Anlatım Biçimleri Soruları

IM MA 4 e Hikâye - Küçürek (Minimal) Hikâye - 2 3. Küçük istasyon binasının arkasında, battal bir hatta çekil- miş, eski bir vagonda kalıyorduk. Vagondan ev. erlendirme ve Sinav Hizmetleri Genel Müdürlüğü 12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Babam erkenden işe giderdi. Ben uyandığımda yoktu yani. Annem o sırada dışarıda olurdu. Tavuklara yem ve- riyor tabi. Kızardım ona. Beni bekle, beni uyandır, birlikte yem verelim diye. Dışarıda yakıcı bir güneş vardı. Yazın güneş, kışın kar. Doğuda bir yerlerde olmalıydık. Annem vagon evin önüne bir bahçe kurmuştu. Vagonun çatısı- na çekilmiş iplere dolaşık ebruli, mavi kahkaha çiçekleri, cennet süpürgeleri, gecesefaları, kadifeler hatta teneke kutulara dikilmiş iki de karanfil vardı. Havalar serinleyince karanfilleri içeri alırdık. Vagon evin ırmağa bakan yüzüne bir pencere açılmıştı. Karanfilleri onun önüne koyardık. Sabah uyandığımda, pencereden Sızan güneş gözlerimi kamaştırır; ortalığı bir karanfil ko- kusu kaplardı. Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır? A) Epik-fantastik B) Lirik-emredici C) Kanıtlayıcı-mizahi D) Açıklayıcı-tartışmacı E) Öyküleyici-betimleyici

Test 12 1. (1) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır. (II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma hazırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var. (III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımlanacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük, yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden. (V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cüm- leyle başlar? A) II B) III Paragrafın Yap C) IV DIV E) VI 4.

AAA m. için ve or ZÜMRÜT SERİSİ / OM01-SS.30AYT01 D. SOSY - TÜRK DİLİ VE ED. SOSYAL BİL.-1 24. Kıyıda, belki hiç bitiremeyeceğim resme çalışıyordum. S Arkamda uzanan C. bir şey söyledi. Döndüm. Anlamadım, dedim. AUT 120g mastifaill Kuyara ile Adako, dedi. Ne o? Bir İlk Çağ trajedisinin adı mı? Paleti bırakıp gittim yanına oturdum. Spich Bütün çağların trajedisi bu, Ku-ya-ra; "Kumda yatma rahatlığı." A-da-ko: "Ağaç dalı kompleksi." Şimdi kumda yattığım için kuyara diyorum. Daha slves da genişletilebilir. Kuyara, alışılmış tatların sürüp gitmesindeki rahatlıktır. Düşünmeden uyuyuvermek. Biteviye geçen günlerin kolaylığı. Ya adako? Ağaç dalındaki gövdeden ayrılma eğilimini fark ettin mi bilmem? Hep öteye öteye uzar. Gövdenin toprağa kök salmış rahatlığından bir kaçıştır bu. Özgürlüğe susamışlıktır. Buna ben "ağaç dalı kompleksi" diyorum. Genç hastalığıdır. (...) Ağaç dalı kompleksine tutulmuş kişi tedirgindir. İnsanların ağaç dallarını budayıp gövdeye yaklaştırdıkları gibi yakınları onun içindeki bu Adako'yu da budarlar. Onu gövdeden ayırmamak için ellerinden geleni yaparlar. Kimi insana ne yapılsa da ona bir yararı olmaz. Asi bir daldır o. Balta işlemez ona. hangl Bu esu nabisibleed Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?seamongstad ( sbrotvo A) Toplumun gündelik sorunları işlenmektedir. T nimizemliculasy B) Olaylar hâkim bakış açısıyla anlatılmıştır. naamlo tod sblenye ue tie 18Y (0 C) Düşünceler örneklerle kanıtlanmaya çalışılmıştır. gol qirise anioneni nep inanma D) Natüralist bir romandan alıntılanmıştır. E) Kahraman felsefi düşüncelerini ortaya koymaktadır.

TI emel mun arak doğa hsel arimi de emel a ait n biri indeki kötü nesine 11. Bir kez olsun çevir yüzün bak şu toprağa Her gün bir çiçek açıyor diyor merhaba Bütün geceler mecbur varir sabaha Umudun kaybedip pes etmek olmaz Hangisi bu şiirde verilmek istenen mesajlardan biri değildir? A) Kara gün kararıp kalmaz. B) Çıkmadık candan umut kesilmez. C) Gün doğmadan neler doğar. D) Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli. E) Allah bir kapıyı kapatır; bir kapıyı açar.

2. 1. Cardiff Üniversitesinde yapılan bir araştırmada, ekran- da aniden ortaya çıkan "açılır pencereler" nedeniyle yaşanan kesintilerin ne kadar zamana mal olduğu öl- çüldü. II. Bilgisayar ekranında aniden ortaya çıkan ve "pop-up" denen "açılır pencereler" çok kısa bir sürede ekrandan kaybolur. III. Ekranda sadece 5 saniyelik bir kesinti bile kullanıcıla- rin kesinti öncesindeki işlerini yapmaya devam ettikle- rinde, sıradaki adımı normalden çok daha yavaş yap- masına neden oluyor. IV. Konu ile ilgili yapılan çalışmalar, kişiyi işinden kısa sü- re alıkoyduğu düşülen "açılır pencereler"in sanıldığın- dan daha fazla zaman kaybına yol açtığını gösterdi. V. Pek çok insan, "açılır pencereler"in kısa sürede ekran- dan kaybolmasından hareketle bilgisayarda çalışan ki- şi için bir zaman kaybına yol açmadığını düşünür. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak bi- çimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) III B) I C) V D) IV E) II

Yayla buğdayı, olmayacakmış gibi ağır ağır yetişir; çünkü içinde özlenir. Adamı da öyledir; Kuru, kısa görünür. Onda da kuvvet sinire, enerji ruha gider. Yayla adamı tuttuğunu bırak- maz; tuttuğu yerden koparılamaz. Şüphesiz siz de gördünüz, Ankara'da bir arşın boyunda ağacın kökü, derinlerde ve uzaklardadır. Bir çekişte sökülecek sanılır. Kökü ayıklanmakla bitmez. Parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurul- muştur? A) Öyküleme - örnekleme B) Tartışma - örnekleme C) Açıklama - örnekleme D) Açıklama - benzetme Betimleme - benzetme

DENEME-4 21. Doğan Cüceloğlu'nun "Mış Gibi Yaşamlar" kitabı 2005 yılının sonlarında çıktı. Toplum olarak özellikle kendimizi olduğumuz gibi kabul ederek yaşamak konusunda tereddütlerimiz var, diyor yazar. "Olduğumuzdan farklı görünmek, olduğumuzdan farklı davranmak, maskeler ve farklı oyun karakterleri arkasına sığınmak yabancı olduğumuz kavramlar değil aslında. Bir de yaptıklarımızı gönülsüz yapma hususu var tabii. Yapıvermek, yapar görünmek, geçiştirmek... Bir gönülsüzlüktür gidiyor ya- şamlarımızda, çoğu zaman gönlünün sesini dinleyenleri ise ol- dukça büyük dirençler bekliyor her adımında. Peki ya arzuların ya da rüyaların davetini kabul etmek istiyorsak? Yüreğimizde bir kırpıntı; kızgınlıklardan, bıkkınlıklardan değil de bizi heye- can ile uyandıran şeylerin dilinden konuşmaya başladıysa? O zaman ne yapacağız?" diye soran yazar, okurlarını derin dü- şüncelere davet ediyor. Bu parçada sözü edilen kitapla ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazarının, kitabı çıkarmadan önce yıllar süren titiz bir çalış- ma yürütmesi B) Anlatılanların, insanları davranışları noktasında bir sorgu- lamaya yöneltmesi C) Yaşanan olaylara karşı toplumsal duyarsızlıkta gelinen noktayı vurgulaması D) Zaman zaman insanların bulundukları çevrede yalnızlaştı- ğını fark ettirmesi E) Bir işte başarılı olmanın ön koşulunun o işi severek yap- mak olduğunu aktarması oprak Yayıncılık

urkiye 4. Yakup Kadri Karaosmanoğlu edebiyatımızın önde gelen sanatçılarından biridir. Roman, hikâye, anı gibi değişik alanlarda eserler vermiş olan sanatçı daha çok romanları ile tanınmaktadır. Romanlarında önceleri kişisel konuları işleyen sanatçı daha sonra toplumsal konulara yönelmiştir. "Kiralık Konak'ta nesiller arası duygu ve düşünce farklılıklarını işleyen sanatçı, "Yaban" romanında Kurtuluş Savaşı yıllarında köy yaşamını, köylü - aydın çatışmasını işlemiştir. Yukarıdaki parçanın anlatım biçimini yazınız.

shan 5. Paragrafta Anlatım Toprak damlı, kavruk yüzlü yıkık köyün ortasında kırmızı ki- remitli, çam tahtalı, yeni yapı evi; değirmenlerin hakkından çalınıp yaz kış gürül gürül akan suların feyziyle fışkırmış gür ağaçlarla dolu bir bahçesi vardı. Evinin önünün bir tarafı ta- mamıyla açık, boylu boyuna koca bir sundurma yaptırmıştı. Burası yaz gecelerinde yıldızların ışığı, böceklerin sesiyle dolduğu zaman ne güzel olurdu. Eskiyi savunanlara göre eski olan her şey iyidir, yeni olan her şey kötüdür. Yeniliği savunanlar ise tümüyle bunun ter- sini düşünürler. Oysa bu yollardan ikisi de yanlıştır. Çünkü bir şeyin iyi ya da kötü olması, eski ya da yeni olmasına bakmaz. Bu önemli sorunun çözümünü de ancak bilimden bekleyebiliriz. Bilim iyi ile kötü sorununu, doğru ile yanlış diye biçimlendirerek çözer. ||| Şimdi eğil de kulak ver bana. Devin bahçesi Kaf Dağı'nın tepesindedir. Burası ile oranın arası altı aylık yol. Ne sağa eğil ne sola bükül ne şu ırmağa ak ne başka dereye dökül. Alnının doğrusuna dümdüz git. Açıl kapım açıl, dersin açılır kapı. Gayrı girdin mi girdin bahçeye. Bahçenin ortasında bin yıllık bir ağaç göreceksin. İşte ağlayan narla gülen ayva bu ağacın üstündedir. Yine günlerden bir gün Bu parçaların anlatım biçimleri sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir? 0500 A) Açıklayıcı - Öğretici - Fantastik B) Betimleyici-Kanıtlayıcı - Epik C) Betimleyici-Tartışmacı - Fantastik D) Öyküleyici - Açıklayıcı- Emredici E) Öyküleyici Öğretici - Fantastik SA noo icon 7. lag Yüks dar s yapm A de b rab V bir tab ça VE abng "L S noby din gözü parladı ve bir er- 8

er Ş- y- K. =i, n r J 1 1 Paragrafta Anlatım 3. Az sözcük kullan. Ne ise onu söyle, lafı dolandırma. Sa nat yapma. Formül ver, uzun cümle kurma. Çağımız sürat çağı... Kısa kes. Çabuk anlat. Yani, "O gül endam al şale bürünsün yürüsün Ucu gönlüm gibi ardınca sürünsün yürüsün" deme. "O yürüsün, şal sürünsün." de, kurtul. Gönlümüzün, o gül fidanı boylu sevgilinin ardından, onun ipek şalı gibi sürünmesi, teşbihtir ve sanattır. Söylenmemeli- dir. Öyle mi? Hayır, söylenmelidir. Hayat güzelim ayrıntılarla örülmüş bir anlam yumağıdır. İnsan da robot değildir. 11 Bu parçadaki altı çizili sözler sırasıyla aşağıdaki anlatı- min hangi nitelikleriyle ilişkilendirilebilir? A) Açıklık-Sadelik - Yalınlık 10ville B) Özlülük Açıklık - Yalınlık -mulc) Yalınlık-İçtenlik - Açıklık mils ele iyenid psinunga isemul nalsmet lea anşumluvo)" (0 hid nagulo nebiel mablisikal sonhel D) Özgünlük Açıklık - Doğallık E) Sadelik - Özgünlük-Özlülük

1. TÜRK EDEBİYATINA GİR Türk Edebiyatına Giriş Aşağıdaki parçaların hangisinde yazınsal bir söylem vardır? A) Dağlık yamaçlar; kıyıdan başlayarak 500-600 metre yükseltiye kadar olan kısımlarda bütün mevsimlerde yeşil kalan, sert ve parlak yapraklı bitkilerden meydana gelmiş olan Akdeniz makisiyle kaplıdır. Bu kısımlar çok tenhadır. Şurada burada bazı küçük köylere rastlanır. B) Bu bölge, Anadolu'nun Akdeniz kıyıları boyunda genişliği 120-180 kilometre arasında değişen bir şerit meydana getirir. Batida Ege Bölgesi'ne komşu olur. Kuzeyde İç Anadolu'dan ayrılır. Burada iki bölgeyi ayıran sınır, Torosların İç Anadolu yüksek düzlüklerine bakan yamacını boylar. C) Akdeniz Bölgesi'nin çatısı, Toroslar tarafından meydana getirilmektedir. Dağlar, bazı yerlerde denize çok sokulur; kayalık ve az girintili çıkıntılı bir kıyı üzerine dikine iner. Bazı yerlerde ise kıyı çizgisiyle dağ sınırları arasına Adana Ovası gibi geniş düzlükler girer. D) Torosların etekleri ta Akdeniz'den başlar. Kıyıları döven, ak köpüklerden sonra doruklara doğru yavaş yavaş yükselir. Akdeniz'in üstünde daima, top top, ak ak bulutlar salınır. Kıyılar; dümdüz, cilalanmış gibi düz, killi topraklardır. Killi toprak, et gibidir. Bu kıyılar saatlerce içe kadar deniz kokar. Tuz kokar. Tuz keskindir. E) Akdeniz iklimi, kıyı ovalarından içeriye sokulduğu hâlde dağlık yerlerde ancak dar bir şerit üzerinde kendini belli eder ve yüksekliklere doğru önemli değişikliklere uğrar. Akdeniz Bölgesi'nde dağlık alanlarla kıyı ovaları arasında bitki şekilleri ve insanların yaşayışı bakımından büyük farklar seçilir.

15. Gelişimde kalıtımsal faktörlerin önemli olduğunu sa- vunanlar, gelişimin kalıtım sonucu ortaya çıktığını; çevreciler ise insanın "boş bir levha" olarak dünyaya geldiğini ve sadece çevresel faktörlerin insanı biçimlendirdiğini iddia ediyordu. Tek yumurta ya da çift yumurta ikizleriyle ve evlat edinilmiş çocuklarla yapılan araştırmalarla, "Kalıtım mı yoksa çevre mi önemlidir?" sorusuna açıklık getirilmeye çalışılmış fakat yapılan çalışmalar bunun doğru bir soru olma- dığını göstermiştir. Bu parçada sözü edilen çalışmaların gelişimin kaynağı konusunda net bir bilgi vermemesi aşa- ğıdakilerden hangisinin göstergesi olabilir? Gelişimi etkileyen çok farklı unsurlar olduğu- nun A) B) Bilimsel çalışmaların sınırlı bir denek grubuyla yürütüldüğünün C) Seçilen deneklerin özel yeteneklerinin oldu- ğunun D) Gelişimin tanımının tam olarak yapılamayaca- ğının E) Gelişimsel özelliklerin cinsiyet farkından etki- lendiğinin

Teknolojik gelişmelerin hızlı bir şekilde ilerlediği günümüzde yeni bir tedavi şekli ortaya çıkmıştır. Kök hücre tedavisi olarak isimlendirilen ve kök hücrelerin kullanıldığı bu yöntemde, kök hücreler belli koşullar altında ihtiyaç duyulan hücrelere dönüştürülerek hastaya nakledilir. Görevini yapamayan hücrelerin yerine yenisi geçirilerek hastalık in tedavi edilir. Kök hücre tedavi yöntemlerinin oldukça fazla 8. sayıda araştırmaya konu olması, gelecekte bu tedavinin gly insanlar üzerinde uygulanma ihtimalini artırmaktadır. Bu tedavi şekli için çeşitli etiksel sorunlar ortaya çıkmaktadır ve numayenilerinin çıkması da olasıdır. Bu sorunların çözümüne ra yönelik adımlar, yetkili bir kurul oluşturulması ve bu kurul tarafından yeni çözümlerin üretilmesi biçiminde olabilir. Bu yapılırken de farklı bilim insanlarının ve araştırmacıların görüşleri alınmalı ve bu görüşler çerçevesinde çözüm yolları sunulmalıdır. Bu parçadan hareketle velvilisog I. Kök hücre tedavisi ile ilgili ahlaki problemlerin doğması muhtemeldir. onla II. Kök hücre tedavisi; pek çok araştırmada ele alınmış, yeni bir tedavi yöntemidir. 6012601 III. Kök hücre tedavisine yönelik etiksel sorunların çözümü için yetkili kurullar oluşturulmuştur. yargılarından hangileri söylenebilir? A) Yalnız I Conf D) I e II B) Yalnız II E) I ve III C) Yalnız III

36. Ne kitap ne yazı ne düşünce / Yalana pey sürülen bir ülke- de bitmez gece / Anladık sonunda cümlesi boş, diyor Cahit Tanyol bir şiirinde. Yetmiş yılı aşan yoğun bir kimlik arayışının hâlâ sürdüğü bu ülkede bir konuda başarılı olmaya çalışmak kadar zor olan başka şey daha tanımıyorum. Her şeyden önce en yakınınızdakiler sizin en büyük muhalifiniz olarak karşını- za dikilir. Varlığınızın anlaşılması için yapıtlarınıza bakılacağı yerde, özel yaşamınız didiklenir; böylece yıpratılmak istenirsi- niz. Hakkınızda eleştirinin tüm dünyaca kabul görmüş genel değerleri dışına çıkılarak adına eleştiri denilen yazılar kaleme alınır. Bu olumsuz ve polemikçi tutum, bize eleştirinin gerçek yüzünü göstermez. Acaba bir özeti olarak algılanabilir mi bu dizeler? Bu parçada yazarın asıl yakındığı durum aşağıdakilerden hangisidir? A Sanata ve sanatçıya gereken saygının gösterilmemesi B) Eserlerinin en yakın dostları tarafından eleştirilmesi C) Eleştirinin nesnel boyutlarda yapılmam D) Şiirin, en çok eleştirilen türlerin başında gelmesi E) Sanat yaşamımızda çok fazla polemik yaşanması

a 0 i 1. Narin, Yaslıhan sokaklarında elleri ceplerinde yürürken nasıl olup da birkaç dakika içinde iki insan arasındaki ik- limin böyle yazdan kışa dönebildiğini düşünüyordu. Hızla fren yapmış bir otobüsün arkasındaki yolcular gibi birbirinin üzerine yığılmıştı duyguları. Suçluluk duyuyordu çünkü en yakın arkadaşının kardeşine kazık atmıştı. Üzgündü çünkü Fırat onu sevmiyordu. Şaşkındı çünkü onun Irmak'ın nesini sevdiğini anlamıyordu. Yorgundu çünkü mutlulukla hüzün arasındaki mesafeyi dünya rekoru sayılabilecek bir hızla koşuyordu. Bu parçanın anlatımında, I. Somutlama II. Sayıp dökme III. Tanrısal anlatıcı IV. Örnekleyici anlatım V. Kanıtlayıcı anlatım sayılan anlatım ilkelerinden hangisi yoktur? A) 1. ve V. Cy B). ve IV. D) IV. ve V. C) Yalnız IIL E) Yalnız V. 3

15. Balat, İstanbul keşmekeşinden kurtulup sokaklarında başı- boş dolaşılacak bir semt. Balat'ı keşfetmenin en keyifli ya- ni adım adım tarihin içinde dolaşırken şimdiyi de birlikte yaşamaktır. Eski Türk filmlerinde kalmış mekânlar, bütün canlılığıyla önünüzdedir. Cumbalı evler, yan yana hizalan- mış dükkânlar, merdivenli yokuşlar, etrafa nefis kokuların yayıldığı esnaf lokantaları, daracık Arnavut kaldırımlı sokak- lar, pencereden pencereye gerilen iplere asılmış çamaşır- lar... Cadde üzerinde bir vitrindeki giysiler ve aksesuarlar sizi 60'lı, 70'li yıllara götürür. Çifit Çarşısı adıyla bilinen kü- çük dükkânların olduğu iki sokak, minik sanat atölyeleri ve semt esnafıyla karşılar sizi. Tarihî turşucu, antikacıyla kar- şı karşıyadır. Yan sokakta eski film makineleri satan dük- kânın bitişiği, sahaftır. Hayat bir başka zamanda akar bu- rada. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi vardır? A) Öyküleme B) Orneklendirme C) Tanımlama V D) Tanık gösterme E) Karşılaştırma L