Anlatım Biçimleri Soruları

2. Yakın zaman önce ölen bilim kurgu türünün büyük ustası Ray Bradbury'nin "Yazma Sanatında Zen" adlı kitabında şöyle bir söz vardır: "Her zaman uçurumdan atlamalısın, kanatların sonradan çıkar." TASARI EĞİTİM YAYINLARI = Yazar bu sözüyle aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir? A) Tehlikenin, bazılarına çekici geleceğini B) Beklenmedik sıkıntılarla karşılaşılabileceğini C) Olayları akışına bırakmak gerektiğini D) Bir amaç uğruna her şeyin göze alınabileceğini E) Cesaretin, başarıya ulaştırabileceğini

8.11.22 Düşünceyi Geliştirme Yolları C E dk. 4. dk 3 ve 4. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Uzak taşra kasabalarında hayal, taşların bile can suyudur ama herkes bunu kendisine bile söylemekten utanır. Evlerin duvarlarını gökyüzüne kadar yükseltir, babaların dişandan getirdikleri akşam. Annelerin sesleri, yerin yedi kat dibine işleyen birer çaresizliktir, başka hayatlar düşün- memizi bir ihanet duygusuna dönüştüren. Kardeşlerimiz güneş kekemesidir. Bir akran buluruz kendimize, dünyanın bizim olduğu yaşlardan, ilk yağmurlardan sonra yaşlanır. Okullar, önlüklerimizi yatak çarşaflarımıza çevirir. Biz bir daha susanz. Evlerimizden üç kuşak daha yılgındır öğret- menlerimiz. Bahçelerimiz sapsarı bir geçim zamanıdır. Mavi değildir sokağımızın hiçbir kapısı. Köpeğimizin kuyru- ğu bizden daha özgürdür. Ay işığı, evet, o da bizden dil ister. Ağaçların kuşları vardır, rüzgarı vardır, bizim sesimiz yoktur. Gider gider bir parmak sulara bakarız. Sabahlardan değil de akşamlardan medet umarz. Ve bir gün, mezar mühürlü bu hayalsiz zamana kırık, tenha harfler düşeriz, kalbimizin gizli suçlarından... 3. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi Söy denemez? Yalnızlık vurgulanmıştır. Sözcüklerin duygusal çağrışımlarından yararlanılmıştık Yinelemelere yer verilmiştir. Kanıtlanabilir veriler vardır. Tekdüzeliği kırmak için devrik cümlelere başvurulmuştur. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin anlatım tarzı bu par- çanın söyleyiş özellikleriyle uyuşmamaktadır? Kitapların, türkülerin, filmlerin başka dünyalara yağdır- dini yağmurlar bir iyilik, bir arınma gibi oralarda yaşa-

12. (1) Şair, sadece felakete uğramış ulusu için ağıt yakan, ağlayan biri değildir. (II) Onu ayağa kaldırmak için başı- ni yükselten, toplum önüne çıkan kahramandır da. (III) Umutlandırandir, müjdeleyen, yüreklendirendir. (IV) Bu yükselen sese kulak vermeli ancak çağrıları da iyice denetlemeli. (V) Çağrıları denetlemeli çünkü şairler de halkı uyarırken bazen doğru olduğunu sandıkları yanlış fikirleri söyleyebilirler. Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine "Toplumların olağanüstü günlerinde, bunalımlı anların- da seslerini yükseltir şairler." cümlesinin getirilmesi uygundur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. Diğer sayfaya geçiniz.

apla a. Bu nadir Kyaz 71 iz- acak are- eski şey de çok kçe enir iliz. aye de tü- buk ut- n- naklarının oluştu dalga katarı ü nsnut •Tekerlemeler, ilk başta anlamsız görünürler, çok zengin özlü simgesel içerikleri düşünsel olarak da anlaşılmala- rını zorlaştırır, "ben anamın beşiğini tingir mingir sallar- ken" tekerleme cümlesinin anlamı şudur: anası beşikte olacak kadar küçükken o insan var olmayacağından beşiği de sallayamaz. Belli bir düzeyde doğrudur. Bu sözcük kümesi zaman kavramı üstünde ilginç bir oyun oynuyor. Kuşaklar arasında katılım dolayısıyla, ilerde ana olacak her bebekten çocuğun var olduğu söyle- nebilir. Anasının beşiğini sallayan bir insanın olduğunu söyleyerek bu tekerleme parçası, çok ekonomik biçim- de tarihsel zaman kavramının dışına çıkıyor. Kısacası, masaldaki olayların tüm kuşaklar için geçerli olacağını anlatmaya çalışıyor. 9. Bu parçada söz edilen tekerleme ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Düşünce yönünün güçlü olduğu BY Zaman kavramına farklı bir şekilde yaklaştığı Bir olaya bağlı olmayıp geleceği de etkisi altına aldığı ifade ettiği D) Az sözle çok şey i ESöz dağarcığının genişlemesine katkıda bulundu- ğu dve dalga leğenin 11. Japo verir nin b 10. Onun yalnız bir çıkış değil, varış değil, tükenmez bir ko- şu olduğunu kavramak önemlidir. Onu kavramak, onun devrimlerini anlamak ve sahip çıkmakla mümkündür. Yurdunun ordusu mağlup düşmüştü, galip etti. Devle- ti yıkılmıştı, devlet kurdu. İdaresi bozulmuştu; düzgün illotin oldu. Milletin ya m Kim lar der haf pai öğ "e bu yü ki a k y C

4. (1) Birbirinin açtığı yolda ilerleyen, ilk bakışta bağımsız gi- bi görünen hikâyeleri art arda dizebilmek, bunu yaparken yumuşak geçişler sağlamak, sert bir dönemeçte okuru uçu- rumdan aşağı yuvarlamamak kolay değil. (II) Böylesi bir kitaba kalkışan kalem, ağını ören bir örümceğin dikkatine ve bütüncül bakışına sahip olmalı. (III) Mahir Ünsal Eriş, zengin anlatımıyla bunu başarıyor ancak bu zenginliğin bir taraftan da kitabın önüne bir engel koyduğunu düşündüğümü itiraf etmeliyim. (IV) Çünkü bir kitaptaki karakter ve o karakterlere ilişkin hikâye ve detay bolluğu bir yetenek göstergesi olsa da okur açısından yorucu olabiliyor. (V) Sırf bu sebepten, Dünya Bu Kadar'ı okurken molalar vermem, durup kitap içinde geri dönüşler yaparak beni hikâyenin o noktasına getiren olayları bir daha gözden geçirmem gerekti. 79 Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa- ğıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) cümlede, öyküyle ilgili bir sürecin üstesinden gelmenin Mengüçlüğü dile getiriliyor. SbB) II. cümlede, I. cümlede sözü edilen sıkıntıları aşmak için gerekli nitelikler mecazlı bir dille anlatılıyor. C) III. cümlede, sözü edilen yazarla ilgili olumlu bir özelliğin, olumsuz bir duruma yol açtığı belirtiliyor. D) IV. cümlede, aynı durumun yazar ve okur açısından nasıl algılandığıyla ilgili bir değerlendirme yapılıyor. E) V. cümlede, sözü edilen yapıtın kurgusundaki geri dönüş- Merin, okur üzerinde bıraktığı olumsuz etkiden söz ediliyor.

4. Yıllar boyu çantalarındakileri heyecanla taşıyan postacılar, artık eskisi gibi değiller. Kredi kartı ekstrelerini, faturaları, noter ve mahkeme bildirimlerini taşımaktan neden heyecan duysunlar ki? Bundan dolayı postacılar artık taşıdıkları evrak ve faturaları apartman girişine bırakmakla yetinir oldular. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? All. kişili anlatıma başvurulmuştur. B Soru yoluyla düşündürme yoluna gidilmiştir. Karşılaştırma yapılmıştır. Neden-sonuç ilişkisi kurulmuştur. E) Koşul öne sürülmüştür. (LYS) 2

rafta Yardımcı Düşünceler DO D KR12PARSB-088 angisi r. r. leri dir. ğu bi ju en a e Yayınları Limit 3. Ideal çözme streniz 12 dk. 3 ve 4. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Düşünceyi dile getirmek için bütün doğayı yardıma çağın- riz. Uygun kelimeyi bulduk mu düşüncemiz berraklaşıverir. Belki de o güne kadar bu kelime, bizim kullandığımız anlamda kullanılmamıştır. O zaman anlamını zorlamak, genişletmek ya da daraltmak, düşüncenin zorunlu kıldığı boyutlara girmek için belli bir kaliba sokmak gerekir. Dilde bulunan bir kelimedir bu her zaman. Yoksa işlem yürümez ve etkisiz kalır. Toplumda yaşayan insan, zihnindeki düşün- ceye uygun bir kelimeyi bulmak zorunda. Herkes gereksi- nimlerinin türüne ve olanaklarının genişliğine göre bunu gerçekleştirmeye çalışır. Bazen kelime aramadan bulunur ve kendiliğinden cümle içindeki yerini alır. Bir çırpıda aydınlatıverir düşünceyi. Pırıl pırıldır artık düşünce. Sanatçı da halktan adam da aynı zevkle ürperir bu olay karşısında. Çünkü kelime düşüncenin kapsadığı ya da değindiği her şeye ortaktır. Dil ve düşünceyle ilgili böyle yargılarda bulunan bir yazarın aşağıdakilerden hangisine katılması beklene mez? A) Sözcüklerin anlam ve anlatım sınırı düşüncenin gerek- sinimleri doğrultusunda belirlenmelidir. B) Düşünce ve söz arasındaki dengeyi yakalamak bir sa- natçının yetkinliğine, dili kullanmadaki ustalığına bağlıdır. C) Düşünceyi dile getirmek, canlı ve etkili bir biçimde de- ✓ yimlemek için somutlamalardan, benzetmelerden, kar- şıtlamalardan yararlanırız. DDüşünce ve duyguyu dilin yerleşik kalıplarının çağrısın- dan öteye geçmeden yansıtmak çarpıcılığı sağlar. E) Cümlelerin iç ve dış yapısıyla, sözcüklerin anlam ve bağlamlarıyla oynayarak, dil içinde bir savaşı göze ala- rak düşünce söze dönüştürülmelidir. onlatılmak istenen nedir?

kısmına işaretleyiniz. 3. TYT/Türkçe 1. suç, özgürlük, yabancılaşma II. temalarını modernist anlayışla işler. III. otoriteye karşı koyma IV. Franz Kafka, eserlerinde V. ve sorumluluk ayrıca A) IV-III-V-1 -11 B) IV-I- V - III - II C) III-V-I-II-IV D) IV-V-I- ||| - || E) I-V-III-IV-II PAROLA Deneme A Yukarıdaki sözlerden anlamlı ve kurallı bir cümle oluş- turulursa sıralama aşağıdakilerden hangisi olur?

3. Merkür, küçük bir gezegen olmasına rağmen Güneş sisteminde Dünya'dan sonra en yoğun gezegendir. Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Güneş sistemindeki en küçük gezegen Merkür'dür. B) Güneş sisteminde birçok küçük gezegen vardır. C) Merkür, Dünya'dan daha küçüktür. D) Güneş sistemindeki en yoğun gezegen Dünya'dır. Dünya, Merkürden daha büyük bir gezegendir.

18. Ağlama be! Ağlama be! Eskici başka söz bulamamıştı. Bunu işiten çocuk nelle hıçkıra hıçkıra katıla katıla ağlamaktadır; bir daha Türkçe konuşacak adam bulamayacağına ağla- bles maktadır. - Ağlama diyorum sana! Ağlama. Bunları derken onun da katı, nasırlaşmış yüreği yu- muşamış, şişmişti. Önüne geçmeye çalıştı amma yapamadı, kendini tutamadı; gözlerinin dolduğunu ve sakallarından kayan yaşların, yüzüne bir pınar Sızıntısı kadar serin, ürpertici, döküldüğünü duydu. Bu hikâyede kullanılan anlatım biçimi aşağıda- ukilerden hangisidir? laiyslu 16, napalo nipsil en A) Mizahi Fantastik semenetv IL SIDIBY (O he E) Açıklama SIMBY B) Öyküleme DX Tartışma Il ev 11 (3 (8 10 111 Josp Lev 1 (0 sy

25. İnsanlar duygu, düşünce ve coşkularını dil aracılığı ile söze dönüştürmekte ve başkalarına anlatabilmektedir. Henüz yazı yokken insanlar duygularını, düşüncelerini sözle anlatmaya çalışmışlardır. Bu bakımdan söz, yazıdan önce gelir. Daha sonra yazılı işaretler kullanılmaya başlayınca konuşma dilin- de işitilenler, yazı dilindeki işaretlere dönüştürülerek yazıya aktarılmıştır. Bu parçanın sonuna aşağıdaki cümlelerden hangisi geti- rilmelidir? A) Nasıl ki yanlış çalınan bir nota kulağı tırmalarsa yanlış söylenmiş bir kelime de aynı rahatsızlığı verir. B) Düzgün ve güzel bir konuşma yapabilmek için dilin ses düzenini, yazım ve söyleyiş özelliklerini bilmek gerekir. Her dilde sesler mevcuttur ve bu sesler sayılı olup 40 - 50 kadardır. ✔ D) El-kol hareketleri, yüz - göz işaretleri, çeşitli vurgu ve ses tonları konuşmayı bir anlatım aracı hâline getirir. (E)) Böylece dilde anlatım, yazılı ve sözlü olmak üzere iki kol- gerçekleştirilmektedir. da Diğer sayfaya geçiniz

TYT/TÜRKÇE Agt od be intern 26. Lapland, Sibirya, Spitzbergen, Nova Zembia, Grönland gibi yerlerin ıssız kıyılarını anlatan bölümlere göz atmadan ede- medim. Antarktika bölgesinin uçsuz bucaksız ufukları, kas- vetli tenhalıklardan meydana gelmiş o ıssız diyarlar. Bu ölüm beyazlığındaki bölgeleri ben kendi kafamda canlandırırdım. Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisinin getiril- mesi uygudur? A) Her resim kendi ressamını ve rengini seçen birden fazla hikâye barındırır. B) Benim henüz iyicene gelişmemiş kafamda duygularım için çok zaman muammalı hikâyeler bulunur. (C) Gözümü açtığımda kutuplarda da benimle birlikte güne- şin doğduğunu bilirdim. D) Çocuk zihinlerinde yüzen bütün yarı anlaşılmış fikirler gibi silik ama gene de tuhaf bir şekilde etkili. Aslında her şey şehrin gürültüsünde silinen, küçük ha- yatlardı bana göre. ÇÖZ KAZAN CÖZ KAZAN 28

TYT/TÜRKÇE 30. Servetifünuncuların çağdaşı olduğu hâlde bu topluluğa katıl- mamıştır Hüseyin Rahmi. Roman, tiyatro, hikaye türlerinde eserler vermiş ve "Şık" romanı ile tanınmıştır. Sokağı edebi- yata taşıyan sanatçı olarak bilinen Hüseyin Rahmi, özellik- le İstanbul'un kenar mahallelerindeki günlük yaşamdan çok canlı hayat sahneleri yansıtmıştır. Natüralizmin bilinçli bir temsilcisi olan sanatçı, eserlerini sade bir İstanbul Türkçesi ile yazmıştır. Bu parçadan Hüseyin Rahmi ile ilgili hangisine ulaşılamaz? aşağıdakilerden A) "Şık" adını verdiği ilk romanı ile tanındığına ✓ B) Kendi isteği doğrultusunda natüralist eserler verdiğine v C) Farklı edebi türlerde eserlerinin olduğuna v D) Eserlerinde hayatı tüm canlılığı ile yansıtabildiğine ✓ (E) Eserlerinde günlük konuları tercih ettiğinden bu tercihine uygun sifatlarla anıldığına ÇÖZ KAZAN KAZAN 3-

A 7. 7-8 Ekim 2011 tarihlerinde gerçekleştirilen Sığla Festivali, Köyceğiz Gölü çevresindeki birbirin- den kopuk sığla ağacı topluluklarının birleşti- rilmesi projesinin kapanış etkinliği olarak dü- zenlendi. A) Köyceğiz Gölü çevresinde birden fazla orman parçacığı bulunmaktadır. BY Sığla Festivali Köyceğiz'de her yıl aynı tarihler- de düzenlenmektedir. Projenin amacı, dünyada yalnızca Köyceğiz'de bulunan sığla ağaçlarının korunmasıdır. D) Proje, sivil toplum örgütleri ve yöre halkının ka- tılımıyla gerçekleştirilmiştir. C Proje, ağaç topluluklarının başarıyla birleştiril- mesinin ardından sonlandırılmıştır. Y A R G Y A Y I E 10

3. Fedakârlık bazı şeylerden feragat edilmesini gerek- tirir. Vazgeçtiğin şeyler fedakârlık yaptığını gösterir. Özellikle de karşındaki insan bunu hak ediyorsa ge- rekli fedakârlıktan kaçınmak doğru bir davranış olma- sa gerek. Fedakârlık sadece insan için de yapılmaz. Mesela gireceğin bir sınav için de fedakârlık yapabi- lirsin. Zamanını harcayıp birçok şeyden vazgeçebilir- sin. Ancak o zaman iyi bir sonuç alabilirsin. Bu parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisi ola- bilir? A) Vazgeçmek ya da Bağlanmak B) Fedakârlıktan Kaçınmak (C) Fedakârlık ve Sonucu D) Başarı Için Fedakârlık E) Vazgeçmenin Sağladıkları

deli eder insanı bu dünya bu gece, bu yıldızlar, bu koku bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Yaşama sevinci BY Doğayı anlatma isteği C) Ağaç sevgisi D) Olanlardan rahatsızlık duyma E) Çevrede olan bitenden korkma