Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

"İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten
korkar." der Shakespeare. İnsanlar sevilmekten korku-
yor, kendini sevmeye layık görmediği için. Düşünmekten
korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan kor-
kuyor, eşleştirilmekten çekindiği için. Duygularını ifade
etmekten korkuyor, reddedilmekten ürktüğü için. Unutul-
maktan korkuyor dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve
ölmekten korkuyor, dolu dolu yaşamadığı için.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden
yararlanılmıştır?
A) Açıklama - benzetme B) Ørnekleme - alıntı yapma
C) Öyküleme - betimleme D) Karşılaştırma - açıklama
E) Tartışma - karşılaştırma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
"İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkar." der Shakespeare. İnsanlar sevilmekten korku- yor, kendini sevmeye layık görmediği için. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan kor- kuyor, eşleştirilmekten çekindiği için. Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten ürktüğü için. Unutul- maktan korkuyor dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, dolu dolu yaşamadığı için. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır? A) Açıklama - benzetme B) Ørnekleme - alıntı yapma C) Öyküleme - betimleme D) Karşılaştırma - açıklama E) Tartışma - karşılaştırma
"Güldürmek ve düşündürmek" deyişi ya da başka bir
ifadeyle güldürürken düşündürmek ne kadar kalıplaşmış
olsa da aslında günümüz şartlarında bir potada eritil-
mesi gereken iki eylem. Ya da mizahın asıl amacı baş-
ka yollardan düşündürmek, yan etkisi ise güldürmek de
diyebilir miyiz acaba? Sonuçta mizah ustası Aziz Nesin
kendisiyle yapılan bir söyleşide mizahi olarak "Ben aile-
mi, yazarak geçindiriyorum. Dört bin hikâye yazdıysam
ailem iki çocuk, bir hanım olduğundandır. Daha kalaba-
lik olsaydık belki dokuz bin hikâye yazmam gerekirdi."
dediğinde, düşünmemizin mi yoksa gülmemizin mi daha
elzem olduğunu artık düşünmemeliyiz... Mizahın haya-
tin kendisi olmaya başladığı noktada ondan alacağımız
her fayda, muhakeme kabiliyetimize kattığımız yeni bir
soluk, yeni bir görüş olacaktır. Her iki şekilde de ne yazık
ki sadece gülmeye izin verecek kadar yeterli sabrımız ya
da sadece düşünmeye izin verecek kadar bolca vaktimiz
yok. Devir, aynı anda hem deşarj olma hem de gündemi
takip etme devri.
37. Bu parçada altı çizili sözle mizahla ilgili anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yaşama dair bir gerçeklik olarak karşımıza çıkması
B) Hayalle gerçek arasındaki farkı ortaya çıkarması
C) Gerçeklerin gülünç yanlarını belirginleştirmesi
D) Anı yaşamanın kıymetinin bilinmesini sağlaması
E) Gerçekleri herkese kolayca kabul ettirmesi
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
"Güldürmek ve düşündürmek" deyişi ya da başka bir ifadeyle güldürürken düşündürmek ne kadar kalıplaşmış olsa da aslında günümüz şartlarında bir potada eritil- mesi gereken iki eylem. Ya da mizahın asıl amacı baş- ka yollardan düşündürmek, yan etkisi ise güldürmek de diyebilir miyiz acaba? Sonuçta mizah ustası Aziz Nesin kendisiyle yapılan bir söyleşide mizahi olarak "Ben aile- mi, yazarak geçindiriyorum. Dört bin hikâye yazdıysam ailem iki çocuk, bir hanım olduğundandır. Daha kalaba- lik olsaydık belki dokuz bin hikâye yazmam gerekirdi." dediğinde, düşünmemizin mi yoksa gülmemizin mi daha elzem olduğunu artık düşünmemeliyiz... Mizahın haya- tin kendisi olmaya başladığı noktada ondan alacağımız her fayda, muhakeme kabiliyetimize kattığımız yeni bir soluk, yeni bir görüş olacaktır. Her iki şekilde de ne yazık ki sadece gülmeye izin verecek kadar yeterli sabrımız ya da sadece düşünmeye izin verecek kadar bolca vaktimiz yok. Devir, aynı anda hem deşarj olma hem de gündemi takip etme devri. 37. Bu parçada altı çizili sözle mizahla ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yaşama dair bir gerçeklik olarak karşımıza çıkması B) Hayalle gerçek arasındaki farkı ortaya çıkarması C) Gerçeklerin gülünç yanlarını belirginleştirmesi D) Anı yaşamanın kıymetinin bilinmesini sağlaması E) Gerçekleri herkese kolayca kabul ettirmesi
11. Cumhuriyet'in kuruluşundan II. Dünya Savaşı'na değin
ozanlar, ulusal yazınımızın etkisini sürdürdüler. Kemalet-
tin Kamu, Ömer Bedrettin Uşaklı, Ahmet Kutsi Tecer, Zeki
Ömer Defne, Orhan Şaik Gökyay gibi sanatçılar, halka ve
yurt sevgisine dönük şiirlerle karşımıza çıktılar. Arada ser-
best nazım ve toplumcu şiir, Yedi Meşale ve öz şiir gibi an-
layışlar olsa da ulusal yazınımızın devamı olan şairler, hep
baskın durumda oldu. II. Dünya Savaşı'nın sürdüğü 1940
yılından başlayarak yazınımızda radikal değişimler oluştu.
Garip ya da I. Yeniciler denen topluluğun şairleri; şiiri ge-
leneklerin tutsağı olmaktan kurtardılar yani ölçüyü, uyağı,
söz sanatlarını terk ettiler. Konu alanının sınırları tümüyle
kaldırıldı. Şiirde işlenemez denen bir konu kalmadı. İnsan
sevgisine ve yaşama sevgisine öncelik verildi.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Cumhuriyet Dönemi şiirinde, II. Dünya Savaşı'na kadar
Millî Edebiyat anlayışı ağırlıklı olarak benimsenmiştir.
B) 1940 sonrasında şiirimizde köklü değişiklikler yaşan-
mıştır.
C) Garipçiler, şiirde alışılagelmiş çizginin dışına çıkmışlar-
dır.
D) I. Yenicilerle birlikte şiirimize soyut konular egemen
olmaya başlamıştır.
E) Garipçiler uyağı, kafiyeyi kullanmayıp her tür konuyu
Lşiirde işlemişlerdir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. Cumhuriyet'in kuruluşundan II. Dünya Savaşı'na değin ozanlar, ulusal yazınımızın etkisini sürdürdüler. Kemalet- tin Kamu, Ömer Bedrettin Uşaklı, Ahmet Kutsi Tecer, Zeki Ömer Defne, Orhan Şaik Gökyay gibi sanatçılar, halka ve yurt sevgisine dönük şiirlerle karşımıza çıktılar. Arada ser- best nazım ve toplumcu şiir, Yedi Meşale ve öz şiir gibi an- layışlar olsa da ulusal yazınımızın devamı olan şairler, hep baskın durumda oldu. II. Dünya Savaşı'nın sürdüğü 1940 yılından başlayarak yazınımızda radikal değişimler oluştu. Garip ya da I. Yeniciler denen topluluğun şairleri; şiiri ge- leneklerin tutsağı olmaktan kurtardılar yani ölçüyü, uyağı, söz sanatlarını terk ettiler. Konu alanının sınırları tümüyle kaldırıldı. Şiirde işlenemez denen bir konu kalmadı. İnsan sevgisine ve yaşama sevgisine öncelik verildi. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Cumhuriyet Dönemi şiirinde, II. Dünya Savaşı'na kadar Millî Edebiyat anlayışı ağırlıklı olarak benimsenmiştir. B) 1940 sonrasında şiirimizde köklü değişiklikler yaşan- mıştır. C) Garipçiler, şiirde alışılagelmiş çizginin dışına çıkmışlar- dır. D) I. Yenicilerle birlikte şiirimize soyut konular egemen olmaya başlamıştır. E) Garipçiler uyağı, kafiyeyi kullanmayıp her tür konuyu Lşiirde işlemişlerdir.
9. Psikologlar ölümden sonra gelen derin acıyı atlatabilmek
için yas tutmanın gerekli olduğunu söylüyorlar. Biz acıla-
rımızı bağıra çağıra, ağıt yakarak, kendimizi yerden yere
atarak, hatta biraz abartarak, çok yoğun bir biçimde yaşı-
/yoruz ve gene psikologlara göre, bu yüzden daha hızlı
iyileşiyoruz. Amerikalılar ise, açılan televizyon pencere-
sinden gördüğümüz gibi vakur davranmak adına tepkile-
rini dizginliyor, acılarını içlerine atıyorlar.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi şöylenemez?
A) Bir olayın farklı toplumlarda nasıl yaşandığı karşılaş-
tırma yoluyla anlatılmıştır. +
B) Altı çizili sözler mecaz anlamda kullanılmıştır. +
C) Bir durumu somutlaştırmak için benzetmeden yarar-
2
lanılmıştır.
D) Bir varlığın ne olduğunu anlatan cümlelerden yararla-
nılmıştır.
E) Birinci ve üçüncü kişili anlatımdan yararlanılarak
yazılmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. Psikologlar ölümden sonra gelen derin acıyı atlatabilmek için yas tutmanın gerekli olduğunu söylüyorlar. Biz acıla- rımızı bağıra çağıra, ağıt yakarak, kendimizi yerden yere atarak, hatta biraz abartarak, çok yoğun bir biçimde yaşı- /yoruz ve gene psikologlara göre, bu yüzden daha hızlı iyileşiyoruz. Amerikalılar ise, açılan televizyon pencere- sinden gördüğümüz gibi vakur davranmak adına tepkile- rini dizginliyor, acılarını içlerine atıyorlar. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi şöylenemez? A) Bir olayın farklı toplumlarda nasıl yaşandığı karşılaş- tırma yoluyla anlatılmıştır. + B) Altı çizili sözler mecaz anlamda kullanılmıştır. + C) Bir durumu somutlaştırmak için benzetmeden yarar- 2 lanılmıştır. D) Bir varlığın ne olduğunu anlatan cümlelerden yararla- nılmıştır. E) Birinci ve üçüncü kişili anlatımdan yararlanılarak yazılmıştır.
20 Yedi Göller'in o mevsimde altın sarısına dönüşen dev
ağaçlanı da Safranbolu evlerinin güzelliği de hâlâ gö-
zümde tütüyor. Memleketin büyük bir kısmı çorakken
Yedi Göller'de topraktan sürekli su fışkırıyordu sanki.
Ömrümde ilk kez böylesine büyük bitkiler, ağaçlar görü-
yordum. O dev bitkilerle dev ağaçlar sulara yansıyarak
çoğalıyordu sanki. Safranbolu evlerinin dışı da içi de
sadece güzel olmakla kalmıyordu. Şeytanın aklına gel-
meyecek fikirler de vardr o evlerde. Hele bir tanesinde
kocaman dikdörtgen bir havuz, neredeyse bütün odayı
kaplıyordu. Havuzun çevresinde, duvara bitişik daracık
sedirlerde oturuyorduk. Ev sahibi havuzun üstüne koy-
duğu çay tepsisini elindeki uzun değnekle konuklarına
doğru itiyordu. Bu büyük havuz, evin zemin katında
olsa hadi neyse ikinci katındaydı üstelik.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi kul-
lanılmamıştır?
A) Örnekleme
C) Betimleme
B) Deyim
D) Kişisel kann
E) Tanımlama
22. Bütün insanlie
teknolojik çal
rulmuş insan
Bu tanımda
insani, evren
niyetin büt
ve teknoloji
tarafından
daha önce
rensel değ
insanlık iç
tumları içe
39
Bu parça
yargıları
A) Bilim
B) Insa
C) Tüm
DOğn
Bire
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
20 Yedi Göller'in o mevsimde altın sarısına dönüşen dev ağaçlanı da Safranbolu evlerinin güzelliği de hâlâ gö- zümde tütüyor. Memleketin büyük bir kısmı çorakken Yedi Göller'de topraktan sürekli su fışkırıyordu sanki. Ömrümde ilk kez böylesine büyük bitkiler, ağaçlar görü- yordum. O dev bitkilerle dev ağaçlar sulara yansıyarak çoğalıyordu sanki. Safranbolu evlerinin dışı da içi de sadece güzel olmakla kalmıyordu. Şeytanın aklına gel- meyecek fikirler de vardr o evlerde. Hele bir tanesinde kocaman dikdörtgen bir havuz, neredeyse bütün odayı kaplıyordu. Havuzun çevresinde, duvara bitişik daracık sedirlerde oturuyorduk. Ev sahibi havuzun üstüne koy- duğu çay tepsisini elindeki uzun değnekle konuklarına doğru itiyordu. Bu büyük havuz, evin zemin katında olsa hadi neyse ikinci katındaydı üstelik. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi kul- lanılmamıştır? A) Örnekleme C) Betimleme B) Deyim D) Kişisel kann E) Tanımlama 22. Bütün insanlie teknolojik çal rulmuş insan Bu tanımda insani, evren niyetin büt ve teknoloji tarafından daha önce rensel değ insanlık iç tumları içe 39 Bu parça yargıları A) Bilim B) Insa C) Tüm DOğn Bire
18 Lamartine Bourget gölünde boğulmaktan kur-
tardığı Napolili bir kadın olan Elvire âşık olur.
(1) Lamartine ve Elvire mutlu anlar yaşadıkları
göl kıyısında bir sene sonra tekrar buluşmak
üzere sözleşirler. (II) Lamartine sözleşilen yere
gelir fakat Elvire yoktur çünkü Elvire hastadır ve
birkaç ay sonra hastalığından dolayı ölecektir.
(III) Lamartine, aşklarının ve yaşanmış anlarının
tek tanığı olan göl kenarına sevdiği kadın yanında
yokken geldiğinde, sevgiliyi orada bulamama-
nın hüznüyle Göl şiirini yazar. (IV) Şair, zamanı
geri getirememe duygusuyla büyük bir istirap
duymaktadır. (V) Şiirinde gölden izini muhafaza
ettiğine inandığı yaşanan muhteşem anları geri
getirmesini ister.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf hangi cümleyle başlar?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
18 Lamartine Bourget gölünde boğulmaktan kur- tardığı Napolili bir kadın olan Elvire âşık olur. (1) Lamartine ve Elvire mutlu anlar yaşadıkları göl kıyısında bir sene sonra tekrar buluşmak üzere sözleşirler. (II) Lamartine sözleşilen yere gelir fakat Elvire yoktur çünkü Elvire hastadır ve birkaç ay sonra hastalığından dolayı ölecektir. (III) Lamartine, aşklarının ve yaşanmış anlarının tek tanığı olan göl kenarına sevdiği kadın yanında yokken geldiğinde, sevgiliyi orada bulamama- nın hüznüyle Göl şiirini yazar. (IV) Şair, zamanı geri getirememe duygusuyla büyük bir istirap duymaktadır. (V) Şiirinde gölden izini muhafaza ettiğine inandığı yaşanan muhteşem anları geri getirmesini ister. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) I B) II C) III D) IV E) V
Aşağıdaki dizelerin hangisinde imgeli söyleyiş ağır
basmamaktadır?
A) Sen tutar kendini incecik sevdirirdin
Bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa
B) Yalnız aşkı vardır aşkı olanın
Ve kaybetmek daha güç bulamamaktan
C Bir günler şölenler egemen olan ülkende
Şimdi iri gagalı yalnızlıklar büyüyor
D Sen kalabalıkta kaybettiğim kimya
Yokluğun gayri şuradan şuraya geldi
E) Bilinir ne usta olduğum içlenmek zanaatında
Canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Aşağıdaki dizelerin hangisinde imgeli söyleyiş ağır basmamaktadır? A) Sen tutar kendini incecik sevdirirdin Bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa B) Yalnız aşkı vardır aşkı olanın Ve kaybetmek daha güç bulamamaktan C Bir günler şölenler egemen olan ülkende Şimdi iri gagalı yalnızlıklar büyüyor D Sen kalabalıkta kaybettiğim kimya Yokluğun gayri şuradan şuraya geldi E) Bilinir ne usta olduğum içlenmek zanaatında Canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
8. (1) Dostluk, bir insana, belleğinin doğru çalışmasını
sağlamak için gereklidir. (II) Onlar bizim aynamız,
belleğimizdir. (III) Geçmişi anımsamak, onu sırtın-
da taşımak, insanının kendi "ben"ini koruyabilmesi
için gerekli tek koşul olarak görülebilir. (IV) "Ben'in
çekip küçülmemesi, oylumunu koruması için anila-
rı, bir saksı çiçeğini sular gibi sulamak gerekir. (V)
Bu sulama işi geçmişin tanıklarıyla yani dostlarla
sürekli temas hâlinde kalmayı gerektirir. (VI) Onlar-
dan hiçbir şey beklemiyoruz, yalnızca zaman za-
man o aynayı parlatsınlar ki yüzeyinde kendimizi
görelim.
Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gider-
mek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi ya-
pılmalıdır?
A. cümleyle III. cümle yer değiştirmeli.
BIT. cümle, V. den sonra gelmeli.
IV. cümle, 1. den sonra gelmeli.
DV. cümle, II. den sonra gelmeli.
E) NI
E) NI. cümleyle VI. cümle yer değiştirmeli.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. (1) Dostluk, bir insana, belleğinin doğru çalışmasını sağlamak için gereklidir. (II) Onlar bizim aynamız, belleğimizdir. (III) Geçmişi anımsamak, onu sırtın- da taşımak, insanının kendi "ben"ini koruyabilmesi için gerekli tek koşul olarak görülebilir. (IV) "Ben'in çekip küçülmemesi, oylumunu koruması için anila- rı, bir saksı çiçeğini sular gibi sulamak gerekir. (V) Bu sulama işi geçmişin tanıklarıyla yani dostlarla sürekli temas hâlinde kalmayı gerektirir. (VI) Onlar- dan hiçbir şey beklemiyoruz, yalnızca zaman za- man o aynayı parlatsınlar ki yüzeyinde kendimizi görelim. Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gider- mek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi ya- pılmalıdır? A. cümleyle III. cümle yer değiştirmeli. BIT. cümle, V. den sonra gelmeli. IV. cümle, 1. den sonra gelmeli. DV. cümle, II. den sonra gelmeli. E) NI E) NI. cümleyle VI. cümle yer değiştirmeli.
TT-TÜRKÇE TESTİ
(1) Modern hikâyenin edebiyat tarihimiz içindeki gelişime
bakıldığında dünyayı ve çevreyi algılayış, aksettirme bakı-
mından gerçekçi bir içerikle karşı karşıya kalıyoruz. (II)
Kısaca anlatırsak Ömer Seyfettin'le birlikte müstakil bir
edebî hüviyet kazanan kısa hikâye aynı zamanda bizzat
yaşanılan hayattan çıkarılan gözlemlere, tecrübelerden
yola çıkan olaylardan bahsedilmektedir. (III) Memduh
Şevket Esendal dışında kalan hikâyecilerin benimsediği
Maupassant tarzı hikâye ise hikâyenin dil ve teknik açı-
sından gelişmesine, sağlam bir ifade tarzının ortaya çıka-
rak geniş kitlelerin bu türü sevip benimsemesine yol açar.
(IV) Edebiyat-ı Cedide'nin santimental edebî zevki, yerini
"Memleket Edebiyatı" anlayışına bırakır. (V) Birinci Dünya
Savaşı ve Millî Mücadele yıllarının duygu ve düşünceleri
edebiyatı besler.
Bu parçadaki-numaralanmış cümlelerden hangisinde
üsluptan bahsedilmiştir?
A) I
B) /
C) III
D) (V
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TT-TÜRKÇE TESTİ (1) Modern hikâyenin edebiyat tarihimiz içindeki gelişime bakıldığında dünyayı ve çevreyi algılayış, aksettirme bakı- mından gerçekçi bir içerikle karşı karşıya kalıyoruz. (II) Kısaca anlatırsak Ömer Seyfettin'le birlikte müstakil bir edebî hüviyet kazanan kısa hikâye aynı zamanda bizzat yaşanılan hayattan çıkarılan gözlemlere, tecrübelerden yola çıkan olaylardan bahsedilmektedir. (III) Memduh Şevket Esendal dışında kalan hikâyecilerin benimsediği Maupassant tarzı hikâye ise hikâyenin dil ve teknik açı- sından gelişmesine, sağlam bir ifade tarzının ortaya çıka- rak geniş kitlelerin bu türü sevip benimsemesine yol açar. (IV) Edebiyat-ı Cedide'nin santimental edebî zevki, yerini "Memleket Edebiyatı" anlayışına bırakır. (V) Birinci Dünya Savaşı ve Millî Mücadele yıllarının duygu ve düşünceleri edebiyatı besler. Bu parçadaki-numaralanmış cümlelerden hangisinde üsluptan bahsedilmiştir? A) I B) / C) III D) (V E) V
4.
Bu öykücümüz, çevreyle bağlarını koparmış, yenik,
yalnız tiplere eğilir. Tüm hayatı kentin karmaşasına
hapsolmuş, hayat deneyiminde yenilmiş öykü kişileri;
yenilgilerinin izleri ve yaraları ile sokaklarda,
meyhanelerde, kahvehanelerde yapayalnızdırlar. Bu
kahramanlar bazen bir aşk mağdurudur, bazen bir
edebiyat ortamı yenilmişidir. Sonuçta kalabalıkların
yürüyüşüne bir türlü ayak uyduramayan tipik
tutunamamışlardır ve çevrelerine kırgın, kızgın ve
küskündürler. Dolayısıyla tüm öykülerde, kırık, lirik ve
giderek eleştirel bir dil baskındır. Öykü kişileri
durmaksızın sıkılır, etraflarında onları mutlu edecek
hiçbir şey yoktur. Çünkü dışarıda insanın mutsuzluğunu
çoğaltan bir düzenek vardır. Her şeyin farkına varmış
bir insanın mutlu olması düşünülemez. Farkındalık,
mutsuzluğu, yalnızlığı, hüznü getirir. Birey hep geçmişe
bakar. Orada ise hep yenilgi vardır. En derin boşluğu
aşklar oluşturur. Çünkü aşklar hüsranla sonuçlanmıştır.
Kavuşmamanın adı konmuş bir nedeni de yoktur.
Ayrılmıştır, o kadar.
Bu parçadan hareketle sözü edilen öykücünün öykü
kişileriyle ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) İletişimsiz kişilerdir.
BYaşamdan zevk almamaktadırlar.
Bir hayat-acemisi gibi ortalıkta kalakalmışlardır.
D Entelektüel seviyesi yüksek, duyarlı kişilerdir.
E Hayal kırıklığıyla sonuçlanmış aşkların boşluğunu
yaşarlar.
YAYINLARI
LİMİT
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Bu öykücümüz, çevreyle bağlarını koparmış, yenik, yalnız tiplere eğilir. Tüm hayatı kentin karmaşasına hapsolmuş, hayat deneyiminde yenilmiş öykü kişileri; yenilgilerinin izleri ve yaraları ile sokaklarda, meyhanelerde, kahvehanelerde yapayalnızdırlar. Bu kahramanlar bazen bir aşk mağdurudur, bazen bir edebiyat ortamı yenilmişidir. Sonuçta kalabalıkların yürüyüşüne bir türlü ayak uyduramayan tipik tutunamamışlardır ve çevrelerine kırgın, kızgın ve küskündürler. Dolayısıyla tüm öykülerde, kırık, lirik ve giderek eleştirel bir dil baskındır. Öykü kişileri durmaksızın sıkılır, etraflarında onları mutlu edecek hiçbir şey yoktur. Çünkü dışarıda insanın mutsuzluğunu çoğaltan bir düzenek vardır. Her şeyin farkına varmış bir insanın mutlu olması düşünülemez. Farkındalık, mutsuzluğu, yalnızlığı, hüznü getirir. Birey hep geçmişe bakar. Orada ise hep yenilgi vardır. En derin boşluğu aşklar oluşturur. Çünkü aşklar hüsranla sonuçlanmıştır. Kavuşmamanın adı konmuş bir nedeni de yoktur. Ayrılmıştır, o kadar. Bu parçadan hareketle sözü edilen öykücünün öykü kişileriyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) İletişimsiz kişilerdir. BYaşamdan zevk almamaktadırlar. Bir hayat-acemisi gibi ortalıkta kalakalmışlardır. D Entelektüel seviyesi yüksek, duyarlı kişilerdir. E Hayal kırıklığıyla sonuçlanmış aşkların boşluğunu yaşarlar. YAYINLARI LİMİT
|- N√ -||-|||--V
2. I. Cumhuriyet Dönemi'nde Muğla'nın Ortaca ilçesine
bağlanan Dalyan, son yıllarda gözde tatil ve turizm
beldelerinden biri hâline gelmiştir.
Ege ile Akdeniz'in kesiştiği noktada bulunan Dal-
yan'ın tarihi, MÖ 800'lü yıllara yani şu an antik bir
kent olan Kaunos'a kadar uzanır.
All. Tarih boyu, hem coğrafi konumu hem de güzelliği ile
Klasik Dönem, Helenistik Dönem, Roma Dönemi ve
Bizans Dönemi'nde birçok çatışmaya sahne olmuş-
tur.
X. Etrafındaki dağlardan üç farklı akarsuyun besleme-
si ile ortaya çıkan ve cennetten bir köşe gibi duran
Köyceğiz Gölü, bu turistik bölgenin gezilecek sayısız
noktalarından sadece biridir.
A) I
Büyük İskender'den Perslere kadar birçok kişi ve ulu-
su misafir eden bu güzide bölge, sonraki yüzyıllarda
Osmanlıların himayesine girmiştir.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi sondan
üçüncü olur?
B) II
C) III
D) IV
E)
bry yayınları
4.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
|- N√ -||-|||--V 2. I. Cumhuriyet Dönemi'nde Muğla'nın Ortaca ilçesine bağlanan Dalyan, son yıllarda gözde tatil ve turizm beldelerinden biri hâline gelmiştir. Ege ile Akdeniz'in kesiştiği noktada bulunan Dal- yan'ın tarihi, MÖ 800'lü yıllara yani şu an antik bir kent olan Kaunos'a kadar uzanır. All. Tarih boyu, hem coğrafi konumu hem de güzelliği ile Klasik Dönem, Helenistik Dönem, Roma Dönemi ve Bizans Dönemi'nde birçok çatışmaya sahne olmuş- tur. X. Etrafındaki dağlardan üç farklı akarsuyun besleme- si ile ortaya çıkan ve cennetten bir köşe gibi duran Köyceğiz Gölü, bu turistik bölgenin gezilecek sayısız noktalarından sadece biridir. A) I Büyük İskender'den Perslere kadar birçok kişi ve ulu- su misafir eden bu güzide bölge, sonraki yüzyıllarda Osmanlıların himayesine girmiştir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi sondan üçüncü olur? B) II C) III D) IV E) bry yayınları 4.
10. Bir edebiyat yazısını edebiyat yazısı yapan şey
nedir? Bence hem konu hem üslup edebiyatı be-
lirler. Üslubun edebî yazılar üzerindeki vazgeçil-
mezliği tartışılmaz. Yine de edebiyatın ne olduğu-
nu kavramak için başka özelliklerine de bakmak
gerekir. Bunlardan sonra en önemli şey Çünkü
edebiyatı insan üretir ve ürettiğine doğal olarak da
kendine has bir şeyler koyar.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden
hangisinin getirilmesi uygun olmaz?
A) insanı insana anlatma gerçeğidir.
B) öznenin de nesnenin de insan oluşudur.
sanatçının yapıta kendi damgasını vurabilme-
sidir.
D) bu yazıların insana yönelik olmasıdır.
E) hayatın değişim içinde olduğunu göstermektir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
10. Bir edebiyat yazısını edebiyat yazısı yapan şey nedir? Bence hem konu hem üslup edebiyatı be- lirler. Üslubun edebî yazılar üzerindeki vazgeçil- mezliği tartışılmaz. Yine de edebiyatın ne olduğu- nu kavramak için başka özelliklerine de bakmak gerekir. Bunlardan sonra en önemli şey Çünkü edebiyatı insan üretir ve ürettiğine doğal olarak da kendine has bir şeyler koyar. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz? A) insanı insana anlatma gerçeğidir. B) öznenin de nesnenin de insan oluşudur. sanatçının yapıta kendi damgasını vurabilme- sidir. D) bu yazıların insana yönelik olmasıdır. E) hayatın değişim içinde olduğunu göstermektir.
layınız.
eleştiriye
Si derin-
iştı. (III)
zı eleş-
romanı
Eleşti-
yor, bu
nda ol-
eştiriler
ar pes
n oldu-
masına
Conu-
si,
a
2
ŞAHİNKAYA
19.
LATIM
(
D
E
11 MF GBS 3
19.-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
"Edebiyat benim ne işime yarayacak?" diye soranlara
her zaman rastlanmıştır. Doğrusu edebiyattan hayatta
karşılaşacağımız sorunlara çözüm getirmek gibi prag-
matik sonuçlar beklememek gerekir. Çünkü konunun
böyle bir pratikliğe tahammülü yoktur. Edebiyatın her
şeyden önce bilincimizi değiştirdiğini söylemek bence
yeterlidir. Fakat bunun arkasından, "Peki, bilincimiz deği-
şince ne olacak?" gibi bir soru gelirse diyecek pek bir şey
yoktur. Yine de cesaretimizi toplayarak söyleyelim: Bi-
lincimiz değişirse hayata ve kendi hayatımıza müdahale
edebilme yeteneği kazanmış oluruz. Bu da bir insanın
bütün hayatına yetecek, biraz da artacak kadar anlam
katmasını sağlayan bir kazanç sayılmalıdır.
20. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Tartışma havası içinde yazılmıştır.
B) Karşılaştırma yapılmıştır.
C) Sebep-sonuç ilişkisine yer verilmiştir.
D) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
E) Öznellik ağır basmaktadır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
layınız. eleştiriye Si derin- iştı. (III) zı eleş- romanı Eleşti- yor, bu nda ol- eştiriler ar pes n oldu- masına Conu- si, a 2 ŞAHİNKAYA 19. LATIM ( D E 11 MF GBS 3 19.-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. "Edebiyat benim ne işime yarayacak?" diye soranlara her zaman rastlanmıştır. Doğrusu edebiyattan hayatta karşılaşacağımız sorunlara çözüm getirmek gibi prag- matik sonuçlar beklememek gerekir. Çünkü konunun böyle bir pratikliğe tahammülü yoktur. Edebiyatın her şeyden önce bilincimizi değiştirdiğini söylemek bence yeterlidir. Fakat bunun arkasından, "Peki, bilincimiz deği- şince ne olacak?" gibi bir soru gelirse diyecek pek bir şey yoktur. Yine de cesaretimizi toplayarak söyleyelim: Bi- lincimiz değişirse hayata ve kendi hayatımıza müdahale edebilme yeteneği kazanmış oluruz. Bu da bir insanın bütün hayatına yetecek, biraz da artacak kadar anlam katmasını sağlayan bir kazanç sayılmalıdır. 20. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Tartışma havası içinde yazılmıştır. B) Karşılaştırma yapılmıştır. C) Sebep-sonuç ilişkisine yer verilmiştir. D) Kişileştirmeye başvurulmuştur. E) Öznellik ağır basmaktadır.
(1) Yeşil Gece Reşat Nuri'nin üzerinde çok durulmuş,
tartışılmış yapıtlarından biri. (II) Toplumsal yönü ağır
basan bu romanda idealist bir gencin serüveni ele
alınıyor. (III) Bu yapıtta toplumumuzun o günlük bü-
yük sorunları, cesur biçimde tartışılıyor. (IV) Ancak
romanda işlenen katı din eleştirisinin ve bu eleştiriyi
besleyen tezin olaylara sindirilmediğini görüyoruz.
(V) Romandaki olayların, çoğu yerde, makale yazılır
gibi anlatıldığını belirtmekte yarar var.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
sinde sözü edilen kitabın nesnel bir yaklaşımla
kaleme alındığından söz edilmiştir?
A) I
B) II/
C) MI
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
(1) Yeşil Gece Reşat Nuri'nin üzerinde çok durulmuş, tartışılmış yapıtlarından biri. (II) Toplumsal yönü ağır basan bu romanda idealist bir gencin serüveni ele alınıyor. (III) Bu yapıtta toplumumuzun o günlük bü- yük sorunları, cesur biçimde tartışılıyor. (IV) Ancak romanda işlenen katı din eleştirisinin ve bu eleştiriyi besleyen tezin olaylara sindirilmediğini görüyoruz. (V) Romandaki olayların, çoğu yerde, makale yazılır gibi anlatıldığını belirtmekte yarar var. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- sinde sözü edilen kitabın nesnel bir yaklaşımla kaleme alındığından söz edilmiştir? A) I B) II/ C) MI D) IV E) V
ALTIN ANAHTAR
18. ......... Okuduğum bir şiir, öykü ya da roman, insan
dünyasının gizli kalmış bölgelerine beni götürmüyorsa,
kendimi ya da başkalarını keşfetmeme ipuçları vermi-
yorsa, yalnızlığımın, acılarımın destekçisi olmuyorsa,
kısaca duygu dünyamın sınırlarını genişletip beni öz-
gürlüğün kırlarında dolaştırmıyorsa neye yarar ki?
Düşüncenin akışına göre bu parçanın başına aşağı-
dakilerden hangisi getirilebilir?
A) Her edebî metnin temel işlevi insanı, insana anlat-
maktır.
B) İnsanın gerçek ölümü hastalıklardan değildir; insa-
nın insana yaptıklarındandır.
C) Edebiyat sayesinde, gerçek yaşamın bize hiçbir
zaman veremeyeceği büyük serüvenlerin, yüce
tutkuların kahramanları olabiliriz.
D) Bir edebî metnin değeri duygusal ya da düşünsel
bir değişme yaratmasına bağlıdır.
E) Çağının meselelerini yapıtlarına aktaran yazarlar
yalnızca geçmişin değil, şimdinin ve geleceğin de
habercisi olurlar.
20
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ALTIN ANAHTAR 18. ......... Okuduğum bir şiir, öykü ya da roman, insan dünyasının gizli kalmış bölgelerine beni götürmüyorsa, kendimi ya da başkalarını keşfetmeme ipuçları vermi- yorsa, yalnızlığımın, acılarımın destekçisi olmuyorsa, kısaca duygu dünyamın sınırlarını genişletip beni öz- gürlüğün kırlarında dolaştırmıyorsa neye yarar ki? Düşüncenin akışına göre bu parçanın başına aşağı- dakilerden hangisi getirilebilir? A) Her edebî metnin temel işlevi insanı, insana anlat- maktır. B) İnsanın gerçek ölümü hastalıklardan değildir; insa- nın insana yaptıklarındandır. C) Edebiyat sayesinde, gerçek yaşamın bize hiçbir zaman veremeyeceği büyük serüvenlerin, yüce tutkuların kahramanları olabiliriz. D) Bir edebî metnin değeri duygusal ya da düşünsel bir değişme yaratmasına bağlıdır. E) Çağının meselelerini yapıtlarına aktaran yazarlar yalnızca geçmişin değil, şimdinin ve geleceğin de habercisi olurlar. 20
4
A
27. Çocuklara yönelik öykü kitaplarımın son beş yılda okur-
larla buluştuğu doğrudur. Bununla beraber çocuk edebi-
yatı, farklı boyutlarda da olsa tüm yazarlar gibi benim de
whep ilgi çemberimin içinde olmuştur. Bana göre çocuk
öyküleri, umutla dolu geleceğe açılan ışıklı tünellerdir.
Çocuğu bir bulutun üzerinde ya da hayal dünyasının gi-
zemli koridorlarında gezdirir, kuşun kanadında sevgiyi
çiçeklendirir, sonra da gerçeğin dalında hilesiz ve ay-
berimsiz umutları yeşertir. Çocuk öykülerinde hep soran,
soruşturan, arayan, araştıran ve doğruları bir kuşun ötü-
münce dile getirebilen özlem vardır. Öykünün aynasın-
da çocuğa yönelik umutlar ve özlemler parlatılır. Hayat;
yalanın ve gerçeğin, eğrinin ve doğrunun, kötülüğün ve
erdemin çelişkileriyle sunulur.
Bu parçadan çocuk öyküleriyle ilgili aşağıdakilerden
hangisine ulaşılamaz?
A) Çocuklara okuma sevgisi ve alışkanlığı kazandırdı-
ğına
B Yazarların her zaman ilgi duyduğu bir alan olduğuna
C) Hem düşsel hem de gerçekçi ögeler barındırdığına
D) Yaşamı, zıtlıklarıyla bir bütün olarak sunduğuna
E Çocukların umutlarını ve özlemlerini dile getirdiğine
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4 A 27. Çocuklara yönelik öykü kitaplarımın son beş yılda okur- larla buluştuğu doğrudur. Bununla beraber çocuk edebi- yatı, farklı boyutlarda da olsa tüm yazarlar gibi benim de whep ilgi çemberimin içinde olmuştur. Bana göre çocuk öyküleri, umutla dolu geleceğe açılan ışıklı tünellerdir. Çocuğu bir bulutun üzerinde ya da hayal dünyasının gi- zemli koridorlarında gezdirir, kuşun kanadında sevgiyi çiçeklendirir, sonra da gerçeğin dalında hilesiz ve ay- berimsiz umutları yeşertir. Çocuk öykülerinde hep soran, soruşturan, arayan, araştıran ve doğruları bir kuşun ötü- münce dile getirebilen özlem vardır. Öykünün aynasın- da çocuğa yönelik umutlar ve özlemler parlatılır. Hayat; yalanın ve gerçeğin, eğrinin ve doğrunun, kötülüğün ve erdemin çelişkileriyle sunulur. Bu parçadan çocuk öyküleriyle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Çocuklara okuma sevgisi ve alışkanlığı kazandırdı- ğına B Yazarların her zaman ilgi duyduğu bir alan olduğuna C) Hem düşsel hem de gerçekçi ögeler barındırdığına D) Yaşamı, zıtlıklarıyla bir bütün olarak sunduğuna E Çocukların umutlarını ve özlemlerini dile getirdiğine