Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

5.
Oscar Wilde'ın meşhur bir sözü vardır: "Bir dostun
üzüntüsünü, herkes paylaşabilir. Ama bir dostun
başarılarına içtenlikle sevinmek, erdemli insanlara
özgüdür." Bizim kültürümüz, başarı konusunda çekin-
gendir. Toplumların başarısından övgüyle söz ederiz
de bireylerin başarılarını nedense bu içtenlikle benim-
seyemeyiz. Bir dostumuz için, "Filan kişi şöyle başarılı."
der ama arkasından birer birer bütün olumsuz
yakıştırmaları sıralar, onu çekemediğimizi belli ederiz.
Demek ki
Bu parçada boş bırakılan yere, aşağıdakilerden
hangisinin getirilmesi uygun olur?
A) çağdaş insandan beklenen, insanı hem iyi hem de
kötü yönleriyle değerlendirmektir
Bdostlarının arkasından konuşan, gerçek dost değil
düşmandır
U
C) gerçek dostluklar, insanların kişilikleriyle doğrudan
ilişkilidir
D) insanlar dost olsalar bile, kıskançlık duygularını
yenemezler
E) insanın erdemli olması kolay değildir; bu, uzun bir
süreç gerektirir
TYT - TÜRKÇE
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. Oscar Wilde'ın meşhur bir sözü vardır: "Bir dostun üzüntüsünü, herkes paylaşabilir. Ama bir dostun başarılarına içtenlikle sevinmek, erdemli insanlara özgüdür." Bizim kültürümüz, başarı konusunda çekin- gendir. Toplumların başarısından övgüyle söz ederiz de bireylerin başarılarını nedense bu içtenlikle benim- seyemeyiz. Bir dostumuz için, "Filan kişi şöyle başarılı." der ama arkasından birer birer bütün olumsuz yakıştırmaları sıralar, onu çekemediğimizi belli ederiz. Demek ki Bu parçada boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olur? A) çağdaş insandan beklenen, insanı hem iyi hem de kötü yönleriyle değerlendirmektir Bdostlarının arkasından konuşan, gerçek dost değil düşmandır U C) gerçek dostluklar, insanların kişilikleriyle doğrudan ilişkilidir D) insanlar dost olsalar bile, kıskançlık duygularını yenemezler E) insanın erdemli olması kolay değildir; bu, uzun bir süreç gerektirir TYT - TÜRKÇE
BÖLÜM
1 ANLATIM TEKNİKLERİ
1. Schiller, yazarken masasında mutlaka ama mutlaka
çürük bir elma bulundururdu. Soranlara, ara ara bu
elmayı koklamanın onu başka diyarlara götürdüğünü,
kendisini doğada gibi hissettirdiğini söylerdi. Doğa
tasvirli şiirlerin şairi olarak bilinen Schiller'in; tüm bu
eserlerini üzerinde sinekler uçuşan, çürük bir elmayı
koklayarak yazması gerçekten ilginç. Ama daha da ilginci
var. Ünlü şair, yazmak için elmanın kâfi gelmediği
zamanlarda banyoya kapanır ve suyun içinde ilham
gelmesini beklerdi. Suyun rahatlatıcı bir özelliği olduğunu
biliyorduk da ilham verici olduğunu bilmiyorduk doğrusu.
Bu parçanın anlatımı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Dolaylı anlatıma yer verilmiştir.*
B) Kimi yargılarda öznellik vardır.
C) Amaç-sonuç ilgisi kurulmuştur.
D) Devrik cümleye yer verilmiştir.
E) Düşünce, örneklerle pekiştirilmiştir.
33
3.
N YAYINLARI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
BÖLÜM 1 ANLATIM TEKNİKLERİ 1. Schiller, yazarken masasında mutlaka ama mutlaka çürük bir elma bulundururdu. Soranlara, ara ara bu elmayı koklamanın onu başka diyarlara götürdüğünü, kendisini doğada gibi hissettirdiğini söylerdi. Doğa tasvirli şiirlerin şairi olarak bilinen Schiller'in; tüm bu eserlerini üzerinde sinekler uçuşan, çürük bir elmayı koklayarak yazması gerçekten ilginç. Ama daha da ilginci var. Ünlü şair, yazmak için elmanın kâfi gelmediği zamanlarda banyoya kapanır ve suyun içinde ilham gelmesini beklerdi. Suyun rahatlatıcı bir özelliği olduğunu biliyorduk da ilham verici olduğunu bilmiyorduk doğrusu. Bu parçanın anlatımı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Dolaylı anlatıma yer verilmiştir.* B) Kimi yargılarda öznellik vardır. C) Amaç-sonuç ilgisi kurulmuştur. D) Devrik cümleye yer verilmiştir. E) Düşünce, örneklerle pekiştirilmiştir. 33 3. N YAYINLARI
A
9.Sınıf/Türk Dili ve Edebiyatı
A
21. Oradaki gençlerden birisi olan Yetim Fomiç, Perekladin'e:
- Örneğin sizi ele alalım, demişti. Sizin oldukça önemli bir
yeriniz var... Tahsil derecenizi sorabilir miyim?
Perekladin, uysal bir tavırla:
Okumuş bir adam değilim. Hem bizde okumuş olmak
gerekmez ki, diye cevap vermişti. Yanlışsız yazdın mı,
oldu bitti.
-lyi ama yanlışsız yazı yazmayı nerede öğrendiniz?
- Alıştım efendim... Kırk yıldır çalışıyorum, elbette insanın
eli alışır.. Önceleri güçlük çekiyordum, yanlış da yaptığım
oluyordu, oysa sonraları görgülerle alıştım... Eh, şimdi
oldukça zararsız yazıyorum...
-
- Peki, ya noktalama işaretleri?
Eh, noktalama işaretleri de şöyle böyle... Yerli yerine
koyuyorum. Genç adam bozularak: Him... dedi. Ama
alışkanlık tahsil demek değildir. Noktalama işaretlerini
doğru koymanız yetmez... Hayır, efendim!., Onları bilerek
yerli yerine koymalı!.. Örneğin, virgülü niçin koyduğunuzu
bilmelisiniz... Evet, efendim!.. Bu sizin anlattığınız şey
basmakalıp... Taklit imlâ, metelik bile etmez. Bu maki-
neden çıkma bir şeyden farksızdır. Perekladin, hiç ses
çıkarmamıştı, hatta sessiz sessiz gülümsemişti, (çünkü
delikanlı, Danıştay üyesinin oğluydu, kendisi de Perekladin
derecesinde bir kâtipti), ama şu dakikada uykuya yatarken,
bütün benliğini öfke, kin kaplamıştı. "Kırk yıl görev yap-
tim", diye düşünüyordu, "kimse bana aptal demedi; şuna
da bak, eleştirmen olmuş!.. Basmakalıpmış.. Taklitmiş!.. B
Makineden çıkmaymış. Hay, şeytanlar alsın seni!.. Senin
üniversitelerinde okumadım, ama bu işleri senden daha
iyi anlarım!.." Perekladin, tüm öfkesini, kinini eleştirmenin
adresine yollayıp yorgan altında iyice ısındıktan sonra sinir-
leri yatışmaya başladı. Uyumaya hazırlanırken: "Hepsini
biliyorum... Anlıyorum diye düşünüyordu. "Virgül konması
gereken yere üst üste iki nokta koymam, öyleyse hem bili- S
yorum, hem de anlıyorum demek. Evet... Işte böyle, küçük
bey... Önce yaşamalı, çalışmalı, ondan sonra da ihtiyarları R
eleştirmeye kalkmalı..."
Bu hikâye parçası için aşağıdakilerden hangisi söyle-
hemez?
Yetim Fomiç, kendini diğerlerinden üstün gören bir
kişiliktir.
B) Hikâye kahramanları arasında belirgin bir karşıtlık söz
konusudur.
C) Parçadaki temel çatışma Yetim Fomiç ile Perekladin
arasında geçmiştir.
22.
D) Perekladin, noktalama işaretlerini deneyimleriyle
öğrenmiştir.
E) Perekladin, kendiyle baş başa kaldığında duygularını
dışa vurmuştur.
9
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
A 9.Sınıf/Türk Dili ve Edebiyatı A 21. Oradaki gençlerden birisi olan Yetim Fomiç, Perekladin'e: - Örneğin sizi ele alalım, demişti. Sizin oldukça önemli bir yeriniz var... Tahsil derecenizi sorabilir miyim? Perekladin, uysal bir tavırla: Okumuş bir adam değilim. Hem bizde okumuş olmak gerekmez ki, diye cevap vermişti. Yanlışsız yazdın mı, oldu bitti. -lyi ama yanlışsız yazı yazmayı nerede öğrendiniz? - Alıştım efendim... Kırk yıldır çalışıyorum, elbette insanın eli alışır.. Önceleri güçlük çekiyordum, yanlış da yaptığım oluyordu, oysa sonraları görgülerle alıştım... Eh, şimdi oldukça zararsız yazıyorum... - - Peki, ya noktalama işaretleri? Eh, noktalama işaretleri de şöyle böyle... Yerli yerine koyuyorum. Genç adam bozularak: Him... dedi. Ama alışkanlık tahsil demek değildir. Noktalama işaretlerini doğru koymanız yetmez... Hayır, efendim!., Onları bilerek yerli yerine koymalı!.. Örneğin, virgülü niçin koyduğunuzu bilmelisiniz... Evet, efendim!.. Bu sizin anlattığınız şey basmakalıp... Taklit imlâ, metelik bile etmez. Bu maki- neden çıkma bir şeyden farksızdır. Perekladin, hiç ses çıkarmamıştı, hatta sessiz sessiz gülümsemişti, (çünkü delikanlı, Danıştay üyesinin oğluydu, kendisi de Perekladin derecesinde bir kâtipti), ama şu dakikada uykuya yatarken, bütün benliğini öfke, kin kaplamıştı. "Kırk yıl görev yap- tim", diye düşünüyordu, "kimse bana aptal demedi; şuna da bak, eleştirmen olmuş!.. Basmakalıpmış.. Taklitmiş!.. B Makineden çıkmaymış. Hay, şeytanlar alsın seni!.. Senin üniversitelerinde okumadım, ama bu işleri senden daha iyi anlarım!.." Perekladin, tüm öfkesini, kinini eleştirmenin adresine yollayıp yorgan altında iyice ısındıktan sonra sinir- leri yatışmaya başladı. Uyumaya hazırlanırken: "Hepsini biliyorum... Anlıyorum diye düşünüyordu. "Virgül konması gereken yere üst üste iki nokta koymam, öyleyse hem bili- S yorum, hem de anlıyorum demek. Evet... Işte böyle, küçük bey... Önce yaşamalı, çalışmalı, ondan sonra da ihtiyarları R eleştirmeye kalkmalı..." Bu hikâye parçası için aşağıdakilerden hangisi söyle- hemez? Yetim Fomiç, kendini diğerlerinden üstün gören bir kişiliktir. B) Hikâye kahramanları arasında belirgin bir karşıtlık söz konusudur. C) Parçadaki temel çatışma Yetim Fomiç ile Perekladin arasında geçmiştir. 22. D) Perekladin, noktalama işaretlerini deneyimleriyle öğrenmiştir. E) Perekladin, kendiyle baş başa kaldığında duygularını dışa vurmuştur. 9
6.
Küçük İskender, yeni şiirin her türlü deneyiminin içerisin-
de gördüğümüz bir sanatkârdır. Onun şiiri her türlü kuru-
lu düzene karşıdır. Söz dünyasının bu çokgen yapısını
Mehmet Hicri Doğan şöyle açıklıyor: "Girmedik çıkar ya
da çıkmaz yol, denemedik oyun, deyim, ön-ek, son-ek bi-
rakmamış, her şeyi şiirin alanına sokmuş."
Bu parçada tanıtılan sanatçı için aşağıdakilerden han-
gisi söylenebilir?
A) Yeni şiir anlayışını benimsediği için anlaşılmaktan uzak
olduğu
B) Şiirin alanını genişlettiğinden başarıyı yakalayamadığı
C) Geleneksel şiir özelliklerini şiirinde bulundurduğu
D) Şiirde sıradanlıktan kurtulup sürekli yenilik peşinde
koştuğu
E) Dilin yapısını bozarak dile zararının olduğu
8.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. Küçük İskender, yeni şiirin her türlü deneyiminin içerisin- de gördüğümüz bir sanatkârdır. Onun şiiri her türlü kuru- lu düzene karşıdır. Söz dünyasının bu çokgen yapısını Mehmet Hicri Doğan şöyle açıklıyor: "Girmedik çıkar ya da çıkmaz yol, denemedik oyun, deyim, ön-ek, son-ek bi- rakmamış, her şeyi şiirin alanına sokmuş." Bu parçada tanıtılan sanatçı için aşağıdakilerden han- gisi söylenebilir? A) Yeni şiir anlayışını benimsediği için anlaşılmaktan uzak olduğu B) Şiirin alanını genişlettiğinden başarıyı yakalayamadığı C) Geleneksel şiir özelliklerini şiirinde bulundurduğu D) Şiirde sıradanlıktan kurtulup sürekli yenilik peşinde koştuğu E) Dilin yapısını bozarak dile zararının olduğu 8.
gusal
ardan
Ima-
ilen
by-
da
5ğ-
h-
mi
n
r
LIMIT YAYINLARI
9.
1. Öykü yazarının tam bir diktatör olması gerekir
örneğin.
DENEME 10
II.
Oysa her ikisi de apayrı kurgulara sahip, farklı
yolların yolcularıdır.
III. Fakat roman için hiç şüphe yok ki bunları söy-
leyemeyiz.
IV. Çünkü olaylar romandaki gibi aheste aneste iler-
lemez, aniden başlar, olur ve biter
V. Öykü yazmak, roman yazmanın ilk basamağı-
dır, gibi bir algı var nedense bizd
Yukarıda numaralanmış cümlelerle anlamlı bir
paragraf oluşturulmak istenirse bu parçanın baş-
tan üçüncü cümlesi hangisi olur?
C) III
A) I
V-
B) II
D) V
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
gusal ardan Ima- ilen by- da 5ğ- h- mi n r LIMIT YAYINLARI 9. 1. Öykü yazarının tam bir diktatör olması gerekir örneğin. DENEME 10 II. Oysa her ikisi de apayrı kurgulara sahip, farklı yolların yolcularıdır. III. Fakat roman için hiç şüphe yok ki bunları söy- leyemeyiz. IV. Çünkü olaylar romandaki gibi aheste aneste iler- lemez, aniden başlar, olur ve biter V. Öykü yazmak, roman yazmanın ilk basamağı- dır, gibi bir algı var nedense bizd Yukarıda numaralanmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulmak istenirse bu parçanın baş- tan üçüncü cümlesi hangisi olur? C) III A) I V- B) II D) V E) V
an
15. Hiçbir şair, hiçbir hikâyeci yalnız bugün için yazmaz: hepsi
ölümsüzlüğe ulaşmayı diler. Eleştirmen ise böyle düş kura-
maz, o bilir kendisinin geçici olduğunu. Başkalarının eser-
lerini tanıtıp sevdirecek ya da değersizliğini gösterip yıka-
cak, inandığı doğruları yaydıktan sonra kendisi de unutulup
gidecek.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
Şair ve yazarlar sadece bugünü düşünmezler.
B) Şair ve yazarlar için yazmak bir bakıma ölümsüzlüğe
çare aramaktır.
Eleştirmenin kalıcı olmaya çalışmak gibi bir gayesi
yoktur.
BARDAGS
Eleştirmenin görevi bir eserin edebî değerini ortaya
koymaktır.
Eleştirmen, ilkelerinden taviz vermediğinde çabuk unu-
tulur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
an 15. Hiçbir şair, hiçbir hikâyeci yalnız bugün için yazmaz: hepsi ölümsüzlüğe ulaşmayı diler. Eleştirmen ise böyle düş kura- maz, o bilir kendisinin geçici olduğunu. Başkalarının eser- lerini tanıtıp sevdirecek ya da değersizliğini gösterip yıka- cak, inandığı doğruları yaydıktan sonra kendisi de unutulup gidecek. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? Şair ve yazarlar sadece bugünü düşünmezler. B) Şair ve yazarlar için yazmak bir bakıma ölümsüzlüğe çare aramaktır. Eleştirmenin kalıcı olmaya çalışmak gibi bir gayesi yoktur. BARDAGS Eleştirmenin görevi bir eserin edebî değerini ortaya koymaktır. Eleştirmen, ilkelerinden taviz vermediğinde çabuk unu- tulur.
10. I.
PARAG
Davranış değişikliği yaratan öğrenmenin giriş, işlem, bellek ve çıkış
olmak üzere dört aşaması vardır.
II.
Bu değişiklik, duyu organlarımız aracılığıyla gelen uyarıların seçile-
rek anlamlı bir şekilde organize edilmesi sürecini içerir.
III.
IV. Öğrenme, tekrar ya da yaşantı yoluyla organizmanın davranışların-
da meydana gelen kalıcı ya da izli davranış değişikliğidir.
V. Bunun nedeni bu davranışların yaşantı ürünü olmaması ve davra-
nış değişikliği yaratmamasıdır.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak
biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Süreçte doğuştan getirilen davranışlar, büyüme ve olgunlaşma
sonucu oluşan davranışlar öğrenme kabul edilmez.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
10. I. PARAG Davranış değişikliği yaratan öğrenmenin giriş, işlem, bellek ve çıkış olmak üzere dört aşaması vardır. II. Bu değişiklik, duyu organlarımız aracılığıyla gelen uyarıların seçile- rek anlamlı bir şekilde organize edilmesi sürecini içerir. III. IV. Öğrenme, tekrar ya da yaşantı yoluyla organizmanın davranışların- da meydana gelen kalıcı ya da izli davranış değişikliğidir. V. Bunun nedeni bu davranışların yaşantı ürünü olmaması ve davra- nış değişikliği yaratmamasıdır. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. Süreçte doğuştan getirilen davranışlar, büyüme ve olgunlaşma sonucu oluşan davranışlar öğrenme kabul edilmez.
PARAGRAF OLUŞTURMA
7.
I. Boğaz'ın kıyısında, büyük bir bahçenin çevrelediği bu
sahil sarayı; mimari görünümü, iç ve dış dekorasyon
zenginliği ile de göz kamaştırır.
II. Sultan Abdülmecit'in mimarlarından Karabet Balyan'ın
eseri olarak bilinen bu muhteşem yapı, Osmanlı sarayları
içinde en büyüğü ve en güzelidir.
III. Geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı bu koy, za-
manla bir bataklık hâline gelmiş; 17. yüzyılda doldurularak
padişahların dinlendiği ve eğlencelerinin düzenlendiği
has bahçe olarak kullanılmıştır.
IV. Dolmabahçe Sarayı'nın bulunduğu alan, bundan dört yüz
yıl öncesine kadar Osmanlı kaptanıderyasının gemilerini
demirlediği büyük bir koydu.
V. Koca bir imparatorluğun, Osmanlı'nın, 19. yüzyılda ya-
pılmış saraylarından sadece biridir Dolmabahçe.
Bu cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde sırala-
nırsa baştan ikinci cümle hangisi olur?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
PARAGRAF OLUŞTURMA 7. I. Boğaz'ın kıyısında, büyük bir bahçenin çevrelediği bu sahil sarayı; mimari görünümü, iç ve dış dekorasyon zenginliği ile de göz kamaştırır. II. Sultan Abdülmecit'in mimarlarından Karabet Balyan'ın eseri olarak bilinen bu muhteşem yapı, Osmanlı sarayları içinde en büyüğü ve en güzelidir. III. Geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı bu koy, za- manla bir bataklık hâline gelmiş; 17. yüzyılda doldurularak padişahların dinlendiği ve eğlencelerinin düzenlendiği has bahçe olarak kullanılmıştır. IV. Dolmabahçe Sarayı'nın bulunduğu alan, bundan dört yüz yıl öncesine kadar Osmanlı kaptanıderyasının gemilerini demirlediği büyük bir koydu. V. Koca bir imparatorluğun, Osmanlı'nın, 19. yüzyılda ya- pılmış saraylarından sadece biridir Dolmabahçe. Bu cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde sırala- nırsa baştan ikinci cümle hangisi olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
65 Bir senaryoyu yazdıktan sonra hep kendi kendime
sorarım. Ben bunun filmini çekmeli miyim? Tamam,
uğraştım, emek verdim ama bunu çekmeye gerçekten
gerek var mı? Mesela Suç ve Ceza'daki, yüz elli yıl
öncesinin ahlaki gerçekliğiyle yaşamış Raskolnikov'u
bugün nasıl akla yakın kılacaksın? O diriliş sahnesini
düşünün mesela. Bütün o vicdan azaplarını yaşayan
biri... Raskolnikov gibi, o derinlikte, öyle bir muhake-
me gücün olacak, öyle bir vicdan azabı çekeceksin ve
onun gerektirdiği davranışı göstereceksin. Günümüz-
de mümkün mü bu?
We
Böyle diyen yazarın, yazdığı senaryoları filmleştir-
me konusundaki kaygısının nedeni aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Inandinciliği sağlayamamak
B)
C)
Yazdığı senaryoyu teknik yetersizlikler nedeniyle
gerektiği gibi yansıtamamak
Herkesçe bilinen konuların seyirciye ilginç gel-
meyeceğini düşünmek
D)
Görev vermeyi düşündüğü oyuncularla fikir ayrı-
lığı yaşamak
E) Önceki başarısızlıklarını unutmamış olmak
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
65 Bir senaryoyu yazdıktan sonra hep kendi kendime sorarım. Ben bunun filmini çekmeli miyim? Tamam, uğraştım, emek verdim ama bunu çekmeye gerçekten gerek var mı? Mesela Suç ve Ceza'daki, yüz elli yıl öncesinin ahlaki gerçekliğiyle yaşamış Raskolnikov'u bugün nasıl akla yakın kılacaksın? O diriliş sahnesini düşünün mesela. Bütün o vicdan azaplarını yaşayan biri... Raskolnikov gibi, o derinlikte, öyle bir muhake- me gücün olacak, öyle bir vicdan azabı çekeceksin ve onun gerektirdiği davranışı göstereceksin. Günümüz- de mümkün mü bu? We Böyle diyen yazarın, yazdığı senaryoları filmleştir- me konusundaki kaygısının nedeni aşağıdakiler- den hangisidir? A) Inandinciliği sağlayamamak B) C) Yazdığı senaryoyu teknik yetersizlikler nedeniyle gerektiği gibi yansıtamamak Herkesçe bilinen konuların seyirciye ilginç gel- meyeceğini düşünmek D) Görev vermeyi düşündüğü oyuncularla fikir ayrı- lığı yaşamak E) Önceki başarısızlıklarını unutmamış olmak
4.
1. Bu düşünceye içtenlikle inanıyorum.
II. Şimdi, iyi bir şairin toplumun bütün kesimlerinin anlayıp
seveceği şiirler yazması gerektiğini düşünüyorum.
III. Çünkü eğitim düzeyi ne olursa olsun her insanın, farklı
da olsa, şiirden alacağı bir tat vardır.
IV. Ama zamanla bu düşüncemin yanlış olduğunu anladım.
V. Eskiden, şiiri küçük bir okur kesimi için yazdığımı düşünür
ve bunun doğru bir tutum olduğuna inanırdım.
Yukarıdaki numaralı cümleler kullanılarak anlamlı bir
paragraf oluşturulduğunda hangi cümle baştan dördüncü
olur?
A) I.
B) II.
C) III.
64
D) IV.
E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. 1. Bu düşünceye içtenlikle inanıyorum. II. Şimdi, iyi bir şairin toplumun bütün kesimlerinin anlayıp seveceği şiirler yazması gerektiğini düşünüyorum. III. Çünkü eğitim düzeyi ne olursa olsun her insanın, farklı da olsa, şiirden alacağı bir tat vardır. IV. Ama zamanla bu düşüncemin yanlış olduğunu anladım. V. Eskiden, şiiri küçük bir okur kesimi için yazdığımı düşünür ve bunun doğru bir tutum olduğuna inanırdım. Yukarıdaki numaralı cümleler kullanılarak anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda hangi cümle baştan dördüncü olur? A) I. B) II. C) III. 64 D) IV. E) V.
Dilimiz bizim kişiliğimizin dışa vurumu için bir araçtır. Eğer
ben kendi dilimi yabancı dillere karşı savunamıyorsam,
uygarlığın ulaştığı ufukları kendi dilimde vurgulayabilmekten
yoksunsam kişiliğim eksik kalır. Eğer, bilimde, sanatta ve
kültürde yaya kalıyorsam kişiliğim öteki uluslar karşısında
geriliyor demektir.
Bu paragraf için en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi
olur?
A) Onurlu Olmak
B) Kişilik Savaşımı
C) Yabancı Dilin Etkisi-
D) Kişilikte Tutarsızlık
E) Ana Dili Korumak
14
5
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Dilimiz bizim kişiliğimizin dışa vurumu için bir araçtır. Eğer ben kendi dilimi yabancı dillere karşı savunamıyorsam, uygarlığın ulaştığı ufukları kendi dilimde vurgulayabilmekten yoksunsam kişiliğim eksik kalır. Eğer, bilimde, sanatta ve kültürde yaya kalıyorsam kişiliğim öteki uluslar karşısında geriliyor demektir. Bu paragraf için en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olur? A) Onurlu Olmak B) Kişilik Savaşımı C) Yabancı Dilin Etkisi- D) Kişilikte Tutarsızlık E) Ana Dili Korumak 14 5
23. 1. Kohlberg'in "Ahlak Gelişim Kuramı"nın bir
aşaması olan kişiler arası uyum eğilimi. "iyi çocuk
olma evresi" olarak da bilinir. Çünkü iyi davranış
ceza almamak için değil, yakın çevreyi memnun
etmek, onlara yardımcı olmak ya da onlar tarafın-
dan takdir edilmek için yapılır. Bireyin kendinden
bekleneni yapması en doğru hareket biçimidir.
Yakın çevrenin düşüncelerine önem verilir. İyi
olmak, başkalarının duygularıyla ilgilenmek, sadık
ve güvenilir olmak, beklentiler ve kurallar doğrul-
tusunda davranmak önemlidir.
II. Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı'ndan, "Oğ-
lan yumruğu ile boğanın alnına kıyasıya tutup vur-
du. Boğa geri geri gitti. Boğa oğlana sürdü tekrar
geldi. Oğlan yine boğanın alnına yumruğu ile sert
vurdu. Oğlan bu sefer boğanın alnına yumruğunu
dayadı, sürdü meydanın başına çıkardı. Boğa ile
oğlan bir hamle çekiştiler. Babam at koşturuşuma
baksın kivansın, ok atışıma baksın güvensin, kılıç
çalışıma baksın sevinsin diyordu." bu cümleler
Boğaç Han'ın iyi çocuk olarak babası tarafından
onaylanmak istediğini ifade etmektedir.
Yukarıda verilen II numaralı parçayla ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) I. parçada yer alan bilimsel bir bulgunun
insanlar üzerindeki etkilerine değinilmektedir.
B) I. parçada ele alınan konunun çocukların
yaşamındaki olumlu sonuçları anlatılmaktadır.
C) I. parçadaki durumun bilimsel araştırmaların
sonucunda kanıtlandığı gösterilmektedir.
DI. parçadaki konuya bir hikâyedeki kahramanın
ahlaki yapısı örnek verilmektedir.
E) I. parçada belirtilen olgunun edebiyata ne
sekilde yansıtıldığına yer verilmektedir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
23. 1. Kohlberg'in "Ahlak Gelişim Kuramı"nın bir aşaması olan kişiler arası uyum eğilimi. "iyi çocuk olma evresi" olarak da bilinir. Çünkü iyi davranış ceza almamak için değil, yakın çevreyi memnun etmek, onlara yardımcı olmak ya da onlar tarafın- dan takdir edilmek için yapılır. Bireyin kendinden bekleneni yapması en doğru hareket biçimidir. Yakın çevrenin düşüncelerine önem verilir. İyi olmak, başkalarının duygularıyla ilgilenmek, sadık ve güvenilir olmak, beklentiler ve kurallar doğrul- tusunda davranmak önemlidir. II. Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı'ndan, "Oğ- lan yumruğu ile boğanın alnına kıyasıya tutup vur- du. Boğa geri geri gitti. Boğa oğlana sürdü tekrar geldi. Oğlan yine boğanın alnına yumruğu ile sert vurdu. Oğlan bu sefer boğanın alnına yumruğunu dayadı, sürdü meydanın başına çıkardı. Boğa ile oğlan bir hamle çekiştiler. Babam at koşturuşuma baksın kivansın, ok atışıma baksın güvensin, kılıç çalışıma baksın sevinsin diyordu." bu cümleler Boğaç Han'ın iyi çocuk olarak babası tarafından onaylanmak istediğini ifade etmektedir. Yukarıda verilen II numaralı parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. parçada yer alan bilimsel bir bulgunun insanlar üzerindeki etkilerine değinilmektedir. B) I. parçada ele alınan konunun çocukların yaşamındaki olumlu sonuçları anlatılmaktadır. C) I. parçadaki durumun bilimsel araştırmaların sonucunda kanıtlandığı gösterilmektedir. DI. parçadaki konuya bir hikâyedeki kahramanın ahlaki yapısı örnek verilmektedir. E) I. parçada belirtilen olgunun edebiyata ne sekilde yansıtıldığına yer verilmektedir.
Subject:
Orhun Yazıtları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Tonyukuk Yazıtı'nda Vezir Tonyukuk, İlteriş Kağan'la
beraber bağımsızlık mücadelesine girmiş birisi olarale
halka öğütler verir.
B) Kül Tigin Yazıtı, Kül Tigin'in ölümü üzerine ağabeyi Bilg
Kağan'ın isteğiyle hanedan üyesi Yollug Tigin tarafından
taşa işlenmiştir.
C) Bilge Kağan Yazıtı, Bilge Kağan'ın oğlu Tengri Tarkan'ın
isteğiyle Yollug Tigin tarafından taşa işlenmiştir. Yazıttaki
sözler Bilge Kağan'a aittir.
Dörtlük şeklinde yazılmış taşlardan oluşur. Kafiye şeması
"aaab, cccb"dir.
E) Tonyukuk Yazıtı anı türü özellikleri, Bilge Kağan Yazıtı da
söylev türü özellikleri gösterir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Subject: Orhun Yazıtları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Tonyukuk Yazıtı'nda Vezir Tonyukuk, İlteriş Kağan'la beraber bağımsızlık mücadelesine girmiş birisi olarale halka öğütler verir. B) Kül Tigin Yazıtı, Kül Tigin'in ölümü üzerine ağabeyi Bilg Kağan'ın isteğiyle hanedan üyesi Yollug Tigin tarafından taşa işlenmiştir. C) Bilge Kağan Yazıtı, Bilge Kağan'ın oğlu Tengri Tarkan'ın isteğiyle Yollug Tigin tarafından taşa işlenmiştir. Yazıttaki sözler Bilge Kağan'a aittir. Dörtlük şeklinde yazılmış taşlardan oluşur. Kafiye şeması "aaab, cccb"dir. E) Tonyukuk Yazıtı anı türü özellikleri, Bilge Kağan Yazıtı da söylev türü özellikleri gösterir.
20.
Bu süre en kısa iki üç yıl, en uzun da on beş yıl gibi bir
zaman dilimini bulabiliyor. Mesela Dicle'nin Sesi ikilemesi on
beş yılımı aldı. 1985-86'da bu romanımla ilgili araştırmalara
başlamıştım. 1990'ların başında da yazmaya başladım. Ben
bu inceleme ve araştırma dönemleri olmadan romanlarımı
yazmıyorum. Çünkü romanlarımın tümü böyle bir ön çalış-
mayı zorunlu kılıyor.
----.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Yeni bir yapıta başlamadan önce bir köşede uzun uzun
düşünüyorum
B) Romanlarımı yazmaya başlamadan önce zihnimi uzun
süre dinlendiriyorum
C) Yapıtlarıma başlamadan önce, daha önce yayımlan-
mış yapıtların okur üzerindeki etkilerini gözlemliyo-
rum
D) Romanlarımı yazmaya başlamadan önce uzun bir
araştırma, inceleme ve etüt devresi yaşıyorum
E) Romanlarımın teknik olarak mükemmel olması benim
için çok önemlidir
S
A
R
M
A
L
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
20. Bu süre en kısa iki üç yıl, en uzun da on beş yıl gibi bir zaman dilimini bulabiliyor. Mesela Dicle'nin Sesi ikilemesi on beş yılımı aldı. 1985-86'da bu romanımla ilgili araştırmalara başlamıştım. 1990'ların başında da yazmaya başladım. Ben bu inceleme ve araştırma dönemleri olmadan romanlarımı yazmıyorum. Çünkü romanlarımın tümü böyle bir ön çalış- mayı zorunlu kılıyor. ----. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Yeni bir yapıta başlamadan önce bir köşede uzun uzun düşünüyorum B) Romanlarımı yazmaya başlamadan önce zihnimi uzun süre dinlendiriyorum C) Yapıtlarıma başlamadan önce, daha önce yayımlan- mış yapıtların okur üzerindeki etkilerini gözlemliyo- rum D) Romanlarımı yazmaya başlamadan önce uzun bir araştırma, inceleme ve etüt devresi yaşıyorum E) Romanlarımın teknik olarak mükemmel olması benim için çok önemlidir S A R M A L
Jurat,
anın
miş-
bi-
dir.
r.
5. Pelin, Aynur, Didem, Kemal, Cengiz ve Canan adlı
kişiler kahve içmek için otantik bir mekâna git-
mişlerdir. Bu kişilerin içtikleri kahve türleri ile ilgili
bilinenler şunlardır:
. Üç kişi Türk kahvesi, iki kişi de dibek kahvesi
içmiştir.
Pelin ve Canan aynı kahveden içmiştir.
Aynur, Didem ve Kemal farklı kahveler içmiştir.
• Cengiz ve Kemal mehengiç dışında farklı kah-
veler içmiştir.
Buna bilgilerden hareketle,
.
1. Aynur
II. Didem
III. Cengiz
IV. Kemal
adlı kişilerden hangilerinin içtikleri kahve belli
değildir?
A) I ve II.
C) Il ve IV.
B) I ve III.
D) III ve IV.
T₁
95
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Jurat, anın miş- bi- dir. r. 5. Pelin, Aynur, Didem, Kemal, Cengiz ve Canan adlı kişiler kahve içmek için otantik bir mekâna git- mişlerdir. Bu kişilerin içtikleri kahve türleri ile ilgili bilinenler şunlardır: . Üç kişi Türk kahvesi, iki kişi de dibek kahvesi içmiştir. Pelin ve Canan aynı kahveden içmiştir. Aynur, Didem ve Kemal farklı kahveler içmiştir. • Cengiz ve Kemal mehengiç dışında farklı kah- veler içmiştir. Buna bilgilerden hareketle, . 1. Aynur II. Didem III. Cengiz IV. Kemal adlı kişilerden hangilerinin içtikleri kahve belli değildir? A) I ve II. C) Il ve IV. B) I ve III. D) III ve IV. T₁ 95
Matematik ve müzik pek çok açıdan birbiri ile ilişkili iki
disiplindir; Antik Çağ'dan itibaren bu ilişki fark edilmiş ve
pek çok matematikçinin ve düşünürün ilgisini çekmiştir.
the Pyhtagoras, bir telin değişik boyları ile değişik sesler elde
Hundbedildiğini bulmuştur. Konfüçyüs, belirli modların insanlar
üzerindeki etkisini incelemiştir. Platon, müziği etiğin bir
parçası olarak kabul ederek karışıklığın, düzensizlik ve
depresyona yol açacağını savunmuş ve insan karak-
teri ile müzik arasında bir bağlantı kurmuştur. Boethius
475-525 yılları arasında yaşamış Romalı din adamıdır.
Yaşadığı devrin en büyük müzik kuramcısıdır. Çalışma-
larını De Musica isimli müzik bilgisinin temeli olarak kabul
edilen kitapta toplamıştır. Aritmetik, geometri ve müzik ile
ilgili çalışmaları olan Boethius, müzik ile matematik ara-
sındaki ilişkiyi inceleyerek müziğin insan kişiliği üzerinde-
ki etkilerini araştırmıştır. Bu çalışmaları yaparken Phyta-
goras ile Platon'un etkisinde kalmıştır.
1.
Bu parçada yazar, ilk cümlede ortaya koyduğu düşün-
ceyi inandırıcı kılmak için aşağıdakilerin hangisine
başvurmuştur?
Sayısal verilerden yararlanma
B) Örnekleme
Tanımlama
D) Betimleme
E) Karşılaştırma
powod
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Matematik ve müzik pek çok açıdan birbiri ile ilişkili iki disiplindir; Antik Çağ'dan itibaren bu ilişki fark edilmiş ve pek çok matematikçinin ve düşünürün ilgisini çekmiştir. the Pyhtagoras, bir telin değişik boyları ile değişik sesler elde Hundbedildiğini bulmuştur. Konfüçyüs, belirli modların insanlar üzerindeki etkisini incelemiştir. Platon, müziği etiğin bir parçası olarak kabul ederek karışıklığın, düzensizlik ve depresyona yol açacağını savunmuş ve insan karak- teri ile müzik arasında bir bağlantı kurmuştur. Boethius 475-525 yılları arasında yaşamış Romalı din adamıdır. Yaşadığı devrin en büyük müzik kuramcısıdır. Çalışma- larını De Musica isimli müzik bilgisinin temeli olarak kabul edilen kitapta toplamıştır. Aritmetik, geometri ve müzik ile ilgili çalışmaları olan Boethius, müzik ile matematik ara- sındaki ilişkiyi inceleyerek müziğin insan kişiliği üzerinde- ki etkilerini araştırmıştır. Bu çalışmaları yaparken Phyta- goras ile Platon'un etkisinde kalmıştır. 1. Bu parçada yazar, ilk cümlede ortaya koyduğu düşün- ceyi inandırıcı kılmak için aşağıdakilerin hangisine başvurmuştur? Sayısal verilerden yararlanma B) Örnekleme Tanımlama D) Betimleme E) Karşılaştırma powod