaydı günümüzde ya da her
devirde sayılamayacak kadar çok şairin yetişmesi ve
hepsinin de çağımızda meşhur bir şair olarak okunuyor
olması lazım gelmez miydi? Oysaki şair diye anılanların
azlığı ile yaşadığı devirde şair diye tanınanların çokluğu
arasında ters bir orantı vardır.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A Güçlü bir şair olmak için şiir alanında eğitim alınması
zorunludur.mesh
B) Kimi sanatçılar yazdıkları tek şiirle şöhrete ulaşmıştır.
C) Belli bir eğitimi ve kendine has üslubu olan şairler, ge-
Necekte de şair olarak hatırlanacaktır.
D Her dönemde ilgi gören şairler insanlığın ortak duygu-
larmişleyen şairlerdir.
E) Her insan birtakım uğraşlar sonucunda etkili bir şiir
meydana getirebilir.
3. Edebiyat, öğretilen şeydir. Hepimiz farklı farklı eğitim
Je süreçlerinden geçerek öğreniriz edebiyatı. Sadece okul-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
UNCE den sim ığı en tir. a- e 13 2. Eğitimi alınmadan veya bir iş iyice öğrenilmeden ortaya çıkan eserin güzel olması tesadüflere bağlıdır. Şiirde anlatılan kadar, anlattıklarımızın mısralara dökülürken etkileyici bir üslupla birleştirilmesi de önemlidir. Şiiri şiir yapan ve onu güzel kılan sadece konu değildir. Şiir sanıl- dığı gibi basit bir sanat dalı olsaydı günümüzde ya da her devirde sayılamayacak kadar çok şairin yetişmesi ve hepsinin de çağımızda meşhur bir şair olarak okunuyor olması lazım gelmez miydi? Oysaki şair diye anılanların azlığı ile yaşadığı devirde şair diye tanınanların çokluğu arasında ters bir orantı vardır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A Güçlü bir şair olmak için şiir alanında eğitim alınması zorunludur.mesh B) Kimi sanatçılar yazdıkları tek şiirle şöhrete ulaşmıştır. C) Belli bir eğitimi ve kendine has üslubu olan şairler, ge- Necekte de şair olarak hatırlanacaktır. D Her dönemde ilgi gören şairler insanlığın ortak duygu- larmişleyen şairlerdir. E) Her insan birtakım uğraşlar sonucunda etkili bir şiir meydana getirebilir. 3. Edebiyat, öğretilen şeydir. Hepimiz farklı farklı eğitim Je süreçlerinden geçerek öğreniriz edebiyatı. Sadece okul-
NCU TE
ÖSYM TARZI
TURUNCU HIZ
TESTI
08 PARAGRAFIN YAPISI
1. İnsan; duyularının önüne koyulan şeylerin biçimine, yüze-
yine ve kütlesine göre davranır. Dolayısıyla biçimi, yüzeyi
ve kütlesi belli ölçülere göre düzenlenmiş nesneler insa-
nın hoşuna gider. Bu da güzellik duygusudur ve bu kav-
ram aslında Eski Yunan Dönemi'nden doğan bir ideal
İnsanlar bu nedenle sanatta
felsefenin ürünüdür.
geometrik bir kanun bulmaya çalışmıştır.
----
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Bu yaklaşım, mükemmel ölçülü olan ideal insanın yü-
celtilmesi fikrine dayanmaktadır.
B) Ancak sanatın amacı olan güzelliğe ulaşmak için be-
Tirli sınırlamalar zorunlu olmuştur.
C) Bu düşüncenin kaynağı, sanatın güzellik ve fayday
birleştirme çabasıdır.
D) Güzelliğin göreceli olduğu yargısını daha güçlü vu
gulamak istemişlerdir.
Sanatın belirli bir disiplin kazanmasını amaçlamışl
dır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
NCU TE ÖSYM TARZI TURUNCU HIZ TESTI 08 PARAGRAFIN YAPISI 1. İnsan; duyularının önüne koyulan şeylerin biçimine, yüze- yine ve kütlesine göre davranır. Dolayısıyla biçimi, yüzeyi ve kütlesi belli ölçülere göre düzenlenmiş nesneler insa- nın hoşuna gider. Bu da güzellik duygusudur ve bu kav- ram aslında Eski Yunan Dönemi'nden doğan bir ideal İnsanlar bu nedenle sanatta felsefenin ürünüdür. geometrik bir kanun bulmaya çalışmıştır. ---- Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Bu yaklaşım, mükemmel ölçülü olan ideal insanın yü- celtilmesi fikrine dayanmaktadır. B) Ancak sanatın amacı olan güzelliğe ulaşmak için be- Tirli sınırlamalar zorunlu olmuştur. C) Bu düşüncenin kaynağı, sanatın güzellik ve fayday birleştirme çabasıdır. D) Güzelliğin göreceli olduğu yargısını daha güçlü vu gulamak istemişlerdir. Sanatın belirli bir disiplin kazanmasını amaçlamışl dır.
2.
Matematik gibi akılcı ve fizik gibi deneyli ilimlerde
tarifler çok önemli ve kesindir. Fikir ve sanat dalla-
rında ise kesin olamayacağı gibi önemli de sayıl-
maz. Burada tarifin görevi öğretmekten çok düşün-
dürmektir. Söz gelişi şiir kavramının binlerce tari-
fi yapılmıştır. Hepsi de doğruya benzer. Ama hepsi
de doğruya benziyorsa hiçbiri doğru değil demektir.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşı-
labilir?
A) Şiir, tarif edenin zevkine ve sanat anlayışına
here göre değişebilir.
B) Edebiyatın tanımı hiçbir zaman yapılamaz.
C) Matematik ve fizik gibi ilimlerin tanımı kişinin ba-
kış açısına bağlıdır.
D) Bazı sanat dallarının tarifi çok önemlidir.
E) Fiziğin görevi öğretmekten çok düşündürmektir.
46
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Matematik gibi akılcı ve fizik gibi deneyli ilimlerde tarifler çok önemli ve kesindir. Fikir ve sanat dalla- rında ise kesin olamayacağı gibi önemli de sayıl- maz. Burada tarifin görevi öğretmekten çok düşün- dürmektir. Söz gelişi şiir kavramının binlerce tari- fi yapılmıştır. Hepsi de doğruya benzer. Ama hepsi de doğruya benziyorsa hiçbiri doğru değil demektir. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşı- labilir? A) Şiir, tarif edenin zevkine ve sanat anlayışına here göre değişebilir. B) Edebiyatın tanımı hiçbir zaman yapılamaz. C) Matematik ve fizik gibi ilimlerin tanımı kişinin ba- kış açısına bağlıdır. D) Bazı sanat dallarının tarifi çok önemlidir. E) Fiziğin görevi öğretmekten çok düşündürmektir. 46
(1) Edebiyatın konusu insandır, doğadır. (II) Edebiyat bütün
olanaklarıyla insanı tanıtmaya yönelmiştir. (III) Eleştirinin
konusu eserdir, amacı eseri tanıtmak ve değerlendirmektir.
(IV) Edebiyatta dolaysız bir üretme söz konusudur. (V) Eleştir-
men ise dolaylı üreten kişidir. (VI) Eleştiri bir eseri iyi ve kötü
yanlarıyla ortaya koyma, değerlendirme işidir. (VII) Eleştirmen
eseri değerlendirirken tarafsız olmaya özen göstermelidir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
numaralı cümlelerden hangisi ile başlar?
A) II B) III
C) IV
D) V
E) VI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
(1) Edebiyatın konusu insandır, doğadır. (II) Edebiyat bütün olanaklarıyla insanı tanıtmaya yönelmiştir. (III) Eleştirinin konusu eserdir, amacı eseri tanıtmak ve değerlendirmektir. (IV) Edebiyatta dolaysız bir üretme söz konusudur. (V) Eleştir- men ise dolaylı üreten kişidir. (VI) Eleştiri bir eseri iyi ve kötü yanlarıyla ortaya koyma, değerlendirme işidir. (VII) Eleştirmen eseri değerlendirirken tarafsız olmaya özen göstermelidir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralı cümlelerden hangisi ile başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI
5 ve 6. soruları aşağıdaki
parçaya göre cevaplayınız.
A
Eğitim-öğretim alanında hızlı değişmeler mey-
dana geldi. Yeni yeni öğrenme teorileri ortaya
atıldı. Toplumsal yapıdaki değişme ve gelişmele-
re paralel olarak okulun işlevinde de değişiklikler
gerçekleşti. Bilimsel ilerlemeler sayesinde çocuk
gelişimi ve psikolojisi alanında sağlanan gelişme-
ler eğitim-öğretim sahasında yeni ufuklar açtı. Bu-
nun uzantısı olarak öğretmenin rolü de değişime
uğradı. Günümüzde artık öğretmen; bilgi öğreten
kişi olmaktan çıkmış, öğrencinin bilgi kaynağı ile
doğrudan temasını sağlamaya yardımcı kişi hali-
ne gelmiştir. Bu anlamda öğretmenden öğrenciye
rehberlik etmesi, onun ihtiyaçlarını belirleyip ona
göre öğrenme ortamını düzenlemesi, öğrenciyi
öğrenmeye isteklendirmesi, amaçlara ulaşıp ulaş-
madığını kontrol edip gerekli önlemleri alması bek-
lenmektedir. Bu durumda öğretmenin ve anne-ba-
banın değişen şartlar karşısında kendini sürekli
yenileyip geliştirmesi, yeni bilgi ve becerilerle do-
nanması şarttır. Böyle bir tavrı olmayan öğretmen
ve anne-babanın etkin, verimli ve başarılı olması
mümkün değildir.
Bu parça aşağıdaki metin türlerinden hangisi-
ne ait olabilir?
A) Anlatmaya Bağlı Metinler
B) Göstermeye Bağlı Metinler
C) Sanat Metinleri /
Gazete Çevresinde Gelişen Metinler X
E) Kişisel Hayatı Konu Alan Metinler
Bir an
na inc
türü ile ilgili aşağı-
kırmız
liydi.
tek tel
zama
benze
tilar.
durdu
bulur
diner
terzi
ler, p
cam
Yukarı
kaygıs
çıkan
bir ha
Edebi
bir ar
kelim
nilir
lerde
makate dre
edeb
Tebili
Buna
duşu
II.
E
711
TVS
V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5 ve 6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. A Eğitim-öğretim alanında hızlı değişmeler mey- dana geldi. Yeni yeni öğrenme teorileri ortaya atıldı. Toplumsal yapıdaki değişme ve gelişmele- re paralel olarak okulun işlevinde de değişiklikler gerçekleşti. Bilimsel ilerlemeler sayesinde çocuk gelişimi ve psikolojisi alanında sağlanan gelişme- ler eğitim-öğretim sahasında yeni ufuklar açtı. Bu- nun uzantısı olarak öğretmenin rolü de değişime uğradı. Günümüzde artık öğretmen; bilgi öğreten kişi olmaktan çıkmış, öğrencinin bilgi kaynağı ile doğrudan temasını sağlamaya yardımcı kişi hali- ne gelmiştir. Bu anlamda öğretmenden öğrenciye rehberlik etmesi, onun ihtiyaçlarını belirleyip ona göre öğrenme ortamını düzenlemesi, öğrenciyi öğrenmeye isteklendirmesi, amaçlara ulaşıp ulaş- madığını kontrol edip gerekli önlemleri alması bek- lenmektedir. Bu durumda öğretmenin ve anne-ba- banın değişen şartlar karşısında kendini sürekli yenileyip geliştirmesi, yeni bilgi ve becerilerle do- nanması şarttır. Böyle bir tavrı olmayan öğretmen ve anne-babanın etkin, verimli ve başarılı olması mümkün değildir. Bu parça aşağıdaki metin türlerinden hangisi- ne ait olabilir? A) Anlatmaya Bağlı Metinler B) Göstermeye Bağlı Metinler C) Sanat Metinleri / Gazete Çevresinde Gelişen Metinler X E) Kişisel Hayatı Konu Alan Metinler Bir an na inc türü ile ilgili aşağı- kırmız liydi. tek tel zama benze tilar. durdu bulur diner terzi ler, p cam Yukarı kaygıs çıkan bir ha Edebi bir ar kelim nilir lerde makate dre edeb Tebili Buna duşu II. E 711 TVS V.
Kan akıyor oluklardan öyle kan
Boyanır batmış gemiler perşembesi
Bir tesbih bir zımba bir yazı makinesi
Çektikçe böyle katil kralları
Sağrıları tuzlu kara koşumlu atlar
Uyandıkça kan uyandıkça ölü kadınlar sevmesi
Ağaçlarda, gemiler sularında, lokantalarda
Kentlerin kan üstüne kan yaması
Ölü kadınların öpölü çocuklar doğurması
2.
A) Kapalılık
C) Yerellik
C
Kuşsuz ve balıksız konsollu odalarda
İkinci Yeni şairlerinden Turgut Uyar'a ait bu dizelerin
anlatım özelliği aşağıdakilerden hangisi olabilir?
E) Doğallık
BOS
B) Ağdalı anlatım
D) Evrensellik
4.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Kan akıyor oluklardan öyle kan Boyanır batmış gemiler perşembesi Bir tesbih bir zımba bir yazı makinesi Çektikçe böyle katil kralları Sağrıları tuzlu kara koşumlu atlar Uyandıkça kan uyandıkça ölü kadınlar sevmesi Ağaçlarda, gemiler sularında, lokantalarda Kentlerin kan üstüne kan yaması Ölü kadınların öpölü çocuklar doğurması 2. A) Kapalılık C) Yerellik C Kuşsuz ve balıksız konsollu odalarda İkinci Yeni şairlerinden Turgut Uyar'a ait bu dizelerin anlatım özelliği aşağıdakilerden hangisi olabilir? E) Doğallık BOS B) Ağdalı anlatım D) Evrensellik 4.
7. Gabriel Garcia Marquez, "Yüzyıllık Yalnızlık"
romanıyla ilgili şöyle der: "Bu kitabı iki yıldan
daha kısa bir zamanda yazıya geçirdim; ama bu
kitabı yaratmak için on beş, on altı yılımı verdim." C
Yazarın kitabıyla ilgili bu söyledikleri ile aşa-
ğıdakilerden hangisi arasında anlamca bir
yakınlık vardır?
A) Öykü yazmaya başlamadan önce Çehov gibi
Kafka gibi usta yazarların öykülerini okudum.
inceledim ve kendi yolumu çizmeye çalıştım.
B) Bir doğa resmi yapmanın en kolay tarafı onu
tuvale taşımaktır, zor olan ise gerçek doğayı
zihinde yeniden var etmektir.
C) Tiyatroyu sevmemin en önemli nedeni tiyatro-
nun beni yansıtması ve izlerken kendimi görüp
değerlendirmemdir.
D) Günlük konuşma dilini herkes kullanabilir ama
zor olan bu konuşmalardan farklı yaratımlar ve
çağrışımlar çıkarabilmektir.
Akadem
E) Masallarda olağanüstü olay anlatırken ola-
yın bir çocuğun dünyasında neye dönüştüğü-
nü bilmek isterdim.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Gabriel Garcia Marquez, "Yüzyıllık Yalnızlık" romanıyla ilgili şöyle der: "Bu kitabı iki yıldan daha kısa bir zamanda yazıya geçirdim; ama bu kitabı yaratmak için on beş, on altı yılımı verdim." C Yazarın kitabıyla ilgili bu söyledikleri ile aşa- ğıdakilerden hangisi arasında anlamca bir yakınlık vardır? A) Öykü yazmaya başlamadan önce Çehov gibi Kafka gibi usta yazarların öykülerini okudum. inceledim ve kendi yolumu çizmeye çalıştım. B) Bir doğa resmi yapmanın en kolay tarafı onu tuvale taşımaktır, zor olan ise gerçek doğayı zihinde yeniden var etmektir. C) Tiyatroyu sevmemin en önemli nedeni tiyatro- nun beni yansıtması ve izlerken kendimi görüp değerlendirmemdir. D) Günlük konuşma dilini herkes kullanabilir ama zor olan bu konuşmalardan farklı yaratımlar ve çağrışımlar çıkarabilmektir. Akadem E) Masallarda olağanüstü olay anlatırken ola- yın bir çocuğun dünyasında neye dönüştüğü- nü bilmek isterdim.
1. Bir şiir eleştirmeniydim ben ve şiirler üzerine çalı-
şırdım. Şiirinin iyi olmadığını düşündüğüm biri
bana sen şiir yazıyor musun diye sorduğunda
ona şu karşılığı verdim: "Hayır, ben şiire saygı
duyuyorum."
Bu parçada eleştirmenin verdiği karşılık aşa-
ğıdaki cümlelerden hangisiyle anlamca en
yakındır?
AYŞiirleri yalnızca usta sanatçılar yazmalıdır.
B) Yazılan her şiir güzel-olmayabilir.
C) Şiirlere belli bir güzel ölçütü konmalıdır.
D) Şiirden anlamayanlar şiir yazmamalıdır.
E) Şiir, diğer türlere göre fazla çaba ister.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Bir şiir eleştirmeniydim ben ve şiirler üzerine çalı- şırdım. Şiirinin iyi olmadığını düşündüğüm biri bana sen şiir yazıyor musun diye sorduğunda ona şu karşılığı verdim: "Hayır, ben şiire saygı duyuyorum." Bu parçada eleştirmenin verdiği karşılık aşa- ğıdaki cümlelerden hangisiyle anlamca en yakındır? AYŞiirleri yalnızca usta sanatçılar yazmalıdır. B) Yazılan her şiir güzel-olmayabilir. C) Şiirlere belli bir güzel ölçütü konmalıdır. D) Şiirden anlamayanlar şiir yazmamalıdır. E) Şiir, diğer türlere göre fazla çaba ister.
üze
bak
aya
est
Tun
n
an
25. Dar kapısından başka aydınlık girecek hiçbir yeri olmayan dükkânında tek başına, gece gündüz kıvılcımlar saçarak
çalışan Koca Ali, tıpkı kafese konmuş terbiyeli bir arslanı andırıyordu. Uzun boylu, iri pençeli, kalın pazılı, geniş omuzlu
bir pehlivandı. On yıldır bu karanlık in içinde ham demirden dövdüğü kılıç ve namluları tüm Anadolu'da, tüm Rumeli'de
sınır boylarında büyük bir ün kazanmıştı. Yanına çırak almaz, kimseyle çok konuşmaz, dükkânından dışarı çıkmaz,
durmadan uğraşırdı. Bekârdı. Hısımı, akrabası yoktu. Kentin yabancısıydı. Kılıçtan, demirden, çelikten, ateşten başka
söz bilmez, pazarlığa girişmez, müşterileri ne verirse alırdı. Yalnız savaş zamanları ocağını söndürür, dükkânının kapı-
sını kilitler, kaybolur, savaştan sonra ortaya çıkardı. Kentte onunla ilgili birçok hikâye söylenirdi. Ama kimdi? Nereliydi?
Nereden gelmişti? Bunları bilen yoktu. Halk onu seviyordu. Kentte böyle tanınmış bir ustanın bulunması herkes için
ayrı bir övünç kaynağıydı.
Bu parça ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Betimlemelere sıkça başvurulmuştur.
Dahi bakış açısıyla yazılmıştır.
C) Merak unsuru ikinci plandadır.
D) Koca Ali'nin kişisel portresine yer verilmiştir.
E) Yer ve zaman ögeleri bellidir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
üze bak aya est Tun n an 25. Dar kapısından başka aydınlık girecek hiçbir yeri olmayan dükkânında tek başına, gece gündüz kıvılcımlar saçarak çalışan Koca Ali, tıpkı kafese konmuş terbiyeli bir arslanı andırıyordu. Uzun boylu, iri pençeli, kalın pazılı, geniş omuzlu bir pehlivandı. On yıldır bu karanlık in içinde ham demirden dövdüğü kılıç ve namluları tüm Anadolu'da, tüm Rumeli'de sınır boylarında büyük bir ün kazanmıştı. Yanına çırak almaz, kimseyle çok konuşmaz, dükkânından dışarı çıkmaz, durmadan uğraşırdı. Bekârdı. Hısımı, akrabası yoktu. Kentin yabancısıydı. Kılıçtan, demirden, çelikten, ateşten başka söz bilmez, pazarlığa girişmez, müşterileri ne verirse alırdı. Yalnız savaş zamanları ocağını söndürür, dükkânının kapı- sını kilitler, kaybolur, savaştan sonra ortaya çıkardı. Kentte onunla ilgili birçok hikâye söylenirdi. Ama kimdi? Nereliydi? Nereden gelmişti? Bunları bilen yoktu. Halk onu seviyordu. Kentte böyle tanınmış bir ustanın bulunması herkes için ayrı bir övünç kaynağıydı. Bu parça ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Betimlemelere sıkça başvurulmuştur. Dahi bakış açısıyla yazılmıştır. C) Merak unsuru ikinci plandadır. D) Koca Ali'nin kişisel portresine yer verilmiştir. E) Yer ve zaman ögeleri bellidir.
A), vem.
23. Yirmi yaşında
vardım, ya yoktum. Küçücük köpeğim Koton'la Izmir'in ikinci sınıf otellerinden birinde oturuyordum
Bir gün karşımdaki odaya, iri mavi gözlü, Rose Mayer adında, sarı saçlı bir Fransız kızı geldi. Kederli olduğu yüzün.
den belli idi. Otelciye kim olduğunu sordum.
- Paris'ten bir doktora âşık olmuş, peşine takılmış, doktorun ailesi kabul etmemiş, kovmuşlar. Zavallı şimdi memleke
tine dönmek için vapur bekliyor, dedi.
Rose ile merdivenlerde, koridorlarda karşı karşıya geldikçe birbirimize dikkatli bakmaya... Sonra "bonjur, bonsuvar
demeye başladık. Nihayet bir hafta içinde dost olduk. Bir ay geçmeden anlaştık. Evlendik. Rose, gerçekten sokağı,
gezmeyi hiç sevmiyordu. Sabahtan akşama kadar evin işleriyle uğraşıyor, durmak, dinlenmek bilmez bir hırsla her
tarafı, her şeyi yıkıyordu. O, ben, köpeğim, üçümüz de günde üç defa banyo ediyorduk. Geceleri Paris Kahvesi'ne
veya sinemaya giderdik. Dönüşte Rose, yorgun argin, ayakkabılarımızın altını çamaşır sulu suyla siler, Koton'un
ayaklarını yıkamakla kalmaz, bazı geceler zavallı hayvancağızı tepeden tırnağa gıcır gıcır sabunlardı.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Yaşanması mümkün olan bir olay anlatılmıştır.
B) Çağrışımlarla yüklü ağır bir dili vardır.
C) Kahraman anlatıcı bakış açısı kullanılmıştır.
Merak ögesi ön planda tutulmuştur.
E) Kadın kahramanın fiziksel ve ruhsal portresine yer verilmiştir.
D) Koca A
E) Yer ve
26. "Paska
ne otu
selli a
be du
ismin
çok
keth
sih
oy
ha
S
E
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
A), vem. 23. Yirmi yaşında vardım, ya yoktum. Küçücük köpeğim Koton'la Izmir'in ikinci sınıf otellerinden birinde oturuyordum Bir gün karşımdaki odaya, iri mavi gözlü, Rose Mayer adında, sarı saçlı bir Fransız kızı geldi. Kederli olduğu yüzün. den belli idi. Otelciye kim olduğunu sordum. - Paris'ten bir doktora âşık olmuş, peşine takılmış, doktorun ailesi kabul etmemiş, kovmuşlar. Zavallı şimdi memleke tine dönmek için vapur bekliyor, dedi. Rose ile merdivenlerde, koridorlarda karşı karşıya geldikçe birbirimize dikkatli bakmaya... Sonra "bonjur, bonsuvar demeye başladık. Nihayet bir hafta içinde dost olduk. Bir ay geçmeden anlaştık. Evlendik. Rose, gerçekten sokağı, gezmeyi hiç sevmiyordu. Sabahtan akşama kadar evin işleriyle uğraşıyor, durmak, dinlenmek bilmez bir hırsla her tarafı, her şeyi yıkıyordu. O, ben, köpeğim, üçümüz de günde üç defa banyo ediyorduk. Geceleri Paris Kahvesi'ne veya sinemaya giderdik. Dönüşte Rose, yorgun argin, ayakkabılarımızın altını çamaşır sulu suyla siler, Koton'un ayaklarını yıkamakla kalmaz, bazı geceler zavallı hayvancağızı tepeden tırnağa gıcır gıcır sabunlardı. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yaşanması mümkün olan bir olay anlatılmıştır. B) Çağrışımlarla yüklü ağır bir dili vardır. C) Kahraman anlatıcı bakış açısı kullanılmıştır. Merak ögesi ön planda tutulmuştur. E) Kadın kahramanın fiziksel ve ruhsal portresine yer verilmiştir. D) Koca A E) Yer ve 26. "Paska ne otu selli a be du ismin çok keth sih oy ha S E
22.
| Kalikallalal atmak istiyorum.
I. Bağın ortasındaki yıkık kulübenin kapısız girişinden bir ihtiyar çıktı. Saçı sakali bembeyazdı. Kamburunu düzelt-
mek istiyormuş gibi gerindi. Elleri, ayakları titriyordu. Gök kadar boş, gök kadar sakin duran denize baktı, baktı
Il Duvarın dibindeki taş yığınlarına çöktü. Başını ellerinin arasına aldı. Sırtında yırtık bir çuval vardı. Çıplak ayak-
ları topraktan yoğrulmuş gibiydi. Zayıf kolları kirli tunç rengindeydi. Yine başını kaldırdı. Gökle denizin birleştiği
dumandan çizgiye dikkatle baktı,
III. Bu, her gece uykusunda onu kurtarmak için birçok geminin pupa yelken geldiğini gören zavallı eski bir Türk
Xforsasıydı. Tutsak olalı kırk yılı geçmişti. Otuz yaşında, dinç, levent, güçlü bir kahramanken Malta korsanlarının
eline düşmüştü.
IV. Yirmi yıl onların kadırgalarında kürek çekti. Yirmi yıl iki zincirle iki ayağından rutubetli bir geminin dibine bağlan-
mış yaşadı. Yirmi yılın yazları, kışları, rüzgârları, fırtınaları, güneşleri onun vücudunu eritemedi.
V. Elli yaşına gelince, korsanlar onu, "Artık iyi kürek çekemez!" diye bir adada satmışlardı. Efendisi bir çiftçiydi. On
yıl kuru ekmekle onun yanında çalıştı. Tanrı'ya şükrediyordu. Çünkü artık bacaklarından mıhlı değildi.
Numaralanmış cümlelerin hangilerinde hikâye kişisinin fiziksel betimlemesine yer verilmiştir?
A) I, II ve III.
, II ve IV.
C) I, III ve IV.
D) II, III ve IV.
E) III, IV ve V.
25
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
22. | Kalikallalal atmak istiyorum. I. Bağın ortasındaki yıkık kulübenin kapısız girişinden bir ihtiyar çıktı. Saçı sakali bembeyazdı. Kamburunu düzelt- mek istiyormuş gibi gerindi. Elleri, ayakları titriyordu. Gök kadar boş, gök kadar sakin duran denize baktı, baktı Il Duvarın dibindeki taş yığınlarına çöktü. Başını ellerinin arasına aldı. Sırtında yırtık bir çuval vardı. Çıplak ayak- ları topraktan yoğrulmuş gibiydi. Zayıf kolları kirli tunç rengindeydi. Yine başını kaldırdı. Gökle denizin birleştiği dumandan çizgiye dikkatle baktı, III. Bu, her gece uykusunda onu kurtarmak için birçok geminin pupa yelken geldiğini gören zavallı eski bir Türk Xforsasıydı. Tutsak olalı kırk yılı geçmişti. Otuz yaşında, dinç, levent, güçlü bir kahramanken Malta korsanlarının eline düşmüştü. IV. Yirmi yıl onların kadırgalarında kürek çekti. Yirmi yıl iki zincirle iki ayağından rutubetli bir geminin dibine bağlan- mış yaşadı. Yirmi yılın yazları, kışları, rüzgârları, fırtınaları, güneşleri onun vücudunu eritemedi. V. Elli yaşına gelince, korsanlar onu, "Artık iyi kürek çekemez!" diye bir adada satmışlardı. Efendisi bir çiftçiydi. On yıl kuru ekmekle onun yanında çalıştı. Tanrı'ya şükrediyordu. Çünkü artık bacaklarından mıhlı değildi. Numaralanmış cümlelerin hangilerinde hikâye kişisinin fiziksel betimlemesine yer verilmiştir? A) I, II ve III. , II ve IV. C) I, III ve IV. D) II, III ve IV. E) III, IV ve V. 25
orayı öyle
da kendi-
oturdu da
hep o ar-
ğim evini
ir kızdır.
a elinde
berabe-
uğunu,
zaman
görür,
daki-
Patlıcanlar morara morara kadife rengini aldı.
nesine güvenen, sırtına küfesini takan sokakta
de güzel sebzedir. Misafir ağırlar. Biraz hazmı zor-
"Kemer patlıcanlarım!" diye bağırıyor... Gerçekten
dur ama doyurur, bıktırmaz. Her şeye karışır, türlüye
girer, dolma olur, şişe dizilir, ezim ezim ezilir. Imam-
dehşetlidir.
Biraz
çalı
bayıldı şeklinde görülür. Fakat tavası
Neredeyse çıkar. Ne de kolay yemektir.
C
çırpı, talaş, yonga, bakkaldan biraz yağ, bir kase
yoğurt alındı mı! Evde bir meşguliyet peyda olur. İki
diş sarımsağa havan işlemeye başlar.) Delikli kap
sahanlıktan iner. Birer birer alaca biçim kesilip dilim
dilim doğranır, zehri çıksın diye tuzlanır, bir kenara
çekilir. Odunun kurusu, ortaya, yanına malzemeler
yerleştirilir. Gelsin yelpaze, kürek puf puf. Alev aldı
mi tava üstüne bolca zeytinyağı, "Oh!" ne cızırtı.
KURUMSAL DENEME YAYINLARI
DYSayıp dökmelere
BÖykülemeye başvurulmuştur.
8.
Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdaki.
lerden hangisi söylenemez?
A Fillerin çokça kullanıldığı öyküleyici bir anlatı-
ma yer verilmiştir.
BSayıp dökmelerden yararlanılarak anlatımda
akıcılık sağlanmıştır.
Varlıkların ayırıcı özellikleri karşılaştırma yoluy-
la ortaya konmuştur.
Ünlem ve ikilemelerle anlatım konuşma diline
yaklaştırılmıştır.
EX Farklı duyulardan yararlanılarak betimleme ya-
pılmıştır.
Türkçe
2,
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
orayı öyle da kendi- oturdu da hep o ar- ğim evini ir kızdır. a elinde berabe- uğunu, zaman görür, daki- Patlıcanlar morara morara kadife rengini aldı. nesine güvenen, sırtına küfesini takan sokakta de güzel sebzedir. Misafir ağırlar. Biraz hazmı zor- "Kemer patlıcanlarım!" diye bağırıyor... Gerçekten dur ama doyurur, bıktırmaz. Her şeye karışır, türlüye girer, dolma olur, şişe dizilir, ezim ezim ezilir. Imam- dehşetlidir. Biraz çalı bayıldı şeklinde görülür. Fakat tavası Neredeyse çıkar. Ne de kolay yemektir. C çırpı, talaş, yonga, bakkaldan biraz yağ, bir kase yoğurt alındı mı! Evde bir meşguliyet peyda olur. İki diş sarımsağa havan işlemeye başlar.) Delikli kap sahanlıktan iner. Birer birer alaca biçim kesilip dilim dilim doğranır, zehri çıksın diye tuzlanır, bir kenara çekilir. Odunun kurusu, ortaya, yanına malzemeler yerleştirilir. Gelsin yelpaze, kürek puf puf. Alev aldı mi tava üstüne bolca zeytinyağı, "Oh!" ne cızırtı. KURUMSAL DENEME YAYINLARI DYSayıp dökmelere BÖykülemeye başvurulmuştur. 8. Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdaki. lerden hangisi söylenemez? A Fillerin çokça kullanıldığı öyküleyici bir anlatı- ma yer verilmiştir. BSayıp dökmelerden yararlanılarak anlatımda akıcılık sağlanmıştır. Varlıkların ayırıcı özellikleri karşılaştırma yoluy- la ortaya konmuştur. Ünlem ve ikilemelerle anlatım konuşma diline yaklaştırılmıştır. EX Farklı duyulardan yararlanılarak betimleme ya- pılmıştır. Türkçe 2,
6.
"kimsesizlik", "Olüm", "yaşam", "dostluk" üzerine binlerce gir yaz
lerin sınırını aşamamış, yitip gitmiştir zaman içinde. Bir bölümüyse çad
çıkmalarına, aynı konuyu solumalarına karşın neden kimileri yitip gitme
olan yaratılanın tümüyle yaşaması gerekirdi.
Bu parçada boş bırakılan yere anlam akışına göre aşağıdakilerd-
Akonunun yazınsal yaratı içindeki yeri; yaraticinin onu ele aligna,
Cünkü bir yazınsal yaratıda önemli olan konunun işleniş biçimi
Kimi konular her dönemde geçerliğini koruyamamış, ilgi görme
D Demek ki konu yazınsal yaratıyı yaşar kilan bir öge değildir
E) Konunun yaşı da çağı da yoktur da ondan
7. Çocukluk baştan aşağı oyun demektir. Çocuklar oynaya
oynaya insan değerleriyle bezenir. Oyundan daha bilge
bir yetiştirici bulunmaz. Çocuk, hak ve sorumluluğu oy-
narken öğrenir. Oyun oynamayanın kafasına nereden
dank edecek mızıkçılığın kötü bir şey olduğu? Yarışmalı
oyunlarda öz bilinç gelişir; kardeşlik duygusu oyunlarda
kökleşir. Bazı oyunlar olmasaydı ne "ben" ne de "biz" pe-
kişirdi insanda. Oynarken tanır kendini insan;
Bu parçanın sonuna konunun akışına göre,
kendisinde ummadığı yetenekler bulur da şaşırır
II. yaşıtlarının, kendisinde olmayan becerilerine imrenir
III. kolay sandığı birçok hareketi yapamadığını fark eder
ifadelerinden hangisi/hangileri getirilebilir?
AY Yalnız I
D) I, II ve III
eis Türkçe Soru Bankası
B) I ve II
E) Yalnız III
C) I ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. "kimsesizlik", "Olüm", "yaşam", "dostluk" üzerine binlerce gir yaz lerin sınırını aşamamış, yitip gitmiştir zaman içinde. Bir bölümüyse çad çıkmalarına, aynı konuyu solumalarına karşın neden kimileri yitip gitme olan yaratılanın tümüyle yaşaması gerekirdi. Bu parçada boş bırakılan yere anlam akışına göre aşağıdakilerd- Akonunun yazınsal yaratı içindeki yeri; yaraticinin onu ele aligna, Cünkü bir yazınsal yaratıda önemli olan konunun işleniş biçimi Kimi konular her dönemde geçerliğini koruyamamış, ilgi görme D Demek ki konu yazınsal yaratıyı yaşar kilan bir öge değildir E) Konunun yaşı da çağı da yoktur da ondan 7. Çocukluk baştan aşağı oyun demektir. Çocuklar oynaya oynaya insan değerleriyle bezenir. Oyundan daha bilge bir yetiştirici bulunmaz. Çocuk, hak ve sorumluluğu oy- narken öğrenir. Oyun oynamayanın kafasına nereden dank edecek mızıkçılığın kötü bir şey olduğu? Yarışmalı oyunlarda öz bilinç gelişir; kardeşlik duygusu oyunlarda kökleşir. Bazı oyunlar olmasaydı ne "ben" ne de "biz" pe- kişirdi insanda. Oynarken tanır kendini insan; Bu parçanın sonuna konunun akışına göre, kendisinde ummadığı yetenekler bulur da şaşırır II. yaşıtlarının, kendisinde olmayan becerilerine imrenir III. kolay sandığı birçok hareketi yapamadığını fark eder ifadelerinden hangisi/hangileri getirilebilir? AY Yalnız I D) I, II ve III eis Türkçe Soru Bankası B) I ve II E) Yalnız III C) I ve III