Anlatım Biçimleri Soruları

29. Din felsefesi; dini konu alan, dinin temellerini ve ögelerini ele alıp inceleyen ve sorgulayan felsefe dalıdır. Felsefi olarak incelendiğinde din hakkında düşünülür ve açıklamalar yapılır. Nasıl ki ahlak, sa- nat, bilim, siyaset gibi felsefe dallarında rasyonel, objektif bir yaklaşım varsa din felsefesinde de bu bakış açısı söz konusudur. Dine felsefi açıdan yak- laşıldığında din gerçeği kabul edilir ve anlamlandı- rılmaya çalışılır. Eleştirel bir gözle yaklaşılıp dinin temel kavramları değerlendirilir. Bu parçadan din felsefesiyle ilgili aşağıdakiler- den hangisine ulaşılamaz? A) Din felsefesinde belli bir disiplin söz konusudur. B) Inanmayan bir kişi din felsefesiyle ilgili fikir yürü- temez. C) Nesnel bir bakış açısı kullanılarak din hakkında yorum yapılır. D) Din felsefesi de felsefenin dallarından biridir. E) Akla dayanan bir yaklaşımla öğretiler incelenir.

2. Türk şiirinin tamamiyle Avrupai bir görünüş almasındaki payı büyüktür. Onun şiiri, şekil bakımından Avrupai olduğu gibi iç unsurlarıyla da tamamiyle Batılıdır. Anlamın bir beyitte tamamlanması geleneğini ortadan kaldırarak sone şekline Bu parçada sözü edilen şairle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? büyük rağbet kazandırmış, divan şiirinin müstezat şeklini serbest müstezata çevirmiştir. A) Şiirlerinde parnasizm akımından etkilendiğine B) Divan edebiyatı geleneğini yıktığına C) Şiiri iç ve dış unsurlarıyla yenileştirdiğine D) Batı edebiyatı nazım şekli kullandığına E) Yenilikçi bir şair olduğuna 5.

(1) Danimarka, Kuzey Avrupa'da Baltık Denizi ile Kuzey Denizi arasında Jutland Yarımadası ve dört yüz seksen üç ada üzerinde kurulmuş olan en küçük İskandinav ülkesidir. (II) Danimarka'nın başkenti olan Kopenhag ya da Danca Kobenhavn, İskandinav şehirleri arasındaki en popüler şehirdir. (III) Eski ve yeninin mükemmel karışımını soluyabilmek için Kopenhag, gezilmesi gereken büyüleyici bir rota. (IV) Rotanızda karşınıza ilk çıkan rahat ve renkli Nyhavn bölgesinde bisikletin tadını çıkarıp, Avrupa'nın en uzun alışveriş caddesi olan Strøget'de alışveriş yapıp Tivoli Bahçeleri'nde eğlenebilirsiniz. (V) Kuzeydoğu Avrupa'nın slow food -yavaş yemek akımına cevaben ünlü şef Rene Redzepi'nin açtığı Noma'da Danimarka mutfağının dumanı üzerinde yemeklerinin mis kokusunu içinize çekip farklı lezzetleri tadabilirsiniz. 9. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, "Tasarımcı dükkânlar, asırlık saraylar, görkemli asırlık binalar, bir zamanlar kraliyet merkezi olan Rosenborg Kalesi bu havayı fazlasıyla yaşatacak size." cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanır? A) I (B) II ||| D) IV E) V

24. Robert Musil, ölünceye kadar "Niteliksiz Adam" roma- nının üzerinde çalıştı. Ne var ki tamamlanmadan kalan dördüncü ve son bölümün yayımlanması ancak aradan neredeyse yirmi yıla yakın bir süre geçtikten sonra ger- çekleşebildi. Martha Musil, "Niteliksiz Adam"ı bitirmek için, 62 yaşında ölen kocasının, birkaç yıla daha gereksi- nimi olduğu düşüncesindeymiş. Philippe Jaccottet, kar- şı yorumu destekleyenlerden. Ona göre Musil ölmeden önce, bu eksik başyapıtının merkezini büyük ölçüde kay- betmişti; giderek bu kayboluşun artacağını gösteriyordu üzerinde çalışmakta olduğu parçalar da. Kendi payıma, üçüncü cildi oluşturan bölümler ve değişkenlerinin ben- de de aynı izlenimi doğurduğunu söyleyebilirim ama boş bütün bu sözler. Yazar yaşasaydı, ne olurdu hiç kimse kestiremez. Kayboluş eğrisi yükselir miydi, toparlar mıy- di bilemeyiz. Çünkü romanın sonunu kestirebilmek için yazar gibi düşüne- bilmek veya hissetmek gerekirdi. elimize ulaşan parçalardan hareketle yazarın kafasın- daki bütünlüğün sınırlarını göremiyoruz. III. romanda yolunu kaybeden Musil'in yapıtını tamama erdirebilme imkânları bulunmuyordu. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarı- dakilerden hangisi ya da hangileri getirilebilir? B) Yalnız II C) Yalnız III A) Yalnız I D) I've II. E) II ve III. 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 I 1 1 6

3. Waterloo hezimetinden sonra Ingilizlerce St. Helena Ada- sı'na 1815'te sürgüne gönderilen Fransa İmparatoru Napol- yon Bonapart, 5 Mayıs 1821'de burada son nefesini vermiş- A Napolyon, savaş sırasında esir alınmıştır. B) St. Helena, İngiltere toprağıdır. C) Napolyon, başarılı bir asker değildir. St. Helena'nın kara komşusu yoktur. E) İngilizler, Waterloo'da yalnız savaşmışlardır.

(8 15. Kötülüğü seçmeye gücü yetmeyen insanın iyiliği seçmiş olması, insanı asla değerli kılmaz. Çünkü... mio gry Bu cümlenin sonuna, düşüncenin akışına göre aşağı- dakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz? A) insanı insan kilan, onun doğrudan ve iyilikten yana olmasıdır. B) insanı değerli kılan onun özgür iradesiyle iyi olanı ter- cih etmesidir. V ByC) zorunlulukların engellediği insanın kötülük yapamama- sı, onun iyi olduğunu kanıtlamaz. Vude D) insan, kötülük yapabilecek durumdayken ondan kaçı- nabiliyorsa değerli bir iş yapmıştır. V E) insan, ödüle de cezaya da ancak özgürce yaptığı seçim- leriyle hak kazanır yahut maruz kalır. V

3. Önce bir ellerin vardı yalnızlığımla benim aramda Sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar Şarabın yanı sıra felekte bir cumartesi Gözlerin, onun ardından yüzün, dudakların Sonra her şey çıkıp geldi. Yeni çizilmiş gözlerinle namuslu, gerçek Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde Sen çıkardın utancını duvara astın Ben aldım masanın üstüne koydum kuralları Her şey işte böyle oldu önce Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Şiirde imgelere yer verilmiştir. B) Şiirde belirli bir ölçü yoktur. C) Anlaşılması zor ifadeler kullanılmıştır. D) Modern şiir geleneğiyle oluşturulmuştur. E) Oyak ve redif gibi unsurlar önemsenmemiştir. 1. Dörtlük nazım birimi Palme Yayınevi

3. Bir amaca ulaşmak için her şeyden önce güçlü olmak gerekir, bunun için de doğru araçlarla doğru hareket etmek şarttır. Uygun ortam ve uygun koşullarda işe başlayan bir kişinin başarısız olması mümkün değildir. Bu açıklama, aşağıdaki atasözlerinden hangisiyle ilgilidir? A Kavgada yumruk sayılmaz. B Kanatsız kuş uçmaz. Acı patlıcanı kırağı çalmaz. Büyük balık, küçük balığı yutar. EX Körle yatan şaşı kalkar.

6. Köyceğiz'e altı kilometre uzaklıkta bir gül bahçesidir, Belek. İki gün boyunca oranın din- lenme tesislerinde kalacağız. İpekten bir gecenin portakal çiçeklerinin mis kokusuyla bezeli o efsunlu aydınlığında iniyoruz, Belek'e. Sanki ortalığı aydınlatan fanuslar değil, boyun- larını tevazu içinde gelinlik kız misali yere doğru büken kırmızı, pembe, beyaz ve sanı güllerdir. Belek'te ayların güzeli "nisan", gecenin hüküm- dan ise "portakal çiçekleri"dir. İşte yine öyle. Güllerle konuşuyoruz; renk renk, çeşit çeşit güllerle. Akdeniz'in ilık, iyot kokulu nefesini, yıldız sağanağı aydınlık gökyüzünü güllerin ay- dınlığında hep birlikte derin derin soluyoruz. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) Gözlemlerden yararlanılmıştır. B) Anlatıma beğeni duygusu katılmıştır. C) Sifatlarla anlatım zenginleştirilmiştir. D) Düşünce örneklerle açıklanmıştır. Söz sanatlarından yararlanılmıştır. 4-E 8

2. İşini titizlikle yürütür, dükkânını tertemiz tutardı. Bir gün acele bir alışveriş anında, titrek parmaklarıyla şeker tartıyordu. Biraz ekliyor, terazinin dengesi bo- zulunca azıcık çıkarıyor, yine denk getiremeyince biraz daha katmaya özen gösteriyordu. "Oluversin canım!" dedim. "Ne titizleniyorsun?" Gözlüklerinin üstünden kalkan kaşlarıyla şaşarak baktı: "Ama fazla veren eksik de verir." dedi. Bu parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Alışverişte Doğruluk B) Alışverişte İyilik C) Alışverişte Sabırlı Olmak D) Alışverişin Önemi amoci de-

ST-1 4. Paragraf Eskiden yaşadığımız sokaklar kocaman bir ev- di; evin geniş ve kalabalık bahçesi... Çocuklar, daha yürümeyi öğrenir öğrenmez kapı önlerini doldurur, duvarlara tutuna tutuna, toza toprağa bulana bulana ilk oyunlarını sokakta öğrenirler- di. İlk arkadaşlıklar sokakta kurulur ve paylaşma orada başlardı. Şimdi bu sokakları görmek mümkün değil. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisi söylenemez? A) Benzetme yapılmıştır. B) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır. C) Bir özlem dile getirilmiştir. D) İkilemelere yer verilmiştir. E) İşitsel öğelerden yararlanılmıştır. ding

8. Büyük yapıtlar kendilerini hemen ele vermezler. Bu yapıtlar adeta iki katlı gibidir. Üst kat, yani yüzeydeki kat, çoğunluğun anlayacağı cinsten- dir. Eserin asıl büyüklüğünü, alt katın anlamını ise, herkes kolay kolay kavrayamaz. Örneğin Hamlet, psikolojik bakımdan dünya edebiyatı- nın en kompleks, en çapraşık karakterlerinden biridir. Shakespeare'in bu trajedisi yoğun bir şi- ir ve düşünceyle yüklüdür. İncelenmesi, anlaşıl- ması çok güç bir eserdir. Ama Hamlet dünyanın her yerinde oynansa insanlar tiyatroya koşar. Çünkü Hamlet'in gizli alt katı okumuşları ne ka- dar sarıyorsa kolayca göz önüne serilen üst ka- ti da en bilgisiz insanları aynı şekilde ilgilendire- biliyor. 1-C Bu parçada, düşünceyi geliştirmek için aşa- ğıdakilerden hangisine başvurulmuştur? A) Tanımlama B) Tanık gösterme C) Tartışma D) Örneklendirme E) Karşılaştırma

5. Birden havada karanlığı bir ustura gibi acısız ve belirsiz yaran bir şimşek parladı. Rüzgârın ıslaklığı içinde dumandan bir kol, keramet gösteren nurdan bir asa gibi bir şeker parlaklığı ve tutkal yapışkanlığı sezilen tatlı, cilâli bir güneş açtı. Sonra gene karanlık çöktü... Paragrafin anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Öyküleme - somutlama B) Betimleme - karşılaştırma Açıklama - tanımlama Z Betimleme - benzetme É) Öyküleme - ilişki kurma

1 Atatürk'ün müziğe olan ilgisinde Montesquieu'nun (Monteskü) da özel bir yeri vardır. Şöyle ki Montesquieu "Kanunların Ruhu" adlı eserinin bir yerinde, müzikte yapılacak en küçük bir değişikliğin devletin yapısında da değişiklik yapılmasını gerektirdiğini söyle- mektedir ki Atatürk bunu 1934 yılında Meclis'te yaptığı bir konuşma sırasında dile getirmiştir. Meclis açılış konuşmasında, güzel sanatlar bahsinde müzik konusuna da değinmiş ve milletvekillerine bunu "Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü; musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir." şeklinde ifade etmiştir. Hatta bununla da kalmamış, çevresindekilere sık sık Montesquieu'dan bah- sederek onun bu sözlerini tasdiklediğini anlatmıştır. Metinde geçen bazı sözcüklerin anlamları aşağıda verilmiştir. u lir? 2 A) VEKİL 5 6 3 1. Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için bir araya gelmiş kim- seler topluluğu 3. Bir niceliği, o nicelik için kabul edilmiş birimlerden birine göre oranlayarak değerlendirme 5. Onay, onaylama. Bulmacadaki renkli kutucuklara denk gelen harfler bir araya getirildiğinde aşağıdaki sözcüklerden hangisi oluşturulabi- YATAY 2. Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık. 4. Anayasaya göre millet meclisine seçimle giren millet temsilcisi 6. Birtakım duygu ve düşünceleri belli kurallar çerçevesinde uyum- lu seslerle anlatma sanatı. DİKEY C) ÖTEKİ D) TEKİL B) KİTLE Küresel Tohum Deposu, Norveç'te Spitsbergen Dağı'nın sırtlarında bulunuyor. Burada, dünyanın her köşesinden toplanan 4,5 hes yüz, toplamda 2,25 milyar örneğin depolanması hedefleniyor. Istenen çeşitliliğe ve sayı-

Dergilerin, kişisel blogların ve internet sitelerinin giderek yaygınlaştığı, bunun sonucunda kafamızın iyice karıştı- ğı bugünlerde, eleştirmenlerin de gözünü korkutan, sıkı 1 okurlar olmaktan başka bir seçenek yok gibi görünüyor. Yaşadığımız hareketli zaman dilimi bize, nitelikli okurun aynı zamanda iyi bir eleştirmen olması gerektiğini salık veriyor. Piyasanın önümüzde açtığı çukurlara düşmemek, 11 Öte yandan edebî olanla olmayanı seçebilmek, bizi iyileş- ||| tirecek, dahası hayatımızı renklendirecek metinlere ulaşa- IV bilmek için zamana kulak vermekten başka çaremizin ol- madığı gerçek. Bu parçadaki altı çizili sözlerle ilgili olarak aşağıda ve- rilen açıklamalardan hangisi yanlıştır? A) I. söz, "yıldırmak, çekinmesini sağlamak" anlamında bir deyimdir. B) II. söz, "ekonomik açıdan avantaj sağlamak" anlamın- da kullanılmıştır. C) III. söz, "nitelikli edebî eserle niteliksizi birbirinden ayır- mak" anlamındadır. + D) IV. söz, "yaşamı güzelleştirmek, zenginleştirmek" an- lamında kullanılmıştır. E) V. söz, "içinde bulunulan dönemin koşullarını göz Jönünde bulundurmak" anlamındadır. 3. 4.

6. Aşağıdaki yazar - eser eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır? A) Sait Faik Abasıyanık - Sarnıç B) Refik Halit Karay - Memleket Hikâyeleri C) Ömer Seyfettin - Yüksek Ökçeler D) Memduh Şevket - İhtiyar Çilingir E) Sabahattin Ali - Şahmerdan ANKASI