Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Sorgulama, günümüzde bütün eğitim etkinliklerinin
merkezinde yer almakta ve çoğu okulda yaygın olarak
kullanılmaktadır. Araştırmalar ABD ortaokul
öğretmenlerinin bir günde 395 soru sorduklarını ve
öğrencilerinin %80'inin bu soruları cevapladıklarını,
Fransa'da ise ortaöğretim düzeyindeki 115 dersin
87'sinde sorgulama yönteminin kullanıldığını ortaya
çıkarmaktadır. Bir başka araştırmadan ise öğretmenlik
deneyimi 5-10 yıl arasında olan öğretmenlerin günde
ortalama 250-500 arası soru sordukları görülmektedir.
Bu sonuçlar gelişmiş ülkelerde sorgulama yönteminin
yaygın kullanıldığını göstermektedir. Yine araştırmalara
göre sınıfta sorulan soruların çoğunluğu öğretmen
tarafından hazırlanmaktadır.
37. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz
edilmektedir?
A) Sorgulamanın gücü
B) Eğitimde sorgulama
ögretmen yetiştirmede sorgulama
D) Sorgulamanın eğitime katkısı
E) Sorgulamanın öğrenciler üzerindeki rolü
LİMİT YAYINLARI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Sorgulama, günümüzde bütün eğitim etkinliklerinin merkezinde yer almakta ve çoğu okulda yaygın olarak kullanılmaktadır. Araştırmalar ABD ortaokul öğretmenlerinin bir günde 395 soru sorduklarını ve öğrencilerinin %80'inin bu soruları cevapladıklarını, Fransa'da ise ortaöğretim düzeyindeki 115 dersin 87'sinde sorgulama yönteminin kullanıldığını ortaya çıkarmaktadır. Bir başka araştırmadan ise öğretmenlik deneyimi 5-10 yıl arasında olan öğretmenlerin günde ortalama 250-500 arası soru sordukları görülmektedir. Bu sonuçlar gelişmiş ülkelerde sorgulama yönteminin yaygın kullanıldığını göstermektedir. Yine araştırmalara göre sınıfta sorulan soruların çoğunluğu öğretmen tarafından hazırlanmaktadır. 37. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmektedir? A) Sorgulamanın gücü B) Eğitimde sorgulama ögretmen yetiştirmede sorgulama D) Sorgulamanın eğitime katkısı E) Sorgulamanın öğrenciler üzerindeki rolü LİMİT YAYINLARI
17. Bir süre önce, küçük bir köydeydim. Bana "İnce Memet'in se-
rüvenlerini anlatan Fehmi Terzi'yi dinleyeceğiz." dediler. Kim
olduğumu söylemeden onu dinlemeye başladık. Anlattıkları
benim yazdıklarımdan veya herhangi bir yazarın anlattıkların-
dan daha güzeldi. Köy köy anlattığı masallarda dinleyicilerin
gözünden aldığı tepkilerle kişilikleri, olayları, yöreleri değişti-
rerek harikalar yaratmıştı. Ben bunun için "Masallar, binlerce
yıl akarsuyun altında kalarak cilalanmış taşlar gibidir." derim.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
tur?
A Öyküleme
Benzetme
B) Karşılaştırma
D) Tanımlama
E) Özhel ifadeler
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
17. Bir süre önce, küçük bir köydeydim. Bana "İnce Memet'in se- rüvenlerini anlatan Fehmi Terzi'yi dinleyeceğiz." dediler. Kim olduğumu söylemeden onu dinlemeye başladık. Anlattıkları benim yazdıklarımdan veya herhangi bir yazarın anlattıkların- dan daha güzeldi. Köy köy anlattığı masallarda dinleyicilerin gözünden aldığı tepkilerle kişilikleri, olayları, yöreleri değişti- rerek harikalar yaratmıştı. Ben bunun için "Masallar, binlerce yıl akarsuyun altında kalarak cilalanmış taşlar gibidir." derim. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? A Öyküleme Benzetme B) Karşılaştırma D) Tanımlama E) Özhel ifadeler
40. Rus sinemasında toplumsal temaların ağırlık kazanması, ken-
dini ve çevresini değiştirmek çabasındaki insanların, toplu-
lukların anlatılması, sinemanın hem devrimin tanığı hem de
devrimci bilinci güçlendirme aracı olarak kullanılması bu dö-
nemin özelliğidir. Ayrıca kurgunun başlı başına bir kuram ola-
rak geliştirilmesi, izleyicileri belli bir sonuca doğru yöneltme
gücünü kazanması, görüntü, görüntü içeriği ve kurgu ara-
sında ayrılmaz ve başarılı bir bağ oluşturması Rus ekolünün
dünya sinemasına katkısı olarak gösterilebilir.
Bu parçadan Rus sineması ile ilgili olarak
4. Mesaj kaygısıyla sanatsallık arka plana itilmiştir.
II. Rusya ile sınırlı olmayan bir etki gücüne sahiptir.
III. Türün en yetkin örnekleri ortaya konmuştur.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız I
D) ve III
B) Yalnız II
E) II ve III
C) Yalnız III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
40. Rus sinemasında toplumsal temaların ağırlık kazanması, ken- dini ve çevresini değiştirmek çabasındaki insanların, toplu- lukların anlatılması, sinemanın hem devrimin tanığı hem de devrimci bilinci güçlendirme aracı olarak kullanılması bu dö- nemin özelliğidir. Ayrıca kurgunun başlı başına bir kuram ola- rak geliştirilmesi, izleyicileri belli bir sonuca doğru yöneltme gücünü kazanması, görüntü, görüntü içeriği ve kurgu ara- sında ayrılmaz ve başarılı bir bağ oluşturması Rus ekolünün dünya sinemasına katkısı olarak gösterilebilir. Bu parçadan Rus sineması ile ilgili olarak 4. Mesaj kaygısıyla sanatsallık arka plana itilmiştir. II. Rusya ile sınırlı olmayan bir etki gücüne sahiptir. III. Türün en yetkin örnekleri ortaya konmuştur. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I D) ve III B) Yalnız II E) II ve III C) Yalnız III
İşte, herkesin başaramadığı bu. Yaşadıklarımızın bize ait olduğunu ispatlamanın ilk koşulu, bir bilinç aşamasına ermek, onu kurgulamakla bir üslup
oluşturmaktır. İnsanın, kendini insan olarak var etmesi yalnızca onun düşünsel gelişim aşamalarını göstermez, savaşımlarının tarihi de olur
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A Yaşantı denen anlatılarda çocukluk döneminin büyülü aynası unutulmamali
B Önemli olan, yaşadıklarımızı kendimizin kılmaktır
C Başarılar, yıkılmışlıklar iplik iplik yaşamımızın yumağını sarar
Insan, yaşamının her aşamasında kişiliğine bir yapı taşı yerleştirilmelidir
E Zor koşullarda bile mücadeleyi bırakmamak gerekir
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
İşte, herkesin başaramadığı bu. Yaşadıklarımızın bize ait olduğunu ispatlamanın ilk koşulu, bir bilinç aşamasına ermek, onu kurgulamakla bir üslup oluşturmaktır. İnsanın, kendini insan olarak var etmesi yalnızca onun düşünsel gelişim aşamalarını göstermez, savaşımlarının tarihi de olur Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A Yaşantı denen anlatılarda çocukluk döneminin büyülü aynası unutulmamali B Önemli olan, yaşadıklarımızı kendimizin kılmaktır C Başarılar, yıkılmışlıklar iplik iplik yaşamımızın yumağını sarar Insan, yaşamının her aşamasında kişiliğine bir yapı taşı yerleştirilmelidir E Zor koşullarda bile mücadeleyi bırakmamak gerekir
Yeni şair, yeni sanat adamı insanda kendisinden önce bilinmeyen birtakım duygular bulan yahut o duyguları yaratan kişi midir? Hayır, hiçbir sanat adamı insanda
yeni bir duygu bulmaz, yeni bir duygu yaratmaz. Zaten var olan duyguları söyler. Ancak öyle söyler ki biz o duyguların, o şairlerin söylediğinden başka türlü
söylenmeyeceğini, o şairin duygularına en uygun deyişi bulduğunu anlarız.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmektedir?
A İyi şairlerin kalıcı eserler vermek için çalıştığı
B Özgün konular bulan sanatçıların azaldığı
Sıradan olayları anlatmanın kolay olduğu
D Sanatçının bilineni etkileyici şekilde anlattığı
Her sanat eserinin gerçeği anlatmayi hedeflediği
C
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Yeni şair, yeni sanat adamı insanda kendisinden önce bilinmeyen birtakım duygular bulan yahut o duyguları yaratan kişi midir? Hayır, hiçbir sanat adamı insanda yeni bir duygu bulmaz, yeni bir duygu yaratmaz. Zaten var olan duyguları söyler. Ancak öyle söyler ki biz o duyguların, o şairlerin söylediğinden başka türlü söylenmeyeceğini, o şairin duygularına en uygun deyişi bulduğunu anlarız. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmektedir? A İyi şairlerin kalıcı eserler vermek için çalıştığı B Özgün konular bulan sanatçıların azaldığı Sıradan olayları anlatmanın kolay olduğu D Sanatçının bilineni etkileyici şekilde anlattığı Her sanat eserinin gerçeği anlatmayi hedeflediği C
. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olmaya en uygundur?
A Böyle bir tarz ya da adlandırma elbette yok ama konu bütünlüğünü bir şiir kitabının arasına sığdıran şairlerin bu tür şiirlerine gönül rahatlığı ile "nehir şiir"
diyebiliriz
B Şiir yalnızca soylemez, dile getirmez, aynı zamanda resmeder, heykel yapar ve şarkı söyler, o hem mimaridir, hem resim hem de musikidir
Ortak değerlerin belirlenmesi ile birlikte, daha iyi bir dünya ortaya koymak ve yaşamak istiyorsak diğer insanlarla bağlantı içinde olmamız gerektiğini
vurguluyor.
D Yazarın ifade ettiği gibi toplumların ortak hedef kaybı, bir değişim gücü olarak insanların da inançlarını yitirmelerine sebep olmuştur.
E
Bu yolculuğun ilk aşaması Topkapı Sarayı ve Osmanlı arşivlerinde 16. yüzyılda zirveye ulaşan çini sanatı örneklerini gece gündüz aramaktır
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olmaya en uygundur? A Böyle bir tarz ya da adlandırma elbette yok ama konu bütünlüğünü bir şiir kitabının arasına sığdıran şairlerin bu tür şiirlerine gönül rahatlığı ile "nehir şiir" diyebiliriz B Şiir yalnızca soylemez, dile getirmez, aynı zamanda resmeder, heykel yapar ve şarkı söyler, o hem mimaridir, hem resim hem de musikidir Ortak değerlerin belirlenmesi ile birlikte, daha iyi bir dünya ortaya koymak ve yaşamak istiyorsak diğer insanlarla bağlantı içinde olmamız gerektiğini vurguluyor. D Yazarın ifade ettiği gibi toplumların ortak hedef kaybı, bir değişim gücü olarak insanların da inançlarını yitirmelerine sebep olmuştur. E Bu yolculuğun ilk aşaması Topkapı Sarayı ve Osmanlı arşivlerinde 16. yüzyılda zirveye ulaşan çini sanatı örneklerini gece gündüz aramaktır
TYT - Türkçe Testi
Sinit
münde
apılan
his ve
ik bir
ar ve
ece-
arın
bir
pti-
ere
irli
at-
Türkçe
33, Duslararası Olimpiyat Komitesi, 2000 Sidney Olim-
piyatları başlamadan önce köpek balığı derisi ben-
zeri "hız mayoları"nın kullanımının uygun olduğunu
açıkladı. Bunun ardından tüm vücudu kaplayan ileri
teknoloji hız mayoları giymiş sporcular, aynı yıl ya-
rışlarda belirmeye başladı. Michael Phelps, Inge de
Brujin, Lindsay Benko gibi altın madalyalı yüzücülerin
de kullandığı bu mayoların en önemli özelliği, suyun
vücuda yaptığı direnci azaltmasıdır. Bu mayoların ta-
sarımında köpek balıklarından esinlenilmiştir. Köpek
balıklarının şekilleri ve doku yapıları suyun direncini
ve türbülansını azaltmaya uyumlu olduğu için vücutla-
ri arasında mükemmel bir hidrodinamik denge ortaya
çıkmaktadır.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme-
miştir?
A) Köpek balığı derisinin mayo yapımına uygunluğu-
nun olimpiyatlar başlamadan önce açıklandığına
B) Açıklamada belirtilen durumun sonucuna bağlı
olarak gelişmelerin yaşandığına
C) Sporcuların kullandığı kıyafetlerin yapmış oldukla-
ri sporda kolaylaştırıcı rolünün olduğuna
D) Kıyafetlerin tasarımında doğadaki varlıklardan il-
ham alındığına
E) Köpek balıklarının vücut yapılarının suda hareketleri
engelleyen devinimleri azlatacak yapıda olduğuna
34. Yaşamın sonuna çok yakın olsaydık hayat gözümüze
birdenbire fevkalade görünürdü herhâlde. Tahayyül
proinler ifade edilmeye güç bulu-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT - Türkçe Testi Sinit münde apılan his ve ik bir ar ve ece- arın bir pti- ere irli at- Türkçe 33, Duslararası Olimpiyat Komitesi, 2000 Sidney Olim- piyatları başlamadan önce köpek balığı derisi ben- zeri "hız mayoları"nın kullanımının uygun olduğunu açıkladı. Bunun ardından tüm vücudu kaplayan ileri teknoloji hız mayoları giymiş sporcular, aynı yıl ya- rışlarda belirmeye başladı. Michael Phelps, Inge de Brujin, Lindsay Benko gibi altın madalyalı yüzücülerin de kullandığı bu mayoların en önemli özelliği, suyun vücuda yaptığı direnci azaltmasıdır. Bu mayoların ta- sarımında köpek balıklarından esinlenilmiştir. Köpek balıklarının şekilleri ve doku yapıları suyun direncini ve türbülansını azaltmaya uyumlu olduğu için vücutla- ri arasında mükemmel bir hidrodinamik denge ortaya çıkmaktadır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme- miştir? A) Köpek balığı derisinin mayo yapımına uygunluğu- nun olimpiyatlar başlamadan önce açıklandığına B) Açıklamada belirtilen durumun sonucuna bağlı olarak gelişmelerin yaşandığına C) Sporcuların kullandığı kıyafetlerin yapmış oldukla- ri sporda kolaylaştırıcı rolünün olduğuna D) Kıyafetlerin tasarımında doğadaki varlıklardan il- ham alındığına E) Köpek balıklarının vücut yapılarının suda hareketleri engelleyen devinimleri azlatacak yapıda olduğuna 34. Yaşamın sonuna çok yakın olsaydık hayat gözümüze birdenbire fevkalade görünürdü herhâlde. Tahayyül proinler ifade edilmeye güç bulu-
C
Dünya'daki doğal fosil yakıt kaynaklarının azalması,
değişken petrol fiyatları, içten yanmalı motorların yol
açtığı her geçen gün artan- çevre kirliliği, batarya
ve güç yönetimi teknolojilerindeki ilerlemeler neti-
cesinde içten yanmalı motorlara alternatif arayışları
başladı.
A
Elektrikli otomobiller 19. yüzyılın sonlarında ve
20. yüzyılın başlarında oldukça popülerdi.
Türkiye de sahip olduğu otomobil üretim tecrübesi ile
dünya çapında başarılı olacak bir elektrikli otomobil
markası ortaya çıkarmak için kolları sıvadı.
IV. Bu arayışlar sonucunda, 2000'li yılların ortalarından
itibaren elektrikli otomobiller yeniden gündeme geldi
ve birçok firmanın geliştirdiği modeller piyasada yer-
lerini aldı.
V. İçten yanmalı motor teknolojisindeki ilerlemeler ve
petrol kullanan araçların ucuz olarak toplu üretimi,
elektrikli araçların sonunu getirdi.
Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
ikinci olur?
A) I
B) II
23.
C) III
D) IV
E)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
C Dünya'daki doğal fosil yakıt kaynaklarının azalması, değişken petrol fiyatları, içten yanmalı motorların yol açtığı her geçen gün artan- çevre kirliliği, batarya ve güç yönetimi teknolojilerindeki ilerlemeler neti- cesinde içten yanmalı motorlara alternatif arayışları başladı. A Elektrikli otomobiller 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında oldukça popülerdi. Türkiye de sahip olduğu otomobil üretim tecrübesi ile dünya çapında başarılı olacak bir elektrikli otomobil markası ortaya çıkarmak için kolları sıvadı. IV. Bu arayışlar sonucunda, 2000'li yılların ortalarından itibaren elektrikli otomobiller yeniden gündeme geldi ve birçok firmanın geliştirdiği modeller piyasada yer- lerini aldı. V. İçten yanmalı motor teknolojisindeki ilerlemeler ve petrol kullanan araçların ucuz olarak toplu üretimi, elektrikli araçların sonunu getirdi. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur? A) I B) II 23. C) III D) IV E)
Dilimiz kirleniyor, kirletiliyor diye yakınıyoruz. Yakınma-
mızı örneklerle somutlaştırıyoruz. Düşüncelerimizi yazıya
dökmekte zorlanıyor ama bu eksikliğimizi sorgulamaktan
kaçınıyoruz. Bu yüzden de not tutmayı, mektup yazma-
yı, okunan bir yapıtı yazarak özetlemeyi beceremiyoruz.
Oysa yazma eylemi, insan beyniyle insan elinin ortak ürü-
nüdür. Dilimizin kirletilmesini önlemek istiyorsak öncelikle
birey olarak yazılı anlatımımızı güçlendirmemiz gerekir.
Böyle diyen bir yazarın dilimizle ilgili olarak vurgula-
mak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sorunlarını belirlemede yetersiz kalındığı
B) Zenginliğinin farkına varılamadığı
C) Yazı diliyle konuşma dili arasında fark olduğu
D) Yabancı dillerin saldırısından korumak gerektiği
E) Yaziranlatımın, dili korumanın temel koşulu olduğu
(2010/KPSS)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Dilimiz kirleniyor, kirletiliyor diye yakınıyoruz. Yakınma- mızı örneklerle somutlaştırıyoruz. Düşüncelerimizi yazıya dökmekte zorlanıyor ama bu eksikliğimizi sorgulamaktan kaçınıyoruz. Bu yüzden de not tutmayı, mektup yazma- yı, okunan bir yapıtı yazarak özetlemeyi beceremiyoruz. Oysa yazma eylemi, insan beyniyle insan elinin ortak ürü- nüdür. Dilimizin kirletilmesini önlemek istiyorsak öncelikle birey olarak yazılı anlatımımızı güçlendirmemiz gerekir. Böyle diyen bir yazarın dilimizle ilgili olarak vurgula- mak istediği aşağıdakilerden hangisidir? A) Sorunlarını belirlemede yetersiz kalındığı B) Zenginliğinin farkına varılamadığı C) Yazı diliyle konuşma dili arasında fark olduğu D) Yabancı dillerin saldırısından korumak gerektiği E) Yaziranlatımın, dili korumanın temel koşulu olduğu (2010/KPSS)
ler an-
ihtiyar-
müş ki-
eyimle-
ederim
yle ol-
ce da-
bek-
ç de
lar
bi-
Bugünlerde Rembrandt Van Rijn hakkında bir roman okuyorum.
1634 yılında yaşayan küpeli denizci aynen şöyle diyor romanda:
"Bilir misin neden her denizci altın küpe takar? Olur da düşer-
lerse gemiden, deniz tanrısı Neptunus o küpeden tutup deniz-
den çıkartsın diye." Aklıma takıldı, araştırdım, şöyle bir şey bul-
dum: Eskiden korsanların küpe takma olayı, olur da gemi batar-
sa ve bir kıyıya vururlarsa o küpe sayesinde cenazelerinin kaldı-
rılabilmesi içinmiş. Yani o zamanın sigortası. Bazıları da şöyle di-
yor ki bence bu da doğru olabilir: Altın küpeler -büyüklüğüne
göre - o denizcinin/korsanın ne kadar dünya denizlerini gezdiği-
ni gösteren ölçütüymüş. Dövmeler de önemliymiş, şöyle ki döv-
meler bir denizcinin zaman şeridiymiş. 5.000 deniz mili yapmış
olanın göğsüne bir "kırlangıç" dövmesi yapılırmış. 10.000 deniz
milinden sonra diğer göğsüne de bir kırlangıç yapılırmış. Olur da
gemi batarsa kırlangıçların denizcinin ruhunu cennete taşıya-
caklarına inanılırmış. Ekvatoru geçerlerse Neptunus'un bir döv-
mesi yapılırmış.
Bu parçadan denizcilerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
çıkarılamaz?
A) Altın küpelerin beklenmedik cenaze masrafları için harcan-
dığı
B) Her kırlangıç dövmesinin beş bin deniz mili yapmak anlamı-
na geldiği
Korsan romanlarında kahramanların genelde küpeli olduğu
D) Altın küpelerin ebadının denizcinin tecrübesini gösterdiği
E) Neptunus dövmesinin "Ekvator aşırı" seyahatin göstergesi
olduğu
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ler an- ihtiyar- müş ki- eyimle- ederim yle ol- ce da- bek- ç de lar bi- Bugünlerde Rembrandt Van Rijn hakkında bir roman okuyorum. 1634 yılında yaşayan küpeli denizci aynen şöyle diyor romanda: "Bilir misin neden her denizci altın küpe takar? Olur da düşer- lerse gemiden, deniz tanrısı Neptunus o küpeden tutup deniz- den çıkartsın diye." Aklıma takıldı, araştırdım, şöyle bir şey bul- dum: Eskiden korsanların küpe takma olayı, olur da gemi batar- sa ve bir kıyıya vururlarsa o küpe sayesinde cenazelerinin kaldı- rılabilmesi içinmiş. Yani o zamanın sigortası. Bazıları da şöyle di- yor ki bence bu da doğru olabilir: Altın küpeler -büyüklüğüne göre - o denizcinin/korsanın ne kadar dünya denizlerini gezdiği- ni gösteren ölçütüymüş. Dövmeler de önemliymiş, şöyle ki döv- meler bir denizcinin zaman şeridiymiş. 5.000 deniz mili yapmış olanın göğsüne bir "kırlangıç" dövmesi yapılırmış. 10.000 deniz milinden sonra diğer göğsüne de bir kırlangıç yapılırmış. Olur da gemi batarsa kırlangıçların denizcinin ruhunu cennete taşıya- caklarına inanılırmış. Ekvatoru geçerlerse Neptunus'un bir döv- mesi yapılırmış. Bu parçadan denizcilerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Altın küpelerin beklenmedik cenaze masrafları için harcan- dığı B) Her kırlangıç dövmesinin beş bin deniz mili yapmak anlamı- na geldiği Korsan romanlarında kahramanların genelde küpeli olduğu D) Altın küpelerin ebadının denizcinin tecrübesini gösterdiği E) Neptunus dövmesinin "Ekvator aşırı" seyahatin göstergesi olduğu
1.
TÜRKÇE
Her fikre saygı duymak zorunda değiliz ama her efkârlı in-
sana saygı duymak zorundayız. Efkâr, fikir kelimesinin ço-
ğulu. Efkârlı insan da düşüncelere batmış insandır, bu yüz-
den saygıyı hak eder. Ve zannedildiği gibi, insanları fikir ay-
rılıkları ayırmaz; üslup ayrılıkları ayırır. Dertleşememek, hem-
hâl olamamak... Etiketlere çok takılmayalım. Aydın, çoban,
tiyatrocu, imam vesaire. Bence soru şu: Gerçekten efkârlı
mi bu insanlar? Asıl dertleri ne?
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Öyküleyici anlatım
B) Tartışmacı anlatım
C) Betimleyici anlatım
D) Tanımlamadan yararlanma
E) Kanıtlayıcı veriler kullanma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. TÜRKÇE Her fikre saygı duymak zorunda değiliz ama her efkârlı in- sana saygı duymak zorundayız. Efkâr, fikir kelimesinin ço- ğulu. Efkârlı insan da düşüncelere batmış insandır, bu yüz- den saygıyı hak eder. Ve zannedildiği gibi, insanları fikir ay- rılıkları ayırmaz; üslup ayrılıkları ayırır. Dertleşememek, hem- hâl olamamak... Etiketlere çok takılmayalım. Aydın, çoban, tiyatrocu, imam vesaire. Bence soru şu: Gerçekten efkârlı mi bu insanlar? Asıl dertleri ne? Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Öyküleyici anlatım B) Tartışmacı anlatım C) Betimleyici anlatım D) Tanımlamadan yararlanma E) Kanıtlayıcı veriler kullanma
2. Modern insan, bir devlet hastanesinin doğum kliniğinde dün-
yaya geliyor, oradan yuvaya, yuvadan okula, sonra da ya bir
fabrikaya ya bir büroya geçiyor. Modern insan artık kendi ya-
şamını sürdürmüyor. Ölümü bile kendinin değil çoğu kez.
Yukarıdaki metinle görüşlerini ifade eden sanatçı hangi
akımı savunmaktadır?
A) Egzistansiyalizm
C) Fütürizm
E) Sürrealizm
B) Sembolizm
D) Empresyonizm
MOYA
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Modern insan, bir devlet hastanesinin doğum kliniğinde dün- yaya geliyor, oradan yuvaya, yuvadan okula, sonra da ya bir fabrikaya ya bir büroya geçiyor. Modern insan artık kendi ya- şamını sürdürmüyor. Ölümü bile kendinin değil çoğu kez. Yukarıdaki metinle görüşlerini ifade eden sanatçı hangi akımı savunmaktadır? A) Egzistansiyalizm C) Fütürizm E) Sürrealizm B) Sembolizm D) Empresyonizm MOYA
www
23. Sık yapılan dilsel hatalardan biri, şiirlerde dize sonlarında
virgül kullanılmasıdır. Yapısı gereği şiirde bir dize ya bir
cümledir ya da alt dizelerde tamamlanacak olan bir cümle-
nin parçasıdır. Bir cümle olması hâlinde dize sonuna virgül
değil nokta konur. Ki bu da şiirin görselliği, estetiği ve an-
latım kaygısı bakımından illa gerekmez. Ustaların noktala-
ma işareti kullanmadan yazdığı pek çok güzel şiir olduğunu
hatırlayın. Bir cümlenin parçası olması durumunda ise her
dizenin sonuna virgül koymak bir yandan anlamı karmaşık-
laştırır, söylemi zayıflatır, bir yandan da görselliği içinden
çıkılmaz hâle getirir. Şiirde bölünmüş bir cümleden oluşan
birden çok dize varsa anlamı zayıflatmamak, söylem kay-
bının önüne geçmek amacıyla virgül kullanılabilir. Ama "Bu
dize bitti, cümle bitmedi, alt dize ya da dizelerde sürüyor."
mantığıyla her dize sonuna virgül koyarsanız estetikten,
içerikten ve okuma kolaylığından ödün vermiş olursunuz.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
LA
A) Noktalama işaretinin olmadığı şiirler de çok güzel olabi-
lir.
BY Noktalama işaretleri şiiri çok güzelleştiren bir öge değil-
dir.
Her bir dize, tek başına bir cümle olabilir.
D) Şiirde herhangi bir nedenle virgül olmamalıdır.
E) Dizenin anlamı, başka bir dizede tamamlanabilir.
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
www 23. Sık yapılan dilsel hatalardan biri, şiirlerde dize sonlarında virgül kullanılmasıdır. Yapısı gereği şiirde bir dize ya bir cümledir ya da alt dizelerde tamamlanacak olan bir cümle- nin parçasıdır. Bir cümle olması hâlinde dize sonuna virgül değil nokta konur. Ki bu da şiirin görselliği, estetiği ve an- latım kaygısı bakımından illa gerekmez. Ustaların noktala- ma işareti kullanmadan yazdığı pek çok güzel şiir olduğunu hatırlayın. Bir cümlenin parçası olması durumunda ise her dizenin sonuna virgül koymak bir yandan anlamı karmaşık- laştırır, söylemi zayıflatır, bir yandan da görselliği içinden çıkılmaz hâle getirir. Şiirde bölünmüş bir cümleden oluşan birden çok dize varsa anlamı zayıflatmamak, söylem kay- bının önüne geçmek amacıyla virgül kullanılabilir. Ama "Bu dize bitti, cümle bitmedi, alt dize ya da dizelerde sürüyor." mantığıyla her dize sonuna virgül koyarsanız estetikten, içerikten ve okuma kolaylığından ödün vermiş olursunuz. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? LA A) Noktalama işaretinin olmadığı şiirler de çok güzel olabi- lir. BY Noktalama işaretleri şiiri çok güzelleştiren bir öge değil- dir. Her bir dize, tek başına bir cümle olabilir. D) Şiirde herhangi bir nedenle virgül olmamalıdır. E) Dizenin anlamı, başka bir dizede tamamlanabilir. Diğer sayfaya geçiniz.
12. Platon'a göre, gerçekliğin soluk kopyaları olan madde-
sel dünyanın bilgisi ancak bir sanı, bir zandan ibarettir.
Bu nedenle maddesel dünya hakkında duyular aracılığı
ile elde edilen bilgilere Platon, zan ve sanı anlamında
"doksa" der. Gerçek varlıklar olan idealar ise tüm gerçek-
liğin mükemmel örnekleridir ve akli karaktere sahiptirler.
Dolayısıyla, akılla kavranabilirler ve ancak, bu bilgiler de-
ğişmez ve genel-geçerdir. Bu bilgilere Platon kesin bilgi
anlamında "episteme" der.
Buna dayanarak, Platon'un bilgi görüşü hakkında
aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A Duyulara dayalı bilgi yanıltıcıdır.
Bilgi, düşünsel-ideal varlıklara uygunsa doğrudur.
R
Kesin bilginin kaynağı akıldır.
D) Duyusal olarak elde edilen bilgi deneysel olarak test
edildiğinde kesinlik derecesine ulaşır.
E) Kesin bilginin kaynağı deney olamaz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
12. Platon'a göre, gerçekliğin soluk kopyaları olan madde- sel dünyanın bilgisi ancak bir sanı, bir zandan ibarettir. Bu nedenle maddesel dünya hakkında duyular aracılığı ile elde edilen bilgilere Platon, zan ve sanı anlamında "doksa" der. Gerçek varlıklar olan idealar ise tüm gerçek- liğin mükemmel örnekleridir ve akli karaktere sahiptirler. Dolayısıyla, akılla kavranabilirler ve ancak, bu bilgiler de- ğişmez ve genel-geçerdir. Bu bilgilere Platon kesin bilgi anlamında "episteme" der. Buna dayanarak, Platon'un bilgi görüşü hakkında aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A Duyulara dayalı bilgi yanıltıcıdır. Bilgi, düşünsel-ideal varlıklara uygunsa doğrudur. R Kesin bilginin kaynağı akıldır. D) Duyusal olarak elde edilen bilgi deneysel olarak test edildiğinde kesinlik derecesine ulaşır. E) Kesin bilginin kaynağı deney olamaz.
3. İslamiyet öncesine baktığımız zaman edebiyat-din ilişkisinin
çok güçlü olduğunu görebiliyoruz. Öncelikle o dönemde şair-
lerin büyük bir kısmının şamanlardan yani din adamlarından
oluştuğunu biliyoruz. Şamanlar, dini törenlerde toplanan
halka çeşitli konularda şiirler okurlardı. O dönemde dinin
edebiyat üzerindeki etkisine "Uygur Metinleri" üzerinden
de örnek verebiliriz. İslamiyet ile birlikte edebiyat-din ilişkisi
yoğunluk kazanmış ve hatta edebiyat yeni bir boyut kazan-
mıştır. Edebiyatın en önemli konularından biri din olmuştur.
Özellikle divan edebiyatı ve tasavvuf edebiyatının temelinde
dini olgular yatmaktadır. Bu edebiyatları İslamiyet ve onun
felsefesinden ayrı değerlendirmemiz mümkün değildir. Sa-
natçılar gerek dini konular hakkında bilgi vermek gerekse
Allah'a ve Hz. Muhammet'e olan sevgilerini dile getirmek
için edebiyatı bir araç olarak kullanmışlardır. Örneğin Fuzuli,
"Su Kasidesi" adlı eserinde Hz. Muhammet'i övmüş ve ona
olan sevgisini başarılı bir şekilde dile getirmiştir.
Bu parçada anlatılanlar göz önünde bulundurulduğunda
edebiyatın dinle ilişkisini en somut şekilde kanıtlayanlar
arasında;
1. şairlerin din adamlarından oluşması
II. Allah ve peygamber sevgisini anlatan şiirlekin yazılması
III. Kaside türünün oluşturulması
ögelerinden hangileri sayılamaz?
A) Yalnız I
D) II ve I
BI ve It
C) Yalnız I
E) Yakız III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. İslamiyet öncesine baktığımız zaman edebiyat-din ilişkisinin çok güçlü olduğunu görebiliyoruz. Öncelikle o dönemde şair- lerin büyük bir kısmının şamanlardan yani din adamlarından oluştuğunu biliyoruz. Şamanlar, dini törenlerde toplanan halka çeşitli konularda şiirler okurlardı. O dönemde dinin edebiyat üzerindeki etkisine "Uygur Metinleri" üzerinden de örnek verebiliriz. İslamiyet ile birlikte edebiyat-din ilişkisi yoğunluk kazanmış ve hatta edebiyat yeni bir boyut kazan- mıştır. Edebiyatın en önemli konularından biri din olmuştur. Özellikle divan edebiyatı ve tasavvuf edebiyatının temelinde dini olgular yatmaktadır. Bu edebiyatları İslamiyet ve onun felsefesinden ayrı değerlendirmemiz mümkün değildir. Sa- natçılar gerek dini konular hakkında bilgi vermek gerekse Allah'a ve Hz. Muhammet'e olan sevgilerini dile getirmek için edebiyatı bir araç olarak kullanmışlardır. Örneğin Fuzuli, "Su Kasidesi" adlı eserinde Hz. Muhammet'i övmüş ve ona olan sevgisini başarılı bir şekilde dile getirmiştir. Bu parçada anlatılanlar göz önünde bulundurulduğunda edebiyatın dinle ilişkisini en somut şekilde kanıtlayanlar arasında; 1. şairlerin din adamlarından oluşması II. Allah ve peygamber sevgisini anlatan şiirlekin yazılması III. Kaside türünün oluşturulması ögelerinden hangileri sayılamaz? A) Yalnız I D) II ve I BI ve It C) Yalnız I E) Yakız III
TÜRKÍVE GENELİ
29. Bizim edebiyatımız samimilikten çok çekti. Hâlâ çekiyor.
Bakıyorsunuz bir delikanlı ağzını yaya yaya birtakım
şiirler söylüyor, akşamüstleri canı çay içmek istermiş
yahut şıpıdık terlikle suya giden kıza gönlü akmış, onu
anlatıyor. "Bu ne böyle?" diye sordunuz mu cevap hazır:
"Samimilik!.." Fuzûlî, Bakî uğraşa uğraşa yazarlarmış,
birtakım kurallara boyun eğerlermiş, toplumun ileri gelen-
lerinin saygısını kazanmaya çalışırlarmış, şimdikilerinki
samimilik değil ikiyüzlülük. Sanıyorlar ki insan samimiliği
doğuştan getirir. Yağma yok! Çetin bir yoldur ona götüren
yol, bütün büyüklere götüren yollar gibi çetindir. Kendinizi
büyük görürseniz -ne kadar büyük olursanız olun- ereğe
göre küçük olduğunuzu anlamazsanız ona eremezsiniz.
Manche F
Samimilik; laubaliliğin, yarenliğin ayıp olduğunu içinize
ANKOUTYGO
sindirdikten sonra başlar.
TESTİ
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Samimilik araç değil, amaç olmalıdır.
A
B) Samimiyet kişiden kişiye değişen durumlara sahiptir.
C) Birtakım kurallara bayun eğmeden gerçek samimiyeti
yakalamak mümkün değildir.
ONNECTE
D) Günümüzde eski şairler ile yenileri arasında farklılık-
lar bulunmaktadır.
E) Samimilik, toplumun ileri gelenlerinin saygısını ka-
zanmaya çalışmakla olur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TÜRKÍVE GENELİ 29. Bizim edebiyatımız samimilikten çok çekti. Hâlâ çekiyor. Bakıyorsunuz bir delikanlı ağzını yaya yaya birtakım şiirler söylüyor, akşamüstleri canı çay içmek istermiş yahut şıpıdık terlikle suya giden kıza gönlü akmış, onu anlatıyor. "Bu ne böyle?" diye sordunuz mu cevap hazır: "Samimilik!.." Fuzûlî, Bakî uğraşa uğraşa yazarlarmış, birtakım kurallara boyun eğerlermiş, toplumun ileri gelen- lerinin saygısını kazanmaya çalışırlarmış, şimdikilerinki samimilik değil ikiyüzlülük. Sanıyorlar ki insan samimiliği doğuştan getirir. Yağma yok! Çetin bir yoldur ona götüren yol, bütün büyüklere götüren yollar gibi çetindir. Kendinizi büyük görürseniz -ne kadar büyük olursanız olun- ereğe göre küçük olduğunuzu anlamazsanız ona eremezsiniz. Manche F Samimilik; laubaliliğin, yarenliğin ayıp olduğunu içinize ANKOUTYGO sindirdikten sonra başlar. TESTİ Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Samimilik araç değil, amaç olmalıdır. A B) Samimiyet kişiden kişiye değişen durumlara sahiptir. C) Birtakım kurallara bayun eğmeden gerçek samimiyeti yakalamak mümkün değildir. ONNECTE D) Günümüzde eski şairler ile yenileri arasında farklılık- lar bulunmaktadır. E) Samimilik, toplumun ileri gelenlerinin saygısını ka- zanmaya çalışmakla olur.