Anlatım Biçimleri Soruları

Kronometreni ogl Senden istenen sürede ç 9. İki işçi çocuk, ne güzel yemek yiyordu! Ne güzeldi eme yüzleri! Belki masallarda bu kadar esmer yüzlü insanlar yoktu. Tahta evlerinin içini, Beykoz testisi içinde Tom örtüleri, yazma başörtülü tüy gibi bir kadını görür gibi suyu soğuyan kuyularını, incir ağacını, Üsküdar çatmas oldum. İnce, zayıf parmaklarındaki çatallarıyla beyaz ve pembe ağızlarına -zayıf kuru vücutlarının ta dip doruğunda bir gamlı çiçek gibi açılan ince yüzlerinin bir yerine, büyük ama ince dudaklı ağızlarına-durup durup bir Picasso resmi parçası atıyorlardı. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) Yinelemelere yer verilmiştir. B)Birden çok düşünce alıntılarla pekiştirilmiştir. C) Benzetmeden yararlanılmıştır. (D)lkilemeye yer verilmiştir. E) Tasvirlerle anlatıma canlılık kazandırılmıştır. hotte Dört 10. Tam anlamıyla yokluk, yoksulluk içinde büyüdüm. Baba bir ev yapmış bize tahta parçalarından. Dam çinkoydu eskiciden almış, üstünü çamurla sıvamış, t tek oda... odası, yemek odası, oturma odası, misafir odası, mutak hopoi ooda 11. Aşağıdaki parç anlatım biçimir A) Sineman s tarafından k ise sinemay geniş bir ka B) Oldum olas duruşum/be hikâyeler ya biraktim? E daha yoğu getiriyor. Yatal Kronometreni ac Senden istenen Annem bizi leğende yıkard etirir, bir de Trerdi C) Her yeni b biçiminde ve eskidik dönüşuyo bayramlar yaşama b Mektupla hetinlerd yazılmış tanıklığın E) Kırsal ke arasında düşünem imkânı k gibi onla

9. Tam o zaman, aramızdan birinin (kimdi?) kalkıp Nereye gidiyoruz? demesiyle. Hiçbirimiz nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Bu parçanın anlatımında hâkim olan bakış açısı aşağıdakilerden hangisidir? B) Gözlemci bakış açısı A) Kahraman bakış açısı C) Hâkim bakış açısı D) Hâkim bakış açısı ile gözlemci bakış a 68

ni 3- Ku e- lir an a- er se un Kültür farklılığı, gelişmiş devletlerin varlığını sürdürme- sinde etkin rol oynamıştır. Farklılıkları zenginlik olarak kabul eden bu devletler, bünyesinde bulundurduğu mil- letlere adaletin, sosyal hayat hakkının ve kültürler arası paylaşımın önünü açmışlardır. Sosyal hayatta farklı et- nik gruplara hürriyet hakkının tanınması ve sosyal ak- tivite alanlarının sağlanması ülkeyi parçalamaktan çok ülkeye birlikte hareket etme kültürü kazandırmıştır. Ana- dolu, bin yıllık geçmişiyle onlarca millete ve farklı etnik gruplara beşiklik etmiştir. Ülkelerin tarihine baktığımızda özellikle Osmanlı Devleti'nde seksene yakın farklı millet aynı çatı altında altı yüz sene birlikte yaşamıştır. 39. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme- miştir? A) Kültür farklılığını çeşitlilik olarak gören devletlerin özelliklerine B) Farklılığın devletler için ne anlam ifade ettiğine C) Anadolu'nun kültürel niteliğine Osmanlının uzun yıllar bünyesinde farklı milletler ba- rındırdığına Anadolu'ya en çok hükmeden devletin Osmanlı oldu- ğuna C

10. (1) Şimdilerde seyirci, tiyatroya eskisi kadar ilgi göstermiyor n yazık ki. (II) insanlar, teknolojiden yararlanarak farklı bir görsel dünya sunan sinemayı tiyatrodan daha çok tercih ediyor. (III) Ekonomik sıkıntılar yüzünden kaliteli oyunlar sergileyemeyen tiyatrolar, bir yönüyle kendi sonlarını hazırlıyor. (IV) Seyircinin ilgisini çekebilecek nitelikli oyunlar da azalıyor. (V) Bunun sonucu olarak da tiyatro, insanların gündeminden düşmeye başlıyor bugün. (VI) Buna en çok da yıllarını tiyatroya vermiş emektar tiyatro oyuncuları üzülüyor. aming Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi çıka- rılırsa parçanın anlamında önemli bir değişme olmaz? A) I. B) II. MI. D) IV. E) VI.

7. Çocukluğum çok kitap okunan bir evde geçti. (1) Annem, babam, kardeşlerim ve dedemin elinden kitap düşmezdi. (II) Böylesine kitap kokusu sinmiş bir ortamdan etkilenmemek doğal olarak mümkün değildi. (III) Ben de kitaplarla duygusal bir ilişki geliştirdim, onları kutsal nesneler olarak gördüm. (IV) Okumadığım zamanlarda hep bir suçluluk duygusu içinde olurdum. (V) O dönemden aklımda kalan, mizah dergilerine karşı içimde dayanılmaz bir tutkunun olduğudur. (VI) Sanatsal beğenilerimde, okumayı hiçbir zaman bırakmadığım bu mizah dergilerinin fazlaca etkili olduğunu söyleyebilirim. INDI Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine düşün- cenin akışına göre "Bu duygunun hâlâ bir gölge gibi beni takip ettiğini söyleyebilirim." cümlesi getirilmelidir? A) II. B) III. C) IV (D) V. E) VI.

TYT- A UĞUR A A 21. Yazınsal metinlerde sürdürülen okuma, anlama ve yo- rumlama uğraşı, okuru için nitelikli olmayı zorunlu kılan süreçlerdir. Bunun hazırlayıcı faktörleri bu tür metinlerin çok katlı yapısal özellikler taşımasıdır. Bu nedenle yazınsal metinlerin çok boyutlu anlam katmanlarından söz edilir. Okumanın, anlamanın ve çözümlemenin farklı beceriler gerektirdiği bu süreçte, anlam ve anlamın üreti mi, okurdan beklenen en önemli faaliyetler arasında yer almaktadır. Bilindiği üzere yazınsal metinlerin örüntüsü gereği anlam da sorunsal bir örüntü ile yapılandırılmıştır. Okur için anlamın bu çok katlı ve çok boyutlu şifrelerini çözmek oldukça büyük bir çabayı gerektirmektedir. Bu parçadan hareketle yazınsal metinlerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? bisb A) Yazınsal metinleri anlama ve yorumlama okuyucu- nun nitelikli olup olmadığıyla ilgilidir. B) Yazınsal metinleri anlamak okur için ciddi bir uğraş apie gerektirir. C) Yazınsal metinler özlü ve derinliği olan anlatımlardır. D) Yazınsal metinlerde anlam ve anlamın üretimi okur- dan beklenen bir etkinliktir. E) Yazınsal metinler, özgünlüğü ve dışavurumculuğu ön plana çıkaran metinlerdir. 22. Ömer Seyfettin'in "Diyet" isimli hikâyesini bilmeyen yoktur. Hikâyenin kahramanı suçu olmamasına rağmen hırsızlıkla

ÖSYM 2015 - YGS Bir yazar olarak tercihim okura iç huzuru vermek veya vermemek dü- şüncesinden çok, onu eğlendirmektir. Bazen uçan halı sererim öykünün tabanına ve okur, gönlünce istediği yere gider; olayların akışı gökyüzü gibi her an değişebilir, türlü sürprizlere açıktır daima. Böylesi hoşuma gidiyor, çünkü hayal gücü bir mağara gibidir, derinliğini bilmezsiniz ve okuru, bu derinliğe ne kadar inebileceği konusunda küçümsememek ge- rek. Asıl heyecan buradadır yani bazen sonunu bilmek iyidir, bazen de sonunu bilmeden yaşamak. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A) Bir yazar olarak eserlerinizde endişeyi mi, heyecanı mı uyandırmak istersiniz? B) Bir öykünün sonunu bilmek, o öyküyü okuyanı sakinleştirmektedir. Bazı öykülerinizin bu nitelikte olmadığını söyleyebilir misiniz? C) Öykü bittiğinde kahramanın başına geleceklerle ilgili okurun kafa- sında soru işaretleri kalıyor mu? Deniz) D)) Öykü kahramanlarınız sevecen bir dille kendilerini sorgulamaktadır. Bu durum bireyin kendisine ve dünyaya katlanabilmesinin bir yolu mudur? E) Her öykünün varmak istediği bir yer mutlaka vardır, diyebilir miyiz?

A A OP02-SS.31TYT03 / TÜRKÇE 30. İlk çağlarda yaşamış, bugüne yalnız fosilleri kalmış dinozorların yok oluşuna neyin sebep olduğu hâlâ gizemini koruyor. Bu gizemi çözmeye yönelik teoriler arasında gök taşı ve kuyruklu yıldız çarpması, yanardağ patlamaları, küresel iklim değişimi, deniz seviyesinin yükselmesi ve süpernova gibi seçenekler yer alıyordu. Ne var ki Princeton Üniversitesinden bir jeolog, dinozorların yeryüzüne çarpan bir gök taşı yüzünden yok olduğunu savunan popüler inanışı geçersiz kılacak nitelikte ve bu konudaki tartışmaları tekrar gündeme getiren, oldukça güçlü yeni kanıtlar ortaya koydu. Bu bilim insanı, ABD'nin, Meksika'nın ve Hindistan'ın birçok bölgesinde kaya oluşumlarını inceleyerek bu sürüngenlerin yok olmasını yalnızca gök taşı çarpmasına bağlamanın doğru olmadığı kanısına vardı. Çünkü, farklı bölgelerde yapılan çalışmalar sonucunda bulunan bitki ve hayvan fosilleri, kitlesel yok oluşun, gök taşı çarpmasından hemen sonra değil, çok sonra gerçekleştiğini kanıtlıyor. Bu parçadan dinozorlarla ilgili; I. nesillerinin nedensiz olarak hızlı bir biçimde tükendiği, II. günümüze sadece fosilleri ulaşan sürüngenler olduğu, III. ortadan kalkmalarının gerçek nedeninin bilinmediği çıka çıkarımlarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I yell E) Il ve III C) Yalnız III

22. Halk sanatlarını; örneğin bir kilimi, bir İznik çinisini, bir Orta Anadolu bakır işini, bir tahta oymayı, kızılcık dalından örülmüş bir sepeti her zaman sevdim. Onları hiçbir zaman Batılı ustaların ünlü yapıtlarından farklı görmedim. Yerel nakışları ve çok sevdiğim Anadolu motiflerini yeni bir düzenlemeyle resimlerime aktardım. Meslek yaşamım boyunca beni sevindiren ve üzen iki nokta var: Sevincim; resme başladığım anda bu ana kaynağı keşfetmiş olmamdan, üzüntüm ise bu güzel, bu cömert kaynaktan yeterince yararlanamamış olmamdan kaynaklanıyor. Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Sanata verdiği emeğin karşılığını alamadığından yakınmaktadır B) Güncel konulara yeterince yer vermediği için pişmandır. C) Toplumun tüm kesimlerine hitap edemediğini kabullenmektedir. D) Görüşlerini yapıtlarına tam anlamıyla yansıtamadığının farkındadır. E) Sanat yaşamıyla ilgili bir öz değerlendirme yapmaktadır.

9. Aylardır iş bulamamış gibi erkenden evden çıktım. Çok geç saatlerde eve dönüp kapıdan içeriye girdim. Bütün gün yü- rüdüğüm için fazlasıyla yoruluyordum. Güya sınav için ça- lışmam lazımdı. Ama nasıl çalışacağımı bilmiyordum. Bu parçada aşağıdakilerin hangisi yoktur? A) Durum zarfı (C) Yer-yön zarfı B) Zaman zarfı D) Miktar zarfı E) Soru zarfı

23. Psikologlar, insanların birey olarak ya da gruplar içindeki, zihinsel, duygusal ve davranışsal süreçlerini inceler. Bu bilgilere dayalı olarak öneriler verir ya da kişilerin eğitimsel S ya da mesleki gelişimleri ve uyumları için, yine bireysel ya da toplumsal düzeyde uygulamalar yapar. Psikolojik bo- zuklukların, düşünsel, duygusal, davranışsal ya da kişilik bozukluklarının, teşhisi, tedavisi ve önlenmesinde çalışır. Cozuklukla Mesleki eğitimlerin bireysel gelişime olan katkısı II. Bireylerin yaşadığı düşünce ve tutum sorunları III. Bireylerin topluluk içinde sergilediği duygusal hare- ketler Bu parçaya göre yukarıdakilerden hangileri psikolog- ların çalışma alanına girer? B) Yalnız II A) Yalnız I O D) ve III G C) I ve III (E) I, II ve III M katklinde bahsetmey uyguland Saupt stylemiş. 25. 8 Ons Yaza yerc söz layı beğ rinc ver Sü BL ki A 1 B

5. 5 ve 6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. "Hiç kimse ardından hiçbir şey bırakmayacak kadar yoksul ölmez." diyor yazar. Bu söz hayatı en yalın haliyle yaşayan insanın bile aslında hayatla kurduğu ilişkisinin ne kadar derin olduğunu, hayatı yaşayan insanın bir yandan da hayat tarafından ne denli güçlü bir şekilde kuşatıldığını imliyor. Yazarak tüketilmemiş bir hayatın aslında belki de hiç yaşanılmadığına inanan yazarın ölüm karşısındaki görüntüsü nasıldır, bir yazarın ölümü diğer insanların ölüm- leriyle aynı karakterde midir, değilse yazarın ölümü niçin farklıdır? Sartre kendisine yöneltilen "Varlık ve Hiçlik'ten sonra sağlığınızı yitirdiniz." şeklindeki bir cümleye, "Bu sağlığı nasıl olsa yitirecektim hiç değilse Varlık ve Hiçlik için kaybettim, değmez mi?" diye karşılık vermişti. Hayatı, bir eser verebilmek için diğer insanlara göre eksilterek yaşa- yan bir yazarın ölümü diğer insanlara kıyasla hayatı daha fazla eksiltiyorsa yazarın daha dolu yaşadığını söyleyebilir miyiz? Çünkü hayat, bir yazarı kaybetmekle çok daha fazla eksiliyorsa yazar, o hayat içinde daha geniş ve daha ağır bir alanın da sahibi olmuştur. Bu parçadan hareketle; 1. Sıradan insanlar bile ardından bir iz bırakarak hayata veda eder. II. Yazarın ölümü hayatı daha fazla yalnızlaştırır. III. Ölüm herkese eşit davranır. IV. Yazarın ölümü diğer insanların ölümünden daha az bir ölümdür. V. Kimi insanların ölümü hayatı hiç etkilemez. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) II ve III D) III ve V B) IV ve V E) Il ve IV C) I ve V G C G Y mit L

26. İnsan ellerinin açtığı kanal, bu ovaların yalnız susuz- luğunu artırır. Bulanık ve tembel, sanki buraya gel- diklerine kızıyorlarmış gibi yüzlerini buruşturarak ağır ağır akan sular, biraz ötede çatlaklarını "su" diye bir karış açan toprakları doyurmak değil, buğuları ve serinlikleriyle olsun avutmazlar. Bir zeytinyağı gibi koyu, sıkıntılı bir akışta sallana sallana geçip gider- ler. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez A) Durum bildiren ikileme kullanılmıştır. B) Kişileştirmelere yer verilmiştir. C) Benzetmeye başvurulmuştur. D) Açıklamalarla okuyucuya bilgi verilmiştir. E) Olay, tasvirlerle zihinde canlandırılmıştır. 27

ÇIKMIŞ SORU 9. ANLATIM TEKNİKLERİ Bu soru tipine ait çıkmış ALES, KPSS, MSÜ, TYT ve AYT sorularından oluşan özel testi çözmek için kodu okutabilirsin. TEST 1 B ÖSYM KÖŞESİ. Eylül, adada en güzel ay. Poyraz daha insaflı esiyor. Denizin bereketi artıyor; kalamar, sardalya kıyılara dönüyor. Asmalar mücevherlerini takıyor. Göz alabildiğine uzanan yemyesi bağlara eylül güneşinin sarı ışıkları düştüğünde izlenimci ressamların tablolarındaki manzaralar çıkıyor ortaya sanki. Yol kıyısındaki kekikler çiçekleniyor, ağaçlar ballı incirlerle donanıyor. Adanın çorak, ıssız güney kıyısındaki masmavi koyların çekiciliği artıyor. Hele bir de dolunay, alaca karanlıkta karşıdaki adanın üstünden dev bir balon gibi yükselmeyegörsün... Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) Eksiltili cümle kullanılmıştır. B) Benzetmeye başvurulmuştur. C) Koşul söz konusudur. D) Pekiştirmeli sıfata yer verilmiştir. E) Yhelemelere yer verilmiştir. 2012 - DGS 10. Keskin konuşacağım. Hayallerinizi ertelediğiniz her günü bedeli feryadınız olacak. Hayata geliş amacınız kredi ödemek mi? Sadece çocuklarınızı evlendirmek, onların geleceği için yatırım yapmak mı? İtiraf edelim. hicbirimiz

26. (1) Şairi şair yapan masumiyet, hayata bir bakış tarzıdır. (II) Aklın pençesinden kurtulup hayatı bütün çıplaklığıyla görebilme yeteneğidir. (III) Aynı zamanda her şeye şaşarak bakmak, alışmaya sonuna kadar direnmektir. (IV) Bu, biraz da şairin içe kapanıklığının sonucudur. (V) Her şeyin sıradanlaştığı bir dünyada şaşırabilmek masum şairlerin erdemidir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi anlatımın akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V

e 8. (1) Orhan Veli'nin şiirlerini geleneğimizden kopan şiirler diye anlatmak yanlıştır. (II) Geleneğin içinde yetişen, divan ve halk şiirlerini her Türk şair gibi özümseyen bir şair gelenekten nasıl kopabilir? (III) Galiba bu yanlışlık onun Batı şiirine, sürrealizme duyduğu ilgiden kaynaklanıyor. (IV) Başka şairler, Batı şiirini taklit etmiş, sürrealizme olduğu gibi uymuş olabilirler ama Orhan Veli'nin bunu yapmadığı kesindir. (V) O yeni şiir anlayışıyla oluşturduğu dizelerle Türkçenin lezzetine susamış, dilimizin ve kendi edebiyatımızın güzelliğini duyurmaya çalışmış bir şairdir. Orhan Veli'nin anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, şiirlerine yönelik oluşmuş bir yanılgıdan söz edilmiştir. B) II. cümlede, şiirleriyle ilgili araştırmaların yetersizliğine değinilmiştir. C) III. cümlede, şaire ilişkin bir görüşün sebebi belirtilmiştir. D) IV. cümlede, kimi şairlerden ayrılan yönüne dikkat çekilmiştir. E) V. cümlede, şairin dil ve şiir anlayışındaki duyarlılık ifade edilmiştir.