Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

26.
1. Verimsiz çalıştığımız için gereğinden fazla çalışmak
zorunda kalmak birçoğumuzun problemidir.
II. O çok küçük şeyleri fark edip bir miktar
değiştirmeye çalışarak daha kısa zamanda, daha
verimli ve üretken olabilmek mümkün.
III. Bununla birlikte hayatlarımızda yer edinmiş birçok
günlük minik alışkanlık da verimliliğimizi ciddi
şekilde düşürüyor.
IV. Biz bunların bir kısmının belki farkında bile değiliz.
V. Hatta bu sebeple yoğunlaşan stres ve kaygılar
yüzünden antidepresan kullanımı hızla yaygınlaşıyor
ve ilaca başlama yaşı da giderek düşmekte.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün
oluşturması için hangilerinin birbiriyle yer
değiştirmesi gerekir?
A) I ve II
D) III ve IV
B) II ve IV
E) IV ve V
C) II ve V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
26. 1. Verimsiz çalıştığımız için gereğinden fazla çalışmak zorunda kalmak birçoğumuzun problemidir. II. O çok küçük şeyleri fark edip bir miktar değiştirmeye çalışarak daha kısa zamanda, daha verimli ve üretken olabilmek mümkün. III. Bununla birlikte hayatlarımızda yer edinmiş birçok günlük minik alışkanlık da verimliliğimizi ciddi şekilde düşürüyor. IV. Biz bunların bir kısmının belki farkında bile değiliz. V. Hatta bu sebeple yoğunlaşan stres ve kaygılar yüzünden antidepresan kullanımı hızla yaygınlaşıyor ve ilaca başlama yaşı da giderek düşmekte. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? A) I ve II D) III ve IV B) II ve IV E) IV ve V C) II ve V
1. İnsan aklını çalıştıran, zihni hareket ettiren güç ne mantıktır
ne aklışelim; bilakis en hantal tabiatları bile ataletin karanlı-
|||
1
ğından çekip alan ve dünyaya bağlayan aşktır. Bu kadim
IV
gerçek, mucitler ve filozoflar için de sanatkârlar ve kahra-
manlar için de evliyalar için de geçerlidir. Aşk varlığın teker-
leğini döndüren güçtür, güneşi de yıldızları da hareket etti-
ren odur.
Bu parçadaki altı çizili sözcüklerin anlamca karşılığı
aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?
|
||
A) bilinç
B) sağduyu
C) sağduyu oysa
D) duyarlılık
aksine
umutsuzluk
E) coşkunluk hâlbuki karanlık
oysa
aksine
tembellik
tembellik
karanlık
IV
eski
ezelî
belirsiz
ezeli
belirsiz
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. İnsan aklını çalıştıran, zihni hareket ettiren güç ne mantıktır ne aklışelim; bilakis en hantal tabiatları bile ataletin karanlı- ||| 1 ğından çekip alan ve dünyaya bağlayan aşktır. Bu kadim IV gerçek, mucitler ve filozoflar için de sanatkârlar ve kahra- manlar için de evliyalar için de geçerlidir. Aşk varlığın teker- leğini döndüren güçtür, güneşi de yıldızları da hareket etti- ren odur. Bu parçadaki altı çizili sözcüklerin anlamca karşılığı aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir? | || A) bilinç B) sağduyu C) sağduyu oysa D) duyarlılık aksine umutsuzluk E) coşkunluk hâlbuki karanlık oysa aksine tembellik tembellik karanlık IV eski ezelî belirsiz ezeli belirsiz
tersi de doğrudur.
E) Fantastik bir olay karşısında insanın içsel olarak yol
alması, şaşırması, kararsızlığa düşmesi ve en sonun-
da altüst olması kaçınılmazdır.
34. Ünlü bir filozofa bir gün çevresindekiler, "İhtiyarladınız.
Artık bundan sonra dinlenmeniz daha iyi olur." der. Filozof
ise "Niçin?" diye sorar, "Eğer koşucu olsaydım koşunun
sonuna doğru yavaşlamam mı gerekirdi? Yoksa tam ter-
sine, bütün gücümle koşmak zorunda mı kalırdım?”
nan Bu parçada vurgulanan esas düşünce aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) İnsanın yaşamı boyunca durup dinlenmek gibi bir lük-
sü yoktur.
B) Yaşlılık, kenara çekilme dönemi değil, insanın en üret-
ken ve verimli olması gereken dönemidir.
BILFEN
CAT/SILIC
Rekabet, dozunda kullanıldığında insanı motive eden
en önemli faktördür.
D) Yavaşlamak, insanı hedeflerinden uzaklaştırdığı gibi
yaşlılık döneminde de karamsar kılar.
E) İnsanın, gençlikte ve ihtiyarlıkta kendine farklı meşga-
leler bulup hayatını anlamlı kılması gerekir.
47
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
tersi de doğrudur. E) Fantastik bir olay karşısında insanın içsel olarak yol alması, şaşırması, kararsızlığa düşmesi ve en sonun- da altüst olması kaçınılmazdır. 34. Ünlü bir filozofa bir gün çevresindekiler, "İhtiyarladınız. Artık bundan sonra dinlenmeniz daha iyi olur." der. Filozof ise "Niçin?" diye sorar, "Eğer koşucu olsaydım koşunun sonuna doğru yavaşlamam mı gerekirdi? Yoksa tam ter- sine, bütün gücümle koşmak zorunda mı kalırdım?” nan Bu parçada vurgulanan esas düşünce aşağıdakiler- den hangisidir? A) İnsanın yaşamı boyunca durup dinlenmek gibi bir lük- sü yoktur. B) Yaşlılık, kenara çekilme dönemi değil, insanın en üret- ken ve verimli olması gereken dönemidir. BILFEN CAT/SILIC Rekabet, dozunda kullanıldığında insanı motive eden en önemli faktördür. D) Yavaşlamak, insanı hedeflerinden uzaklaştırdığı gibi yaşlılık döneminde de karamsar kılar. E) İnsanın, gençlikte ve ihtiyarlıkta kendine farklı meşga- leler bulup hayatını anlamlı kılması gerekir. 47
2.
Hazcılık yani hedonizm, hazzı insan yaşamının en yüksek değeri
olarak gören felsefi bir öğretidir. Mutluluğu hayatın ve ahlakın ni-
hai ve en yüksek amacı olarak gören hazcılık, acıdan kaçınıp haz
elde etmeye çalışmayı bir yaşam ilkesi hâline dönüştürerek insa-
nın tüm eylemlerinin amacının mutluluğu elde etmek olduğunu sa-
vunur. Herkes kendi elde edeceği mutluluğu en yüksek düzeye
çıkarmak ister ve bunun için mücadele etmelidir. İnsan eylemle-
rinin değeri de insanın mutluluğu elde etmesine bağlı olarak be-
lirlenir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi hazcılığın desteklediği dü-
şüncelerden biri olamaz?
A) İnsana haz veren eylemler, toplumsal normlarla örtüşür.
B) Bireyin acı çekmesini önleyecek her eylemi meşrudur.
C) Eylem, kişiye mutluluk getirdiği ölçüde önemlidir.
D) Bir eylemin ahlakiliği kişiye verdiği hazla ölçülür.
E) İnsanın yaşamdaki temel çabası, mutluluğa ulaşma yönünde
olmalıdır.
4
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Hazcılık yani hedonizm, hazzı insan yaşamının en yüksek değeri olarak gören felsefi bir öğretidir. Mutluluğu hayatın ve ahlakın ni- hai ve en yüksek amacı olarak gören hazcılık, acıdan kaçınıp haz elde etmeye çalışmayı bir yaşam ilkesi hâline dönüştürerek insa- nın tüm eylemlerinin amacının mutluluğu elde etmek olduğunu sa- vunur. Herkes kendi elde edeceği mutluluğu en yüksek düzeye çıkarmak ister ve bunun için mücadele etmelidir. İnsan eylemle- rinin değeri de insanın mutluluğu elde etmesine bağlı olarak be- lirlenir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi hazcılığın desteklediği dü- şüncelerden biri olamaz? A) İnsana haz veren eylemler, toplumsal normlarla örtüşür. B) Bireyin acı çekmesini önleyecek her eylemi meşrudur. C) Eylem, kişiye mutluluk getirdiği ölçüde önemlidir. D) Bir eylemin ahlakiliği kişiye verdiği hazla ölçülür. E) İnsanın yaşamdaki temel çabası, mutluluğa ulaşma yönünde olmalıdır. 4
9. Hikâyeden yoksun şiir, bana hep yavan gelmiş, özünde bir kuru-
luk taşıyor gibi görünmüştür. Tıpkı bir fidanı besleyen su gibi
hikâye de şiirin damarlarına yürüdü mü şiir canlanıyor, ---- san-
ki.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki deyimlerden hangisi
getirilmelidir?
A) ig
A) iç açılıyor
C) boy atıyor
E) para ediyor
B) can veriyor
D) dil döküyer
12
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. Hikâyeden yoksun şiir, bana hep yavan gelmiş, özünde bir kuru- luk taşıyor gibi görünmüştür. Tıpkı bir fidanı besleyen su gibi hikâye de şiirin damarlarına yürüdü mü şiir canlanıyor, ---- san- ki. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki deyimlerden hangisi getirilmelidir? A) ig A) iç açılıyor C) boy atıyor E) para ediyor B) can veriyor D) dil döküyer 12
6.
Buzdolabının icadı, kuşkusuz dondurma yapımını da
etkiledi. Buzdolabı ülkemizde kullanılmaya başlamadan
önce bir alaturka bir de alafranga dondurma vardı.
Alafranga dondurmaya "kalıp dondurma" da denirdi.
Bu dondurma gerçekten de buz kalıbı gibi kaskati
olurdu. Önce içine kar doldurulmuş bir fıçıya silindire
benzer bir kalıp yerleştirilir, bu kalıbın içine de
dondurma malzemesi konurdu. Kar eridikçe yenisi ilave
edilerek malzemenin bu kalıpta donması sağlanırdı.
Çikolatalı, çilekli ve kremalısı yapılırdı. Alaturka
dondurma ise buz katılığında değil, kar yumuşaklığında
olurdu. Kenarları oluk oluk, yaldızlı veya çiçekli, iç içe
geçmiş küçük kayık tabaklarda yenirdi. En çok
kaymaklı ve vişneli türleri tercih edilirdi.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Karşılaştırma yapılmıştır.
ırma yapılm
B) İkileme kullanılmıştır.
Benzetmeden yararlanılmıştır.
D) Tahminde bulunulmuştur.
E) Açıklama yapılmıştır.
yapılmıştır.
YGS-2014 ÖSYM
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. Buzdolabının icadı, kuşkusuz dondurma yapımını da etkiledi. Buzdolabı ülkemizde kullanılmaya başlamadan önce bir alaturka bir de alafranga dondurma vardı. Alafranga dondurmaya "kalıp dondurma" da denirdi. Bu dondurma gerçekten de buz kalıbı gibi kaskati olurdu. Önce içine kar doldurulmuş bir fıçıya silindire benzer bir kalıp yerleştirilir, bu kalıbın içine de dondurma malzemesi konurdu. Kar eridikçe yenisi ilave edilerek malzemenin bu kalıpta donması sağlanırdı. Çikolatalı, çilekli ve kremalısı yapılırdı. Alaturka dondurma ise buz katılığında değil, kar yumuşaklığında olurdu. Kenarları oluk oluk, yaldızlı veya çiçekli, iç içe geçmiş küçük kayık tabaklarda yenirdi. En çok kaymaklı ve vişneli türleri tercih edilirdi. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Karşılaştırma yapılmıştır. ırma yapılm B) İkileme kullanılmıştır. Benzetmeden yararlanılmıştır. D) Tahminde bulunulmuştur. E) Açıklama yapılmıştır. yapılmıştır. YGS-2014 ÖSYM
E05
OXYD
20B53680
5. BASAMAK
1.
TEST - 3
Roman anlatımlarında betimlemeler önemli bir yer tutar.
Ancak kimi yazarların duyguları abartarak anlatmak, açık-
lamalar, betimlemeler yapmak için başvurduğu yerli yer-
nılan sözler metnin üzerinde bir ağırlık oluşturuyor, metnin
siz nitelendirmeler anlatımı gölgeliyor. Yakın anlamlı kulla-
dokusuna uygun düşmüyor.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen bakış
açısıyla yazılmıştır?
A) Hepsinin birden çıkardığı yırtıcı gürültü, yağmurun al-
çak tavandaki kesik hıçkırığına karışıyor; birbirini kova-
layan gök gürültüleri bu korkunç ahengi tamamlıyordu.
Bulvara kadar inip bomboş olan iş yerleri boyunca yü-
rümeğe başladım. Gün doğmuş ve rüzgâr sertleşmiş-
ti. Sulu, iri iri kar taneleri, henüz yakılmış fenerler etra-
fında uçuşuyordu.
B) Bir kere heybetli delikanlıydı; yağız derisi, yüzüne de-
lice dökülen simsiyah saçları, koyu gözleri, uzun, siv-
ri, ucu biraz aşağı kıvrak burnu ve kendinden emin bir
duruşu vardı. Güvertede, altı veya sekiz kişiydik. He-
pimiz de, gitmekte olduğumuz o uzak Afrika'ya doğru
gözlerimizi çevirmiş, sessizce denizi seyrediyorduk.
Hepimiz değirmenin içine sığınmış, doluşmuşken ta-
vanda sallanan iki tane gaz lambası etrafa yarım bir
aydınlık, ışık serpiyordu ve çarklar, taşlar, tozlu kayış-
lar dönüyordu.İnsanın içine, kemiklerine ve ruhuna iş-
liyen buz gibi soğuk, ince ve ahmak Islatan bir yağmur
yağıyordu.
D) Yokuş yukarı tırmanan bir yük treni gibi ağır ağır yol
alan geceden sonra, gün doğdu; çatı katı penceremde
bir leke sessizce belirdi, giderek derinleşti. Biraz son-
ra gürültünün ne taraftan geldiğini keşfetmiştim. Kar-
yolanın baş tarafındaki gizli bir kapıya doğru yürüdüm
ve kapıyı birden bire açtım.
E) Değirmenin kapısı yanındaki taş sedire saatlerce otu-
rup meydanda eşelenen tavuklara yahut kocaman çı-
narın kıpırdayan yapraklarına yarı yumuk gözlerle bir
bakışı vardı ki adamı ağlamaklı ederdi. Canlı bir vücut
ne kadar büzülebilirse o kadar büzülmüş, hiç kımılda-
madan yerinde oturuyordu. Fener ışıklarının solgun
alevleri, yerlerini daha canlı ışıklara bırakıyordu.
2.
O, öze
önde g
ülkele
şarısın
toğraf
mada
şiirse
farklı
raflar
Bu p
ister
3.
B)
E)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
E05 OXYD 20B53680 5. BASAMAK 1. TEST - 3 Roman anlatımlarında betimlemeler önemli bir yer tutar. Ancak kimi yazarların duyguları abartarak anlatmak, açık- lamalar, betimlemeler yapmak için başvurduğu yerli yer- nılan sözler metnin üzerinde bir ağırlık oluşturuyor, metnin siz nitelendirmeler anlatımı gölgeliyor. Yakın anlamlı kulla- dokusuna uygun düşmüyor. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen bakış açısıyla yazılmıştır? A) Hepsinin birden çıkardığı yırtıcı gürültü, yağmurun al- çak tavandaki kesik hıçkırığına karışıyor; birbirini kova- layan gök gürültüleri bu korkunç ahengi tamamlıyordu. Bulvara kadar inip bomboş olan iş yerleri boyunca yü- rümeğe başladım. Gün doğmuş ve rüzgâr sertleşmiş- ti. Sulu, iri iri kar taneleri, henüz yakılmış fenerler etra- fında uçuşuyordu. B) Bir kere heybetli delikanlıydı; yağız derisi, yüzüne de- lice dökülen simsiyah saçları, koyu gözleri, uzun, siv- ri, ucu biraz aşağı kıvrak burnu ve kendinden emin bir duruşu vardı. Güvertede, altı veya sekiz kişiydik. He- pimiz de, gitmekte olduğumuz o uzak Afrika'ya doğru gözlerimizi çevirmiş, sessizce denizi seyrediyorduk. Hepimiz değirmenin içine sığınmış, doluşmuşken ta- vanda sallanan iki tane gaz lambası etrafa yarım bir aydınlık, ışık serpiyordu ve çarklar, taşlar, tozlu kayış- lar dönüyordu.İnsanın içine, kemiklerine ve ruhuna iş- liyen buz gibi soğuk, ince ve ahmak Islatan bir yağmur yağıyordu. D) Yokuş yukarı tırmanan bir yük treni gibi ağır ağır yol alan geceden sonra, gün doğdu; çatı katı penceremde bir leke sessizce belirdi, giderek derinleşti. Biraz son- ra gürültünün ne taraftan geldiğini keşfetmiştim. Kar- yolanın baş tarafındaki gizli bir kapıya doğru yürüdüm ve kapıyı birden bire açtım. E) Değirmenin kapısı yanındaki taş sedire saatlerce otu- rup meydanda eşelenen tavuklara yahut kocaman çı- narın kıpırdayan yapraklarına yarı yumuk gözlerle bir bakışı vardı ki adamı ağlamaklı ederdi. Canlı bir vücut ne kadar büzülebilirse o kadar büzülmüş, hiç kımılda- madan yerinde oturuyordu. Fener ışıklarının solgun alevleri, yerlerini daha canlı ışıklara bırakıyordu. 2. O, öze önde g ülkele şarısın toğraf mada şiirse farklı raflar Bu p ister 3. B) E)
Bugünlerde "Batı!.. Batı!.." diye bangir bangir haykıranlar ço-
ğunlukta. Oysa Batı dedikleri "kıtayımuazzama" ayrı dillerin,
değişik coğrafi bölgelerin, birbirine zıt kültürlerin, bambaşka
yapıda ekonomik ve sosyal koşulların, ayrı ulusların, çeşitli
sanat üsluplarının at koşturduğu; çelişmeler, ayrılıklar içinde
yaşayan, kaynaşan toplulukların tümüne verilen bir addan
başka bir şey değildir. "Bana göre Batı..." diye söze başla-
yan, kendi değerlerini yadsıyan çok bilmiş aydın tipinden
artık gina geldi. Hangi Batı? Ne Bati'sı?
Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisi vurgulan-
maktadır?
6.
A) Batı hayranlığının bilgisizlikten kaynaklandığı
B) Batı'nın örnek alınacak bir yanının olmadığı
C) Kimi aydınların kendi kültürel değerlerinden uzaklaştığı
D) Batı'nın çok zengin bir kültürel çeşitliliğe sahip olduğu
E) Batı'yla ilgili toptancı değer yargılarının yanlışlığı
selar
yaşa
yarc
pla
gib
mi
lu
L
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Bugünlerde "Batı!.. Batı!.." diye bangir bangir haykıranlar ço- ğunlukta. Oysa Batı dedikleri "kıtayımuazzama" ayrı dillerin, değişik coğrafi bölgelerin, birbirine zıt kültürlerin, bambaşka yapıda ekonomik ve sosyal koşulların, ayrı ulusların, çeşitli sanat üsluplarının at koşturduğu; çelişmeler, ayrılıklar içinde yaşayan, kaynaşan toplulukların tümüne verilen bir addan başka bir şey değildir. "Bana göre Batı..." diye söze başla- yan, kendi değerlerini yadsıyan çok bilmiş aydın tipinden artık gina geldi. Hangi Batı? Ne Bati'sı? Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisi vurgulan- maktadır? 6. A) Batı hayranlığının bilgisizlikten kaynaklandığı B) Batı'nın örnek alınacak bir yanının olmadığı C) Kimi aydınların kendi kültürel değerlerinden uzaklaştığı D) Batı'nın çok zengin bir kültürel çeşitliliğe sahip olduğu E) Batı'yla ilgili toptancı değer yargılarının yanlışlığı selar yaşa yarc pla gib mi lu L
RINLIK
Aşağıda gördüğünüz arkadaşınız evdeki kaynakları tasarruflu
lanma konusunda bir ödev hazırlıyor. Ödevini tamamlaması için
> yardıma olur musunuz?
1 Ellerimi yıkarken yeteri kadar
sabun kullanırım.
2 Televizyonu izlemediğimde
düğmesinden kapatırım.
3. Odamdaki eşyalarıma zarar
vermem, onları özenli kulla-
nırım.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
RINLIK Aşağıda gördüğünüz arkadaşınız evdeki kaynakları tasarruflu lanma konusunda bir ödev hazırlıyor. Ödevini tamamlaması için > yardıma olur musunuz? 1 Ellerimi yıkarken yeteri kadar sabun kullanırım. 2 Televizyonu izlemediğimde düğmesinden kapatırım. 3. Odamdaki eşyalarıma zarar vermem, onları özenli kulla- nırım.
qo'
E) İyi niyet ve hoşgörü adına yak
etkisi altında kalındığından
Senjo
Peri soli
-
gers go
16. Severim gerçekçi edebiyatı. Bu yaşa değin en çok
onun ürünlerini, o yolda yazılmış hikâyeleri, roman-
ları, hep o çığırı öven denemeleri, eleştirmeleri
okudum. Bir hikâyede, bir romanda anlatılanların,
gerçekte olanlara benzememesi, çok kimseler gibi
benim için de büyük bir suçtur. Pari masallarından,
dev masallarından çocukluğumda bile pek hoşlan-
madım. Olmayacak şeyler, benzerleri görülmeyecek
de insanlar anlatan hikâyeler arasında beğendiklerim
yoktur demeyeceğim ama onlarda da gerçeği ara-
nob dim: "Bütün bunlar gene bir doğruyu söylüyor, ancak
yazar gerçeği bir düşle örtmüş, kaldırın o örtüyü,
arasından bakın, gerçeğin ta kendisini, çırılçıplak
hojow
Perhale
doğruyu bulursunuz." diye düşünürüm. gal içeren higele
she serger
old
Bu sözleri söyleyen bir sanatçının, aşağıdakiler-
den hangisini söylemesi beklenemez?
Bana insanları tanıtan, hayatı anlatan çevredeki-
leri olduğu gibi kavratan eserleri severim.
PARAGRAF
Edebiyatçılar bize gözümüzün önünde duran
fark edemediğimiz gerçekleri anlatmalıdır.
glody
Bize düşler dünyasını anlatan, yalanlar söyleyen
bir eser sanata neler katabilir ki?
comport
goler
DOkuyucusunu hayaller evřenine götüren, mono-
on hayatından uzaklaştıran ne güzel eserler var.
E) Okuyucunun hayatına anlam kazandırmak iste-
yen sanatçı, gözlemlerini anlatmalıd
Agollen Magneide
seralul
HIZ SORULARI
97
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
qo' E) İyi niyet ve hoşgörü adına yak etkisi altında kalındığından Senjo Peri soli - gers go 16. Severim gerçekçi edebiyatı. Bu yaşa değin en çok onun ürünlerini, o yolda yazılmış hikâyeleri, roman- ları, hep o çığırı öven denemeleri, eleştirmeleri okudum. Bir hikâyede, bir romanda anlatılanların, gerçekte olanlara benzememesi, çok kimseler gibi benim için de büyük bir suçtur. Pari masallarından, dev masallarından çocukluğumda bile pek hoşlan- madım. Olmayacak şeyler, benzerleri görülmeyecek de insanlar anlatan hikâyeler arasında beğendiklerim yoktur demeyeceğim ama onlarda da gerçeği ara- nob dim: "Bütün bunlar gene bir doğruyu söylüyor, ancak yazar gerçeği bir düşle örtmüş, kaldırın o örtüyü, arasından bakın, gerçeğin ta kendisini, çırılçıplak hojow Perhale doğruyu bulursunuz." diye düşünürüm. gal içeren higele she serger old Bu sözleri söyleyen bir sanatçının, aşağıdakiler- den hangisini söylemesi beklenemez? Bana insanları tanıtan, hayatı anlatan çevredeki- leri olduğu gibi kavratan eserleri severim. PARAGRAF Edebiyatçılar bize gözümüzün önünde duran fark edemediğimiz gerçekleri anlatmalıdır. glody Bize düşler dünyasını anlatan, yalanlar söyleyen bir eser sanata neler katabilir ki? comport goler DOkuyucusunu hayaller evřenine götüren, mono- on hayatından uzaklaştıran ne güzel eserler var. E) Okuyucunun hayatına anlam kazandırmak iste- yen sanatçı, gözlemlerini anlatmalıd Agollen Magneide seralul HIZ SORULARI 97
SÖZ ÖBEKLERİ - 1
nla son
tlik Evi,
ve Göl,
biri yi-
er, âde-
sima-
inden
k biz-
tanış-
Hes-
han-
3.
TEST
4
Dış dünyada meydana gelen büyük değişimler, kargaşa-
sonuç-
lar ve karmaşalar algımızı pencerenin dışına
ları iç dünyamızda ----.
A) itse de - dengeleniyor
B) yöneltse de- doğuyor
C) çıkarsa da - büyüyor
D çevirse de - yankılanıyor
E) baktırsa da - savaşıyor
Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilebilir?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
SÖZ ÖBEKLERİ - 1 nla son tlik Evi, ve Göl, biri yi- er, âde- sima- inden k biz- tanış- Hes- han- 3. TEST 4 Dış dünyada meydana gelen büyük değişimler, kargaşa- sonuç- lar ve karmaşalar algımızı pencerenin dışına ları iç dünyamızda ----. A) itse de - dengeleniyor B) yöneltse de- doğuyor C) çıkarsa da - büyüyor D çevirse de - yankılanıyor E) baktırsa da - savaşıyor Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilebilir?
S
28. Mizah türü, Türkiye'de uzun süre edebiyattan sa-
yılmamış, edebiyat tarihlerine alınmamıştır. Seçkin
sınıfın yaşayışını anlatmayan ya da o sınıfı yeren
yazılar hep edebiyat dışı sayılmıştır. İşte bu tutumun
sürüp gidişi olarak günümüzde de kimi edebiyat ta-
rihi ve antolojilerde, özellikle edebiyat kitaplarında,
Aziz Nesin'e yer verilmemiştir. Ne var ki -
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Aziz Nesin kendi ülkesinin yazarlarına, araş-
tırmacılarına eserleri ve sanatı ile ilgili çalışma
yapmadıkları için kırgındır.
B) mizahın etkisi, fazla gevezeliğe kaçmadan vuru-
cu bir darbe etkisi uyandırmayla sağlanır.
C) günümüzde Aziz Nesin'e yapılmaya devam
edilegelen bu haksız tavır, zamanında tespit edi-
lebilmiştir.
D) edebiyat tarihlerine karşın, Nasrettin Hoca halkın
arasında yedi yüzyıl nasıl yaşayıp bugüne ulaş-
mışsa Türkiye'de kitapları en çok satılan Aziz
Nesin de halk arasında öyle yaşamaktadır.
E) sanatçı; geleneksel mizahtan çağdaş bir anlayış-
la yararlanmış ve bu dünyanın yaşama şekline,
değerlerine, toplum anlayışına mizah pencere-
sinden bakmıştır.
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
S 28. Mizah türü, Türkiye'de uzun süre edebiyattan sa- yılmamış, edebiyat tarihlerine alınmamıştır. Seçkin sınıfın yaşayışını anlatmayan ya da o sınıfı yeren yazılar hep edebiyat dışı sayılmıştır. İşte bu tutumun sürüp gidişi olarak günümüzde de kimi edebiyat ta- rihi ve antolojilerde, özellikle edebiyat kitaplarında, Aziz Nesin'e yer verilmemiştir. Ne var ki - Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Aziz Nesin kendi ülkesinin yazarlarına, araş- tırmacılarına eserleri ve sanatı ile ilgili çalışma yapmadıkları için kırgındır. B) mizahın etkisi, fazla gevezeliğe kaçmadan vuru- cu bir darbe etkisi uyandırmayla sağlanır. C) günümüzde Aziz Nesin'e yapılmaya devam edilegelen bu haksız tavır, zamanında tespit edi- lebilmiştir. D) edebiyat tarihlerine karşın, Nasrettin Hoca halkın arasında yedi yüzyıl nasıl yaşayıp bugüne ulaş- mışsa Türkiye'de kitapları en çok satılan Aziz Nesin de halk arasında öyle yaşamaktadır. E) sanatçı; geleneksel mizahtan çağdaş bir anlayış- la yararlanmış ve bu dünyanın yaşama şekline, değerlerine, toplum anlayışına mizah pencere- sinden bakmıştır. Diğer sayfaya geçiniz.
1.
farkına,
Karadeniz'e yaptığım yolculukların
Samsun'u geçip Ordu sınırına girince varırım hep.
Ünye, saklandığı koyda karşıma çıkıverir birden.
Sonra, Fatsa'ya doğru uzanan kumsallar, Bolaman-
Perşembe arasında dolanmaya başlayan bir kıyıya
bırakır yerini. Dağlardan kopup gelen arsız yeşillik,
büyük bir özlemle asfaltı atlayıp denizle buluşur bu-
rada. Küçücük koylardaki balıkçı köyleri, barınaklar
ve orada salınıp duran takalarla şenlenen yol man-
zaraları içinden geçip giderim. Doğanın bu kıpır kıpır
hâline, göz alabildiğine uzanan fındık bahçeleri ka-
tılır az sonra. Ve Karadeniz'in orta yerinde, genişçe
bir koya kurulmuş Ordu'ya geldiğimde, Karadeniz'le
ilk kez tanışmış gibi olurum. Eski bir dostun seve-
cenliğiyle konuklarını selamlayan bu kent, bahçeler
içindeki güzelim taş konaklarıyla gülümseyiverir
önce. Sonra sahildeki çay bahçeleri, restoranları ve
yol boyunca sıralanmış apartmanlarıyla, modern yü-
zünü gösterir.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Cansız varlıklara insan özelliği kazandırılmıştır.
B) Alıntılardan yararlanılmıştır.
C) Mecazlı anlatıma başvurulmuştur.
DAnlatım bütünlüğü göz önünde tutulmuştur.
E) Çağrışımla gelen izlenimlere yer verilmiştir.
3.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. farkına, Karadeniz'e yaptığım yolculukların Samsun'u geçip Ordu sınırına girince varırım hep. Ünye, saklandığı koyda karşıma çıkıverir birden. Sonra, Fatsa'ya doğru uzanan kumsallar, Bolaman- Perşembe arasında dolanmaya başlayan bir kıyıya bırakır yerini. Dağlardan kopup gelen arsız yeşillik, büyük bir özlemle asfaltı atlayıp denizle buluşur bu- rada. Küçücük koylardaki balıkçı köyleri, barınaklar ve orada salınıp duran takalarla şenlenen yol man- zaraları içinden geçip giderim. Doğanın bu kıpır kıpır hâline, göz alabildiğine uzanan fındık bahçeleri ka- tılır az sonra. Ve Karadeniz'in orta yerinde, genişçe bir koya kurulmuş Ordu'ya geldiğimde, Karadeniz'le ilk kez tanışmış gibi olurum. Eski bir dostun seve- cenliğiyle konuklarını selamlayan bu kent, bahçeler içindeki güzelim taş konaklarıyla gülümseyiverir önce. Sonra sahildeki çay bahçeleri, restoranları ve yol boyunca sıralanmış apartmanlarıyla, modern yü- zünü gösterir. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Cansız varlıklara insan özelliği kazandırılmıştır. B) Alıntılardan yararlanılmıştır. C) Mecazlı anlatıma başvurulmuştur. DAnlatım bütünlüğü göz önünde tutulmuştur. E) Çağrışımla gelen izlenimlere yer verilmiştir. 3.
değin en çok
yeleri, romanları,
okudum. Bir
erçekte olanlara
in de büyük
llarından
Ta o zamanlar
ağıdakilerin
meyi sevdim.
wordum.
dum.
eyecek
ürdüm.
ak bana
rtık;
eğiştikçe
endime
den
ncak
1
mayı;
re,
nanla.
ngisi
E) VI
36. Gazeteci:
(1) ----
Yazar:
- Yazdıkça yazdıkça... Konunun kendisi romancıyı
sürükler. Hatta bazen dekor ve şahıslar... Ben,
örneğin hayallerimin önüme serdiği sahneleri bir film
seyreder gibi seyreder ve gördüklerimi anlatırım.
"Kiralık Konak" yok mu? Nedense en çok tutmuş
romanlarımdan biridir. Bir gazetede tefrika edilmek
üzere yazmaya başladım ve ilk cümlesini yazdığım
zaman konu hakkında en ufak fikrim yoktu fakat
yazdıkça konu yumak gibi açıldı.
Gazeteci:
1
TÜRKÇE
(11) --
Yazar:
- Tereddüt etmeden aynı mesleği yani romancılığı...
Romancılıktan daha zevkli meslek var mı? Bir kere
gerçek hayatta kendiniz olarak yaşıyorsunuz.
Bu diyalogdaki boş bırakılan yerlere
aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) (1) Romanlarınızı nasıl yazarsınız, konunuz
kafanızda olgunlaştıktan sonra mı kağıda
dökersiniz yoksa yazdıkça mı konu gelişir?
(II) Bir daha dünyaya gelmek mümkün olsaydı,
hangi mesleği seçerdiniz?
B) (1) "Kiralık Konak" romanınızı nasıl yazdınız?
(II) Bir daha dünyaya gelseydiniz bu mesleği yine
seçer miydiniz?
(1) Romanlarınızı hangi yöntemle yazıyorsunuz?
(II) Bu meslekten zevk alıyor musunuz?
DY (1) Romancılık işini nasıl geliştirdiniz?
(II) Bu mesleği gençlere önerir misiniz?
E) (1) Roman yazarken konu kafanızda oluşur mu
önceden?
(II) En iyi meslek sizce nedir?
TÜRKÇE
37. Bu kentl
bazıları
merkez
ilin dış
anlaşı
kentle
kentl-
bu k
gere
boz
BL
de
A
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
değin en çok yeleri, romanları, okudum. Bir erçekte olanlara in de büyük llarından Ta o zamanlar ağıdakilerin meyi sevdim. wordum. dum. eyecek ürdüm. ak bana rtık; eğiştikçe endime den ncak 1 mayı; re, nanla. ngisi E) VI 36. Gazeteci: (1) ---- Yazar: - Yazdıkça yazdıkça... Konunun kendisi romancıyı sürükler. Hatta bazen dekor ve şahıslar... Ben, örneğin hayallerimin önüme serdiği sahneleri bir film seyreder gibi seyreder ve gördüklerimi anlatırım. "Kiralık Konak" yok mu? Nedense en çok tutmuş romanlarımdan biridir. Bir gazetede tefrika edilmek üzere yazmaya başladım ve ilk cümlesini yazdığım zaman konu hakkında en ufak fikrim yoktu fakat yazdıkça konu yumak gibi açıldı. Gazeteci: 1 TÜRKÇE (11) -- Yazar: - Tereddüt etmeden aynı mesleği yani romancılığı... Romancılıktan daha zevkli meslek var mı? Bir kere gerçek hayatta kendiniz olarak yaşıyorsunuz. Bu diyalogdaki boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) (1) Romanlarınızı nasıl yazarsınız, konunuz kafanızda olgunlaştıktan sonra mı kağıda dökersiniz yoksa yazdıkça mı konu gelişir? (II) Bir daha dünyaya gelmek mümkün olsaydı, hangi mesleği seçerdiniz? B) (1) "Kiralık Konak" romanınızı nasıl yazdınız? (II) Bir daha dünyaya gelseydiniz bu mesleği yine seçer miydiniz? (1) Romanlarınızı hangi yöntemle yazıyorsunuz? (II) Bu meslekten zevk alıyor musunuz? DY (1) Romancılık işini nasıl geliştirdiniz? (II) Bu mesleği gençlere önerir misiniz? E) (1) Roman yazarken konu kafanızda oluşur mu önceden? (II) En iyi meslek sizce nedir? TÜRKÇE 37. Bu kentl bazıları merkez ilin dış anlaşı kentle kentl- bu k gere boz BL de A
33. Yok mudur karamsar, kaderci ünlü yazarlar?
Kafka gibi, Sartre gibi. Ne ki böylesine karamsar,
kaderci yazarların da okurları vardır. Ben, bu dünya
yazarlarının ustalığını yadsıyamam ama okudumsa
da zevk almadım bu tür yazarların kederinden, der
geçerim. Ne denli usta olursa olsun bu yazarlar,
bana göre içlerinden gelen insana yabancılaşma
güdüleriyle yazarak yeteneklerine yazık etmiştir.
Bu parçanın yazarı için aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A
Karamsarlıktan hoşlanmayan
B Kaderci yazarlardan hoşlanmayan
C) Usta bir yazarın kitabını beğenmek zorunda
olmayan
A
D) Karamsar bir yazarın ustalığından şüphe duyan
E) Okuduklarında yazarın bakış açısına önem veren
Diğer sayfaya geçiniz
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
33. Yok mudur karamsar, kaderci ünlü yazarlar? Kafka gibi, Sartre gibi. Ne ki böylesine karamsar, kaderci yazarların da okurları vardır. Ben, bu dünya yazarlarının ustalığını yadsıyamam ama okudumsa da zevk almadım bu tür yazarların kederinden, der geçerim. Ne denli usta olursa olsun bu yazarlar, bana göre içlerinden gelen insana yabancılaşma güdüleriyle yazarak yeteneklerine yazık etmiştir. Bu parçanın yazarı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Karamsarlıktan hoşlanmayan B Kaderci yazarlardan hoşlanmayan C) Usta bir yazarın kitabını beğenmek zorunda olmayan A D) Karamsar bir yazarın ustalığından şüphe duyan E) Okuduklarında yazarın bakış açısına önem veren Diğer sayfaya geçiniz
Hristiyan teolojisine felsefi bir mahiyet kazandıran
Yuhanna'nın, kaleme aldığı son Incil'in ilk ibaresi olan
Once logos vardı ve Tanrı ile beraberdi." ayeti de bu
çerçevede ele alınabilir. Hatta Augustinus'a göre haki-
katin ta kendisi insanın daima içindedir. Bu anlayışın
İslam düşün sisteminde aynen karşılığı vardır. İslam
zihni, bilgiyi vehbi ve kesbi olmak üzere ikiye ayırır.
Vehbi bilgi Tanrısal irade ile insanın zihninde hazır getir-
diği, kesbi bilgi ise çaba ile elde edilen bir nevi Batı'nın
rasyonel bilgisine karşılık gelen bilgi türüdür. İslam her
ne kadar kesbî olanı gündeme taşısa da esas itibarıy-
la vehbi bilgi üzerine sistemini kurmuştur. Farabi, İbn
Sina, İbn Rüşt gibi filozoflar söz konusu bilgiyi, vehbî
mahiyette tıpkı Hristiyan felsefesinde olduğu gibi akıl ile
imanı uzlaştırma çabalarında kullanmışlardır.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağı-
dakilerden hangisi getirilmelidir?
Eklektik bilgi türünün İslam zihni ile müşterekliği tam
da bu noktada, bilginin kaynağına dair mahiyeti ile
ilgilidir.
BHristiyan felsefesinde bilgi ve hakikat, Tanrısal irade
ile insan zihninde hazır olarak gelir.
C) Platon ve bilhassa Aristo, Islam felsefe geleneğinde
çok etkili olmuş ve İslam felsefesinin muallim-i evve-
li Aristoteles olarak kabul edilegelmiştir.
D) Antik çağlardan gelen zihinsel hareket, Orta Çağ
genelinde Avrupa'yı etkilediği gibi İslam coğrafya-
sını da etkilemiş ve skolastik estetiğin oluşumuna
büyük katkı sağlamıştır.
E) Batı düşünce sistemi İslam düşünce sistemini etki-
lediği gibi Islam estetizminde de belirleyici rol üst-
lenmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Hristiyan teolojisine felsefi bir mahiyet kazandıran Yuhanna'nın, kaleme aldığı son Incil'in ilk ibaresi olan Once logos vardı ve Tanrı ile beraberdi." ayeti de bu çerçevede ele alınabilir. Hatta Augustinus'a göre haki- katin ta kendisi insanın daima içindedir. Bu anlayışın İslam düşün sisteminde aynen karşılığı vardır. İslam zihni, bilgiyi vehbi ve kesbi olmak üzere ikiye ayırır. Vehbi bilgi Tanrısal irade ile insanın zihninde hazır getir- diği, kesbi bilgi ise çaba ile elde edilen bir nevi Batı'nın rasyonel bilgisine karşılık gelen bilgi türüdür. İslam her ne kadar kesbî olanı gündeme taşısa da esas itibarıy- la vehbi bilgi üzerine sistemini kurmuştur. Farabi, İbn Sina, İbn Rüşt gibi filozoflar söz konusu bilgiyi, vehbî mahiyette tıpkı Hristiyan felsefesinde olduğu gibi akıl ile imanı uzlaştırma çabalarında kullanmışlardır. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilmelidir? Eklektik bilgi türünün İslam zihni ile müşterekliği tam da bu noktada, bilginin kaynağına dair mahiyeti ile ilgilidir. BHristiyan felsefesinde bilgi ve hakikat, Tanrısal irade ile insan zihninde hazır olarak gelir. C) Platon ve bilhassa Aristo, Islam felsefe geleneğinde çok etkili olmuş ve İslam felsefesinin muallim-i evve- li Aristoteles olarak kabul edilegelmiştir. D) Antik çağlardan gelen zihinsel hareket, Orta Çağ genelinde Avrupa'yı etkilediği gibi İslam coğrafya- sını da etkilemiş ve skolastik estetiğin oluşumuna büyük katkı sağlamıştır. E) Batı düşünce sistemi İslam düşünce sistemini etki- lediği gibi Islam estetizminde de belirleyici rol üst- lenmiştir.