Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

Doğma büyüme Akdenizli olan erguvan; nisan ayının ikinci
haftasında, baklaya benzer küpelerini, eflatun rengi çiçek-
lerini aynı anda takmış, yeşil yapraktan kalbiyle romantik
bir genç kızdır. Şehrin umulmadık sokaklarında, tepelerin-
de, bahçelerinde görülür. Batı Anadolu'da çiçekleri çiğ
olarak ya da yağda kavrularak yenen erguvanın, bölgelere
göre değişen başka adları da vardır. Asaleti simgeleyen
erguvanın rengi de oldukça etkileyici. Adına şenlikler
düzenlenen, romanlara ismi verilen, şiirlerde sözü edilen
büyülü bir bitkidir erguvan.
Bu parçanın dil ve anlatım özellikleri arasında aşağıda-
kilerden hangisi yoktur?
O
6.
A Insana özgü nitelikleri doğaya aktarma
BY Hem nesnel hem öznel yargılara yer verme
C) Betimleyici ögelere başvurma
D Dolaylı anlatıma ağırlık verme
E) Benzetmelerle düşsel anlatımı yeğleme
imit
74
8.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Doğma büyüme Akdenizli olan erguvan; nisan ayının ikinci haftasında, baklaya benzer küpelerini, eflatun rengi çiçek- lerini aynı anda takmış, yeşil yapraktan kalbiyle romantik bir genç kızdır. Şehrin umulmadık sokaklarında, tepelerin- de, bahçelerinde görülür. Batı Anadolu'da çiçekleri çiğ olarak ya da yağda kavrularak yenen erguvanın, bölgelere göre değişen başka adları da vardır. Asaleti simgeleyen erguvanın rengi de oldukça etkileyici. Adına şenlikler düzenlenen, romanlara ismi verilen, şiirlerde sözü edilen büyülü bir bitkidir erguvan. Bu parçanın dil ve anlatım özellikleri arasında aşağıda- kilerden hangisi yoktur? O 6. A Insana özgü nitelikleri doğaya aktarma BY Hem nesnel hem öznel yargılara yer verme C) Betimleyici ögelere başvurma D Dolaylı anlatıma ağırlık verme E) Benzetmelerle düşsel anlatımı yeğleme imit 74 8.
dar temizdi.
ertemiz, piril
işgal
n, kirliliklerin
doğa,
insanların
rı kirlenme
etiremez
uyundan
öller? Ne
edemiyor
n içini
ve
meydana
cöpler
cin
ve temiz
inin da
inde
ve Ill
11.
Deneme
26
Kemal Bilbaşar, roman metnini topluma
yabancılaşmış ressamın anlatımı ve bakış açısı
üzerine kurar. Böylece, kahramanın iç
dünyasındaki karmaşayı, çelişkileri, toplum
karşıtı tutumunu yakından tanıdığımız gibi, bir
birey olarak yaşadığı sıkıntılara da ortak oluruz.
Kemal Bilbaşar, bir karşı-kahraman olarak
seçtiği ve incelikle işlediği bu kahraman-anlatıcı
yoluyla inandırıcı ve etkili bir iç ve dış dünya
perspektifi sunar. Adını bilmediğimiz ve metnin
hiçbir yerinde adına rastlayamadığımız
kahraman-anlatıcı, kendi içindeki karmaşık
labirentlerde dolaştırır bizi. Topluma yönelik
öfkesini kendi yaşantıları ve düşünceleri
üzerinden dillendirirken; toplumun, kalıplaşmış
gelenek ve görenekleriyle, anlamsız kurallarıyla
kendini (bireyi) nasıl bir bunaltı ve boğuntuya
uğrattığını derinden hissettirir. Özgürleşme
onun için kaçınılmazdır; birey olarak kendi
varoluş sorununu çözecek, kendi özünü
oluşturacaktır. Kendi karanlığıyla yüzleşmeden
aydınlığa ulaşması ve kendini gerçekleştirmesi
olanaksızdır.
Bu parçaya göre kahramanın "inandırıcılık
yönünün" ortaya çıkmasının temel nedeni
aşağıdakilerden hangisidir?
An Özgürlüğü her şeyin üstünde tutması
B) Açık sözlü olması
C) Yadırganan davranışlara sahip olması
D) Yazarın sözcülüğünü üstlenmemesi
Hayal gücünün geniş olması
12
kampus
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
dar temizdi. ertemiz, piril işgal n, kirliliklerin doğa, insanların rı kirlenme etiremez uyundan öller? Ne edemiyor n içini ve meydana cöpler cin ve temiz inin da inde ve Ill 11. Deneme 26 Kemal Bilbaşar, roman metnini topluma yabancılaşmış ressamın anlatımı ve bakış açısı üzerine kurar. Böylece, kahramanın iç dünyasındaki karmaşayı, çelişkileri, toplum karşıtı tutumunu yakından tanıdığımız gibi, bir birey olarak yaşadığı sıkıntılara da ortak oluruz. Kemal Bilbaşar, bir karşı-kahraman olarak seçtiği ve incelikle işlediği bu kahraman-anlatıcı yoluyla inandırıcı ve etkili bir iç ve dış dünya perspektifi sunar. Adını bilmediğimiz ve metnin hiçbir yerinde adına rastlayamadığımız kahraman-anlatıcı, kendi içindeki karmaşık labirentlerde dolaştırır bizi. Topluma yönelik öfkesini kendi yaşantıları ve düşünceleri üzerinden dillendirirken; toplumun, kalıplaşmış gelenek ve görenekleriyle, anlamsız kurallarıyla kendini (bireyi) nasıl bir bunaltı ve boğuntuya uğrattığını derinden hissettirir. Özgürleşme onun için kaçınılmazdır; birey olarak kendi varoluş sorununu çözecek, kendi özünü oluşturacaktır. Kendi karanlığıyla yüzleşmeden aydınlığa ulaşması ve kendini gerçekleştirmesi olanaksızdır. Bu parçaya göre kahramanın "inandırıcılık yönünün" ortaya çıkmasının temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir? An Özgürlüğü her şeyin üstünde tutması B) Açık sözlü olması C) Yadırganan davranışlara sahip olması D) Yazarın sözcülüğünü üstlenmemesi Hayal gücünün geniş olması 12 kampus
3. (1) Don Kişot edebiyat tarihinin en ünlü birkaç kahrama-
nından biridir. (II) Hamlet, Pollyanna, Odysseus, Küçük
Prens gibi diğer ünlü kurgu kahramanlardan daha çok ta-
nınır ve belki hepsinden daha fazla sevilir. (III) Don Kişot,
okuduğu şövalye romanlarının hayal dünyasında yaşar.
(IV) Onu Cervantes'in romanından tanıdığını bile unutur insan.
(V) Ideallerinin peşinde koşmasına saygı duyar, dünyanın
acı gerçeklerinin onu yenmesine üzülür, zayıfların güçlüler
karşısında ezilmelerine karşı duyduğu heyecanı destekler.
(VI) Ama bir yandan da bu yaşlı şövalyenin çaresizliğine ay-
kırılığına güler.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün-
cenin akışını bozmaktadır?
A) II B III
C) IV
D) V
E) VI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. (1) Don Kişot edebiyat tarihinin en ünlü birkaç kahrama- nından biridir. (II) Hamlet, Pollyanna, Odysseus, Küçük Prens gibi diğer ünlü kurgu kahramanlardan daha çok ta- nınır ve belki hepsinden daha fazla sevilir. (III) Don Kişot, okuduğu şövalye romanlarının hayal dünyasında yaşar. (IV) Onu Cervantes'in romanından tanıdığını bile unutur insan. (V) Ideallerinin peşinde koşmasına saygı duyar, dünyanın acı gerçeklerinin onu yenmesine üzülür, zayıfların güçlüler karşısında ezilmelerine karşı duyduğu heyecanı destekler. (VI) Ama bir yandan da bu yaşlı şövalyenin çaresizliğine ay- kırılığına güler. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) II B III C) IV D) V E) VI
3. (1) Don Kişot edebiyat tarihinin en ünlü birkaç kahrama-
nından biridir. (II) Hamlet, Pollyanna, Odysseus, Küçük
Prens gibi diğer ünlü kurgu kahramanlardan daha çok ta-
nınır ve belki hepsinden daha fazla sevilir. (III) Don Kişot,
okuduğu şövalye romanlarının hayal dünyasında yaşar.
(IV) Onu Cervantes'in romanından tanıdığını bile unutur insan.
(V) İdeallerinin peşinde koşmasına saygı duyar, dünyanın
acı gerçeklerinin onu yenmesine üzülür, zayıfların güçlüler
karşısında ezilmelerine karşı duyduğu heyecanı destekler.
(VI) Ama bir yandan da bu yaşlı şövalyenin çaresizliğine ay-
kırılığına güler.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün-
cenin akışını bozmaktadır?
A) II
B) III
C) IV
D) V
E) VI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. (1) Don Kişot edebiyat tarihinin en ünlü birkaç kahrama- nından biridir. (II) Hamlet, Pollyanna, Odysseus, Küçük Prens gibi diğer ünlü kurgu kahramanlardan daha çok ta- nınır ve belki hepsinden daha fazla sevilir. (III) Don Kişot, okuduğu şövalye romanlarının hayal dünyasında yaşar. (IV) Onu Cervantes'in romanından tanıdığını bile unutur insan. (V) İdeallerinin peşinde koşmasına saygı duyar, dünyanın acı gerçeklerinin onu yenmesine üzülür, zayıfların güçlüler karşısında ezilmelerine karşı duyduğu heyecanı destekler. (VI) Ama bir yandan da bu yaşlı şövalyenin çaresizliğine ay- kırılığına güler. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) II B) III C) IV D) V E) VI
ASMANTAKYK
6. Otuz yıl önce birlikte edebiyata başladığımız arkadaşlar-
dan en öndekiler önce başkalarıyla onları bulamadıkların-
da da kendileriyle kavga ederek bizzat kendi kendilerini
imha ettiler. İşe edebiyatla başlayıp zamanla edebiyatı,
kültürü küçümsediler, kendi kişiliklerini etrafa dayattılar,
havalarından yanlarına varılamadı Bazıları bürokrasinin
ışıltısına bazıları da mal hırsına teslim oldular. Ortaya da
bir şey koyamadılar. İlk dönemlerde atak olmasalar bi-
le kendileri olmayı başaranlar ve çalışanlar ise bugüne
taşındılar, var oldular. Onlarca eserle edebiyat ve kültür
hayatını kuşattılar. Hayatta; sabır, zekâ ve adanmışlık ile
hareket edildiğinde başarı kaçınılmaz oluyor. Kendini be-
ğenmişlikle hareket edip etrafa kötülük yayarak hiçbir şey
olunmuyor.
Cuesers
Yazarın bu parçada sanatçılarla ilgili olarak vurgula-
mak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
and dissance
X
Sanatla uğraşanların başarılı ve mutlu bir hayat sür-
düğü
B) Sanatın, insanın varoluşunu gerçekleştirmede tek ba-
şına yeterli olmadığı
Sanatının yerine kendini koyanların yazın dünyasın-
da iz bırakamadığı
d
Genç yaşta edebiyat dünyasına girenlerin enerjileri-
ni kısa sürede yitirdiği
8.
Sanatıyla bir yere gelenlerin kendilerine geniş alan-
lar açmak için arkadaşlarına karşı mücadele verdiği
O
n
m
b
t
C
t
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ASMANTAKYK 6. Otuz yıl önce birlikte edebiyata başladığımız arkadaşlar- dan en öndekiler önce başkalarıyla onları bulamadıkların- da da kendileriyle kavga ederek bizzat kendi kendilerini imha ettiler. İşe edebiyatla başlayıp zamanla edebiyatı, kültürü küçümsediler, kendi kişiliklerini etrafa dayattılar, havalarından yanlarına varılamadı Bazıları bürokrasinin ışıltısına bazıları da mal hırsına teslim oldular. Ortaya da bir şey koyamadılar. İlk dönemlerde atak olmasalar bi- le kendileri olmayı başaranlar ve çalışanlar ise bugüne taşındılar, var oldular. Onlarca eserle edebiyat ve kültür hayatını kuşattılar. Hayatta; sabır, zekâ ve adanmışlık ile hareket edildiğinde başarı kaçınılmaz oluyor. Kendini be- ğenmişlikle hareket edip etrafa kötülük yayarak hiçbir şey olunmuyor. Cuesers Yazarın bu parçada sanatçılarla ilgili olarak vurgula- mak istediği aşağıdakilerden hangisidir? and dissance X Sanatla uğraşanların başarılı ve mutlu bir hayat sür- düğü B) Sanatın, insanın varoluşunu gerçekleştirmede tek ba- şına yeterli olmadığı Sanatının yerine kendini koyanların yazın dünyasın- da iz bırakamadığı d Genç yaşta edebiyat dünyasına girenlerin enerjileri- ni kısa sürede yitirdiği 8. Sanatıyla bir yere gelenlerin kendilerine geniş alan- lar açmak için arkadaşlarına karşı mücadele verdiği O n m b t C t
MSÜ/Türkçe
5. Küçükken zekâ sorunu olduğu düşünülürken atomu keşfe-
dip parçalayarak herkesi şaşırtan Einstein'ın zamanında,
güçlü ve zayıf kuvvetler henüz keşfedilmemişti. Einstein iki
farklı kuvvetin varlığını -kütle çekimi ile elektromanyetizma-
oldukça sorunlu bulmuştu. Bu yüzden onun teorileri sert tar-
tışmalara yol açıyordu. Bu yüzden de bu iki kuvvetin aslın-
da tek bir büyük temel ilkenin görünümü olduğunu göste-
receğini umduğu birleşik bir alan kuramı arayışına girdi.
Onun bu sonuçsuz arayışı otuz yıl sürecekti. Don Kişot'un-
kine benzeyen bu arayış, Einstein'ı ana akım fizikten ve bi-
lim insanlarından ayırdı. 1940'ların başında bir dostuna, "As-
lina bakarsan çorap giymemekle tanınan, özel bazı durum-
larda ilginç bir vaka olarak sergilenen yalnız bir ihtiyar olup
çıktım." diyecekti. Sanılanın aksine Nobel Ödülü'nü "İzafiyet
Teorisi" ile değil, "Fotoelektrik Etkisi" ile almıştır.
Bu parçadan Einstein ile ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine ulaşılamaz?
A) Zamanının çok ilerisini görebilen bir bilim insanıdır.
B) Düşünceleriyle çağdaşı bilim insanlarından farklı bir ta-
vir sergilemiştir.
C) Bir iddiasını ispatlamak için uzun yıllar çalışsa da sonuç
alamamıştır.
D) Hakkında edinilmiş yanlış bilgiler vardır.
E) Yaşamının son dönemlerinde fikirlerinden çok, dış görü-
nümüyle ilgilenilmiştir.
7.
Prf Yayınları
ÜI
De
ne
is
ri
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
MSÜ/Türkçe 5. Küçükken zekâ sorunu olduğu düşünülürken atomu keşfe- dip parçalayarak herkesi şaşırtan Einstein'ın zamanında, güçlü ve zayıf kuvvetler henüz keşfedilmemişti. Einstein iki farklı kuvvetin varlığını -kütle çekimi ile elektromanyetizma- oldukça sorunlu bulmuştu. Bu yüzden onun teorileri sert tar- tışmalara yol açıyordu. Bu yüzden de bu iki kuvvetin aslın- da tek bir büyük temel ilkenin görünümü olduğunu göste- receğini umduğu birleşik bir alan kuramı arayışına girdi. Onun bu sonuçsuz arayışı otuz yıl sürecekti. Don Kişot'un- kine benzeyen bu arayış, Einstein'ı ana akım fizikten ve bi- lim insanlarından ayırdı. 1940'ların başında bir dostuna, "As- lina bakarsan çorap giymemekle tanınan, özel bazı durum- larda ilginç bir vaka olarak sergilenen yalnız bir ihtiyar olup çıktım." diyecekti. Sanılanın aksine Nobel Ödülü'nü "İzafiyet Teorisi" ile değil, "Fotoelektrik Etkisi" ile almıştır. Bu parçadan Einstein ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Zamanının çok ilerisini görebilen bir bilim insanıdır. B) Düşünceleriyle çağdaşı bilim insanlarından farklı bir ta- vir sergilemiştir. C) Bir iddiasını ispatlamak için uzun yıllar çalışsa da sonuç alamamıştır. D) Hakkında edinilmiş yanlış bilgiler vardır. E) Yaşamının son dönemlerinde fikirlerinden çok, dış görü- nümüyle ilgilenilmiştir. 7. Prf Yayınları ÜI De ne is ri
şii-
an
an
in
va
e,
li,
e,
ol
OH
32. Ruhsal mekanizmaların sağlıklı gelişimi çocukluk dönemi-
nin temel ihtiyaçlarından birisi. Çocuğa görelik bu meka-
nizmaları göz önüne almak olarak tanımlanırsa, anlatının
çocuğa ulaşmasını sağlamak için önemli bir öge. Örneğin,
ölüm ve hayatın sonluluğu kavramlarını kavramak için yaşı
henüz elverişli olmayan 8 yaşın altındaki bir çocuğun ölüm
kavramının işlendiği bir metinden elde edecekleri sınırlı ya
da kastedilenden farklı olabilir. Diğer yandan, çocuk adı-
na hayal eden, çocuğun hayal edebilirliğini kontrol etmeye
çalışan bir metnin edebî etkisi kadar, geliştirici etkisi de si-
nırlı kalabilir. Çocuk ve ergenin zihninde yeterli çabaya yol
açmayan bir metnin, anlama ya da anlaşılma eksenindeki
zihinsel aktiviteleri doğurmayacağını da düşünebiliriz.
Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söy-
lemesi beklenemez?
A) Öyküler, çocukların gelişim seviyesine, ilgi ve ihtiyaçla-
rina uygun olmalıdır.
B) Yazarlar çocuk edebiyatı ürünlerini üretirken, çocuk
gerçekliğini dikkate almak durumundadır.
C) Kitaplar, hayal güçlerini aştığında onların ilgisini çek-
meyeceği göz önünde bulundurulmalıdır.
D) Bir eserin çocuğa göre olabilmesi için çocuk gerçekli-
ğinin ve yazınsal ölçütlerin eserin içeriğine yansıması
gerekir.
E) Bir eserin edebî niteliği onun çocuğu zihinsel olarak
etkilemesiyle ilgili değildir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
şii- an an in va e, li, e, ol OH 32. Ruhsal mekanizmaların sağlıklı gelişimi çocukluk dönemi- nin temel ihtiyaçlarından birisi. Çocuğa görelik bu meka- nizmaları göz önüne almak olarak tanımlanırsa, anlatının çocuğa ulaşmasını sağlamak için önemli bir öge. Örneğin, ölüm ve hayatın sonluluğu kavramlarını kavramak için yaşı henüz elverişli olmayan 8 yaşın altındaki bir çocuğun ölüm kavramının işlendiği bir metinden elde edecekleri sınırlı ya da kastedilenden farklı olabilir. Diğer yandan, çocuk adı- na hayal eden, çocuğun hayal edebilirliğini kontrol etmeye çalışan bir metnin edebî etkisi kadar, geliştirici etkisi de si- nırlı kalabilir. Çocuk ve ergenin zihninde yeterli çabaya yol açmayan bir metnin, anlama ya da anlaşılma eksenindeki zihinsel aktiviteleri doğurmayacağını da düşünebiliriz. Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söy- lemesi beklenemez? A) Öyküler, çocukların gelişim seviyesine, ilgi ve ihtiyaçla- rina uygun olmalıdır. B) Yazarlar çocuk edebiyatı ürünlerini üretirken, çocuk gerçekliğini dikkate almak durumundadır. C) Kitaplar, hayal güçlerini aştığında onların ilgisini çek- meyeceği göz önünde bulundurulmalıdır. D) Bir eserin çocuğa göre olabilmesi için çocuk gerçekli- ğinin ve yazınsal ölçütlerin eserin içeriğine yansıması gerekir. E) Bir eserin edebî niteliği onun çocuğu zihinsel olarak etkilemesiyle ilgili değildir.
25.
Gıda türlerinin nesli, dünyanın dört bir köşesinde tükeniyor.
Tahminlere göre Türkiye'de geçmişte yetiştirilen sebze ve
meyve çeşitlerinin %40'ı tarihe karışmış hâlde. 1800'ler-
de yetiştirilen 350 elma çeşidinden bugüne kalan çeşit
sayısı 50'nin altında. Filipinler'de bir zamanlar binlerce
çeltik çeşidi yetiştirilirken bugün bu sayı 100'e ulaşmıyor.
Sadece bir asır önce, Çin'de yetiştirilen buğday çeşitlerinin
%70'i artık yok.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
AV Bilgi vermek amaçlanmıştır.
B) Karşılaştırma yapılmıştır.
C) Açıklayıcı anlatıma başvurulmuştur.
DYSayısal verilerden yararlanılmıştır.
E) Söyleşmeye bağlı bir anlatım kullanılmıştır.
27.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
25. Gıda türlerinin nesli, dünyanın dört bir köşesinde tükeniyor. Tahminlere göre Türkiye'de geçmişte yetiştirilen sebze ve meyve çeşitlerinin %40'ı tarihe karışmış hâlde. 1800'ler- de yetiştirilen 350 elma çeşidinden bugüne kalan çeşit sayısı 50'nin altında. Filipinler'de bir zamanlar binlerce çeltik çeşidi yetiştirilirken bugün bu sayı 100'e ulaşmıyor. Sadece bir asır önce, Çin'de yetiştirilen buğday çeşitlerinin %70'i artık yok. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? AV Bilgi vermek amaçlanmıştır. B) Karşılaştırma yapılmıştır. C) Açıklayıcı anlatıma başvurulmuştur. DYSayısal verilerden yararlanılmıştır. E) Söyleşmeye bağlı bir anlatım kullanılmıştır. 27.
14. (1) Eski Mısırlıların heykel-portre sanatındaki üstünlü-
ğünü en iyi yansıtan eserlerden biri "Kâtip" adıyla tanı-
nan bir yazıcı heykelidir. (II) Kireç taşından yontulan
ve üzerine renk renk boyalar sürülerek anlamlandırılan
bu heykel, zamanımızdan 4500 yıl önce yapılmıştır.
(III) Eski Mısır'da geçimlerini yazıcılıkla sağlayan bir sınıf
bulunurdu. (IV) Bunlar saraylarda, orduda, zengin evlerinde,
yazıya gerek duyulan her yerde bulunan önemli kişilerdi.
(V) Hesapları onlar tutar, vergi ve ihtiyaç listelerini onlar
hazırlardı. (VI) Halka duyurulması gereken emirleri de
papirüs kâğıdına yine onlar aktarırlardı.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
hangi cümleyle başlar?
B) IIN C) IV
v
5) VI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
14. (1) Eski Mısırlıların heykel-portre sanatındaki üstünlü- ğünü en iyi yansıtan eserlerden biri "Kâtip" adıyla tanı- nan bir yazıcı heykelidir. (II) Kireç taşından yontulan ve üzerine renk renk boyalar sürülerek anlamlandırılan bu heykel, zamanımızdan 4500 yıl önce yapılmıştır. (III) Eski Mısır'da geçimlerini yazıcılıkla sağlayan bir sınıf bulunurdu. (IV) Bunlar saraylarda, orduda, zengin evlerinde, yazıya gerek duyulan her yerde bulunan önemli kişilerdi. (V) Hesapları onlar tutar, vergi ve ihtiyaç listelerini onlar hazırlardı. (VI) Halka duyurulması gereken emirleri de papirüs kâğıdına yine onlar aktarırlardı. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? B) IIN C) IV v 5) VI
A B C R herhangi 2 nokta
ale 12 metredir.
:
TYT/TÜR
27. Don Kişot, iyi bir romandı ve 1605'te ilk kez
yayımlandığında çok satmıştı. O günden bugüne dek çok
satmayı sürdürdü. Başarılı bir roman olan Absolom adlı
yapıtının zayıf satışını, aynı yılın çok satan romanı olan
Mayıs Akşamları adlı niteliksiz eseri gördüğünde
açıklamakta zorlanmıştır William Faulkner. Bu da demektir
ki ---- Son sözü zaman söylese bile. Cervantes'in çağıyla
uyum içinde olduğu, buna karşılık Stendhal'in bilinçli bir
biçimde "mutlu azınlık" için yazdığı ve sağlığında pek az
sattığı, ölümünden önce Balzac'ın övgüsüyle
ödüllendirildiği ve ancak 20. yüzyılda bazı eleştirmenlerin
çabalarıyla değerini bulduğu görülmüştür. Yani bu önemli
yazarların durumu da gösteriyor ki çok satmak için iyi
yazmak da yetmiyor.
çok satmanın kabul gören bir ölçütü yoktur
II. az satmayla çok satmayı yazarın kendisi
belirlemektedir
5
M. nitelikli yapıtların çok satmama gibi bir kaderi vardır
LIV. çok satmanın çok okunmak olmadığı apaçık bir
gerçektir
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre yukarıdakilerden hangileri getirilebilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız III
D) I, II ve IV
E) I, III ve IV
28.
C) II ve IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
A B C R herhangi 2 nokta ale 12 metredir. : TYT/TÜR 27. Don Kişot, iyi bir romandı ve 1605'te ilk kez yayımlandığında çok satmıştı. O günden bugüne dek çok satmayı sürdürdü. Başarılı bir roman olan Absolom adlı yapıtının zayıf satışını, aynı yılın çok satan romanı olan Mayıs Akşamları adlı niteliksiz eseri gördüğünde açıklamakta zorlanmıştır William Faulkner. Bu da demektir ki ---- Son sözü zaman söylese bile. Cervantes'in çağıyla uyum içinde olduğu, buna karşılık Stendhal'in bilinçli bir biçimde "mutlu azınlık" için yazdığı ve sağlığında pek az sattığı, ölümünden önce Balzac'ın övgüsüyle ödüllendirildiği ve ancak 20. yüzyılda bazı eleştirmenlerin çabalarıyla değerini bulduğu görülmüştür. Yani bu önemli yazarların durumu da gösteriyor ki çok satmak için iyi yazmak da yetmiyor. çok satmanın kabul gören bir ölçütü yoktur II. az satmayla çok satmayı yazarın kendisi belirlemektedir 5 M. nitelikli yapıtların çok satmama gibi bir kaderi vardır LIV. çok satmanın çok okunmak olmadığı apaçık bir gerçektir Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre yukarıdakilerden hangileri getirilebilir? A) Yalnız I B) Yalnız III D) I, II ve IV E) I, III ve IV 28. C) II ve IV
9.
Doğa; bizi Balaban köyü girişinden itibaren çiçek, ot, ağaç,
yaprak ve meyve kokusu yüklü taptaze havasıyla karşıladı.
Yolun her iki tarafı sanki kır çiçekleriyle bezeli bir düşler tar-
lası kimi evler ekin tarlaları ve meyve vermiş ağaçlar arasın-
da kaybolup gitmiş. Hiç duraksamadan sahile inip Terkos
Gölü'nden gelen rüzgârı, doğanın serin nefesini doya doya
içimize çekiyoruz. Az ötede bir sandal... Yalnızlığıyla hüznü
anlatıyor. Yüz ölçümü 25 kilometrekare olan Terkos Gölü'nün
en derin yeri on bir metre. Karadeniz ile arasında 100-150
metrelik kumulların bulunduğu gölün etrafı sazlıklarla çevri-
li. Burası balaban, küçük balaban, alaca balıkçıl, erguvani
balıkçıl, gece balıkçılı, kocagöz, akkanatlı sumru, saz deli-
cesi, leylek, pelikan, sakarmeke, çeşitli ördek ve kaz türleri-
nin de yurdu. Motorlu tekne ile gezilmesine izin verilmeyen
gölde, olta ve ağ ile balıkçılık yapılıyor.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi söylenemez?
A) Kişileştirmelere yer verilmiştir.
t
By Açıklayıcı anlatımdan yararlanılmıştır.
C) Farklı duyularla algılanan ayrıntılardan yararlanılmıştır.
D) Devrik cümlelerle anlatımda doğallık sağlanmıştır
E Nitelendirmelerden yararlanılmıştır.
betimbne
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. Doğa; bizi Balaban köyü girişinden itibaren çiçek, ot, ağaç, yaprak ve meyve kokusu yüklü taptaze havasıyla karşıladı. Yolun her iki tarafı sanki kır çiçekleriyle bezeli bir düşler tar- lası kimi evler ekin tarlaları ve meyve vermiş ağaçlar arasın- da kaybolup gitmiş. Hiç duraksamadan sahile inip Terkos Gölü'nden gelen rüzgârı, doğanın serin nefesini doya doya içimize çekiyoruz. Az ötede bir sandal... Yalnızlığıyla hüznü anlatıyor. Yüz ölçümü 25 kilometrekare olan Terkos Gölü'nün en derin yeri on bir metre. Karadeniz ile arasında 100-150 metrelik kumulların bulunduğu gölün etrafı sazlıklarla çevri- li. Burası balaban, küçük balaban, alaca balıkçıl, erguvani balıkçıl, gece balıkçılı, kocagöz, akkanatlı sumru, saz deli- cesi, leylek, pelikan, sakarmeke, çeşitli ördek ve kaz türleri- nin de yurdu. Motorlu tekne ile gezilmesine izin verilmeyen gölde, olta ve ağ ile balıkçılık yapılıyor. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Kişileştirmelere yer verilmiştir. t By Açıklayıcı anlatımdan yararlanılmıştır. C) Farklı duyularla algılanan ayrıntılardan yararlanılmıştır. D) Devrik cümlelerle anlatımda doğallık sağlanmıştır E Nitelendirmelerden yararlanılmıştır. betimbne
48. (1) Üstleri ağır kokulu mersin ağaçlarıyla kaplı tepeler geçildikten sonradır ki, kayalar birdenbire başlar. (II) insan birden
ürker. (III) Kayalarla birlikte çam ağaçları da başlar. (IV) Çamların birer billur parıltısındaki sakızları buralarda havaya koku ve
sizar. (V) İlk çamlar geçildikten sonra, gene düzlüklere varılır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde, bir anlatım bozukluğu vardır?
A) I.
C) III.
D) IV.
E) V.
B) II.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
48. (1) Üstleri ağır kokulu mersin ağaçlarıyla kaplı tepeler geçildikten sonradır ki, kayalar birdenbire başlar. (II) insan birden ürker. (III) Kayalarla birlikte çam ağaçları da başlar. (IV) Çamların birer billur parıltısındaki sakızları buralarda havaya koku ve sizar. (V) İlk çamlar geçildikten sonra, gene düzlüklere varılır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde, bir anlatım bozukluğu vardır? A) I. C) III. D) IV. E) V. B) II.
en
23. Apama dogru carlyenin fustang siddetlend
Güverte zaien be scargan tacia yer muyu
Rüzgle sentaion pieni sökecek bir varpelle
asiyor, dalgalar oraya ishdimar köpüker
saçiyordu Yolculann bogazinde sek
korkuncu ve döşemelerde raynalare en faci
virdi Bağıran çocuklar, solgun dudakdanında dun
streyen kadrlar, gözü dönmüş, sendewyo doyen
erkekler vard. Eger hayatinirds taun (veta) veya
koleraya tunutmuş bir halk yiğini görmemiş saniz
bu govertene häini tasavvur etmek zihninizde
canlandimak) sizin için muhal olacaktır (mümkün
olmayacaktir) Marmatin (bununia binada) bütün
pece ben yainiz onu düşündüm Kalbim onun
için nihayetsiz (sonsuz) bir gefeatie daimustu ve
gouterim perdelerin arkasinda sabaha kadar onun
beyaz örtüler altındaki manevek (kadere boyun
eğmia) sokmi, gittikçe solan, solgun pembe gü
rengindeki çehresini ve alevclan hiç sormayen
mubarek gozleres anyordu. Kalbim onun için
şefkat ve hasretle dolmuştu.
AYNIS
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Betrayid sozlerden yararlanilmişt
B) Okura hitap eden cümle kullanilmiştir
C) Gözlemlere yansiyan ürkütücü durum
naturalizmi çagristirmaktadir
D) Blinç akişi tekniğinden yararlanmiştir.
E) Kahraman amiaticinin duygularına yer
vermiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
en 23. Apama dogru carlyenin fustang siddetlend Güverte zaien be scargan tacia yer muyu Rüzgle sentaion pieni sökecek bir varpelle asiyor, dalgalar oraya ishdimar köpüker saçiyordu Yolculann bogazinde sek korkuncu ve döşemelerde raynalare en faci virdi Bağıran çocuklar, solgun dudakdanında dun streyen kadrlar, gözü dönmüş, sendewyo doyen erkekler vard. Eger hayatinirds taun (veta) veya koleraya tunutmuş bir halk yiğini görmemiş saniz bu govertene häini tasavvur etmek zihninizde canlandimak) sizin için muhal olacaktır (mümkün olmayacaktir) Marmatin (bununia binada) bütün pece ben yainiz onu düşündüm Kalbim onun için nihayetsiz (sonsuz) bir gefeatie daimustu ve gouterim perdelerin arkasinda sabaha kadar onun beyaz örtüler altındaki manevek (kadere boyun eğmia) sokmi, gittikçe solan, solgun pembe gü rengindeki çehresini ve alevclan hiç sormayen mubarek gozleres anyordu. Kalbim onun için şefkat ve hasretle dolmuştu. AYNIS Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Betrayid sozlerden yararlanilmişt B) Okura hitap eden cümle kullanilmiştir C) Gözlemlere yansiyan ürkütücü durum naturalizmi çagristirmaktadir D) Blinç akişi tekniğinden yararlanmiştir. E) Kahraman amiaticinin duygularına yer vermiştir.
sublevaid nito boy smps inleg
35. Bütün "edebî" yeterliliğine rağmen bu kitabın gücü oradan
gelmiyor ya da sadece oradan gelmiyor. Kendi sözel biri-
kimlerine, sözcüklerine, cümlelerine, paragraflarına kadar
hâkim kaç sanatçı vardır ki? Bu kitabı okurken sözcükle-
d
HTRONTON
ARENG
rin ve cümlelerin bir geçmişi olduğunu hissediyor insan.
WER
Bu parçada kitap yazarının hangi yönü önemsenmiş-
tir?
J
Minise
A) Sözcükleri seçerken çok titiz davranması
B) Üslubunu etkili ve başarılı bir şekilde oluşturması
C) Eserin edebî yönünü her şeyin üstünde tutması
D) Eserini oluştururken anılarından faydalanması (
E) Eserinde yaşanmışlık hissini gözler önüne sermes
mims21 (3
10lo sbismailag evetrines
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
sublevaid nito boy smps inleg 35. Bütün "edebî" yeterliliğine rağmen bu kitabın gücü oradan gelmiyor ya da sadece oradan gelmiyor. Kendi sözel biri- kimlerine, sözcüklerine, cümlelerine, paragraflarına kadar hâkim kaç sanatçı vardır ki? Bu kitabı okurken sözcükle- d HTRONTON ARENG rin ve cümlelerin bir geçmişi olduğunu hissediyor insan. WER Bu parçada kitap yazarının hangi yönü önemsenmiş- tir? J Minise A) Sözcükleri seçerken çok titiz davranması B) Üslubunu etkili ve başarılı bir şekilde oluşturması C) Eserin edebî yönünü her şeyin üstünde tutması D) Eserini oluştururken anılarından faydalanması ( E) Eserinde yaşanmışlık hissini gözler önüne sermes mims21 (3 10lo sbismailag evetrines
16. İnsan yaşamının temel kaynağı sudur.
Yerkürenin yaklaşık yüzde 75'i su, toplam suyun
yaklaşık yüzde 97'si ise denizlerde ve
okyanuslardadır. Doğal felaketlerden olan
taşkın ve sel, gerek dünyada gerekse ülkemizde
çok büyük mal ve can kayıplarına sebep
olmaktadır. Buna göre şehir içinden geçen
nehirlerin getirdiği en önemli tehlike taşkınlardır.
Tabiatı koruma ve ağaçlandırma gibi genel
tedbirlerin yanı sıra büyük nehirleri barajlarla
kontrol etmek gerekmektedir. Debi kontrolünün
yanı sıra nehrin çok dar bir yatağa sokulmaması
ve yamaçların düzenlenmesi de önemlidir. Diğer
yandan kaldırım ve yolları, suyun yer altına
süzülmesini sağlayacak şekilde yapmak, şehrin
altında su toplama kanalları geliştirmek
gerekmektedir. Çünkü plansız kurulmuş şehirler,
su baskınları sırasında aşırı su girişinin etkilerini
artırmaktadır. Suyu toplamakta şebeke görevi
gören sokak ve caddeler yüzünden gölcükler
meydana getirmekte ve taşkını bizzat organize
etmektedir. Bu konuda alınacak diğer bir önlem,
su baskını riskinin yüksek olduğu zonlarda
yapılaşmaya izin vermemektir.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz
edilmektedir?
A) Ağaçlandırma çalışmalarından
B) Su taşkınlarını önlemenin yollarından
C) Sellerin yol açtığı yıkımlardan
D) Plansız kentleşmenin nedenlerinden
E) Kent insanının başlıca sorunlarından
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
16. İnsan yaşamının temel kaynağı sudur. Yerkürenin yaklaşık yüzde 75'i su, toplam suyun yaklaşık yüzde 97'si ise denizlerde ve okyanuslardadır. Doğal felaketlerden olan taşkın ve sel, gerek dünyada gerekse ülkemizde çok büyük mal ve can kayıplarına sebep olmaktadır. Buna göre şehir içinden geçen nehirlerin getirdiği en önemli tehlike taşkınlardır. Tabiatı koruma ve ağaçlandırma gibi genel tedbirlerin yanı sıra büyük nehirleri barajlarla kontrol etmek gerekmektedir. Debi kontrolünün yanı sıra nehrin çok dar bir yatağa sokulmaması ve yamaçların düzenlenmesi de önemlidir. Diğer yandan kaldırım ve yolları, suyun yer altına süzülmesini sağlayacak şekilde yapmak, şehrin altında su toplama kanalları geliştirmek gerekmektedir. Çünkü plansız kurulmuş şehirler, su baskınları sırasında aşırı su girişinin etkilerini artırmaktadır. Suyu toplamakta şebeke görevi gören sokak ve caddeler yüzünden gölcükler meydana getirmekte ve taşkını bizzat organize etmektedir. Bu konuda alınacak diğer bir önlem, su baskını riskinin yüksek olduğu zonlarda yapılaşmaya izin vermemektir. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmektedir? A) Ağaçlandırma çalışmalarından B) Su taşkınlarını önlemenin yollarından C) Sellerin yol açtığı yıkımlardan D) Plansız kentleşmenin nedenlerinden E) Kent insanının başlıca sorunlarından
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yoktur?
A) Ünlü şair, ölümünün 6'ncı yıl dönümünde anıldı.
B) Bir çok öğrenci sınavda yüksek not almıştı.
C) Ankara'nın Doğu'sunda havanın yağışlı olacağı tah-
min ediliyor.
D) Eğitimini yurtdışındaki bir okulda sürdürecekmiş.
E) Izdırabının sebebini hiçkimseyle paylaşmamıştı.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yoktur? A) Ünlü şair, ölümünün 6'ncı yıl dönümünde anıldı. B) Bir çok öğrenci sınavda yüksek not almıştı. C) Ankara'nın Doğu'sunda havanın yağışlı olacağı tah- min ediliyor. D) Eğitimini yurtdışındaki bir okulda sürdürecekmiş. E) Izdırabının sebebini hiçkimseyle paylaşmamıştı.