Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

1. Yeniden bir lise öğrencisi olsaydım derslerime yeterin-
ce vakit ayırır, başka şeylerle uğraşmayıp her dersin
hakkını vererek çalışırdım. Kendim de içinde olmak
üzere tanıdığım öğrencilerin çoğu, ders çalışmak
için ayırdığı zamanın büyük bir kısmını çalışmayarak
çalışmaya hazırlanmakla geçirirler. Tüm okul hayatım
boyunca ders çalışmaya hazır bir hale gelebilmem için
harcadığım zamanları kitaplara vermeliydim. Yeniden
bir lise öğrencisi olsam kendimi planlı çalışmaya ve
çalışmaya hazırlandığım zamanları hesaplı kullanmaya
alıştırırdım. Çalışmaya uzun zaman ayırmaktansa kisa
ve verimli çalışma yolunu seçerdim. Eskiden yaptığım
gibi kendi kabuğuma çekileceğim yerde kendime kala-
balıkta da çalışma yeteneği kazandırırdım.
Parçada, bu sözleri söyleyen kişinin öğrenciliği ile
ilgili;
I. zamanı iyi kullanamama,
II. her durumda ve her yerde çalışamama,
III. sürekli ders çalışma becerisine sahip olmama,
IV. çalışmayı gerçek anlamda bilmeme,
V. planlı çalışmayı becerememe
hayıflanmalarından hangileri yoktur?
A) I ve Ill
B) II ve IV
Paragrafta
D) III ve V
C) Yalnız III
E) IV ve V
YAYIN DENIZ
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Yeniden bir lise öğrencisi olsaydım derslerime yeterin- ce vakit ayırır, başka şeylerle uğraşmayıp her dersin hakkını vererek çalışırdım. Kendim de içinde olmak üzere tanıdığım öğrencilerin çoğu, ders çalışmak için ayırdığı zamanın büyük bir kısmını çalışmayarak çalışmaya hazırlanmakla geçirirler. Tüm okul hayatım boyunca ders çalışmaya hazır bir hale gelebilmem için harcadığım zamanları kitaplara vermeliydim. Yeniden bir lise öğrencisi olsam kendimi planlı çalışmaya ve çalışmaya hazırlandığım zamanları hesaplı kullanmaya alıştırırdım. Çalışmaya uzun zaman ayırmaktansa kisa ve verimli çalışma yolunu seçerdim. Eskiden yaptığım gibi kendi kabuğuma çekileceğim yerde kendime kala- balıkta da çalışma yeteneği kazandırırdım. Parçada, bu sözleri söyleyen kişinin öğrenciliği ile ilgili; I. zamanı iyi kullanamama, II. her durumda ve her yerde çalışamama, III. sürekli ders çalışma becerisine sahip olmama, IV. çalışmayı gerçek anlamda bilmeme, V. planlı çalışmayı becerememe hayıflanmalarından hangileri yoktur? A) I ve Ill B) II ve IV Paragrafta D) III ve V C) Yalnız III E) IV ve V YAYIN DENIZ
KPSS - LİSANS
Bazı şeyler hiç eskimiyor, zamana karşı direniyor.
Söz gelimi eski televizyon dizileri... Ülkemden ki-
lometrelerce uzakta, elimde kumanda, oturmuşum
koltuğa, zamanın bir türlü eskitemediği tanıdık bir
diziyi izliyorum: "Uzay Yolu". Benden başka izleyen
var mıdır bilmiyorum ama yayımlandığına göre ol-
malı. Uzayla ilgili bir dizinin bana memleketimi hatır-
latacağını söyleseler inanmazdım ama buram buram
1970'ler Türkiye'si kokuyor bu dizi. Dışarıda güneş:
sarı, kuru, çığırtkan... Arizona'da kış yok, sonbahar
bile yok, kasıp kavuruyor güneş. Ömrüm boyunca
kıştan yakınıp da şimdi böyle bir ortamda olmam,
aslında hiç yakınmamam gereken bir durum. Ama
ben, güneşten kaçmak için perdeler çekili, tutkuyla
"Uzay Yolu"nu izliyorum bugünlerde.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Neden-sonuç içeren cümleler kullanılmıştır.
B) Duygusal ögelerden yararlanılmıştır.
C) Düşünceler örnekle pekiştirilmiştir.
D) Anlatım bütünlüğü göz ardı edilmiştir.
E) Çağrışımla gelen izlenimlere yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
KPSS - LİSANS Bazı şeyler hiç eskimiyor, zamana karşı direniyor. Söz gelimi eski televizyon dizileri... Ülkemden ki- lometrelerce uzakta, elimde kumanda, oturmuşum koltuğa, zamanın bir türlü eskitemediği tanıdık bir diziyi izliyorum: "Uzay Yolu". Benden başka izleyen var mıdır bilmiyorum ama yayımlandığına göre ol- malı. Uzayla ilgili bir dizinin bana memleketimi hatır- latacağını söyleseler inanmazdım ama buram buram 1970'ler Türkiye'si kokuyor bu dizi. Dışarıda güneş: sarı, kuru, çığırtkan... Arizona'da kış yok, sonbahar bile yok, kasıp kavuruyor güneş. Ömrüm boyunca kıştan yakınıp da şimdi böyle bir ortamda olmam, aslında hiç yakınmamam gereken bir durum. Ama ben, güneşten kaçmak için perdeler çekili, tutkuyla "Uzay Yolu"nu izliyorum bugünlerde. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Neden-sonuç içeren cümleler kullanılmıştır. B) Duygusal ögelerden yararlanılmıştır. C) Düşünceler örnekle pekiştirilmiştir. D) Anlatım bütünlüğü göz ardı edilmiştir. E) Çağrışımla gelen izlenimlere yer verilmiştir.
büyük iyiliklerden biri
4. Çocuklarımız için yapabileceğimiz
onlara okuma sevgisini aşılamaktır. Bunun için en etkili yöntem
bu konuda örnek olmak ve küçük yaşlarından itibaren onlara
kitap okumaktır. Kelime hazinesinin gelişmesinin öğretim lle
tanışması
değil, büyük ölçüde çocukların yeni kelimelerle t
sayesinde gerçekleştiği eğitim bilimciler arasında kabul gören
bir görüştür. Bu konuda araştırma yapan çok sayıda bilim in-
sanı kelime hazinesinin konuşma sırasında veya başkasından
Bunun gerisinde yatan nedenlerin başında yazılı metinlerin,
duyma ile değil, çok okuma sayesinde geliştiğini belirtiyor.
konuşma diline ve sözlü medya araçlarında kullanılan dile
kıyasla hem çok daha fazla sayıda kelime içermesi hem
de kullanılan kelimelerin çeşitliliğinin çok daha fazla olması
geliyor. Böyle bir çalışmada bilimsel makalelerin özet bölüm-
lerinde her bin kelime başına 128 seyrek kullanılan kelime
geçtiği belirlenirken bu rakamın gazeteler için 68, televizyon
dizileri için 22,7, çocuk kitapları için 30,9, üniversite eğitimi
almış arkadaşlar veya eşler arasında geçen konuşmalarda
ise 17,3 olduğu bulunmuş. Bu rakamların ortaya koyduğu
çarpıcı gerçek şu: -
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdaki-
lerden hangisi getirilemez?
en
R
OKU
metinde
A) Günlük konuşma dili, yazı diline kıyasla çok daha yoksul.
B) Çocuk kitapları bile kelime çeşitliliği açısından yetişkinler
arasında gerçekleşen konuşmalardan çok daha zengin.
C) Okuyan kişilerin sözlü iletişim olanaklarını kullanmada
daha belirgin bir önceliği söz konusu.
Günümü
Ovgüyle
doğruy
de, bu
del pers
ex ques
D) Yazılı metinlerle içli dışlı olmanın, kişiye kazandırdıkları
bakımından tartışılmaz bir üstünlüğü var.
Edebiyat
anlatima i
üzerin
anno
E) Görsel ve işitsel medya, olumlu dilsel etkileri bakımından
yazılı metnin çok gerisinde.
aklın
Ger
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
büyük iyiliklerden biri 4. Çocuklarımız için yapabileceğimiz onlara okuma sevgisini aşılamaktır. Bunun için en etkili yöntem bu konuda örnek olmak ve küçük yaşlarından itibaren onlara kitap okumaktır. Kelime hazinesinin gelişmesinin öğretim lle tanışması değil, büyük ölçüde çocukların yeni kelimelerle t sayesinde gerçekleştiği eğitim bilimciler arasında kabul gören bir görüştür. Bu konuda araştırma yapan çok sayıda bilim in- sanı kelime hazinesinin konuşma sırasında veya başkasından Bunun gerisinde yatan nedenlerin başında yazılı metinlerin, duyma ile değil, çok okuma sayesinde geliştiğini belirtiyor. konuşma diline ve sözlü medya araçlarında kullanılan dile kıyasla hem çok daha fazla sayıda kelime içermesi hem de kullanılan kelimelerin çeşitliliğinin çok daha fazla olması geliyor. Böyle bir çalışmada bilimsel makalelerin özet bölüm- lerinde her bin kelime başına 128 seyrek kullanılan kelime geçtiği belirlenirken bu rakamın gazeteler için 68, televizyon dizileri için 22,7, çocuk kitapları için 30,9, üniversite eğitimi almış arkadaşlar veya eşler arasında geçen konuşmalarda ise 17,3 olduğu bulunmuş. Bu rakamların ortaya koyduğu çarpıcı gerçek şu: - Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdaki- lerden hangisi getirilemez? en R OKU metinde A) Günlük konuşma dili, yazı diline kıyasla çok daha yoksul. B) Çocuk kitapları bile kelime çeşitliliği açısından yetişkinler arasında gerçekleşen konuşmalardan çok daha zengin. C) Okuyan kişilerin sözlü iletişim olanaklarını kullanmada daha belirgin bir önceliği söz konusu. Günümü Ovgüyle doğruy de, bu del pers ex ques D) Yazılı metinlerle içli dışlı olmanın, kişiye kazandırdıkları bakımından tartışılmaz bir üstünlüğü var. Edebiyat anlatima i üzerin anno E) Görsel ve işitsel medya, olumlu dilsel etkileri bakımından yazılı metnin çok gerisinde. aklın Ger
ULAR]
Gerçek şiir bir yetenek gösterisi değildir. Sözü incelikli şekilde
söyleme sanatı diye bir şiir tanımı ise gerilerde kalmıştır. Ger-
çek şiir, biçimin ve estetiğin bağlarından medet ummayacak
kadar doğal, yalın ve içten bir söyleyişin ürünüdür. Şairin şiirini
kanıyla yazması dediğimiz şey, bu sorunu bütün çarpıcılığıyla
betimleyen bir söz sayılabilir. Bu, estetik yaratıştan daha çok,
anlam ve duyarlığın gerçekleştirilmesi yönünde bir ruhsal de-
vinim ve mücadeleyi, belli bir mayalanma sürecini ifade eder.
Doğal, yalın ve içten oluş, başka bir ifadeyle şiirdeki içtenlik
unsuru, burada meselenin can alıcı noktasını oluşturmaktadır.
Şiirin gerçeği ve şairin gerçekle olan bağı, içten bir duyuşun
somutlaşması olmak zorunluğundadır. Şiirin içtenlikten uzak-
laşması onu doğal, gerçek bir deneyimin ifadesi olmaktan
da uzaklaştırır. İçtenlikten uzak olmak şiir adına en tehlikeli
sapmalardan birisi, tıkanma ve yozlaşmanın habercisidir.
Aşağıdakilerden hangisi böyle konuşan birinin şiirle ilgili
olarak anlatmak istediklerinden biri değildir?
A) Şiir, sanatsal yönüyle gerçek anlamda doğallık kazanabilir.
B) Şiir, yaşananların içtenlikle dile getirilmesiyle kimliğini
kazanır.
C) Şiir, şairin gerçeklikle kurduğu ilişkiden beslenir.
D) Söze içtenlik egemen olduğu sürece şiir kendini yenileme
olanağını bulur.
E) Şirin bir emeğin ürünü olması, onun estetik bir yapı
olmasından öncelikli bir değerdir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ULAR] Gerçek şiir bir yetenek gösterisi değildir. Sözü incelikli şekilde söyleme sanatı diye bir şiir tanımı ise gerilerde kalmıştır. Ger- çek şiir, biçimin ve estetiğin bağlarından medet ummayacak kadar doğal, yalın ve içten bir söyleyişin ürünüdür. Şairin şiirini kanıyla yazması dediğimiz şey, bu sorunu bütün çarpıcılığıyla betimleyen bir söz sayılabilir. Bu, estetik yaratıştan daha çok, anlam ve duyarlığın gerçekleştirilmesi yönünde bir ruhsal de- vinim ve mücadeleyi, belli bir mayalanma sürecini ifade eder. Doğal, yalın ve içten oluş, başka bir ifadeyle şiirdeki içtenlik unsuru, burada meselenin can alıcı noktasını oluşturmaktadır. Şiirin gerçeği ve şairin gerçekle olan bağı, içten bir duyuşun somutlaşması olmak zorunluğundadır. Şiirin içtenlikten uzak- laşması onu doğal, gerçek bir deneyimin ifadesi olmaktan da uzaklaştırır. İçtenlikten uzak olmak şiir adına en tehlikeli sapmalardan birisi, tıkanma ve yozlaşmanın habercisidir. Aşağıdakilerden hangisi böyle konuşan birinin şiirle ilgili olarak anlatmak istediklerinden biri değildir? A) Şiir, sanatsal yönüyle gerçek anlamda doğallık kazanabilir. B) Şiir, yaşananların içtenlikle dile getirilmesiyle kimliğini kazanır. C) Şiir, şairin gerçeklikle kurduğu ilişkiden beslenir. D) Söze içtenlik egemen olduğu sürece şiir kendini yenileme olanağını bulur. E) Şirin bir emeğin ürünü olması, onun estetik bir yapı olmasından öncelikli bir değerdir.
erden han-
kazanabil-
rebilmektir.
azdığı yergi
dir ki mese-
mız zaman,
gisi ve gös-
l olduğunu,
klarını, her
Korudukları-
sanat böyle
ada şunu da
sempatisini
emiyetin sa-
sanatın de-
ş demektir.
eki sanat da
nemli özeli-
€
H
HIN
MA
da numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışımı bozmaktadır?
LA). BYII.
C) III.
20. (1) Kültürel ve sanatsal yaşamımız, ürkütücü bir ka-
litesizliğin ve sorumsuzluğun işgali altındadır. (II)
Oysa bireysel, toplumsal gereksinimlerin ürünü ola-
rak doğan entelektüel değerler ancak sanatsal yara-
tıların temelleri üzerinde çiçek açarlar ve gerçek an-
lamlarına kavuşurlar. (III) 15-20 yıldan beri kültür ve
sanatımız, siyasal, sosyal çalkantıların da etkisiyle,
değerler hiyerarşisindeki kendi yerinden kovulmuş,
insanca yaşamımızın kaynağı ve yaratıcısı olarak
değerlendirilmesi gereken sanat, yaşamımızın eğ-
reti bir süsü olarak hafife alınmış, kısaca gözden
çıkarılmıştır. (IV) Oysa sanattan vazgeçmek, insan-
dan vazgeçmek demektir. (V) Yaşamımızı, insanı,
anlamlı ve değerli kılmak istiyorsak sanatı kendi hak
ettiği yere koymak zorundayız.
D) IV. E) V.
L
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisin-
de önlemden söz edilmektedir?
A) I.
B) II.
XIII.
D) IV.
E)
Soruları
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
erden han- kazanabil- rebilmektir. azdığı yergi dir ki mese- mız zaman, gisi ve gös- l olduğunu, klarını, her Korudukları- sanat böyle ada şunu da sempatisini emiyetin sa- sanatın de- ş demektir. eki sanat da nemli özeli- € H HIN MA da numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışımı bozmaktadır? LA). BYII. C) III. 20. (1) Kültürel ve sanatsal yaşamımız, ürkütücü bir ka- litesizliğin ve sorumsuzluğun işgali altındadır. (II) Oysa bireysel, toplumsal gereksinimlerin ürünü ola- rak doğan entelektüel değerler ancak sanatsal yara- tıların temelleri üzerinde çiçek açarlar ve gerçek an- lamlarına kavuşurlar. (III) 15-20 yıldan beri kültür ve sanatımız, siyasal, sosyal çalkantıların da etkisiyle, değerler hiyerarşisindeki kendi yerinden kovulmuş, insanca yaşamımızın kaynağı ve yaratıcısı olarak değerlendirilmesi gereken sanat, yaşamımızın eğ- reti bir süsü olarak hafife alınmış, kısaca gözden çıkarılmıştır. (IV) Oysa sanattan vazgeçmek, insan- dan vazgeçmek demektir. (V) Yaşamımızı, insanı, anlamlı ve değerli kılmak istiyorsak sanatı kendi hak ettiği yere koymak zorundayız. D) IV. E) V. L Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisin- de önlemden söz edilmektedir? A) I. B) II. XIII. D) IV. E) Soruları
kesenk
cabul et
duklar
elerind
an düş
enajn
enciyet 2. (1) Bir çığlık duyduğumuzda içimizi korku ve üzüntüyle karışık
olumsuz bir his kaplar. (II) Araştırmalara göre çığlığın bize bun-
ları hissettirmesinin nedeni, o sırada çıkan sesin şiddetindeki
hızlı değişimdir. (III) Normal bir konuşmada sesin şiddeti sani-
yede yalnızca üç dört kez değişirken çığlık söz konusu olduğun-
da bu değer 30 ila 150 arasındadır. (IV) Bu dalgalanmalar, du-
rumu sesin yükselip alçaldığı şeklinde yorumlayamayacağımız
kadar hızlıdır. (V) Sesin çok inişli çıkışlı olması da beynin korku
merkezi olan amigdalayı harekete geçirir. (VI) Korku, beynin iş-
lediği en kompleks durumlardan biridir. (VII) Korkunun beyinde
oluşmasında rol oynayan mekanizmaların yapısı hâlen tam ola-
rak aydınlatılmış değil.
ülen,
nlarda
rday
k you
irmes
of han
E
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf han-
gi cümleyle başlar?
A) II
B) III
C) IV
D) V
E) VI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
kesenk cabul et duklar elerind an düş enajn enciyet 2. (1) Bir çığlık duyduğumuzda içimizi korku ve üzüntüyle karışık olumsuz bir his kaplar. (II) Araştırmalara göre çığlığın bize bun- ları hissettirmesinin nedeni, o sırada çıkan sesin şiddetindeki hızlı değişimdir. (III) Normal bir konuşmada sesin şiddeti sani- yede yalnızca üç dört kez değişirken çığlık söz konusu olduğun- da bu değer 30 ila 150 arasındadır. (IV) Bu dalgalanmalar, du- rumu sesin yükselip alçaldığı şeklinde yorumlayamayacağımız kadar hızlıdır. (V) Sesin çok inişli çıkışlı olması da beynin korku merkezi olan amigdalayı harekete geçirir. (VI) Korku, beynin iş- lediği en kompleks durumlardan biridir. (VII) Korkunun beyinde oluşmasında rol oynayan mekanizmaların yapısı hâlen tam ola- rak aydınlatılmış değil. ülen, nlarda rday k you irmes of han E Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf han- gi cümleyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI
1. Ünite / Akışı Bozan Cümle
10. (1) Ahmet Haşim 1909'da kurulan Fecriati topluluğunun en
büyük temsilcisi olup şiirlerinin yanı sıra fıkra ve gezi yazıla-
rıyla da ünlüdür. (II) Şiirleri o güne kadar alışılmış biçimlere
benzemediği için bazı kesimlerden tepki ve eleştiri alan Ah-
met Haşim, bu tepki ve eleştirileri Piyale kitabının girişinde
cevaplar. (III) Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar başlığıyla ver-
diği bu cevaplar aynı zamanda, sanatçının kendi şiir görü-
şünün de bir açıklamasıdır. (IV) Ahmet Haşim bu yazısında
şiiri şöyle tanımlar: (V) "Şiir bir hikâye değil, sessiz bir şarkı-
dır; şair de ne bir gerçek habercidir ne güzel konuşan insan
ne de bir kanun koyucudur."
Yukarıdaki numaralı cümlelerden hangisi paragrafın
anlam bütünlüğüne uymamaktadır?
C) III.
D) IV.
E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Ünite / Akışı Bozan Cümle 10. (1) Ahmet Haşim 1909'da kurulan Fecriati topluluğunun en büyük temsilcisi olup şiirlerinin yanı sıra fıkra ve gezi yazıla- rıyla da ünlüdür. (II) Şiirleri o güne kadar alışılmış biçimlere benzemediği için bazı kesimlerden tepki ve eleştiri alan Ah- met Haşim, bu tepki ve eleştirileri Piyale kitabının girişinde cevaplar. (III) Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar başlığıyla ver- diği bu cevaplar aynı zamanda, sanatçının kendi şiir görü- şünün de bir açıklamasıdır. (IV) Ahmet Haşim bu yazısında şiiri şöyle tanımlar: (V) "Şiir bir hikâye değil, sessiz bir şarkı- dır; şair de ne bir gerçek habercidir ne güzel konuşan insan ne de bir kanun koyucudur." Yukarıdaki numaralı cümlelerden hangisi paragrafın anlam bütünlüğüne uymamaktadır? C) III. D) IV. E) V.
Death Note, Japonya'da Tsugumi Ooba tarafından yazılıp
Takeshi Obata tarafından resimlenen bir mangadır. On yedi
yaşındaki bir lise öğrencisi, insan dışı bir varlığın düşürmüş
olduğu doğa üstü bir defteri - Ölüm Defterini bulup yaşamını
nasıl değiştirdiğini anlatır. Bu deftere ismini yazdığınız kişi
ölür fakat bu kişilerin yüzlerinin de hatırlanması gereklidir.
Death Note önceleri manga olarak başlamıştır. İlk önce,
Sueişa tarafından Haftalık Shonen Jump adlı bir dergide
Aralık 2003'ten Mayıs 2006'ya kadar yayımlanmıştır. Toplam
37 bölümden oluşmuştur. Daha sonra bu bölümlerden canlı
bir film oluşturulmuştur. Ayrıca bir de animeye uyarlanmıştır.
Anime serisi, Japonya'da 3 Ekim 2006 tarihinden 26 Haziran
2007 tarihine kadar yayınlanmıştır.
Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak
I.
Farklı sanat türlerine malzeme olmuştur.
II. Japonya'da doğup tüm dünyada ün kazanmıştır.
III. Hâlin gereğine uymayan bir kurgusu vardır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
B) Yalnız II
A) Yalnız I
D) I ve ill
E) II ve III
C) Yalnız III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Death Note, Japonya'da Tsugumi Ooba tarafından yazılıp Takeshi Obata tarafından resimlenen bir mangadır. On yedi yaşındaki bir lise öğrencisi, insan dışı bir varlığın düşürmüş olduğu doğa üstü bir defteri - Ölüm Defterini bulup yaşamını nasıl değiştirdiğini anlatır. Bu deftere ismini yazdığınız kişi ölür fakat bu kişilerin yüzlerinin de hatırlanması gereklidir. Death Note önceleri manga olarak başlamıştır. İlk önce, Sueişa tarafından Haftalık Shonen Jump adlı bir dergide Aralık 2003'ten Mayıs 2006'ya kadar yayımlanmıştır. Toplam 37 bölümden oluşmuştur. Daha sonra bu bölümlerden canlı bir film oluşturulmuştur. Ayrıca bir de animeye uyarlanmıştır. Anime serisi, Japonya'da 3 Ekim 2006 tarihinden 26 Haziran 2007 tarihine kadar yayınlanmıştır. Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak I. Farklı sanat türlerine malzeme olmuştur. II. Japonya'da doğup tüm dünyada ün kazanmıştır. III. Hâlin gereğine uymayan bir kurgusu vardır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? B) Yalnız II A) Yalnız I D) I ve ill E) II ve III C) Yalnız III
Paragraf
20. Küreselleşme; ulusal düzeydeki bütün faaliyetlerin dünya
düzeyine aktarılması yani uluslararası bir niteliğe
ve manevi değerlerin dünya ölçeğinde yayılması,
kavuşmasıdır. Küreselleşme; ülkelerin sahip oldukları milli
farklılıkların bir bütünlük ve uyum içinde ortadan kalkması
ve dünyanın "küresel bir köy" haline gelmesidir. Özellikle
bilginin küresel düzeyde paylaşılması ve yayılması
küreselleşme olgusunun ortaya çıkmasında temel
etkenlerden biridir. Günümüzde bilişim teknolojilerinin
ucuzlaması ve yaygınlaşması bilgi akışını hızlandırmış;
zaman, mekân ve mesafe algılamalarını değiştirerek
kültürleşme sürecine ivme kazandırmış ve küresel
değerlerin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Toplumsal
yapılarda meydana gelen gelişmeler; nüfusun
farklılaşması, aile biçimleri ve yaşam tarzlarının değişmesi
küreselleşmenin yol açtığı önemli sonuçlardan sadece
birkaçıdır.
Bu parçadan yola çıkılarak
Küreselleşme olgusunu ortaya çıkaran bazı faktörler
vardır.
1.
II. Küreselleşme sayesinde ulusal değerler küresel
ölçekte yayılmaktadır.
III. Bilişim teknolojilerinin ucuzlaması, küresel
değerlerin oluşmasında etkilidir.
IV. Küreselleşmenin etkisi, kültürel değerlerinin
devamını sağlayamayan toplumlarda daha
yoğundur.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız I
D) I ve IV
B) Yalnız II
E) III ve IV
C) Yalnız IV
J
21. To
çü
ka
yo
to
za
a
to
k
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Paragraf 20. Küreselleşme; ulusal düzeydeki bütün faaliyetlerin dünya düzeyine aktarılması yani uluslararası bir niteliğe ve manevi değerlerin dünya ölçeğinde yayılması, kavuşmasıdır. Küreselleşme; ülkelerin sahip oldukları milli farklılıkların bir bütünlük ve uyum içinde ortadan kalkması ve dünyanın "küresel bir köy" haline gelmesidir. Özellikle bilginin küresel düzeyde paylaşılması ve yayılması küreselleşme olgusunun ortaya çıkmasında temel etkenlerden biridir. Günümüzde bilişim teknolojilerinin ucuzlaması ve yaygınlaşması bilgi akışını hızlandırmış; zaman, mekân ve mesafe algılamalarını değiştirerek kültürleşme sürecine ivme kazandırmış ve küresel değerlerin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Toplumsal yapılarda meydana gelen gelişmeler; nüfusun farklılaşması, aile biçimleri ve yaşam tarzlarının değişmesi küreselleşmenin yol açtığı önemli sonuçlardan sadece birkaçıdır. Bu parçadan yola çıkılarak Küreselleşme olgusunu ortaya çıkaran bazı faktörler vardır. 1. II. Küreselleşme sayesinde ulusal değerler küresel ölçekte yayılmaktadır. III. Bilişim teknolojilerinin ucuzlaması, küresel değerlerin oluşmasında etkilidir. IV. Küreselleşmenin etkisi, kültürel değerlerinin devamını sağlayamayan toplumlarda daha yoğundur. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I D) I ve IV B) Yalnız II E) III ve IV C) Yalnız IV J 21. To çü ka yo to za a to k
61. 1928 yılında 20 kişiyle kurulan ve zamanla dünyanın
en büyük ordu korosu haline gelen Rus Kızıl Ordu
Korosu önceleri Sovyet Devriminin simgesi olarak ta-
nındı. Ancak değişen zaman ve koşullarla birlikte koro
politik amaçlardan sıyrılarak folklorik bir yapı kazandı.
Geçtiğimiz yıllarda Türkiye'ye de gelerek Onuncu Yil
Marşı'nı ve birçok popüler şarkıyı Türkçe seslendiren
koro, özel müzik ve koreografi eğitimi almış kişilerden
oluşuyor.
Bu parçadan Kızıl Ordu Korosu'yla ilgili olarak
aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
AY Üye sayısında zaman içinde artış olmuştur.
D
EX
Başlangıçta, siyasetin etkili olduğu bir kuruluştur.
Rusya dışında da konserler vermektedir.
Kuruluşundan beri dünyanın en büyük korosudur.
Ülkesini temsil eden bir topluluktur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
61. 1928 yılında 20 kişiyle kurulan ve zamanla dünyanın en büyük ordu korosu haline gelen Rus Kızıl Ordu Korosu önceleri Sovyet Devriminin simgesi olarak ta- nındı. Ancak değişen zaman ve koşullarla birlikte koro politik amaçlardan sıyrılarak folklorik bir yapı kazandı. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye'ye de gelerek Onuncu Yil Marşı'nı ve birçok popüler şarkıyı Türkçe seslendiren koro, özel müzik ve koreografi eğitimi almış kişilerden oluşuyor. Bu parçadan Kızıl Ordu Korosu'yla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? AY Üye sayısında zaman içinde artış olmuştur. D EX Başlangıçta, siyasetin etkili olduğu bir kuruluştur. Rusya dışında da konserler vermektedir. Kuruluşundan beri dünyanın en büyük korosudur. Ülkesini temsil eden bir topluluktur.
vii
ve bir anlamda radikal görünümler
değerlendirerek, bilinen ürünlere denenmemiş
kullanım şekilleri
III. kazandırmak, "yeni" kavramının sınırlarını zorla-
1.
IV.
V.
manın
çok bilinmeyen ve denenmeyen bir boyutu
parçaları farklı bir şekilde yerleştirerek, endüstri-
yel atık kullanarak ya da yeniden
Yukarıdaki numaralanmış sözler anlamlı ve kurallı
bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında han-
gisi baştan dördüncü olur?
A) I
B) II
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
vii ve bir anlamda radikal görünümler değerlendirerek, bilinen ürünlere denenmemiş kullanım şekilleri III. kazandırmak, "yeni" kavramının sınırlarını zorla- 1. IV. V. manın çok bilinmeyen ve denenmeyen bir boyutu parçaları farklı bir şekilde yerleştirerek, endüstri- yel atık kullanarak ya da yeniden Yukarıdaki numaralanmış sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında han- gisi baştan dördüncü olur? A) I B) II D) IV E) V
Geçen zaman insanı eritir, diyerek başladı bu
uzun konferansına.
Şiirde Anadolu'nun yolları, köyleri, kervansaray-
ları şairin gözlemlerine dayanılarak anlatılmış.
III. Yarın akşam işten biraz erken çıkıp hep birlikte
bir yerlere oturmaya gidelim.
IV. Bu türün, Batı'da olduğu gibi Türk edebiyatında
da sağlam bir geçmişi vardır.
Fuzülî de bu hikayeyi mesnevileştiren bir sanat-
çıdır.
Yukarıdaki numaralı cümlelerle ilgili aşağıdakilerin
hangisi/söylenemez?
A) I. cümle, doğrudan anlatımlı bir cümledir.
II. cümle, üslup cümlesidir.
C) II. cümle, istek cümlesidir.
b) IV. cümle, karşılaştırma cümlesidir.
E) V. cümle, kanıtlanabilirlik açısından nesneldir.
13
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Geçen zaman insanı eritir, diyerek başladı bu uzun konferansına. Şiirde Anadolu'nun yolları, köyleri, kervansaray- ları şairin gözlemlerine dayanılarak anlatılmış. III. Yarın akşam işten biraz erken çıkıp hep birlikte bir yerlere oturmaya gidelim. IV. Bu türün, Batı'da olduğu gibi Türk edebiyatında da sağlam bir geçmişi vardır. Fuzülî de bu hikayeyi mesnevileştiren bir sanat- çıdır. Yukarıdaki numaralı cümlelerle ilgili aşağıdakilerin hangisi/söylenemez? A) I. cümle, doğrudan anlatımlı bir cümledir. II. cümle, üslup cümlesidir. C) II. cümle, istek cümlesidir. b) IV. cümle, karşılaştırma cümlesidir. E) V. cümle, kanıtlanabilirlik açısından nesneldir. 13
Cümlede Öne Çıkan Kavram ve Duygular
Aşağıdaki cümlelerden hangisi üslupla ilgili bir yargıdır?
A) Romancının işi, insanların hangi koşullar altında nasıl dü-
şündüğünü göstermektir.
B) Bir romancı roman kişilerini yargılamamalı, onların yansız
bir tanığı olmalıdır.
C) Bir romanın başarısı, yaşanmış olayları anlatmış olması-
na bağlıdır.
D) Bir romanın kalıcılığı, okuyucusunun ilgisini çekmesiyle
ölçülür.
E) Romancı, roman kişilerinin karakterlerini çizerken onların
diliyle konuşmak zorundadır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Cümlede Öne Çıkan Kavram ve Duygular Aşağıdaki cümlelerden hangisi üslupla ilgili bir yargıdır? A) Romancının işi, insanların hangi koşullar altında nasıl dü- şündüğünü göstermektir. B) Bir romancı roman kişilerini yargılamamalı, onların yansız bir tanığı olmalıdır. C) Bir romanın başarısı, yaşanmış olayları anlatmış olması- na bağlıdır. D) Bir romanın kalıcılığı, okuyucusunun ilgisini çekmesiyle ölçülür. E) Romancı, roman kişilerinin karakterlerini çizerken onların diliyle konuşmak zorundadır.
5.
Nörobiyoloji ve hayvan davranışı alanında yapılan araştırmalar
en azından bazı omurgalıların korku, nefret, neşe, kıskançlık, şef-
kat ve öfke gibi bir dizi duyguyu yaşadıkları konusunda son de-
rece çarpıcı kanıtlar ortaya koyuyor. Her ne kadar duyguların de-
taylı bir biçimde incelenmesi zor olsa da insan, kendi duyguları-
nın gerçek olduğunun farkındadır. Çünkü bu duyguları yaşayan
kendisidir. Fakat bir başkasının ne tür duygular içerisinde oldu-
ğu tam anlamıyla kestirilemez. Yaşadığınız duyguları sözcükler-
le betimlemeye çalışabilirsiniz ancak bazen hiçbir şey söyleme-
seniz bile beden diliniz ve davranış örgünüze bakılarak duygula-
rınız hakkında bir tahminde bulunulabilir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmak-
tadır?
A) Betimleme
C) Açıklama
E) Örneklendirme
Caykarş
BYKarşılaştırma
D) Öyküleme
As
m
di
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. Nörobiyoloji ve hayvan davranışı alanında yapılan araştırmalar en azından bazı omurgalıların korku, nefret, neşe, kıskançlık, şef- kat ve öfke gibi bir dizi duyguyu yaşadıkları konusunda son de- rece çarpıcı kanıtlar ortaya koyuyor. Her ne kadar duyguların de- taylı bir biçimde incelenmesi zor olsa da insan, kendi duyguları- nın gerçek olduğunun farkındadır. Çünkü bu duyguları yaşayan kendisidir. Fakat bir başkasının ne tür duygular içerisinde oldu- ğu tam anlamıyla kestirilemez. Yaşadığınız duyguları sözcükler- le betimlemeye çalışabilirsiniz ancak bazen hiçbir şey söyleme- seniz bile beden diliniz ve davranış örgünüze bakılarak duygula- rınız hakkında bir tahminde bulunulabilir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmak- tadır? A) Betimleme C) Açıklama E) Örneklendirme Caykarş BYKarşılaştırma D) Öyküleme As m di
Dir
y-
k
k
61
2019 TYT
4.
Stephen Fears'in 2006 yapımı etkileyici filmi Kraliçe, Prens
Charles'tan boşandıktan sonra tüm İngiliz aristokrasisine sır-
tini dönen Prenses Diana'nın ölümünü anlatıyor. Filmin esas
odağı, Prenses Diana'nın şaibeli bir trafik kazasında hayatını
kaybetmesinden hemen sonra kraliyet ailesinde yaşananlar.
Pek çok yazılı ve görsel malzemeyle desteklenen bir belgesel
gibi çekilmesine rağmen film, senaryosu fazlasıyla içeriden
yazıldığı gerekçesiyle eleştirilmiştir. Bununla birlikte film, tipik
İngiliz mizahı ile bu mizahla atbaşı giden hüzün duygusunu
her karesinde birleştirmeyi başarmıştır.
Bu parçada söz edilen filmin senaryosunun eleştirilme
nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Prenses Diana'nın özel hayatıyla ilgili sırlara yer vermesi
Üzücü bir olayı sinemaya aktarırken mizahi ögeler kullanması
O Olayları daha çok kraliyet ailesinin bakış açısıyla sunması
D) Hayatını belgeselleştirerek Prenses Diana'yı idolleştirmesi
içeriğinin kazanın hemen ertesinde olanlarla sınırlı kalması
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Dir y- k k 61 2019 TYT 4. Stephen Fears'in 2006 yapımı etkileyici filmi Kraliçe, Prens Charles'tan boşandıktan sonra tüm İngiliz aristokrasisine sır- tini dönen Prenses Diana'nın ölümünü anlatıyor. Filmin esas odağı, Prenses Diana'nın şaibeli bir trafik kazasında hayatını kaybetmesinden hemen sonra kraliyet ailesinde yaşananlar. Pek çok yazılı ve görsel malzemeyle desteklenen bir belgesel gibi çekilmesine rağmen film, senaryosu fazlasıyla içeriden yazıldığı gerekçesiyle eleştirilmiştir. Bununla birlikte film, tipik İngiliz mizahı ile bu mizahla atbaşı giden hüzün duygusunu her karesinde birleştirmeyi başarmıştır. Bu parçada söz edilen filmin senaryosunun eleştirilme nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Prenses Diana'nın özel hayatıyla ilgili sırlara yer vermesi Üzücü bir olayı sinemaya aktarırken mizahi ögeler kullanması O Olayları daha çok kraliyet ailesinin bakış açısıyla sunması D) Hayatını belgeselleştirerek Prenses Diana'yı idolleştirmesi içeriğinin kazanın hemen ertesinde olanlarla sınırlı kalması
lar-
kat
in,
ül
Metot Anlatımlı Soru Bankası
TÜMEVARIM METODU
6. "Edebiyat, insan ruhunda yapılan bir yolculuktur."
Ancak bu öyle bir serüvendir ki yazar bu yolculuğu
yaparken boşlukta hareket etmek için kendi yolunu
örmesi gereken bir örümcek gibi, bu yolculuğu
da yaratmak zorundadır. Üstelik yolculuk öteki
yazarların yaptığı/yarattığı yolculuğa benzemezse
o metin biricik olacaktır. Birbirine benzeyen yollar
ve yolculuklar doğal olarak sıradanlaşır, çekiciliğini
yitirir.
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi
getirilebilir?
Xa
A) Yazarın özgün eserler yaratması zamana bağlı
gelişir çünkü özgünlüğe ulaşmak, öncesinde
etkilenmeyi gerektirir.
B) Yolunda yalpalamadan ilerleyen, farklı bir yola
sapmayan sanatçılar için özgünlüğü yakalamak
ve başarılı olmak mümkündür.
İnsan ruhunun derinliklerinde yolculuk yapan,
insan ruhunu her yönüyle tanıyan yazar eserleri
ile gerçeklik hissini verebilir.
D) Yolculuğu sıra dışı kılan etken ise insan
ruhunun benzersizliğidir, değişkenliğidir, ele
geçirilmezliğidir.
E) Gerçek sanatçı, salt gerçekten hareket etmez;
gerçeği hayalle harmanlayıp kurguladıktan
sonra okura sunar.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
lar- kat in, ül Metot Anlatımlı Soru Bankası TÜMEVARIM METODU 6. "Edebiyat, insan ruhunda yapılan bir yolculuktur." Ancak bu öyle bir serüvendir ki yazar bu yolculuğu yaparken boşlukta hareket etmek için kendi yolunu örmesi gereken bir örümcek gibi, bu yolculuğu da yaratmak zorundadır. Üstelik yolculuk öteki yazarların yaptığı/yarattığı yolculuğa benzemezse o metin biricik olacaktır. Birbirine benzeyen yollar ve yolculuklar doğal olarak sıradanlaşır, çekiciliğini yitirir. Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? Xa A) Yazarın özgün eserler yaratması zamana bağlı gelişir çünkü özgünlüğe ulaşmak, öncesinde etkilenmeyi gerektirir. B) Yolunda yalpalamadan ilerleyen, farklı bir yola sapmayan sanatçılar için özgünlüğü yakalamak ve başarılı olmak mümkündür. İnsan ruhunun derinliklerinde yolculuk yapan, insan ruhunu her yönüyle tanıyan yazar eserleri ile gerçeklik hissini verebilir. D) Yolculuğu sıra dışı kılan etken ise insan ruhunun benzersizliğidir, değişkenliğidir, ele geçirilmezliğidir. E) Gerçek sanatçı, salt gerçekten hareket etmez; gerçeği hayalle harmanlayıp kurguladıktan sonra okura sunar.