Anlatım Biçimleri Soruları

20. Halikarnas Balıkçısı, Anadolu'yu, başta mitoloji odaklı olmak üzere kültürel, bilimsel ve sosyal yönleriyle incelemiştir. Balıkçı, bu alanda incelemeler yapan sayılı kişiler arasında yer alırken Bugün Halikarnas Balıkçısı, Akdeniz'in hep "genç" ve "canlı" kalan mit dünyasından denizin dalgalarıyla selam vermektedir. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Anadolu'nun Sesi ve Hey Koca Yurt adlı kitaplarını bu sırada yazmıştır BY Anadolu uygarlıklarına yapılan haksızlığı ifade eden Halikarnas Balıkçısı'dır Yunan uygarlığının Anadolu'nun öncüsü değil takipçisi olduğunu savunur tanrıçalar yurdu Anadolu'nun önemine dikkatleri çeken ilk isim odur E) uygarlığın hiçbir zaman tek soyun tekelinde olmadığını iddia eder

35.00 TYT/TÜRKÇE 34-35. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Aklımın içinde bir romanı kurmakla bir öyküyü kurmak arasında ancak nabız atışıyla anlatabileceğim bir fark var. İlkindeki derin, barışçıl soluklar, ikincisinde kısa kısa, kesik kesik hırıltılara dönüşüyor bende. Öyküde daha saldırganım; hayaletlerim, hortlaklarım bol. Kendi tarzım için söylüyorum bunu, roman daha kısık ateşte pişecek, öyküde ateşin altını açmalı. Balkonun demirlerine ne zaman tak diye bir karga konsa hah işte öykü geldi diyorum. Onun o küçük ama bir yandan da diğer kuşlara göre büyük, simsiyah bedeni ve tok ağırlığı, tırnaklarının demirin üstündeki iç gıcıklatan sesi bana öykünün hacmini, etkisini anımsatıyor. 34. Bu par eriginin ili anlatılmak 35. Aşağıdakilerden hangisi bir okurun bu parçanın yazarına soracağı sorulardan biri değildir? A) Öykü ile roman arasında ne gibi farklılık ve benzerlikler var? B) Öykülerinizi kaleme alırken nasıl bir ruh hâli içerisinde oluyorsunuz? C) Her öykü ya da roman yazarının kendine göre bir anlatım tarzı oluyor mu? D) Kurgusal bir yaratım olan öykü ve roman arasında farklılıklar oluyor mu? E) Öyküyü romana göre daha önde görmenizin belirli bir nedeni var mı? Bir n dön kad: bir c nevi göre topla kop anla sını inte ölçe 3 da C osts Bu F B) E) F E 37. Bu p söyle A) F 2 B) E O C) C b D) F E) E de

24. (1) Türk milleti tarafından fethedilmiş topraklar nasıl Türk vatanı olmuşsa aynı millet tarafından fethedilmiş kelimeler de öyle Türk kelimesi olmuştur. (II) Asırlarca Türk'ün malı olmuş, Türk sesiyle ve Türk sanatıyla işlenmiş; ev, aile, köy Türkçesine, aşk ve iman Türkçesine girmiş; Türk'ün heyecanına işlenip vicdanına yerleşmiş ve Türk olmuş kelimeler de verilemez. (III) Bunlar, bizim zafer ve şeref hatıralarımızdır. (IV) Kelimelerin sahipleri yoktur ancak ebr belli bir zaman kullananları vardır. (V) Aynı zamanda birtakım aşağılık duyguları içinde çürüyenlerin değil, bizim büyüklük devirlerimizin ve üstün duygularımızın zafer abideleridir. (VI) Ebediyete kadar bizimdirler ve bizim kalacaklardır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V

Testi 31. Bilim insanında olması gereken sabır, kararlılık, azim, iyi bir gözlemci olma, kendini üstün görmeme ve çok çalışma gi- bi değerleri üzerinde taşıyan Aziz Sancar, Mardin'den başla- yıp Nobel Ödülü almasına kadar giden bir başarının mimarı olmuştur. Aziz Sancar bir araştırıcı arkadaşı ile bilimsel bu- luşların manevi ve maddi değerlerini konuşuyordu. Arkada- şı Aziz Sancar'dan keşfine maddi bir değer biçmesini iste- di. Aziz Sancar, "Sana on milyon dolar versek bu buluşu bir başkasına verir misin, derlerse hiç düşünmeden 'yok' derim. Çünkü keşif her türlü maddi ödülün dışında bana nadiren bulabildiğim bir iç sükûnet vermiştir. Ayrıca, gelecek kuşak Türk araştırıcıları biyokimya ve moleküler biyoloji derslerin- de bunu görüp bu keşfi bizden biri yaptı, diyebilecekler. On- lara bu güveni vermekle memleketime hizmet ettiğimi hisse- diyorum." dedi. Bu parçadan "Aziz Sancar" ile ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine ulaşılamaz? A) Bilim insanlarının bilimi bir geçim aracı olarak görmele- rine karşıdır. B) Uluslararası alanda başarılara imza atmıştır. C) Alçak gönüllü bir kişiliğe sahiptir. D) Çalışmalarını sonuca ulaşıncaya kadar sürdürmektedir. ÈX Millî ve manevi değerlerin paradan çok daha kıymetli ol- duğuna inanmaktadır.

B 5. Yazınsal bir metin doğrudan doğruya yararlanı- labilecek bilgiler sunan kullanmalık metinler gibi görülemez. Yazınsal metin karşısında her okurun bir kurmada dünya karşısında olduğunu bilmesi, ona göre bir iletişim konumuna girmesi gerekir. Shekespeare'in tarihsel oyunlarını, Walter Scott'un romanlarını gerçek İngiltere tarihi gibi okuyamazsı- nız. Söz gelişi, romancı Kemal Tahir de bir tarihçi gibi okunmaya gelmez. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi- sinden faydalanılmıştır? A) Öyküleyici anlatım B) Açıklayıcı anlatım C) Betimleyici anlatım D) Kanıtlayıcı anlatım E) Tartışmacı anlatım. YAYIN DENİZİ D Bror vermeliydi

TYT/Türkçe 16. 1950'den sonra Türk hikâye ve romanında toplum gerçeklerini yansıtma hedefinin korunduğu fakat bireye eğilmenin de baş ladığı görülür. Ne var ki Türk edebiyatinda "köy edebiyatı" or neğinde olduğu gibi kentleşmenin arttığı bu dönemde bir "kent edebiyatı" ortaya çıkmaz. Sonuçta "gerçeğini" anlatmayı he defledikleri köylü, kente göç etmektedir. Böylece, kente göçen bu köylüler anlatılırken kentleşme ve iç göçün problemleri işle- nir. Kente göç edenlerin yaşadıkları kültür şoku ve buna bağlı uyum problemleri roman ve öykülerde yer bulur. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisi getirilebilir? A Sanatçıların kırsala ve köye olan düşkünlüğü bu gerçeği gör- melerini engeller B) İdeolojik yaklaşımlar kimi yazarların bakış açısını olumsuz etkilemektedir C) Kenti ve kent yaşamını ele alan eserler, yazınsal anlamda daha başarılıdır D) Yazarların kendine yakın gördükleri bir dünyayla ilgilenme- leri elbette çok doğaldır E) Diğer taraftan yazarlar, bu kentleşme sürecine tamamen il- gisiz kalmazlar 18. ayınları

WAGE 25. Çıldır Gölü, Ardahan ve Kars il sınırları içerisinde kalan 123 km² alanı ile Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük tatlı su gölüdür. Deniz seviyesinden 1959 metre yükseklikte bulunan gölün en derin noktası kırk iki metredir. Çıldır Gölü, bir lav akıntısı ile bir moloz mahrutu tarafından meydana getirilmiş bir doğal set gölüdür. Birçok dere ve pınarla beslenmekte olan gölün tek çıktısı kuzeybatısında yer alan Ermenistan sınırında bulunan Arpaçay'dır. Göl etrafında çok az bitki örtüsü gelişmiştir ancak gölü çevreleyen otlaklarda yoğun hayvancılık yapılmaktadır. Yılın dört mevsiminde yapılabilen balıkçılık önemli bir gelir kay- nağı teşkil etmektedir. Gölde balıkçılık önemli bir insan aktivitesi olup kışın buz tutan gölde kalın buz tabakası kırılarak balık avlanmaktadır. Gölde yakalanan en önemli balık türü sazandır ancak kurak geçen mevsimlerde, göl seviyesi hızla çekilmekte ve bu nedenle sazan gibi türlerin üremesi için gerekli sazlıklar daralmaktadır. Bu parçadan hareketle Çıldır Gölü ile ilgili 1. Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük gölüdür. II. Gölden çıkan bir akarsu başka bir ülkeye dökülmekte- dir. III. Yöre halkı için farklı geçim alanları sağlamaktadır. yargılarından hangileri söylenebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) II ve III C) Yalnız III E) I, II ve III

yük Düşün Hedefini Yüksek Tut 11. 2012/YGS Test 7 Yazar, kitaptaki resimler ve ilginç bilgilerle okuyucuyu, Eski Yunan ve Roma Uygarlıklarına uzanan bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Rengârenk, parlak sayfalar arasında gidip geldikçe ve biraz da hayal gücünüzü kullandığınızda kendinizi Eski Mısır'da "papirüs" terliklerle gezerken ya da Roma'da "toga" giymiş olarak bulmanız mümkün. Toga nasıl giyiliyor diye endişeleniyorsanız merak etmeyin kitapta o da yazıyor. Kitabı okuduğunuzda Antik Çağ ile şimdiki yaşantınız arasında öyle bir köprü kuracaksınız ki hem kendi yaşantınızdaki ögeleri Antik Çağlarda hem de Antik Çağlardaki yaşantılarda kendinizi bulacaksınız. Bu parçada sözü edilen kitabın asıl özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Görsellik yönünden etkileyici bir nitelik taşıma B) Tarihsel bilgileri, ortaya çıktığı dönem içinde yargılama C) Okuyucuda, anlatılanları yaşıyormuş duygusu uyandırma D) Çok eski yaşam biçimlerini karşılaştırarak anlatma E) Okuyanların belirli bir düşüncede yoğunlaşmasını sağlama

acti mişine ekte C et, riyle ni 71 12. Bugünün dünyasını anlamak için sinemaya bakmalıyız, diyor Slavoj Zizek. Sinema, yaşadığımız çağda internetin görsel şovlarla mahrem olanı darmadağınık ettiği zamanlarda çok daha önem arz ediyor. Özellikle gençler kendi dönemlerinde sinemanın dilini genç dünyalarına yakın bulurken tüm dünyada ve kendi coğrafyalarında çekilen yapıtlara daha bir meraklılar. Belki de hız ve haz çağının insanlığı kuşattığı zamanlarda insanlar bir kenara çekilip bir romanın sayfalarına gömülerek iki yüz-üç yüz sayfalık bir romanı okumak; bir hikâye kitabının derin, ironi yüklü, imgesel anlamında boğulmak istemiyor. Bunun yerine seyredilmeye hazır film şeridinden akarak onların anlam dünyasında bir yer etmesini daha manidar buluyorlar. Son zamanlarda artan dizi sektörü de bu talebi karşılamak için ellerinden geleni yapıyor. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A Karşılaştırma yapma B) Alıntı yapma C) Tartışmacı anlatıma özgü ifadeler D) Anlamca kesinlik bildiren cümleler E) Yerleşik kanıları yıkmaya çalışma Diğer sayfaya geçiniz.

2. Hareketleri gözden kaçmıyordu. Bir o yana bir bu yana gidiyor, büyük bir telaş içerisinde dolaşıyordu. Gözleri iyice açılmış, elleri titrek ve oldukça çekin- gendi. Bir haber bekliyor olmalıydı. Bir ara bekledi- ği haberi almış gibi yerinden fırladı ama eski hâli bir süre sonra devam etti. Herkes onu izliyor ama bir türlü anlam veremiyordu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) Öyküleyici bir anlatım tercih edilmiştir. Br Yinelemelere yer verilmiştir. Doğrudan anlatıma başvurulmuştur. DY Niteleyici ifadeler vardır. EX Nesnel bir anlatım ağır basmamaktadır.

Bir ülkenin ses kaynağı dilidir. Türkçeye emek ve- ren bir ülkenin yapı taşlarından biri olduğunu ve en önemlisi de iletişim kurmamızı sağlayan şeyin dil olduğunu bilirler. Eğer dil olmasaydı Japon'u, Ingi- liz'den; Fransız'ı, Türk'ten ayırmak için ilk planda neyi kullanırdık? İşte bunu bilen, Türkçeye emek veren, yaşamını Türkçeyi güzelleştirmeye adayan tüm şair ve yazarlar; bağımsızlık bayrağımızı güç- lendirir. Melih Cevdet Anday o güzel insanlardan biridir. "Türkçem benim ses bayrağım." diyen Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı da unutmamak gerekir. 31. Bu parçada kullanılan anlatım biçimi aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Dolaylı Anlatım B) Betimleyici Anlatım Öyküleyici Anlatım D) Açıklayıcı Anlatım E) Tartışmacı Anlatım Soo

37. Belki de bu yüzden Celâl gibi olmak istiyordu Galip. Rüya onu seçtiği için ya da Celâl'in yazdığı hikâyeleri Rüya dikkatle ve zevkle okuduğu için... "Senin yüzünden kendim olamadım hiç!" demek geldi Galip'in içinden. Celâl'in mankenine, "Senin yüzünden beni sen yapan bütün o hikâyelere inandım." dedi. Onu seviyordu ve ondan korkuyordu. Celâl'in yerinde olmak istiyordu ve Celâl'den kaçıyordu. Onu arıyordu ve unutmak istiyordu. Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Modern insanın bölünmüşlüğü ve çatışmaları işlenmiştir. B) Hem bireysel hem geleneksel anlamda kendini boşlukta hisseden bir kahraman anlatılmıştır. C) Okurun merak duygusunu kamçılayan bir anlatım tercih edilmiştir. D) Yazar her şeyi bilen, gören ilahi bakış açılı anlatıcıyı kullanmıştır. Bireyin kendisini gerçekleştirmesini isteyen varoluşçuluk akımından izler görülmektedir eba 9

3. Julian Barnes, kahramanının cehaletinin okuyucuya yazarın yani kendisinin cehaleti olarak görünmesi ihtimalinden korkan bir yazar. Kurduğu dünyaya, o dünyanın kenarına bir talimat ya da açıklama iliştirmeden bir hediye ya da bilmece gibi emanet edebilecek kadar güvenmiyor. "Kültürlü" romancıların yaşadığı ortak bir sorun bu. Bizde Orhan Kemal'in değil de mesela Tanpınar'ın yaşadığı, Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'da yaşayıp çözmeyi Tehlikeli Oyunlar'da kısmen becerdiği bir sorun. Kissanın gücünün, hissesinin yanında değil içinde taşımasında yattığını bilmek ama okuyucunun kıssanın ötesini kurcalamakla uğraşmayacak, uğraşsa da keşfedemeyecek kadar uyku mahmuru olduğunu düşünmeden edememek... Bu parçadan hareketle I. Orhan Kemal, yapıtlarındaki kahramanların bilgisizliğinin kendinde de olduğundan şüphelenilmesinden korkan bir yazar değildir. II. Julian Bernes; okurlarının, yapıtlarındaki kahramanlarının bilgisizliğini kendisinden bilmesi olasılığından korkmaktadır. UNCE III. Oğuz Atay; okurların, yapıtlarındaki kahramanlardan hareketle kendisinde bilgisizlik bulunduğunu düşünmesinden hiçbir zaman korkmamıştır. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız II D) II ve III E) I, II ve III C) Yalnız III

2. Sözlerinizin sağanağında bir sabah. Kurt, kuş uyanmadan yollara düşen, sözlerinizin anlamını devşirerek yürek şenliği- ni yaşayan ben; şimdi uslanmaz bir içlenişle Göçebe Denizin Üstünde'ye dönüyorum. Bilincimdeki yanılsamaların gelgitin- deyim şimdi. Günlerin sizin söz ve yazı coğrafyanızda dolaşı- yordum, sözlerinizin debisine yolculuktu bu. Bu parçadaki altı çizili sözlerin yansıttıkları anlamlar ara- sında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Çok üzüntü duymak ✓ B) Hayal ile gerçek arasında kalmak ✔ C) Sözcüğün hissettirdiklerine bakmak Yoğun bir anlatıma sahip olmak E) Sözcüğe yeni anlamlar yüklemek V ÇÖZ KAZAN ÇÖZ KAZAN 3 151

a a 7 8. Mevlânâ'nın; Paranı ver, gönlünü ver, canını ver Ama sırrını verme Günlerini say, kazancını say, büyüklerini say Ama yerinde sayma İşini beğen, aşını beğen, eşini beğen Ama kendini beğenme Emek ver, kulak ver, bilgi ver Ama sakın boş verme Fidan büyüt, çocuk eğit, yoksul besle Ama kin besleme sözlerinde aşağıdakilerden hangisi vur- gulanmamıştır? A)Alçak gönüllülük B) Kendini yenileme C) Boşboğazlıktan uzak durma D) Kendini hayatın akışına bırakmama E) Herkesi eşit görme en gu 2011 aman Ya hra epm kdu Brd

S- e- Z- Z; y- or. ce 2- 3- u 7. İnsan ağaçların, tarihî kalıntıların veya kitapların ara Osında gezinebilir. Ama herkes her yerde aynı şeyi gör mez. Bir arkeoloğu ele alın. Bizim taş diye önem ver mediğimiz şey onun için mesleğiyle ilgili bir işarettir. Biz taşları görürüz, o ise bunların "anlam”larını görür. Ağaç deyip geçeriz. Onu tanıyan, onu çalışmış kişiler ise onda erozyonu önleyen bir kahraman, insanı iyileştiren bir hekim bulur. Bu parçada anlatılmak istenen düşünce aşağıdaki. lerden hangisidir? A) Doğru tektir ama pek çok yoldan bulunur. B) Mesleki ilgiler bazen eşyaları yanlış anlamlandırma mıza yol açar. C) Her insanın algılama biçimi farklı olduğundan ayn uyarıcı insanlarda farklı anlamlar uyandırabilir. D) İnsanların yaşam tecrübeleri, davranışlarını ve alg lama biçimlerini etkiler. E) Olayları farklı yönlerden değerlendirememek yans bilgi edinmemize neden olur. 18 1. 1. Ve layı Eski culu ve c kızg den yula gör rap çöl ba Bu ģi A