Anlatım Biçimleri Soruları

81 İzmit'ten sonra yağmur biraz diner gibi oldu, gök yük- seldi; bulutların arasından çamur rengindeki dünyaya, başka renkler, iki gün süren bu kötü havanın unuttur- duğu sıcak kuvvetler girdi. Ve tren yavaşladı. O zaman ben, bu küçük yolun üzerinde iki günden beri ilk defa küçük bir güneş parçasını, küçük ve aydınlık bir halı gi- bi serilmiş buldum. Islak söğüt dallarına sevinçle yayı- lan ve sonra orada, yerde sıcak ve aydınlık bir müjde gibi biriken güneş... Ve aynı zamanda, bütün içimi al- tüst eden acayip bir uğultu... O anda içimden geçenle- ri nasıl anlatmalı? Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Benzetme yapılmıştır. B) Nitelendirmelere yer verilmiştir. C) Düşünce örneklerle geliştirilmiştir. D) 1. kişili anlatımdan yararlanılmıştır. E) Eylemler oluş sırasına göre verilmiştir.

6. Bedri, olduğu yerde kalmıştı. Yolda gelirken hazırladığı müthiş cümleler, ağır hakaretler, hatta çıkarmak niyetinde olduğu kavga suya düşmüştü. Aklının almadığı bir bayağı- lığı, düşünmekten bile utandığı bir iftirayı bu kadar doğal savunan bir insana karşı değil kendini müdafaa etmek, ona kötü söz söylemek bile imkânsızdı. Bu pişkinliğin kar- şısında küçük dilini yutacaktı neredeyse. Her söyleyeceği sözün imkânsız bir cevapla karşılaşacağını açık açık görü- yor ve ona hinç biriktiriyordu. Bu parçada; I. endişe II. çaresizlik III. şaşırma IV. öfke duygularından hangisi yoktur? A) Yalnız I B) Yalnız II X D) I, II ve IV C) I ve II EXI ve IV

Belki de Victor Cousin "Sanat, sanat içindir." dememiş olsay- di özellikle Tanzimat'tan bu yana sık sık duyduğumuz "Sa- nat, sanat için mi; toplum için mi?" tartışmasıyla gün yüzüne çıkan bu kitaplar dolusu sözler pek de gündeme oturmaya- caktı. Oturmayacaktı çünkü ne "Sen kendini bilmezsin / Bu nice okumaktır" diyen Yunus Emre'de ne "Dest busi arzu- suyla ger ölürsem dostlar / Kuze eylen toprağum sunun anin- la yâre su" diyen Fuzuli'de böyle bir kaygı söz konusuydu. Onlar, bir bakıma sanatın edebiyatını yapmak yerine kendi- sini yapmayı yeğlemişlerdir. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıda- kilerden hangisidir? A) Sanatta yararlılık amacını öne çıkarmak B Sanatı bütün tartışmaların ötesinde tutmak Sanatı belli bir amaç gütmeden yapmak D) Sanatı özgür bir alan olarak görmek E Sanatta öğreticiliği esas almak

TYT/Türkçe 5. İlk Türk matbaası Osmanlı tarihinde Lale Devri olarak adlandırılan ve yalnızca matbaanın açılmasında değil "Batılılaşma" yönünde yenilik hareketlerinin de yoğun olarak yaşandığı dönemde, Avrupa'dan uzun yıllar sonra, Macar asıllı İbrahim Müteferrika tarafından sekiz yıl süren çalışmalar sonucunda kurulmustur. Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Matbaa, Osmanlıdan önce Batılı devletler tarafından kullanılmıştır. B) Lale Devri, Osmanlının Avrupa'yı örnek almaya başladığı dönemdir. C) Dünya tarihinde matbaayı ilk olarak Macarlar kullanmıştır. D) Lale Devri'nde İbrahim Müteferrika dışında basım çalışmalarında bulunan kimse olmamıştır. E) İlk Türk matbaası İstanbul'da açılmıştır.

belirledi ir? ilir? an gök ersiniz. serpiş- acıklar olmayı avanın ülkesi- I'ndan n göl- "te bir ğaçla- evam a me- elerin ni gö- de yü- ginleri manın eril- H 1 Z V E RENK 150 gıdakilerdel geliştirdikleri bir gerçektir. tirilmelidir. A) Yeteneği olmayan insanların eğitimle kende B) Doğuştan gelen sanatsal yetenek eğitimle gel C) Güzel sanatların her dalı kendine özgu yetenek DY Sosyoloji ve psikoloji eğitiminde sanat, temel ko E) Sanatçılar, sanatsal bakımdan yetkinlige ulag ken insanı ve içinde yaşadığı toplumu iyi tani. ler ister. sul olmalıdır. malıdır. 4. Medeniyet gelişiminde temel lokomotiflerden biri de din olgusudur. Belgeselde vahiy ve insan aklının ortaya koyduğu eserler arasındaki ilişkiyi sergiledik. Hz. İbrahim vahyi, Büyük İskender ise aklı temsil et mektedir. Belgesel Doğu'da Hindistan'dan, Batı'da İspanya'ya kadar 16 ülkeden ünlü uzmanl mekânlar ve zengin bilgilerle dolu 20 bölümden olu şuyor. Belgeselin İngilizce, Türkçe, Arapça, Fran- sızca ve Almanca versiyonları mevcut. ilginç Bu parçada, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık yoktur? A) Din - medeniyet ilişkisini belgeselde nasıl işledi- niz? BY Belgeselin içeriği nelerdir? e) Belgesel yalnız Türkçe mi çekildi? D) Belgesel hakkında bilgi verebilir misiniz? E) Belgeselde hangi teknolojilerden yararlandınız? şikili BY Ekonc hasta Dany rak is DY Çev olus E Ins sin 6. insa red rin Te za ke h t 1

23. Facebook, twitter, instagram ve benzeri sosyal paylaşım sitelerinin en önemli işlevi yazar ve okuru "eşitlemek", hi- yerarşiyi ortadan kaldırmak olmuştur. Böylece ortaya ye- ni bir hukuk konmuştur. Okur ve yazar iletişimi doğrudan, hızla ve eşit bir şekilde gerçekleşmektedir. Sanal ortam sadece statü, kariyer farkını ortadan kaldırmaz; emek, de- ğer ve birikim farkını da ortadan kaldırır. Bu da beraberin- de kimi sorunlar yaratır. Nezaket, saygı, birikim yerle bir edilir; gencecik bir okur büyük bir yazara kamu önünde hakaret veya iftira edebilir. Sosyal medyada tecrübeli bir yazarla aynı odada olmanın zevkini süreceğine, ergen tavırla ona hakaret ederek ortamı istismar edebilir. Çün- ků bu ortama en çok kişilik bozukluğu içindeki insanlar musallat olur. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Karşılaştırmaya başvurulmuştur. B) Anlamca kesinlik bildirmeyen cümleler kullanılmıştır. C) Açıklayıcı bir yol izlenmiştir. D) Sayıp dökmelere yer verilmiştir. E) Alıntıyla düşünce pekiştirilmiştir.

duran kitabımı aldım. Annemin yanına koştum. yanlışım çıkmadı. Annem geceleri derdi ki: 14 Hiç Yatmadan önce dersini üç defa oku yavrum, Uyurken melekler onu sana öğretir. O melekler, bu gece de bana dersimi öğretmiş. lerdi. Annem aferinlerle saçlarımı okşadı ve: Daha okula çok zaman var, diye beni kendi yatağına yatırdı. Uykum yoktu, anneme bakıyordum. Yeşil başör- tüsü başında, hafif bir aydınlık içinde, bir hayal gibi hareket ederek Kur'ân'ını aldı. Pencerenin kenarı- na, geniş sedire oturarak ince ve narin sesiyle oku- maya başladı. Ruhumda bir şiir izi bırakan bu güzel sesi din- leyerek... Büyük yeşil başörtüsünün altında, tıpkı ölen kardeşime benzeyen güzel ve temiz yüzünü görerek... Ve yavaş yavaş sallanan başının Allah'a yalvaran hafif ahengini seyrederek uykuya dalıyor- dum. Perdelerin altından görülen dumanlı gökyüzü gittikçe aydınlanıyor, geç kalmış birkaç yıldız koyu lacivert bir atlasa düşmüş eşsiz mavi elmaslar gibi en son maviliği yayarak parlıyorlardı. Annemi bir mele- ğe benzetiyordum. Bu hayalle... Kur'ân okuyan annemin şimdi etrafına toplanma- ları gereken melekleri göreceğimi zannederek dalı- verdim. Yüzümün üstünde, ahirette güller bitecek ve cehenneme girecek olursam asla yanmayacak

PAGRAF ÜNİTE 3: PARAGRAFTA ANLAM 7. (1) Sanat felsefesi üzerine ilk kez düşünce üreten yazarlardan Hyppolite Taine'e göre, sanat olaylarıyla doğa olayları aynı niteliktedir. (II) Yani nedensellik ilişkisi taşımayan ne doğa olayı ne de sanat olayı vardır. (III) Taine, bununla da kalmaz, her sanatçının siyasal toplumsal koşulların yanı sıra ülkenin ikliminden ve doğasından etkilendiğini öne sürer. (IV) Hiçbir sanatçı yoktur ki yaşadığı, bir parçası olduğu coğrafyasını eserine yansıtmasın. (V) Nasıl ki herhangi bir bitki türünün gelişmesine yol açan bir fiziksel sıcaklık ortamı varsa herhan- gi bir sanat türünün doğmasına yol açan bir manevi sıcaklık ortamı da vardır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? AL BYI C) III D) IV E) V

B B 4. Okullarda rehberlik hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar bir ekip işidir. Çünkü rehberlik ve psikolojik danışma işi ince bir buz tabakasında yürümek gibidir. Bu yüzden de bu faaliyetlerin okula ait tüm birimlerce desteklenmesi gerekir. Özellikle eğitim kurumlarında okul rehberlik hizmetleri sürecine ve bu sürecin devamlılığına yönelik nitelikli hizmetlerin sağlanmasına okul yöneticilerinin olumlu katılım göstermeleri beklenmektedir. AYT DENEME SINAVI 02 Bu parçadaki altı çizili sözle rehberlik ve psikolojik danışmayla ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisi olamaz? A) Herkesin kolaylıkla başarabileceği bir faaliyet olmadığı B) Fazlaca dikkat ve titiz yaklaşım istediği C) Yöneticilerin baskısından uzak olduğu D) Sürecin zaman zaman tarafları zorlayabildiği E) Her an olumsuz sonuçlanma ihtimali barındırdığ

7. Öğrenim insan kişiliğini bütünler ama öğrenimin kendisi de kişiliğin deneyimleriyle bütünlenir çünkü insan yaradılışındaki yetiler, öğrenimle budanması gereken yaban bitkileri gibidir. Deneyimlerle pekişti- rilmemiş bir öğrenim ise çok belirsiz kuramsal bilgi- lere dayanır. Becerikli kişiler öğrenimi hor görürler. sıradan kişiler ona hayran kalır Bu parçanın sonuna, anlam bütünlüğüne göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) bilge kişilerde böyle şeyler beklenemez. bilge kişilerse ondan yararlanır. bilge kişilerin yanaşmaması normaldir. o yüzden sıradan kalmaya mahkûmdurlar. (E) hayranlıklarını gizleyemezler.

4. O Bir sanat eserinin kendi diliyle anlattıklarının ayrica anlatılması için de devreye edebiyat girer. (Karşılaştırma) II. Şairin bir ressamdan esinlenerek şiir yazması için kelebeğin tüllü kanatlarındaki ışığı görmesine ihtiyaç vardır. (Benzetme) III. Tabiatın; şiirin, musikinin, mimarinin ve resmin ortak esin kaynağı olduğu yadsınamaz. (Hayıflanma) IV. Sanat söyleşilerinin ana ögesi dil olduğuna göre edebiyatın yetkinleştirdiği dil de bütün sanat eserlerinin anahtarı olarak düşünülebilir. (Genelleme) V. Şiir sanatı hakkındaki eksiklikleri o da görmüş olmalı kiedebiyat dünyasına yazmış olduğu hikâyelerle giriş yapmış. Çıkarım) Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak parantezle gösterilen açıklamalardan hangisi yanlıştır? A) I B) II C) IIL D) IV E) V

31. Moliere, Fransız tiyatrosunun olduğu kadar dünya tiyatrosunun da en seçkin yazarlarından biridir. Bu sanatçı iyi bir tiyatro yazarı olmanın yanında; oyun yönetmeni, oyuncu, bütün yaşamını tiyatroya adamış bir kişidir. Bu özellikleriyle hem kendi çağına hem de daha sonraki çağlara damgasını vurmuştur. O, kendi döneminde tiyatronun eğlendirme ögesini "güldürme"ye dönüştüren birisi olarak tanınmıştır. Bu parçada sözü edilen sanatçı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Çok yönlü bir sanatçı olduğu dediğinde ne cıkarmalıyı B) Ölümünden sonra da kendinden söz ettirdiği C) Yaşadığı dönemde tiyatroya yön verdiği D) Geçimini tiyatrodan sağladığı E) Tiyatroyu kendine göre yorumladığı

10. Büyük şair, iyi roman, kötü öykü gibi ayrımlar yapmak, hiçbir sanat anlayışına sığmaz. Gerçek eleştiri anlayışında bu en iyi, bu en kötü, diye çürük-sağlam ayırırcasına bir eleştiri yok- tur. Yapılması gereken, yaratıcılığını, gücünü, özgünlüğünü değerlendirerek herkesi kendi yerine oturtmaktır. Bu parçada geçen "herkesi kendi yerine oturtmak" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Sınıflandırmalardan kaçınmak B) Değerlendirmelerde kırıcı olmamak Olumlu ve olumsuz özellikleri görebilmek D) Haksızlıkları ortadan kaldırmak E) Aşırı Övgü ve yergilerden uzak durmak

. 1. Her ne kadar sözlüklerde adı artık sahaf olarak geçse de asıl adı sahhaflık olan mesleğin pirleri hâlâ anılır. Özellikle Be- yazıt'taki çarşıda yaşananlar, kurulan meclisler, dükkânların ziyaretçileri ve dükkân sahibi sahaflar meşhurdu. Sözünü ettiğimiz sahaflar öyle sandığınız gibi sınavlara hazırlık kitap- ları veya çok satan kitaplarla ilgilenmezlerdi. Dahası, birçoğu eski harfli metinleri rahatlıkla okudukları gibi Latince, Rumca gibi ere de hâkimdi. En önemlisi de dükkânları, dönemin aydınlarının sık uğradıkları noktalardan biriydi. Sahaflar sar- raflaşmadan önce, ünlü akademisyenlerle bile tartışacak ka- dar bilgi sahibiydiler. ALES ÇIKMIŞ S Bu parçada, "sahaflar sarraflaşmadan önce" sözüyle asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Kitapçılardan bir farklarının kalmaması B) işin ticari boyutunu öne çıkarmaları Mesleklerine önem vermemeleri D) Kendilerini geliştirmemeleri EXİşlerini sevmemeleri Güncelerde, gerceklerden (ALES)

4. Yalnızlıkları, umutsuzlukları, günlük hayatın sıkıcı yanlarını hüzünlü bir dille anlatan yazar, bu romanında "yaşamı tüket- miş" emekli bir bankacının savruluşlarını, kendini ve çevresi- ni sorgulayışını dingin bir üslupla sunuyor okuruna. Bu cümlede geçen "yaşamı tüketmiş" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Karşılaştığı zorluklarla mücadele ettiği B) Her türlü duyguyu yaşadığı C)Yaşlı ve yorgun olduğu D) Çevresinde eşi dostu kalmadığı E) Hiçbir beklentisinin kalmadığı Aşağıdaki cümlelerden hangisi avran inin (ALES)

A) Genelleme yapmak 10. B) Doğru kelimel ---- Aykırı durumda olmak - Ben bunu birçok örnekle açıklayabilirim: Uygurlar, yaşadıkları bölgeden göç etmek zorunda kaldılar. Ozanlar, bunun destanını söyledi. IV. Murat'ın Bağdat Seferi'nde bir kahraman çıktı ortaya; Kayıkçı Kul Mustafa onu dizelere döktü. Osmanlı Devleti, geri kalmışlığın çaresini Batı'da ararken o dönemin sanatçıları, yüzünü Avrupa'ya çeviren Tanzimat edebiyatını kurdular. Geçen yüzyılda, yurdumuzun işgalden kurtulma çabasını anlatan sayısız roman yazıldı. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki cümlelerden hangisi getirilebilir? E) Benzer anlan A) Din değişikliği edebiyat üzerinde etkili olmuştur. (B) Tarihî olaylar edebî eserlere ilham kaynağı olmuştur. C) Kültürel değişiklikler edebî eserlere yansımıştır. D) Sanatçıların yetiştiği ortamın edebî eserlerde izlerini görmek mümkündür. E) Devlet adamları edebiyatçılar üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. 11. Giden evraka hangi memur bakıyor? "Bakmak" sözcüğü aşağıdakilerden hangisinde bu cümledeki anlam