Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

7.
Açlık veya tokluk, sevgi veya kavga, insanlık veya işken
ce, savaş veya barış, ölüm veya hayat karşısında tecrübe
si olmayan birey, toplumsal bütünlüğünü yitirmeye yazgıl
dır.
Aşağıdakilerden hangisi anlamca bu cümleye e
yakındır?
A) Yaşamın karşıtlıkları insanı birey olarak olgunlaştır
mak için var olan en iyi araçtır.
B) İnsanoğlu yaşamdan zevk alabilmek için yaşamın için
deki tezatları kabullenmek zorundadır.
C) Toplumla bağlarını koparmaya mahkûm olanlar, haya
tin zıtlıkları karşısında yaşam deneyimi olmayan birey
lerdir.
D) Bireyin toplum içinde kendi varlığını kabul ettirmesi
paradoksal bir kişiliğe sahip olmasından geçer.
E) Toplumsal statü kazanmış olanlar, kişilik oluşum süre-
cini tamamlamış kişilerdir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Açlık veya tokluk, sevgi veya kavga, insanlık veya işken ce, savaş veya barış, ölüm veya hayat karşısında tecrübe si olmayan birey, toplumsal bütünlüğünü yitirmeye yazgıl dır. Aşağıdakilerden hangisi anlamca bu cümleye e yakındır? A) Yaşamın karşıtlıkları insanı birey olarak olgunlaştır mak için var olan en iyi araçtır. B) İnsanoğlu yaşamdan zevk alabilmek için yaşamın için deki tezatları kabullenmek zorundadır. C) Toplumla bağlarını koparmaya mahkûm olanlar, haya tin zıtlıkları karşısında yaşam deneyimi olmayan birey lerdir. D) Bireyin toplum içinde kendi varlığını kabul ettirmesi paradoksal bir kişiliğe sahip olmasından geçer. E) Toplumsal statü kazanmış olanlar, kişilik oluşum süre- cini tamamlamış kişilerdir.
16. Ayfer Tunç, Harflere Bölünmüş Zaman adlı "e-kitap"inda, imge- 18. Ya
sel bir dille edebiyat türleri yorumu yapar ve "edebiyat"ı bir "ai-
le"ye benzetir. Hatıra, bu ailenin büyük babasıdır; roman, büyük
ağabeyi; öykü, üvey çocuğu... Şiir ise ailenin haylaz çocuğu-
dur. Bu çocuk duyguludur, meraklıdır; romanın da öykünün de
işine burnunu sokar. Öyküyle çok iyi geçinir, onun üvey oluşu-
na aldırmaz. Bütün sevecenliğiyle öykünün hayatına sızar, ora-
da derin izler bırakır. Roman, şiirin bu girdiği yere sızma ve ya-
yılma eğilimini kaldıramaz. Şiiri kendinden uzaklaştırmaya çalı-
şır, bunu bazen başarır, bazen başaramaz.
Yazarın bu yorumundan “şiirle ilgili" olarak aşağıdakilerden
hangisi kesin olarak çıkarılabilir?
A) Diğer türlere göre daha kolay yazıldığı
B) Zengin bir içeriğe sahip olduğu
Okuru etkileme gücünün daha yüksek olduğu
D) Roman ve öyküye göre daha geniş bir kitleye seslendiği
ETH
E) Her edebî türde şiire ait ögelerin yer bulduğu
ol
0
V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
16. Ayfer Tunç, Harflere Bölünmüş Zaman adlı "e-kitap"inda, imge- 18. Ya sel bir dille edebiyat türleri yorumu yapar ve "edebiyat"ı bir "ai- le"ye benzetir. Hatıra, bu ailenin büyük babasıdır; roman, büyük ağabeyi; öykü, üvey çocuğu... Şiir ise ailenin haylaz çocuğu- dur. Bu çocuk duyguludur, meraklıdır; romanın da öykünün de işine burnunu sokar. Öyküyle çok iyi geçinir, onun üvey oluşu- na aldırmaz. Bütün sevecenliğiyle öykünün hayatına sızar, ora- da derin izler bırakır. Roman, şiirin bu girdiği yere sızma ve ya- yılma eğilimini kaldıramaz. Şiiri kendinden uzaklaştırmaya çalı- şır, bunu bazen başarır, bazen başaramaz. Yazarın bu yorumundan “şiirle ilgili" olarak aşağıdakilerden hangisi kesin olarak çıkarılabilir? A) Diğer türlere göre daha kolay yazıldığı B) Zengin bir içeriğe sahip olduğu Okuru etkileme gücünün daha yüksek olduğu D) Roman ve öyküye göre daha geniş bir kitleye seslendiği ETH E) Her edebî türde şiire ait ögelerin yer bulduğu ol 0 V
8. I.
1. Öyle doldurmuşlar ki kanevden daha yüksek ol-
muş yüklerin boyları.
II. Yüklerin tepesinden aşağı ancak iple kayarak inebiliyor-
larmış.
. Aynı anda üç yığını birden bozup kamyonlara yükleme-
ye başlamışlar.
A) I
dolması.
Komun
IV. Şoför mahallinin ön camından, kaportadan ve tekerlekle-
rinden başka yeri görülmüyormuş kamyonların.
02112223
Konya
V. Biçilen otlar çok büyük üç yığın hâlinde toplanmış.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluş-
turacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü
olur?
B) II
C) III
D) IV
(E) V
10
3
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. I. 1. Öyle doldurmuşlar ki kanevden daha yüksek ol- muş yüklerin boyları. II. Yüklerin tepesinden aşağı ancak iple kayarak inebiliyor- larmış. . Aynı anda üç yığını birden bozup kamyonlara yükleme- ye başlamışlar. A) I dolması. Komun IV. Şoför mahallinin ön camından, kaportadan ve tekerlekle- rinden başka yeri görülmüyormuş kamyonların. 02112223 Konya V. Biçilen otlar çok büyük üç yığın hâlinde toplanmış. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluş- turacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? B) II C) III D) IV (E) V 10 3
30. (1) Tek eserle roman dünyasına adım attığımız 1872 yılından
bugüne gelinceye kadar yüz kırk yılı aşan bir zaman geçti. (II)
Özellikle son yıllarda yayımlanan romanlar Cumhuriyet tarihi-
mizde eşi görülmemiş bir hacme ulaştı ve o ölçüde ilgi gör-
dü. (III) Öyle ki kimi romanların baskısı yüz binleri bulurken
kimileri beş yüz, altı yüz baskı sayısıyla milyonlarla buluştu.
(IV) Kuşkusuz bu tablo, okuma sorunu olan bir toplum için pek
çoğumuzca belki iyimserlikle karşılanabilir ama nitelik bakımın-
dan aynı düşünceleri paylaşmak zor. (V) Eserlerin önemli bir
bölümü, ciddi bir eleştiri yerine ismarlamacı anlayışa göre yo-
rumlandıkları için nitelikleriyle değil, niceliksel yanlarıyla dikkati
çeker hâle geldi. (VI) Öyle ki "iyi eser okuyucusunu bulur" ge-
nel ve yerleşik yargısı yerini, iyi reklam daha çok okur ve doğal
olarak çok gelir getirir yargısına bıraktı.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf nu-
maralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
00/3
A) II
B) III. C) IV (
D) V
E) VI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
30. (1) Tek eserle roman dünyasına adım attığımız 1872 yılından bugüne gelinceye kadar yüz kırk yılı aşan bir zaman geçti. (II) Özellikle son yıllarda yayımlanan romanlar Cumhuriyet tarihi- mizde eşi görülmemiş bir hacme ulaştı ve o ölçüde ilgi gör- dü. (III) Öyle ki kimi romanların baskısı yüz binleri bulurken kimileri beş yüz, altı yüz baskı sayısıyla milyonlarla buluştu. (IV) Kuşkusuz bu tablo, okuma sorunu olan bir toplum için pek çoğumuzca belki iyimserlikle karşılanabilir ama nitelik bakımın- dan aynı düşünceleri paylaşmak zor. (V) Eserlerin önemli bir bölümü, ciddi bir eleştiri yerine ismarlamacı anlayışa göre yo- rumlandıkları için nitelikleriyle değil, niceliksel yanlarıyla dikkati çeker hâle geldi. (VI) Öyle ki "iyi eser okuyucusunu bulur" ge- nel ve yerleşik yargısı yerini, iyi reklam daha çok okur ve doğal olarak çok gelir getirir yargısına bıraktı. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf nu- maralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? 00/3 A) II B) III. C) IV ( D) V E) VI
Paragraf
13. Ömer Seyfettin'i her okuyuşumda yılların eskitemediği bir
haz alırım. Onu okurken onun yaşadığı yılları geniş bir
pencereden seyrettiğim duygusuna kapılırım. O koşullardaki
hayatı, insanı, içindeki bir gözden seyretmenin tadı bir başka
oluyor. Bununla da bitmiyor onun eskimeyen nitelikleri.
Yaşanmışlıklarını görselliği gözeten bir anlatımla aktarırken
bu anlatıma ilave ettiği mizah tadı da ayrı bir başarıdır Ömer
Seyfettin'in. Onun hikâyelerinin çoğunda ince bir mizah ve
üstün bir zekânın ürünü olan derin bir yergi vardır.
Bu parçaya göre Ömer Seyfettin'in hikâyeleri okuru
kişisel birikimler
II. gerçeklik
III. kültürel değişim
konularından hangileriyle buluşturur?
A) Yalnız L
B) Yalnız II
D) I ve II
E) Il ve III
e) Yatmız III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Paragraf 13. Ömer Seyfettin'i her okuyuşumda yılların eskitemediği bir haz alırım. Onu okurken onun yaşadığı yılları geniş bir pencereden seyrettiğim duygusuna kapılırım. O koşullardaki hayatı, insanı, içindeki bir gözden seyretmenin tadı bir başka oluyor. Bununla da bitmiyor onun eskimeyen nitelikleri. Yaşanmışlıklarını görselliği gözeten bir anlatımla aktarırken bu anlatıma ilave ettiği mizah tadı da ayrı bir başarıdır Ömer Seyfettin'in. Onun hikâyelerinin çoğunda ince bir mizah ve üstün bir zekânın ürünü olan derin bir yergi vardır. Bu parçaya göre Ömer Seyfettin'in hikâyeleri okuru kişisel birikimler II. gerçeklik III. kültürel değişim konularından hangileriyle buluşturur? A) Yalnız L B) Yalnız II D) I ve II E) Il ve III e) Yatmız III
VAF/TYT/Türkçe Testi
34. Oyunculukta asıl olan yetenektir lakin yetenek tek başına
bir şey ifade etmez. Bir anlamda eğitim şart, diyebiliriz.
Saf yetenek bilgiyle desteklenmezse gelişme gösteremez
oyuncu, kendini tekrara düşer. Sezgiler önemli olmakla
birlikte bilinçle ve metotla role çalışmak, oyuncuyu her
daim üste taşır. Vizyon sahibi olmasını sağlar, yönet-
menin kuklası olmaktan öteye götürür. Donanımlı olmak
yeteneğin parlatıcı spreyidir. Tabi bu yeteneği dozunda
kullanmak önemlidir. Bazen bilgi de sezgiyi sınırlayabilir,
bilginin saf olana yani yeteneğe hizmet etmesi için var ol-
duğunu unutmamak gerekir.
Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık
olarak söylenmiş olabilir?
A) Oyunculukta yetenek ve eğitim konularını tanımlar
mısınız?
B) Tiyatro oyunu esnasında hata yapmamak için ne
gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
C) Yetenekli genç oyuncuların eğitim alması için ülke-
mizde ne gibi çalışmalar yapılıyor?
D) Oyunculuğu yetenek ve eğitim olarak ayırırsak
sizce başarılı bir oyuncu olmak için hangisi daha
önemlidir?
E) Sizce iyi bir tiyatrocu olmak için neden iyi bir tiyatro
eğitimi almak gerekir?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
VAF/TYT/Türkçe Testi 34. Oyunculukta asıl olan yetenektir lakin yetenek tek başına bir şey ifade etmez. Bir anlamda eğitim şart, diyebiliriz. Saf yetenek bilgiyle desteklenmezse gelişme gösteremez oyuncu, kendini tekrara düşer. Sezgiler önemli olmakla birlikte bilinçle ve metotla role çalışmak, oyuncuyu her daim üste taşır. Vizyon sahibi olmasını sağlar, yönet- menin kuklası olmaktan öteye götürür. Donanımlı olmak yeteneğin parlatıcı spreyidir. Tabi bu yeteneği dozunda kullanmak önemlidir. Bazen bilgi de sezgiyi sınırlayabilir, bilginin saf olana yani yeteneğe hizmet etmesi için var ol- duğunu unutmamak gerekir. Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A) Oyunculukta yetenek ve eğitim konularını tanımlar mısınız? B) Tiyatro oyunu esnasında hata yapmamak için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? C) Yetenekli genç oyuncuların eğitim alması için ülke- mizde ne gibi çalışmalar yapılıyor? D) Oyunculuğu yetenek ve eğitim olarak ayırırsak sizce başarılı bir oyuncu olmak için hangisi daha önemlidir? E) Sizce iyi bir tiyatrocu olmak için neden iyi bir tiyatro eğitimi almak gerekir?
TÜRKÇE TESTİ
11.
Dante'nin büyük eseri İlahi Komedya'nın "büyük"
olduğu, birçok büyük yazar ve şairin sözleriyle be-
lirtilmiştir. Benim buna itiraza gücüm olmaz. Büyük
eserlerin önemli ve genelgeçer diyebileceğimiz diğer
vasıflan ise kendilerinden önce şanlarının yürümesi
ve yayılmasıdır. Öyle ki biz onları okumadan, okumak
için elimize almadan önce onlar hakkında yazılmış
nice şeyi, birçok kanaldan ya okumuş ya duymuş ya
da hiç olmazsa referanslara tesadüf etmişizdir, üste-
lik tüm bunlara ekseriyetle inanmış oluruz.
Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle-
nemez?
A) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
B) Tartışmacı anlatım biçimi kullanılmıştır.
LC) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.
İkilemeler kullanılmıştır.
E) Öznel ifadelere yer verilmiştir.
12.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TÜRKÇE TESTİ 11. Dante'nin büyük eseri İlahi Komedya'nın "büyük" olduğu, birçok büyük yazar ve şairin sözleriyle be- lirtilmiştir. Benim buna itiraza gücüm olmaz. Büyük eserlerin önemli ve genelgeçer diyebileceğimiz diğer vasıflan ise kendilerinden önce şanlarının yürümesi ve yayılmasıdır. Öyle ki biz onları okumadan, okumak için elimize almadan önce onlar hakkında yazılmış nice şeyi, birçok kanaldan ya okumuş ya duymuş ya da hiç olmazsa referanslara tesadüf etmişizdir, üste- lik tüm bunlara ekseriyetle inanmış oluruz. Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Kişileştirmeye başvurulmuştur. B) Tartışmacı anlatım biçimi kullanılmıştır. LC) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir. İkilemeler kullanılmıştır. E) Öznel ifadelere yer verilmiştir. 12.
4. Sirkteki oyunları bir küçük çocuk heyecanıyla seyrediyoruz,
küçük çocuğun elleri gibi çırpınıyor. Küçülüyoruz, mini minileşiyoruz. Bizimle
birlikte belki bine yakın kocaman insan, çocukluğunu yeniden buluyor.
Çocukluk insana o kadar çabuk geri dönüyor ki, adeta onu içimizde gizli bir
yerde saklıyor gibiyiz. İstediğimiz zaman o, bir saniyede bizi buluveriyor.
Oyunların bitmesi ile içimizi bir hüzün kaplıyor, yaşamın katı gerçeği yeniden
karşımıza çıkıyor.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Öyküleme tekniğinden yararlanılmıştır.
B) Kişisel duygulara yer verilmiştir.
C) Benzetme sanatına başvurulmuştur.
D) Bir kavram ile ilgili düşünceler ortaya konulmuştur.
E) Betimleme tekniğine başvurulmuştur.
ağıdakilerden hangisi İslamiyet sonrası ilk yazılı eserlerden biri değildir?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Sirkteki oyunları bir küçük çocuk heyecanıyla seyrediyoruz, küçük çocuğun elleri gibi çırpınıyor. Küçülüyoruz, mini minileşiyoruz. Bizimle birlikte belki bine yakın kocaman insan, çocukluğunu yeniden buluyor. Çocukluk insana o kadar çabuk geri dönüyor ki, adeta onu içimizde gizli bir yerde saklıyor gibiyiz. İstediğimiz zaman o, bir saniyede bizi buluveriyor. Oyunların bitmesi ile içimizi bir hüzün kaplıyor, yaşamın katı gerçeği yeniden karşımıza çıkıyor. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Öyküleme tekniğinden yararlanılmıştır. B) Kişisel duygulara yer verilmiştir. C) Benzetme sanatına başvurulmuştur. D) Bir kavram ile ilgili düşünceler ortaya konulmuştur. E) Betimleme tekniğine başvurulmuştur. ağıdakilerden hangisi İslamiyet sonrası ilk yazılı eserlerden biri değildir?
PARAGRAF
5. Yıl 1945. En küçük oğlum, gördüğü, okuduğu, dinlediği her
ami şeyi şiirle saptamak hevesinde. Yazdığı şiirlerle ilgili ara sıra
Holconunla konuşur, bazen çaktırmadan onu eleştiririm. Geçen
ab gün, yazdığı bir şiir üzerinde konuşurken şiirde konu soru-
ud bnuna değindik. Yazdığı şiirlerde hep bir olay anlattığını, oysa
sme şiirin hikâyeden ayrı bir şey olduğunu, şiirde belli bir konu
sone işlemek zorunda olmadığını anlatıp durdum. O ise bana hep
Jame Orhan Veli'yi örnek gösterdi. O an bir gerçeği hatırladım, biz
habe ne dersek diyelim
----
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdaki-
lerden hangisi getirilmelidir?
A) aradan yüzyıllar geçse de kimi şiirler belleklerdeki yerini
hep koruyacaktır
B) şiir yalnızca duyguların değil düşüncelerin de ete kemiğe
bürünmüş hâlidir
C) bir şairin dil ve üslubundan yararlanmanın yanlış olma-
dığına inanıyordu
D) Orhan Veli'nin ne kadar büyük bir şair olduğunu tüm
edebiyatbilirler kabul etmektedir
E) şiire yeni başlamış bir okurun şiir anlayışını daha çok
dönemin büyük şairleri belirler
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
PARAGRAF 5. Yıl 1945. En küçük oğlum, gördüğü, okuduğu, dinlediği her ami şeyi şiirle saptamak hevesinde. Yazdığı şiirlerle ilgili ara sıra Holconunla konuşur, bazen çaktırmadan onu eleştiririm. Geçen ab gün, yazdığı bir şiir üzerinde konuşurken şiirde konu soru- ud bnuna değindik. Yazdığı şiirlerde hep bir olay anlattığını, oysa sme şiirin hikâyeden ayrı bir şey olduğunu, şiirde belli bir konu sone işlemek zorunda olmadığını anlatıp durdum. O ise bana hep Jame Orhan Veli'yi örnek gösterdi. O an bir gerçeği hatırladım, biz habe ne dersek diyelim ---- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdaki- lerden hangisi getirilmelidir? A) aradan yüzyıllar geçse de kimi şiirler belleklerdeki yerini hep koruyacaktır B) şiir yalnızca duyguların değil düşüncelerin de ete kemiğe bürünmüş hâlidir C) bir şairin dil ve üslubundan yararlanmanın yanlış olma- dığına inanıyordu D) Orhan Veli'nin ne kadar büyük bir şair olduğunu tüm edebiyatbilirler kabul etmektedir E) şiire yeni başlamış bir okurun şiir anlayışını daha çok dönemin büyük şairleri belirler
4.
Tarih boyunca sanatkârların kalpleri kadar kalemlerini, fırça-
larını da harekete geçiren, sevinçten çok keder olmuştur. Bir
sevgilinin vefasızlığı veya ölümü, millî bir felaket, evlat acısı,
ayrılık, gurbet; romancıya, bestekâra şaheserler yarattırdı.
Gurbette, hasrette, sıkıntıda oldukları zaman çok güzel eserler
verenlerin; vatana, sevgiliye, refaha kavuştuktan sonra sus-
tukları görüldü.
Aşağıda verilenlerin hangisi bu parçanın ana düşüncesiyle
çelişmektedir?
A) Çocukluğunda annesini kaybetmesi, şairin kendi içine
kapanmasına neden olmuş; bu aynı zamanda kaleminin
yüreğe dokunan misralar yazmasını sağlamıştır.
B) Şairn en üretken yılları, yıllarca gurbetçi olarak ekmek
parası için çalıştıktan sonra yurduna, toprağına döndüğü
yıllardı.
C) Usta şairin, üç çocuğunu çok küçük yaşlardayken arka
arkaya kaybetmesi, "ölüm" temalı birçok şiir yazmasına
neden olmuştur.
D) Çok sevdiği vatanından sürgüne gönderilmesi, Türk
edebiyatına sürgün gittiği yerleri anlatan iki muhteşem
roman kazandırmıştır.
E) Bir ulusun var olma mücadelesi olan Çanakkale Savaşı,
kahramanlıkları, yitirilen binlerce cani ve sönen ocaklarıyla
birçok destana konu olmuştur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Tarih boyunca sanatkârların kalpleri kadar kalemlerini, fırça- larını da harekete geçiren, sevinçten çok keder olmuştur. Bir sevgilinin vefasızlığı veya ölümü, millî bir felaket, evlat acısı, ayrılık, gurbet; romancıya, bestekâra şaheserler yarattırdı. Gurbette, hasrette, sıkıntıda oldukları zaman çok güzel eserler verenlerin; vatana, sevgiliye, refaha kavuştuktan sonra sus- tukları görüldü. Aşağıda verilenlerin hangisi bu parçanın ana düşüncesiyle çelişmektedir? A) Çocukluğunda annesini kaybetmesi, şairin kendi içine kapanmasına neden olmuş; bu aynı zamanda kaleminin yüreğe dokunan misralar yazmasını sağlamıştır. B) Şairn en üretken yılları, yıllarca gurbetçi olarak ekmek parası için çalıştıktan sonra yurduna, toprağına döndüğü yıllardı. C) Usta şairin, üç çocuğunu çok küçük yaşlardayken arka arkaya kaybetmesi, "ölüm" temalı birçok şiir yazmasına neden olmuştur. D) Çok sevdiği vatanından sürgüne gönderilmesi, Türk edebiyatına sürgün gittiği yerleri anlatan iki muhteşem roman kazandırmıştır. E) Bir ulusun var olma mücadelesi olan Çanakkale Savaşı, kahramanlıkları, yitirilen binlerce cani ve sönen ocaklarıyla birçok destana konu olmuştur.
F DENEMESİ
3.
to
Bay
5
----. Tam bu noktada, Türkçenin, referans olmak üzere sadece
gerektiği kadarı sözlüklere alınmış, sonsuz sayıda kelime
içerdiği bile öne sürülebilir. İngilizce - Türkçe sözlükte "sick",
"ill" ve "patient"ın karşısında hep "hasta" yazar. Bu bağlamda
İngilizcenin üç kat daha fazla sözcük içerdiği söylenirse bu
doğrudur. Ancak, aradaki farkların Türkçede vurgulanama-
dığı söylenmeye kalkılırsa bu yanlış olur: "doktor falanca
beyin hastası olmak", "böbrek hastası olmak", "İnternet
hastası olmak", "filanca şarkının hastası olmak" arasındaki
farkı Türkçe konuşan herkes bir çırpıda anlar. Bunun nasıl
olabildiğini görmek zor değildir. Bir kalem alıp alt alta 3+5=,
12+5=, 38+5= yazmak, sonra da bunları toplamak yeterlidir.
Hepsinde aynı "+5" yazdığı hâlde sonuçlar farklı çıkıyorsa
Türkçede de hepsinde aynı "hastası olmak" ifadesi geçtiği
hâlde sonuçlar farklı olacaktır. Türkçenin az araç ile çok iş
yapmasının sırrı matematikte yatar.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdaki-
lerden hangisi getirilmelidir?
A) Dilleri karşılaştırırken o dillerin yapılan da göz önünde
bulundurulmalıdır
B) Türkçenin İngilizce gibi bilim dili olmadığını ileri sürmek
bilgisizlikten ya da art niyettendir
C) Bir dilin zenginliğinin belirlenmesinde asıl ölçüt kelime
sayısının fazla olup olmadığıdır
D) Yabancı dillerden alınan kelimelerin çokluğu bir dilin
bozulduğunun tek göstergesi değildir
E) Türkçede kelimelerin anlamlarını sözlükteki tanımları değil,
Gimle içindeki konumları belirler
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
F DENEMESİ 3. to Bay 5 ----. Tam bu noktada, Türkçenin, referans olmak üzere sadece gerektiği kadarı sözlüklere alınmış, sonsuz sayıda kelime içerdiği bile öne sürülebilir. İngilizce - Türkçe sözlükte "sick", "ill" ve "patient"ın karşısında hep "hasta" yazar. Bu bağlamda İngilizcenin üç kat daha fazla sözcük içerdiği söylenirse bu doğrudur. Ancak, aradaki farkların Türkçede vurgulanama- dığı söylenmeye kalkılırsa bu yanlış olur: "doktor falanca beyin hastası olmak", "böbrek hastası olmak", "İnternet hastası olmak", "filanca şarkının hastası olmak" arasındaki farkı Türkçe konuşan herkes bir çırpıda anlar. Bunun nasıl olabildiğini görmek zor değildir. Bir kalem alıp alt alta 3+5=, 12+5=, 38+5= yazmak, sonra da bunları toplamak yeterlidir. Hepsinde aynı "+5" yazdığı hâlde sonuçlar farklı çıkıyorsa Türkçede de hepsinde aynı "hastası olmak" ifadesi geçtiği hâlde sonuçlar farklı olacaktır. Türkçenin az araç ile çok iş yapmasının sırrı matematikte yatar. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdaki- lerden hangisi getirilmelidir? A) Dilleri karşılaştırırken o dillerin yapılan da göz önünde bulundurulmalıdır B) Türkçenin İngilizce gibi bilim dili olmadığını ileri sürmek bilgisizlikten ya da art niyettendir C) Bir dilin zenginliğinin belirlenmesinde asıl ölçüt kelime sayısının fazla olup olmadığıdır D) Yabancı dillerden alınan kelimelerin çokluğu bir dilin bozulduğunun tek göstergesi değildir E) Türkçede kelimelerin anlamlarını sözlükteki tanımları değil, Gimle içindeki konumları belirler
X²
6. Anne kız sabah kalabalığının arasında, yürüyorlardı. Annesi durmadan konuşuyordu. Böyle konuşkanlığının olduğu
geçmişteki tek günü, hastaneye hasta bakıcı olarak alındığı gündü. İşte o gün annesi eve gelince her şey değişmişti.
Çünkü annesi bilmediği, görmediği hâller içindeydi. "Alıyorlar beni, bir iki güne kadar başlıyorum. Başhemşireye çıktım,
iri yarı bir kadın. Bir bir sordu: Daha önce çalıştın mı? Kocan ne zaman öldü? Çocuğun var mı? Bırakacak kimsen yok
ha?" demişti. (Parasız Yatılı / Füruzan)
Bu parçanın alındığı hikâye ve yazarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Metnin tamamına yayılmış bir olay yoktur, metin yaşamdan bir kesit sunan durum öyküsüne örnektir.
B) Anlatıcı, olayları geriye dönüşlerle anlatmıştır.
C) Öykü, yazarın hayatından izler taşımaktadır.
D) Alegorik anlatımın egemen olduğu metinde kahramanlar otoriteyle çatışma içindedir.
E) Olaylar, üçüncü kişi ağzından anlatılmıştır.
19
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
X² 6. Anne kız sabah kalabalığının arasında, yürüyorlardı. Annesi durmadan konuşuyordu. Böyle konuşkanlığının olduğu geçmişteki tek günü, hastaneye hasta bakıcı olarak alındığı gündü. İşte o gün annesi eve gelince her şey değişmişti. Çünkü annesi bilmediği, görmediği hâller içindeydi. "Alıyorlar beni, bir iki güne kadar başlıyorum. Başhemşireye çıktım, iri yarı bir kadın. Bir bir sordu: Daha önce çalıştın mı? Kocan ne zaman öldü? Çocuğun var mı? Bırakacak kimsen yok ha?" demişti. (Parasız Yatılı / Füruzan) Bu parçanın alındığı hikâye ve yazarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Metnin tamamına yayılmış bir olay yoktur, metin yaşamdan bir kesit sunan durum öyküsüne örnektir. B) Anlatıcı, olayları geriye dönüşlerle anlatmıştır. C) Öykü, yazarın hayatından izler taşımaktadır. D) Alegorik anlatımın egemen olduğu metinde kahramanlar otoriteyle çatışma içindedir. E) Olaylar, üçüncü kişi ağzından anlatılmıştır. 19
B
9.
GO
BENİM HOCAM
TAKTİKLERLE PAR
Sanat ile toplum arasında bir uçurum olamaz. Bu uçurumda
görevi görmek sanatçının işidir. Toplumun tüm birikim-
lerini sanatçı üstlenir. Sanat onun elinde aynadır. Bir tarafını
topluma tutar, bir tarafını kendisine. Aslında her ikisi de
aynıdır. Bunun dengesinin ayarlanması durumunda sadece
dönemi değil, sonraki kuşakları da kazançlı çıkar.
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yorumlardan hangisi
yapılamaz?
A) Toplum ile sanat arasında ayrılamaz bir bağ vardır.
ERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTIKLERLE PARAGRAF
Sanatçının görevleri arasında topluma önderlik etme
bulunmaktadır.
C) Sanatçı yalnızca dönemine değil, gelecek kuşaklara da
yol gösterir.
D) Tüm sanat eserleri yaratıcısının özgün bir parçasıdır.
E) Sanat toplumu destekleyici bir rol üstlenmektedir.
11. E
10. Adalet Ağaoğlu'nun 1976'da yayınlanan "Fikrimin İnce Gülü",
Almanya'ya çalışmaya giden işçi Bayram'ın tatil için köyüne
dönüşünü anlatan, Bayram'ın hem fiziksel hem içsel yolculu-
ğunu konu edinen bir romandır. Roman, başkarakterin çocuk-
luğunu yaşadığı 1950'li yılların ve romanın şimdiki zamanı
olan 70'li yılların Türkiye'sini Bayram üzerinden anlatmakta-
dir, Başkarakter Bayram, sadece kendi çıkarlarını düşünen,
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
B 9. GO BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PAR Sanat ile toplum arasında bir uçurum olamaz. Bu uçurumda görevi görmek sanatçının işidir. Toplumun tüm birikim- lerini sanatçı üstlenir. Sanat onun elinde aynadır. Bir tarafını topluma tutar, bir tarafını kendisine. Aslında her ikisi de aynıdır. Bunun dengesinin ayarlanması durumunda sadece dönemi değil, sonraki kuşakları da kazançlı çıkar. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yorumlardan hangisi yapılamaz? A) Toplum ile sanat arasında ayrılamaz bir bağ vardır. ERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTIKLERLE PARAGRAF Sanatçının görevleri arasında topluma önderlik etme bulunmaktadır. C) Sanatçı yalnızca dönemine değil, gelecek kuşaklara da yol gösterir. D) Tüm sanat eserleri yaratıcısının özgün bir parçasıdır. E) Sanat toplumu destekleyici bir rol üstlenmektedir. 11. E 10. Adalet Ağaoğlu'nun 1976'da yayınlanan "Fikrimin İnce Gülü", Almanya'ya çalışmaya giden işçi Bayram'ın tatil için köyüne dönüşünü anlatan, Bayram'ın hem fiziksel hem içsel yolculu- ğunu konu edinen bir romandır. Roman, başkarakterin çocuk- luğunu yaşadığı 1950'li yılların ve romanın şimdiki zamanı olan 70'li yılların Türkiye'sini Bayram üzerinden anlatmakta- dir, Başkarakter Bayram, sadece kendi çıkarlarını düşünen,
39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap-
layınız.
Çin Seddi denildiğinde dağların üzerinde uyuyakalmış bir
ejderha gibi uzayıp giden bir yapı gelir akla çoğu kez. Belki
de bu yüzden "Dünyanın Ejderhası" olarak adlandırılan Çin
Seddi, inşa edildiği günden beri mimari açıdan hayranlık
uyandıran en büyük yapı olmuştur. 1986'da "Dünya Mirasla-
ri" listesine alınan bu şaheser, 7 Temmuz 2007 tarihinde Dün-
yanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri olarak seçilmiştir. Ancak bu
yapı hakkında bildiklerimiz oldukça kısıtlıdır. Efsanelere de
konu olan bu duvarın yapımına Çinliler tarafından MÖ 221
yılında başlanmış ve yapımı çok uzun yıllar sürmüştür. İnşası
sırasında 3 milyona yakın işçi çalıştırılan bu savunma duvarı,
yıkılmış olan kısımlarıyla birlikte 8.851 kilometre uzunluğuna
sahiptir.
39. Bu parçadan hareketle Çin Seddi ile ilgili olarak,
I. Dünyanın Yeni Yedi Harikası içine seçilen en eski mimari
yapıdır.
II. Çinliler tarafından savunma amaçlı inşa edilmiştir.
III. Bütün insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen evren-
sel bir değerdir.
yargılarından hangisine/hangilerine ulaşılabilir?
B) Yalnız II
A) Yalnız I
C
DY II ve III
E) I, II ve III
C) Yalnız III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. Çin Seddi denildiğinde dağların üzerinde uyuyakalmış bir ejderha gibi uzayıp giden bir yapı gelir akla çoğu kez. Belki de bu yüzden "Dünyanın Ejderhası" olarak adlandırılan Çin Seddi, inşa edildiği günden beri mimari açıdan hayranlık uyandıran en büyük yapı olmuştur. 1986'da "Dünya Mirasla- ri" listesine alınan bu şaheser, 7 Temmuz 2007 tarihinde Dün- yanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri olarak seçilmiştir. Ancak bu yapı hakkında bildiklerimiz oldukça kısıtlıdır. Efsanelere de konu olan bu duvarın yapımına Çinliler tarafından MÖ 221 yılında başlanmış ve yapımı çok uzun yıllar sürmüştür. İnşası sırasında 3 milyona yakın işçi çalıştırılan bu savunma duvarı, yıkılmış olan kısımlarıyla birlikte 8.851 kilometre uzunluğuna sahiptir. 39. Bu parçadan hareketle Çin Seddi ile ilgili olarak, I. Dünyanın Yeni Yedi Harikası içine seçilen en eski mimari yapıdır. II. Çinliler tarafından savunma amaçlı inşa edilmiştir. III. Bütün insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen evren- sel bir değerdir. yargılarından hangisine/hangilerine ulaşılabilir? B) Yalnız II A) Yalnız I C DY II ve III E) I, II ve III C) Yalnız III
11. ve 12. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
Metinleri sözcük ve sözcük örgüsü yönünden değerlendirir-
ken bunların bağlamına göre aldıkları anlamı düşünmemiz
gerekir. "Kalkmak" sözcüğünün anlamını düşünsek şunu
söyleriz aşağı yukarı: "Bir şeyden söz ediyorsak bulundu-
ğu yerden yükselmek: Elleri havaya kaldırmak, perdenin
kalkması... gibi." Oysa "kalkmak" sözcüğü "tren kalktı"da
"hareket etmek", "Babam az önce kalktı"da "uyanmak"
anlamlarına gelir. Kısaca ----.
11. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A) Sözcüklerin anlamı, alıcının içinde bulunduğu ortama
göre değişebilir
B) İletişimin sağlıklı olması, sözcüklerin bilinen anlamlarıyla
kullanılmasını gerektirir
C) Sözcüklerin aynı anda farklı anlamlara gelmesi bir anlam
belirsizliğine yol açar
D) Sözcüklerin içerdiği anlam, bağlamına göre farklılık gös-
termektedir
E) Metinlerin çözümlenmesinde her sözcüğün anlam ayrın-
tıları iyi bilinmelidir
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. ve 12. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Metinleri sözcük ve sözcük örgüsü yönünden değerlendirir- ken bunların bağlamına göre aldıkları anlamı düşünmemiz gerekir. "Kalkmak" sözcüğünün anlamını düşünsek şunu söyleriz aşağı yukarı: "Bir şeyden söz ediyorsak bulundu- ğu yerden yükselmek: Elleri havaya kaldırmak, perdenin kalkması... gibi." Oysa "kalkmak" sözcüğü "tren kalktı"da "hareket etmek", "Babam az önce kalktı"da "uyanmak" anlamlarına gelir. Kısaca ----. 11. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? A) Sözcüklerin anlamı, alıcının içinde bulunduğu ortama göre değişebilir B) İletişimin sağlıklı olması, sözcüklerin bilinen anlamlarıyla kullanılmasını gerektirir C) Sözcüklerin aynı anda farklı anlamlara gelmesi bir anlam belirsizliğine yol açar D) Sözcüklerin içerdiği anlam, bağlamına göre farklılık gös- termektedir E) Metinlerin çözümlenmesinde her sözcüğün anlam ayrın- tıları iyi bilinmelidir
F DENEMESİ
RK
3.
Salonun penceresinden, dışarısı görünüyordu. Sema, yem-
ble yeşil ağaçlar, deniz... Sahilde dağlar, korular, yalılar... Bütün
4
bunların üzerinde martı sürüleri... Arkasını dışarıya çevirmişti.
Gözleri, gölgelere karışıyordu. Karşısında bir kız, kitap okuyor;
minst pencereden nisan rüzgârı giriyordu. Köşelerin karanlıklarından
ab gözlerini ara sıra kıza, torununun torununa çeviriyordu. Birden
dos mağzını açtı. Esnedi. Elini yorgun başına götürdü. Saçlarına
hine dokundu. Düşündü. Yine esnedi. Galiba uyanacaktı.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak,
1. Duyularla algılanan ayrıntılara yer verilmiştir.
II. Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir
III Nitelendirmelere başvurulmuştur
A) I.
IV. Kişileştirmeye başvurulmuştur
V. Eksiltili cümleler kullanılmıştır.
yargılarından hangisi söylenemez?
C) NI.
B) II.
D) IV.
E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
F DENEMESİ RK 3. Salonun penceresinden, dışarısı görünüyordu. Sema, yem- ble yeşil ağaçlar, deniz... Sahilde dağlar, korular, yalılar... Bütün 4 bunların üzerinde martı sürüleri... Arkasını dışarıya çevirmişti. Gözleri, gölgelere karışıyordu. Karşısında bir kız, kitap okuyor; minst pencereden nisan rüzgârı giriyordu. Köşelerin karanlıklarından ab gözlerini ara sıra kıza, torununun torununa çeviriyordu. Birden dos mağzını açtı. Esnedi. Elini yorgun başına götürdü. Saçlarına hine dokundu. Düşündü. Yine esnedi. Galiba uyanacaktı. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak, 1. Duyularla algılanan ayrıntılara yer verilmiştir. II. Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir III Nitelendirmelere başvurulmuştur A) I. IV. Kişileştirmeye başvurulmuştur V. Eksiltili cümleler kullanılmıştır. yargılarından hangisi söylenemez? C) NI. B) II. D) IV. E) V.