Anlatım Biçimleri Soruları

ir kaygı en ken- en ya- avram olursa larını aşına Gök eğer gi- en "Mutlu değiliz, öyleyse mutluluk diye bir şey yoktur, onu ancak özleyebiliriz." Anton Çehov, "Üç Kız Kardeş" adlı oyununda kahramanlarından birine böyle söyletir. Rus- ya taşrasının kasvetli gecelerinden birinde üç kız kardeş pencereden yağan kara bakar, bakar, bir anlam ararlar yaşamda. Bulamazlar, bulamayacaklardır da. Yalnız üç kız kardeş değil, Çehov'un bu oyunundaki ve başka yapıtla- rındaki kişiler de... Tüm sanatçılar, düşünürler “mutluluk” diye bir şeyler ararlar ve onu buldukları anda yitirirler. Daha doğrusu bir sis, bir düş olduğunu anlarlar sonunda. Mutlu- luk bir arayış, bir özleyiş olmalı, derler kendi kendilerine. Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir? A) Cehov'un, yapıtlarında mutluluğun sorgulanması B) Edebiyatta birçok sanatçının mutluluğu araması Mutlu olan insanların hayata farklı bakması D) Mutluluğun bulunamayacak bir düş olması Mutluluğun, kişiden kişiye farklı anlamlar taşıması 6.

1. Folklorik ögelerin kalıplaşmış bir yapısı vardır; bu da yaratı- cılığı sınırlar, diyenler var. Bana göre yanlış bir saptamadır bu. Böyle diyenlerin belleklerinde klişeleşmiş bazı şiirler var. Oysa gerçek çok farklıdır. Folklordan yararlanma türden türe ya da sanatçıdan sanatçıya değişiklik gösterir. Hiçbir zaman folklorik ögeler olduğu gibi kullanılmaz, bunun için de anlatım donup kalmaz. Bu parçada geçen donup kalmamak" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Anlamını yitirmemek B) Dolaylı söyleyişlere yönlendirmek Basmakalıp bir nitelik kazanmamak D) Anlatım yeteneğini engellemek Kurallara uygun davranmak

3. Barselona'yı sanat ve estetik yönüyle, Akdeniz mutfağıyla, baskın Katalan kültürüyle, şehre imzalarını atan farklı sanat- çılarla ve onların bıraktığı eserlerle birlikte değerlendirmek gerek. Bu kadar çok güzelliğe, sanat, mimari ve özel bir kül- türe tek bir mana yüklemek gerçekten kolay değil. Üstelik bu şehir Avrupalı özelliklerini taşımasına rağmen kendi kültürü- nü de çok iyi koruyabilmiş bir yer. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak söylenmiş olabilir? A) Barselona'nın Katalan kültürünü yansıtmadığı eleştirisine katılır mısınız? B) Barselona'yı diğer Avrupa şehirlerinden ayıran başlıca özellikleri nelerdir? C) Barselona'nın en çok turist alan şehirlerden biri olması- nın nedeni ne olabilir? D) Sizce Barselona kendi kültürünü korumak için neler yap- mış olabilir? E) Barselona'nın sizin için en önemli anlamının ne olduğunu Açıklar mısınız? (2018-ALES)

1. Ters piramit tekniği muhabirlerin Amerika Birleşik Devletleri'nde iç savaş döneminde yani 1850'lerde, telgrafla haber geçmek için geliştirdikleri bir tekniktir. O yıllarda telgraf hatlarındaki kesilmeler ve sorunlar nedeniyle muhabirler haberin en önemli unsurlarını bağlantının yakalandığı ilk dakikalarda geçmek istemiş- ler, ardından da bağlantı el verdiğince ayrıntılara değin- mişlerdir. Daha sonra bu yöntem, bir haber yazma tek- niği olarak özelliğini korumuş ve haber yazma teknikleri arasında en çok kullanılanı olarak giderek daha yaygın hâle gelmiştir. Bu parçadan kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşa- ğıdakilerden hangisidir? Ters piramit, iç savaş döneminde askerler tarafın- dan geliştirilen bir haberleşme tekniğidir. COMME se B) Ters piramit tekniği en fazla ABD'de kullanılmaktadır. GOO C) 19. yüzyılın başlarında ters piramit tekniği kullanıl- mamıştır, D) Haber yazma tekniklerinden en güveniliri, ters pira- mit tekniğidir. E Ters piramit tekniği günümüzde en fazla telgrafla haberleşmede kullanılmaktadır. 3. B S YIN DENİZİ

9. Aşağıdaki dizelerin hangisinde eylem, nedeniyle birlikte verilmiştir? A) Çağrılı gülücükle gelecek değildi ya İşte kasımpatılar, işte el titremesi B) Uzaklarda sanılan yarım yüzyıl geldi ya Artık kolay olmuyor "akşam olsun" demesi C) Toprakta gelinli kağnı, gökte melekler Avutmuş Anadolu'yu bir kara kavak D) Duygu meleyen kuzum, kuzulamaya durmuş Gülüşünü sularla bir tuttuğum yaramaz E) Kalea, el tutan, ara sıra gül tutan Dikeni kanatsa da illc gui, iiie de gül 12.

20/ "İstanbul'un Taşı Toprağı Altın" adlı yapıtı okumadan İstanbul'da yaşıyorum, Istanbul'u tanıyorum, İstan- bul'u biliyorum, demeniz mümkün değildir. Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? istanbul'un Taşı Toprağı Altın" adlı kitap bir gezi yazısıdır. B "İstanbul'un Taşı Toprağı Altın" adlı kitap İstan- bul'u tanımak isteyenlerce okunmalıdır. C)"İstanbul'un Taşı Toprağı Altın" adlı kitap İstan- bul'u en iyi anlatan yapıttır. Distanbul'un Taşı Toprağı Altın" adlı kitabı yalnız İstanbul'u tanımak isteyenler okumalıdır. EXX 45 E istanbul'un Taşı Toprağı Altın" adlı kitap uzun araştırmalar sonunda yazılmıştır. 2

Çıkmış Soru Pek çok kavramı toparlarken dağıtıyoruz ister istemez. Ama aşk konusunda bu tür tanımlara kalkışınca işler daha bir sarpa sarıyor. Öyle ki "günümüzde aşk" deyince gülmek geliyor içimizden. Neden? Galiba yıllar yılı "tek tip" bir aşk düşündüğümüzden. Aşkın mekânını, zamanını, onu yaşayanların sınıfsal özelliklerini hesaba katmadan "aşk"ı yücelttiğimizden. Eski Yunan'da aşk, Orta Çağ'da aşk, Haliç Kıyısı'nda aşk, Boğaz mehtabında aşk, kotrada aşk, grevde aşk... Bu ilişkiler aynı aşkta birleştirilebilir mi? İlişkiyi yaşayanların beklentileri de aşkı biçimlendirmez mi? Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenemez? A) Aşk, bireysel ve toplumsal yaşanmışlıklardan soyutlanamaz bir olgudur. V B) Modern insan aşka yönelik tek tip bir bakış açısına sahiptir. C) Her dönem ve mekân kendine özgü, bağımsız bir aşk algısı yaratır. V D) Aşkı sürdürülebilir kılmanın yolu, onu idealize etmekten geçer. E) Aşk, tek bir değişkene indirgenerek tanımlanabilecek bir kavram değildir. J

eş dakika rsal alanlann ramıyla kar man birimi an kavramin eken bir ye" sözü r. in 1,2 den BİRE BİR ÖSYM 1-3. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Peki, doğruyu belirlemek için mutluluğu ölçmek veya farklı insanların mutluluğunu birbiriyle kıyaslamak gerçekten mümkün mü? 11. Ya da bir futbol fanatiğinin takımının attığı şahane golü görmekten aldığı haz, bir opera meraklısının çok sevilen bir aryayı dinlerken yaşadığı hazla nasıl kıyaslanır? 1. III. Karşısındakini üzmekten son derece mutlu olan birinin duyduğu hazzın, üzdüğü kişinin çektiği acıdan çok daha fazla olup olmadığına kim karar verebilir? IV. Yararı yaşam ilkesi yapan öğretiye inanan yararcılar, en çok sayıda insanın en büyük mutluluğunu sağlayacak eylemin "doğru" olduğunu savunurlar. 1. Yukarıda numaralanmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda sıralama nasıl olur? A II-II-IV-1 B) IV-I-III-II D) III-1-IV-II C) IV-III-II-I E) I-III-II-IV 4. "Bana ne" der merkezlerinde da arabaların kesenleri yet bildiriniz. Sol YAYINLARI- E Bu sözler a cevaptan a Sanat e yorumlu B) Kültür C) Cevrey DKültür EX Yetişk musu 5. ABD'n Bedon balıkla izleter balıkl yavas Bu d 1.

Sen bir aşksın ben bir mecnun Sen olmasan ben olmazdım Sen bir gülsün ben bir bülbül Sen olmasan ben olmazdım Kalbimde yaşarsın her an Varım yoğum sensin inan Kalbimdeki aziz mihman Sen olmasan ben olmazdım *** Bu dizeleri imge, konu, tema, zihniyet, gelenek ba- kımından incelersek aşağıdakilerden hangisi söy- lenebilir? Kelime tekrarları gelenek gereğidir. Ahook unsurları yoktur. Zıtlık ve olumsuzluğa yer verilmemiştir. Tema, sözcükler üzerinde etkili olmuştur. Zihniyeti gereği oldukça ağır bir dil vardır. Büstü D

ıyla erdeki anır. $1, bilir. Bir i farklı abilir. dir. OM00-11.27TYT02 / Türkçe 37. Usta bir ressam, eğitimini tamamlayan öğrencisine, "Yaptığın son resmi şehrin en kalabalık meydanına koyar misin?" demiş. "Resmin yanına bir de kırmızı kalem brak. Insanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı işareti koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma." diye de ilave etmiş. Öğrenci, birkaç gün sonra resmine bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Ustası, "resmini yeniden yapıp bir kez daha kalabalık bir meydana bırakmasını" istemiş. Fakat bu kez resmin yanına "bir palet dolusu çeşitli renklerdeki boya ile birkaç fırça" koymasını ve onların yanına da "insanların beğenmedikleri yerleri düzeltmelerini" rica eden bir yazı bırakmasını söylemiş. Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki resmine hiç dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş. Ustası şöyle demiş: "İlkinde, ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağıyla karşılaşabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi senin resmini küçümsediler. İkincisinde, onlardan yapıcı, olumlu olmalarını istedin. Yapıcı olmak, birikimle emek gerektirir. Insanlar o birikimden yoksun oldukları için emek harcamaktan da kaçındılar." Bu parçada anlatılmak istenenler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Emeğinin karşılığını, işinin zorluğunun ve ciddiyetinin bilincinde olmayan insanlardan alamazsın. B) Belli bir birikime sahip olup emek harcamaktan da çekinmeyen insanlar yapıcı olabilirler. C) Eksiği görmek kolay, düzeltebilmek zordur. D) Insanların tepkileri onlardan istenilenler doğrultusunda değişebilir. E) Bilgisiz kimselerle tartışmak, insana yalnızca zaman kaybettirir. A

10. Alışılmış yöntemlerle, öğreti metotlarına göre resim ya-pan biri değil. Yalnız ressam olarak değil, kişi olarak da "marji- nal" görünmekten rahatsız olmadı. Kendisine ben-zemeyen sanatçılara karşı eleştirel bir tavır takındı; ama bu tavrını resimlere yansıtmakla yetindi. Her sanatçının kendi ışığını kendi içinde taşıdığı gerçeğini görmezlikten gelmedi. Konuşur, sohbet eder gibi çizdi resimlerini. Onda doğaçlama konuşan insanlara özgü garip bir çekicilik vardı. Yaptığı resmin, kendi yapısına ayna tutacak nitelikte olmasına özen gösterdi. Aşağıdakilerden hangisi, sözü edilen ressamın par-çada değinilen özelliklerinden biri değildir? A) Kalıplaşmış bir sınıflandırmaya göre yorumlan-maması B) Kompozisyonlarını içinden geldiği gibi oluşturması C) Yapıtlarında kişiliğini yansıtması D) Resimlerini albenili gösterebilmek için uğraşması E) Kendisi gibi olmayan sanatçılan eleştirmesi 13. Ata bir yaş Kül ker yolu da yap şiiri Bu A) B E

3. ----- Bir dost, bu dakikalarda erişilmez bir değer kazanır. Ama her şey bir dosta söylenmez ki! Onun için, hele bu insan bir ya- zarsa, içinin gizli kıvrımlannı görmeyi biliyorsa masanın başına geçip kalemi eline almadan edemez. İşte günlük dediğimiz yazarın kendi kendisi ile alçak sesle konuşmasından başka bir şey değildir. Günü gününe tutulmuş hatıralar, bu iç dökme ihtiyaçlarından doğmuştur. Düşüncenin akışına göre bu parçanın başına, aşağı- dakilerden hangisi getirilebilir? A) İnsanın her şeyden kaçmak istediği anlar olur. B) İnsanın içini dökmeden edemediği dakikalar olur. C) İnsanın dostunu görmeden edemediği dakikalar olur. D) İnsanın günlük yazma ihtiyacı hissettiği anlar olur. E) İnsanın iç dünyasıyla baş başa kalmak istediği dakikalar olur. UĞUR

11. (1) Kendimi kaptırmamaya çalıştığım çocukça, yakışıksız bir huyumuz var: (II) Dertlerimizle dostlarımızı acındırmak, ken- dimize vah vah dedirtmek. (III) Başımıza gelenleri büyütür, şişirir, karşımızdakini ağlatmak isteriz neredeyse. (IV) Benim, dertlerimi paylaşabileceğim bir insan yok. (V) Oysaki insan sevinçlerini büyülterek anlatmalı, üzüntülerini kısaltarak. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

233 12. Sevgilim her insan doğarken ağlar Çiçeklerle açar, sularla çağlar Sevgilim baksana bir yanda gülen Bir yanda gözünün yaşını silen Kimi benim gibi erir derinden Kimi senin gibi bahtiyar olur Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- si söylenemez? A) Zaman zarfı kullanılmıştır. B) Durum zarfı kullanılmıştır. C) Belgisiz zamir kullanılmıştır D) Soru zamiri kullanılmıştır. E) Belgisiz sifat kullanılmıştır. ORTA

27 (1) Leonard Woolf'un yaptığı en olumlu işlerden biri, o si- ralarda Hogarth House'da oturdukları için, Hogarth Press adını verdiği bir basımevini kurmasıydı. (II) Karısıyla bir- likte kitap basmak, salt karısını oyalamak, bunalımlara düşmesini engellemek amacıyla düşünmüştü. (III) Woolf- lar, bir eskiciden aldıkları elle işleyen bir matbaa makine- sini evlerinin bodrum katına yerleştirdiler. (IV) Hem Virginia Woolf'un yazdıklarını hem de o dönemin en avangart ya- zarlarının şiirlerini, öykülerini yayımladılar. (V) Bir hobi olarak başlayan Hogarth Press, zamanla gelişti, başka bir yere taşındı; yeni makineler alındı, işçiler tutuldu, büyükçe bir yayınevine dönüştü sonunda. (VI) Yalnız İngiltere'de değil Avrupa'da da zamanla büyük bir üne kavuşan yazar- ların kitapları, ilkin Hogarth Press'te yayımlandı. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) II. cümlede, I. cümledeki eylemin gerekçesi açıklan- mıştır. B) III. cümlede basımevi kurulumunun ilk aşaması anlatıl- mıştır. d) IV. cümlede kurulan yayınevinde ilk basılan yapıtların özelliği hakkında bilgi verilmiştir. D) V. cümlede kurulan yayınevinin gelişim evresine deği- nilmiştir. E) VI. cümlede ünlü yazarların kitaplarını yayımlamak için gösterilen çaba anlatılmıştır.

TYT TÜRKÇE 31. "Denize düşen yılana sanılır." atasözü, bir Türk için gerek düz anlam gerekse yan anlam düzleminde bir anlam ifade ederken bir yabancı için durum böyle olmayabilir. Eğer kişi, atasözünün yan anlamsal düzlemine yabancı ve onun hangi bağlamda kullanıldığını bilmiyor ise atasözünü oluşturan sözcükler yalnız başlarına onun için bir şey ifade etmez. Ancak belirtmeliyiz ki bu durum aynı kültüre mensup kişiler arasında dahi ortaya çıkabilmektedir. Bu parçadan yola çıkarak atasözleri ile ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi söylenebilir? A) Atasözleri, gözlem ve yaşam koşullarına bağlı deneyimleri yansıtır. B) Atasözlerinin beslendiği en önemli kaynak sözlü kültürdür. C Bir ülkenin farklı coğrafyalarında atasözleri farklı biçimsel özellikler kazanabilmektedir. DY Atasözlerinde dil çoğunlukla gerçek anlamı dışında yeni bağlamlar oluşturur. E) Atasözleri ulusallik niteliği en belirgin kültür ürünlerinden biridir. BAŞARI'yı yakala