Anlatım Biçimleri Soruları

Korku, belirli bir ağrı veya tehdit olarak algılanan bir durum sonucunda, uyarıcı bir tepki olarak ortaya çıkan yaşamsal bir mekanizmadır. Korku, görünüşte evrensel bir duygudur. Her- kes bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde çeşitli korkulara kapılabi- lir. Tehlike ile karşılaşan bir kişi korkar ve bu korku sonucun- da kaçmak için bir tepki oluşturur ancak aşırı durumlarda korkan bir kişi donup kalabilir veya felç tepkisi vermesi de mümkün olabilir. John B. Watson, Paul Ekman gibi bazıpsi kologlar korkunun temel ya da doğuştan gelen küçük duygu dizilerinden birisi olduğunu ileri sürmüşlerdir. Aynı zamanda sevinç, üzüntü ve öfke gibi duyguları da içerir bu durum. Kor- ku kişide, herhangi bir belirli türde duygusal durum veya an- lık bir dış tehdit oluşmadan meydana geldiği takdirde kaygı bozukluğu olarak ayırt edilmelidir. 39. Bu parçada "korku ile ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisine değinilmemiştir? A) Birçok duyguyu içinde barındırdığına BY Herkeste görülebileceğine Bazı olumsuzluklara yol açabileceğine Her insanda aynı ölçüde görüldüğüne Farkında olarak ya da olmayarak ortaya çıkabileceğine 0. Bu parçada aşağıdaki düşünceyi geliştirme yollarının bangisinden yararlanılmıştır? A) Benzetmeden Karşılaştırmadan B) Alıntı yapmadan DY Tanımlamadan E) Sayısal verilerden

7. (1) Tanzimat Dönemi'nde Batılı anlamda tiyatronun ilk ör- nekleri İbrahim Şinasi tarafından verilmiştir. (II) Şinasi'nin kaleme almış olduğu Şair Evlenmesi bu türün ilk örneği sayılmaktadır. (III) Ziya Paşa tarafından yazılan Vatan yahut Silistre ise sahnelenen ilk tiyatro örneğidir. (IV) Bu eserin sahnelenmesinden sonra tiyatro türü yasaklanmış- tır. (V) Tanzimat ikinci dönemde ise tiyatro daha çok okun- mak için yazılmıştır. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? A) I B) IT e) ||| D) IV EV

8. (I) Şinasi, 19. yüzyılda Türk edebiyatını etkileyen ve yönlen- diren yazarlar arasında yer alır. (II) Osmanlı toplumunun çağdaş uygarlığı yakalayarak gelişebileceğini, bununsa Bati örnek alınarak gerçekleşebileceğini savunan Batılılaşma hareketinin öncülerinden biridir. () Tanzimat edebiyatını başlatan, Batı edebiyatı yolunda nazım ve nesir türünde ilk olarak eser veren Şinasi'dir. (IV) Akılcı ve mantıkçı olup Türk toplumuna yeni bir görüş kazandırmak gayesindedir. (V) Gazetelerde yazdığı makalelerle, Fransızcadan yaptığı şiir çevirileriyle, edebî ve toplumsal eleştirileriyle, yazdığı tiyatro yapıtlarıyla ve kullandığı yalın, halkın anlayabileceği arı dille edebiyatta Batılılaşmanın ilk adımlarını atmıştır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi üslup- la ilgilidir? B) II C) III K IV (E) V

10. Bir eseri sevmenin, o eserde anlatılanla ilişkisi olma- dığı düşünülür nedense. Oysa ben; Erzurum'u Sivas'ı gördükten sonra o bölgelerde yetişen halk ozanlarının sesini ve türkülerini daha çok sevdim. Veysel artık daha canlı, daha şiirsel geliyor bana. Çukurova'yı tanımayan birinin de Yaşar Kemal'i anlaması, sevmesi beklene- mez. Çünkü sanatın soyut bir uğraş olmadığı kimsenin itiraz edemeyeceği bir gerçektir. Bu parçada aşağıdaki anlatım türlerinden hangisine başvurulmuştur? A) Öyküleyici B) Açıklayıcı C) Kanıtlayıcı D) Emredici E) Tartışmacı 13.

12. Bitki deyince genellikle kırlarda dolaşırken görülen ağaçlar, çiçekler akla gelir. Oysa bunlar çeşitli bitki türlerinden yalnızca bazılarıdır. Yosunlar, ağaç kabuğunu yeşil bir tabaka halinde kaplayarak yaşayan bitkilerdir. Canlıların en küçük türlerinden biri olan su yosunu da bir bitkidir. Su yosunları çok küçük olduklarından ancak çok güçlü bir mikroskopla görülebilir. Yeryüzünde yaşayan en büyük ve en eski canlılar bitkilerdir. Nitekim Kaliforniya'da yetişen sekoya ağaçlarının boyu 90 metreyi, çapı ise 4,5 metreyi bulur. Bitkiler üzerindeki çalışmalara, bitkilerin büyüme ve üremelerinin tümüne birden botanik denir. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisini söylemek doğru olmaz? 3 A) Karşılaştırmalar yapılmıştır. B) Tanımlamaya başvurulmuştur Örneklemelere yer verilmiştir. Dzlenim kazandırma amaçlanmıştır. E) Neden-sonuç ilişkisine yer verilmişt

19. İtalyan ozan ve politikacı Dante Alighieri Yunus Emre'nin çağdaşıdır. En tanınmış eseri, dinsel bir kitap olan İlahi Komedya'dır. Yunus Emre'nin Anadolu'da Türkçe şiirin öncüsü olması gibi onun bu yapıtı da modern İtalyancanın temeli sayılır. Dante, papaz- okulunda aldığı ilk eğitimin ardından kendi kendini yetiştirdi. Yazmanın dışında astronomi, resim ve felsefe gibi konularda da kendisini geliştiriyordu. Siyasî nedenlerle yaşamının önemli bir bölümünü Floransa dışında sürgünde geçirdi. 56 yaşında yaşama veda etti. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinden yararlanılmamıştır? A) Açıklama B) Karşılaştırma Kanıtlama Benzetme Örnekleme

Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II 11-1-1-IV-111 11-1-HT - IV-V IV-V-111 A) Yalnız I C) III TÜRKÇE D) IV D) ve III 28 Hamburg Serbest Elektron Lazer Bilimi Merkezinden bilim insanları, saniyenin trilyonda biri kadar bir sürede suyu kaynatabilecek yeni bir yol tasarladı. Çalışma için kullanı- lan su miktarı bir nanolitre yani litrenin milyarda biri. Çok az görünen bu miktar pek çok deney için yeterli. Henüz kuramsal bir çalışma olan araştırmaya göre az miktarda su, bir saniyenin trilyonda birinin -pikosaniye- yarısı kadar sürede 600 dereceye kadar ısıtılabiliyor. Eğer bu yöntem pratiğe dökülebilirse dünyanın en hızlı su ısıtma yöntemi olacak. Bu parçadan, sözü edilen çalışmayla ilgili olarak 1. Insan yaşamını kolaylaştırdığı II. Günlük yaşamda önemli bir sorunu çözdüğü III. Henüz uygulama aşamasına geçilmediği + yargılarından hangileri cıkarılabilir? - B) Yalnız III ali E) V E) II ve III Yanıt Yayınları iyi el B) İyi e -otm: C) I ve II ū San eek D) Ele ele E) Ele da 30. Çocu kalıp deği tekr yolu ver çok de 10 bin ve B g Colle trote

7 1. uçsuz bucaksız bu doğada II. karşımıza çıkan bildik bilmedik her hayvan kar- şısında III. sevinç çığlıkları atarak yolumuza devam ettik IV. insanın ruhuna dinginlik veren V. kar leoparlarını görmeyi düşlerken Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) IV A E) V 14.

11. Yalınlık ve saydamlık, metnin yazınsallık düzeyini yüksel- ten niteliklerdir; bir bakıma dilin güzel duyusal (estetik) tadı da bunlarda saklıdır, elbette cümlelerin kısalığında, yoğunluğunda da. Kimileri küçümser bu nitelikleri, yaza- rin soluksuzluğuna, cümle kurma, oluşturma becerisinin sınırlılığına bağlar/ Oysa büyük bir yanılsamadır bu. Ger- çek okur, yoğun anlamlar içeren bir metinde yalınlık, say- sbridamlık, kısalık arar. Örneğin Shakespeare'in Hamlet'inde geçen, "Olmak ya da olmamak, işte sorun." cümlesi ol- dukça kısadır; kısadır ya bu yazınsal cümle üstüne kitap- hablar yazılmıştır! Bu parçada belirtilenlere göre aşağıdaki sorulardan hangisine cevap verilemez? A) Örnek cümle hangi görüşü desteklemektedir? B) Söylemsel derinliği yaratan nitelikler nelerdir? C) Kısa cümle kullanan yazarlar niçin eleştirilmektedir DY Okumadan tat alma neye bağlıdır? E) Basmakalıp düşünceler yaratıcılığı engeller mi?

6. Güneş, tepemizde bir kor. Yazın yakıcı sıcak günlerindeyiz. Çamların uzanıp selamladığı dallar arasında kıvrılan yolumuz, yeşil bir ova seriyor önümüze. Ovanın bir ucu mavi sularda bitiyor, bir ucu yeşili alıp yumuşak tepelerin üstüne dek çıkarıyor. Küçük bir tepeciği aşınca ova daha da genişliyor. Göz alabildiğine düzlük Fethiye Ovası... Sera tarlaları aralamış ovanın yeşilini. Karşımızdaki Mendos Dağları ovayı bitiriyor. Bir heybetli kale gibi yükselmiş Mendos Dağı. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Birinci kişili anlatım kullanılmıştır. Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir. Tahminde bulunulmuştur. Kişileştirme ve benzetmeye başvurulmuştur. E) Değişik cümle türleri kullanılmıştır. 125

4. Dinle sana bir sözüm var Kimseyi hor görme gardaşelen Kim nasıldır Allah bilir Kötüleyip yerme gardaş Gel sevelim sevileni, seveni Sevgisiz suratlar gülmüyor canım Nice gördüm dizlerini döveni Giden ömür geri gelmiyor canım sey pismoric Neşet Ertaş'a ait bu dizelerde vurgulanmak istenen temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Insan, ön yargılarla hareket edip başkalarını kü- çümsememelidir. B) Barış içinde yaşamak isteyen kişi başkalarını eleş- tirmemelidir. e) Dünyadaki kötülüklerin sevgisizlikten kaynaklandığı unutulmamalıdır. D) Dünyanın gelip geçici olduğu unutulmadan sevgi ve hoşgörüyle yaşanmalıdır. 1 Einsan, hayatını dolu dolu yaşamalı, geride pişman- 2022/12/5 06:48 liklar bırakmamalıdır. 6.

göre aşağıdaki deyimler hangisi getirilmelidir? A) Yağmur olsa başkasının üstüne yağmamak B) Başkalarıyla yüz göz olmak C) Başkasının ipliğini pazara çıkarmak D) Başkasının sırtından geçinmek E) Saygıyı elden bırakmamak 3. I. Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbenti çekip aldı. II. Aldıkları yerlerin ahalisini kendilerine benzeteme- diklerinden o toprakları tez zamanda kaybettiler. III. Bu kavanoz, iki kilo bal alır. IV Burayı kötü bir koku aldı, durulmaz hâle geldi. V. Güneş perdelerin rengini aldı. Aşağıdakilerden hangisi "almak" sözcüğünün numa- ralanmış cümlelerdeki anlamlarından biri değildir? A) birlikte götürmek C) soldurmak B) bürümek, sarmak D) fethetmek E) içine sığmak JI TUMLER YAYIN AR

Şairlerin, daha da genişletirsek edebiyat âleminin şair babasıdır Eray Canberk. Şiirimizin son çelebisi, son çl- lekeşi, son duygusalıdır o. Kuytu sularda usulca yüzen ama her an kadırgaya dönüşen şiirlerin yaratıcısıdır. Daha yirmilerinin başında, yıllarca titizlikle koruyacağı şiir tekniğini de bulmuştur. Bu parçadaki altı çizili sözle şairin hangi yönü belir- tilmek istenmiştir? A) Şiirde hiç beklenmeyen bir yerde duygu patlaması yaratması B) Aynı şiirin içinde bireysel bir temadan, toplumsal bir konuya geçebilmesi C) Şiirde alçak gönüllü ve sıradan olma tavrı göstere- rek okurun beğenisini kazanması D) Geçmişin değerlerini özümseyerek yarattığı şiirleri- nin sanatsal değerlerinin büyük olması EX Rahat, anlaşılır bir biçimde başladığı kimi şiirlerinin anlaşılmaz olarak bitmesi

7. (1) Bir olayı, bir düşünceyi veya duyguyu; sözlü veya yazılı olarak anlatmaya "bakış açısı" denir. (II) Edebî metinlerde olayı aktaran kimse ise "anlatıcı" adını alır. (III) Yazarlar kendi hayat deneyimlerinden faydalana- rak yazsalar da çoğu zaman anlatıcı ile yazar arasın- da pek benzerlik olmaz. (IV) Anlatıcı, aslında hikâyeyi yani olayı anlatmak için oluşturulmuş hayalî bir varlıktır. (V) Okurun, metindeki olayı kimin gözünden izlediği "bakış açısı" kavramı ile ilgilidir. uno Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? A) I B) II C) III D) IV og sin E) V 1 1 1 1

izlerini Ela yer m; en, ir İlhan cen a erin maya, ardır flar eri -? 8 D) Kişil E) Çevre devinim içinde veriln 24. 1500 yıllık Küçük Ayasofya Camisi'nin "restorasyon" adı altında başına gelenler, tüm olup bitenlerin çok açık bir dille ortaya konmuş özeti gibidir. Her gün yanan konaklar, bilimsel araştırma adına kazıldıktan sonra kendi hâlinde yok olmaya bırakılan arkeolojik alanlar, bu alanlardan ve müzelerden çalınan heykeller, depolarda çürüyen dünyanın en nadide parçaları... Bu yanlışlar, bizi geçmişimizden ve geleceğimizden her gün biraz daha uzaklaştırıyor. İnsan olma tarihimiz boyunca birlikte dönüşmüş olan doğa ve kültür, insanoğlu için ayrı düşünülemeyecek kadar birbirine bağlı iki kavramdır. Birisi bizi geçmişimize bağlarken diğeri geleceğimize tutunabilmemizi sağlar. Bu parçanın düşünce akışına bakılarak aşağıdaki yargılardan hangisine özellikle varılabilir? A) Tarihi eserlerimize gerektiği gibi sahip çıkmazsak geçmiş ve geleceğimizle bağlarımız kopar. B) Tarihi eserler, bizi geçmişimize bağlayan köprülerdir. C) Belli bir tarih bilinci olmayan uluslar her zaman yok olmaya mahkûmdur. D) Bilimsel araştırmalar; tarihi eserleri, araştırma uğruna yok etmektedir. E) Anadolu'daki eski uygarlıklara ait kalıntılar, kültürel zenginliğimizin göstergesidir. Diğer sayfaya geçiniz.

11. Divanu Lügati't-Türk BHT A) B) C) D) E) Yazar Nabi Nefi 1 Âşık Paşa Fuzûlî Bâkî Hayâlî Zâtî ile ilgili bir bilgi yanlışı C) III DHE Yüzyıl 16. yüzyıl A) Felekname C) Fütüvvetname 11 17. yüzyıl Bu tabloda numaralanmış yerlere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? 15. yüzyıl 17. yüzyıl 16. yüzyıl 18. yüzyıl 15. yüzyıl EX Eser E) Carnname Şikâyetname Hayrâbâd Ferhad u Şîrîn Sihâm-ı Kaza 12. XIII. yüzyılın son bölümü ile XIV. yüzyılın ilk yarısında ya- şadığı sanılan, asıl adı Ahmet olan sanatçı; Gülşehri mah- lası ile bilinmektedir. Yaşadığı dönemde bilim ve tasavvuf üzerine çeşitli girişimlerde bulunmuştur. Kırşehir'de doğ- duğu düşünülmektedir. "Kuş Dili" anlamına gelen ese- rini Feridüddin Attar'dan çevirmiştir. Bir tasavvuf eseri olan bu yapıt Mevlana'nın Mesnevi adlı eserinden alınan hikâ- yelerle de zenginleştirilmiştir. Hüsn ü Aşk Beng ü Bâde Yusuf u Züleyha Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangi- si getirilmelidir? B) Mantiku't Tayr DMecalis-i Seba Diğer sayfaya geçiniz.