Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

11. Çarpık kentleşme özellikle ülkemizde başta Istanbul, Ankara ve
İzmir gibi büyükşehirler olmak üzere birçok şehri yakından ilgi-
lendiren bir konudur. Yaşanan nüfus artışının etkisiyle plansız ve
denetimsiz olarak gelişigüzel, altyapısız, mimarisiz büyüyen kent-
ler, ülke için de birtakım sorunları beraberinde getirir. Çarpık
kentleşmeyi bazı sebepler tetiklemektedir. Çarpık kentleşme se-
beplerinin başında da hızla artan nüfus gelmektedir. Hızla artan
nüfusa karşı konut yetersizliği kentleşmeyi olumsuz etkilemek-
tedir. Çoğalan konut ya da barınma talebine karşılık, bir düzen
olmaksızın hayata geçirilen projeler de farklı bir açıdan çarpık
kentleşmeyi doğurmaktadır.
Bu parçada yazar çarpık kentleşmenin oluşmasını
1. Nüfusun hızlı artması,
II. Nüfusu yetersiz kentlerin büyükşehir statüsüne geçirilmesi,
IH. Konut yetersizliğini karşılamak için yapılan projelerin plan-
sızlığı
nedenlerinden hangilerine bağlamamaktadır?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve Ill
E) II ve III
C) I ve II
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. Çarpık kentleşme özellikle ülkemizde başta Istanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirler olmak üzere birçok şehri yakından ilgi- lendiren bir konudur. Yaşanan nüfus artışının etkisiyle plansız ve denetimsiz olarak gelişigüzel, altyapısız, mimarisiz büyüyen kent- ler, ülke için de birtakım sorunları beraberinde getirir. Çarpık kentleşmeyi bazı sebepler tetiklemektedir. Çarpık kentleşme se- beplerinin başında da hızla artan nüfus gelmektedir. Hızla artan nüfusa karşı konut yetersizliği kentleşmeyi olumsuz etkilemek- tedir. Çoğalan konut ya da barınma talebine karşılık, bir düzen olmaksızın hayata geçirilen projeler de farklı bir açıdan çarpık kentleşmeyi doğurmaktadır. Bu parçada yazar çarpık kentleşmenin oluşmasını 1. Nüfusun hızlı artması, II. Nüfusu yetersiz kentlerin büyükşehir statüsüne geçirilmesi, IH. Konut yetersizliğini karşılamak için yapılan projelerin plan- sızlığı nedenlerinden hangilerine bağlamamaktadır? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve Ill E) II ve III C) I ve II
13. (1) Ruhbilimci Riklin, masalları rüyaya benzetir ve
onun insanlardaki arzuları sembolleştirdiğini söyler.
(II) Hayatta mümkün olmayan ve çok istenen her
şey, masallarda gerçekleşiverir. (II) Adalet, eşitlik,
kardeşlik ve mutluluk en katıksız zenginliği ile ma-
sal dünyasında bulunur, hor görülen bir Keloğlan,
kurnazlığı sayesinde beyzadeleri küçük düşürür
öksüz kızcağız, bir talih cilvesiyle prenses oluverir.
(IV) Yoksul zavallı birinin başına devlet kuşu konar,
peri güzelleri çobanlarla evlenir, iyilere devler bile
yardım eder. (V) Masal ülkesinde gam, kasvet, çir-
kinlik yoktur.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
kendisinden önceki cümlenin gerekçesidir?
& mu
A) 1 B) II
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
13. (1) Ruhbilimci Riklin, masalları rüyaya benzetir ve onun insanlardaki arzuları sembolleştirdiğini söyler. (II) Hayatta mümkün olmayan ve çok istenen her şey, masallarda gerçekleşiverir. (II) Adalet, eşitlik, kardeşlik ve mutluluk en katıksız zenginliği ile ma- sal dünyasında bulunur, hor görülen bir Keloğlan, kurnazlığı sayesinde beyzadeleri küçük düşürür öksüz kızcağız, bir talih cilvesiyle prenses oluverir. (IV) Yoksul zavallı birinin başına devlet kuşu konar, peri güzelleri çobanlarla evlenir, iyilere devler bile yardım eder. (V) Masal ülkesinde gam, kasvet, çir- kinlik yoktur. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi kendisinden önceki cümlenin gerekçesidir? & mu A) 1 B) II D) IV E) V
{
Günümüz okuyucusu, eğlenme çılgınlığı yaşıyor.
Hâlbuki eğlence sonuçta bir türlü mutlu olmayan in-
sanlar için üretilmiş ve sadece parayla alınabilecek
bir şey hâline gelmiş. Bu insanlara kalıcı mutluluğu
kazandıracak olan sanatın değerini kavratmaya ça-
balarken sabırlı olmalıyız. İlk sanatın mesajına götü-
recek tuzaklar olmalı. Öksürük şurubunun çocuklara
şekerli bir içecek olarak sunulması gibi.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarı-
tamaz?
A) Günümüz okuyucusu, eğlenceye düşkün olduğu
için ciddi sanat yapıtlarını anlayamaz.
B) Günümüz okuyucusu, popüler olmayan sanatçı-
ları izlemeye gerek duymamaktadır.
C) Sanatçının okuyucusuna karşı sorumluluğu,
onu eğlendirmekle sınırlıdır.
DY Günümüz okuyucusunu gerçek sanattan anlar
hâle getirmek için ona öncelikle eğlenceli biçim-
de sanat eğitimi verilmelidir.
E) Eğlendirerek mesaj veren sanat eserleri günü-
müz okuyucusunun gerçek sanat eserlerine yö-
nelmesini ve düzeyinin yükselmesini sağlar.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
{ Günümüz okuyucusu, eğlenme çılgınlığı yaşıyor. Hâlbuki eğlence sonuçta bir türlü mutlu olmayan in- sanlar için üretilmiş ve sadece parayla alınabilecek bir şey hâline gelmiş. Bu insanlara kalıcı mutluluğu kazandıracak olan sanatın değerini kavratmaya ça- balarken sabırlı olmalıyız. İlk sanatın mesajına götü- recek tuzaklar olmalı. Öksürük şurubunun çocuklara şekerli bir içecek olarak sunulması gibi. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarı- tamaz? A) Günümüz okuyucusu, eğlenceye düşkün olduğu için ciddi sanat yapıtlarını anlayamaz. B) Günümüz okuyucusu, popüler olmayan sanatçı- ları izlemeye gerek duymamaktadır. C) Sanatçının okuyucusuna karşı sorumluluğu, onu eğlendirmekle sınırlıdır. DY Günümüz okuyucusunu gerçek sanattan anlar hâle getirmek için ona öncelikle eğlenceli biçim- de sanat eğitimi verilmelidir. E) Eğlendirerek mesaj veren sanat eserleri günü- müz okuyucusunun gerçek sanat eserlerine yö- nelmesini ve düzeyinin yükselmesini sağlar.
APOIEMI
34. Genç ve hevesli bir edebiyat gazetecisiydim bir zamanlar,
edebiyat söyleşilerinin yeri ayrıydı benim için. Okuduğum
metnin yazarıyla bir araya gelmek, aklıma takılanları sormak,
bir iki saat de olsa edebiyatın derinliklerine dalmak bir ya-
na, içimdeki magazin kuşunu da beslerdi bu söyleşiler. Bir
yazarla yüz yüze görüşmek, hâlini hareketlerini, oturup kalk-
masını tartmak, gündelik hayat içinde aldığı tavrı izlemek de
vardı çünkü işin içinde. Yazarları ikiye ayırıyordum, konuş-
mak için yazanlar ve konuşamadığı ya da konuşmayı tercih
etmediği için yazanlar. Bazı yazarlar söyleşiye sığmıyor, eser-
lerindeki çerçevenin dışına taşıyordu; bazıları hayatla kur-
duğu tüm ilişkiyi sanki yazının, dilin evreninde var ediyordu.
Yazarları gözlemlemek, izlemek ve konuşma dilini yazı dili-
ne çevirmek, yaptığım işin en eğlenceli kısmıydı. Ancak za-
manla edebiyat söyleşilerinden eskiden aldığım heyecan ve
zevki alamaz oldum çünkü --
====
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
kilerden hangisi getirilemez?
(A) metinle kurduğum ilişkinin içine yazarın girmesini iste-
miyordum artık.
B) sanatçıları gerçek yönleriyle tanıdıkça onlarda kimi or-
tak özellikler bulunduğunu gördüm.
C) eserlerinde özlemini duydukları insan tipi ile kendi ka-
rakterlerindeki tutarsızlıklar ciddi bir çelişkiydi.
D) yazarın yapıtlarını kişisel yaşamından ayrı değerlendir-
mem gerektiğini düşünmeye başladım.
E bazı sanatçıları gerçek yönleriyle tanıyınca eserlerinden
aldığım yazınsal büyü kayboluyordu.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
APOIEMI 34. Genç ve hevesli bir edebiyat gazetecisiydim bir zamanlar, edebiyat söyleşilerinin yeri ayrıydı benim için. Okuduğum metnin yazarıyla bir araya gelmek, aklıma takılanları sormak, bir iki saat de olsa edebiyatın derinliklerine dalmak bir ya- na, içimdeki magazin kuşunu da beslerdi bu söyleşiler. Bir yazarla yüz yüze görüşmek, hâlini hareketlerini, oturup kalk- masını tartmak, gündelik hayat içinde aldığı tavrı izlemek de vardı çünkü işin içinde. Yazarları ikiye ayırıyordum, konuş- mak için yazanlar ve konuşamadığı ya da konuşmayı tercih etmediği için yazanlar. Bazı yazarlar söyleşiye sığmıyor, eser- lerindeki çerçevenin dışına taşıyordu; bazıları hayatla kur- duğu tüm ilişkiyi sanki yazının, dilin evreninde var ediyordu. Yazarları gözlemlemek, izlemek ve konuşma dilini yazı dili- ne çevirmek, yaptığım işin en eğlenceli kısmıydı. Ancak za- manla edebiyat söyleşilerinden eskiden aldığım heyecan ve zevki alamaz oldum çünkü -- ==== Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda- kilerden hangisi getirilemez? (A) metinle kurduğum ilişkinin içine yazarın girmesini iste- miyordum artık. B) sanatçıları gerçek yönleriyle tanıdıkça onlarda kimi or- tak özellikler bulunduğunu gördüm. C) eserlerinde özlemini duydukları insan tipi ile kendi ka- rakterlerindeki tutarsızlıklar ciddi bir çelişkiydi. D) yazarın yapıtlarını kişisel yaşamından ayrı değerlendir- mem gerektiğini düşünmeye başladım. E bazı sanatçıları gerçek yönleriyle tanıyınca eserlerinden aldığım yazınsal büyü kayboluyordu.
Hani mavi denizlerin
Üç kıtada nal izlerin
Kör mü oldu bu gözlerin
Çaşıtları seçmez gayrı
(çaşıt: ajan, casus)
Yaşadığı topluma bu dizelerle seslenen bir şair için
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Maziye özlem duymaktadır.
B) Kötü niyetli kişilerin varlığından yakınmaktadır.
C) Toplumun sezgilerinden şikâyet etmektedir.
D) Millî tarihiyle ilgili, iyi duygular beslemektedir.
E) Yaşadığı toplumdan ümidini kesmiştir.
Paragraf Soru Bankası
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Hani mavi denizlerin Üç kıtada nal izlerin Kör mü oldu bu gözlerin Çaşıtları seçmez gayrı (çaşıt: ajan, casus) Yaşadığı topluma bu dizelerle seslenen bir şair için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Maziye özlem duymaktadır. B) Kötü niyetli kişilerin varlığından yakınmaktadır. C) Toplumun sezgilerinden şikâyet etmektedir. D) Millî tarihiyle ilgili, iyi duygular beslemektedir. E) Yaşadığı toplumdan ümidini kesmiştir. Paragraf Soru Bankası
178. 1. Bu oluşumlardan biri de kumullardır ve bu kumullar
çok sayıda endemik bitkinin yaşam alanıdır.
II. Ancak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kıyı
bölgelerde çok sayıda insan yaşaması kumulların
zarar görmesine neden olmaktadır.
III. Ülkemizin coğrafi konumu, yaşanan farklı iklim tip-
leri, görülen farklı jeolojik yapılar ve oluşumlar; bit-
ki, hayvan ve mantar türleri için çok çeşitli yaşam
ortamları oluşturur.
IV. Örneğin soyları tehlikede olan deniz kaplumbağa-
larının ve çok sayıda su kuşunun yanında, çeşitli
bitki türleri de yaşamaktadır bu kumullarda.
V. Ayrıca kumullardaki kumun inşaatlarda kullanılma-
sı, aşırı otlatma ve yangınlar gibi diğer insan kay-
naklı etkenler de kumul ekosistemlerini olumsuz
yönde etkilemektedir.
www.ihtiyac
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
178. 1. Bu oluşumlardan biri de kumullardır ve bu kumullar çok sayıda endemik bitkinin yaşam alanıdır. II. Ancak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kıyı bölgelerde çok sayıda insan yaşaması kumulların zarar görmesine neden olmaktadır. III. Ülkemizin coğrafi konumu, yaşanan farklı iklim tip- leri, görülen farklı jeolojik yapılar ve oluşumlar; bit- ki, hayvan ve mantar türleri için çok çeşitli yaşam ortamları oluşturur. IV. Örneğin soyları tehlikede olan deniz kaplumbağa- larının ve çok sayıda su kuşunun yanında, çeşitli bitki türleri de yaşamaktadır bu kumullarda. V. Ayrıca kumullardaki kumun inşaatlarda kullanılma- sı, aşırı otlatma ve yangınlar gibi diğer insan kay- naklı etkenler de kumul ekosistemlerini olumsuz yönde etkilemektedir. www.ihtiyac
TEST
06
1.
4.1. Anla
Güneşli, sessiz bir pazar sabahı erkenden uyandım.
Giyinip çıktım evden; yolda düşünüyorum. Şu sıralar
belki geceleri daha mutluyum. Uyurken iyiyim, düşle-
rimde her şey belirli bir mantık çizgisinde gelişiyor hiç
olmazsa. Uyandığımda yaşamım, önümde geçirmeye
zorunlu olduğum gün o denli kolay değil. Bunları düşüne
düşüne Çankaya sırtlarına doğru yürüdüm. O çok sevdi-
ğim kentin bittiği, aşağıdaki vadide gecekonduların baş-
ladığı yerde durdum biraz. Sabahı dinliyorum. Ardımda
dev blok apartmanlar uyuyor yollara park etmiş ara-
balar uyuyor henüz. Öyle sessiz ki her yan; usulca bir
taşın üstüne oturdum. Güneş yavaş yavaş karşıdan
yükseliyordu. Birden önümden koskocaman bir pas-
tanenin uçarak, yandaki tepeye fırlatıldığını büyük bir
hayretle gördüm. Yanılmıyorsam, bu İzmir'deki Miş Miş
Pastanesi'ydi; havada uçarken içindeki koltuklar ve
sandalyeler birbirine çarparak devriliyordu. Garsonlar
panik içinde pencerelerin kenarlarına tutunmuşlardı;
gümüş rengi yuvarlak tepsiler yerlerde yuvarlanıyordu;
camekânlı pasta dolabının içindeki cins cins pastalar;
profiteroller, eklerler, adisababalar, milföyler, taze pey-
nirler ve sade poğaçalar, ayçörekleri ve peynirli pideler
birbirine karışmıştı. Pastane, güm! diye sol yanımdaki
alçak tepenin üstüne kondu.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili
Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.
I. Örnekleme yapılmıştır.
H. Fantastik öykülemeye başvurulmuştur.
IV. Kurmaca bir metinden alınmıştır.
V. Öğretici bir dille yazılmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) I ve II
B) II ve III
D) Ill ve V
EIV ve V
Cyil ve V
2.
zaman
Kalifor
ğu yer
taşıya
gisay
yapal
konu
KafaDengi
Bu p
dir?
A)
D)
A
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TEST 06 1. 4.1. Anla Güneşli, sessiz bir pazar sabahı erkenden uyandım. Giyinip çıktım evden; yolda düşünüyorum. Şu sıralar belki geceleri daha mutluyum. Uyurken iyiyim, düşle- rimde her şey belirli bir mantık çizgisinde gelişiyor hiç olmazsa. Uyandığımda yaşamım, önümde geçirmeye zorunlu olduğum gün o denli kolay değil. Bunları düşüne düşüne Çankaya sırtlarına doğru yürüdüm. O çok sevdi- ğim kentin bittiği, aşağıdaki vadide gecekonduların baş- ladığı yerde durdum biraz. Sabahı dinliyorum. Ardımda dev blok apartmanlar uyuyor yollara park etmiş ara- balar uyuyor henüz. Öyle sessiz ki her yan; usulca bir taşın üstüne oturdum. Güneş yavaş yavaş karşıdan yükseliyordu. Birden önümden koskocaman bir pas- tanenin uçarak, yandaki tepeye fırlatıldığını büyük bir hayretle gördüm. Yanılmıyorsam, bu İzmir'deki Miş Miş Pastanesi'ydi; havada uçarken içindeki koltuklar ve sandalyeler birbirine çarparak devriliyordu. Garsonlar panik içinde pencerelerin kenarlarına tutunmuşlardı; gümüş rengi yuvarlak tepsiler yerlerde yuvarlanıyordu; camekânlı pasta dolabının içindeki cins cins pastalar; profiteroller, eklerler, adisababalar, milföyler, taze pey- nirler ve sade poğaçalar, ayçörekleri ve peynirli pideler birbirine karışmıştı. Pastane, güm! diye sol yanımdaki alçak tepenin üstüne kondu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir. I. Örnekleme yapılmıştır. H. Fantastik öykülemeye başvurulmuştur. IV. Kurmaca bir metinden alınmıştır. V. Öğretici bir dille yazılmıştır. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) I ve II B) II ve III D) Ill ve V EIV ve V Cyil ve V 2. zaman Kalifor ğu yer taşıya gisay yapal konu KafaDengi Bu p dir? A) D) A
7.
Yeni Türk edebiyatının başlangıcından itibaren; rasyonalist
Şinasi'den, romantik Namık Kemal'e, ondan natüralist
Nâbizâde Nâzım'a ve orta sınıfın sesi olan Ahmet Mithat'a
değin sanat ve edebiyatın etik bir vurgusu olması
gerektiğine inanan ve bunu ifade eden çok sayıda
edebiyatçı saymak mümkündür. Söz konusu etik, Servet-i
Fünun'a gelindiğinde estetiğin içinde eritilir. Dolayısıyla
Birinci ve İkinci Dönem Tanzimat edebiyatçıları ile Servet-i
Fünun topluluğu arasındaki ayrışmayı aynı zamanda bu
noktadan da temellendirmek olasıdır. Genel olarak
belirtmek gerekirse bu iki tavır, günümüze dek izlerini
belirgin yahut örtük biçimde devam ettirir.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine
ulaşılabilir?
A) Birçok edebiyatçı, edebiyatın en önemli yönünün etik
olduğuna inanmıştır
B
Nitelikli bir edebiyat ürünü ortaya koyabilmek için etiği
estetiğin içinde eritmek gerekir.
C) Edebiyatın en eski ve sıkça tartışılan meselesi, edebî
eserde etiğin nasıl ele alınacağıdır.
D) Edebiyatta etik, Tanzimat ve Servet-i Fünun
Dönemlerinde farklı şekilde değerlendirilmiştir.
E
Etiğin ele alınışı, Tanzimatçılar ile Servet-i Fünuncular
arasındaki az sayıdaki ayrımdan biridir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Yeni Türk edebiyatının başlangıcından itibaren; rasyonalist Şinasi'den, romantik Namık Kemal'e, ondan natüralist Nâbizâde Nâzım'a ve orta sınıfın sesi olan Ahmet Mithat'a değin sanat ve edebiyatın etik bir vurgusu olması gerektiğine inanan ve bunu ifade eden çok sayıda edebiyatçı saymak mümkündür. Söz konusu etik, Servet-i Fünun'a gelindiğinde estetiğin içinde eritilir. Dolayısıyla Birinci ve İkinci Dönem Tanzimat edebiyatçıları ile Servet-i Fünun topluluğu arasındaki ayrışmayı aynı zamanda bu noktadan da temellendirmek olasıdır. Genel olarak belirtmek gerekirse bu iki tavır, günümüze dek izlerini belirgin yahut örtük biçimde devam ettirir. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? A) Birçok edebiyatçı, edebiyatın en önemli yönünün etik olduğuna inanmıştır B Nitelikli bir edebiyat ürünü ortaya koyabilmek için etiği estetiğin içinde eritmek gerekir. C) Edebiyatın en eski ve sıkça tartışılan meselesi, edebî eserde etiğin nasıl ele alınacağıdır. D) Edebiyatta etik, Tanzimat ve Servet-i Fünun Dönemlerinde farklı şekilde değerlendirilmiştir. E Etiğin ele alınışı, Tanzimatçılar ile Servet-i Fünuncular arasındaki az sayıdaki ayrımdan biridir.
14. Bir insan topluluğunun üyelerine has olan öğrenil-
miş duygu, düşünce ve davranış kalıplarının tama-
mı kültürdür. Göçebe olsun, yerleşik olsun bütün
toplumların kendine mahsus birtakım alışkanlıkları
ve tutumları mutlak olarak mevcut olmaktadır. Bu
alışkanlık ve tutumlardır ki insanların diğer toplum
bireylerinden kolaylıkla ayırt edilmesini sağlamakta-
dır. Bu tür alışkanlıklardan olan beslenme, sözlük
anlamıyla "Vücut için gerekli besin maddelerinin
alımı"dır. Beslenmenin bu genel anlamının yanı sıra
bir de düzenli düzensiz beslenme ayrımı da bulun-
maktadır. Düzenli beslenme, sağlık için gerekli olan
ve besinleri belirli ölçülerde ve düzenli olarak almak
şeklinde açıklanabilir iken düzensiz beslenme ----
Bu parçanın sonuna, anlam bütünlüğüne göre
aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
kültürsüz insanların beslenme şekli olarak ta-
nımlanabilir.
B) vücut için gerekli gereksiz ayrımı yapmadan
beslenmeleridir.
C) beslenme alışkanlıklarının yanlış yapılandırıl-
masıdır.
D) bir ölçüye ve düzene göre beslenmemektir.
E) düzensiz ve rastgele bir beslenmedir.
16
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
14. Bir insan topluluğunun üyelerine has olan öğrenil- miş duygu, düşünce ve davranış kalıplarının tama- mı kültürdür. Göçebe olsun, yerleşik olsun bütün toplumların kendine mahsus birtakım alışkanlıkları ve tutumları mutlak olarak mevcut olmaktadır. Bu alışkanlık ve tutumlardır ki insanların diğer toplum bireylerinden kolaylıkla ayırt edilmesini sağlamakta- dır. Bu tür alışkanlıklardan olan beslenme, sözlük anlamıyla "Vücut için gerekli besin maddelerinin alımı"dır. Beslenmenin bu genel anlamının yanı sıra bir de düzenli düzensiz beslenme ayrımı da bulun- maktadır. Düzenli beslenme, sağlık için gerekli olan ve besinleri belirli ölçülerde ve düzenli olarak almak şeklinde açıklanabilir iken düzensiz beslenme ---- Bu parçanın sonuna, anlam bütünlüğüne göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez? kültürsüz insanların beslenme şekli olarak ta- nımlanabilir. B) vücut için gerekli gereksiz ayrımı yapmadan beslenmeleridir. C) beslenme alışkanlıklarının yanlış yapılandırıl- masıdır. D) bir ölçüye ve düzene göre beslenmemektir. E) düzensiz ve rastgele bir beslenmedir. 16
Ka Jana
10. Sanat anlayışı bir toplum işidir. Topluma yüksek
sanat duygusunu kazandıracak olan kuruluşlara
büyük görevler düşmektedir. Halkın sanat zevkini,
duygusunu yüceltmedikçe kişisel çabaların pek et-
kili olacağına inanmıyoruz. Görünen o ki insanla-
rın büyük bir kısmı gerçek ve yüce sanatı değil de
bilinçsiz ve anlamsız sanatı tercih etmektedir. Bu
insanlar toplumun klasik eserlerini anlayamayacak
kadar bozulmuş, gerilemiştir.
Bu parçada sanatçının yakındığı durum aşağıda-
kilerden hangisidir?
Toplumun büyük bir kısmının hakiki sanatın ye-
rine anlamsız ve bilinçsiz sanatı tercih etmesi
B) Toplumun büyük kesiminin bilinçli ve anlamlı sa-
natı seçmesi
C) Sorumlu olan sanatçıların bilinçsiz davranmaları
D) Gerçek sanatın ön plana çıkmaması
E) Belli bir anlam değeri olmayan sözlerin sanat
diye sunulması
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Ka Jana 10. Sanat anlayışı bir toplum işidir. Topluma yüksek sanat duygusunu kazandıracak olan kuruluşlara büyük görevler düşmektedir. Halkın sanat zevkini, duygusunu yüceltmedikçe kişisel çabaların pek et- kili olacağına inanmıyoruz. Görünen o ki insanla- rın büyük bir kısmı gerçek ve yüce sanatı değil de bilinçsiz ve anlamsız sanatı tercih etmektedir. Bu insanlar toplumun klasik eserlerini anlayamayacak kadar bozulmuş, gerilemiştir. Bu parçada sanatçının yakındığı durum aşağıda- kilerden hangisidir? Toplumun büyük bir kısmının hakiki sanatın ye- rine anlamsız ve bilinçsiz sanatı tercih etmesi B) Toplumun büyük kesiminin bilinçli ve anlamlı sa- natı seçmesi C) Sorumlu olan sanatçıların bilinçsiz davranmaları D) Gerçek sanatın ön plana çıkmaması E) Belli bir anlam değeri olmayan sözlerin sanat diye sunulması
3. FASİKÜL
30. Türkçe, her geçen gün güzelliklerini kaybetmekte. Özellikle rad-
yo ve televizyon kanallarında sunuculuk yapan gençler, çok ga-
rip konuşuyor. İki laflarından biri "yani, filan, hayret bir şey" olu-
yor. Kelime hazineleri o kadar sığ ki konuşacak başka bir kelime
bulamıyorlar. Televizyonlardaki yarışma programlarında ise argo
sözcükler kullanılıyor sürekli. İnsanlar da böyle seviyesiz prog-
ramları ilgiyle izliyor ne yazık ki!
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir?
A) Yarışma programlarının daha çok seyredildiğine
Sözcük dağarcığı sınırlı kişilerin sunuculuk yaptığına
Toplumun dili özenli kullanmadığına
Ansanların Türkçenin yozlaşmasına kayıtsız kaldığına
E) Sunucuların bir dil eğitiminden geçirilmesi gerektiğine
3
22
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. FASİKÜL 30. Türkçe, her geçen gün güzelliklerini kaybetmekte. Özellikle rad- yo ve televizyon kanallarında sunuculuk yapan gençler, çok ga- rip konuşuyor. İki laflarından biri "yani, filan, hayret bir şey" olu- yor. Kelime hazineleri o kadar sığ ki konuşacak başka bir kelime bulamıyorlar. Televizyonlardaki yarışma programlarında ise argo sözcükler kullanılıyor sürekli. İnsanlar da böyle seviyesiz prog- ramları ilgiyle izliyor ne yazık ki! Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir? A) Yarışma programlarının daha çok seyredildiğine Sözcük dağarcığı sınırlı kişilerin sunuculuk yaptığına Toplumun dili özenli kullanmadığına Ansanların Türkçenin yozlaşmasına kayıtsız kaldığına E) Sunucuların bir dil eğitiminden geçirilmesi gerektiğine 3 22
IŞINI BOZAN CÜMLELER
DOK
9 (1) Kültürün temelini dil oluşturur. (II) Çünkü dil,
birçok kültür değerinin yaratıcısı olduğu gibi
bir çoğunun da taşıyıcısı durumundadır. (
Maniler, türküler, destanlar, atasözleri, masal
ve tekerlemeler, dil ürünü olarak ortaya çıkar.
(IV) Yüksek kültür değerleri arasında yer alan
edebi eserlerde doğrudan dile dayanır ve di-
lin sınırları buralarda ortaya çıkar. (V) Kaldı ki
kültürel değerlerin çağlar boyunca korunarak
kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlayan baş-
lica vasıta da dildir ve kuşaklar arasındaki kül-
tür bağı bu yolla kurulur.
a-
la
na
ca
la
k-
a
ar
m
n
?
Bu parçada numaralanmış cümlelerden
hangisi, düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I
B) II
E) V
i 10. (1) Yumurtalar
D) IV
TE
1. Şii
or
(1)
ka
kü
la
Ö
y
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
IŞINI BOZAN CÜMLELER DOK 9 (1) Kültürün temelini dil oluşturur. (II) Çünkü dil, birçok kültür değerinin yaratıcısı olduğu gibi bir çoğunun da taşıyıcısı durumundadır. ( Maniler, türküler, destanlar, atasözleri, masal ve tekerlemeler, dil ürünü olarak ortaya çıkar. (IV) Yüksek kültür değerleri arasında yer alan edebi eserlerde doğrudan dile dayanır ve di- lin sınırları buralarda ortaya çıkar. (V) Kaldı ki kültürel değerlerin çağlar boyunca korunarak kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlayan baş- lica vasıta da dildir ve kuşaklar arasındaki kül- tür bağı bu yolla kurulur. a- la na ca la k- a ar m n ? Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi, düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II E) V i 10. (1) Yumurtalar D) IV TE 1. Şii or (1) ka kü la Ö y
3.
X
Radikal şüphenin egemen olduğu bir araştırma pratiğinde
düşünümselliğin ve hem araştırma nesnesinin hem de
araştırmanın ve araştırmacının kendisi de dahil olmak üzere
araştırmada gerçekleşen her türlü pratiğin, kesintisiz
sosyolojik analizini ve kontrolünü zorunlu kılan bilimsel bir
tavır olduğu ifade edilebilir. Bu eleştirel tavrın altında yatan
temel sebep ise her teorinin, bir görüş ve ayrım prensibi
olduğuna göre, her sosyolojik analizin de belirli bir çıkar
kapsamında gerçekleşmesidir. Dolayısıyla teori ya da
sosyolojik analiz gerçekleştiren herkes, bilinçsiz bir şekilde
kendi öznel temsilini, adeta nesnel bir temsilmiş gibi
dayatma amacındadır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Genelleme yapma
B) Nesnelliğe ağırlık verme
C) Açıklamadan yararlanma
D) Alıntıyla düşünceyi pekiştirme
E) Nitelendirmelere başvurma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. X Radikal şüphenin egemen olduğu bir araştırma pratiğinde düşünümselliğin ve hem araştırma nesnesinin hem de araştırmanın ve araştırmacının kendisi de dahil olmak üzere araştırmada gerçekleşen her türlü pratiğin, kesintisiz sosyolojik analizini ve kontrolünü zorunlu kılan bilimsel bir tavır olduğu ifade edilebilir. Bu eleştirel tavrın altında yatan temel sebep ise her teorinin, bir görüş ve ayrım prensibi olduğuna göre, her sosyolojik analizin de belirli bir çıkar kapsamında gerçekleşmesidir. Dolayısıyla teori ya da sosyolojik analiz gerçekleştiren herkes, bilinçsiz bir şekilde kendi öznel temsilini, adeta nesnel bir temsilmiş gibi dayatma amacındadır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Genelleme yapma B) Nesnelliğe ağırlık verme C) Açıklamadan yararlanma D) Alıntıyla düşünceyi pekiştirme E) Nitelendirmelere başvurma
5. I. Bu canlılar uçma yeteneğine sahip, kanatlarını kullanarak
hareket eden tek memeli türüdür.
2
II. Avlarını çıkardıkları ses dalgalarının geri dönmesi sonucu
yer tespiti yaparak yakalarlar.
III. Bu tür gececidir ve gündüzleri karanlık yerlerde arka
ayaklarının çengelleriyle baş aşağı sarkarak dinlenirler.
IV. Geceleri ise avlanmaya çıkarlar ve kuş, kertenkele, kur-
bağa, balık gibi canlıları avlarlar.
V. Dünya üzerinde yaklaşık 4500 memeli türü vardır ve bu
canlılardan 1000'den fazlasını yarasalar oluşturur.
A
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluş-
turacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü
olur?
A) I
B) II C) III
IV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. I. Bu canlılar uçma yeteneğine sahip, kanatlarını kullanarak hareket eden tek memeli türüdür. 2 II. Avlarını çıkardıkları ses dalgalarının geri dönmesi sonucu yer tespiti yaparak yakalarlar. III. Bu tür gececidir ve gündüzleri karanlık yerlerde arka ayaklarının çengelleriyle baş aşağı sarkarak dinlenirler. IV. Geceleri ise avlanmaya çıkarlar ve kuş, kertenkele, kur- bağa, balık gibi canlıları avlarlar. V. Dünya üzerinde yaklaşık 4500 memeli türü vardır ve bu canlılardan 1000'den fazlasını yarasalar oluşturur. A Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluş- turacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III IV E) V
Örümcek, sabrın bir ifadesidir; kibrin, kendine yetmenin
bir simgesi. Kaygan, yaldızlı, vakur. Hemen her yerde
bulunmasına karşın insanoğluyla ilişkileri daima mesafe-
li olmuştur. Ona göre "beşer" demek, "acımasız" demek-
tir. Kimi dinler tarafından bir simge olarak kutsanmış,
kimi tarikatlar tarafından tanrısal güçle eşlenmiştir. Yine
de katledilmekten, görüldüğü yerde öldürülmekten kur-
tulamamıştır. Dilimizdeki "örümcek kafalı" deyişi büyük
bir haksızlıktır. Ne cırcır böceği gibi akılsızdır, ne sırtlan,
çakal gibi bir asalak. Yannis Ritsos'a göre bize, "çıplak
duvara dik tırmanmayı" öğretmiştir.
15. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme-
miştir?
2
A) İnsanların, bazı canlılara ön yargılı yaklaştığına
B) Doğadaki canlıların özelliklerinin örnek alındığına
C) Farklı kültürlerin doğaya farklı açılardan baktığına
D) Yararsız olduğu düşünülen varlıkların, yol gösterici
olduğuna
E) Doğadaki varlıkların, insanları aynı düşüncede bir-
leştirdiğine
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Örümcek, sabrın bir ifadesidir; kibrin, kendine yetmenin bir simgesi. Kaygan, yaldızlı, vakur. Hemen her yerde bulunmasına karşın insanoğluyla ilişkileri daima mesafe- li olmuştur. Ona göre "beşer" demek, "acımasız" demek- tir. Kimi dinler tarafından bir simge olarak kutsanmış, kimi tarikatlar tarafından tanrısal güçle eşlenmiştir. Yine de katledilmekten, görüldüğü yerde öldürülmekten kur- tulamamıştır. Dilimizdeki "örümcek kafalı" deyişi büyük bir haksızlıktır. Ne cırcır böceği gibi akılsızdır, ne sırtlan, çakal gibi bir asalak. Yannis Ritsos'a göre bize, "çıplak duvara dik tırmanmayı" öğretmiştir. 15. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme- miştir? 2 A) İnsanların, bazı canlılara ön yargılı yaklaştığına B) Doğadaki canlıların özelliklerinin örnek alındığına C) Farklı kültürlerin doğaya farklı açılardan baktığına D) Yararsız olduğu düşünülen varlıkların, yol gösterici olduğuna E) Doğadaki varlıkların, insanları aynı düşüncede bir- leştirdiğine
a
12. "Öykü nasıl yazılır?" çalışmasına katılan bir kişiden,
öykü kahramanının yaşadığı mutluluğu konu alan bir
öykü yazması istenince şöyle bir metin ortaya çıkar:
"Tunç, bahçede oynarken karşıdan gelen kişinin, kuzeni
Eren olduğunu gördü. Benliğini saran mutlulukla bir çığ-
lik attı. Heyecandan kalbi duracak gibi oldu.
Öyküyü yazan kişiye verilen öneri: " ----."
Öykü yazmayı anlatan kişinin önerisinden sonra öykü
yazma çalışması yapan kişi, yazdıklarını aşağıdaki gibi
değiştirir:
"Tunç, bahçede oynarken karşıdan gelenin, kuzeni Eren
olduğunu fark etti. Öyle mutlu oldu ki sevinçten ne yapa-
cağını bilemedi. Kalbi her zamankinden farklı atıyordu."
Bu parçadan hareketle öykü çalışması yapan kişiye
verilen öneri aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A)) Öykü kahramanının duyguları, bulunduğu yer ile
uyumlu olmalı ki öykünün gerçek olduğu anlaşılsın
B) Öykü kahramanının duygularını ön plana çıkarmak,
seni başarıya götürecek en önemli noktadır
C) Kahramanın duygularını değil de bulunduğu yeri ön
planda tutarsan okunan bir yazar olamazsın
İyi bir öykü yazarı olmak istiyorsan olayı önce açık-
lama, sezdirmeye çalışırsan daha iyi olur
İnsanların en temel duygu ve düşüncelerine odakla-
nırsan başarıya kesinlikle ulaşırsın
E) Ins
14.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
a 12. "Öykü nasıl yazılır?" çalışmasına katılan bir kişiden, öykü kahramanının yaşadığı mutluluğu konu alan bir öykü yazması istenince şöyle bir metin ortaya çıkar: "Tunç, bahçede oynarken karşıdan gelen kişinin, kuzeni Eren olduğunu gördü. Benliğini saran mutlulukla bir çığ- lik attı. Heyecandan kalbi duracak gibi oldu. Öyküyü yazan kişiye verilen öneri: " ----." Öykü yazmayı anlatan kişinin önerisinden sonra öykü yazma çalışması yapan kişi, yazdıklarını aşağıdaki gibi değiştirir: "Tunç, bahçede oynarken karşıdan gelenin, kuzeni Eren olduğunu fark etti. Öyle mutlu oldu ki sevinçten ne yapa- cağını bilemedi. Kalbi her zamankinden farklı atıyordu." Bu parçadan hareketle öykü çalışması yapan kişiye verilen öneri aşağıdakilerden hangisi olabilir? A)) Öykü kahramanının duyguları, bulunduğu yer ile uyumlu olmalı ki öykünün gerçek olduğu anlaşılsın B) Öykü kahramanının duygularını ön plana çıkarmak, seni başarıya götürecek en önemli noktadır C) Kahramanın duygularını değil de bulunduğu yeri ön planda tutarsan okunan bir yazar olamazsın İyi bir öykü yazarı olmak istiyorsan olayı önce açık- lama, sezdirmeye çalışırsan daha iyi olur İnsanların en temel duygu ve düşüncelerine odakla- nırsan başarıya kesinlikle ulaşırsın E) Ins 14.