Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

Şairler okurdan, özellikle bazı şiirleri için kendileriyle aynı
ölçüde emek harcamalarını beklerler; ne var ki bu türden
şiirler kolay kolay kendi ülkelerine adım attırmazlar okuru.
37- Bu sözleri söyleyen bir yazarın dile getirmek istediği
düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
Aiirde anlaşılmazlık, her okura çekici gelmez.
B) İyi şiirin ölçütleri, okurdan okura değişebilir.
C) Byük şairlerin şiirlerinde anlam yoğunluğu söz
konusudur.
D) Kimi şairler anlaşılmayacak şiirler yazmayı ustalık sayar.
E) Bazı şiirleri anlamak, üzerinde, şairi kadar - uğraşmayı
gerektirir
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Şairler okurdan, özellikle bazı şiirleri için kendileriyle aynı ölçüde emek harcamalarını beklerler; ne var ki bu türden şiirler kolay kolay kendi ülkelerine adım attırmazlar okuru. 37- Bu sözleri söyleyen bir yazarın dile getirmek istediği düşünce aşağıdakilerden hangisidir? Aiirde anlaşılmazlık, her okura çekici gelmez. B) İyi şiirin ölçütleri, okurdan okura değişebilir. C) Byük şairlerin şiirlerinde anlam yoğunluğu söz konusudur. D) Kimi şairler anlaşılmayacak şiirler yazmayı ustalık sayar. E) Bazı şiirleri anlamak, üzerinde, şairi kadar - uğraşmayı gerektirir
... Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım
kardeşim Kül Tigin ile iki şad ile ölesiye bitesiye
çalıştım... Ondan sonra, Tanrı yardım ettiği için, ölecek
milleti dirilttim, çıplak milleti giydirdim, yoksul milleti
zengin ettim, az milleti çok ettim. Başka milletlerden
daha iyi kıldım... Türk-Oğuz Beyleri ve milleti, işitin!
Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe Türk
milleti, senin devletini ve töreni kim yıkıp bozabilir?
11.Bu edebî metin, edebiyatın hangi bilim dalıyla
doğrudan ilgisini göstermektedir?
A) Tarih B) Sosyoloji C) Psikoloji D) Felsefe E) Dil
bilimi
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
... Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım kardeşim Kül Tigin ile iki şad ile ölesiye bitesiye çalıştım... Ondan sonra, Tanrı yardım ettiği için, ölecek milleti dirilttim, çıplak milleti giydirdim, yoksul milleti zengin ettim, az milleti çok ettim. Başka milletlerden daha iyi kıldım... Türk-Oğuz Beyleri ve milleti, işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe Türk milleti, senin devletini ve töreni kim yıkıp bozabilir? 11.Bu edebî metin, edebiyatın hangi bilim dalıyla doğrudan ilgisini göstermektedir? A) Tarih B) Sosyoloji C) Psikoloji D) Felsefe E) Dil bilimi
JIM 4
MA
ya
Türk
Edes
2
Hikâye - Küçürek (Minimal) Hikâye - 2
7. Ömer Seyfettin, Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şev
Esendal, Refik Halit Karay, Sabahattin Ali hikâyenin Tun NO₂+ 3H₂0;
edebiyatında bir edebî tür olarak yerleşmesinde yoğun
emek sarf etmişlerdir. Bugün geldiğimiz noktada "hikâye
anlatma" tarzında klasik yapıda öyküler yazmaya devam
eden yazarlar olduğu gibi, daha çok ima yoluyla anlatan,
imgesel bir dil kullanarak daha kısa metinler kuran yani
küçürek hikâyeler yazanlar da vardır. Küçürek hikâye ya-
zarları, sıradan fakat yoğun ve özgün yaşantıları bu yol-
larla bize anlatırlar. Bu tür hikâyeler nasihatte bulunmaz,
karakter geliştirmez, okuyucuyu bir yere taşımaz ancak
bazı değişmez hakikatleri sezdirir, insanları onlarla ani-
den yüzleştirerek şok uyarmalar yapar.
Bu açıklamaya göre aşağıdaki parçaların hangisi kü-
çürek bir hikâyeden alınmış olabilir?
A) Birkaç hafta önce, her sabahki gibi, kahvemi içerek
gazeteleri gözden geçiriyordum. Puslu, bungun bir
haziran sabahıydı.
B) Kaç kardeştik bilmiyorum. En küçük bendim ve henüz
saymayı bilmiyordum. Öğrendiğimde ise hepimiz da-
ğılmıştık.
C) Evin her yanı yeni ovulmuş pirinç kaplar gibi pinl pırıl.
Su kapları dolu. Gaz tüpleri dolu. Artık kafasının takı-
lıp kalacağı tek nokta yok.
D) Oğlum Musa da erliğini İstanbul'da yaptıydı. Bura
delikanlısının erliği de, sivilliği de hep deniz üzredir.
Denizi daha bebeyken biliverirler.
CH
OH
E) Ülkenin büyük şehirlere uzak bir dağ başı kasabasın-
da, bir demiryolu istasyonunda çalışan üç hikâyeciy-
dik. İstasyon binasına bitişik yan yana üç kulübemiz
vardı.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
JIM 4 MA ya Türk Edes 2 Hikâye - Küçürek (Minimal) Hikâye - 2 7. Ömer Seyfettin, Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şev Esendal, Refik Halit Karay, Sabahattin Ali hikâyenin Tun NO₂+ 3H₂0; edebiyatında bir edebî tür olarak yerleşmesinde yoğun emek sarf etmişlerdir. Bugün geldiğimiz noktada "hikâye anlatma" tarzında klasik yapıda öyküler yazmaya devam eden yazarlar olduğu gibi, daha çok ima yoluyla anlatan, imgesel bir dil kullanarak daha kısa metinler kuran yani küçürek hikâyeler yazanlar da vardır. Küçürek hikâye ya- zarları, sıradan fakat yoğun ve özgün yaşantıları bu yol- larla bize anlatırlar. Bu tür hikâyeler nasihatte bulunmaz, karakter geliştirmez, okuyucuyu bir yere taşımaz ancak bazı değişmez hakikatleri sezdirir, insanları onlarla ani- den yüzleştirerek şok uyarmalar yapar. Bu açıklamaya göre aşağıdaki parçaların hangisi kü- çürek bir hikâyeden alınmış olabilir? A) Birkaç hafta önce, her sabahki gibi, kahvemi içerek gazeteleri gözden geçiriyordum. Puslu, bungun bir haziran sabahıydı. B) Kaç kardeştik bilmiyorum. En küçük bendim ve henüz saymayı bilmiyordum. Öğrendiğimde ise hepimiz da- ğılmıştık. C) Evin her yanı yeni ovulmuş pirinç kaplar gibi pinl pırıl. Su kapları dolu. Gaz tüpleri dolu. Artık kafasının takı- lıp kalacağı tek nokta yok. D) Oğlum Musa da erliğini İstanbul'da yaptıydı. Bura delikanlısının erliği de, sivilliği de hep deniz üzredir. Denizi daha bebeyken biliverirler. CH OH E) Ülkenin büyük şehirlere uzak bir dağ başı kasabasın- da, bir demiryolu istasyonunda çalışan üç hikâyeciy- dik. İstasyon binasına bitişik yan yana üç kulübemiz vardı.
31. Sair için şiir nedir? Şunu belirtmeliyim ki, şiir onun
çin dışta değil, kendi içindedir. Şair ile şiir arasındaki
ilişki etle tırnak gibidir. Şiirler, bir şairin yaşama açı-
lan kapılandır. Çocukları şiirler olan bir babadır şair.
Adil bir yargıç gibi dağıtsa da sevgisini, en canlı ilgi
merkezi son çocuktur yine de. Bu nedenle,
Düşüncenin akışına göre bu parçanın sonuna
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) şiiri hafife almak, sözcüklerin değerini bilmemek-
tir.
B) benim şiirim çirkinliklere, kötülüklere bir meydan
okumadır.
şair, sevgisini hiçbir çocuğundan esirgememeli-
dir.
ilk çocuklar hep kıskanırlar en son gelenleri.
Eher şiirini şair çok titiz bir biçimde yazar.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
31. Sair için şiir nedir? Şunu belirtmeliyim ki, şiir onun çin dışta değil, kendi içindedir. Şair ile şiir arasındaki ilişki etle tırnak gibidir. Şiirler, bir şairin yaşama açı- lan kapılandır. Çocukları şiirler olan bir babadır şair. Adil bir yargıç gibi dağıtsa da sevgisini, en canlı ilgi merkezi son çocuktur yine de. Bu nedenle, Düşüncenin akışına göre bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) şiiri hafife almak, sözcüklerin değerini bilmemek- tir. B) benim şiirim çirkinliklere, kötülüklere bir meydan okumadır. şair, sevgisini hiçbir çocuğundan esirgememeli- dir. ilk çocuklar hep kıskanırlar en son gelenleri. Eher şiirini şair çok titiz bir biçimde yazar.
25. Söyleşinizden çok etkilendim. Ancak kendi kendime
yanıtlayamadığım kimi sorular uyandı kafamda. Di-
limizin kirlenmesinde temel neden olarak toplumu-
muzdaki ana dili bilincinin körelmesini gösterdiniz. İyi
de dilimizin bunda hiç payı yok mu? Anlatılmak is-
tenenleri karşılayacak sözcüklerden yoksunsa, daha
doğrusu eksik yanları varsa, bunların yerini yabancı
kökenli sözcüklerin doldurması doğal sayılmaz mı?
Nasıl gelişmiş zengin ülkeler varsa, gelişmiş zengin
diller de vardır.
Durup dururken bir yabancı söz-
cük Türkçeye niye girsin ki? Bir bilim ya da felsefe
yapıtını Türkçeye çevirirken o alana özgü sözcükleri
yoksa dilimizin, çevirmenler aslındaki sözcükleri ak-
tarmaktan başka ne yapabilirler ki?
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre, aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Dil her şeyi karşılamak zorunda olmalıdır.
Zengin dillerin yoksul diller üzerinde ister istemez
baskısı olacaktır.
Zengin bir dilin sanatçısı her zaman başarılı olur.
DDilimizin, diğer diller karşısında güç duruma düş-
memesi için sürekli çalışmalıyız.
E) Dilin gelişmişliği ile toplumların gelişmişliği ara-
sında sıkı bir ilişki vardır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
25. Söyleşinizden çok etkilendim. Ancak kendi kendime yanıtlayamadığım kimi sorular uyandı kafamda. Di- limizin kirlenmesinde temel neden olarak toplumu- muzdaki ana dili bilincinin körelmesini gösterdiniz. İyi de dilimizin bunda hiç payı yok mu? Anlatılmak is- tenenleri karşılayacak sözcüklerden yoksunsa, daha doğrusu eksik yanları varsa, bunların yerini yabancı kökenli sözcüklerin doldurması doğal sayılmaz mı? Nasıl gelişmiş zengin ülkeler varsa, gelişmiş zengin diller de vardır. Durup dururken bir yabancı söz- cük Türkçeye niye girsin ki? Bir bilim ya da felsefe yapıtını Türkçeye çevirirken o alana özgü sözcükleri yoksa dilimizin, çevirmenler aslındaki sözcükleri ak- tarmaktan başka ne yapabilirler ki? Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı- na göre, aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) Dil her şeyi karşılamak zorunda olmalıdır. Zengin dillerin yoksul diller üzerinde ister istemez baskısı olacaktır. Zengin bir dilin sanatçısı her zaman başarılı olur. DDilimizin, diğer diller karşısında güç duruma düş- memesi için sürekli çalışmalıyız. E) Dilin gelişmişliği ile toplumların gelişmişliği ara- sında sıkı bir ilişki vardır.
39. Bu parçada altı çizili sözle, anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öğrencilere fen konularının öğretilmesinde yanlış
öğrenmelerin engelleyici bir durum oluşturduğu
B) Kavramların oluşması, yapılanması sürecinde
öğrencilerin yanlış düşünce içerisinde olduğu
C) Fen bilgisi öğretiminde, öğreticilerin zamanla
konulardan daha çok kavramlara yöneldiği
D) Öğreticilerin, kavram yanılgılarını ifade etmek için
birbirinden farklı sözcükler kullandığı
E) Kavram yanılgılarının, kavramları öğrenme sürecinin
ilk aşaması olduğu
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
39. Bu parçada altı çizili sözle, anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Öğrencilere fen konularının öğretilmesinde yanlış öğrenmelerin engelleyici bir durum oluşturduğu B) Kavramların oluşması, yapılanması sürecinde öğrencilerin yanlış düşünce içerisinde olduğu C) Fen bilgisi öğretiminde, öğreticilerin zamanla konulardan daha çok kavramlara yöneldiği D) Öğreticilerin, kavram yanılgılarını ifade etmek için birbirinden farklı sözcükler kullandığı E) Kavram yanılgılarının, kavramları öğrenme sürecinin ilk aşaması olduğu
birey
Ödev Testi
Kimi insan, para pul budalası olur kimisi keşif ve icat merak-
lisi bazısı da musiki âşığı... Deli Davut ise adalar kara sevdalısı.
Denizin bu deli divanesinin gözünde hep adalar tüter, adalar tit-
rerdi Tan yeri ağarırken adalarla beraber uyanacağım diye çok
geceler göz yummazdı; bütün gece adaları düşünür, adalarla
ilgili renkli hayaller kurardı. Gecenin loşluğuyla örtülü duran de-
niz, rüyasına dalmış derin derin uyurken tan ışığını yüksekten
kapan adalar, Arşipel'in o kopkoyu çelik mavisinde sanki şafak
parçaları gibi parlar ve Davut'a da uzaklardan göz kırparak bir
yeni gün daha yaşayacağını ona, gün doğmadan müjdelerdi.
Bunu gören Davut, dünyaya yeni gelmişe dönerdi. Kuş uçmaz
kervan geçmez dağ başlarında gerili duran telgraf tellerine rüz-
går değince tellerin uzun uzun "viinggg!" diye inlemesi gibi Da-
vut'un da gönlü, titreye titreye ışığa ve açıklıklara uyanır, gözleri
yüreğinde vuran sevinçle harlardı.
1.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangi-
si söylenemez?
A) İkilemelere yer verilmiştir. +
B) Deyimlerden yararlanılmıştır.
G) Gözlemci bakış açısı kullanılmıştır.
D) Farklı duyularla ilgili ayrıntılar kullanılmıştır. +
E) Öyküleyici ve hetimleyiei anlatimla oluşturulmuştur.
3.
Burası dışarıdan bakıldığında ufacık bir mekân izlenimi verir.
Kapısı alçak ve dardır. İnsan, içeri adım attığında ise geniş ve
yüksek tavanlı bir salonda bulur kendini. Duvarlar açık mavi-
dir, salonun tam ortasında yer alan taş havuzdan yükselen
rove serinlik yayar. Burada göze ilk çarpan
i Abean
Bireyin
layışı
koyd
bilir.
paza
son
sal
me
ma
du
ka
B
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
birey Ödev Testi Kimi insan, para pul budalası olur kimisi keşif ve icat merak- lisi bazısı da musiki âşığı... Deli Davut ise adalar kara sevdalısı. Denizin bu deli divanesinin gözünde hep adalar tüter, adalar tit- rerdi Tan yeri ağarırken adalarla beraber uyanacağım diye çok geceler göz yummazdı; bütün gece adaları düşünür, adalarla ilgili renkli hayaller kurardı. Gecenin loşluğuyla örtülü duran de- niz, rüyasına dalmış derin derin uyurken tan ışığını yüksekten kapan adalar, Arşipel'in o kopkoyu çelik mavisinde sanki şafak parçaları gibi parlar ve Davut'a da uzaklardan göz kırparak bir yeni gün daha yaşayacağını ona, gün doğmadan müjdelerdi. Bunu gören Davut, dünyaya yeni gelmişe dönerdi. Kuş uçmaz kervan geçmez dağ başlarında gerili duran telgraf tellerine rüz- går değince tellerin uzun uzun "viinggg!" diye inlemesi gibi Da- vut'un da gönlü, titreye titreye ışığa ve açıklıklara uyanır, gözleri yüreğinde vuran sevinçle harlardı. 1. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- si söylenemez? A) İkilemelere yer verilmiştir. + B) Deyimlerden yararlanılmıştır. G) Gözlemci bakış açısı kullanılmıştır. D) Farklı duyularla ilgili ayrıntılar kullanılmıştır. + E) Öyküleyici ve hetimleyiei anlatimla oluşturulmuştur. 3. Burası dışarıdan bakıldığında ufacık bir mekân izlenimi verir. Kapısı alçak ve dardır. İnsan, içeri adım attığında ise geniş ve yüksek tavanlı bir salonda bulur kendini. Duvarlar açık mavi- dir, salonun tam ortasında yer alan taş havuzdan yükselen rove serinlik yayar. Burada göze ilk çarpan i Abean Bireyin layışı koyd bilir. paza son sal me ma du ka B
1. BOLUM
Gökyüzü duru ve aydınlıktı. Korkuyla etrafına bakındı. Ahşap evlerin
tahtaları arasından sızan güneş ışıklarında cilveleşen güvercinle-
ri gördü. Kimi kahkahalarla top kovalayan kimi büyük bir ciddiyetle
su birikintilerinde kâğıttan gemiler yüzdürerek korsancılık oynayan,
dizleri yaralı umursamaz çocuklar arasından geçtikçe korkusu bu-
harlaşıp yok oldu. Yürüdükçe sokakları, tepeyi, tepeye varan patikayı
gördü. Deve dişini andıran patika yoldan tepeye çıkmaya koyuldu.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Öyküleyici ve betimleyici anlatıma başvurulmuştur.
B) Kişileştirme yapılmıştır.
C) Benzetmeye yer verilmiştir.
D) Farklı duyularla algılanabilecek ayrıntılar vardır.
EDüşünceler örneklerle desteklenmiştir.
yaz olu
renkli
renkli
ların
sürü
lardı
leri
Onla
Bu
A
B
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. BOLUM Gökyüzü duru ve aydınlıktı. Korkuyla etrafına bakındı. Ahşap evlerin tahtaları arasından sızan güneş ışıklarında cilveleşen güvercinle- ri gördü. Kimi kahkahalarla top kovalayan kimi büyük bir ciddiyetle su birikintilerinde kâğıttan gemiler yüzdürerek korsancılık oynayan, dizleri yaralı umursamaz çocuklar arasından geçtikçe korkusu bu- harlaşıp yok oldu. Yürüdükçe sokakları, tepeyi, tepeye varan patikayı gördü. Deve dişini andıran patika yoldan tepeye çıkmaya koyuldu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Öyküleyici ve betimleyici anlatıma başvurulmuştur. B) Kişileştirme yapılmıştır. C) Benzetmeye yer verilmiştir. D) Farklı duyularla algılanabilecek ayrıntılar vardır. EDüşünceler örneklerle desteklenmiştir. yaz olu renkli renkli ların sürü lardı leri Onla Bu A B
1. Aşağıdaki paragraflarda kullanılan anlatım biçimlerini altlarındaki boşluklara yazınız.
Sıcak kuşak deryasından yansıyan güneş ışıklanı, yanaklarında zararsız kahverengi lekeler bırakmişti. Bu
İhtiyar, zayıf kuru hâliyle bir tahtayı çağrıştırıyordu. Ensesinde bıçak yarası izlerini andıran çizgiler vard
lekeler hemen hemen yüzünün iki yanını kaplıyordu. Elleri pare pareydi..
Betimleme
1.
ülleri gibi ısıtıldıklarında birbirlerinden uzaklaşırken, soğutuldukların
düşüktür. Eğer bir
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Aşağıdaki paragraflarda kullanılan anlatım biçimlerini altlarındaki boşluklara yazınız. Sıcak kuşak deryasından yansıyan güneş ışıklanı, yanaklarında zararsız kahverengi lekeler bırakmişti. Bu İhtiyar, zayıf kuru hâliyle bir tahtayı çağrıştırıyordu. Ensesinde bıçak yarası izlerini andıran çizgiler vard lekeler hemen hemen yüzünün iki yanını kaplıyordu. Elleri pare pareydi.. Betimleme 1. ülleri gibi ısıtıldıklarında birbirlerinden uzaklaşırken, soğutuldukların düşüktür. Eğer bir
1
138. Paris'te resim eğitimi alan, dönemin ünlü ressamları-
atölyesinde çalışan Osmanlı dönemi ressamı Şeker
Ahmet Paşa'nın "Kendi Portresi" adlı resmi, Batılılaşma
hareketlerinin ortaya çıkardığı yeni bireyi yansıtmak-
tadır. (II) Resimde orta yaşlı erkek, fesi dışında Batılı
giysiler giymektedir. (III) Elinde tuttuğu fırça ve palet,
ressam olduğunu göstermektedir. (IV) Resim, teknik
olarak Paşa'nın Paris'teki eğitimi sırasında etkilendi-
ği Fransız akademik sanatının izlerini taşımaktadır.
(V) Figürün yüz ifadesi ve duruşu, kendinden emin, gu-
rurlu, toplumsal konumundan oldukça hoşnut bir kişi
olduğunu anlatmaktadır.
/nin
Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için
numaralı cümlelerden hangileri yer değiştirmeli-
dir?
A) I. ve ill.
D) III. ve V.
B) II. ve III.
E) 1. ve V.
MUBA YAYINLARI
C) III. ve IV.
14
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1 138. Paris'te resim eğitimi alan, dönemin ünlü ressamları- atölyesinde çalışan Osmanlı dönemi ressamı Şeker Ahmet Paşa'nın "Kendi Portresi" adlı resmi, Batılılaşma hareketlerinin ortaya çıkardığı yeni bireyi yansıtmak- tadır. (II) Resimde orta yaşlı erkek, fesi dışında Batılı giysiler giymektedir. (III) Elinde tuttuğu fırça ve palet, ressam olduğunu göstermektedir. (IV) Resim, teknik olarak Paşa'nın Paris'teki eğitimi sırasında etkilendi- ği Fransız akademik sanatının izlerini taşımaktadır. (V) Figürün yüz ifadesi ve duruşu, kendinden emin, gu- rurlu, toplumsal konumundan oldukça hoşnut bir kişi olduğunu anlatmaktadır. /nin Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için numaralı cümlelerden hangileri yer değiştirmeli- dir? A) I. ve ill. D) III. ve V. B) II. ve III. E) 1. ve V. MUBA YAYINLARI C) III. ve IV. 14
7.
Dağların arasına kurulmuş, yemyeşil Saraybosna,
rengârenk çiçekleriyle yalnız kendini değil, dünyayı
süsleyen bir kent. Karlar arasında dahi ağaçların bü-
yüleyiciliğine kapılmaktan alıkoyamıyor kendini in-
san. Beyaz da yakışıyor bu şehre; yeşilin tonları da.
Her ne kadar çevredeki binaların duvarlarına dikkat-
lice bakıldığında görülen kurşun delikleri, garip bir
hüzün katıyorsa da... Saraybosna, 15. yüzyılda bu-
gün anladığımız manada kent hâlini alan, büyümesi
ve gelişmesi ise 17. yüzyıla rastlayan Müslüman bir
Doğu Avrupa şehri. Bu küçük kent, uzun bir dönem
Osmanlı egemenliğinde kalmış, kısa bir süre Avus-
turya-Macaristan İmparatorluğu'nun kontrolüne gir-
miş ve I. Dünya Savaşı'nın başladığı yer olmuştur.
Bu nedenle Saraybosna'da, Osmanlı mimarisinin
yanı sıra, klasik Alman mimarisi de sık sık karşını-
za çıkacak. Neo-rönesans ve neo-barok yapılar, bir
kısmı restorasyon hâlinde bile olsa sizi büyüleye-
cek.
Bu parçada Saraybosna'yla ilgili aşağıdakiler-
den hangisine değinilmemiştir?
A) Değişik kültürlerin mimarilerine sahip olduğuna
B) Dağların arasında yeşil bir şehir olduğuna
Karların büyüleyici ışıltılar bıraktığına
D) Farklı kültürlerin etkisinde kaldığına
E) Osmanlı'nın başkenti olduğuna
Mielesti-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Dağların arasına kurulmuş, yemyeşil Saraybosna, rengârenk çiçekleriyle yalnız kendini değil, dünyayı süsleyen bir kent. Karlar arasında dahi ağaçların bü- yüleyiciliğine kapılmaktan alıkoyamıyor kendini in- san. Beyaz da yakışıyor bu şehre; yeşilin tonları da. Her ne kadar çevredeki binaların duvarlarına dikkat- lice bakıldığında görülen kurşun delikleri, garip bir hüzün katıyorsa da... Saraybosna, 15. yüzyılda bu- gün anladığımız manada kent hâlini alan, büyümesi ve gelişmesi ise 17. yüzyıla rastlayan Müslüman bir Doğu Avrupa şehri. Bu küçük kent, uzun bir dönem Osmanlı egemenliğinde kalmış, kısa bir süre Avus- turya-Macaristan İmparatorluğu'nun kontrolüne gir- miş ve I. Dünya Savaşı'nın başladığı yer olmuştur. Bu nedenle Saraybosna'da, Osmanlı mimarisinin yanı sıra, klasik Alman mimarisi de sık sık karşını- za çıkacak. Neo-rönesans ve neo-barok yapılar, bir kısmı restorasyon hâlinde bile olsa sizi büyüleye- cek. Bu parçada Saraybosna'yla ilgili aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir? A) Değişik kültürlerin mimarilerine sahip olduğuna B) Dağların arasında yeşil bir şehir olduğuna Karların büyüleyici ışıltılar bıraktığına D) Farklı kültürlerin etkisinde kaldığına E) Osmanlı'nın başkenti olduğuna Mielesti-
5.-6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Edebiyat dergileri edebiyatın taşıyıcı kolonlarıdır. Genç yazar-
lar da günümüz edebiyatçıları da her zaman dergilerde kendi-
ni bulur. Dergiler, yaşayan edebiyatın nabzıdır. Sanatın kitleyle
buluşma aşamasında çeşitli güçlükler belirir. Edebiyat dergisini
de bu anlamda yürütmek zordur. Çünkü bir yandan edebiyatı-
mızda yer etmiş usta yazarlarla ilişkileri sürdürmek bir yandan
da edebiyat dünyasının usulünü adabını bilmeyen gençlere yol
göstermek gerekir. Bu anlamda gürültünün fazla çıktığı ama çok
keyifli, heyecanlı edebiyat ortamlarıdır. "Kitap-lık" 27'nci yılında,
uzun soluklu dergilerden biri artık. Ama dergiler eskisi gibi edebi-
yat toplantı yeri değil tabii. Eski usul yüz yüze edebiyat ortamları
kalmadı çünkü. Daha çok, yazışarak maillerle iletişim kuruluyor.
5.
6.
Bu parçadan hareketle edebiyat dergileriyle ilgili aşağıda-
kilerden hangisi söylenemez?
A) Ustaların ve yeni sanatçıların, eserlerini okuyucuyla buluş-
turdukları bir araç olduğu
B) Edebiyatın ayakta tutulduğu ve canlılığını koruduğu bir
alan olduğu
Genç yazarlar için hem kendilerini tanıtma hem de onların
bu yazarların eğitimleri adına bir işlevi olduğu
D Uzun süreli yayımlanan dergiler olduğu gibi kısa ömürlü
olanların da çok olduğu
EY Ortaya çıkarılmasından okura ulaştırılmasına dek çeşitli
güçlükler çekildiği
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangi-
si söylenemez?
Tanımlamalar yapılmıştır. X
B Benzetmelere başvurulmuştur +ı kon
Örnekleme söz konusudur!
Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
Sayısal veri kullanılmıştır.
24
Ligin hangisi
7.
ita
dü
al
SI
O
ri
C
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5.-6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Edebiyat dergileri edebiyatın taşıyıcı kolonlarıdır. Genç yazar- lar da günümüz edebiyatçıları da her zaman dergilerde kendi- ni bulur. Dergiler, yaşayan edebiyatın nabzıdır. Sanatın kitleyle buluşma aşamasında çeşitli güçlükler belirir. Edebiyat dergisini de bu anlamda yürütmek zordur. Çünkü bir yandan edebiyatı- mızda yer etmiş usta yazarlarla ilişkileri sürdürmek bir yandan da edebiyat dünyasının usulünü adabını bilmeyen gençlere yol göstermek gerekir. Bu anlamda gürültünün fazla çıktığı ama çok keyifli, heyecanlı edebiyat ortamlarıdır. "Kitap-lık" 27'nci yılında, uzun soluklu dergilerden biri artık. Ama dergiler eskisi gibi edebi- yat toplantı yeri değil tabii. Eski usul yüz yüze edebiyat ortamları kalmadı çünkü. Daha çok, yazışarak maillerle iletişim kuruluyor. 5. 6. Bu parçadan hareketle edebiyat dergileriyle ilgili aşağıda- kilerden hangisi söylenemez? A) Ustaların ve yeni sanatçıların, eserlerini okuyucuyla buluş- turdukları bir araç olduğu B) Edebiyatın ayakta tutulduğu ve canlılığını koruduğu bir alan olduğu Genç yazarlar için hem kendilerini tanıtma hem de onların bu yazarların eğitimleri adına bir işlevi olduğu D Uzun süreli yayımlanan dergiler olduğu gibi kısa ömürlü olanların da çok olduğu EY Ortaya çıkarılmasından okura ulaştırılmasına dek çeşitli güçlükler çekildiği Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- si söylenemez? Tanımlamalar yapılmıştır. X B Benzetmelere başvurulmuştur +ı kon Örnekleme söz konusudur! Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. Sayısal veri kullanılmıştır. 24 Ligin hangisi 7. ita dü al SI O ri C
a
28. (I) Yöneticilik çok yıpratır insanı (II) Ben yöneticiliği hiç
isteyerek yapmadım. (III) Yönetici olacak kişinin tekno-
loji ürünlerini en iyi biçimde kullanması gerekir. (IV) Yazı
yazmanın zevki yoktur yöneticilikte. (V) Çünkü insanla
uğraşmak zor bir iştir, her gün en az on kişinin, on çeşit
derdi gelir önünüze. (VI) Eğer iyi bir yöneticiyseniz, iste-
nenlere kimseyi kırmadan "Evet." ya da "Hayır." diyebi-
lir, sorunları da çözersiniz ama bunu başarabilmek çok
zordur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi,
parçanın anlam bütünlüğünü bozmaktadır?
A) II
B) III
C) IV
D) V
E) VI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
a 28. (I) Yöneticilik çok yıpratır insanı (II) Ben yöneticiliği hiç isteyerek yapmadım. (III) Yönetici olacak kişinin tekno- loji ürünlerini en iyi biçimde kullanması gerekir. (IV) Yazı yazmanın zevki yoktur yöneticilikte. (V) Çünkü insanla uğraşmak zor bir iştir, her gün en az on kişinin, on çeşit derdi gelir önünüze. (VI) Eğer iyi bir yöneticiyseniz, iste- nenlere kimseyi kırmadan "Evet." ya da "Hayır." diyebi- lir, sorunları da çözersiniz ama bunu başarabilmek çok zordur. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi, parçanın anlam bütünlüğünü bozmaktadır? A) II B) III C) IV D) V E) VI
7. (1) Trabzon'un Maçka ilçesinin Altındere
köyü sınırları içinde, Altındere vadisi-
ne hâkim Karadağ'ın eteklerine sarp
bir kayalık üzerine kurulmuş Sümela
Manastırı, halk arasında "Meryem Ana"
adı ile anılır. (II) Vadiden yaklaşık 300
metre yükseklikte bulanan yapı, bu
konumuyla manastırların şehir dışında,
ormanlarda, mağara ve su kenarların-
da kurulma geleneğini sürdürmüştür.
(III) Sümela Manastırı'nın başlıca bölüm-
leri; ana kaya kilisesi, birkaç şapel, mut-
fak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüp-
hane ile kutsal ayazmadır. (IV) Meryem
Ana adına kurulan manastırın "Sümela"
adını "siyah" anlamına gelen "melas"
sözcüğünden aldığı söylenmektedir.
(V) "Melas" isminin, manastırın kuruldu-
ğu koyu renkli Karadağlar'dan geldiği
düşünülmekte ise de Sümela kelimesi,
buradaki Meryem tasvirinin siyah rengiy-
le ilişkilendirilmektedir.
BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTIKLERLE PARAGRAF
8.
Bu parçadaki numaralanmış cümleler-
den hangisi düşüncenin akışını boz-
maktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
(1) Edime
mi ile gi
muhteşe
olan Se
ustalık e
emri ile
TIKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTIKLERLE PARAGRAF
inşası,
31 ile
yılında
rak a
Selim
alan.
yanı
gös
ma
alt
(V
çe
in
b
L
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
7. (1) Trabzon'un Maçka ilçesinin Altındere köyü sınırları içinde, Altındere vadisi- ne hâkim Karadağ'ın eteklerine sarp bir kayalık üzerine kurulmuş Sümela Manastırı, halk arasında "Meryem Ana" adı ile anılır. (II) Vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikte bulanan yapı, bu konumuyla manastırların şehir dışında, ormanlarda, mağara ve su kenarların- da kurulma geleneğini sürdürmüştür. (III) Sümela Manastırı'nın başlıca bölüm- leri; ana kaya kilisesi, birkaç şapel, mut- fak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüp- hane ile kutsal ayazmadır. (IV) Meryem Ana adına kurulan manastırın "Sümela" adını "siyah" anlamına gelen "melas" sözcüğünden aldığı söylenmektedir. (V) "Melas" isminin, manastırın kuruldu- ğu koyu renkli Karadağlar'dan geldiği düşünülmekte ise de Sümela kelimesi, buradaki Meryem tasvirinin siyah rengiy- le ilişkilendirilmektedir. BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTIKLERLE PARAGRAF 8. Bu parçadaki numaralanmış cümleler- den hangisi düşüncenin akışını boz- maktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V (1) Edime mi ile gi muhteşe olan Se ustalık e emri ile TIKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTIKLERLE PARAGRAF inşası, 31 ile yılında rak a Selim alan. yanı gös ma alt (V çe in b L
4.
Keşfedilmiş bilgi, ezberlenmiş bilgiden her alanda
üstündür. Değerler söz konusu olduğunda da durur 6.
aynıdır. Toplumsal değerleri yalnızca ezberlemiş bi
kişi, bu değerleri içselleştiremez. Bu yüzden de bu
değerlere sahip gibi görünse de fırsatını bulduğunda
bunları kolayca çiğneyebilir. Kendisine dürüst olma
si gerektiği söylenen bir kişi, başkasının iradesiyle
dürüst davranabilir; dürüst olmayı keşfetmiş kişi ise
kendi iradesiyle dürüst davranır.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
20
A) Keşif yoluyla öğrenmede kişinin kendi deneyim
leri ön plandadır.
B) Bilgi ve değerlerin kalıcılığı nasıl öğrenildiği ile
yakından ilişkilidir.
C) Ezber yoluyla kazanılan birikimin hayata aktarıl
ması çok zordur.
Toplumsal kurallar, değerler benimsenmediğin
de daha sık çiğnenir.
E) Bazı bilgiler sadece keşfetme, bazıları ise ezber
yoluyla edinilir.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
4. Keşfedilmiş bilgi, ezberlenmiş bilgiden her alanda üstündür. Değerler söz konusu olduğunda da durur 6. aynıdır. Toplumsal değerleri yalnızca ezberlemiş bi kişi, bu değerleri içselleştiremez. Bu yüzden de bu değerlere sahip gibi görünse de fırsatını bulduğunda bunları kolayca çiğneyebilir. Kendisine dürüst olma si gerektiği söylenen bir kişi, başkasının iradesiyle dürüst davranabilir; dürüst olmayı keşfetmiş kişi ise kendi iradesiyle dürüst davranır. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? 20 A) Keşif yoluyla öğrenmede kişinin kendi deneyim leri ön plandadır. B) Bilgi ve değerlerin kalıcılığı nasıl öğrenildiği ile yakından ilişkilidir. C) Ezber yoluyla kazanılan birikimin hayata aktarıl ması çok zordur. Toplumsal kurallar, değerler benimsenmediğin de daha sık çiğnenir. E) Bazı bilgiler sadece keşfetme, bazıları ise ezber yoluyla edinilir.
8. Daniel Defoe'nun "Robinson Crusoe" isimli eseri ile İbn-i
Tufeyl'in "Hay bin Yekzan" isimli eseri biri Doğu'da diğeri
Batı'da yazılmış,
Ancak bu iki eser yazıldıkları dönem
ve kültürler itibarıyla farklıdır. "Hay bin Yekzan" isimli eserin
başkahramanı Hay, yaşadığı çevreye değer verip kendisini
o çevrenin bir parçası olarak görürken Robinson, kendisini o
çevrenin efendisi olarak görür. Hay, kendisine yetecek kadar
ile yetinirken Robinson'un doymak bilmez bir açlığı vardır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi
getirilebilir?
ayar konuyu işleyen iki eser
günümüzde de beğenilerek okunan eserler
(B)
e birer edebiyat şaheseridir
D) oldukça etkileyici yapıtlardır
E aynı zamanda ortaya çıkmış iki yapıt
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
8. Daniel Defoe'nun "Robinson Crusoe" isimli eseri ile İbn-i Tufeyl'in "Hay bin Yekzan" isimli eseri biri Doğu'da diğeri Batı'da yazılmış, Ancak bu iki eser yazıldıkları dönem ve kültürler itibarıyla farklıdır. "Hay bin Yekzan" isimli eserin başkahramanı Hay, yaşadığı çevreye değer verip kendisini o çevrenin bir parçası olarak görürken Robinson, kendisini o çevrenin efendisi olarak görür. Hay, kendisine yetecek kadar ile yetinirken Robinson'un doymak bilmez bir açlığı vardır. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? ayar konuyu işleyen iki eser günümüzde de beğenilerek okunan eserler (B) e birer edebiyat şaheseridir D) oldukça etkileyici yapıtlardır E aynı zamanda ortaya çıkmış iki yapıt